Etiket: tevfik özlü

  • Bilim Kurulu Üyesinden uyarı: Yeni dalga gelebilir

    Bilim Kurulu Üyesinden uyarı: Yeni dalga gelebilir

    Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, sömestr tatili süresinde şehirler arasında insan hareketliliği olması halinde Kurban Bayramı’nda olduğu gibi yeni bir dalgaya neden olunacağını belirterek, “Evler güvenli, evde kalmaya devam etmek lazım” dedi.

    Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Özlü, dün başlayan, üç haftalık sömestr tatiliyle ilgili açıklamalarda bulundu. Sömestir tatili süresinde şehirler arasında insan hareketliliği olması halinde Kurban Bayramı’nda olduğu gibi yeni bir dalgaya neden olunacağını ifade eden Prof. Dr. Özlü, “Özellikle, tatil döneminde öğrenciler online eğitime devam ettiler. Dolayısıyla yoruldular, tatilde insan hareketliliği artma riski var. O bakımdan bu tatili evde geçirmek lazım. Doğrusu o. Kendi hane halkınızla evde keyifli vakit geçirmenin yolunu bulmak lazım. Yoksa tatil oldu diye bulunduğu kentten başka yerlere hareket etmek veya başka kişilerle bir araya gelmek, yakın da olsa eş, dost, akraba da olsa güvenli değil” dedi.

    “DİKKAT ETMEZSEK AYNI SONUÇLA KARŞILAŞABİLİRİZ”

    Tek güvenli oaln yerin evler olduğunu belirten Özlü, “Evet yorulduk, bunaldık ama amacımız şu; salgını durdurup, hiç olmazsa yazın rahat bir nefes alıp, yaz tatiline rahat girebilmek. Eğer şimdi buna uymazsak, bu okul tatili süresinde şehirler arasında insan hareketliliği olursa, aynen Kurban Bayramı’nda olduğu gibi, bir dalgaya neden olabilir. Nasıl ki Kurban Bayramı’nda yaşanan insan hareketliliği, onu takip eden 1-2 ay içerisinde ciddi bir vaka artışıyla sonuçlandı, bu tatilde de buna dikkat etmezsek, aynı sonuçla karşılaşabiliriz. Dolayısıyla bu süreç uzayabilir” diye konuştu.

    ‘VAKA SAYILARIMIZ YÜKSEK VE BULAŞMA DEVAM EDİYOR’

    Tedbirler alındığı için vaka sayılarının azaldığını belirten Prof. Dr. Özlü, “Bir an önce bu pandemiden kurtulmamız için herkesin dikkatli olması lazım. Tatil hakkımız, evet yorulduk, biz de bir an önce normale dönmek istiyoruz. Hepimizin arzusu o ama, daha o kararlı döneme gelmedik. Vaka sayılarımız yüksek ve bulaşma devam ediyor. Özellikle dünyaya baktığımızda dünyada salgın azalmıyor, artıyor. Amerika’da, Rusya’da, Hindistan’da, Brezilya’da, Avrupa’da alınan tedbirlere, yasaklara, kısıtlamalara rağmen artıyor. Özellikle varyant virüsle ilgili sıkıntılar çok fazla ve endişeler var. Biz iyi bir noktaya doğru gidiyoruz ama henüz güvenli noktada değiliz. Tedbirleri aldığımız için vaka sayıları azalıyor. Tedbirlerden vazgeçersek, eskiye dönersek, yine aynı şekilde aynı şeyi yaşayabiliriz. Onun için, biraz daha sabredeceğiz. Yaza rahat edeceğimizi düşünüyorum ama birkaç ay daha sabırlı olmamız lazım” ifadelerini kullandı.

  • Bilim Kurulu Üyesi: Kimse güvende değil

    Bilim Kurulu Üyesi: Kimse güvende değil

    Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, hastalığı atlatanların vücutlarında antikor oluştuğunu düşündükleri için rehavete kapılmamaları gerektiğini belirterek, “Kimse güvende değil, tedbirlere uymak lazım” dedi.

    Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, koronavirüse yakalanan birinin iyileştikten sonra tekrar hastalanmasının mümkün olduğunu söyledi. Prof. Dr. Özlü, “İnsanlarda büyük çoğunlukta antikor oluşuyor ama bazıları ikinci kez hasta olabiliyor. Bu durumun birçok örneği var. Koronavirüs salgınında hastalığı atlatanların vücutlarında antikor oluştuğunu düşündükleri için rehavete kapılmamaları gerekir. Kimse güvende değil, tedbirlere uymak lazım. Genel itibarıyla kaliteli iyi bir uyku uyumak gerekiyor. Sıvı tüketimi, dengeli ve sağlıklı beslenmek de oldukça önemli. Hareketli bir yaşamınızın olması da bağışıklığı güçlendirir” diye konuştu.

