Etiket: TMMOB

  • Ormanlarımızı yok eden keyfi anlayışı reddediyoruz

    Ormanlarımızı yok eden keyfi anlayışı reddediyoruz

    AKP iktidarı geldiği günden beri, ne zaman doğal çevrenin korunmasına ilişkin bir yasa veya yönetmelikte düzenleme yapsa, altından korunan alanlarda yapılaşma ve çevre tahribatı çıktı.

    Koruma amacıyla yapılan yasal düzenlemeler, korunması gereken alanlarda nasıl ve ne şekilde yapılar yapılabileceğini tarif eden metinlere dönüştürüldü. Kıyılar, yaylalar, meralar, ormanlar bu düzenlemelerin ardından turizme, sanayi alanlarına, enerji santrallerine, maden işletmelerine veya lüks konut projelerine açıldı.

    İktidarın çevre tahribatı için yaptığı müdahalelerden en çok zararı orman alanlarımız görmüş, 6831 sayılı Orman Yasası 31 kez değiştirilmiştir. Bu değişikliklerin büyük bir çoğunluğu ormanların yapısını bozan, madenciliğe açan, HES ve RES projelerine sınırsız kolaylık sağlayan, her türlü altyapı, çöp atık tesisi, maden atığı depolaması dahil, ormanlarda her türlü yapılaşmaya olanak sağlayan değişiklikler olmuştur. Bu uygulamalar Anayasamızla kesin şekilde korunacağı taahhüt edilen ormanlarımızın parçalanmasına, bütünlüklerinin bozulmasına neden olmuştur.

    Siyasal iktidar tarafından 2018 yılında 7139 sayılı torba yasayla 6831 sayılı yasaya ek madde olarak eklenmek üzere çıkarılan yasa ile “Ek-16” maddesi getirilmiştir. Bu ek madde ile, “2018 yılı itibariyle bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında yarar görülmeyen, tarım ve hayvancılıkta da kullanılması mümkün olmayan yerleşime uygun görülen, orman vasfını kaybetmiş taşlık kayalık yerler Cumhurbaşkanı kararıyla orman alanı dışına çıkarılır” denilmiştir.

    Ancak maalesef, Anayasa’nın 169. Maddesindeki “Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir. Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz. Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez. Ormanların tahrip edilmesine yol açan siyasi propaganda yapılamaz; münhasıran orman suçları için genel ve özel af çıkarılamaz. Ormanları yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz.” Şeklindeki kesin ifadelere rağmen, istisna ifadeler gerekçe gösterilerek, Anayasa Mahkemesi bu düzenlemeyi Anayasa’ya aykırı bulmamıştır.

    Ormanlarımızın tahribatının önünü açan bu düzenlemeyi defalarca kullanan AKP iktidarı, son günlerde sıklaşan “Cumhurbaşkanı Kararı” Resmi Gazete ilamları ile bu düzenlemeyi adeta “monarşik yönetim” keyfiyetine dönüştürmüş;

    • 20 Mayıs 2024 tarihinde Kastamonu ilinde,
    • 28 Haziran 2024 tarihinde Artvin, Bitlis, İstanbul ve İzmir illerinde,
    • 17 Temmuz 2024 tarihinde Amasya, Balıkesir, Kastamonu, Manisa, Muğla Samsun, Sinop ve Sivas illerinde,
    • 2 Ağustos 2024 tarihinde Amasya, Bingöl, Kastamonu, Kütahya, Manisa, Niğde, Mersin, İstanbul ve Samsun illerinde,
    • 31 Ağustos 2024 tarihinde ise İzmir ilinde bazı alanların orman sınırları dışına çıkartılması hakkındaki Cumhurbaşkanı kararları yayımlanmıştır.

    Yani “Cumhurbaşkanı Kararları” ile sadece 4 aylık sürede, toplam 422 kadastral parselde, 8.654.160 m2 alan’ın, Resmî Gazetedeki ifadesi ile; “……. İlinde bulunan bazı alanların orman sınırları dışına çıkartılması hakkındaki ekli Kararın yürürlüğe konulmasına, 6831 sayılı Orman Kanunu’nun ek 16’ncı maddesi gereğince karar verilmiştir.”

    Kısacık bir ön metin ile Büyükada ve Heybeliada toplam alanından daha büyük, 1212 futbol sahası büyüklüğündeki alan, hiçbir gerekçe, etüt, rapor veya kamusal yarar ekine ihtiyaç duyulmaksızın, orman sınırları dışına çıkartılmıştır. Yani ülkemizin ormanları Cumhurbaşkanı’nın imzası ile kamu varlığı olmaktan çıkarılmıştır.

    Ormanlarımızı yok eden keyfiyeti kabul etmiyoruz.

    Kamusal yararı yok sayan, ormanları özelleştiren anlayışı kabul etmiyoruz.

    6831 Sayılı Orman Kanunu’nun Ek 16’ncı Maddesi Kapsamında Orman Sınırları Dışına Çıkarma İşlemlerine İlişkin Yönetmelik’te; “Orman sınırları dışına çıkartılan alanın iki katından az olmamak üzere Devletin hüküm ve tasarrufu altında veya Hazinenin özel mülkiyetinde bulunan taşınmazlar Orman Genel Müdürlüğüne orman tesis etmek üzere tahsis edilir.” denilmektedir. Bu kapsamda Orman Genel Müdürlüğü’ne ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na Birliğimizin “Bilgi Edinme Kanunu” kapsamında sorduğu sorular cevapsız bırakılmıştır.

