Etiket: Terör

  • Terör propagandası yapan 6 şüpheli yakalandı

    Terör propagandası yapan 6 şüpheli yakalandı

    Aydın İl Jandarma Komutanlığı Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce ‘Silahlı Terör Örgütü Propagandası Yapmak’ suçundan aranan şüphelilere yönelik eşzamanlı operasyon gerçekleştirildi. Edinilen bilgiye göre Efeler, Germencik, Söke ve Sultanhisar ilçelerinde düzenlenen eşzamanlı operasyonlarda Terör Örgütü Propagandası Yapmak (PKK/KCK-TKP-ML-THKP-C) suçundan 6 şüpheli şahıs kıskıvrak yakalandı. Yakalanarak gözaltına alınan şüpheliler hakkında adli işlem başlatıldı.

  • MİT, terör örgütü sözde sorumlusunu etkisiz hale getirdi

    MİT, terör örgütü sözde sorumlusunu etkisiz hale getirdi

    Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgilere göre, PKK’ya 1991’de katılan terörist Ali Dinçer, örgütün düzenlediği birçok eylemde bizzat yer aldı. Örgütün gerçekleştirdiği kanlı eylemlerde yer alan Dinçer, MİT tarafından uzun süredir takip altındaydı. “Orhan Bingöl” kod adlı Ali Dinçer, PKK tarafından düzenlenen eylemlerin sadece planlayıcısı olmayıp, birçok eylemde bizzat yer de aldı. Dinçer, 1997’de sorumluluğundaki 20-30 kişilik örgüt mensubuyla birlikte Elazığ’ın Karakoçan ilçesine bağlı Demirtaş köyünü basarak, köylülerin mallarına el koydu. 13 Kasım 1997’de Bingöl Yayladere bölgesinde Jandarma Er İhsan Bahçıvan’ın şehit düştüğü, 5 askerin yaralandığı saldırı ile 30 Eylül 1997’de elektrik idaresine bağlı 4 kişilik ekibe gerçekleştirilen ve Hadin Korkulu’nun şehit olduğu eylemin talimatını verdi. 20 Temmuz 1999’da Bingöl’de polis memurları Ahmet Birkaç ve Mustafa Yüksel’in şehit edildiği saldırının hem faili hem de planlayıcısıydı. Ayrıca yine Bingöl’de 28 Eylül 2003’te Uzman Çavuş Alper Öcay ve 15 Mayıs 2004’te sivil Hıdır Şahin’in şehit edildiği saldırıların da faillerindendi. Bingöl Yayladere bölgesinde 29 Mayıs 2003’te 10 askerin, 7 Haziran 2004’te ise 4 askerin yaralandığı saldırıları planladı ve saldırılarda bizzat yer aldı.

    Terörist Dinçer, 2007’de Dağlıca’daki komando taburuna düzenlenen 12 askerin şehit düştüğü, 16 askerin yaralandığı saldırıya ve 2008’de Aktütün Jandarma Karakolu’na yapılan eylemlere bizzat sorumlu olarak katıldı. 7 Ağustos 2015’te Çukurca’da askeri konvoy güzergahının mayınlanması, 10 Ağustos 2015’te Üzümlü Sınır Kapısı’nda görevli 10 gümrük memurunun kaçırılması, 19 Ekim 2015’te Çukurca Kaymakamlığı ve İlçe Jandarma Komutanlığı’na yönelik gerçekleştirilen roketli saldırı başta olmak üzere 2015’te Çukurca çevresinde gerçekleştirilen tüm eylemlerin talimatını verdi. Interpol tarafından kırmızı bültenle aranan Ali Dinçer, MİT tarafından Suriye’nin Kamışlı bölgesinde düzenlenen nokta operasyonla etkisiz hale getirdi.

