Etiket: TMMOB

  • TMMOB Yaman Kaya’ya yapılan saldırıyı kınadı

    TMMOB Yaman Kaya’ya yapılan saldırıyı kınadı

    Bursa Akademik Odalar Birliği Yerleşkesi Ortak Toplantı Salonu’nda gerçekleşen basın açıklamasında gazetecilere yönelik hak ihlallerinin, haber engellemelerinin ve medya kuruluşlarına baskıların artarak devam ettiği belirtildi.

     TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri ve Mimarlar Odası Bursa Şubesi Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek’in okuduğu ‘Özgür basın susturulamaz! Gazeteci Yaman Kaya’ya Yapılan Saldırıyı Kınıyoruz’ başlıklı basın açıklaması şöyle:

     “Bursa Basının cesur kalemi, Başka Gazete Genel Yayın Yönetmeni Yaman KAYA, dün akşam iş yerinden ayrıldığı sırada aracıyla seyir halindeyken uzunca bir süre kendisinin çıkışını beklediği anlaşılan kimliği belirsiz bir kişi tarafından silahlı saldırıya uğramış ve şans eseri olaydan yara almadan kurtulmuştur.

    Bursa’ daki Akademik Odaların ve özellikle TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu’ nun kent suçlarına karşı yürüttüğü mücadelenin en yakın takipçilerinden ve bu mücadeleyi kaleme alan gazetecilerinden olan Yaman Kaya’ ya yapılan bu hain saldırıyı lanetliyoruz.

    Gazetecilere yönelik hak ihlallerinin, haber engellemelerinin ve medya kuruluşlarına baskıların artarak devam ettiği ülke koşullarında benzer vakalar ne yazık ki basınımızın can güvenliğinin de olmadığının açık göstergesidir.

    Bursa’ da pek alışık olmadığımız bu olay gerçekleri yazan bir gazeteciyi susturmaya yöneliktir. Ucu nereye dokunursa dokunsun üzerine gidilmesi ve olayın aydınlatılması benzer vakaların tekrar etmemesi için bir zorunluluktur.

    Halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme araçlarının en önemlisi olan basınımıza yapılan ve bu hain saldırıyı TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu olarak bir kez daha kınıyor ve Bursa Emniyeti’ nin konunun aydınlatılması ve faillerin cezalandırılması için ivedi olarak gereğini yapmasını istiyoruz.”

     

  • “Savaş bir insanlık suçudur”

    “Savaş bir insanlık suçudur”

    Açıklamada, “Gazze’de bulunan milyonlarca insanı bombalayan, temel yaşamsal gereksinimlere ulaşımı engelleyen, onları toplu göçe zorlayan bir yöntemin niyetinin, topyekûn katliam yapmaktan başka bir şey olmadığı açıktır” denildi.

    TMMOB Bursa İKK Sekreteri ve Mimarlar Odası Bursa Şubesi Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek’in okuduğu basın açıklaması şöyle:

    “Filistin’de bir hastaneye yönelik, İsrail tarafından gerçekleştirilen ve yüzlerce masum çocuk ve sivilin öldüğü saldırıyı kınıyoruz, lanetliyoruz.

    Tüm dünyanın gözü önünde bir halk soykırıma uğruyor. Başta Birleşmiş Milletler olmak üzere ABD, AB bu vahşet karşısında kayıtsız kalıyor. Biz bu sessizliği kabul etmiyoruz.

    İsrail, Gazze saldırısını gerekçe göstererek başlattığı askeri operasyon ile bir yandan Filistinlileri Gazze’den sürerken, diğer yandan sivil katliamına devam etmektedir.

     Gazze’de bulunan milyonlarca insanı bombalayan, temel yaşamsal gereksinimlere ulaşımı engelleyen, onları toplu göçe zorlayan bir yöntemin niyetinin, topyekûn katliam yapmaktan başka bir şey olmadığı açıktır.

    Bölgede süren şiddetin ve İsrail’in sivillere yönelik yapmış olduğu hedef gözetmeyen saldırılarının son bulması için Birleşmiş Milletleri göreve çağırıyoruz. Ayrıca Gazze’ye yönelik uygulanan ambargo ile bölge halkının, insanlığın en temel haklarından olan yeterli ve güvenilir su ve gıdaya ulaşma hakkının elinden alınmasına son verilmelidir.

