Etiket: trabzon

  • İnekler satılınca süt fabrikaları olumsuz etkilendi

    İnekler satılınca süt fabrikaları olumsuz etkilendi

    Hayvancılık sektörü, yem ve kepek fiyatlarının artması nedeniyle zor günler yaşıyor. Tereyağı ile ünlü Trabzon’da özellikle Tonya gibi kırsal kesimlerde yaşayan vatandaşlar yem ve kepek fiyatlarındaki artış nedeniyle ineklerini satmak zorunda kalırken, fabrikalar süt bulmakta zorlanıyor.

    Süt ürünlerine gelen zamların ardından çoğu vatandaş Trabzon’un Tonya ilçesinin adı kullanılarak değişik illerde üretilen tereyağlarını marketlerde fiyatlarının ucuz olması nedeniyle rağbet gösterirken, Tonya Süt Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Yunus Tekin Baki ise fiyatı ucuz olan tereyağlarının içinden patates çıkabileceğine dikkat çekti.

    Yem ve kepek fiyatlarındaki artış nedeniyle vatandaşların inek bakmakta zorlandığını dile getiren Baki, “Kendi bölgem açısından konuşursam bu coğrafyaya insanlar ayak bastığı günden itibaren hayvancılıkla uğraşmaktadır. Onlar için bir zorunluluktu. Bugün geldiğimiz noktada gelişen şartlar gelişen imkânlar vatandaşların şehirlere göç etmesi nedeniyle eskiye nazaran bugün sütün de azalması kaçınılmaz hale getirdi. Ama fakat şöyle söyleyelim son zamanlarda girdi fiyatlarının artışı ile beraber köyünde yaşayan insanlar sütunu satıp tereyağını satıp geçimini sağlamak isteyenler bu girdi fiyatlarından dolayı artık inek bakamaz duruma gelmiştir. 3 yıl önce 1 çuval yem 80 liraydı bugün 300 bandında. Bunun da artacağını söylüyorlar. Kepek 30 liraydı bugün 200 lira yani siz tahmin edebilirsiniz burada fiyatların nasıl arttığını şimdi üreticiyi de ayakta tutabilmeniz için ne yapmamız gerekiyor aldığımız sütü işleyeceğiz ve onlara destek olabilmek adına bizde ürünümüze zam uygulamak zorunda kalacağız. Bu durumda ne yapıyoruz tereyağı 3 yıl önce 35 lirayken bugün 150 liraya çıkıyor tabi birde alım gücümüz var vatandaşın alım gücünü göz önünde bulundurmak gerekiyor” dedi.

    70-80 TL’ye satılan tereyağlarına dikkat

    Reyonlarda 70-80 TL’ye satılan tereyağlarının patates çıkabileceğini ifade eden Baki, “70-80 TL’ye satılan tereyağları var. Mümkünatı yok. Olursa da içinde patates çıkar. Satanları görüyoruz ne yediklerini bilmiyorlar yani artık bunu insanlar yiyince diyorlar mı ki bilmiyorum evlerinde biz ne aldık mı diyorlar yoksa çok mu lezzetli diyorlar onları kendi muhasebesini kendileri yapsın. Ama şimdi şöyle söyleyelim 5 yağlı 1 sütten 100 kilo süt diyelim bundan 5 kilo yağ elde edebilirsiniz şimdi bugün yeni zamlarla beraber 15 Mayıs’tan en sonra gelen fiyatlarla 7,5 liraya çıkıyor hatta daha 7,5-8 arası oynuyor. Şimdi 100 kiloya 800 lira para veriyorsun şimdi 5 kilo yağ elde ediyorsun 800 lira bir maliyeti var ve 5 kiloda yağın var kaça satman gerekir buradan hesaplayabilirsiniz. Artan sütü de kullanıyorsun ama ne kadarını en azından kara geçirebilirsin sonuçta sütün her şeyini kullanamayabilirsiniz. Sütun durumuna göre değişiyor. Bu yüzden yani o fiyatlar imkanı yok sütun kaymağı dediğimiz şeyi alsam bile 60-70’e zor geliyor. Yani daha fazla maliyeti mevcut. Bu durumda vatandaşlarımıza şunu söyleyelim kendileri dışarıdan hani evlerine süt isteyenler oluyor şehirlerde yaşayan insanlar oradan litresini hesaplasınlar var zaten yağın maliyetini de az çok kendileri evlerinde yaptığı zaman vatandaşlarımız artık buna da yönelmeye başladı. Bu da sevindirici aslında insanların kendisinin üretmesi gayet güzel. Üretemeyenler içinde şunu söyleyebiliriz düşük fiyat görürseler uzak dursunlar çünkü bu sağlık sağlığın şakası olmaz yediğiniz şeyler sizin içerisinde biyolojik olarak birikim yapar yarın öbürgün sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalabilirsiniz” şeklinde konuştu.

