Etiket: Terör

  • Polis aracına bombalı saldırı: 8’i polis 9 yaralı

    Polis aracına bombalı saldırı: 8’i polis 9 yaralı

    Olayla ilgili olarak İçişleri Bakanı Süleyman Soylu 2 kişinin gözaltına alındığını açıklayarak,

    “Tedbiren polis arkadaşlarımız hastaneye götürülmüşler ve ayakta tetkikleri yapılmıştır. Olayın faili olduğu değerlendirilen iki kişi gözaltına alınmıştır” açıklamasında bulundu.

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Diyarbakır’da göreve giden polis aracımız geçerken 05.10’da park halindeki araçta patlama meydana gelmiştir. Tedbiren polis arkadaşlarımız hastaneye götürülmüşler ve ayakta tetkikleri yapılmıştır. Olayın faili olduğu değerlendirilen iki kişi gözaltına alınmıştır. Geçmiş olsun” açıklamasında bulundu.

    Diyarbakır Valiliği’nden açıklama

    Valilikten yapılan açıklamada, bugün sabah saat 05.10 sıralarında göreve giden Çevik Kuvvet minibüsüne geçişi esnasında yol kenarına park edilmiş araç patlatılmak suretiyle terör saldırısı yapıldığı belirtildi.

    Açıklamada, zırhlı Polis Minibüsü içerisinde bulunan 9 kişi kontrol amaçlı hastanelere sevk edilmiş olup, herhangi bir hayati tehlikeleri bulunmamakta olduğu ifade edildi.

    https://twitter.com/linetv/status/1603665249533628416

  • “Yalnız bırakıldığımızı asla unutmayacağız”

    “Yalnız bırakıldığımızı asla unutmayacağız”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ”Terör örgütleriyle mücadelemizde yalnız bırakıldığımızı asla unutmayacağız.”

    “Binlerce tır silah, mühimmat araç ve gereç ülkemin güneyinde Suriye’nin kuzeyindeki terör örgütlerine gönderilmiştir”

    TRT World Forum’una katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Terör örgütleriyle mücadelemizde yalnız bırakıldığımızı asla unutmayacağız. Binlerce tır silah, mühimmat araç ve gereç ülkemin güneyinde Suriye’nin kuzeyindeki terör örgütlerine gönderilmiştir. Bunu gönderen ülke bakıyorsunuz NATO’da beraber olduğumuz ülke. NATO’da biz seninle beraberiz de bu terör örgütlerine bunca silah, mühimmatı nasıl gönderirsin?” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Tahıl krizini çözmek amacıyla pazar günü Putin’le görüşmem olacak. Aynı şekilde Sayın Zelenskiy’le görüşmem olacak” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Teröristlerle verdiğimiz mücadelede bize kalkıp kimse hesap soramaz. Sınırlarımızın güvenliği için başlattığımız harekatları kimseden destek alamasak da yürütecek ve sonuçlandıracak güce imkana kararlılığa sahip olduğumuzu herkese gösterdik” dedi. Amerika Birleşik Devletlerine F16 tepkisi de gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz parasını verdiğimiz halde F16 meselesini sizle hala çözemedik” diye konuştu.

    TRT’nin hem yayınları ve yapımları hem de bu tür platformları vasıtasıyla uluslararası iletişim mecralarında kalıcı izler bırakan milli yayıncılık kuruluşu olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemiz, bölgemiz ve tüm dünya için önemli kazanımlar sağlayan TRT World Forum’un başarı çıtasını her yıl daha yukarı taşıdığına inanıyorum. Ülkemiz içinden ve dışından gelerek birikimleri ile forumun içeriğini zenginleştiren tüm bilim, medya ve siyaset insanlarına şahsım milletim adına teşekkür ediyorum. Son yıllarda her alanda olduğu gibi yayıncılık konusunda da çok ciddi mesafe aldık. Bilhassa TRT’nin insani değerleri koruma yaşatma ve yüceltme eksenli içerikleri yurt içindeki ve dışında giderek daha fazla beğeni topluyoruz. Televizyon seyircilerinin en çok rağbet gösterdiği ilgiyle takip ettiği programların başında artık TRT’nin yapımları geliyor” dedi.

    Artık hiç kimsenin dünyanın herhangi bir yerindeki sorunu görmezden gelme, çözümüne katkı sunmaktan imtina etme veya katkısını erteleme lüksü olmadığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnsanlığın ortak geleceğini selameti için herkes elini taşın altına koymak mecburiyetindedir. Biz bu anlayışla bölgesel ve küresel meselelerde üzerimize düşen sorumluluğumuzu samimi şekilde yerine getirmeye çalışıyoruz. Kovid 19 sürecinde kendi vatandaşlarımıza en iyi hizmetleri sunarken salgın ile küresel mücadele çabalarına da güçlü destek verdik. Maske, tıbbı donanım ve aşı gibi kritik her türlü malzemeyi dostlarımızla paylaştık. Salgın sürecinde sürecinde ortaya çıkan manzara insanlık için hiç de umut verici olmamıştır.