    Ali Dinçer, 1991-1992’de Bingöl kırsalındn örgütsel faaliyetlerine başladı. 1992-1999 yılları arasında Erzurum-Tunceli kırsalında sözde bölük sorumlusu oldu. Orhan Bingöl kod Ali Dinçer, bu yıllar içerisinde Lübnan Bekaa Vadisi’nde terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’dan bizzat eğitim aldı. 2000’de Irak Kandil alanında Dolakoge bölgesinde sözde PKK Merkez Akademisi’nde eğitim aldı. Daha sonra Türkiye kırsalına dönerek 2001-2004 arasında sözde Erzurum eyaleti Yayladere sorumlusu olarak faaliyet gösterdi. 2005-2009 yılları arasında Irak’taki Hakurk Lolan kampında sözde meşru savunma konseyine gönderildi. Akabinde Hakkari’nin Şemdinli ilçesi Çukurca kırsalında sözde Zagros eyaleti yönetimine getirildi. 2007’de Dağlıca ve Aktütün eylemlerini gerçekleştirmesinin akabinde terör örgütü PKK üst yönetiminden “Abbas” kod adlı Duran Kalkan’ın yardımcısı olarak faaliyetlerini sürdürmeye başladı. 2009’da düzenlenen PKK’nın 5. Konferansı’nda PKK/HPG Askeri Konseyi’ne kabul edildi. 2011-2012 yıllarında Irak’taki Gare Haki Karaer İdeoloji Akademisi’nde “komutanlaşma” eğitimi vermeye başladı. Ayrıca Kandil’de eğitim karargahı sorumlusu olarak da faaliyet yürüttü. 2013 yılı itibarıyla Gare’de sözde tabur sorumlusu oldu. Aynı yıl Interpol tarafından hakkında kırmızı bültenle arama kararı çıkarıldı. 2014-2015 yıllarında sözde Zap eyalet sorumlusu olarak faaliyet yürüten Dinçer, 2016-2018 yılları arasında sözde Gare saha sorumlusu oldu. Bu süre zarfında PKK’nın tüm askeri faaliyetlerinin kararının verildiği 12 teröristten oluşan PKK/HPG Komuta Konseyi’ne girdi. 2019 yılında sözde Apollo Akademiler sorumlusu olarak faaliyet yürüttü. Aynı yıl Suriye’ye geçiş yaparak PKK/YPG Savunma Sanayi Yürütmesi’ne girdi. 2021 yılında PKK/YPG’nin Kurumlar Komutanlığı Genel Sorumlusu olarak faaliyet yürütmeye başladı. 2022 yılından itibaren sözde Cezire bölge sorumlusu olan Dinçer, son olarak PKK/HPG Komuta Konseyi Üyesi olarak faaliyet yürütüyordu. Ali Dinçer, İçişleri Bakanlığı Terörden Arananlar Listesi’nde kırmızı kategoride yer alıyordu.

  • Terör provokatörlüğü yapan şahıs tutuklandı

    Terör provokatörlüğü yapan şahıs tutuklandı

    Edinilen bilgiye göre, sosyal medya üzerinde siber devriye atan Aksaray İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri bir şahsın terör örgütü lehine propaganda yaptığını, Cumhurbaşkanı ve siyasi parti genel başkanlarına küfür ve hakaret ettiğini tespit etti. Sosyal medya görüntülerinde şahsın elindeki tüfekle havaya ateş açarak terör örgütü propagandası yaptığı, Cumhurbaşkanına ve siyasi parti genel başkanlarına küfrederek hakaret ettiği yer alıyor. Bu görüntülerin ardından Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde harekete geçen Aksaray Polisi, Erol Bayrak (55) isimli şahsı takibe aldı. Teknik ve fiziksel olarak yapılan takibin ardından şahsın bulunduğu adresi tespit eden polis operasyon için düğmeye bastı. Yapılan operasyonda şahıs kıskıvrak yakalanarak gözaltına alınırken, emniyetteki işlemlerinin ardından çıkarıldığı mahkemece “Cumhurbaşkanına hakaret”, “Devletin egemenlik alametlerini aşağılamak”, “Kamu görevlisine hakaret”, “Terör örgütü propagandası” suçlarından tutuklanarak cezaevine gönderildi.

  • 5 terör örgütü mensubu yakalandı

    5 terör örgütü mensubu yakalandı

    Milli Savunma Bakanlığı (MSB) tarafından yapılan açıklamada Türkiye’den Yunanistan’a geçmeye çalışan 4’ünün FETÖ, 1 de DHKP-C terör örgütü mensubu olmak üzere toplamda 9 kişinin yakalandığı belirtildi. MSB’den yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

    “Ülkemizden Yunanistan’a yasa dışı yollarla geçmeye çalışan 9 şahıs Edirne’de görevli hudut birliklerimiz tarafından yakalandı. Yapılan inceleme sonucunda yakalanan şahıslardan 4’ünün FETÖ, 1’inin de DHKP-C terör örgütü mensubu olduğu belirlendi.”