    İsrail ve Filistinli halklarının barışı, karşılıklı terör yöntemlerini uygulayarak değil; demokratik ve adil koşullarda yürütülecek bir diyalog süreci ile mümkün olacaktır. İsrail Devleti’nin gerçekleştirdiği bu katliamı kınıyor ve lanetliyoruz. İnsanlığa karşı işlenen bu suçun sorumluları ortaya çıkartılmalı, sivil saldırılara son verilmeli ve siyasi çözüm süreci acilen başlatılmalıdır.

  • Bursa’da “Kemal” müzikali sahnelendi

    Bursa’da “Kemal” müzikali sahnelendi

    ​​​​​​​Oditoryum Sahnesi’nde gerçekleştirilen etkinlikte geceye sponsor olan kurum ve kuruluşlara plaket takdim edildi.

    Ardından sanatçı Pınar Ayhan, Mustafa Kemal Atatürk’ün çocukluğu, okul hayatı sivil ve askeri alandaki yolculuğunu anlatan “Kemal” müzikaliyle sanatseverlerin karşısına çıktı.

    Müzikalin sonunda Ayhan ve orkestranın performansı seyircilerce uzun süre alkışlandı.

  • “Boşuna mı okuduk?”

    “Boşuna mı okuduk?”

    TMMOB Bursa İKK Sekreteri Şirin Rodoplu Şimşek tarafından okunan ve İKK bileşeni akademik oda başkanları ile temsilcilerinin katıldığı basın açıklamasında, “Üzülerek görüyoruz ki, bugün geldiğimiz nokta hem bizler için hem halkımız için daha da zor koşullara davet çıkarıyor. İşsizlik, hayat pahalılığı, düşük ücretler, güvencesizlik, özlük hakları ve örgütlenme sorunları ülkemizde çalışan mühendis, mimar ve şehir plancılarının hala en öncelikli sorunları olmaya devam ediyor” dendi.

    TMMOB Bursa İKK’nın ’19 Eylül Mühendis, Mimar, Şehir Plancıları Dayanışma Günü’ nedeniyle yaptığı basın açıklaması şöyle:

    “Bugün; mühendis, mimar ve şehir plancılarının dayanışma günü. 19 Eylül 1979 tarihinde TMMOB’nin çağrısıyla gerçekleştirilen iş bırakma eylemi, maden ocaklarından enerji santrallerine, fabrikalardan şantiyelere, kamu kurumlarından limanlara kadar pek çok iş yerinde üretimin durmasını, teknik elemanların yaşadıkları sorunlara dikkat çekilmesi sağlamıştı. Bizler için 19 Eylül iş bırakma eylemi, ülkesi için düşünen, planlayan, üreten mühendis, mimar ve şehir plancılarının kendi öz güçlerinin farkına vardığı tarihtir.

    19 Eylül’ün mirasını yaşatmak için ilan ettiğimiz TMMOB Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Günümüz kutlu olsun!

    Maalesef dayanışma günümüze, coşkulu kutlamalar yerine, yaşadığımız büyük sorunlar damga vuruyor. İçerisinde bulunduğumuz mesleki, ekonomik ve toplumsal koşullar bizlere “boşuna mı okuduk” sorusunu sorduruyor.

    SORUNLARIMIZ GİDEREK BÜYÜYOR 

    Üzülerek görüyoruz ki, bugün geldiğimiz nokta hem bizler için hem halkımız için daha da zor koşullara davet çıkarıyor. İşsizlik, hayat pahalılığı, düşük ücretler, güvencesizlik, özlük hakları ve örgütlenme sorunları ülkemizde çalışan mühendis, mimar ve şehir plancılarının hala en öncelikli sorunları olmaya devam ediyor.

    Kamusal yatırımların ortadan kalkması, rant hırsının bilim ve tekniğin önüne geçmesi, sermayenin ihtiyaçlarının halkın ihtiyaçlarının önünde tutulması nedeniyle mesleğimiz sistematik olarak değersizleştiriliyor. Bir dönemin en gözdesi olarak görülen mesleklerimiz, bugün diplomalı işsizliğin, güvencesiz bir geleceğin, açlık ve yoksulluk sınırı altında ücretlerle çalışmanın sembolü haline getiriliyor. Bu şartlarda yaşamak hem insanlık hem meslek onurumuzu ayaklar altına alıyor.

    Genç meslektaşlarımız, kendilerini yetiştiren bu ülkeden, hayatlarından, ailelerinden vazgeçmek zorunda kalıyor. Her yeni günde, onlarca genç, eğitimleri dışında bir alanda çalışmak, daha iyi bir hayat yaşayabilme ihtimaline tutunarak, yurtdışına gidiyor. Gençlerimiz göç ettikçe, ülkemizin geleceğine dair umutlar da tek tek sönüyor.