    “Devletten yardım istiyoruz”

    Trabzon’un Tonya ilçesinde yaşayan Ayşe Günaydın, eskiden 7-8 tane inek baktığını belirterek, “Şimdi bir tane buzağım var. Bakamıyoruz. Artık kimse inek bakmıyor. Bende yaşlılık halimle bakmaya çalışıyorum” diye konuştu.

    Devletten yardım istediklerini söyleyen Esma Günaydın ise, “Eskiden daha iyiydi. Süt sattığımız zaman evimizin ihtiyacını alırdık. İnekler için yem ve kepek alırdım. İhtiyaçlarımızı görürdük ama şimdi bakıyoruz hiçbir şey yok. Eskiden 10 tane ineğim vardı. Artan maliyetlerden dolayı inek bakamaz hale geldik. Fiyatlar çok pahalı. 400 lira bir yem. 200 lira kepek onları alamadığımız için inek bakamıyoruz. Devletten yardım istiyoruz. Biz ineğe bakalım vatandaşlara süt ve tereyağ verelim. Fiyatlar artamaya devam ederse mecburen inekleri satıp ahırların kapısını kapatacağız” şeklinde konuştu.

  • Cezaevi firarisi 10 yıl sahte kimlikle dolaşmış

    Cezaevi firarisi 10 yıl sahte kimlikle dolaşmış

    27 Nisan’da İstanbul Havalimanı’na gelen Murat Berber isimli kimliğe sahip yolcu, İstanbul Havalimanı Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin GBT taramasına takıldı. Polis ekiplerince yapılan parmak izi kontrolünde kimliğin sahte olduğu tespit edildi.

    10 yıl boyunca sahte kimlikle dolaştı

    Yapılan detaylı incelemede ise gerçek kimliği belirlenen Ş.B. isimli şahsın, Trabzon’da işlediği çeşitli suçlardan hakkında kesinleşmiş 13 yıl hapis cezası bulunduğu ve cezaevi firarisi olduğu anlaşıldı. Cezaevi firarisi Ş.B’nin 10 yıl boyunca “Murat Berber” adına düzenlenen sahte kimlikle yaşadığı ortaya çıktı. Hakkında kesinleşmiş 13 yıl cezası bulunan Ş.B. daha sonra cezaevine gönderildi.

  • Çay bahçesinde kadın cinayeti!

    Çay bahçesinde kadın cinayeti!

    Olay gece saatlerinde kent merkezindeki 15 Temmuz Şehitler ve Hürriyet Parkı’nda meydana geldi. Cezaevinden 4 ay önce tahliye olan Elvin Umayev, boşanma aşamasındaki eşi Turana Umayev ile çocukların velayeti konusunda görüşmek üzere parkta buluştu. Burada çay behçesinde oturan iki arasında tartışma çıktı.

    Tartışmanın büyümesi üzerine Elvin Umayev, tabancayla Turana Umayev’in başına tek el ateş etti. Kanlar içinde oturduğu sandalyeye yığılan kadın, olay yerinde yaşamını kaybederken, şüpheli de silahıyla polis noktasına giderek teslim oldu. Olay anı ise çay bahçesindeki güvenlik kameralarına yansıdı.

    Bir çocuk annesi Turana Umayev’in cansız bedeni, olay yeri ve savcılık incelemesi sonrası Trabzon Adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı. Gözaltına alınan şüpheli Elvin Umayev de sorgusu için emniyete götürüldü. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

  • Emekli öğretmen peynir tadarken öldü

    Emekli öğretmen peynir tadarken öldü

    Trabzon’da emekli bir öğretmen, pazar yerinde almak istediği peyniri tadarken peynir parçasının nefes borusuna kaçması sonucu yaşamını yitirdi.

