Etiket: tiroid

  • Tiroid kanserleri kadınlarda fazla görülüyor

    Tiroid kanserleri kadınlarda fazla görülüyor

    Tiroit bezi boyun ön kısmında, birbirine bağlanmış iki parçadan oluşan çeşitli hormonlar salgılayan endokrin bir organ olduğunu söyleyenGenel Cerrahi uzmanlarından Doç. Dr. Hakan Bölükbaşı, “Tiroid çok küçük olmasına rağmen insan organizmasının en önemli organlarından bir tanesidir. Tiroit bezi metabolizma, beyin fonksiyonları ve insan psikolojisi üzerinde çok önemli rollere sahip olan tiroit hormonlarının salgılandığı yerdir. Tiroid kanseri tanısı alan hasta sayısı tüm dünyada artmakta olup, bunun arkasında yatan neden tam olarak belli değildir. Tanı yöntemlerindeki gelişmeyle birlikte tiroit kanserlerinde de gerçek bir sayısal artışın bu duruma neden olduğu öne sürülmektedir. Tiroid kanserleri özellikle kadınlarda 3 kata kadar fazla görülmektedir” dedi.

    Boyunda ortaya çıkan ağrısız bir şişlikle kendini gösterebilir

    Tiroid kanserinin sebebinin tam olarak bilinmediğini söyleyen Doç. Dr. Bölükbaşı, hastalıkta bazı risk faktörlerini aktardığı konuşmasına şu şekilde devam etti:
    “Çocukluk döneminde tiroidin radyasyona maruz kalması, aile öyküsü, mesleki ya da çevresel maruziyetler, Hepatit C ile ilişkili kronik hepatit, doğum sayısında artış, ilk gebelik yaşının geç olması, obezite tiroid kanserlerinde risk faktörü olarak gösterilmektedir. Fakat tiroid kanseri erken teşhis ve iyi bir cerrahiyle tedavi edilebilmektedir. Tiroit kanserlerinin tanısı ya check-up sırasında yapılan kan tahlilleri ve boyun ultrasonunda saptanan kitleden yapılan biyopsi sonucunda ya da boyunda bir şişlik fark eden hastanın doktora başvurması sonucunda yapılan tetkikler ile konur. Genellikle boyunda ortaya çıkan ağrısız bir şişlik olarak kendini belli eder. Ancak çok nadir görülen bazı türleri çok hızlı büyüyerek gerek boyun bölgesine gerekse de vücudun diğer yerlerine yayılarak kişinin hayatını tehdit edebilir.”

    Bazı hastalıklara cerrahi ve ilaç tedavisi gerekebilir

    Tiroid bezinin iyi huylu hastalıklarının bazılarının ameliyatın yanında ilaçla da tedavi edilebildiğini söyleyen Doç. Dr. Bölükbaşı, “Kötü huylu hastalıklarının hemen tamamının tedavisi ameliyat ile olmaktadır. Son yıllarda ameliyat dışı bir takım yaklaşımların da uygulanabileceği ile ilgili farklı görüşler olsa da bu alternatif yaklaşımlar henüz tam olarak kabul görmemiştir. Bu alternatif yaklaşımlar belki kişiye özel uygulanabilir. Tiroid kanserlerinde yapılacak ameliyatın şekli ameliyat öncesinde yapılan kan tetkikleri, boyun ultrasonuna ve biyopsi sonucuna göre şekillenir. Eğer kanser lenf bezlerine yayılmamışsa, tek bir odak ve tek bir parçada ise tek taraflı olarak tiroid bezinin çıkarılması yeterli olabilmektedir. Ancak eğer kanser lenf bezlerine yayılmış ise total olarak tiroid bezinin tamamının alınması ve beraberinde lenf bezlerinin de çıkarılması gerekir” şeklinde konuştu.

    Ek tedavi de gerekebilir

    Tiroit cerrahisinin endokrin cerrahisinin en önemli ve özel cerrahilerinden bir tanesi olduğuna değinen Doç. Dr. Hakan Bölükbaşı, “Operasyonlar, şekline göre değişmekle birlikte yaklaşık olarak 2-3 saat arası sürmektedir. Daha uzun ve kısa süren operasyonlar da olabilir. Hastalar genellikle ameliyat sonrası ertesi gün taburcu edilirler. Tiroit ameliyatlarının en önemli komplikasyonu ses kısıklığıdır. Son yıllarda teknolojinin gelişmesiyle birlikte tiroit ameliyatlarının vazgeçilmezi olan ve halk arasında sinir koruma cihazı olarak adlandırılan (intraoperatif nöromonitörizasyon) yardımcı malzeme ile daha güvenli ameliyatlar yapılmaktadır. Bir diğer ve en sık komplikasyon kalsiyum metabolizmasını düzenleyen bezlerin zarar görmesidir. Böyle bir durum söz konusu olursa ilaç tedavisi önerilir. Tiroid kanserlerinde ameliyat sonrası ek tedaviler gerekebilir. Bunların en başında radyoaktif iyot tedavisi gelir. Patoloji sonuçları ve kanserin çeşidine göre çok nadir ihtiyaç olmakla beraber kemoterapi ve radyoterapi de uygulanabilir” dedi.