     

  • Bilim Kurulu Üyesi’nden aşı açıklaması

    Bilim Kurulu Üyesi’nden aşı açıklaması

    Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, toplumun yüzde 60-70’i aşılanabilirse yaza kadar mesafe alınabileceğini belirterek, “Aşıyla ilgili soru işaretleri olabilir. Fakat bu pandemiyi durduracak aşıdan başka bir silah yok” dedi.

    Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Özlü, Demirören Haber Ajansı’na (DHA) açıklamalarda bulundu. Yaza kadar tedbirlerin uygulanmasıyla ve aşılamayla kontrolün sağlanacağını söyleyen Prof. Dr. Özlü, “Hızlı bir şekilde aşılamaya geçebilirsek, tedbirlere, kısıtlamalara ve tavsiyelere uyarsak; yani toplumun yüzde 60-70’ ini aşılayabilirsek inşallah yaza kadar bir mesafe alabiliriz. Kontrolü sağlayabiliriz. Yoksa işimiz zor. Sanıyorum ki yaza kadar tedbirlerin uygulanmasıyla ve aşılamayla bir kontrol sağlanabilir. Güzel bir rahatlama elde edebiliriz, diye düşünüyorum. Ama koşullara uymazsak o zaman süreç daha da uzar” diye konuştu.

    ‘PANDEMİYİ DURDURACAK AŞIDAN BAŞKA BİR SİLAH YOK’

    Aşının risklerinin olduğunu fakat normal hastalığa göre çok düşük olduğunu belirten Prof. Dr. Özlü, “Aşıyla ilgili soru işaretleri olabilir. Ama aşıdan başka bir çözüm yok. Bu pandemiyi durduracak aşıdan başka bir silah yok. Bir yıldır virüsten kaçıyoruz. Evlerimizdeyiz fakat durduramıyoruz. Virüs yayılıyor, durduramıyoruz. Her gün 250 vatandaşımız ölüyor. Birilerinin annesi, babası, kardeşi, eşi çocuğu ölüyor. Yarın bunların arasında siz ya da ben de olabilirim. Bunun garantisi yok. Bu süreç böyle devam ederken, bu yangın her tarafı sarmış iken aşıdan başka bir çıkış yolu da yok. Onun için aşı yaptıracağız. Tereddüttü olanlar düşünüp tartacaklar. Ama zamanla tereddütleri azalacak. Biz sağlıkçılar olarak hemen yaptıracağız. Siz de etrafınızda aşı yaptıranları göreceksiniz. Bir sorun yaşamadıklarını görünce; aşı yaptırma konusunda talep artacaktır. Keşke daha çok kişi aşılansa ve daha hızlı aşılanma yapılabilse bir an önce bu salgın bitse” diye konuştu.

    ‘AŞIDAN ÖLEN BİRİNİ DUYDUNUZ MU?’

    Çok bunaldıklarını ve yorulduklarını anlatan Özlü, “Bir yıldır herkes evinde mahsur kaldı. İnsanlar, işine gidemiyor. Ekonomik açıdan da sıkıntıya girdiler. İnsanların psikolojileri bozuldu. Kimse eşiyle dostuyla bir araya gelemiyor. Aşı olup normal hayatımıza devam etmek istiyoruz. Aşının tabi ki riskleri var; ama normal hastalığa göre çok düşük. Bu güne kadar dünyada milyonlarca aşı yapıldı. Şu anda dünyada aşı yapılıyor. Kaç gündür Amerika’da, İngiltere’de Avrupa Birliği ülkelerinde aşı yapılıyor. Bizde de şu anda deneme amaçlı yapılıyor. Şu ana kadar aşıdan ölen birisini duydunuz mu? Ama kovidden her gün dünyada 15 bin kişi ölüyor. Onun için aşıyla oluşan risk, çok düşük. Ancak hastalıktan dolayı risk çok büyük” dedi.

  • Bilim Kurulu Üyesi’nden aşı açıklaması: “Aşı olmamanın tehlikesi çok daha büyük”

    Bilim Kurulu Üyesi’nden aşı açıklaması: “Aşı olmamanın tehlikesi çok daha büyük”

    Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, koronavirüse karşı geliştirilen aşılarla ilgili olarak, “Aşı olmanın riski çok düşük ama aşı olmamanın tehlikesi çok daha büyük. Aşı olmamak güvenli değil. Ben aşıların güvenli olduğuna inanıyorum. Aşıyla ilgili riskler çok düşük olduğu için göze alınabilecek risklerdir ama şu anda hastalığa yakalanma ve ölme riski çok daha büyük” dedi.

    Prof. Dr. Tevfik Özlü, koronavirüse karşı geliştirilen aşılar ile ilgili DHA’ya konuştu. Aşı konusunda tereddütler yaşanmasının ‘makul’ olduğunu bildiren Prof. Dr. Özlü, aşıların uygulanmaya başlanmasının ardından insanların rahat edeceğini söyledi. Özlü, “Bizim satın alacağımız aşı için konuşuyorum, bunlar bizi rahatlatacaktır. Önce sağlık çalışanları olarak bizler aşı olacağız. Bunu çevremizdeki insanlar görünce kanaat getireceklerdir. Aşıdan zarar görme olasılığı elbette vardır. Her aşıda bu vardır. Şu anda ruhsatlı olan, yıllardır kullanılmakta olan aşılardan bile bazen beklenmedik, öngörülmedik sorunlar olabilir ama bunlar milyonda bir veya on milyonda bir gibi çok düşük bir ihtimal. Böyle düşük bir ihtimalden korkup Covid-19 tehlikesini görmezden gelmek makul değil” diye konuştu.