    Orman sınırları dışına çıkarılan bu alanların “bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında hiçbir yarar görülmeyen ve tarım alanına dönüştürülmesi de mümkün olmayan yerlerden” oluştuğuna dair bir bilgi ve veri kamuoyu ile paylaşılmadan orman sınırı dışına çıkartılmasını kabul etmiyor ve soruyoruz;

    Yasa gereği, bugüne kadar orman alanı dışına ne kadar alan çıkartılmış, çıkarılan yerlerin karşılığında, orman tesis etmek üzere tahsis edilen ne kadar alan, hangi illerde, nerede tahsis edilmiştir?

    Bu alanlar üzerinde orman tesis edilmiş midir? Hangi yeni orman alanı açma çalışması veya projelendirilmesi yapılmıştır?

    Yasa gereği orman dışına çıkarılan alanlarda Hazine adına işlem yapılması gerekirken, bu alanların akıbeti ne olmuştur? Kimlere hangi ücret karşılığı satılmış ve üzerine hangi yapılar tesis edilmiştir?

    Çıkarılan yerler ve bunun karşılığında tahsis edilen yerler hakkında ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile kamuoyu bilgilendirilmiş midir?

    Bu alanların orman alanı dışına çıkartılması için herhangi bir rapor veya bilimsel çalışma var mıdır? Yoksa, mülkiyetin orman sınırı dışına çıkmasındaki bireysel çıkarda, Cumhurbaşkanına erişebilmek tek kriter midir?

    TMMOB, ülkemizin ormansızlaştırılmasına, orman alanlarına yönelik keyfi uygulamalarla ülkemizin geleceğinin kuraklaştırılmasına izin vermeyecektir.

    Yineliyoruz; ormanlarımızı yok eden keyfi uygulamaları kabul etmiyoruz, halkın ortak varlıklarının en önemlisi olan ormanlarımızı yok eden anlayışı reddediyoruz.

  • TMMOB’den 12 Eylül mesajı

    TMMOB’den 12 Eylül mesajı

    Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Başkanı Emin Koramaz, 12 Eylül askeri darbesinin 44’üncü yıldönümü sebebiyle yazılı bir basın açıklaması yaptı.

    Basın açıklamasında askeri darbe bir kez daha lanetlenirken, “Yaşadığımız çoklu krizlerin ve dahası, toplumu neredeyse yaşayamaz hale getiren derin ekonomik krizin temelinde 12 Eylül Darbesi’yle uygulamaya konulan neoliberal politikalar vardır” denildi.

    Açıklamanın tamamı şu şekilde;

    Ülke tarihimizde 44 yıllık bir utanç olarak duran 12 Eylül darbesini bir kez daha lanetliyoruz.

    Toplumsal barışa, dayanışmaya, eşit, özgür bir ülke ve dünya tahayyülü için hak mücadelesi veren insanlara yönelen şiddetin, baskının, ölümlerin adıdır 12 Eylül.

    Toplumun büyük bir şiddete maruz bırakıldığı, insan onurunu ayaklar altına alan bir darbe olduğu gibi, aynı zamanda Cumhuriyet tarihimizde, demokratik hak ve özgürlüklerin tümüyle yok sayıldığı bir rejimin de temeli olmuştur.

    Darbenin ve darbe sonrası kurulan rejimin toplum ve emek düşmanı, demokrasi karşıtı özü bugüne kadar tüm iktidarlar boyunca sürdürülmektedir. Bugün kurulan tek adam rejimi ve yaşadığımız her türlü hukuksuzluğun temeli de o günlerde atılmıştır. 12 Eylül darbesi özünde Cumhuriyet’in kamucu politikalarına, laiklik ilkesine ve her türlü ilerici birikimine darbe vurmuştur.

    Yaşadığımız çoklu krizlerin ve dahası, toplumu neredeyse yaşayamaz hale getiren derin ekonomik krizin temelinde 12 Eylül darbesiyle uygulamaya konulan neoliberal politikalar vardır.

    44 yıldan bu yana iktidarda bulunan siyasi partilerin birbiriyle yarışırcasına gerçekleştirdiği özelleştirme ve piyasalaştırma uygulamaları, ülkemizi bitmek bilmeyen bir kriz döngüsüne sokmuştur. Bir avuç zenginin daha da zengin olabilmesi için, emekçilerin hakları bir bir törpülenirken, sömürüye biat ederek çalışacağı bir düzen kurulmuştur.

    Darbeyle temelleri atılan ekonomide neoliberal, toplumsal yaşamda muhafazakâr, siyasette otoriter yönetim anlayışı bugün geldiğimiz noktada tek adam rejimi altında kurumsal ve anayasal bir nitelik kazanmıştır.

    Bir yandan da 12 Eylül Darbesi’yle birlikte bir devlet politikası haline getirilen Türk-İslam Sentezi anlayışının sonucu uygulanan gerici, mezhepçi, laiklik karşıtı ve şovenist politikalarla, toplumumuzu derin bir ayrışma ve çatışma ile yüz yüze bırakmıştır.

    Çok açıktır ki 12 Eylül darbesinin etkileri hala devam etmektedir. Ülkesi ve geleceği için hakkını arayan, mücadele eden gençlerin, kadınların, emekçilerin şiddetle bastırılması, ülkemizin tarikatların cemaatlerin kol gezdiği bir yer haline getirilmesi, toplumun her geçen daha da yoksullaştırılması, dinci gericilikle harmanlanmış bir sömürü düzeni kurulması 12 Eylül’ ün mirasının hala devam ettiğini göstermektedir.

    Bir asırlık Cumhuriyet tarihimizde kara bir leke olarak duran 12 Eylül Darbesi’nin yarattığı acıların ve toplumsal sonuçların ortadan kalkması ancak ve ancak 12 Eylül uygulamalarının tümüyle ortadan kaldırılmasıyla ve onun bir sureti olan tek adam rejiminin sona ermesiyle mümkündür.