    Bu dönemde yaşanan trajediler küresel sağlık mimarisindeki sorunların çözümü için fırsat olarak görülmelidir. Rusya – Ukrayna savaşı yol açtığı ağır can kayıplarının yanında bölge ve dünya için çok ciddi insani, ekonomik ve politik maliyetler oluşturdu. Krizin en başından itibaren savaşın kazananı, barışın ise kaybedeni olmaz. Bu ilkeyle yoğun bir diplomasi trafiği yürüttük. Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü güçlü bir şekilde savunurken Rusya’ya yönelik akıl dışı politikalarla bölgedeki ateşin körüklenmesine de karşı çıktık. Şahsımın Rusya ve Ukrayna liderleri ile birlikte yaptığı görüşmelerde gerek ilgili kurumlarımızın temasları ile dünyaya örnek teşkil edecek bir barış diplomasisine imza attık” ifadelerini kullandı.

    “Bu krizi çözmek amacıyla pazar günü Sayın Putin’le görüşmem olacak”

    İstanbul süreci sahadaki gelişmelerle sekteye uğramış gibi görünse de halen karıcı barış için en ideal müzakare zemini olma zeminini koruyor. Rusya ile Ukrayna arasındaki esir takası da yine ülkemizin arabuluculuğunda gerçekleşti. Savaş nedeniyle Ukrayna ve Rusya’dan tahıl başta olmak üzere kritik ürünlerin sevkiyatının durması Avrupa’dan Afrika’ya tüm ülkeleri etkileyen küresel çapta bir gıda krizine sebep olmuştur. Buğday olmadan ekmek olur m ? Ama unutmayalım ki şu buğdayın tanesinde çok şeyler var. Bir buğday tanesi yüz binlerce buğdayı üretiyor. Buğday o denli farklı bir nimettir.

    Bu krizi çözmek amacıyla pazar günü Putin’le görüşmem olacak. Aynı şekilde Zelenski ile görüşmem olacak. Bu görüşmelerle birlikte istiyoruz ki az gelişmiş ülkelere bu tahıl koridorundan, tahıl ambarından bu imkanları gönderelim. Tahıl koridorundaki tıkanıklığın aşılması ve sonrasında anlaşmanın süresinin yine ülkemiz girişimleri sayesinde mümkün olabildi. Türkiye savaşın sebep olduğu enerji krizinin aşılması için öncü bir rol oynamayı sürdürecektir. Bu süreçte tüm dünya samimi ve gerçekçi gayretlerimizi takdir etti. Türkiye hakkaniyetli davranıyor. Türkiye istikrar getiriyor. Türkiye güven veriyor. Türkiye barış için çalışıyor. Türkiye krizin değil çözümün safında duruyor. Türkiye kendisi ile birlikte tüm insanlığın hayrı için çaba harcıyor. Millet ve ülke olarak bu tarihi sorumluluğu yerine getirmeye önümüzdeki dönemde de devam edeceğiz. Son dönemde yaşanan krizler, Avrupa’nın üzerine bina edildiği güvenlik ve refah mimarisinin aslında ne kadar kırılgan olduğunu da gözler önüne sermiştir. Türkiye, Avrupa’nın karşı karşıya olduğu meselelerin çözümünde de kilit rol oynama potansiyeline sahiptir” diye konuştu.

    “150 ülkeye 600 milyon kişiye ulaşan izleyici sayısı ile Türk dizileri Türkiye’nin doğru tanıtımında önemli rol oynuyor”

    Bir dönem yabancı dizilerin istilasına uğrayan Türkiye’nin bugün dünya çapında sinema, dizi, belgesel programlarına imza attığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “TRT’nin ve Kültür Bakanlığının destek verdiği projelerin uluslararası yarışmalardan ödüller döndüğünü görmekten memnuniyet duyuyoruz. İstanbul sadece tarihi güzellikleri ile değil, ev sahipliği yaptığı Film ve dizilerle de küresel bir çekim merkezi haline gelmiştir. Bugün Türkiye dizi ihracatında dünyada ikinci sıraya yükselmiştir. Toplam 150 ülkeye 600 milyon kişiye ulaşan izleyici sayısı ile Türk dizileri Türkiye’nin doğru tanıtımında önemli rol oynuyor. Bu gelişme turizm rakamlarını da olumlu etkiliyor. Her yıl ülkemizi ziyaret eden 50 milyon yabancı misafirimizin insanın önemli bir kısmının Türk dizilerinden etkilenenlerden olduğuna inanıyorum. Yurt dışı seyahatlerimizde ülkemize hiç gelmediği ve eğitimini almadığı halde bize son derece sempatik bir şekilde Türkçe kelimelerle hitap eden gençlerle, öğrenci kardeşlerimizle, hükümet yetkilileri ile karşılaşıyoruz. Türkiye’nin Türkiye’den daha büyük olduğu gerçeğine her yurtdışı ziyaretimizde bir kez daha şahitlik etmenin gururunu yaşıyoruz. İnşallah Türkiye Yüzyıl’ının yayıncılık ayağını sizlerle birlikte inşa edecek, TRT’yi daha da güçlenen küresel bir marka haline dönüştüreceği” ifadelerini kullandı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Avrupa’ya net mesaj