    Meslek itibarımız yerle bir edilirken, özlük haklarımız da giderek budanıyor. Gerek kamuda gerek özel sektörde her türlü mühendislik, mimarlık ve şehir planlama hizmetlerini, planlama, projelendirme, uygulama ve denetleme işlerini yürüten tüm meslektaşlarımızın koşullarda daha da zorlaşıyor.

    Kamu kurumlarında çalışan meslektaşlarımız siyasi baskı ve sürgün tehdidi altında, düşük ücret, kadro sorunu, özlük haklarının ihlal edilmesi, düşük ek göstergeler gibi birçok sorun ile yüz yüze kalıyor. Güvencesiz-sözleşmeli istihdam modellerine yönelme, atamalarda liyakatin ortadan kalkması ve nihayet hukuksuz-keyfi ihraçlar gibi nedenlerle kamudaki teknik personelin iş yükü artarken, iş riski de giderek büyüyor.

    Özel sektörde çalışan meslektaşlarımızın tamamına yakını yatırımların durması, projelerin iptal edilmesi, reel sektörün tıkanması gibi sorunlardan doğrudan etkileniyor. Mühendis, mimar ve plancılarının büyük çoğunluğu asgari ücrete çalışıyor. İş bulamayanlar, meslek dışı alanlarda garsonluk, tezgâhtarlık gibi işlerde çalışmaya mecbur kalıyor. Staj sorunu nedeniyle işe girişlerde ve tecrübe süreçlerinde daha yolun başında çalışma hayatı tıkanıyor. İşsizlik, esnek çalışma, güvencesizlik, sağlıksız çalışma koşulları ve reel ücret kaybı gibi sorunlar özel sektörde çalışan tüm meslektaşlarımızı tehdit ediyor.

    BURADAYIZ, MÜCADELEYE DEVAM EDİYORUZ

     Geldiğimiz noktada sorunlarımızı tespit ederken, çözümü de hep birlikte, dayanışmayla ve ortak akılla bulabileceğimizi biliyoruz.

    Bizler, TMMOB ve bağlı Odalarımızdaki faaliyetlerimizle, kendi sorunlarımızın dışındaki toplum ve kamuyu ilgilendiren birçok sorunun çözümünde çaba harcıyoruz. Kentlerimizi, doğamızı ve yaşam alanlarımızı rant ve talandan koruyoruz. Kamu zararı doğuracak, toplumun güvenliği ve sağlığını tehlikeye atacak yanlış plan ve projeleri engellemeye, düzeltmeye, değiştirmeye çalışıyoruz. Afetler ile yıkılmayan, dirençli, sağlıklı, güvenli kentlerin inşa edilmesi için elimizden geleni yapıyoruz. Mesleklerimizin toplumsal ve kamusal yönünü unutmadan ısrarla, inatla bu çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Yani kamu ve toplum için çok çalışıyoruz. Şimdi de kendi sorunlarımızın çözümü konusunda kamudan ve toplumdan destek bekliyoruz.

    Biliyoruz ki, bu ülkenin geleceği, onun için hiç durmadan aklın, bilimin ve tekniğin ışığında fedakârca çalışan mühendis, mimar ve şehir plancılarına ihtiyaç duyuyor.

    Mesleğimiz için böyle önemli bir günde hep birlikte, kararlı bir adım daha atarak öne çıkıyoruz ve tüm meslektaşlarımıza, emekçi halkımıza bir çağrıda bulunuyoruz. Gelin, haklarımız ve geleceğimiz için mücadelemizi büyütelim. Mühendis, mimar ve şehir plancılar olarak meslek itibarımızın ayaklar altına müsaade etmeyelim.

    Nasıl ki bu ülke kurulurken meslektaşlarımız oradaydı, bugün de Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına girerken, bir asır boyunca yaptıklarımızı sürdürmeye, aklın ve bilimin öğrettikleriyle ilerlemeye devam etme kararlılığındayız. Çünkü bizim meslek alanımız, toplumun ortak yaşamının üretimini ve devamlılığını sağlamaktadır.

    Bu yüzden biliyoruz ki, meslek itibarımıza, meslek sorunlarımıza ve çözümüne sıkı sıkı tutunmak demek, ülkemizin ve toplumumuzun ortak geleceğine de tutunmak demektir. Bu bilinç ve sorumlulukla hareket ediyor, tarihimizin her döneminde olduğu gibi bugün de bu sorumluluğu almaktan, ülkemiz ve halkımız için taşın altına elimizi koymaktan çekinmiyoruz.

