Etiket: Tıp

  • “Meclise karşı, Anayasaya karşı darbe girişimidir”

    “Meclise karşı, Anayasaya karşı darbe girişimidir”

    Özel, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Türkiye İşçi Partisi Hatay milletvekili Can Atalay hakkında ‘hak ihlali’ kararı veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasına sert tepki gösterdi. Özel, hukukçu milletvekilleri ve gruptaki milletvekilleri ile ayrı ayrı toplantı yaptıklarını belirterek, Anayasa Mahkemesi’nin sansür yasasını iptal etmediğini hatırlattı.

    Özel şöyle konuştu:
    “Grubu bulunan siyasi partilerin grup başkanlarını, genel başkanlarını, Numan Kurtulmuş başkanlığındaki bir danışma kurulu toplantısı yapmaya davet ediyorum. Danışma kurulunun yapacağı toplantıda Meclis’in çalışma planına yeniden karar vermesini talep ediyorum. Özel bir oturumla, genel görüşme açarak, bir adalet oturumu gerçekleştirmesini ve içinde bulunduğumuzu adalet krizine TBMM’nin nasıl el koyacağına karar vermesini bekliyoruz ve talep ediyoruz. Bu adalet oturumunda gerekirse kapalı oturum talep edecektir. Gerekirse kapalı oturum talep edeceğiz. İçinde bulunduğumuz büyük krizin ne manaya geldiğini, 10 yıl tutanaklarının yasak olduğu bir kapalı oturumda, tüm milletvekilleriyle konuşacağız. Bu yargı krizinde, kapalı oturumunda, biz milletvekillerinin vicdanlarına sesleniriz. Oturum açıldığında, parti gruplarının mutlaka anayasa ve adalet komisyonlarından birer temsilcileriyle cuma-cumartesi-pazar günü gerekli çalışmayı yapmalarını, pazartesi günü adalet komisyonuna sevk edilmek üzere, bu yargı krizine el koymalarını öneriyoruz.”

    Özel, adalet oturumunu önce teklif edeceklerini, bu önerileri reddedilirse CHP olarak oturum düzenleyeceklerini söyleyerek, “Bütün milletvekilleri, Meclis kapansa da Meclis’i terk etmeyecekler. İkinci bir karar alınana kadar, CHP Meclis’in açık olduğu her saat, adalet meselesini gündeme getirecek, Meclis kapandığında bir grubu oluşturan sayı olan en az 20 milletvekili Meclis’teki adalet nöbetini sürdürecektir” ifadelerini kullandı.

  • Akciğer Kanseri farkındalık ayı

    Akciğer Kanseri farkındalık ayı

    Prof. Dr. Elbeyli, 1-30 Kasım Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı dolayısıyla yaptığı açıklamada “Kontrolsüz bir şekilde hava yolunu ve keseciklerini örten dokunun büyüyerek, işlevsel ve anatomik deformasyona uğraması olarak tanımlanan akciğer kanseri, erkeklerde hemen hemen ilk sırada, kadınlarda ise her yıl bir üst sırada kendine yer bulmaktadır” dedi.

    Akciğer kanserinin; tütün mamulleri, sanayi gazları, tehlikeli gazlar, çevre kirliliği, hava kirliliği, genetik faktörler ve beslenme bozuklukları gibi nedenlerden kaynaklandığına dikkat çeken Prof. Dr. Elbeyli, “En sık karşılaşılan belirtileri nefeste daralma, göğüste ağrı, öksürük, kilo verme, iştah kaybı, bir takım normal fonksiyonlarda azalma ya da bozulma” ifadelerini kullandı.

    “Tanıda patoloji önemli”

    Akciğer kanseri tanısında patolojinin büyük önem taşıdığını kaydeden Prof. Dr. Elbeyli, “Akciğer kanseri şüphesi varsa öncelik histo-patolojik tanı koymaktır. Tanı konulduktan sonra hastalığın evresini belirlenmeli ve tedavi şekli değerlendirilerek, tedavi belirlenmeli, buna göre planlama yapılmalıdır” diye konuştu.