    Avrupa’nın diplomatik ve ekonomik ilişkilerden terörle mücadeleye kadar her konuda Türkiye’ye yönelik yaklaşımını müttefiklik ve ortalık ruhuna uygun bir şekilde değiştirmesi gerektiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin mücadele ettiği terör örgütlerine gizli açık destek veren teröristleri himaye eden tarafı olduğu her meselede karşısında yer alan bir Avrupa ile ortak bir gelecek hayali kurmamızın zor olduğu açıktır. AB tam üyeliği sürecinde maruz kaldığımız aleni haksızlıkları bize uygulanan örtülü ambargoları insani meseleleri şantaj haline getirilmesi gibi daha nice sorunları saymıyorum. Siyasi askeri desteğimizle insan gücümüzle Avrupa’nın güvenliği refahına yönelik sürdüğümüz katkıları kimse inkar edemez. Yaptığımız onca fedakarlığa rağmen terör birliğimizi ve beraberliğimi tehdit eden terör örgütlüleriyle mücadelemizde yalnız bırakıldığımızı asla unutmayacağız. Binlerce tır silah mühimmat araç gereç ülkemin güneyinde Suriye’nin kuzeyindeki terör örgütlerine gönderilmiştir. Bunu gönderen ülke NATO da beraber olduğumuz ülke. Biz seninle beraberiz de bu terör örgütlerine bu mühimmatı nasıl gönderirsin. Yok diyor böyle bir şey. Bütün videoları bunlara gösteriyoruz. Biz gerçekten yana olduk. Onun için de teröristlerle verdiğimiz mücadelede bize kimse hesap soramaz” ifadelerini kullandı.

    “DEAŞ’a karşı en büyük darbeyi biz vurduk”

    Terörün küresel bir tehdit olduğunu ve mücadelenin de küresel işbirliği içinde yapılması gerektiğini her platformda söylediklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Avrupa başta olmak üzere dünyanın en büyük tehdit gördüğü DEAŞ’a karşı en büyük darbeyi biz vurduk. Bu görüşümü sahada filen ispatladık. Bugün benim diyen ülkeler acaba DEAŞ’la herhangi bir mücadele veriyor mu? Bütün bunlarla mücadeleyi veren ülke biziz. Sınırlarımızın güvenliği için başlattığımız harekatları kimseden destek alamasak da yürütecek ve sonuçlandıracak güce imkana kararlılığa sahip olduğumuzu herkese gösterdik. İnşallah siyasi diplomatik, ekonomik etkinliğimizi artırarak savunma sanayi başta olmak üzere her alandaki hedeflerimize uluşarak konumumuzu daha da ileriye taşıyacağız.

    Aynı şekilde Ege’de ve Akdeniz’de Yunanistan’ı hesapsızca destekleyerek bu ülkenin mütecaviz ve provokatif girişimlerine de cesaret verenlere eyvallah etmedik ve de etmeyeceğiz. Biz parasını verdiğimiz halde F16 meselesini sizle hala çözemedik. Kıbrıs meselesinin hakkaniyetli bir zeminde yeni ve somut adımlarla çözüme kavuşturulması için diyalogdan vazgeçmiyoruz. Bölgesel ve küresel meselelerde Türkiyesiz bir çözüm olmadığını artık herkes anlıyor ve görüyor” dedi.

  • “Terör örgütleri ile mücadele için her türlü iş birliğine hazırız”

    “Terör örgütleri ile mücadele için her türlü iş birliğine hazırız”

    Bakan Akar: “Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinde 4 bin 500 radikal DEAŞ’lı teröristi etkisiz hale getiren Türkiye, DEAŞ ve diğer tüm terör örgütleri ile mücadele için her türlü iş birliğine hazırdır.”

  • “Terör örgütünün kökünü kazımakta kararlıyız”

    “Terör örgütünün kökünü kazımakta kararlıyız”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) 38. Toplantısı Açılış Programı’na katıldı. Burada bir konuşma yapan Erdoğan, “Siz, insanlar için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. Resul-ü Ekrem Efendimiz Aleyhisselatü Vesselam ise ‘İnsanların en hayırlısı insanlara en faydalı olandır’ buyurmuştur. Müslüman olmak şahsından ve ailesinden başlayarak içinde yaşadığı topluma ve tüm insanlığa karşı kendisini mesul hissetmek demektir. İslam ümmetinin mensupları olarak, hiçbirimiz kendimizi dış dünyadan, çevremizde ve ötesinde yaşanan hadiselerden izole edemeyiz. Afrika’dan Asya’ya bütün bu coğrafyalarda dünyanın neresinde bir zulüm varsa, çatışma varsa, açlıktan ve susuzluktan ölen masum varsa, vebali hepimizin üzerinedir.

    Yemen’de, Somali’de, Afganistan’da, Arakan’da adeta bir deri bir kemik kalmış çocuklar kadar Ukrayna’daki çatışmaların mağdur ettiği sabiler de bizim evlatlarımızdır. Suriye’nin kuzeyinde hayata tutunma mücadelesi veren kadınlar nasıl bizim öz kardeşimizse Batılıların refahı için gayriinsani şartlarda 15 saat çalışamaya zorlanan Asyalı emekçi kadınlar da bizim kardeşimizdir. Bizler yetimlere şefkatle davranan, hiçbir ayrım gözetmeden mazlumlara sahip çıkan, fakir ve fukaranın elinden tutan bir Peygamber’in ümmetiyiz. Paylaşmanın bereketine, dayanışmanın gücüne inanan, veren eli alan elden üstün gören bir medeniyetin mensuplarıyız. Dillerimiz, kültürlerimiz, yaşadığımız topraklar farklı olsa da aynı büyük ailenin fertleriyiz. Bu vasıflarımızla kendi toplumumuz yanında dünyanın neresinde olursa olsun tüm kardeşlerimizden sorumluyuz. Elbette her ailede olduğu gibi bizlerin arasında da kimi zaman tartışmalar, hiç arzu edilmeyen gerilimler yaşanabiliyor” dedi.