  • Tiroid kanserinde önemli detay

    Tiroid kanserinde önemli detay

    Medipol Üniversitesi Pendik Hastanesi Genel Cerrahi Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Tuba Mert, Eylül Ayı Tiroit Kanseri Farkındalık Geliştirme Ayı kapsamında önemli uyarılarda bulundu. Dr. Öğr. Üyesi Tuba Mert, tiroid kanserlerinin tüm kanser vakalarının yüzde 1’den azını oluşturduğunu belirterek “Tüm kanser türleri arasında en az görülenlerinden biri olan tiroid kanserleri aynı zamanda tedaviye en olumlu cevabı gösteren kanser türüdür. Her yıl 1000 kişiden birinde tiroid nodülü oluşmaktayken, 50 bin kişiden birinde tiroid kanseri görülmektedir. Tiroid nodülleri kadınlarda erkeklerden daha sıktır, ancak erkeklerde görülen nodüllerde kanser görülme sıklığı kadınlardan daha fazladır. Tiroid kanserlerinin en sık tipi papiller karsinomdur. Tüm tiroid kanserlerinin yüzde 80’inini oluşturur. En iyi seyreden tiptir. Bunun dışındaki tiroid kanser tipleri foliküler karsinom, medüller karsinom, anaplastik tiroid kanserleridir. Bunlar daha nadir görülüp daha agresif seyir gösterebilir” diye konuştu.

    Düzenli tiroid muayenesi ihmal edilmemeli

    Tiroid kanserinin kolaylıkla erken teşhis edilebilecek bir kanser tipi olduğuna dikkati çeken Dr. Öğr. Üyesi Mert, şöyle devam etti:
    “Tiroid bezi kanseri genellikle belirti vermez. Guatr nedeniyle takip edilen hastalarda veya tesadüfen başka bir hastalık için yapılan tetkiklerde ortaya çıkabilir. Nadiren boyunda kitle, ses kısıklığı, yutkunma güçlüğü olabilir. Medüller kanserli hastaların yüzde 30’unda yüzde kızarma, ishal ve yorgunluk olabilir. Boyun muayenesi, boyun ultrasonu, tiroid kan testleri tanıda kullanılan yöntemlerdir. Teşhiste en etkili yöntem tiroid ultrasonografisidir. Tiroid ultrasonunda tiroid bezinde 1.5 cm’den büyük ya da şüpheli nodül varsa, nodülden yapılan ince iğne aspirasyon biyopsisi ile tiroid nodüllerinin kötü huylu olup olmadığı ortaya konur. Biyopsi sonucu iyi huylu gelirse ve hastanın başka bir yakınması yok ise tiroid nodülleri takip edilebilir. Biyopsi sonucu kuşkulu veya kötü huylu gelirse tedavi aşamasına geçilir.”

    Tek tedavisi cerrahidir

    Dr. Öğr. Üyesi Tuba Mert, tiroid kanserinin altında yatan nedenleri şu şekilde açıkladı:
    “Baş ve boyun bölgesinin radyasyona maruz kalması tiroid kanseri sıklığını artırır. Çocukluğunda 200-700 rad civarında radyasyon almış kişilerde 20-25 yıl sonra tiroid kanser sıklığının arttığı saptanmıştır. Bir araştırmada 500 rad civarında radyasyon alan şahıslarda tiroid kanser sıklığının yüzde 2 civarında olduğu ortaya konmuştur. Tiroid kanserinin bilinen tek tedavisi cerrahi tedavidir. Tiroid bezi ve var ise metastaz yapmış dokular onkolojik prensiplere uygun şekilde aynı seansta çıkartılmalıdır. Bu ameliyat tiroid cerrahisi konusundan deneyimli cerrahlar tarafından gerçekleştirilmelidir. Tiroid kanseri erken teşhisi hayat kurtarır.”

  • Aşırı terlemeye neden olabilir

    Aşırı terlemeye neden olabilir

    Afrika sıcakları yurdu etkisi altına aldı. Sıcaklıkların birçok noktada 40 dereceyi aşacağı uyarısı yapılırken, sıcaklar aşırı terleme (hiperhidroz) yaşayan kişilerin kabusu olabiliyor. Nöroloji Uzmanı Dr. Gülten Özdemir, “Hormonal bozukluklar ve tiroid hastalıkları aşırı terlemeye neden olabilir. Aşırı terleme teşhisinde tedaviye başlamadan önce duruma yol açan sistemik bir hastalık olup olmadığı araştırılmalıdır” dedi.

    Hiperhidroz adı verilen aşırı terleme, kişinin terlemesinin beden ısısını düzenleme görevini aşarak koltuk altı, el ayak tabanları ve hatta tüm vücutta normalden fazla safhaya ulaşması olarak tanımlanıyor. Konuyla ilgili konuşan Nöroloji Uzmanı Dr. Gülten Özdemir, “Aşırı terleme koltuk altlarının terlemesinde kötü kokunun yanı sıra, giysilerin ıslanması giysilerde lekelenmelere neden olabiliyor. Elleri terleyen kişiler basit bir tokalaşmada bile çekingen davranabiliyor. Ayak terlemeleri ise sağlık sorunlarına, hem de koku nedeniyle kişinin psikolojisini olumsuz etkiliyor” ifadelerini kullandı.

    “9 ay boyunca engellenebiliyor”
    Hormonal bozuklukların ve tiroid hastalıklarının aşırı terlemeye neden olabileceğini belirten Beykent Üniversitesi Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Gülten Özdemir, “Aşırı terleme teşhisinde tedaviye başlamadan önce duruma yol açan sistemik bir hastalık olup olmadığı araştırılmalıdır.

    Botoks tedavisiyle koltuk altına, avuç içine, ayak tabanlarına botoks iğneleri uygulanıyor ve terleme kişiden kişiye değişecek ölçüde 9 ay boyunca engellenebiliyor. Botoks tedavisi hastane ortamında yapılmalıdır. Kolay ve basit bir uygulamadır. Bu yöntem ömür boyu sonuç vermese de kişinin uzun süre rahat etmesine neden olmaktadır” şeklinde konuştu.