    Tıpta hastalığın değil, hastanın değerlendirilmesinin önemli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Elbeyli, her hastanın ayrı ayrı değerlendirilerek, planlamanın o doğrultuda yapılmasının önemine değindi.

    Akciğerde kötü huylu bir sorunla karşılaşılması durumunda öncelikle yapılabiliyorsa ilk sırada cerrahi tedavinin olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Elbeyli, tümörün tamamının temizlenerek çıkarılmasının hayatı kurtaran hatta yaşam süresini uzatan en etkili yöntem olduğuna vurgu yaptı.

    Prof. Dr. Elbeyli, “Patolojik tanı ile hastalıkla ilgili doğru evreleme yapılarak, erken evrede cerrahi yöntemle bu hastalara tedavi şansı sunulabilir. Bu da hastanın hayatını kurtararak, uzatabilecek bir seçenektir” diyerek sözlerini tamamladı.

  • Mısır’da tıp merkezine füze düştü

    Mısır’da tıp merkezine füze düştü

    İsrail ve Filistin’de 21 gündür devam eden çatışmalar komşu ülkelerdeki güvenlik riskini arttırdı. Mısır’ın doğusunda İsrail sınırında yer alan Taba kasabasına sabah saatlerinde füze düştüğü açıklandı. Yerel kaynaklar tarafından yapılan açıklamada, füzenin bir tıp merkezine düşmesi sonucu 6 kişinin yaralandığı belirtilirken, olay yerinde büyük bir patlama sesi duyulduğu ve gökyüzüne dumanlar yükseldiği ifade edildi. Füzenin nereden atıldığı henüz bilinmezken, İsrail ordusundan yapılan açıklamada ülke sınırları dışında bir güvenlik olayı yaşandığına ilişkin bilgi aldıkları kaydedildi.
    Öte yandan, Mısırlı güvenlik kaynaklarından yapılan başka bir açıklamada ise Kızıldeniz’deki tatil beldesi Nuweiba’ya da mühimmat düştüğü ve şiddetli bir patlama sesi duyulduğu belirtildi.
    Hamas çarşamba günü, İsrail’in Mısır sınırındaki Eilat kentini füzeyle vurduğunu duyurmuştu. İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) tarafından 22 Kasım’da yapılan açıklamada, İsrail ordusuna ait bir tanktan yanlışlıkla açılan ateş sonucu Mısır-Gazze-İsrail sınır bölgesinde Mısır’a ait bir mevzinin vurulduğu ve askerlerin hafif şekilde yaralandığı bildirilmişti.

  • AYM’den Can Atalay kararı

    AYM’den Can Atalay kararı

    Türkiye İşçi Partisi’nden milletvekili seçilen Can Atalay’ın tahliyesi ve hakkındaki yargılamanın durdurulması talebi, Anayasa Mahkemesi’nde (AYM) görüşüldü.

    AYM, Atalay’ın seçilme hakkı ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı yönlerinden hak ihlali olduğuna karar verdi.

    Dosya, yeniden İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince ele alınacak.

  • BUÜ’lü öğrencilere destek devam ediyor

    BUÜ’lü öğrencilere destek devam ediyor

    BUÜ Tıp Fakültesinde 2019 yılından bu yana toplamda 58 öğrenciye burs desteği sağlayan Paylaşımcı Toplum Derneği, 2023-2024 Eğitim-Öğretim döneminde de burs desteğine devam ediyor. Dernek Başkanı ve aynı zamanda BUÜ Tıp Fakültesi Tıp Eğitimi Anabilim Dalı öğretim görevlisi olan Dr. Okan Aydın, Dernek Danışma Kurulu Üyesi ve Tıp Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Züleyha Alper ile birlikte Rektör Yılmaz’ı ziyaret etti. Ziyarette yeni dönemdeki iş birliği protokolü Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz ve Dernek Başkanı Öğr. Gör. Dr. Okan Aydın arasında imzalandı. Protokol çerçevesinde, önceki yıla oranla yıllık burs desteği yüzde 200 artırılarak 25 öğrenciye sene boyu destek sağlanacak.