    Bizler, mesleğimizi bilimden, üretimden ve toplumdan yana kullanan bir mücadele geleneğinin sürdürücüsüyüz. Bu anlayışla TMMOB’nin bilim ve tekniği esas alan, kamu yararını savunan, eşitlik, özgürlük ve demokrasiden yana tavrını korumaya devam edeceğiz.

    Ülkemizin ve meslektaşlarımızın dayanışmaya ve birlik içinde olmaya en fazla ihtiyaç duyduğu bu dönemde 19 Eylül Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Günü’nü mücadelemizi büyüterek kutluyoruz.

  • “Arkadaşlarımızla dayanışmaya devam edeceğiz”

    “Arkadaşlarımızla dayanışmaya devam edeceğiz”

    “Gezi’yi sahiplenmeye, arkadaşlarımızla dayanışmaya devam edeceğiz” denilen TMMOB Bursa İKK’nın açıklaması şöyle:

    “TMMOB Yönetim Kurulu Üyemiz Mücella Yapıcı, Şehir Plancıları Odamızın Onur Kurulu Üyesi Tayfun Kahraman ve Mimarlar Odamızın Hukuk Müşaviri Can Atalay’ın da aralarında bulunduğu arkadaşlarımız herhangi bir hukuki gerekçe, delil sunulmadan 500 gündür cezaevinde Gezi Direnişi, doğal alanlarımız, parklarımız, meydanlarımız betona boğulmasın; kıyılarımız, ormanlarımız, meralarımız ranta kurban edilmesin diye; sağlıklı ve güvenli yaşam alanlarında hep birlikte, barış içinde yaşayabilelim diye milyonlarca yurttaşın haykırdığı toplumsal bir olaydır.

    TMMOB ve bağlı odaların en temel amaçlarından biri, bilimi ve tekniği halkın yararına kullanarak kamusal alanları savunmaktır. Bu kapsamda, milyonlarca yurttaşın, toplumun ortak değeri olan Gezi Parkı betonlaşmasın diye, İstanbul kentinin merkezindeki en önemli deprem toplanma alanı yapılaşmaya açılmasın diye yürüttüğü mücadelenin sözcüsü olmak suç değildir.

    Arkadaşlarımız, Gezi’ye katılan milyonların sözcüsü olmuşlardır.

    Dönemin Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Tayfun Kahraman, Mimarlar Odası yöneticisi Mücella Yapıcı ve Mimarlar Odası Avukatı Can Atalay suç işlememiş; tarihsel birikimle oluşmuş mesleki etik ilkelerimiz doğrultusunda, TMMOB çatısı altında üstlenmiş oldukları görevlerin gereğini yerine getirmişlerdir.

    Halkın çıkarlarını savundukları için, Taksim Meydanı’na ve Gezi Parkı’na sahip çıktıkları için, mesleki sorumluluklarının gereğini yerine getirdikleri için bu arkadaşlarımız 500 gündür hukuksuz, gerekçesiz bir şekilde cezaevindeler.

    Cezaevinde oldukları hergün, her an hukuksuzluk katlanarak büyümektedir. Bir yandan da 500 gündür, hergün tuttuğumuz Adalet Nöbetleriyle arkadaşlarımızın yanında olmaya, onlarla dayanışmayı büyütmeye devam ediyoruz.

    Arkadaşlarımız, dezenformasyon aygıtı haline gelen yandaş medya kanallarının iftiraları, tarihi kendilerine göre eğip bükmeye çalışan siyasetçilerin tüm yalanlarına rağmen toplum nezdinde masumiyetlerini, haklılıklarını koruyorlar.

    500 gündür 3 kişilik koğuşlarda, ailelerinden, sevdiklerinden uzak tutulmalarına rağmen, bir an olsun sendelemeden, onurlu direnişimiz Gezi’yi kararlılıkla savunuyor, toplum için yazmaya, çizmeye, üretmeye devam ediyorlar.

    Gezi Direnişi’ne katılan milyonlardan intikam almak için hukuksuz bir biçimde tutsak edilen arkadaşlarımızla gurur duyuyoruz.

    Gezi Direnişi nasıl ki bu ülkenin yüz akı ve onurlu tarihinin bir parçasıysa, Gezi Davası’nda tutuklanan arkadaşlarımız da bizim yüz akımız ve onurlu tarihimizin bir parçasıdır.