    “Salgın döneminde 161 ülkeye ve 12 uluslararası kuruluşa tıbbi yardım malzemesi gönderdik”
    İSEDAK’ın bu yılki Bakanlar Oturumunun temasını Kovid-19 Salgını Işığında Etkili Sosyal Yardım Sağlanması ve Sosyoekonomik Güçlendirme” olarak belirlediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, zorlu salgın döneminde sosyal yardımlaşmanın ne kadar kritik bir yere sahip olduğunu beraberce tecrübe ettiklerini söyledi.
    Zenginin refah ve konforunu, fakirin haklarının önüne koyan mevcut sistemin insanların derdine derman üretemediği bu süreçte daha iyi anlaşıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Öyle günler yaşadık ki asgari sağlık hizmetlerine ulaşamayan yüz binlerce insan çaresizlik içinde hayatını kaybetti. Huzurevlerinden, yaşlı bakım yurtlarından, hastane kapılarından yansıyan yürek burkan manzaraları asla unutmadık. Aşı ve ilaç şirketleri doğrudan insanlığın geleceğini ilgilendiren böyle bir meselede dahi fahiş kar elde etme hesabını bırakmadı. İnsanlığın dayanışmaya en çok ihtiyaç duyduğu bu dönemde yaşananlar, mevcut küresel sistemin çirkin yüzünü deşifre eden birer örnek olmuştur. Türkiye insani değerlerin sınandığı bu zor günlerde elindeki imkanları tüm ihtiyaç sahipleriyle paylaştı. Salgın döneminde Türkiye’den talepte bulunan toplam 161 ülkeye ve 12 uluslararası kuruluşa tıbbi yardım malzemesi gönderdik” diye konuştu.

    “Tahıl sevkiyatını Afrika kıtası öncelikli yürüterek, inşallah biz de bu sürece destek olacağız”
    Yerli ve milli aşı TURKOVAC’ı milletle birlikte tüm insanlığın hizmetine sunduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın sona erdirilmesi ve akan kanın durdurulması için ilk günden itibaren yoğun bir çalışma yürüttük. Her iki liderle olan yakın dostluğumuzu da kullanarak, Rus ve Ukrayna makamlarını ülkemizde farklı vesilelerle bir araya getirdik. Karadeniz üzerinden tahıl koridorunu ve esir takası anlaşmasını hayata geçirerek, diplomatik çözümün mümkün olduğunu gösterdik. Enerji ve gıda krizinin yoksul ülkeler başta olmak üzere tüm dünyayı etkilediği bir dönemde, 11 milyon tonu aşkın tahılın Karadeniz ve boğazlar üzerinden sevkini temin ettik. Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’nın 19 Kasım’dan itibaren 120 gün süreyle uzatılmasının, hassaten Afrikalı kardeşlerimizin çektiği sıkıntıları bir nebze olsun hafifleteceğine inanıyoruz. Tahıl sevkiyatını Afrika kıtası öncelikli yürüterek, inşallah biz de bu sürece destek olacağız.”

    “Salgınla başlayan, enerji ve emtia fiyatlarındaki artışla tırmanan, sıcak çatışmalarla daha da kötüleşen küresel kriz yeni boyutlar kazanarak devam ediyor. Enflasyon ve işsizlik rakamları son 50-60 yılın zirvesine ulaşmış durumda” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
    “Faizleri yükselterek, enflasyonu kontrol altına alma çabaları şimdiye kadar beklenen neticeyi veremedi. Enerji kesintileri, Avrupa’nın birçok ülkesinde ciddi tedirginlik kaynağı haline geldi. Tedarik zincirlerindeki kırılmaların yol açtığı sorunlara kalıcı çözüm bulunamadı. Hayat pahalılığının sebep olduğu ekonomik zorluklardan az ya da çok hepimiz etkileniyoruz. Türkiye olarak vakitlice aldığımız tedbirler ve uyguladığımız politikalarla bu süreci başarıyla yönetsek de kimi olumsuzlukları biz de hissediyoruz. Tüm dünyada resesyon beklentilerinin artması, tünelin sonundaki ışığın henüz görülmediğine işaret etmektedir. İslam ülkeleri olarak ticari ve ekonomik iş birliğimizi daha da ilerletmemiz, krizi fırsata çevirme mücadelemizde bizlere katkı sağlayacaktır. Ülkelerimizin karşılıklı tanıdığı menşe ispat belgeleri düzenlenerek, sistem dahilinde ticaretin başlaması da önemlidir. Keza, Ticaret Müzakereleri Toplantısı’nda alınan kararların sistemin uygulanmasını kolaylaştıracağı kanaatindeyim. Buradan sisteme dahil olan ülkelere çabalarından ötürü teşekkür ediyor, sisteme henüz taraf olmamış ülkelerimizi de taraf olmaya davet ediyorum. Önümüzdeki süreçte diğer İSEDAK üyelerinin de katılmasıyla ülkelerimiz arasındaki ticareti yüzde 25 seviyesine yükseltebiliriz.”