    44.yılda aynı kararlılıkla söylüyoruz;12 Eylül karanlığına ve onun sureti olan tek adam rejimine, gericiliğe, sömürüye, faşizme karşı mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz.

    Doğup büyüdüğümüz toprakların darbelerle, katliamlarla, ölümlerle değil; eşitlik özgürlük ve bağımsızlık mücadeleleriyle anılması için mücadele edeceğiz.

  • TMMOB’dan 1980 darbesine ilişkin basın açıklaması

    TMMOB’dan 1980 darbesine ilişkin basın açıklaması

    TMMOB Makina Mühendisleri Odası Başkanı Yunus Yener’in açıklaması şu şekilde;

    12 Eylül Darbesinin Ekonomi Politiğinin Doruğu AKP İktidarıdır!

    Bilindiği üzere 12 Eylül 1980 darbesi, IMF ile yapılan anlaşma ve 24 Ocak 1980 ekonomi kararlarının hemen ardından yapılmıştı. Böylece neoliberal döneme geçiş ve kapitalist dünya ekonomisine tam eklemlenme sağlandı. Kamu idari yapısında dönüşümün ve serbestleştirme-özelleştirmelerin önü açıldı, emekçilerin hakları gasp edildi, sendikalar ve örgütlü toplum yapıları kapatıldı. Siyasi partiler önce kapatıldı ardından siyaset yeniden yapılandırıldı. Ülkemizin aydınlık bilinci ve vicdanı olan yüzbinlerce insan gözaltına alındı, işkence sistemli olarak uygulandı, idamlar yapıldı, milyonlarca insan o dönemin izlerini taşıdı. Darbe ile ABD emperyalizminin “yeşil kuşak” projesine hizmet edildi, dinci gericilik ve “Türk-İslam sentezi” desteklendi, laikliğin tasfiyesinin ve bugünkü siyasal İslam rejiminin yolu böylece açıldı.

    1961 Anayasasının aksine 1982 Anayasasında yürütme erki güçlendirildi, bu çaba AKP iktidarı ile tepe noktasına ulaştı. 2010 yılında yapılan Anayasa değişikliği referandumunun ardından kuvvetler ayrılığını tamamen yok eden 2017 Anayasa değişikliği referandumu ile 12 Eylül faşizminin halk düşmanı antidemokratik felsefesi doruğuna vardı.

    Bu süreçte planlama tasfiye edildi, sanayileşme süreci kesintiye uğratıldı, tarımsal üretim geriletildi, ithalata bağımlı fason üretim hakim oldu. Anayasa, hukuk, kamu idari yapısı, planlama-sanayileşme-kalkınma, mühendislik, eğitim, sağlık, enerji, ulaşım, gıda gibi tüm kamusal üretim ve hizmet alanları ile emekçilerin çalışma koşullarında köklü değişiklikler yapıldı. Esnek/güvencesiz, taşeron çalışma biçimleri ve sendikasızlaştırma yaygınlaştı, kıdem tazminatlarına el koymanın yolu açıldı. Rant rüşvet, yolsuzluk, kayırmacılık ve her düzeyde yozlaşma hakim oldu.

    Bu gelişmelerin karşıt cephesinde, emek ve demokrasi güçlerinin faşizm ve gericiliğe karşı mücadelesi hiç dinmedi. İşçi, kamu çalışanı, çiftçi, emekli, genç-yaşlı tüm halk, bugünlerinin ve geleceğinin karartıldığını görüyor. Sömürü ve rant ekonomisinin gerici-dinci ideolojilerin takviyesiyle doğallaştırmaya çalıştığı işçi, kadın, çocuk cinayetlerinin, şiddetin, işsizliğin, yoksulluğun yayılması ve doğal afetlere hazırlıksızlığın neden olduğu toplumsal sorunlar artık halk tarafından tepkiyle karşılanıyor.

    Ülkemizdeki mevcut durum, emek ve demokrasi güçlerinin önüne birlikte mücadeleyi, kaybedilen her şeyi daha üst boyutlarda yeniden kazanmayı, emeğin ve bilimin aydınlatacağı başka bir Türkiye için mücadele görevini koymaktadır. Toplumsal ihtiyaçları temel alacak kamucu politikaların hakim olduğu bağımsız, demokratik, laik, sanayileşmiş, kalkınmış, tam istihdamı sağlamış, barış ve kardeşlik içinde bir Türkiye’ye ancak böylece ulaşabileceğiz.

  • TMMOB’da deprem masaya yatırıldı

    TMMOB’da deprem masaya yatırıldı

    İstanbul’da gerçekleştirilen sempozyuma Mimarlar Odası Bursa Şubesi Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek ve Yönetim Kurulu Üyeleri ile Bursa Şubesi üyeleri geniş bir heyet ile iştirak etti.

    Mimarlar Odası’nın Balıkesir, Bursa, Çanakkale, İstanbul Büyükkent, Kocaeli ile Sakarya Şubeleri tarafından birlikte organize edilen ve konusunda uzman akademisyenlerin konuşmacı olarak katıldığı sempozyumda ‘Deprem Gerçeğimiz: Büyük Kentler, Artan Riskler’, ‘1999 Marmara Depremlerinden 2023 Kahramanmaraş Depremlerine Mevcut Yapıların Deprem Riski, Önceliklendirme ve Risk Azaltılması’, ‘Mimarlar Odası Perspektifinden İstanbul’un 17 Ağustos’tan Günümüze Deprem Hazırlığını Değerlendirmek’, ‘Kültür Varlıklarının Depreme Hazırlanması’, ‘Depremler ve Mimari Miras’, ‘Mekansal Planlamanın Gündemi ve Deprem Tehlikesi Altında Sıkışan Kentler’, ‘Dayanıklı ve Sağlıklı Kentler İçin Planlama’ konuları ele alınırken, düzenlenen forumda da ’17 Ağustos’tan 6 Şubat Depremlerine Türkiye’nin Mimarlık, Planlama ve Afet Deneyimi’ tartışıldı.

