Etiket: topkapı sarayı

  • Topkapı Sarayı Haremi’nde bir ilk

    Topkapı Sarayı Haremi’nde bir ilk

    Milli Saraylar Başkanlığı tarafından Topkapı Sarayı’nın Harem bölümünde aşama şeklinde planlanan restorasyon faaliyetlerinden biri daha tamamlandı. Cariyeler Taşlığı ve Cariyeler Hamamı ile Kuşhane Mutfağı, yeni sergileme düzeniyle ilk defa ziyarete açıldı.

    Restorasyonu tamamlanan bölümler ziyarete açıldı
    Topkapı Sarayı’nda restorasyon sonrası açılan yeni bölümlerde Osmanlı Harem teşkilatının şekillendiği yapıları barındırması bakımından olduğu görülüyor. Bu bölümlerden Cariyeler ve Kadınefendiler Taşlığı, Harem’in en küçük avlusu olarak biliniyor ve etrafında kadınefendiler ile cariyelere ait koğuşlar yer alıyor. 16. yüzyılın ortalarında inşa edilen Taşlık’ta, dairelerin yanı sıra hamam, çamaşırhane ve kiler gibi günlük ihtiyaçların karşılandığı alanlar bulunduğu görülüyor.

    Hamam kültürünü yansıtan 120’ye yakın eser sergilenmeye başlandı
    Cariyeler ve Kadınefendiler Hamamı, titizlikle yürütülen restorasyon çalışmaları sonrasında, tarihinde ilk kez ziyarete açıldı. Topkapı Sarayı’nın en eski yapılarından biri olan hamam; soğukluk, ılıklık ve sıcaklık olmak üzere üç bölümden oluşuyor. Hamamda dönemin özelliklerini ve hamam kültürünü yansıtan 120’ye yakın eser sergilenmeye başlandı. Hamamın ardından Cariyeler ve Kadınefendiler Taşlığında yer alan ve restorasyonları tamamlanma aşamasına gelen diğer bölümlerin de yıl içerisinde ziyarete açılması planlanıyor.

    Topkapı Sarayı Haremi'nde bir ilk

    Padişahların özel mutfağı: Kuşhane Mutfağı
    Topkapı Sarayı Haremi’nde yeni açılan bir başka bölüm ise Kuşhane Mutfağı’da Altın Yol üzerinde bulunuyor. Mutfakta arşiv belgelerine göre padişahlara özel yemekler hazırlanıyor. Padişahlara sunulacak yemekler, saray mutfağından getirtilip burada servis ediliyor ve geceleri yemek ihtiyacı olduğunda yine bu mutfak kullanılıyor.
    Restorasyon sonrası modern sergileme düzeniyle ziyarete açılan Kuşhane Mutfağı’nda, Topkapı Sarayı Koleksiyonu’ndan seçilen tombak, gümüş, bakır kap ve kaşıkların da aralarında bulunduğu objeler yer alıyor. Aynı zamanda mutfağa adını verdiği düşünülen ‘kuşhane’ adlı tencerelerden gümüş örnekler de sergileniyor. Kostümü ve tipik özellikleriyle dönemin karakteristik özelliklerini yansıtan ve mutfakta yemek hazırlıyormuş gibi duran silikon heykel de ziyaretçileri tarihte yolculuğa çıkarıyor. Kuşhane Mutfağı, Osmanlı yemek ve sofra kültürüne ışık tutan detaylarıyla Topkapı Sarayı’nın görülmeye değer bölümleri arasında yer alıyor.

    Restore edilen alan havadan görüntülendi
    Yeni açılan bölümlerde, Milli Saraylar Koleksiyonlarından seçilen objelerle ve dönemin karakteristik özelliklerini yansıtan silikon heykelle canlandırmalar yapıldı. Restorasyonu tamamlanan Cariyeler Taşlığının son hali havadan drone görüntülendi.