  • Terör örgütü propagandası yapıyordu yakalandı

    Terör örgütü propagandası yapıyordu yakalandı

    Sosyal medya paylaşım sitesi Instagram platformunda ‘Tarsusemniyet’ kullanıcı ismiyle sahte bir hesap açıldığı, bu hesap üzerinden PKK/KCK terör örgütü propagandası yapıldığı tespit edilerek, aynı gün bahse konu hesaba mahkeme kararı ile erişim yasağı getirildi.
    Tarsus TEM Büro Amirliği, İstihbarat Büro Amirliği ve Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünün koordineli çalışması sonucu hesap kullanıcısının B.K. isimli şahıs olduğu tespit edildi. Özel Harekat ekiplerinin de katılımıyla düzenlenen operasyonda şüpheli şahıs gözaltına alınarak, kullanmış olduğu dijital materyaller ve çok sayıda örgütsel dokümana el konuldu.
    Gözaltına alınan B.K. adli işlemleri tamamlandıktan sonra çıkarıldığı mahkeme tarafından ‘PKK/KCK silahlı terör örgütü propagandasını yapma, silahlı terör örgütü adına suç işlemek, örgütün basın yayın komitesi içerisinde faaliyet yürütmek’ suçlarından tutuklanarak, Tarsus Kampus Ceza Evi’ne teslim edildi.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Terörle sivil siyaset yan yana durmaz”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Terörle sivil siyaset yan yana durmaz”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 8’inci Anadolu Medya Ödülleri töreninde konuştu. Halktan yana ve halka karşı kendisini sorumlu hissederek yayıncılık yapan mahalli medyanın yerini başka hiçbir kurumun alamayacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mahalli medyamız insanımızın talep, beklenti ve eleştirilerini aktarmada bir nevi köprü görevi yapıyor. Ülkemizin sosyal, kültürel ve ekonomik değerlerini, sınırlı imkanlarla yansıtan Anadolu medyası ne kadar etkili olursa, demokrasi kültürümüz o derece güçlü olacaktır.Siz değerli medya mensuplarının yıllardır seslerini duyurmak, vatandaşın teferruat gibi gösterilen mesajlarını kamuoyuna iletmek noktasında verdiği mücadeleyi en iyi bilenlerdenim. Bu anlayışla siyasi hayatımızın tüm aşamalarında Anadolu yayıncılığının yanında olduk. Sizlere gereken her türlü desteği sağlamaya çalıştık. İnşallah bundan sonra da size sahip çıkmayı sürdüreceğiz. Milletin karşısında kurumlanan ve konumlanan değil, milletin yanında dimdik duran dördüncü kuvvet olarak siz kıymetli Anadolu medyası mensuplarına kapımızın her zaman açık olduğunu burada özellikle ifade ediyorum. Rabb’im muhabbetimizi ve dayanışmamızı daim eylesin diyorum” dedi.

    Gündemini millete ve milletin değerlerine sabitlemiş yayıncılığın öneminin her geçen gün daha net kavrandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Anadolu Yayıncıları son 12-13 yılda yüz yüze geldiğimiz kritik kavşakların tamamında gerçekten takdire şayan duruş sergilediler. Sokaklarımızın ateşe verildiği, milletin malına, mülküne hatta canına kastedildiği Gezi olaylarında birileri yirmi dört saat canlı yayınlarla gezici vandalları överken, sizler milletten yana net tavır koydunuz. Anlı şanlı basın organları 17-25 Aralık darbe girişimine çanak tutarken, sizler milli iradenin sesi oldunuz. 15 Temmuz gecesi birileri bekle gör politikası izlerken, Anadolu medyası olarak demokrasimizi korkusuzca savundunuz. Terör saldırılarından bölgemizdeki çatışmalara kadar pek çok gelişmede sizlerin samimi desteğini daima yanımızda hissettik. Demokrasimize destek olduğunuz için her birinize teşekkür ediyorum. Anadolu yayıncılarının vicdanlı ve ilkeli tutumlarını, Gazze’deki katliamda da aynı kararlılıkla devam ettirdiklerini memnuniyetle takip ediyorum. İsrail güçleri tarafından Filistin’de şehit edilen gazeteci meslektaşlarınızın hatıralarına ve mücadelelerine sahip çıktığınız için sizleri tebrik ediyorum” diye konuştu.