    “Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi’miz, Türkiye’nin bu alanda elde ettiği engin birikimi ve tecrübeleri sizlerle paylaşmaya hazırdır”
    Tercihli Ticaret Sisteminin yanı sıra tahkim merkezi ve uluslararası yatırım fonunun da hayata geçmesinden memnuniyet duyduklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İslam ülkelerindeki tasarrufların, helal yatırım ürünü olan bu fona aktarılmasının teşvik edilmesinde fayda görüyoruz. Altın borsası ve gayrimenkul borsası gibi bu girişimlerin hayata geçmesi noktasında hep birlikte çalışmalarımızı daha da hızlandırmamız gerekiyor. İstanbul’da kurulan İslam İşbirliği Teşkilatı Tahkim Merkezi’nin sizlerin de destekleriyle uluslararası ticaret ve yatırım uyuşmazlıklarında saygın bir kuruluş olarak kabul göreceğine inanıyorum. Geçtiğimiz yıl İSEDAK gündemine alınması kararlaştırılan dijital iş birliği konusu da üzerinde eğilmemiz gereken bir başka husustur. Bu sene başlatılan İSEDAK Yüksek Düzeyli Dijital Dönüşüm Girişimi’ni de son derece kıymetli buluyorum. Bu çerçevede, kodlama, siber güvenlik, dijital beceri ve yetkinlik geliştirme, ortak data altyapısı oluşturma gibi somut projeleri hayata geçirebiliriz. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi’miz, Türkiye’nin bu alanda elde ettiği engin birikimi ve tecrübeleri sizlerle paylaşmaya hazırdır” diye konuştu.


    “Batılı siyasetçilerin oy devşirmek veya başarısızlıklarını örtmek için en sık başvurduğu araçlardan biri İslam karşıtlığı”
    Cumhurbaşkanı Erdoğan, batılı siyasetçilerin oy devşirmek veya başarısızlıklarını örtmek için en sık başvurduğu araçlardan birisinin İslam karşıtlığı olduğunu belirterek, “Lafa gelince demokrasi ve özgürlükler konusunda mangalda kül bırakmayanlar, mesele Müslümanların, özellikle de Müslüman kadınların hakları olunca en faşist uygulamaları devreye almaktan çekinmiyor. Kimi Avrupa ülkelerinde başörtüsüne okul, iş hayatı ve kamusal alanda getirilen hukuk dışı kısıtlamalar bunun en çarpıcı örnekleridir” diye konuştu.

    ”Küresel bir dikta aracı halini alan LGBT dayatması da hem aile kurumunu hem de İslami değerleri zayıflatmayı amaçlayan bir diğer tehdittir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hangi cafcaflı ambalaja konursa konulsun insanların dinlerini yaşamasına mani olmak, zorbalıkla inançlara müdahale etmek, kendi hayat tarzını dikte etmek, Orta Çağ’ın engizisyon ruhunu yeniden hortlatmak demektir.

    Şüphesiz bu faşist dalgadan Müslümanlarla birlikte dili, kültürü, ten rengi, kökeni farklı, diğer gayrimüslimler de etkileniyor. Irkçılığın bu yeni biçimiyle mücadelede teşkilatımız bünyesindeki dayanışmanın güçlendirilmesi büyük önem taşıyor. 15 Mart’ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından ‘İslamofobiyle Mücadele Uluslararası Günü’ olarak kabul edilmesi bu doğrultuda uluslararası topluma verilmiş bir mesajdır. Yunanistan’daki Müslüman Türk azınlığına yönelik yıllardır süren haksız ve hukuksuz uygulamalar artarak devam ediyor. Yunanistan’daki kardeşlerimizin dini liderleri tanınmıyor. Vakıfları ve malları gasp ediliyor. Ana dillerini öğretmelerine izin verilmiyor. Kimlikleri reddediliyor.

    İslam alemi, Yunanistan’da zulme uğrayan kardeşlerimizin durumuna daha fazla seyirci kalmamalıdır. İslam ümmetinin ayrılmaz bir parçası olan Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin maruz bırakıldığı hak ihlallerini de biliyorsunuz. Türk Devletleri Teşkilatına gözlemci ülke olan KKTC’ye sizlerin de gereken desteği vereceğinize inanıyorum. Teşkilatımızın kuruluş sebebi olan Filistin meselesinin 1967 sınırlarında başkenti Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğe sahip Filistin devletinin vücut bulmasıyla çözüme kavuşturulmasını destekliyoruz. Filistin halkının kendi devletine ve meşru haklarına kavuşması, Kudüs ve Mescid-i Aksa’da statükonun korunması için elimizden geleni yapıyoruz ve yapacağız” diye konuştu.

    “Ülkemizle birlikte Suriye ve Irak’ın da toprak bütünlüğüne tehdit oluşturan bu terör örgütünün kökünü kazımakta kararlıyız”
    Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgınla birlikte Suriye’deki sosyoekonomik ve insani durumun daha trajik bir hal aldığının belirterek, “Türkiye olarak 3,5 milyonu aşkın Suriyeli sığınmacıya topraklarımızda ev sahipliği yaparak milyonlarcasını da Suriye sınırları içinde destekleyerek kardeşlik vazifemizi layıkıyla yerine getiriyoruz. Suriye’nin çatışma, insani kriz ve terör sarmalından kurtulması için İslam ülkeleri daha güçlü bir irade ortaya koymalı, siyasi çözüm çabalarına etkin destek vermelidir. Biz de bu konuda gereken adımları atmakta tereddüt etmeyeceğiz.

    Pek çoğumuz terörün vahşi yüzüne olmuş insanlarız. Terör örgütlerinin kalleş saldırılarında vatandaşlarımızı kurban verdik. Bu katil sürüleri kimi zaman DEAŞ olarak, kimi zaman Boko Haram ve Eş-Şebab olarak, kimi zaman FETÖ, kimi zaman PKK, PYD, YPG olarak karşımıza çıktı. Adları, iddiaları, coğrafyaları farklı olsa da bu örgütlerin tamamı öncelikle Müslümanları hedef aldı, Müslümanların kanını döktü, en fazla zararı İslam’a ve Müslümanlara verdi. Sadece biz PKK terör örgütünün saldırılarında 40 bine yakın insanımızı kaybettik. FETÖ’cü hainler bir gecede 252 kardeşimizi alçakça şehit ettiler. DEAŞ’ın kanlı eylemlerinde yüzlerce insanımız bizden kopartıldı. Önceki hafta İstiklal Caddesi’nde, ardından Karkamış ilçemizde 3’ü çocuk, 8 vatandaşımız PKK tarafından şehit edildi.