    ‘AŞIYLA İLGİLİ RİSKLER ÇOK DAHA DÜŞÜK’

    Koronavirüse karşı geliştirilen aşıların ciddi ve yaygın bir yan etkisinin görülmediğini vurgulayan Prof. Dr. Özlü, şunları söyledi:

    “Şu anda Türkiye’de her gün bu hastalıktan dolayı 250 kişi ölüyor. Aşılamadığınız zaman bu ölümler devam edecek. Bunu yok saymak, önlememek, elinizde güç olduğu halde kullanmamak, bu ölümleri durdurmamanın da bir vebali var. Aşı olmanın riski çok düşük ama aşı olmamanın tehlikesi çok daha büyük. Aşı olmamak güvenli değil. Ben aşıların güvenli olduğuna inanıyorum. Bu bizim alacağımız aşıyla ilgili değil, diğer aşılar da dahil olmak üzere on binlerce insana Covid-19 aşıları uygulandı ve hiçbirinde ciddi bir yan etki görülmedi. Bu kadar çok sayıda kişide ciddi, sık görülen bir yan etki olsaydı ortaya çıkardı. Bundan sonra çıkabilir mi derseniz, çıkabilir ama bu çok nadir bir yan etki olacaktır. Bunu göze almak lazım. Bunu göze alamazsanız hayatta bir şey yapamazsınız. Uçağa binemezsiniz, çünkü uçağın düşme ihtimali var. Arabaya binemezsiniz, çünkü yolda kaza yapma ihtimaliniz var. Aspirin içemezsiniz, çünkü aspirin içtiğiniz zaman kanatıp ölme ihtimaliniz var. Hayatta riski olmayan hiçbir iş yok. Bazı riskleri göze almamız gerekir. Aşıyla ilgili riskler çok düşük olduğu için göze alınabilecek risklerdir ama şu anda hastalığa yakalanma ve ölme riski çok daha büyük.”

  • Bilim Kurulu Üyesi: Umarım kötü senaryo gerçekleşmez

    Bilim Kurulu Üyesi: Umarım kötü senaryo gerçekleşmez

    Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, koronavirüsün mutasyona uğramasıyla ilgili, “Panik yapmaya gerek yok ama dikkatli olmak ve süreci yakından takip etmekte fayda var. Umarım kötü senaryo gerçekleşmez. Virüsün mutasyonu da yeniden bir salgını tetiklemez” dedi.

    Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, İngiltere’de koronavirüsün yüzde 70 daha hızlı yayılmasına neden olan mutasyon ilgili Demirören Haber Ajansı’na (DHA) konuştu. Koronavirüsün mutasyon geçirmesinin yaratacağı etkilerin netlik kazanmadığını belirten Prof. Dr. Özlü, panik yaşanmamasını ancak önlemleri de elden bırakmamak gerektiğini vurguladı. Prof. Dr. Özlü, “Yeni bir virüs varyantı ortaya çıktı. Ciddi bir mutasyon geliştiği görüldü ancak bu mutasyonun etkisiyle ilgili yapılan değerlendirmelerin toplumdaki karşılığını net olarak bilmiyoruz. Bazı gözlemlerle bu uyarlanıyor denildi ama bunu zaman içinde net halde göreceğiz. Panik yapmaya gerek yok ama dikkatli olmak ve süreci yakından takip etmekte fayda var. Mutasyonların ortaya çıktığı alanlara baktığımızda virüsün daha kolay bulaştırıcı bir hale gelebileceğini öngörebiliyoruz. İngiltere’deki vaka artışları da buna paralel geliştiği için böyle bir korku ortaya çıktı” diye konuştu.

    ‘MUTASYONLARIN TOPLUMDAKİ KARŞILIĞI BİLİNMİYORDU’

    Koronavirüslerin daha önce de mutasyon geçirdiğini hatırlatan Prof. Dr. Özlü, “Aslında mutasyon her zaman olan bir şey ama bu mutasyonların toplumdaki karşılığı bilinmiyordu. Virüsün davranışını değiştirici bir mutasyon olduğu şu ana kadar görülmemişti ama bu mutasyonun virüsü daha kolay bulaştırıcı hale gelmesine yardımcı olduğu, virüse bu konuda avantaj sağladığı yönündeki değerlendirmeler, buna paralel olarak İngiltere’deki vaka artışlarından sorumlu olabileceği gözlemler biraz tedirginliğe yol açtı. Bence de tedbirli olmakta yarar var” dedi.