    Müslümanlıkla birlikte insanlığın da sınandığı bu cinnet haline tepki göstermenin Filistin halkına karşı insani görev olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Vicdanı kurumayan hiç kimse böyle zulme suskun kalamaz. Ancak yıllardır bize basın özgürlüğü dersi verenler, görüyoruz ki işgal altındaki Filistin topraklarında yaşananlara seslerini çıkarmıyor. İsrail saldırılarında katledilen 150’ye yakın basın mensubunun hakkını sizin gibi bir avuç vicdan sahibi dışında kimse savunmuyor. Medya ofisleri basılırken, haber kanalları kapatılırken, canlı yayında gazeteciler kurşunlanırken, dikkat ederseniz, Gezi olayları sırasında Türkiye’ye kamp kuranlardan hiçbir tepki yükselmiyor. Öyle bir çifte standartla karşı karşıyayız ki, sadece 8 ayda 150 gazeteciyi katledenler hala basın hürriyetinden bahsedebiliyor. ’Nereden baksan tutarsızlık, nereden baksan ahmakça.’ Bunlarınki yalnızca tutarsızlık değildir. Aynı zamanda vicdansızlık, ilkesizlik, adaletsizlik ve tarafgirliktir. Elbette tarih zulüm karşısında susanlarla her türlü bedeli göze alarak hakkı ve hakikati haykıranları kaydetmektedir. Tarih iliştirilmiş gazeteciler ile canları pahasına görev yapan gerçek basın emekçilerini yazmaktadır” açıklamasını yaptı.

    Zor dönemde konuşanların tarih önünde olduğu gibi insanlığın vicdanında da ibra olacağını belirten Erdoğan şunları söyledi:

    “Bugün soykırım karşısında üç maymunu oynayanlar ise, alınlarına yapışan kara lekeyi ömürleri boyunca silemeyecek. Kardeşlerim biz millet ve devlet olarak tarihin doğru tarafında olmanın çabasındayız. Gazze’deki katliamların ilk gününden itibaren basın yayın organlarımız Filistinli mazlumların sesi oldu. Anadolu Ajansımız ve TRT’miz, sahadaki cesur çalışanlarıyla Gazze’de işlenen cinayetleri tüm çıplaklığıyla dünyaya anlattı. Ulusal ve yerel medyamız Filistin’deki barbarlığın gündemden düşmesine müsaade etmedi. İletişim Başkanlığımız düzenlediği toplantılar, etkinlikler, basılı ve görsel materyallerle, Gazze için küresel vicdanı harekete geçirmeye çalıştı. Siyasetçilerimiz ve siyasi partilerimiz, birkaç İsrail muhibbi dışında Filistinli kardeşlerimizle dayanışma içinde olduk. Sivil toplum örgütlerimiz, yardım kuruluşlarımız, iş dünyamız, üniversitelerimiz, öğrencilerimiz, gençlerimiz tek vücut olarak Gazzeli mazlumlara samimiyetle sahip çıktı. Milletimiz adına bundan büyük bir onur duyuyoruz.”

    “Biz Filistinli kardeşlerimizi savunurken, aslında insanlığı savunuyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Barışı, adaleti ve özgürlükleri de savunuyoruz. Filistin’deki katliama tepki verirken, gelecek nesillere daha huzurlu, adil bir dünyada yaşama umudunu da miras bırakmayı hedefliyoruz. İnşallah bu çizgimizi sonuna kadar muhafaza edeceğiz. Kimliğine, inancına ve kökenine bakmadan mazlumun yanında zalimin de karşısında olmaya devam edeceğiz. Medyamız, özellikle de merkez medyamız ülkemizde uzun yıllar vesayetin gölgesi altında görev yapmaya çalıştı. Bu vesayet sadece devlet içindeki oligarşik yapıların değil, bununla birlikte Türkiye’de ekonomiye ve paraya hükmedenlerin de vesayetiydi. Halk adına devlet erklerini denetlemesi gereken medyamız, çoğu zaman darbeciler namına milleti denetledi, milleti terbiye etti, milleti sorguya çekti. Vatandaşa ayar vermeye çalıştı” diye konuştu.