    Dernek faaliyetleri ve projelere dair bilgi aktaran Dr. Okan Aydın, Tıp Fakültesi Burs Komisyonu tarafından tespit edilen ihtiyaç sahibi öğrencilere burs desteği sağlamaya devam edeceklerini vurguladı. Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz da katkılarından dolayı dernek üyelerine teşekkür etti.

  • Vasiyeti üzerine kadavra olarak kullanıldı

    Vasiyeti üzerine kadavra olarak kullanıldı

    Balıkesir’in Bandırma ilçesinde yaşayan 79 yaşındaki Kıbrıs gazisi İsmet Ermetinler, 2019 yılında tedavi gördüğü Bandırma Devlet Hastanesi’nde vefat etti. Ermetinler’in vasiyeti üzerine bedeni, BUÜ Tıp Fakültesi’ne bağışlandı. 4 yıl boyunca kadavra olarak Fakültedeki tıp eğitiminde bedeni kullanılan Kıbrıs gazisi emekli astsubayın cenazesi toprağa verilmek üzere ailesine teslim edildi. BUÜ Görükle Kampüsü içerisindeki Tıp Fakültesi amfilerinin önünde Fakülte Yönetimi tarafından, İsmet Ermetinler için teşekkür töreni gerçekleştirildi. Çok sayıda öğrencinin de katıldığı törende konuşan Oğlu Suphi Ermetinler, “Babamın vasiyeti üzerine naaşını buraya kadavra olarak bıraktık.

    1980’li yıllarda organ bağışı gündeme geldiğinde babam ilk bağışçılarındandı. Bizim de organ bağışı yapmamızda vesile olmuştur. Fakat babamı kaybettiğimizde, organ nakli mümkün olmadığı için babamın vasiyeti kadavra olarak bırakılmasıydı. Annem toprağı da görmesini istediği için süreli olarak buraya bıraktık. 2 yıl boyunca burada kalacaktı. Ancak pandemi dönemi buraya girdiği için hocalarımızın ricasıyla bunu 4 yıla uzattık. Ortalama 4 yılda 300-400 öğrenci olduğunu düşünürsek, 2,5 dönem öğrenci burada işlem yaparak geleceğe kendilerini hazırladılar. Bir çok insanın hayatına da dokunacaklardır. Farkındalık adına bunun daha fazla olması gerekiyor. Buradaki öğrencilerin dünya tıbbında her branşta isimlerini Türkiye olarak yazdırmaları için ellerinden geldiği kadar mücadelelerini sürdürmelerini istiyorum. Cenazeyi üniversiteye teslim etmeden önce, yıkandı. Cami’de cenaze namazı kılındı. Ondan sonra üniversiteye teslim edildi. Bundan sonra kaldığı yerden, Bandırma’daki kabristanlığa defnedilmesidir. Dualarla defin işlemini gerçekleştireceğiz” diye konuştu.

    Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Funda Coşkun, “Kadavra bizim anatomi eğitimimizde tıp öğrencilerin eğitiminde çok önemli bir rol üstlenmektedir. Bu tıp öğrencilerin eğitimine çok büyük katkıda bulunmuştur. Kadavra bulunma konusunda sorunlar yaşamaktayız. Uygun olan kadavraları üniversitemizin eğitimine katmaya çalışıyoruz. Fakat bağış yapıldığı takdirde, bu süreç hızlanarak gidiyor. En büyük teşekkür ve minnet kadavrayı bağışlayan aileyedir” dedi.