    UMARIM KÖTÜ SENARYO GERÇEKLEŞMEZ

    Mutasyon geçiren koronavirüsün hastalık oluşturucu ve öldürücü etkisinin, yayılma hızından daha önemli olduğunu da kaydeden Prof. Dr. Özlü, “Esas olan burada virüsün bulaştırıcılığının yanında hastalık oluşturucu gücünde bir değişiklik olup olmadığı, ölümcüllük oranında bir değişiklik olup olmadığı, bağışıklık oluşturmada farklılığın olup olmadığı gibi soruların cevabını henüz tam olarak bilmiyoruz ama bununla ilgili endişe yaratacak bir bilgi de elimizde yok. Umarım kötü senaryo gerçekleşmez. Virüsün mutasyonu da yeniden bir salgını tetiklemez. 2020’yi hepimiz zor geçirdik, bu kötü deneyime dayanan korkularımız var. Yeni bir virüs, yeni bir salgın, yeni bir dalgalanmaya yol açar mı diye endişe ediliyor. Bundan dolayı İngiltere’ye uçuşlar ve sınırlar kapatıldı. Bunları ön tedbir olarak görmek lazım” ifadelerinde bulundu.

    ‘BULAŞTIRICILIĞININ ARTMASI VİRÜSE KOL KANAT TAKMAZ’

    Sosyal izolasyona dikkat edilmesinin altını çizen Prof. Dr. Özlü, ” Virüsün bulaştırıcılığının artması ona kol kanat takmaz, virüs kendi kendine bulaşmıyor. Virüsü bize bulaştıran bir insan ve biz ona fırsat vermezsek virüs bize bulaşamaz. Virüsün bulaşması için birinin bize taşıması lazım. Süreç içerisinde virüsün kolay bulaşması, hızlı yayılması söz konusu olsa bile tedbir alarak önleyebiliriz. Esas olan şey sosyal izolasyona uymak. Dün bunu yapıyorsak bugün 3 kat daha fazla yapmamız lazım. Topluma, kalabalıklara, başka insanlarla beraber olacağımız kapalı alanlara özellikle girmemeye çalışmak lazım. Kendi hane halkımızla birlikte olmakta yarar var” şeklinde konuştu.

    ‘OLUMSUZ BİR KANIT DA YOK’

    Prof. Dr. Özlü ayrıca, mutasyona uğrayan koronavirüsün aşı çalışmalarına karşı bir etkisi olup olmayacağıyla ilgili ise “Tartışılan konular, aşıyla ilgili sorular, hastalanma ve ölümle ilgili bir değişiklik oluşacak mı? gibi soruların henüz karşılığı bilinmiyor ama bu konuda olumsuz bir kanıt da yok. Olumsuz bir sonuca evrileceğine dair elimizde bilgi yok” dedi.

  • Bilim Kurulu Üyesinden yılbaşı uyarısı

    Bilim Kurulu Üyesinden yılbaşı uyarısı

    Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, ”Yılbaşı kısıtılamasını tatil gibi düşünmemek lazım” uyarısında bulundu.

    Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, yılbaşında uygulanacak sokağa çıkma kısıtlamalarıyla ilgili sosyal medyadan açıklama yaptı.

    ”YILBAŞI KISITLAMASINI TATİL GİBİ DÜŞÜNMEYİN”

    Prof. Dr. Özlü, 2021 yılının daha sağlıklı, mutlu, maskesiz ve mesafesiz bir yıl olmasını dileyerek, ”Yılbaşında dostlarımızla, sevdiklerimizle bir araya gelmeyi düşünebiliriz ama bu güvenli değil. Hem biz zarar görebiliriz, hem de sevdiklerimize, dostlarımıza zarar verebiliriz. Doğru olan bu dönemde kendi evimizde kendi hane halkımızla olmamız. Bu 4 günlük yılbaşı kısıtlamasını tatil gibi düşünmemek lazım. Çünkü Türkiye’de günde 30 binden fazla pozitif vaka tespit ediliyor. Asemptomatik vakaları da alırsanız daha da fazla olduğunu tahmin etmek mümkün. Her tarafta pozitif, virüsü taşıyan ve bulaştıran kişiler var, dolaşıyor çevremizde. Bunlarla karşılaşmak çok yüksek olasılık. Dışarısı, başkalarıyla bir arada olmak güvenli değil. En yakınlarımız, dostlarımız sevdiklerimiz akrabalarım anne babamız kardeşlerimiz de olsa bir arada olmak güvenli değil. Hele başkalarıyla aynı mekanları kullanmak, ortak kullanılan eşyalar, yüzeyler hepimizi tehlikeye atabilir. Onun için biraz daha sabretmemiz lazım” dedi.