    Gezi Direnişinin arkasında dimdik durduğumuz gibi, Gezi Davasında yargılanan ve ceza alan arkadaşlarımızın da yanında dimdik durmaya devam ediyoruz.

    500 gündür sürdürdüğümüz Adalet Nöbetleriyle, arkadaşlarımıza desteğimizi, arkadaşlarımızla dayanışmamızı dosta düşmana gösteriyoruz.

    Bizler, Gezi’ye baktığımızda; bilim ve tekniğin ışığında, tüm canlıların yaşam hakkına saygılı, eşit, onurlu, barış içerisinde yaşayacağımız, adil bir ülke umudunun ne kadar da diri olduğunu görüyoruz.

    Tam da bu sebeple bizler, Gezi’yi, Gezi Davası’nda tutsak edilen arkadaşlarımızı savunmaya; onlarla  dayanışmaya devam edeceğiz.

    Bizler, 500 gündür, her gün sürdürdüğümüz Adalet Nöbetlerimizi arkadaşlarımız özgürlüklerine kavuşana dek sürdüreceğiz. Bu kararlı adalet mücadelemizi, tüm dost kurum ve kuruluşları, tüm yol arkadaşlarımızla birlikte devam ettireceğiz.

    Gezi Direnişi sonrasında, ortak kamusal alanlara dair oluşan farkındalık ve sahiplenme, bugün Akbelen’de, Dikmece’de yeşermeye devam ediyor.

    Gezi’den korkmakta haklılar. Gezi’ye suç bulaştırmaya çalışmakta haklılar. Fakat bu beyhude çabaları karşısında, arkadaşlarımızla yan yana, omuz omuza Gezi’yi savunmaya devam edeceğiz.

    Tutsak arkadaşlarımızın bir an önce özgürlüğüne kavuşmaları için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.

    Biz kazanacağız!

  • Akademik odalardan 30 ağustos konseri

    Akademik odalardan 30 ağustos konseri

    Dört kurumun birlikte organize ettikleri ve Mimarlar Odası Bursa Şubesi Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek, İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Ülkü Küçükkayalar, Elektrik Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Burak Özgen ile Bursa Barosu Başkanı Av. Metin Öztosun’un katılarak açılış konuşması yaptıkları ve BAOB’da gerçekleşen rock konserinde Yola Devam ile Esas grupları sahne aldılar.

    Akademik oda üyeleri ile konukların davetli olduğu konserde katılımcılar gönüllerince eğlenirken rock konserinde seslendirilen eserlere de eşlik ettiler.

  • Peyzaj öğrencilerinden Bursa’da inceleme gezisi

    Peyzaj öğrencilerinden Bursa’da inceleme gezisi

    Bursa’nın yeşil kimliğini arttırmak amacıyla birçok büyük ölçekli projeyi hayata geçiren ve mevcut yeşil alanları da şehre yakışır hale getiren Büyükşehir Belediyesi, peyzaj alanında diğer kurumlarla işbirliklerini de sürdürüyor.

    Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Tarım Peyzaj AŞ işbirliğiyle TMMOB Peyzaj Mimarları Odası tarafından düzenlenen 14. PMOGenç Yaz Kampı, 18 farklı üniversitenin peyzaj mimarlığı bölümlerinde eğitim gören 40 öğrenci ve 10 akademisyenin katılımıyla 13-27 Ağustos tarihleri arasında Bursa’da düzenleniyor. ‘Peyzaj Tabanlı Şehircilik’ temasıyla düzenlenen kampta, öğrencilerin meslek pratiğiyle buluşmalarını sağlamak ve aralarındaki iletişimi geliştirmek hedefleniyor. Kampa katılan öğrenciler ilk olarak Tarım Peyzaj AŞ tarafından belirlenen Hatice Sultan Parkı ve Çeltik Park Proje Alanı’nda incelemelerde bulundu. İncelemenin ardından park kroki ve projelerini alan gençler, parklar üzerinde revizyon projeleri çalışmalarına da başladı.

    Aldıkları eğitimleri sahada uygulama fırsatı bulduklarını söyleyen gençler, desteklerinden dolayı Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne, Tarım Peyzaj AŞ’ye ve Peyzaj Mimarları Odası yetkililerine teşekkür etti.