    BUÜ Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Şendemir, “Bugün bir cenaze çevresinde toplandık. Ancak üzüntü, yas için değil. Teşekkür etmek için. Bir vefa duygusu ile saygıda bulunmak için. Bu teşekkür ve saygı Sayın İsmet Ermetinler için. Hekimlere, tüm sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin yoğunlaştığı bir dönemde, bir insanın en kıymetli varlığını, bedenini hekim adaylarının eğitimine bağışlamış olması, her şeye karşın içimizde bir umut ışığının sürmesini sağlıyor. Tıp eğitiminin temel taşlarından biri olan anatomi, elbette, en güzel haliyle gerçek bir insan bedeni üzerinden öğrenilebilir. Ne yazık ki sayısı 120’ye yaklaşmış tıp fakültelerimizin ve buralarda eğitim aldığını düşündüğümüz yüz binin üzerindeki öğrencinin bu çok önemli, olmazsa olmaz eğitim aracına ulaşabildiğini söylemek mümkün değil. Pek çok yasal zorluk aşılmaya çalışılarak elde edilen sahipsiz bedenler yıllarca çok önemli görevler görmüşlerse de, ne yeterli sayıda olabilmişler ne de etik olarak sağlıklı bir çözüm sunabilmişlerdir” şeklinde konuştu.

    Organ bağışlarının insan hayatlarını değiştirdiğini hatırlatan Şendemir, kadavra bağışlarının da hekimlerin yetişmesine aynı oranda katkıda bulunduğunu ifade ederek, “Bugün buradan uğurlamakta olduğumuz bağışçımız İsmet Ermetinler de, yüzlerce öğrencinin gerçek bir insan vücudu üzerinden eğitim almasını sağlamış, bilgili hekimlerin yetişmesine paha biçilemez bir yardımda bulunmuştur. Örneklerinin artması en büyük dileğimizdir” dedi.

  • Karpuz büyüklüğündeki tümör göğsünü patlattı

    Karpuz büyüklüğündeki tümör göğsünü patlattı

    Denizli’de yaşayan 57 yaşındaki Fatma Özen, 5 ay önce göğüs bölümünde yaşadığı ağrı ve leke görüntüsüne rağmen hekime başvurmadı. Ağrılarının hızla artması ve sağ göğsünde hızla büyüyen bir kitlenin olduğunu fark eden kadın, uzmana başvurmak yerine bitkisel tedavi yöntemlerine yöneldi. Hekimlerden tepki alacağından endişe eden Özen, ağrıların dayanılmaz hale gelmesi ve kanamanın başlamasının ardından en yakın hastaneye başvurdu. Yapılan tetikler sonucunda sağ göğünde tümör olduğunu öğrenen Özen, kentin farklı noktalarındaki hastaneleri kapı kapı gezmeye başladı. Derdine derman aradığı sırada halsizlik ve yoğun kan kaybı yaşayan Özen, bir hekimin önerisi üzerine Genel Cerrahi Uzmanı Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. İmdat Koçberber ile tanıştı. Op. Dr. Koçberber tarafından çok acil bir ameliyata alınan kadın, göğsünü patlatan 20 santimlik tümörden kurtularak sağlığına kavuştu.

    “Kitlenin devasa boyutta ulaştığını ve 20 santimetre olduğunu gördük”

    Karpuz büyüklüğündeki kitlenin tamamen temizlendiğini ve başarılı bir ameliyat yapıldığını ifade eden Op. Dr. İmdat Koçberber, “Hastamız yaklaşık 10 gün önce kliniğimize başvurdu. Bütün göğsünü kaplayan açık yara halinde ve aktif kanamalı bir kitlesi vardı. 3-4 ay önce göğüs bölgesinde kütlenin hızla büyüdüğünü, değişik doktorlara gittiğini ve netice alamadığı ortaya çıktı. Belli süre geçmesi nedeniyle tedavide geç kalınmış ve hiçbir hekimin yanaşmadığını öğrendik. Çok şiddetli kanaması vardı. Hastamızın küçük bir parçasını alıp, patolojik incelemesini yaptıktan sonra kitlenin alınmasına karar verdik. Hızlıca yapılan işlemlerin ardından kitlenin devasa boyutta ulaştığını ve 20 santimetre olduğunu gördük. Meme bölgesini tamamen zarar verdiği ve kanama sorununu ortaya çıkardığını tespit edilmesinin ardından zor da olsa kitle ve kalıntılarının tamamını temizledik. Göğsünü başarılı çalışma ile kapatmayı başarabildik” dedi.