    ”BİRAZ DAHA DİŞİMİZİ SIKALIM”

    2021 yılında corona virüs salgınına karşı yapılan aşı çalışmalarında ilerleme kaydedilebileceğini belirten Özlü, “Aşılarla ilgili 3’üncü faz deneme sonuçları yayınlandıktan sonra aşılamaya başlarsak o zaman sanırım yaza doğru çok daha ferah, normal hayata dönmeye çalışacağız. Biraz daha dişimizi sıkalım. Bu dönemde evde olmak daha güvenli. Bu 4 günlük yasak süresince kendi hane halkımızla daha mutlu verimli, kaliteli vakit geçirebileceğimizi planlayalım. İnşallah herşey önümüzdeki yıl daha farklı olur. 2021 sabahı uyandığımızda, ‘Bu bir rüyaymış, çok şükür bitti’ diyebilmeyi hepimiz istiyoruz ama bu kadar da sihirli bir değnek değmiş gibi hayatımızı şüphesiz değiştirmeyecek ama ilerleyen zaman içerisinde yeni yılda hayatımızın giderek daha da normale gireceğini umut ediyoruz” diye konuştu.

  • Bilim Kurulu Üyesi: Bıçak kemiğe dayandı

    Bilim Kurulu Üyesi: Bıçak kemiğe dayandı

    Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, ev içi bulaşlara dikkat çekerek, “Çayı koy geliyoruz’, ‘maç var birlikte izleyelim’, ‘yaş günü yaptık, gelin pasta keselim’, bu tür davetler, bir araya gelmeler olursa alınan tedbirler baypas edilmiş olur, kısa devre olur. Dolayısıyla evde oturmalıyız, eve de kimseyi almamalıyız” dedi.

    Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve Karadeniz Teknik Üniversitesi Farabi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, Youtube ve Twitter hesaplarından yaptığı videolu paylaşımda, koronavirüse karşı alınan yeni tedbirlerin yeterli olup olmayacağına ilişkin açıklama yaptı. Özlü, alınan tedbirlerin yeterli olup olmayacağının merak edildiğini belirterek, “Umarım yeterli olur. Bu biraz bize de bağlı. Sadece idari tedbirler ile bir pandemiyi durdurmak mümkün olmaz. Toplumun da katılması, destek vermesi lazım” dedi.

    ‘ALINAN TEDBİRLER BAYPAS EDİLMİŞ OLUR’

    Her alanın denetlenemeyeceğini belirten Özlü, şunları kaydetti:

    “Bu süreçle ilgili kamusal alanları denetleyeceğiz. Mesela sokağa çıkma yasağında birisi bu yasağı ihlal ederse yaptırımlara maruz kalacak. Yasağın uygulanacağı diğer alanlar ile ilgili denetim, yaptırımlar uygulanacak; bunlarda sorun olmaz. Ama bulaşma sadece buralarda olmuyor. Ev içi buluşmalar, ev içi toplanmalar buralar Türkiye’de bulaşmanın olduğu sıcak alanlar. Aile içi bulaşlar Türkiye’de çok fazla. Diyelim ki hafta sonu insanlar hava karardığında sosyalleşmek için restoranlara, kafelere, sinemalara gidiyorlardı. Ya da eş-dost buluşup keyifli vakit geçiriyorlardı. Şimdi çıkamayacaklar evden. Şimdi evde kalınca da birbirlerini evlere davet edebilirler, bir arada olmak isteyebilirler. Özellikle aynı apartmanda, aynı sitede oturanlar ya da mahallede yakın oturanlar bir araya gelmek isteyebilirler. ‘Çay demledim gelin, birlikte çay içelim’, ‘çayı koy geliyoruz’, ‘maç var birlikte maç izleyelim’, ‘yaş günü yaptık, gelin pasta keselim’ bu tür davetler, bir araya gelmeler olursa alınan tedbirler baypas edilmiş olur, kısa devre olur. Alınan idari kararların etkili olması için, salgının durdurulması için biz de vatandaş olarak bu konuda duyarlı olmalıyız.”

    ‘YASAKLARA GERİ DÖNMEK ZORUNDA KALABİLİRİZ’

    Özlü, tedbirlerin amacının kalabalıklaşmayı, karşılaşmayı, bulaşı azaltmak olduğuna dikkat çekerek, “Dolayısıyla evde oturmalıyız, eve de kimseyi almamalıyız. Evde de hane halkının dışındaki kişiler ile bir araya gelmek güvenli değil. Sokağa çıkmayız ama evde bulaşma devam edebilir. Hepimizin bu konuda sürece destek vermesi gerekiyor. Bunu yapmazsak bizi zora sokacak, canımızı yakacak radikal kararlara, yasaklara geri dönmek zorunda kalabiliriz” ifadelerini kullandı.

    ‘BIÇAK KEMİĞE DAYANDI’

    Yasaklarla birlikte durumun rehavetinin anlaşılması gerektiğini belirten Özlü, “Bıçak kemiğe dayandı. Bundan sonra bir şey yokmuş gibi davranmaya devam edersek giderek kapanacağız. Daha sert, daha radikal yasaklar gelecek, o da hepimizi zora sokacak. Artık bunu hep birlikte içselleştirmeliyiz, virüsle yaşamayı öğrenmeliyiz. Sosyal alanlar ve kamusal alanlarda dikkat etmemiz gereken hususlar ile ilgili yaptırımlar bizi biraz daha bu konuda zorlayacak; ama kendi evlerimizde, kendi aile içi birlikteliklerimizde çok dikkatli olmamız gerekiyor” dedi.