     

    Basının tek parti dönemindeki ahvalini konuşmaya gerek dahi duymadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”O zaman nasıl bir medya düzeninin olduğunu biraz basın tarihi okuyan herkes gayet iyi biliyor. 27 Mayıs darbesinin hazırlık sürecinde cuntacıların basın bülteni gibi çıkan gazetelerini şimdi yüzümüz kızararak okuyoruz. 12 Eylül’den 28 Şubat’a kadar aynı manşetlerin tekrar tekrar atıldığına şahit olduk. O dönemin tetikçi kalemşörleri milletin seçtiklerini akla ziyan iftiralarla karalarken, darbecileri cilalamış, parlatmış, baş tacı etmişlerdir. Üzülerek söylemek isterim ki, Türkiye’de kalemini, köşesini ve ekranını demokrasi karşıtlarına gönüllü olarak kiralayan bir kesim hep olagelmiştir” ifadelerini kullandı.

    Türkiye’de kalemini, köşesini ve ekranını demokrasi karşıtlarına gönüllü olarak kiralayan bir kesimin hep olageldiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bunlar müzik kutusu gibi kimi zaman darbecilerin türkülerini söylediler. Daha sonra terör örgütü mensuplarının şarkılarını çaldılar. Bir ara ülkemize yönelik psikolojik harekatlara asker yazıldılar. Hatta Kandil’deki bölücü canileri yere izmarit atmıyorlar diye methedecek kadar içlerindeki millet düşmanlığını kustular. Her şey oldular. Her şeyi yaptılar. Ama bir türlü milletten, milli iradeden ve demokrasiden yana tavır alamadılar. Bunların FETÖ’den PKK’sına ve DHKPC’sine kadar tüm terör örgütlerinin yanında saf tuttuklarını gördük. Ama teröre karşı devletimizin yanında bunları bir kez olsun göremedik. Özellikle bazı medya organları ve siyasi aktörlerin terör örgütlerine karşı sergilediği müsamahakâr tavrı anlamakta zorlanıyoruz” açıklamasını yaptı.

     

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör savunucularına tepki gösterdiği konuşmasında, “Teröristler cumhuriyet savcımızı kalleşçe şehit ediyor. Bunlar teröristlerin sözcülüğünü yapıyor. Teröristler şehirlerimizi hendek ve çukurlarla bizden koparmaya çalışıyor. Bunlar şehir eşkıyalarına canlı kalkan oluyor. Kandil’deki terör baronları yerel ve genel siyaseti dizayn etmeye uğraşıyor; bunlar hemen kravatlı teröristlerin avukatlığını üstleniyor. Hukuku savunurken ortalıkta yoklar. Milli iradeyi savunurken ortalıkta yoklar. Demokrasiyi savunurken ortalıkta yoklar. Terör mağdurlarını savunurken ortalıkta yoklar. Şehit edilen öğretmenleri, bebekleri, polisi, askeri, korucuyu, işçiyi savunurken ortalıkta yoklar. Evlatlarına kavuşmak için terör örgütüne isyan bayrağı çeken yüreği yanık Diyarbakır annelerini savunurken ortalıkta yoklar. Ama söz konusu bölücü terör örgütü ve uzantıları olunca hiç düşünmeden cepheye koşuyorlar. En ön safta yer almaktan çekinmiyorlar” dedi.

    Terörle sivil siyasetin bir arada olamayacağına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletten esirgedikleri empatiyi teröristlere göstermekten utanmıyorlar. Bakınız burada bir gerçeği tekrar açık açık ifade etmek isterim. Terörle sivil siyaset yan yana durmaz. Terörle demokrasi bir arada bulunmaz. Sırtını elinde kalaşnikof olana, molotof olana, bomba olana dayayarak meşru siyaset yapılmaz. Hukukun, kanunun ve demokrasimizin kırmızı çizgilerine riayet eden meşruiyetten sapmayan herkes şayet yasal bir engeli yoksa elbette bu ülkede özgürce siyaset yapabilir. Buna kimse itiraz etmez, edemez. Biz de bugüne kadar meşru siyasete söz söylemedik” açıklamasını yaptı.

     

    Yargının Hakkari kararı ile ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Özellikle yargının Hakkari’yle ilgili vermiş olduğu karar kusura bakmasınlar ama kimseyi rahatsız etmesin. Yargı burada kanunu değil, hukuku konuşturmuş ve kararını da buna göre vermiştir. Bunlar ne yaptı? Hemen parlamentoyu ayağa kaldırmaya kalktılar. Kusura bakmayın. Burası hukukun islediği Türkiye Cumhuriyeti’nin parlamentosudur. Orada elinizde pankartlarla tekme yumruk sağa sola saldırmanın size kazandıracağı da hiçbir şey yok. Çünkü sizin de karşınızda hukuku savunacak parlamenterler var” dedi.