    “Yüzde 1’den az görülen ve hızlı büyüyen meme tümörü olduğunu tespit ettik”

    Literatürde bu hastalığa çok az rastladıklarını ve bu boyutta ilk defa tümör gördüklerini anlatan Op. Dr. İmdat Koçberber, “Patolojik incelemesi sonucunda bütün meme tümörlerini çok nadir cinsi olan sistosarkoma olduğunu gördük. Çok nadir olan, yüzde 1’den az görülen ve hızlı büyüyen meme tümörü olduğunu tespit ettik. Hastamızın durumu şu anda çok iyidir. Literatürde bu tür meme türlerinde yaklaşık 10-15 santim büyüklüğünde olanlara dev tümör demekteyiz. Hastamızdaki tümör ise 20 santim büyüklüğünde olup, oldukça boyutu büyüktü. Burada önemli olan kadınlarımızın göğüslerinde herhangi bir kitle ya da kızarıklık olduğunda bunu önemsemeleri ve kısa sürede doktora başvurmaları gerekiyor. Bu boyutlara ulaşmadan gerekli tedavileri yapmalarını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Doktora gittiğimde kızacaklarını düşündüm”

    Hemcinslerine meme kanseri ve tümörleri konusunda uyarıda bulunan Fatma Özen ise bu tür rahatsızlıklarını geciktirmemelerini isteyerek, “5-6 ay kadar önce göğüsüm de bir siyahlık başladı. İlk başta önemsemedim ve bir kaç ay sonra karpuz kadar büyüdü. Ağrılarım çok oldu ve biraz sabrettim. Çünkü doktora gittiğimde kızacaklarını düşündüm. Bir gün kanamalarım başladı ve durmayınca acile gittim. Olayın boyutunu öğrendim ve 3-4 hastane gezdim kimse bir şey yapamadı. Sonra kanamam çok olduğu için halsizleştim ve tekrardan doktora gittim. Gittiğim hekim başka bir hekimi önerdi. Bana çok iyi davrandı, hiç azarlamadı ve yargılamadı. Kaybettiğim kanı verdi ve ameliyat sonrası 2-3 güne ayaklandım. Allah ondan razı olsun. O boyutta bir şey yapılamayacağını bildiğim için beklemeyi ve kendi kendime patlamasını tercih ettim. En son patladı ve kanamalarım oldu. Kadınlara mutlaka kitleleri küçükken ve hızla yayılmadan doktorlara gitmelerini tavsiye ediyorum” diye konuştu.

  • Efeler Belediyesi, tıp öğrencilerini ağırladı

    Efeler Belediyesi, tıp öğrencilerini ağırladı

    Efeler Belediyesi ile ADÜ Tıp Fakültesi arasında imzalanan eğitim iş birliği protokolü gereğince, ADÜ Tıp Fakültesi’nde eğitigören son sınıf öğrencileri, Efeler Belediyesi’ni ziyaret etti. Efeler Belediyesi Sağlık İşleri Müdürü Dr. Eralp Atay, belediye birimlerinin görevleri ile halk sağlığı, iş yeri hekimliği, iş sağlığı ve güvenliği uygulamaları hakkında bilgi verdi.

    Daha sonra gençlerle bir araya gelen Efeler Belediye Başkanı Mehmet Fatih Atay, doktorların ve sağlık çalışanlarının çok değerli olduklarını ifade etti. Başkan Atay konuşmasını şu sözlerle sürdürdü, “Sizlere haksızlık yapıldığını, maaşlarınızın az olduğunu ve bazı eğitimsiz kişiler tarafından şiddete maruz kaldığınızı biliyorum. Herkesin kendi alanlarında özgürce çalışabildiği bir ortam olmasını diliyorum. Bu hedeflere ulaşabilmek için sizin gibi aydın insanlara ihtiyacımız var.”