    Alanında uzman Jeofizik/Jeoloji Mühendisliği, İnşaat Mühendisliği, Şehir Bölge ve Planlama ile Mimarlık disiplinlerinden pek çok uzmanın konuşmacı olarak yer aldığı etkinlik sonunda kamu ve toplum yararı doğrultusunda sahip olduğumuz mesleki uzmanlık ve toplumsal sorumluluklarımız kapsamında; sağlıklı ve güvenli kentleşme ve yaşam çevrelerinin oluşturulması, afetlere karşı sağlam yapılı çevre üretiminin sağlanması, kültürel, tarihî ve mimari mirasın korunarak gelecek nesillere aktarılması amacına katkı vermesi temennisiyle hazırlanan sonuç bildirgesi kamuoyuna sunuldu.

  • Yerel gazetelere bir darbe de TMMOB’dan

    Yerel gazetelere bir darbe de TMMOB’dan

    Ekonomik darboğazda olan yerel gazetelerin, TMMOB tarafından alınan karar sonrası önemli oranda gelir kaybına uğrayacağını söyleyen Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkanı Nuri Kolaylı, Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren TMMOB Ana Yönetmeliği’nde değişiklik yapılmasına dair kararı eleştirdi.

    Türkiye genelinde 9 gazeteciler federasyonu, 86 gazeteciler cemiyeti ve basın derneği ile bu derneklere üye yaklaşık 20 bin medya çalışanını tek çatı altında toplayan Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’nun Genel Başkanı Nuri Kolaylı, konu ile ilgili olarak yaptığı yazılı açıklamada şu görüşlere yer verdi: “Yerel basının demokrasinin gelişimine ve yerel sorunların çözümündeki önemine ilişkin bugüne kadar olumlu tavrıyla dikkat çeken TMMOB’un, basın camiasında hayal kırıklığına neden olan bir uygulamaya imza atmasını hayretle izliyoruz. Daha önceki yönetmelikte genel kurullara ilişkin duyuruların gazetelere ilan verilerek yapılması öngörülüyordu. Ancak yeni düzenleme ile, Ana Yönetmeliği’nin 5’inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde yer alan ‘Oda merkezlerinin bulunduğu yerde bir gazetede’, (e) bendinde yer alan ‘Oda merkezlerinin bulunduğu yerlerde birer gazetede’ ve aynı bentte yer alan ‘Oda Merkezi bulunan yerlerde birer gazeteyle’ ibareleri ‘Birliğin ilan yeri ile Birlik kurumsal internet sitesinde şeklinde’ değiştirildi”

    Kolaylı, açıklamasına şöyle devam etti; “Aynı Yönetmeliğin 24’üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde yer alan ‘Oda merkezi bulunan yerlerde birer gazete ile’ ibaresi ‘Birliğin ilan yeri ile Birlik kurumsal internet sitesinde’ şeklinde değiştirildi. Yine aynı Yönetmeliğin 57’nci maddesinin birinci fıkrasının (d), (e) ve (f) bentlerinde yer alan ‘Oda merkezinin bulunduğu yerde bir gazetede’ ibareleri de, ‘Birliğin ilan yeri ile Birlik kurumsal internet sitesinde’ şeklinde değiştirildi. Tüm bu değişiklikler, yerel gazetelere ilan verilmesini sona erdirmektedir. . Özellikle deprem bölgesinde faaliyetlerini sürdürmeye çalışan yerel basın kuruluşları çok zor durumdadır. gelişmiş demokratik sistemin vazgeçilmez unsuru olan basın sektöründe de tarihin en zor ekonomik krizlerinden birisi yaşanmaktadır. Bu ortamda TMMOB tarafından alınan karar, yerel basına vurulan yeni bir darbedir. Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu olarak; Demokrasilerin gelişimine katkıda bulunan ve halkın özgür haber alma hakkı doğrultusunda kamusal görev üstlenen yerel basının yaşatılması için, yönetmelik değişikliğinin yeniden ele alınarak iptal edilmesini bekliyoruz.”

  • “Ekonomik sıkıntıları halkın sırtına yıkıyorlar”

    “Ekonomik sıkıntıları halkın sırtına yıkıyorlar”

    TMMOB Makina Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet İhsan Taşkınsel, doğalgaza yapılan %38 oranındaki zam ile ilgili bir basın açıklaması yaptı. Taşkınsel tarafından yapılan açıklama şöyle:

    “Seçim yılları olduğu için konutlara satılan doğalgaz fiyatlarını 1 Ocak 2023’den bugüne dek artırmayan enerji yönetimi ve ona bağlı BOTAŞ Genel Müdürlüğü, dağıtım şirketlerinin sattığı doğalgazın fiyatını, 01.08.2024 tarihinden geçerli olmak üzere konutlar için yüzde 38, küçük sınaî ve ticari işletmeler için yüzde 33,1 oranında artırmıştır.

    Küçük işletmelerle konutlara zam, elektrik şirketleri ve büyük sermayeye indirimYıllık doğalgaz tüketimi 300.000 m3‘den az olan küçük ve orta boy ticari/sınaî kuruluşların gaz alış fiyatlarına yapılan yüzde 33 artışla, son bir buçuk yılda alım fiyatları artan bu kesimin alım fiyatları artık büyük sanayi kuruluşlarının fiyatlarıyla eşitlenmiş; elektrik üreticilerinin gaz alış fiyatları da yüzde 33 azaltılmıştır.