    Sivil ve demokratik siyasetin zemininin güçlenmesi için pek çok adım attıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ancak bölücü örgütün siyasetteki aparatları vasıtasıyla milli iradeye pusu kurmasına da izin vermedik. Dünyanın hiçbir medeni ülkesi, demokrasisinin kundaklanmasına göz göre göre müsaade etmez, etmeyeceğiz.Dünyanın hiçbir demokratik ülkesi, dağdaki eli kanlı teröristlerin tünel kazarak belediyelere sızmasına göz yummaz. 31 Mart’tan önce ne dedik? Eğer adaylarınız herhangi bir gayrimeşru, gayri yasal işlemlere girmediyse, katılmadıysa onlara söyleyecek herhangi bir sözümüz yok. Ama gayri yasal işler yaptıysa bizler de yasaları işletmek durumundayız ve işletiriz. Hakkari şimdi bunun ilk adımı olmuştur. Ve şu anda hukuk da gereğini yapmıştır. Ve bundan sonra da yapmaya devam edecektir. Türkiye yakın geçmişte şehirlerimizin imkanlarının millete hizmet yerine teröristlere peşkeş çekildiği, terör örgütünün emrine verildiği, hendek ve çukur açmak için kullanıldığı kötü günler yaşamıştır. Bunları daha fazla yaşamak istemiyoruz. Türkiye belediyeye hizmet binalarında Kandil’in atadığı komiserlerin başkan tokatladığı güya mahkeme kurup, haraç kestiği dönemler geçirmiştir. Bunları tekrar yaşamak istemiyoruz. Türkiye, sözde siyasetçilerin terör örgütüne ayakçılık ve kuryelik yaptığı utanç verici hadiselere şahit olmuştur” değerlendirmesini yaptı.

    Milletin hafızasında derin izler bırakan bu acı olayların tekrarlanmasını istemediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti:

    “Buna izin de vermeyiz. Bölgedeki kardeşlerimizin üzerinde bölücü terör örgütünün baskı kurmasına eyvallah etmeyiz. Hukuk bunu gerektirir, demokrasi bunu gerektirir. Millete ve milli iradeye saygı bunu gerektirir. Terörle arasına mesafe koymadan, hatta sırtını terör örgütüne yaslayarak, siyaset yapılamayacağını artık herkesin kabullenmesi gerekiyor. Muhalefet partileri koro halinde bilindik ezberleri tekrarlamak yerine terör -siyaset ilişkisini sorgulamalı, Kandil güdümlü siyasetin Türk demokrasisine verdiği zararların ortadan kaldırılmasına odaklanmalıdır. İlla bir tepki gösterilecekse hukuk çerçevesinde uygulanan idari tedbirlere değil Kandil’in belediyelere çökme girişimlerine göstermelidir.”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclisteki Hakkari tepkileriyle ilgili, ”Şimdi bazıları çıkmış mecliste adeta terör estirerek belediyeler bizimdir naraları atıyor. Halkın olan belediyeleri kendilerinin tapulu mülkü gibi görüyorlar. Belediyeler ne onlarındır, ne terör örgütünündür. Bağırarak, çağırarak Meclisten nümayiş yaparak milletin temsilcilerini susturacaklarını zannedenlere şunu hatırlatmak durumundayım. Belediyeler kimsenin arka bahçesi değildir. Belediyeler sırtını Kandil’e yaslayanların hiç değildir. Nerede olursa olsun belediyeler halkımızındır. Aziz milletimizindir. Bu ülkenin de devletin de belediyelerinde tek bir sahibi vardır millettir. 85 milyonun tamamıdır” dedi.