  • Diş hekimi adaylarına beyaz önlük töreni

    Diş hekimi adaylarına beyaz önlük töreni

    Bu yıl 4. kez akademik takvimi başlatan BUÜ Diş Hekimliği Fakültesi, yeni öğrencileri için açılış ve beyaz önlük giyme töreni düzenledi. Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi’nde organize edilen törene Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu, Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Alper Pampu, farklı fakültelerin dekanları, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, akademisyenler, hayırseverler, öğrenciler ve aileleri katıldı.

    Genç ve dinamik fakülte

    Açılış programında konuşan Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, genç ve dinamik bir fakülte oluşturduklarını söyledi. Bursa Uludağ Üniversitesi’nin Araştırma Üniversitesi vizyonu ile çalıştığına işaret eden Prof. Dr. Ferudun Yılmaz; “Türkiye’deki 23 Araştırma Üniversitesi arasında yer alıyoruz. Üstlendiğimiz bu misyonun geliştirilmesi için de en genç ve en dinamik fakültelerimiz arasında bulunan Diş Hekimliği Fakültemize çok güveniyoruz. Üniversitemizi tercih eden yeni öğrencilerimiz, böylesine özel bir ortama gelmiş bulunuyor. Deneyimli bir akademik kadromuz var. Bu kadroyu daha da güçlendireceğiz. Fakültemizin inşaatı hayırseverlerin desteğiyle devam ediyor. Kısa süre içinde inşaatımızı bitireceğiz. Öğrencilerimize de burada hem pratik hem de teorik eğitim vermeye başlayacağız” açıklamasında bulundu.

    Diş Hekimliği Fakültesi gücümüze güç katacak

    Sağlık alanında eğitim-öğretim ve bilimsel çalışmalar yürüten üniversiteler arasında da özel bir yerde bulunduklarına işaret eden Rektör Yılmaz, Diş Hekimliği Fakültesi’nin sahip olduğu dinamizmle bu başarılara yenilerini ekleyeceğine inandıklarının altını çizdi. Yılmaz; “Yeni kurulmuş fakültelerin her zaman özel bir yeri vardır. Buradaki akademik ve bilimsel deneyimden iyi bir şekilde faydalanacaklarına ve ülkemizdeki değerli fakülteler arasında yer alacaklarına inanıyoruz. Öğrencilerimiz de fakültemizde iyi bir eğitim alacak ve değerli diş hekimleri olarak buradan mezun olacaklar. Hayırlı olmasını diliyor, tüm öğrencilerimize başarılar diliyorum” şeklinde konuştu.

    3 aşamalı eğitim modeli uygulanacak

    Konuşmasına fakültenin açılış süreci ve devam eden eğitim-öğretim faaliyetlerini anlatarak başlayan Dekan Prof. Dr. Alper Pampu ise oluşturdukları nitelikli ders modelleri sayesinde büyük mesafeler kat ettiklerini belirtti. Kuruluş aşamasında sadece Türkiye’yi değil, dünyadaki en iyi 10 diş hekimliği fakültesini de incelediklerini açıklayan Prof. Dr. Alper Pampu; “Öğrencilerimizin eğitim alacağı 5 yıl içerisinde 3 aşamalı bir eğitim modeli uygulayacağız. İlk aşamada diş hekimliği alanında temel bilimler dersleri vereceğiz. Bu teorik aktarımlar, uygulama laboratuvarlarımızdaki pratik çalışmalarla desteklenecek ve öğrencilerimizin el becerileri geliştirilecek. İkinci aşamada ise öğrencilerimizin teorik dersleri devam ederken, gerçek hastalar üzerindeki klinik uygulamalara geçişleri göstereceğiz. Bu aşamada Bursa Ağız ve Diş Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesindeki kliniklerde yürütülecektir. Üçüncü aşamada da öğrencilerimiz tüm teorik dersleri tamamlamış olacak ve hasta pratiği yapacaklar. Son olarak öğrencilerimiz klinik uygulamaları yürütecek ve mesleğe hazır hale getirilecektir” dedi.