    Aşağıdaki tabloda görüleceği üzere BOTAŞ, 1 Ocak 2023 tarihinden bugüne, 18 ay içinde, gaz satış fiyatlarında elektrik üreticilerine yüzde 33, büyük sanayi kuruluşlarına yüzde 28 indirim yaparken, konutlara yüzde 38, küçük sınaî ve ticari işletmelere yüzde 59 zam yapmıştır. Böylece küçük işletmeler, dev sanayi kuruluşları ile aynı fiyattan gaz satın alır hale gelmiştir. Elektrik üreticilerine de, gaz alış fiyatlarında yüzde 33 indirim yapılmıştır.

    Doğalgaz alış maliyetleri ve sübvansiyonların ardındaki gerçekler

    Doğalgazın 1000 m3‘ünün yaklaşık 300–310 dolara temin edildiği kabulü ve taşıma bedeliyle 330 USD/1000m3, 1 m3‘ü 0.33USD/m3, 1 USD=33 TL kurgusu ile 1 m3 gaz maliyetinin 10,9–11 TL olduğu kabul edilebilir. Bu durumda konutlar için gaz satış fiyatlarında kamu desteğinin sürdüğü görülmektedir. Ancak bu kamusal desteğin, siyasi iktidar tarafından yurttaş ve kamu çıkarı gözetilmeden hatalı bir şekilde yapılmasının somut bir örneğinden de söz etmek gerekir.

    2023 Mayıs seçimlerini kazanma amacıyla, bütün konut tüketicilerine 2023 Mayıs ayında bedelsiz doğalgaz temin edileceği bildirilince, aylık tüketim bir önceki yılın Mayıs ayına göre ikiye katlanarak 1,8 milyar m3 olmuştur. Gelir durumları dikkate alınmaksızın tüm konut tüketicilerinin aylık 25 m3 gaz tüketimi kalan on bir ay boyunca faturalandırılmamıştır. Bu uygulama ile konutların gaz tüketimi Mayıs-Aralık 2023 döneminde 2,3 milyar m3 artmıştır.

    Bu popülist politika, yoksulluk sınırlarının altında yaşam savaşı veren milyonlarla, plazalarda, saraylarda yaşayan varsılların bir tutulduğu gerçeğini örtmüş, yoksul kesimler için ayrılması gereken kaynaklar mirasyedi gibi harcanmıştır.

    Yine bu uygulama ile TÜİK enerji fiyat artışları sıfırlanmış ve yılın ilk altı ayındaki TÜFE oranları düşük gösterilerek TÜFE endeksli ücret artış taleplerinin önü kesilmeye çalışılmıştır.

    Açlık sınırının ayda 20 bin TL’ye yaklaştığı, yoksulluk sınırının aylık 60 bin TL’yi geçtiği ülkemizde, 17 bin TL asgari ücretle ve dün 10 bin TL bugünse büyük bir lütufmuş gibi sunulan 12 bin 500 TL ile yaşamlarını sürdürmeye çalışan milyonlarca emekçi ve emekliye yaşamlarını çağdaş yaşam gereklerine uygun bir şekilde sürdürmelerine imkan verecek ciddi bir kamusal destek sağlanmamıştır. İktidarın popülist görünümlü politikasının ardındaki toplumsal gerçeklik, büyük şirketleri kollamak, ekonomik sıkıntıları halkın sırtına yıkmak, yoksulluk ve yoksulluğun sürdürülebilirliğini sağlayarak sermaye egemenliği düzenini ihya etmektir. “

  • TMMOB Bursa İKK’da Nöbet Değişimi

    TMMOB Bursa İKK’da Nöbet Değişimi

    TMMOB Bursa İKK seçimlerine TMMOB Mimarlar Odası Bursa Şube Başkanı ve mevcut TMMOB Bursa İKK Sekreteri Şirin Rodoplu Şimşek ve TMMOB Makina Mühendisleri Odası Bursa Şube Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Murat Korkut aday olarak girdi.

    Akademik odaların verdiği oylar neticesinde Murat Korkut, yeni dönem TMMOB Bursa İKK Sekreteri olarak seçildi.

    Korkut, seçimin ardından yaptığı açıklamada “TMMOB Bursa İKK olarak TMMOB ilkeleri doğrultusunda tavır alacaklarını ve tarafsız olmayacaklarını, her koşulda kamusal olandan yana taraf olacaklarını belirterek, şu ifadeleri kullandı:

    “TMMOB, kuruluş yasasında yer aldığı üzere kamu tüzel kişiliğine sahiptir. Kuruluş ilkelerinde önceliklerinden biri “kamu adına” TMMOB’ye bağlı meslek disiplinlerinin alanına giren konularda;
    1-Kamu adına denetim yapmak,
    2- TMMOB üyelerinin kamu adına yaptığı çalışmaların eşgüdümü ve denetimini yapmaktır.
    Bu bağlamda TMMOB Sekreteri/Sekretaryasının ASLİ görevlerinin başında KAMU adına taraf olmaktadır. Kamu adına yapılan uygulamanın/planlamanın/projelendirmenin mevcut iktidarın, yerel iktidarların, yada muktedirlerin hangi siyasi anlayışta olursa olsun denetlenmesinde, gerektiğinde, yasal yollara başvurulmasında yada basın yoluyla bilgilendirilmesinde KAMUDAN YANA OLMAK en masum tanımıyla PİYASACI EKONOMİ baskılarına kamu adına karşı çıkmak gelir.”