    “Yaklaşık 120 eseri de içerisinde sergileyerek ziyaretçilerimizle buluşturduk”
    Gazetecilere açıklamalarda bulunan Milli Saraylar Topkapı Sarayı Daire Başkanı İlhan Kocaman, “Topkapı Sarayı’nın restorasyonlarının tamamlandığı bölümleri hızlı bir şekilde ziyaretçilerle buluşturmayı hedefliyoruz. Bu doğrultuda haremde özellikle Cariyeler Taşlığı olarak bilinen kısımda Kadınefendiler dairelerinin Cariyeler Koğuşu’nun ve Cariyeler Hamamı’nın olduğu bölümde restorasyonlarımız devam etmektedir. Cariyeler Hamamı’nın restorasyonlarını tamamladık ve buranın da bazı hamam eserlerini hamamda kullanılan eserleri orada sergileyerek, yaklaşık 120 eseri de içerisinde sergileyerek ziyaretçilerimizle buluşturduk. Aynı şekilde yine Mabeyn Yolu olarak ve devamı olan Altınyol’da da Kuşhane Mutfağı tefrişini tamamladık” dedi.

    “2019 yılında Topkapı Sarayı’nın restorasyonlarına başladık”
    Kuşhane Mutfağı’nın padişahın özel mutfağı olduğunu belirten Milli Saraylar Topkapı Sarayı Daire Başkanı İlhan Kocaman, “Sarayda usul bir yerde mutfakta sadece bir yerde yemek pişirilir. Sarayın belli bölümlerinde sunumlara hazırlanır. Padişahın sofrası da kuşhane mutfağı dediğimiz mutfakta sunumu hazırlanır. Orada hazırlanarak padişaha veya gece ihtiyaç halinde sunulmak üzere bir mutfak oluşturulmuştur. Biz 2019 yılında Topkapı Sarayının restorasyonlarına başladık. Bölümlerin özellikle gerek harem olsun gerekse üçüncü avludaki bölümler olsun bunların restorasyonlarını dönem dönem tamamladık. Üçüncü avluda bulunan seferli koğuşu, hazine, hazine koğuşu ve mukaddes emanetlerin geçen yıl haremde de yine Karaağalar olsun, padişah daireler olsun onların da restorasyonları tamamlanmak üzere. Yakın zamanda da ziyaretçilerimizle oraları buluşturacağız” şeklinde konuştu.

    “Milli Saraylar olarak bizim hedefimiz, sarayın her yerini ziyarete açabilmek”
    Topkapı Sarayı’nın her yerini ziyarete açmayı hedeflediklerini söyleyen Daire Başkanı İlhan Kocaman, “Milli Saraylar olarak bizim hedefimiz, sarayın her yerini ziyarete açabilmek. Ancak yapıların statik özellikleri ve yapıların giriş, çıkışları ve merdiven özelliklerinden dolayı belli bölümler ziyarete zorlanmakta. Bu nedenden dolayı belki kapalı kalacaktır. Ama onun ötesinde ziyarete açılabilecek bölümler ve ziyaretçinin girebileceği şekilde akışın olabileceği şekildeki bütün mekanları hızlı bir şekilde ziyaretçilerimizle buluşturmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

    “400 – 500 yıllık bir yapı olmasından dolayı da buranın elbette ki belli zorlukları var”
    Sarayın restorasyonunun uzun sürdüğünü ifade eden Daire Başkanı İlhan Kocaman, “Malum 400 yıllık, 500 yıllık bir yapı olmasından dolayı da buranın elbette ki belli zorlukları var. Bir de buralar saray harem hayatının yaşandığı mekan olmasından dolayı da saraydaki yaşayanların statülerine göre mekanlar belirlenmiştir. Bazı mekanlar örneğin Valide Sultan’ın, Hanım sultanların, şehzadelerin ve padişah kızlarının ait olan bölümler biraz daha ferah geniş olurken, hizmet erbabı olarak bildiğimiz cariyelerin mekanları daha dar ve günümüze göre daha kullanışlıdır. Ondan dolayı bu kısımların düzeyi biraz daha zor olmakta” diye konuştu.