    Dökülen bu kanda elbette bölücü terör örgütü kadar DEAŞ’la mücadele bahanesiyle bu teröristleri silaha ve desteğe boğanların da payı vardır. Ölen her bir masumun kanı ülkemizin yaptığı tüm ikazlara rağmen harf oyunlarıyla terör örgütlerini meşrulaştırmaya çalışanların eline ve yüzüne bulaşmıştır. İlk günden beri proje mahsulü bir yapı olduğu bilinen DEAŞ’la mücadele kisvesiyle, PKK ve uzantılarına destek verme oyunu artık son bulmalıdır. DEAŞ’la sahada göğüs göğüsle çarpışan ve bu örgütü bozguna uğratan Türkiye’nin bu tür argümanlara karnı toktur. Ülkemizle birlikte Suriye ve Irak’ın da toprak bütünlüğüne tehdit oluşturan bu terör örgütünün kökünü kazımakta kararlıyız” ifadelerini kullandı.

  • PKK/KCK operasyonu: 18 gözaltı kararı

    PKK/KCK operasyonu: 18 gözaltı kararı

    Edinilen bilgiye göre, Mersin İl Emniyet Müdürlüğüne bağlı Terörle Mücadele ve İstihbarat Şube Müdürlüğü ekipleri, PKK/KCK silahlı terör örgütünün faaliyetlerinin deşifre edilmesine yönelik yaptığı çalışmalarda, yurt içinde ve yurt dışında gerçekleştirilen başarılı operasyonları itibarsızlaştırmak için terör örgütünün yapılarını, mensuplarını, eylem ve faaliyetlerini övücü, yüceltici, destekleyici mahiyette sosyal medya üzerinden yalan haberler yayarak paylaşım yapan, terör örgütünün gençlik yapılanması içerisinde faaliyet yürüterek geçmiş yıllarda kentte sokak eylemlerinde kamu kurum ve kuruluş binalarına, güvenlik güçlerine yönelik olarak gerçekleştirilen EYP’li, molotof kokteylli, taşlı, sopalı saldırılarda yer alan ve örgütün Suriye uzantısı olan PYD/YPG içerisinde de geçmiş dönemlerde faaliyet gösteren 18 şüpheli belirlendi.

    Bu sabah operasyon için düğmeye basan ekipler, Özel Harekat polislerinin de desteğiyle belirlenen adreslere şafak operasyonu gerçekleştirdi. Kapılar koçbaşlarıyla tek tek kırılarak içeri girilirken, operasyon bölgesinde yoğun güvenlik önlemi alındı. Mersin’in merkez Akdeniz ilçesine bağlı Siteler Mahallesi’nde bulunan bir adrese giden polisleri fark eden şüpheli bir kadın ise evin arkasındaki camdan atlayıp kaçmaya çalışırken, kovalamaca sonucu kıskıvrak yakalandı.
    Polislerin adreslerdeki aramaları devam ediyor.

  • “Türkiye, kendini koruma hakkına sahip”

    “Türkiye, kendini koruma hakkına sahip”

    İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, İsveç parlamentosunda Yeşiller Partisi Sözcüsü Marta Stenevi’nin Türkiye ile ilgili sorularına cevap verdi. Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde başlattığı Pençe-Kılıç Hava Harekatı’na dair soru üzerine Kristersson, Suriye’nin kuzeyindeki çatışmanın “çok karmaşık” olduğunu belirterek, “Bir yandan terör örgütü DEAŞ’a karşı mücadele, diğer taraftan da Türkiye’nin terör saldırılarına maruz kalan bir ülke olduğu kabul edilmeli. Türkiye’nin kendisini terör saldırılarına karşı koruma hakkına sahip olduğunu belirtmek gerekir” ifadelerini kullandı.

    Diğer ülkelerin Türkiye’yi anlaması gerektiğine dikkat çeken Kristersson, “Dünyanın geri kalanının Türkiye’yi vuran terör saldırılarının, diğer ülkeleri vuran terör saldırıları kadar Türkiye için de kötü olduğunu kabul etmesi için nedenler var” dedi.
    İsveç’in NATO üyeliğine Türkiye’nin onay vermesi için bir anlaşma imzaladığını da hatırlatan Kristersson, bunun İsveç’in terörle mücadeleyi yoğunlaştırması gerektiği anlamına geldiğini belirterek, “Çeşitli şekillerde teröre veya terörle ilgili faaliyetlere katılan ve onları finanse edenler İsveç’i değil, Türkiye’yi hedef alıyor. İsveç’in onlar için güvenli bir sığınak olmaması gerektiğini tespit ettik” dedi.

  • Faciayı Şehit Öğretmen Ayşenur Alkan önlemiş

    Faciayı Şehit Öğretmen Ayşenur Alkan önlemiş

    Gaziantep’in Karkamış ilçesine roketlerin düşmeye başlaması ile birlikte Kocatepe İlkokulunda bulunan ve sınıflardaki öğrencileri sığınağa götürmek için harekete geçen Ayşenur Alkan, öğrencileri başarılı bir şekilde sığınağa götürdü. Okulun koridorlarını kontrol eden Alkan’ın öğretmenler odasına baktığı esnada okul bahçesine düşen roketten saçılan şarapnel parçaları ile hayatını kaybettiği ortaya çıktı.