  • Mimarlar Odası Bursa Şubesi’nden iş birliği protokolü

    Mimarlar Odası Bursa Şubesi’nden iş birliği protokolü

    Nilüfer Belediyesi’nin iştiraki olan Nilbel A.Ş., meslek odalarıyla iş birliklerini güçlendirmeye devam ediyor. Bu kapsamda, Nilbel A.Ş. ile TMMOB Mimarlar Odası Bursa Şubesi arasında imzalanan protokol ile Oda üyeleri ve çalışanları Nilbel Sosyal Tesisleri’nden indirimli faydalanabilecek.

    Nilbel A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı, Nilüfer Belediye Meclisi Üyesi ve geçmiş dönem Makina Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Geçmiş Bursa Şube Başkanı İbrahim Mart ile TMMOB Mimarlar Odası Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek, Nilüfer Belediyesi Halk Evi’nde düzenlenen toplantıda iş birliği protokolünü imzaladılar. Toplantıya Nilbel A.Ş. Başkan Yardımcısı Emrah Mutlu, Yönetim Kurulu Üyesi Onur Uslu, Genel Müdür Sefa Can Ertan ve TMMOB Mimarlar Odası Bursa Şubesi yönetim kurulu üyeleri de katıldı.

    DİRENÇLİ VE YAŞANABİLİR BİR NİLÜFER İÇİN

    İki kurum arasındaki olası iş birliklerinin görüşüldüğü toplantıda konuşan Nilbel A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı ve Nilüfer Belediye Meclisi Üyesi İbrahim Mart, Nilüfer Belediyesi olarak yeni dönemde ortak akıl ile yeni bir yol ve yeni bir vizyon parolası ile çalışmalarına başladıklarının altını çizdi.

    TMMOB Makine Mühendisleri Odası Bursa Şubesi’nde dört dönem başkanlık yapmış biri olarak mesleki odalarla olan iş birliklerine büyük önem verdiğini vurgulayan İbrahim Mart, “Mühendislik, mimarlık ve şehir plancılığı gibi meslek odalarını çok önemsiyoruz. Meslek odalarının, yaşanabilir kentlerin oluşturulmasında önemli işlevleri olduğuna inanıyoruz. Dirençli ve yaşanabilir bir Nilüfer için güç birliği yapmak istiyoruz” dedi.

    İbrahim Mart ayrıca, Nilüfer Belediyesi’nin yakın zamanda hayata geçirmeyi planladığı mesleki deneyim ve teknik iş birliği ile Akademik Danışma Kurulu oluşturulması konularında TMMOB Mimarlar Odası Bursa Şubesi yönetimine bilgi verdi.

  • 19. Olağan Genel Kurulu ve Şube Seçimleri

    19. Olağan Genel Kurulu ve Şube Seçimleri

    Dönem içi çalışmaların değerlendirildiği, önümüzdeki döneme yönelik görüş ve önerilerin dile getirildiği, Oda Çalışma İlkelerimiz doğrultusunda, Şubemizi, Odamızı ve Birliğimizi güçlendirici bir şekilde gerçekleştirilen 19. Olağan Genel Kurulumuzun açılış konuşmasında Şube Yönetim Kurulu Başkanımız Ahmet İhsan TAŞKINSEL

    “Bilinmelidir ki önceki çalışma dönemlerinde olduğu gibi;

    Birlikte Üretme, Birlikte Yönetme anlayışı ile Şube çalışmalarda yer alan ve yeni dönemi de aynı kararlılıkla yer alacak olduğuna inandığımız; Üst Kurul Üyelerimiz, Şube Yönetim Kurulu Üyelerimiz, İl – İlçe Temsilciliği Yürütme Kurulu Üyelerimiz, EİM MDK Üyelerimiz, İşyeri Temsilcilerimiz, Komisyonlarımız, Örgütlü Üyelerimiz, Teknik Görevlilerimiz ve Çalışanlarımızla birlikte kısacası;

    MMO BURSA Şubesi olarak; “Kentin sakini değil, sahibi olma” ve “bizim sorunlarımız, ülke sorunlarından ayrılamaz bir parçasıdır” anlayışı ile ülke, kent ve demokrasi mücadelesinde yerimizi almaya, aklın ve bilimin ışığında gerçekleri haykırmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

    18 Şubat 2024 günü gerçekleştirilen Şube seçimlerinde tek liste olarak seçimlere katılan Çağdaş Mühendisler grubu seçi

    TMMOB Makina Mühendisleri Odası Bursa Şubesinin 19. Dönem Yönetim Kurulunun ve Oda Delegelerinin belirlendiği seçim 18 Şubat 2024  tarihinde 9.00 – 17.00 saatleri arasında BAOB Yerleşkesi’nde gerçekleştirildi.

    Seçimlere tek liste olarak giren, Ahmet İhsan Taşkınsel’in Yönetim Kurulu Başkan Adayı olduğu ‘Çağdaş Mühendisler’in listesi tekrar TMMOB Makina Mühendisleri Odası Bursa Şube Yönetimine seçildi.

    Çağdaş Mühendisler Grubu’nun başarılı çalışmalarının karşılığını aldığını belirten Ahmet İhsan Taşkınsel, “Ülkemiz, halkımız ve mesleğimiz için aklın, bilimin ve vicdanın sesi olma hedefiyle çalışmalarımıza devam edeceğiz. TMMOB Makina Mühendisleri Odası Bursa Şube seçimlerine katılan tüm meslektaşlarımıza, demokrasiye, ülkemize, mesleğimize ve meslek odamıza sahip çıktıkları için teşekkür ediyorum, hepinizi yürekten kutluyorum. Seçimler tek liste olarak girmenin omuzlarımıza yüklediği sorumluluğun bilincinde olarak yeni dönemi birlikte öreceğiz” dedi.