    “Cariyelerin yaşam alanları genellikle o taşlığın çevresindeki alanlardır”
    Cariyelerin yaşam alanlarından bahseden Kocaman, “Cariyelerin yaşam alanları genellikle o taşlığın çevresindeki alanlardır. Orada hizmetlerini yürütürler, orada yatarlar. Çocuk yaşta oraya gelirler. Burada önce bir eğitim alırlar bu eğitimden geçen cariyelerin bazıları gözdeler olarak seçilir. Daha sonra ikbal ve padişaha kadın efendi olurlar. Çocukken verildikleri için bunlardan valide Sultan’da olan oluyor. Bazıları da daha sonradan aldıkları eğitim doğrultusunda paşalarla diğer devlet yöneticilerini evlendirilerek saraya çıkarlar, bazıları ise sarayda kalırlar” cümlelerini kullandı.

  • Topkapı Sarayı’ndaki tarihi restoranda yangın

    Topkapı Sarayı’ndaki tarihi restoranda yangın

    Yangın gece saat 02.30 sıralarında Topkapı Sarayı arazisi içerisindeki tarihi ahşap restoranın çatısında meydana geldi. Henüz bilinmeyen bir nedenle çıkan yangına başta Fatih ilçesi itfaiyesi olmak üzere çevre ilçelerin itfaiyeleri de yoğun şekilde müdahalede bulundu.

    Bölgeye tedbir olarak İGDAŞ ekipleri de sevk edildi. Yangının gerçekleştiği çatıda çökme riskine karşı polis ekipleri çevrede güvenlik tedbirleri aldı. Polis ekipleri olayla ilgili incelemelere devam ediyor.

  • Yaptığı eserinı görenler, gözyaşlarına hakim olamadı

    Yaptığı eserinı görenler, gözyaşlarına hakim olamadı

    Bursa’da bıçak ustası Aziz Şen, Topkapı Sarayı’nın Kutsal Emanetler bölümünde sergilenen Hazreti Muhammed’in kılıcının replikasını üretti. Katıldığı bıçakçılık fuarından sergilediği kılıcı vitrinde görenler duygusal anlar yaşayarak gözyaşlarına hakim olamadı. Kılıç ve kını üzerinde 24 ayar altın işlemeleri bulunduğunu söyleyen Şen, tamamen el işi üretimi olduğunu ve yılda yalnızca 5 adet üretilebildiğini belirtti. Fiyatının 100-150 bin lira arasında olduğunu söyleyen Şen, İslam ülkelerinden gelen turistlerin bu kılıca rağbet gösterdiğini söylerken, maneviyat açısından müşterinin talepleri neticesinde en çok tercih edilen modeller arasında olduğunu ifade etti.

    Tamamı el işçiliği

    Topkapı Sarayı’nda Kutsal Emanetler bölümünde sergilenen Hazreti Muhammed’e ait kılıcın bire bir replikasını üreten Aziz Şen, “22 yıldan bu yana bıçak imalatı ile uğraşıyorum. Ayrıca 17 yıldır kültürel mirasımız olan kılıçlar, kamalar, hançerler ile uğraşmaktayım. Yaptıklarımız el işi, zaman alan ürünlerdir. Halen talep olduğu için çalışmalarımıza devam etmekteyiz. Kılıç imalatı haricinde Topkapı Müzesi’nde bulunan eserlerin replikasını yapıyoruz. Bu ürünler genellikle altın kaplama ürünler oluyor. En çok rağbet gören ürünlerimizden bir tanesi de Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed’in kılıcı ve Fatih Sultan Mehmet’in kılıcı. Bunlar çok rağbet gören, işçilik isteyen ürünlerdir. Altın kaplama olduğu için de maliyeti biraz yüksek. Maneviyat açısından müşterinin talepleri neticesinde en çok tercih edilen modeller arasında bulunuyor” dedi.

    Görenler gözyaşlarını tutamıyor

    Katıldığı bir fuarda vitrinin en göz alıcı ürünü olduğuna dikkat çeken Şen, yakından görenlerin şaşkınlığını gizleyemediğini söyledi. Ziyaretçilerin manevi duygularla gözyaşlarına hakim olamadığını söyleyen Şen, “Yakın zamanda katıldığımız bir fuarda Peygamber Efendimizin kılıcını görenler duygusal anlar yaşadı. Hatta ağladıklarını söyleyebilirim.