    Şehit öğretmenin yakınlarından Fatih Cankesen, Şehit Öğretmen Ayşenur Alkan’ın evinde geçirdiği son gününü anlattı. Şehit Öğretmen Alkan’ın son gününde sabaha kadar uyumadığını belirten Fatih Cankesen, “Şehidimiz bir hafta aranın ardından öğrencileri ile kavuşacağı için gece sabaha kadar uyumamış. Buruk ve hüzünlü bir şekilde evden ayrılmış. Olay anında çocukları sığına yönlendirmiş. Dışarıda kalan var mı diye sığınaktan çıktığı anda şehit olmuş, isabet eden şarapnel parçası ile şehit olmuş. Çocukları kontrole çıkmış, çıktığı anda şehit olmuş. Küçüklüğünden beri kendisini tanıyorum. Çok iyi bir kızdı” dedi.

    “Memur olabilmek için sözleşmeli öğretmenlik yapıyordu”

    Cankesen, Alkan’ın memur olabilmek için KPSS’ye hazırlandığını, hem sınav masraflarını karşılayabilmek hem de ailesine katkı sunabilmek amacıyla sözleşmeli öğretmenlik yaptığını belirterek, “Memur olabilmek için sözleşmeli öğretmenlik yapıyordu. KPSS’ye hazırlanıyordu. Dar gelirli bir ailenin kızı olduğu için sözleşmeli olarak çalışıyordu” diye konuştu.

    Acılı anne Hayriye Alkan ise kızının herkese yardım ettiğini, daha fazla yardım edebilmek için atanmayı beklediğini kaydetti. Kızının 3 ay önce sözleşmeli olarak öğretmenlik yapmaya başladığını anlatan anne Alkan, “Ciğerimiz yanıyor. Mahvolduk. Benim yavrumun kimseye zararı yoktu. Bir tek kızım vardı. Nasıl dayanacağım bilmiyorum. Hayalleri vardı. Para kazanayım, durumu olmayanlara yardım edeyim diyordu. Atanırsam daha yüksek alırım, daha fazlasına yardım ederim derken atanmayı bekliyordu. 3 aydır ücretli çalışıyordu. Allah onları kahretsin” şeklinde konuştu.

  • İstiklal Caddesi’nde anlamlı yürüyüş

    İstiklal Caddesi’nde anlamlı yürüyüş

    Geçtiğimiz Pazar günü İstiklal Caddesi’nde yaşanan hain terör saldırısının ardından anlamlı bir etkinlik gerçekleştirildi. Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız ile birlikte Galatasaray Lisesi’nin önünde bir araya gelen 40 ülkenin başkonsolosları ve farklı inançlardan cemaat liderleri, saldırının meydana geldiği yere doğru yürüdü. Yürüyüşün sonunda konuşan Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız, yapılan saldırının birlik ve beraberliği bozmaya yönelik olduğunu, şiddetle kınadıklarını söyledi. Yürüyüşe katılan konsoloslar ve cemaat liderleri ise terörü lanetleyerek birlik ve beraberlik mesajları verdi.

    “Yapılan saldırı, istiklalimize, birliğimize, beraberliğimizedir, kalleşçedir ve şiddetle kınıyoruz”

    Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız, “Birlikte olduğumuzu ve hiç kimsenin bu birlik ve beraberliği bozamayacağını buradan tüm dünyaya haykırıyoruz. Terörün dini yok, ırkı yok, mezhebi yok, cinsiyeti yok. Nereden, kimden gelirse gelsin, terörü hep birlikte lanetlemek üzere buradayız. Dileriz bu son olur ve bir daha bu topraklarda ve dünyanın hiçbir yerinde terör eylemlerine şahit olmayız. Bu duruş terör örgütlerine ve teröristlere karşı, her türlü terör örgütüne karşı bir duruştur. İstiklal Caddesi’ndeyiz. Bu caddenin ismi bizzat Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından İstiklal mücadelemizin ismini taşıdığı için verilmiş. Bu isme ayrı bir önem veriyoruz. Yapılan saldırı, istiklalimize, birliğimize, beraberliğimizedir, kalleşçedir ve şiddetle kınıyoruz” dedi.

    “İnşallah bu son olur ve dünyada terör olayları son bulur”

    Törende konuşan Musevi Hahambaşı İshak Haleva, “Küçükken bu caddede gezerken neşe doluydu. Hala da neşe dolu ama maalesef bu çok feci olay bizi çok üzdü. Tanrıya duam, temennim bir daha böyle bir terörün olmamasıdır. Hiçbir anne, hiçbir çocuk yetim kalmasın. Bu çocuklar bizlere cennetten dua edecek. Artık bu dünyaya barış, birlik ve güzellik dilerim. İnşallah bu da son olur ve dünyada terör olayları son bulur” diye konuştu.