  • TMMOB’nin gündemi, Kentsel Dönüşüm

    TMMOB’nin gündemi, Kentsel Dönüşüm

    TMMOB Bursa İKK tarafından BAOB Ortak Salonu’nda düzenlenen panele Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, Nilüfer Belediye Başkan Vekili Remzi Çınar, İMSİAD Başkanı Şeref Demir, Jeoloji Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Engin Er, İstanbul Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Prof. Dr. Ayşe Dilek Darby, Bursa Uludağ Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Prof. Dr. Tülin Vural Arslan, HKMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Başar Bulut, Yüksek Şehir Plancısı Uluay Koçak Güvener, TMMOB  üyeleri ve vatandaşlar katıldı.

    Panelin açılış konuşmasını yapan TMMOB Bursa İKK Sekreteri ve Mimarlar Odası Bursa Şubesi Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek, Bursa’nın deprem kuşağında yer aldığı gerçeğinin unutulmaması gerektiğini vurguladı. Bu gerçeğe hazırlığın tek yolunun doğru kentsel dönüşüm olduğunun altını çizen Şirin Rodoplu Şimşek, “Bu konu üzerindeki ilk çalışmamız değil bu. Uzun süredir TMMOB ve bağlı odalarımız kentsel dönüşümü farklı mecralarda sürekli olarak irdelemekte, çözüm önerileri sunmaktadır. Aynı zamanda belediyelerle iş birliği yapmakta, sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya gelmekteyiz. Birçok toplantıda tartışmalar yürütmekte, raporlar üretmekteyiz. Sonunda, dört büyük belediyemiz ve büyükşehir belediyemiz dahil olmak üzere bir protokol imzaladık. Bazı projeleri hızlı bir şekilde tarama ve tespit etme amacıyla mühendis ve mimarlarımız sahada çalışmaktadır. Aynı zamanda, 6306 sayılı yasanın altlarını kolaylaştırmak için uğraşıyoruz.Bu iş birliğiyle, kentsel dönüşümü bölgelerde kolaylaştırmak ve hızlandırmak istiyoruz. Bu ortak çalışmanın katalizör etkisi yaratmasını umuyoruz. Ancak, şehirdeki dönüşüm süreci kolay değildir. Bursa’ da niiteliksiz yapı stoğu oranının yüzde altmış beşe yakın olması gerçeğiyle karşı karşıyayız. Sihirli bir değnek yok. Bugünden her şeyi hemen yapmak mümkün değil. Beş-altı yıl sonra her şeyi tamamlamak da imkansız. Ancak her zaman söylediğimiz gibi, bir yerden başlamak ve eyleme geçmek gerekiyor” dedi.

    Nilüfer Belediye Başkan Vekili Remzi Çınar ise, bilimi ve tekniği, meslek alanlarındaki uzman kişilerin ortaya koyduğu doğruları takip etmek ve sahada uygulamak gerektiğini anlatarak, “Maalesef bu doğruları takip etme ve doğruları yapma konusunda eksik kaldık ve yanlışları düzeltme yeteneğini bugüne kadar yeterince gösteremedik. Bu eksikliklerin en çarpıcı sürecini çok yakın zaman önce ülkemizin on bir kentinde yaşanan deprem felaketinde ne yazık ki içimiz acıyarak yaşadık. Bu ve bunun gibi panellerde doğru ve sağlıklı bir şekilde yerine getirilmesi gereken konuları konuşursak, deprem felaketlerini yaşayan ve kentsel sorunlarla yoğun şekilde karşılaşan diğer ülkelerdeki gibi bu hasarları daha az sorunla atlatabiliriz” şeklinde konuştu.

    İMSİAD Başkanı Şeref Demir’de Bursa’da bir çok alanda başlatılan kentsel dönüşüm çalışmalarının doğru bir şekilde yürütülebilmesi adına belediyeler, sivil toplum örgütleri ve vatandaşlarla farklı çalışmalar yürüttüklerini anlattı.

    Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz’da şunları söyledi:

    “Yıldırım Belediyesi olarak kentsel dönüşüm konusunda önemli çalışmalar yürütüyoruz. Bursa’nın yoğun ilçesi olan Yıldırım’da, uzun yıllardır hızlı bir göç ve kaçak yapılaşma sorunu yaşanmaktadır. Bu durumu çözmek için binaları yıkmak yerine bölge bazlı çalışmalar yapmaya gayret ediyoruz.