  • Bilim Kurulu Üyesi’nden yüz yüze eğitim için dikkat çeken öneri

    Bilim Kurulu Üyesi’nden yüz yüze eğitim için dikkat çeken öneri

    Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, “Bazı illerde seçilmiş bazı okullarda yüz yüze eğitim, pilot uygulama kapsamında başlatılabilir ve bunların sonuçları izlenir. Bu uygulama, yapılan hazırlıklarda gözden kaçan noktalar, aksamalar, hatalar varsa bunların ortaya çıkması ve düzeltilmesi için şans verir” dedi.

    Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Özlü, Youtube ve Twitter hesaplarından yaptığı videolu paylaşımda, bugün uzaktan eğitimin başladığını anımsatarak, 21 Eylül’de başlayacak yüz yüze eğitim için ‘pilot’ uygulama önerisinde bulundu. Prof. Dr. Özlü, “21 Eylül’de de yüz yüze eğitim, seyreltilmiş ve basamaklı model ile başlamış olacak sanırım. Okulların açılmasına epeyce zaman var. Bu sürede Milli Eğitim Bakanlığı, bir pilot uygulama başlatabilir. Bazı illerde seçilmiş bazı okullarda ve bazı sınıflarda yüz yüze eğitim pilot uygulama kapsamında başlatılabilir ve bunların sonuçları izlenir. Bu eğitime katılan öğretmenler, okul çalışanları, öğrenciler ve aileleri yakından izlenir ve okulların açılmasının topluma, öğrencilere, okul çalışanlarında bir risk artışına neden olup olmadığı görülebilir” dedi.

    ‘BU UYGULAMANIN YARARLI OLACAĞINA İNANIYORUM’

    Pilot uygulama ile, okulların pandemi sürecinde güvenli bir eğitime ne kadar hazır olduklarının da ortaya çıkabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Özlü, “Bu uygulama, yapılan hazırlıklarda gözden kaçan noktalar, aksamalar, hatalar varsa bunların ortaya çıkması ve düzeltilmesi için şans verir. Bundan sonraki süreçle ilgili kararların alınmasında yöneticilere yardımcı olur. Topluma ve ailelere de çocuklarını okula gönderme konusunda güven verir, rahatlatır. Bu pilot uygulamanın yaralı olacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı.

  • “Endişelerimiz artıyor” dedi ve ekledi: Kısıtlama olabilir

    “Endişelerimiz artıyor” dedi ve ekledi: Kısıtlama olabilir

    Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, “Büyük kentlerde Ankara, İstanbul gibi; toplu taşımanın üzerindeki yükü azaltmamız gerekiyor. Özellikle sabah işe gidiş saatlerinde ve akşamüstü de işten dönüş saatlerinde toplu taşımada kalabalıklaşma oluyor. Orada bulaş zincirleri meydana geliyor. Toplu taşımanın yol açtığı bulaşı, dikkate almak lazım” dedi.

    Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve Karadeniz Teknik Üniversitesi Farabi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, Youtube üzerinden yayımladığı videoda, koronavirüs salgının kısa süreceğini düşündüklerini; ama salgının durdurulamadığını belirtti. Özlü, “Pandemi hız kesmedi. 300 binlere yakın yeni olgu çıkıyor dünyada. Güvenli bir noktada olmadığımız aşikar. En iyilerden olan Avrupa’da da son zamanlarda artışlar başladı. Türkiye’de de vaka sayıları arttı, artıyor. Bayramın etkisini göreceğimiz, önümüzdeki günlerde bu sayının daha da artmasını bekliyorum ben. Tehlike aynen devam ediyor. Önümüzde de okulların açılması dönemi var” dedi.

    ‘YAYILMA İLE İLGİLİ ENDİŞELERİMİZİ ARTIRIYOR’

    Prof. Dr. Özlü, Türkiye’de üniversitelerin de dahil edildiğinde yaklaşık 26 milyon gencin okula gideceğini belirterek, “Bu da haftanın 5 günü en az 5- 6 saat 26 milyon insanın kapalı mekanlarda olması demek. Bu her gün tekrarlanacak. Dolayısıyla bulaşma konusunda önemli bir karşılaşma ortaya çıkıyor. Bu da önümüzdeki süreçte yayılma ile ilgili endişelerimizi arttırıyor. ‘Okullar açılmasın’ denilebilir evet. Ama düşünün ki 26 milyon gencin hayatından bir seneyi çalmaya hakkımız var mı? Eskisi gibi okulları da açmak sağlık açısından ciddi risk taşıyor. Bu kararı Milli Eğitim Bakanlığı verecek; ama her halükarda önceki yıllardaki gibi olmayacağını söyleyebilirim. Daha esnek, daha kontrollü hibrit yöntemler kullanılabilir. Bulaşma riskini azaltacak tedbirler alınacağını düşünüyorum. Ama okullarda ne yaparsak yapalım risk yok olmayacaktır, hep olacaktır. Ama şöyle de düşünelim; risk her yerde var, sadece okullarda değil. Ama okullardaki risk çok daha fazla. Bu riski kontrol etmek mümkün olursa hasarı azaltabiliriz” diye konuştu.