    Bölgede bölücü örgütün vesayetini içlerine sindiremeyen ve şehirlerine gerçekten hizmet etmek isteyen belediye başkanlarının olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bu başkanlar şunu bilsinler ki örgütün tasallutundan kurtulmak için atacakları adımlarda millet de, devlet de tüm imkanlarıyla yanlarında olacaktır. Şehrine, ilçesine ve vatandaşa hiçbir ayrım yapmadan hizmet edenlerle kimsenin bir derdi zaten bulunmuyor. Cumhurbaşkanı olarak benim de onlarla bir derdim yok. Biz sadece Türkiye’nin ve demokrasimizin gelişmesine ayak bağı olan terör belasıyla hukuk zemininde mücadele ediyoruz ve edeceğiz. İnşallah bu mücadeleyi de kimsenin oyununa gelmeden birilerinin bizi çekmek istediği tuzağa düşmeden yürüteceğiz. Millete ve milli iradeye saygılı olan herkesten de aynı tavrı bekliyoruz. Seksen beş milyonun kardeşliğine, ferasetine, irfanına yürekten güveniyoruz. Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi, daim eylesin diyoruz” diye konuştu.

  • Terör propagandasına İzmir jandarmasından operasyon

    Terör propagandasına İzmir jandarmasından operasyon

    İzmir İl Jandarma Komutanlığı Terörle Mücadele (TEM) ve İstihbarat Şube Müdürlüğü ekipleri, terör örgütleri PKK/KCK-YPG/PYD’nin propagandasını sosyal medya hesaplarında yaptığını belirlediği 10 şüpheliyi yakalamaya yönelik çalışma yürüttü.

    Belirlenen adreslere, bu sabah saatlerinde eş zamanlı olarak il genelinde gerçekleştirilen operasyonda, 6 şüpheli gözaltına alındı. İl dışında olduğu tespit edilen 4 şüpheliyi yakalamaya yönelik araştırmaların sürdüğü de kaydedildi.

    Gözaltına alınan şüpheliler, sorgulanmak üzere İl jandarma Komutanlığına götürüldü.

  • Terör propagandası yapan 8 kişi yakalandı

    Terör propagandası yapan 8 kişi yakalandı

    Aydın İl Jandarma Komutanlığı Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce “Silahlı Terör Örgütü Propagandası Yapmak” suçundan aranan şüphelilere yönelik operasyon gerçekleştirildi. Edinilen bilgiye göre ekipler Efeler ve Kuşadası ilçelerinde gerçekleştirdikleri operasyonda Terör Örgütü Propagandası yapmak suçundan aranan 8 şüpheliyi kıskıvrak yakaladı. Gözaltına alınan şüpheliler hakkında adli işlem başlatıldı.

  • Şırnak’ta asayiş ve terör operasyonlarında 55 kişiye işlem yapıldı

    Şırnak’ta asayiş ve terör operasyonlarında 55 kişiye işlem yapıldı

    Şırnak İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından terörün finans kaynaklarına yönelik son bir haftada Şırnak ve Habur Sınır Kapısı’nda yapılan operasyonlarda, 4,94 gram metamfetamin maddesi, 5 bin 371 paket sigara, 410 adet emtia (şarj kablosu, kaynak makinası), 144 adet elektronik sigara, 32 adet cep telefonu ele geçirildi.

    Operasyonlar kapsamında 55 şüpheli hakkında işlem yapıldı.

  • 11 ilde terör operasyonu

    11 ilde terör operasyonu

    İçişleri Bakanı Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “11 ilde bölücü terör örgütü (BTÖ) mensubu teröristlerin bahar aylarında kırsalda eylem yapmak amacıyla mağara ve sığınaklara sakladıkları çeşitli silah, mühimmat ve patlayıcıların yok edilmesine yönelik düzenlenen ‘Bozdoğan-37’ operasyonlarında 92 mağara, sığınak ve barınma alanı imha edildi” ifadesini kullandı.

    Yerlikaya, operasyonlarda ele geçirilen mühimmatları da şöyle sıraladı:

    “495 kilogram patlayıcı madde, 100 adet el yapımı patlayıcı (EYP) ve düzeneği, bin 660 adet kapsüle duyarlı patlayıcı, 3 bin 126 adet çeşitli çapta ve ebatta mühimmat, 54 adet havan mühimmatı, 26 adet RPG-7 roketatar mühimmatı ve sevk fişeği, 2 adet kara mayını, 9 adet el bombası olmak üzere çok sayıda silah ve patlayıcı madde ele geçirildi.”

    Bakan Yerlikaya, yılın 365 günü, dört mevsim, 12 ay boyunca gece ve gündüz demeden şehir içinde ve kırsalda operasyonların devam edeceğini kaydetti.