    Fotoğraf çektirmek isteyenler oldu. Tabii bu seri bir imalat ürünü değil, yılda 5 veya 6 adet üretebiliyoruz. Bunu sahiplenmek isteyen yerli yabancı çok müşterilerimiz oluyor. Genelde yurt dışından gelip ürünümüzü temin etmek isteyen insanlar evlerine, ofislerine koyabiliyorlar” şeklinde konuştu.

    150 bin liradan satılıyor

    Kılıç ve kını üzerinde 24 ayar altın işlemesi bulunduğu ve üretiminin meşakkatli olması sebebiyle yılda yalnızca 5 adet üretildiğini söyleyen Şen, “Peygamber Efendimizin kılıcının yapımında ciddi oranda bir altın kullanılıyor. Sayılı çıktığı ve maneviyatı yüksek olduğu için de fiyatları 100-150 bin lira arasında değişiyor. Bu ürün Topkapı Sarayı’ndaki eserin bire bir replikasıdır. Aynı şekilde Fatih Sultan Mehmet’in kılıcının da replikasını yaptık” dedi.

  • Kaşıkçı Elması çalındı mı? İddialara açıklama geldi

    Kaşıkçı Elması çalındı mı? İddialara açıklama geldi

    Topkapı Sarayı Müzesi’nde sergilenen Kaşıkçı Elması’nın çalındığına yönelik iddialar sosyal medyada hızla yayıldı. İddialar üzerine Topkapı Sarayı Daire Başkanı İlhan Kocaman açıklamalarda bulundu. 14 Ekim 2019 tarihinden itibaren Topkapı Sarayı’nın Dış Hazine Bölümü’nde sergilenen ve ziyarete açık olan elmasla ilgili sahteciliğin asla söz konusu olmadığını söyledi.

    “Turizmi baltalamak için olduğu kanaatindeyiz”

    Topkapı Sarayı Daire Başkanı İlhan Kocaman açıklamasında, “Şu anda eserimiz burada sergileniyor. Güvenliğiyle ilgili ya da başka bir konuda speküle edilemez. Haberlerin kasıtlı olduğuna inanıyoruz. Şu dönem özellikle pandemiden sonra her gün 10-15 bin ziyaretçimiz burayı ziyaret ediyor. Pandemiden önceki sayıya ulaştık. Bu dönem bunun gündeme gelmesi biraz da turizmi baltalamak için olduğu kanaatindeyiz” ifadelerine yer verdi.

    “Hazine bölümü açılıncaya kadar silahların arasında sergilemeyi planladık”

    Kaşıkçı elmasının daha önceden Topkapı Sarayı’ndaki Fatih Köşkü’nde sergilendiğini söyleyen Kocaman, “2014 yılında Fatih Köşkü’ndeki restorasyon ihtiyacından dolayı depoya B. Biz 6 Eylül 2019 tarihinde Topkapı Sarayı’nın Milli Saraylar İdaresi’ne bağlanmasıyla birlikte ziyaretçilerimizin en fazla sorduğu Topkapı Sarayı Hançeri ile Kaşıkçı Elması’ydı. Bu ihtiyaca cevap vermek amacıyla hazine bölümü açılıncaya kadar silahların arasında sergilemeyi planladık. Burada sergileniyor” diye konuştu.

    “Sahtecilik asla söz konusu değildir”

    Kocaman, “Müzeciliğin gerektirdiği her türlü güvenlik tedbirleri altında muhafaza ediyoruz. Bu konu daha önce de speküle edilmişti. Daha önceki yönetimler de bu konudaki araştırmalarını tamamlamışlar. Raporlarını ilgili birimlere sunmuşlar. Kamuoyu İle paylaşılmıştır. Sahtecilik asla söz konusu değildir. 32 aydır bu salonda sergileniyor” dedi.