    Geçmişte alınan kararlarda bazı yanlış yorumlamalar ve farklı uygulamalar ortaya çıktı. Mahkemelerce iptal edilen planlamalar ve yeniden yapılan çalışmalarla kaçak yapılaşmanın önüne tam anlamıyla geçilemedi. Bu sebeple göreve geldiğimizde öncelikli olarak kentsel dönüşümü yasal zemine oturtmak için çaba sarf ettik. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Sayın Murat Kurum’un desteğiyle bir kanun değişikliği gerçekleştirdik. Bölge bazlı planlamalar yaparak on binlerce hak sahibine tapularını dağıttık ve bu yıl içinde yaklaşık otuz bin kişiye daha tapularını vereceğiz. Dönüşüm projelerimizde hak sahipleriyle uzlaşmayı sağlamaya önem veriyoruz. Herhangi bir kimseyi zorlamadan, gönüllülük esası üzerine anlaşmalar gerçekleştiriyoruz.”

    Programın ikinci bölümünde oturumlar gerçekleştirildi. Yüksek Şehir Plancısı Uluay Koçak Güvener’in kolaylaştırıcılığında gerçekleşen 1. oturumda Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Başkanı Engin Er,İstanbul Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge planlama Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Dilek Darby, BUÜ Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr.Tülin Vural Arslan ve HKMO Bursa Şube Başkanı Başar Bulut sunumlarını gerçekleştirdi.

    HKMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Yazman Üyesi İbrahim Serhat Ayaz’ın kolaylaştırıcılığını yaptığı 2. Oturumda ise İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Şentürk Aydın, Bursa Teknik Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Öğretim üyesi Doç. Dr. Gökçen Kılınç Ürkmez, BUÜ Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Miray Gür, BTÜ Mühendislik ve Doğa Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mahmut Kemal Korucu ve BUÜ Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Barış Bülent Aşık sunumlarını gerçekleştirdi.

    Makine Mühendisi Feridun Tetik’in kolaylaştırıcılığında gerçekleşen 3. Oturumda ise Harita Mühendisi Büşra Karabulut Baburhan Yıldırım Belediyesi’nin kentsel dönüşüm çalışmalarını, BBB Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Dairesi Başkanı İbrahim Eken Büyükşehir Belediyesi’nin çalışmalarını, Osmangazi Beeldiyesi Kentsel Tasarım Müdürü Ali Uzsezer ve Nilüfer Belediye Teknik Başkan Yardımcısı Osman Ayradilli Osmangazi ve Nilüfer’deki çalışmaları anlattı.

     Programın son bölümünde Şirin Rodoplu Şimşek’in kolaylaştırıcılığında soru cevap bölümüne geçilirken, hatıra fotoğrafı çekilinmesi ile program son buldu.

  • Çevrenin tahribatı tehdit edici boyutta

    Çevrenin tahribatı tehdit edici boyutta

    5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla bir kez daha belirtmek gerekiyor: Ülkemizde hakim olan rant politikaları çevre tahribatını had safhaya ulaştırmıştır. Çevre tahribatı ve onun sonucu olan iklim değişiklikleri doğal çevreyi, doğal yaşamı, tarımsal üretimi, tüm toplumsal yaşamı ve ekolojik geleceğimizi tehdit edici boyutlara ulaşmıştır.

    Sanayi, tarım, imar, ulaşım, enerji, maden, orman, hazine arazileri, koruma alanları, çayırlar, doğal kaynaklar, yeraltı-yerüstü su kaynakları, denizler, kıyılar, barajlar, göller gibi birçok alanda yanlış politikalar izlenmektedir. Ormanlar, dağlar, koruma ve tarımsal üretim alanları sürekli olarak imara-betonlaşmaya açılmakta, yeni maden ruhsatlarıyla sermayeye hibe edilmektedir. Kuraklık ve hava kirliliği ciddi boyutlara ulaşmıştır. Yanlış enerji, ulaşım politikaları ile plansız sanayi politikaları sonucu oluşan atıkların yol açtığı tahribat, çevre ve halk sağlığı sorunlarını artırmaktadır. Bu duruma, sermaye ve iktidar çevrelerinin azami kâr çıkarlarının hedefi olan doğa ve kentsel-kırsal alanlar üzerindeki rant talanı yol açmaktadır.

    İnsan yaşamını ve doğayı tehdit eden kuraklık, denizlerin ısınması, yeraltı sularının azalması, orman yangınları, beklenmedik yüksek yağışlar, yağışların düzensizliği, su baskınları gibi birçok olumsuzluk da söz konusudur.

    En son deprem bölgelerinde yerleşim yerlerine veya yakınlarına, dere yataklarına, orman ve tarım arazileri ile su kaynaklarına yakın yerlere dökülen bina yıkım molozları da kansere yol açan asbest sorunu ile hem halk sağlığı hem de çevre sağlığı sorunlarına yol açmaktadır.