    Çağdaş Mühendisler Grubu’nun MMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu şu isimlerden oluştu:

    ASIL ÜYELER

    Ahmet İhsan TAŞKINSEL, Murat KORKUT,  Nuray YILMAZ GÜLTEKİN, Tuna EZİM,  Erkut YAVUZ, Yasemin YEŞİL, Serpil GÜZEL

    YEDEK ÜYELER

    Ercan ÇARIKÇI, Sema KESKİN, Kadir KAYMAZ, Mithat MOLLAOĞLU, Elif ÇETİN SAKALLIOĞLU, Serhat BULUT, Süleyman  TARHAN

  • 18. Olağan Genel Kurul Toplantısı Yapıldı

    18. Olağan Genel Kurul Toplantısı Yapıldı

    İMO Bursa Şubesi 18. Olağan Genel Kurulu, Şube Gafur Yazıcı Konferans Salonu’nda düzenlendi. Şube Genel Kurul Toplantısı’na, Saadet Partisi Bursa Milletvekili, inşaat mühendisi Mehmet Atmaca, AK Parti Bursa Milletvekili Ahmet Kılıç, CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, İYİ Parti Bursa Milletvekili ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Selçuk Türkoğlu, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı ve AK Parti Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı Alinur Aktaş, Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, CHP Nilüfer İlçe Belediye Başkan Adayı inşaat mühendisi Mustafa Bozbey, AK Parti Nilüfer Belediye Başkan Adayı Celil Çolak, Zafer Partisi Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Bayram Kazancı, Vatan Partisi Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı inşaat mühendisi Mustafa Enver Yılmaz, Büyükşehir Belediyesi Geçmiş Dönem Belediye Başkanı inşaat mühendisi Erdem Saker, Kimya Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Meral Çoban, Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Remzi Çakmak, Mimarlar Odası Bursa Şube Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek, Peyzaj Mimarları Odası Bursa Şube Başkanı Fulya Akfidan, Makine Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkan Vekili Nuray Yılmaz Gültekin, Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Başar Bulut, Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Derneği Bursa Şube Başkanı Esra İnhanlı, İçmimarlar Odası Bursa Şubesi Nehir Özbey Yazıcı, Şehir Plancıları Odası Bursa Şube Başkanı Murat İlkme, Geçmiş Dönem Yönetim Kurulu Başkanları ve İMO Bursa Şubesi üyeleri katıldı.

    Odasına Sahip Çıkan Üye, Üyesine Sahip Çıkan Oda Yönetimi

    Divan Kurulu’nun seçilmesi ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Genel Kurul’da konuşan, İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ülkü Küçükkayalar, Genel Kurul ve seçimlerin demokrasi şöleni şeklinde geçmesi için çalıştıklarını söyledi. TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi’nin 18. Dönem Yönetim Kurulu olarak, 2022-2024 dönemini, başarılı bir şekilde tamamladıklarını ifade eden Küçükkayalar, şöyle konuştu:

    “Bursamızda, inşaat mühendislerinin birlik ve dayanışma kültürünün oluşması 1960’lı yıllara dayanmaktadır. Şube olarak 1988 yılında başlamış olan tarihçemiz nice güzel başarılarla, etkinliklerle, acı tatlı hatıralarla doludur. Her göreve gelen yönetimin yaptığı, yapamadığı birçok projesi vardır ve bunlar bir bütün olarak bizi bu güne taşımıştır. Bu güne kadar şubemizin tarihinde temsilcilik öncesi, sonrası dahil önceki dönemler de görev almış tüm şube yöneticilerimize saygı ve şükranlarımı sunuyorum. Ben Cumhuriyet değerleri ile yetişmiş, huzurlu insanların refah içinde yaşadığı özgür, bağımsız, çağdaş bir Türkiye Cumhuriyeti emeliyle hayatını sürdüren bir Cumhuriyet kadınıyım. Hayatımda aldığım kararların toplumun ve bütünün yararına olmasına özen gösterdim. Demokratik ve katılımcı bir yönetim anlayışını benimseyerek 2 yıl boyunca birlikte üretmeye ve birlikte yönetmeye katkı koyan tüm yönetim kurulu üyelerimize, komisyon üyelerimize, temsilcilerimize, temsilcilik çalışanlarımıza ve Şube çalışanlarımıza teşekkür ediyorum. Bu güzel, kapsamlı büyük kadro ile birlikte ürettik, emek verdik, çabaladık birlikte yönettik kamu ve meslektaş çıkarlarını gözeten çalışmalar yaptık. 18. Çalışma Döneminde Yüce Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün hedef gösterdiği “Çağdaş Uygarlık Düzeyine erişmek” amacına hizmet etmek, halkın ve ülkenin yararı, mesleğimizin gelişmesi, meslektaşlarımızın onur, hak, yetki ve mesleki çıkarlarını korumak ve geliştirmek için; mutlu bireylerin oluşturduğu özgür düşüncenin egemen olduğu çağdaş huzurlu gelişmiş toplum yaratabilmek için el ele verip siyaset üstü meslek politikaları ile odamızın dik duruşunu gösterdik, güçlü ses olduk. Anayasal bir kurum olan odamızın kurumsal kalitesini arttırarak, daha saygın, daha etkin, katılımcı ve kapsayıcı bir meslek odası yönetimi anlayışını benimsedik; aklın ve bilimin ışığında, teknik bilgi düzeyini yükseltmek amacıyla; odasına sahip çıkan üye, üyesine sahip çıkan oda yönetimi temel ilkesi ile iki yıl önce çıktığımız yolda bu dönemi tamamladık.”