    ‘GÜZ MEVSİMİNDE RAKAMLARIN YÜKSELMESİ BEKLENİYOR’

    Tedbirlere uyulması gerektiğine vurgu yapan Özlü, “Güz mevsiminin gelmesiyle de diğer solunum yolu enfeksiyonlarında bir artış olacak. Hastane başvuruları ve sağlık sistemi üzerindeki yük artıyor. İnsanlar açık alanlardan tekrar kapalı alanlara dönecekler, oralarda bulaş riski artacak. Dolayısıyla güz mevsiminde daha da rakamın yükselmesi bekleniyor. Önümüzde çetin dönem var bunu görmemiz lazım. Tedbirlere dikkat etmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.

    ‘KISITLAMA OLABİLİR’

    Prof. Dr. Özlü, Türkiye’de tekrar çeşitli kısıtlamaların uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin, “Yasaklar ve kısıtlamalar bu işi frenler, doğru. Ama bu frenleme geçici bir etki. Onu gördük zaten. Daha önce aldığımız kısıtlamalar etkisini gösterdi; ama bu etki geçici. Aldığınız sürece geçerli, bıraktığınız zaman tekrarlıyor. Dolayısıyla bunları sürekli yapmanız mümkün değil. Söylediğim gibi bu salgının kaç yıl süreceği belli değil. Uzayabilir, uzadı da. Böyle genel kısıtlamalar, yasaklamalar dünyada da şu an gündemde değil. Bu tür kısıtlamalardan ziyade kontrollü bir şekilde hayata geri dönmek. Bunu olması gereken noktada tutamıyoruz. İnsanlar kurallara uyum konusunda farklılaşıyorlar. ‘Türkiye’de eskiye benzer yasaklar olur mu’ diye soruluyor, olmaz diyemeyiz; ama bugün için böyle bir şey gündemde değil. Asıl olan şey kontrollü şekilde hayatımızı sürdürebilmek. Ama kontrolün elden gideceğine dair kaygılar ortaya çıkarsa o zaman kısıtlamalar tekrar gelebilir. Özellikle lokal olarak bunların yapılaması daha doğru gibi şu anda. Her ilde durum aynı değil. İllere göre de bu bulaşmanın nedenleri farklılaşıyor” dedi.

    ‘DÜĞÜNLERİ, NİŞANLARI, SÖZLERİ, TAZİYELERİ KISITLAYABİLİRLER’

    Özlü, Anadolu kentlerinde daha çok aile içi bulaşmaların önemli olduğuna vurgu yaparak, “Özellikle bayramlaşma için, tatil için büyük şehirlerden gelen eş-dost ile temas, nişan, söz, düğün, taziye, asker uğurlama gibi töresel cemiyetler, toplantılar sırasında bulaşma oluyor. Daha çok bulaşma şekli bu. Bu kentlerdeki tedbirler daha çok bu bulaşmaları önleyici şekilde olması lazım. Bu konu ile ilgili İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu tedbirler alabilir. Örneğin düğünleri, nişanları, sözleri, taziyeleri kısıtlayabilirler, dar tutabilirler, katılımı sayı olarak azaltabilirler. Bu bulaşma ile ilgili süreçleri engelleyici, frene basıcı bazı lokal tedbirler il bazlı alınabilir. Bunlar illerdeki filyasyon çalışmalarının sonuçlarına ve vaka artış hızlarına göre alınması gereken kısıtlılıklar olacaktır ve ilden ile değişecektir” diye konuştu.

    ‘TOPLU TAŞIMANIN ÜZERİNDEKİ YÜKÜ AZALTMAMIZ GEREKİYOR’

    Büyük kentlerde toplu taşımalarda oluşan yoğunluğa da dikkat çeken Prof. Dr. Özlü, şunları kaydetti:

    “Büyük kentlerde Ankara, İstanbul gibi; toplu taşımanın üzerindeki yükü azaltmamız gerekiyor. Özellikle sabah işe gidiş saatlerinde ve akşam üstü de işten dönüş saatlerinde toplu taşımada kalabalıklaşma oluyor. Orada bulaş zincirleri meydana geliyor. Dolayısıyla bu yükü azaltmamız lazım. Toplu taşımanın yol açtığı bulaşı dikkate almak lazım. Büyük kentlerde sadece toplu taşıma değil onun dışında da kalabalıklaşan alanlar, AVM’ler, kalabalık caddeler, plajlar, restoranlar maskesiz mesafeye dikkat edilmeden insanlar bir aradalar, eskisi gibi gezmeye, alışveriş yapmaya devam ediyorlar. Bu alanlarda bulaşmalar ortaya çıkıyor. Büyükşehirlerde de buralara dönük bazı denetimler, cezaî müeyyidelerin getirilmesi lazım. İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulları kendi illerindeki riskleri göre lokal kararlar alabilirler. Karantina, sokağa çıkma kısıtlamaları olabilir. İşletmelerin kontrolü ve cezalandırılması olabilir. Ulusal bazda, genel kısıtlamalar da ihtiyaç olursa alınabilir. Umarın onlara ihtiyaç olmaz. Dünyada bu kısıtlamalara geri dönen insanlar var. Okulları açıp tekrar kapatan ülkeler var. AVM’leri açıp tekrar kapatan ülkeler var. Bu tür geri adımlar da olmaz diyemeyiz” ifadelerini kullandı.

  • Bilim Kurulu Üyesi: “Bu bayram daha riskli”

    Bilim Kurulu Üyesi: “Bu bayram daha riskli”

    Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, “Bayram, başka etkinliklere benzemez. Kurban ritüeli nedeniyle, bu bayram, Ramazan Bayramı’ndan daha riskli. Ülkemizin her evinde yaşanan ve 83 milyonun katıldığı bir etkinlik söz konusu. Çok dikkatli ve hazırlıklı olmalıyız” dedi.

    Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve Karadeniz Teknik Üniversitesi Farabi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, Twitter’daki hesabından, Kurban Bayramı’nda koronavirüs salgınına karşı alınması gereken önlemlere ilişkin açıklama yaptı. Prof. Dr. Özlü, Kurban Bayramı’nda riskleri azaltmak için vatandaşların uyarılması ve önerilerde bulunulması gerektiğini belirtti. Prof. Dr. Özlü, “Toplu taşımada, hayvan nakilleri, turistlik tesisler, yol güzergahlarındaki tesisler, hayvan pazarları ve kesim yerlerinde sıkı denetimler yapılmalı ve cezai yaptırımlar uygulanmalı” dedi.

    ‘VEKALETLE KURBAN TEŞVİK EDİLMELİ’

    Prof. Dr. Özlü, vatandaşların vekaletle kurban kesimine teşvik edilmesi gerektiğine vurgu yaparak, “Hayvan pazarı, kesim yerine gitmeden, insanların kurbanı kesilip, eti teslim edilmeli. Hayvan pazarları ve kesim yerlerinin sayısı artırılmalı, alanlar genişletilmeli; yeterli sayıda lavabo, sıvı sabun, kağıt havlu, el dezenfektanı olmalı. Buraların bakımı; girişte ateş ölçümü, semptom sorgulaması, alana göre içerideki kişi sayısının kontrolü, fiziki mesafenin korunması, maskesiz girilmemesi, hijyene uyulması için ilgili kişi ve kurumlar ile bunların görev, yetki ve sorumlulukları tanımlanıp ilan edilmeli” diye konuştu.

    ‘BAYRAM NAMAZI AÇIK HAVADA KILINMALI’

    Kurban kesim alanlarının sıkı şekilde denetlenmesi gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Özlü, “Denetimleri kimin ne sıklıkla, nasıl yapacağı ve cezai yaptırımların nasıl uygulanacağı netleştirilmeli. Mümkünse, bayram namazı açık havada kılınmalı, kişiler arası en az 1 metre mesafe olmalı, maskesiz gelinmemeli, giriş ve çıkışta kalabalıklaşma olmaması için uyarılar yapılmalı, namaz sonrası bayramlaşma, temas, tokalaşma olmamalı. Namaz öncesi cami, halılar, lavabo, abdest alma yerleri, tuvaletler ve çevre yüzeyleri temizlenip dezenfekte edilmeli, cemaat evinden seccadesini getirerek, onun üzerinde namaz kılmalı, müftülükler, din görevlileri, bu kuralları önceden cemaate duyurmalı” ifadesini kullandı.

    ‘BU BAYRAM DAHA RİSKLİ’

    Bayramlaşmanın tercihen telefonla, görüntülü arama ile yapılması önerisinde bulunan Prof. Dr. Özlü, “Bayram ziyaretleri kısa tutulmalı, mümkünse açık havada yapılmalı, maske ve mesafe korunmalı, bu sırada el öpme, sarılma, temas ile yeme içme olmamalı, yemek davetleri yapılmamalı ve davetlere katılmamalı. Bayram, başka etkinliklere benzemez. Kurban ritüeli nedeniyle bu bayram, Ramazan Bayramı’ndan daha riskli. Ülkemizin her evinde yaşanan ve 83 milyonun katıldığı bir etkinlik söz konusu. Çok dikkatli ve hazırlıklı olmalıyız. Bu tedbirler riski ortadan kaldırmaz; ama azaltabilir” ifadelerini kullandı.