    “Allah’tan Türkiye’ye, Ortadoğu’ya ve tüm dünyaya huzur ve barış ihsan etmesini diliyoruz”

    Türkiye Ermeni Patriği Şnork Donikyan ise, “Bu saldırı birçok insanın ölmesine ve yaralanmasına sebep olmuş, maddi hasar meydana gelmiş ve infiale neden olmuştur. Şahsım ve toplumum adına, bu saldırıdan etkilenen herkes ile dayanışma içerisinde olduğumuzu belirtiyor, şehit olan vatandaşların ailelerin baş sağlığı diliyor, onların ruhları ve yaralı olanların bir an önce iyileşmesi için dua ediyoruz. Herkesin barış, huzur ve güvenli bir yaşam sürdürebilmesi için, Allah’tan Türkiye’ye, Ortadoğu’ya ve tüm dünyaya huzur ve barış ihsan etmesini diliyoruz” şeklinde konuştu.

    Konsoloslar da terörü kınadı

    Saldırıdan duydukları üzüntüyü dile getiren Arnavutluk İstanbul Başkonsolosu Blerta Kadzadej, “Bu hain saldırıya gerçekten çok üzüldüm. Kendim ve ülkem adına hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza başsağlığı diliyorum. Birlik ve dayanışma içerisinde olduğumuzu belirtiyorum” derken, Ukrayna İstanbul İstanbul Başkonsolosu Nedilskyi Roman ise, “Başkan Zelensky’nin de dediği gibi, Türk halkının yanındayız. Biz de 9 aydır. Çok zor bir dönemden geçiyoruz. Ülkemizde bir savaş var. Terörizmi kınıyoruz ve Ukrayna olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin yanındayız” ifadelerini kullandı.

  • Terör saldırısıyla ilgili soruşturmada yeni gelişme

    Terör saldırısıyla ilgili soruşturmada yeni gelişme

    İstanbul Beyoğlu’nda 6 kişinin hayatını kaybettiği 81 kişinin yaralandığı terör saldırısıyla ilgili soruşturma devam ediyor.

    Saldırıyla bağlantılı oldukları gerekçesi ile yakalanan 50 şüphelinin polisteki sorgusu sürerken, eylemde yer alan hücrenin tüm bağlantıları yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Bölücü terör örgütü PKK/KCK’nın Suriye uzantısı PYD/YPG bağlantılı bir hücre tarafından gerçekleştirilen saldırıyla ilgili gözaltı sayısı 50’ye yükseldi. Bombayı İstiklal Caddesi’ne bırakan Ahlşam Albashir ile B. adlı teröristi Beyoğlu’na aracıyla götüren Yasir E.K., B. adlı firari teröristi Edirne’ye taşıyan Ammar Jarkas ile Ahlam Bashir’i Esenler’den Küçükçekmece’deki eve bırakan Ahmed Jarkas da gözaltına alındı. İstanbul’daki saldırıda doğrudan parmağı olan hücrenin kilit isimleri arasında gösterilen ve Ahlam Albashir adlı örgüt üyesi ile birlikte Afrin’den Türkiye’ye ‘karı-koca’ kılığında gelen B. adlı teröristi İstanbul’dan Edirne’ye götüren Ammar Jarkas’ın ifadeleri, eylemdeki kilidi çözecek.

    TEM Şube’de çapraz sorguya alınan terörist Ahlam Albashir ile birlikte Ammar Jarkas, kardeşi Ahmed Jarkas ve iki teröristi aracıyla Taksim’e götüren Yasir E.K.’nın da aralarında olduğu 50 şüphelinin polisteki sorgusu devam ediyor.

  • “Mesajını terörle iletmek isteyenler karşılığını bulacak”

    “Mesajını terörle iletmek isteyenler karşılığını bulacak”

    Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Şentop, Taksim’de patlamanın olduğu noktaya çiçek bıraktı.
    Gazetecilere açıklamalarda bulunan Şentop, “Dün gerçekleşen hain terör saldırısı, patlatılan bomba sebebiyle burada 6 vatandaşımız vefat etti, şehit oldu. 81 vatandaşımız yaralanmıştı. Bunların önemli bir kısmı taburcu oldu. Tedavisi devam edenler var. Öncelikle vefat eden vatandaşlarımıza Canab-ı Haktan rahmet diliyorum, ailelerine sabır diliyorum. Yaralılarımıza da şifalar temenni ediyorum” şeklinde konuştu.

    Türkiye’yi istikrarsızlaştırmaya çalışanların mutlaka karşılık bulacağını vurgulayan Şentop, “Acımız büyük, öfkemiz büyük. Türkiye’ye bu şekilde terör örgütleri ve terör eylemleri vasıtasıyla mesaj iletmek isteyenler, Türkiye’yi istikrarsızlaştırmayı huzurunu bozmayı hedefleyenler mutlaka bunun karşılığını bulacak. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Milletimizi olayın gerçekleştiği andan itibaren kimlerin, hangi haince söylemler içinde olduğunu, bu iş ile ilgili hangi haince değerlendirmeleri yaptığın biliyor. Gerek kuklaları, gerek arkasındaki kuklacıları milletimiz biliyor. Devletimizi de bunlara gereken cevabı vermeye muktedirdir. Türkiye’yi istikrarsızlaştırmaya çalışanlar mutlaka kendileri istikrarsızlaşacaktır. Türkiye’nin huzurunu bozmaya çalışanlar, mutlaka kendi ülkelerinde huzursuzluğu tadacaktır” diye konuştu.

    Şentop kısa zamanda faili yakalayan güvenlik güçlerini tebrik ederek, “Bunun mutlaka ilişki ağı da ortaya çıkarılacaktır. Arkasında hangi güçlerin bulunduğu da tespit edilecektir. Bunlarla ilgili de gereken cevabı en şiddetli şekilde mutlaka vereceğiz” açıklamalarında bulundu.