    Her zaman yanınızda olacağız

    Öğrencilere de seslenen Dekan Pampu; “Diş hekimliği mesleğini tercih ettiniz. İnanıyorum ki 5 yıllık eğitiminizin ardından sizleri bugünkü coşkuyla buradan uğurlayacağız. Dürüst, insan haklarına saygılı, etik değerlere bağlı ve mesleki manada donanımlı hekimler olacaksınız. Bu anlamda hocalarınız olarak her zaman yanınızda olacağız. Ailelerimize de seslenmek istiyorum. Gözünüz arkada kalmasın. Artık onlar da bizim birer evladımız. Yeni eğitim-öğretim dönemi hepimize hayırlı olsun” diye konuştu.
    Açılış töreninin ardından Bezmiâlem Vâkıf Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Doğan Dolanmaz tarafından öğrencilere ilk ders verildi. Dolanmaz, Dentofasiyal Deformitelerde Tedavi Yaklaşımları başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.
    Program; fakülteye katkıda bulunanlara teşekkür belgelerinin takdimi, müzik dinletisi, beyaz önlük töreni ve beyaz önlük andının okunmasının ardından sona erdi.

  • Hekim adayları beyaz önlüklerini giydi

    Hekim adayları beyaz önlüklerini giydi

    BUÜ Tıp Fakültesi, 2023-2024 Eğitim Öğretim Yılı’nın başlamasıyla 14. kez Beyaz Önlük Töreni düzenledi. Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen törene Rektör Yardımcıları Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu ve Prof. Dr. Adem Doğangün ile Yalova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Bahçekapılı, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Funda Coşkun, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Demir, Yalova Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Vefik Arıca, Üniversite Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Halil Sağlam, diğer fakülte dekanları, öğretim üyeleri, öğrenciler ve aileleri katıldı.

    Yarım asırlık tecrübe

    Açılış töreninde konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu, Bursa Uludağ Üniversitesi’nin 50 yıla yakın bir süredir akademik faaliyette bulunduğuna işaret etti. YÖKAK tarafından akredite edildiklerini ve Araştırma Üniversitesi vasfına sahip olduklarını vurgulayan Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu, “Türk Standartları Enstitüsü Kalite Belgesi’ne sahibiz. Üniversitemizin yanı sıra Tıp Fakültemiz de aynı nitelikli geçmişe sahiptir. Köklü bir akademik ve bilimsel bilgi birikimimiz var. Fakültemizin çok sayıda ulusal ve uluslararası akreditasyon belgesi bulunmaktadır. Anne babaların bugün gurur günü. Yıllarca büyük emekler sarf ederek yetiştirdikleri ve doktor olmalarını istedikleri evlatlarını bizlere teslim ediyorlar. Bizler de onları en iyi şekilde yetiştireceğimizi, iyi birer hekim ve iyi birer insan olarak yetiştireceğimizi taahhüt ediyoruz” şeklinde konuştu.

    “Hedefleriniz için çok çalışın”

    Öğrencilerin, 6 yıl sonra tıp fakültesinden genç ve donanımlı hekimler olarak ayrılacaklarının altını çizen Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kırıştıoğlu, “Beyaz önlüğü taşımak zordur. Bunun için gençlerimizin çok çalışması gerekiyor. Aileleri, kıymetli gençler yetiştirdikleri için tebrik ediyoruz. Gençlerimizi de üniversite sınavlarında başarılı oldukları ve üniversitemizi tercih ettikleri için kutluyorum. Ancak burayı kazanmak son hedef olmamalı. Asıl hedef, mesleğin zirvesine çıkmak olmalıdır. Her alanda başarıyı yakalamayı hedefleyin. Aranızdan dünyaca ünlü doktorlar çıkmasını arzu ediyoruz. Üniversitemizi yurt içi ve yurt dışında en iyi şekilde temsil etmenizi istiyoruz. Ailelerinize ve hocalarınıza vefalı olmanızı istiyoruz. En önemlisi de geleceğe umutla bakmanızı istiyoruz. Üniversitemize ve fakültemize hoş geldiniz. Başarılarınız daim olsun” dedi.