    Kamusal denetimin, yaptırımların ve kamu yararı yaklaşımının tasfiyesi, halk sağılığı sorunlarını ve çevre tahribatını her alanda artırmaktadır. Ülke genelindeki halk direnişleri bu nedenledir.

    Ülkemizdeki bu sorunların da katkıda bulunduğu küresel iklim değişikliği, açık ki kapitalizmin sistemik bir sonucudur ve sera gazı salımının mutlaka sınırlanması gerekir. Fakat “çözüm” olarak sunulan “yeşil dönüşüm”, karbon salımlarını ve endüstriyel kirleticileri sona erdirmeyi öngörmüyor. Avrupa Birliği’nin karbon ticaret sistemi dünyayı kirletme hakkını satın almayı, yani karbon salımının sadece yer değiştirmesini hedefliyor. İktidar da rant ve atık ithalatı politikaları ile buna katkı sağlıyor.

    Doğru alternatif, planlama, emek ve ekoloji mücadelelerinin birleşik şekilde yürütülmesiyle oluşturulacaktır. Doğayı ve iklimi olumsuz yönde etkileyen yıkım sürecinin insan yaşamı ve tüm canlı varlıklara yönelik tehdide dönüşmesini önlemek için kamucu, planlamacı, katılımcı toplumcu bir programla yeşil ve yaşanabilir bir çevre, mavi bir gökyüzü, yaşanabilir bir doğa, adaletli bir enerji ve planlı sanayileşme politikası için mücadele etmeliyiz.

    Sanayi, tarım, sulama, enerji, maden, ulaşım ve diğer alanlara yönelik politikalar ile çevre politikası bir bütünlük içinde ele alınmadan doğayı ve insanı bir bütün olarak gözeten bir ekolojiye ulaşılamaz. Odamız bu çerçevede ve kamusal sorumlulukla sanayi, enerji, çevre konulu kongre, sempozyum, rapor vb. etkinlikler aracılığıyla toplumsal bilinçlenmeye katkı koymayı sürdürecek, doğal çevrelerinin ve üretim alanlarının talan ve tahribatına direnen halkın yanında olacaktır.”

  • Geleceğin mimarlarına vizyon katan eğitim

    Geleceğin mimarlarına vizyon katan eğitim

    TMMOB Mimarlar Odası’nın eğitim programları devam ediyor. Bu kapsamda son olarak Orbis Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı Ege Bölge Sorumlusu Can Şahin’in konuşmacı olarak katıldığı organizasyonla lisans, lisansüstü seviyesinde öğrenim gören ve mimarlık fakültelerinde okumak isteyen öğrencilere yurtdışında mimarlık eğitimi almanın yolları ve avantajları anlatıldı.

    Programda açılış konuşmasını gerçekleştiren TMMOB Mimarlar Odası Bursa Şube Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek, gençlere eğitim ve gelecekteki meslek hayatlarında yeni bir vizyon açabilmenin mutluluğunu yaşadıklarını ifade ederek, eğitim programlarını sürdüreceklerini söyledi.

    Eğitim programını gerçekleştiren Orbis Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı Ege Bölge Sorumlusu Can Şahin ise, şunları söyledi:

     “Genellikle öğrencilerimiz Avrupa ülkelerini tercih ediyorlar ancak Amerika, Asya ve Afrika ülkelerinde de farklı fırsatlar var ve eğitimlerimiz de bu konuları da işliyoruz. Yurtdışında görülen eğitimler ilk olarak dil öğrenme açısından çok önemli fırsatlar veriyor. İkinci olarak ise öğrencilerimiz gittikleri ülkelerde çok farklı kültürlerden öğrencilerle etkileşime girebiliyorlar. Bu da gençlerimizin dünyaya bakışlarını ve vizyonlarını genişletme imkanı sunuyor.

    Şu anda YÖK dahil belirli standartlardaki öğrencileri eğitim almaları için yurtdışına gönderiyor. Bu öğrencilerimiz daha sonra yurda dönerek Türkiye’de akademisyen olacaklar. Bu da ülkemiz için çok büyük avantaj olacak. Yurtdışında sunulan eğitim fırsatları maddi olarak genelde düşünüldüğü kadar ağır değil. Pek çok ülke de farklı fırsatlar ve burslu programlar mevcut. Öğrencilerimize tavsiyemiz imkanları doğrultusunda bu fırsatları değerlendirip, bu deneyimleri yaşayabilmeleridir. Bizler bu konuda öğrencilerimizi doğru yönlendirme açısından gerekli tüm destekleri veriyoruz.”