    Kahramanmaraş Depremlerinin hemen sonrasında mesleki sorumlulukları yerine getirmek için Şube olarak harekete geçtiklerini belirten Küçükkayalar, “Bölgenin acil ihtiyacı olan teknik destek gücüne 75 meslektaşımız ile katkı verdik. Bundan sonra da böylesi acıların bir daha yaşanmaması temennisi ile gerekenlerin yapılması için çalışmaların içinde olacağız. Üstlendiğimiz görev ve yetkimizi kamu ve meslektaş çıkarlarını gözeten sorumluluklarımız çerçevesinde TMMOB bütünlüğü içinde kent yönetimleri İl Koordinasyon Kurulu paydası olarak ve diğer akademik oda yönetimleri ile kurduğumuz iyi niyet ilişkileri ve işbirlikleri ile tamamladı” diye konuştu.

    İMO Bursa Şube Genel Kurulu’na Yoğun İlgi

    İMO Bursa Şubesi 18. Dönem Olağan Genel Kurulu’na siyasi partiler ve yerel yönetim temsilcilerinden yoğun ilgi gösterildi.

    Saadet Partisi Bursa Milletvekili, inşaat mühendisi Mehmet Atmaca, meslek örgütlerinin gücünün azaltıldığını belirterek, meslek örgütlerinin önemine deyindi. Atmaca, meslek odalarının üyelerinin hakları ile ilgili sorunlarında çözülmesi gerektiğini söyledi.

    AK Parti Bursa Milletvekili Ahmet Kılıç, İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi ile şehre önemli katkılar sunmak için bir araya geldiklerini ifade ederek, Deprem Araştırma Komisyonu’nun da görevli bulunduğu sırada ortak çalışmalar yürütüldüğünü anlattı. Kılıç, Akademik Odaların geçmişten geleceğe ışık tuttuğunu söyledi.

    CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, ilim ve fenin gerçek yön gösterici olduğunu ifade ederek, bu anlamda Akademik Odaları önemsediklerini belirtti. Kayışoğlu, yerel yönetimlerin odaların görüşlerine değer vermesi gerektiğini söyledi.

    İYİ Parti Bursa Milletvekili ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Selçuk Türkoğlu, yerel yönetimlerin Akademik Odaların sorumluluklarını, farkında olmadığını vurgulayarak, Akademik Odaların somut verilerine dayanarak çalışılmasının önemini aktardı.

    Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı ve AK Parti Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı Alinur Aktaş, İnşaat Mühendisleri Odası ile birçok protokol yaptıklarını belirterek, bu çalışmaların devam ettiğini hatırlattı. Kent yönetiminde geçmiş dönemlerde yapılan hataların sonucunun yaşandığını ifade eden Aktaş, hatalardan ders çıkartılarak doğru adımlar atılmasının önemli olduğunu kaydetti. Bursa’nın yeni dönemde konuşulması gereken iki önemli konusu olduğunu aktaran Aktaş, dirençli şehirler ve iklim değişikliğinin konuşulması gerektiğinin altını çizdi. Kentsel dönüşümün yıkmadan yapılamayacağını söyleyen Aktaş, yapıyormuş gibi görünmenin değil birlik ve beraberlik içinden olmanın gerektiğini belirtti.

    Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, 99 Depremi’nin ardından Akademik Odalarla birlikte önemli çalışmalara imza attıklarını hatırlatarak, 6 Şubat Depremleri’nin ardından da yeni çalışmalar gerçekleştirdiklerini söyledi.

    CHP Nilüfer İlçe Belediye Başkan Adayı inşaat mühendisi Mustafa Bozbey, 99 Depremi’nden ve sonrasında yaşanan depremlerden ülke olarak ders çıkartılmadığına dikkat çekerek, her zaman mimar, mühendis ve müteahhitlerin suçlandığını kamunun hiçbir zaman suçlanmadığını söyledi. Meslek disiplinleri ve kamu arasındaki bağın kurulması gerektiğini belirten Bozbey, üniversitelerin değil nitelikli mühendis sayısının arttırılması gerektiğini vurguladı.

    AK Parti Nilüfer Belediye Başkan Adayı Celil Çolak, 6 Şubat Depremlerinin ardından zeminin ve inşaat mühendislerinin önemini bir kez daha gördüklerini belirterek, Bursa için kentsel dönüşümün başlaması gerektiğini kaydetti.

    Zafer Partisi Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Bayram Kazancı, mühendislerin aldığı ücretlerin asgari ücret ile aynı olduğunu dile getirerek, meslek ve iş ahlakının bu şekilde sağlanamayacağını vurguladı. Kazancı, meslek onurunun korunması gerektiğini sözlerine ekledi.

    Vatan Partisi Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı inşaat mühendisi Mustafa Enver Yılmaz, mesleğin değeri ve önemini hatırlatarak, deprem konusunda belediye başkanlarının sınıfta kaldığını kaydetti. Yılmaz, tüm adaylardan siyaset üstü ve bu halkın yararına çalışılmalarını istedi.

    Büyükşehir Belediyesi Geçmiş Dönem Belediye Başkanı inşaat mühendisi Erdem Saker de, Bursa’nın alüvyon bir zemine sahip olduğunu anlatarak, zemin konusuna dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

    Genel Kurul’da söz alan Akademik Oda temsilcileri de İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi ile birlikte çalışmaktan ve kent yararına faaliyetlerde bulunmaktan mutlu olduklarını belirterek, Genel Kurulda ve seçimlerde başarılar dilediler.

    Genel Kurul, faaliyet raporunun okunması, adayların ve üyelerin gündem maddeleriyle ilgili görüş ve temennilerini iletmesiyle son buldu.

    İMO Bursa Şubesi 18. Olağan Genel Kurulu Toplantısı 11 Şubat Pazar günü yapılacak seçimlerle devam edecek.