    “Hekimlik sanatı, usta-çırak ilişkisidir”

    Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Funda Coşkun ise 53 yıldır eğitim-öğretime devam ettiklerinin altını çizdi. Donanımlı bir fakülte olduklarını kaydeden Coşkun, “UTEAK tarafından akredite edilmiş bir fakülteyiz. Ulusal ve uluslararası yeterliliklere sahibiz. Akreditasyon ve kalite çalışmalarını önceliklerimiz arasına aldık. Araştırma Üniversitesi olarak Ar-Ge’ye de büyük bir önem veriyoruz. Eğitim süreçleri boyunca araştırma faaliyetlerinin içinde yer almak isteyen öğrencilerimize kapılarımız her zaman açık olacak. Öğrencilerimiz, 6 yıl boyunca alanında uzman öğretim üyelerinden kıymetli dersler alacak. Hekimlik sanatı, usta-çırak ilişkisidir. Öğrencilerimiz, derslerin yanı sıra hocalarıyla geçirecekleri vakitte bu mesleğin inceliklerini de öğrenebilecekler” şeklinde konuştu.

    “Bir hastanızın mutluluğu dünyalara bedel olacak”

    Tıp fakültesinden mezun olan öğrencilerin; nazik olmak, sorunları çözmeye çalışmak, alim olmak, yeni fikirlere saygı duymak ve yenilgilerden dersler çıkarmak gibi önemli insani değerlere sahip olacaklarının altını çizen Dekan Coşkun, “Burada, ömür boyu sürecek arkadaşlıklar edineceksiniz. İnsanlığın refahı için büyük değişikliklerin yaşandığı bu dönemde doktorların becerileri ve yetenekleri büyük bir önem taşıyor. Karşılaşacağınız stres ve zorluklarla başa çıkabilmeyi öğreneceksiniz. Hekimlik zor meslektir. Daha doğrusu, meslekten öte bir yaşam biçimidir. Hastalarınızın iyiliği hayatınız boyunca her şeyin önünde olacaktır. Emin olun karşılığını fazlasıyla alacaksınız. Bir hastanızın mutluluğu dünyaya bedel olacaktır. Öğrenciliğiniz boyunca kendinizi hekimlik mesleğine hazırlayacaksınız. Yolunuz ve bahtınız açık olsun. Her birinize başarılar diliyorum. Aramıza hoş geldiniz” diye konuştu.
    İlk ders Prof. Dr. Emin Kansu’dan

    Açılış konuşmalarının ardından tıp dünyasının önde gelen akademisyenlerinden biri olan emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Emin Kansu, yeni öğrencilere ilk dersi vermek için sahneye çıktı. “Akademik Mikroçevre” isimli kısa bir sunum da yapan Prof. Dr. Emin Kansu, “Çok güzel bir ortamdayım. Bursa Uludağ Üniversitesi’ne 7. kez geliyorum. Sevdiğim bir üniversite ve sevdiğim bir kampüste bulunuyorum. Ancak bu kez Dekanımızın davetiyle ilk dersi vermek için gelme şerefine nail oldum. Öğrencilerimize ilk dersi verecek olmak benim için çok kıymetli. Ailelerin de ilgisi ve katılımını görünce ayrıca mutlu oldum. Kendi öğrenciliğimi düşündüm. 47 yıllık tam zamanlı üniversite hizmetinde akademik mikroçevre konusu beni her zaman etkilemiştir. Öğrencilerimiz de bu konuda düşünmeli ve nerede olduklarının bilinciyle eğitimlerini sürdürmeleri gerekiyor” açıklamasında bulundu.

    Derece ile girenler ödüllendirildi

    Etkinliğin son kısmında yerleştirme sonuçlarına göre Tıp Fakültesini derece ile kazanan öğrencilere ödülleri takdim edildi. Üniversite yönetimi ve öğretim üyeleri tarafından birinci sınıfa başlayan tüm öğrencilere beyaz önlüklerinin giydirilmesinin ardından okunan beyaz önlük andıyla birlikte program sona erdi.