    Trabzon’un Beşikdüzü ilçesinde emekli öğretmen Veysel Ayar (69), ilçe merkezinde pazar yerinde alışveriş yaparken peyniri test ettiği sırada peynir parçası nefes borusuna kaçınca birden fenalaştı.

    Olay yerine çağrılan ambulansla Vakfıkebir Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Veysel Ayar nefes almakta güçlük çektiği için Trabzon’daki Ahi Evren Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi.

    Kaldırıldığı hastanede aort damarında yırtılma da tespit edilen Veysel Ayar doktorların tüm müdahalelerine rağmen kurtarılamadı.

    Ayar, bugün ilçe merkezinde kılınacak cenaze namazının ardından Ağaçlı Mahallesi’ndeki aile mezarlığında son yolculuğuna uğurlanacak.

  • Trabzon’da fuhuş operasyonu

    Trabzon’da fuhuş operasyonu

    Trabzon’da, polis ekiplerince son 3 ayda düzenlenen fuhuş operasyonlarında, 67’si yabancı 231 kadın hakkında işlem yapıldı. Bu kişiler arasında, cadde ve sokaklarda erkeklere cinsel ilişki teklifinde bulunup, çevreye rahatsızlık verdiği belirlenen 155 kadına 31 bin 620 TL ceza uygulandı. Kadınlardan 3’ünde ise cinsel yolla bulaşan hastalıklardan frengi tespit edildi.

    İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Ahlak Büro Amirliği ekipleri, özellikle Çömlekçi Mahallesi’nde fuhuş yapıldığı belirlenen bazı yapıların kentsel dönüşüm kapsamında yıkılmasının ardından günübirlik kiralanan ev ve apartlarda fuhuş yapıldığı ihbarlarının artmasıyla harekete geçti. Polis ekipleri, denetim ve operasyonlarını sıklaştırdı. Ekiplerin fuhşa yönelik son 3 aylık denetim ve operasyonları sonucu 67’si yabancı 231 kadın hakkında işlem yapıldı. 7’si ev, 10’u apart ve otel olmak üzere toplam 17 adrese düzenlenen baskınlarda yakalanan kadınların 3’ünde, cinsel yolla bulaşan hastalıklardan frengi tespit edildi. Yabancı uyruklu kadınların sınır dışı edildiği operasyonlarda, 7 kadının da Türk vatandaşlığına geçtiği saptandı. Denetimlerde, özellikle kent merkezi meydan mevkisinde erkeklere cinsel ilişki teklifinde bulunup, çevreye rahatsızlık verdiği belirlenen 155 kadına ise toplam 31 bin 620 TL ceza uygulandı.

    İl Emniyet Müdürlüğü’nün sosyal medya hesaplarından yapılan paylaşımda, “İl merkezi başta olmak üzere ilçelerimizdeki otellerde de kamu sağlığını ve ahlakını tehdit eden fuhuş faaliyetleri tarafımızdan sıkı bir şekilde takip edilmeye ve operasyonel çalışmalar yapılmaya devam edilecektir” denildi.

    FUHUŞ OPERASYONLARI İLE GÜNDEME GELMİŞTİ

    Öte yandan kentsel dönüşüm projesiyle eski imajının silinmesi hedeflenen Çömlekçi Mahallesi’nde yıkımlar tamamlanırken, yeni yerleşim alanlarının inşasına da başlandı. Fuhuş operasyonları ile gündeme gelen mahallede, polisin denetim ve baskınları sırasında otellerin gizli bölmelerinin yanı sıra binalarda açılan deliklerden kaçmaya çalışan kadınlar, yakalanarak gözaltına alınmıştı.

  • Taş ocağına karşı birlik oldular

    Taş ocağına karşı birlik oldular

    Trabzon’un Maçka ilçesindeki Zigana Dağı eteklerinde bulunan ve doğal güzelliklerinin yanı sıra sütlacı ile de meşhur olan Hamsiköy’de yapılması planlanan taş ocağı tepkilere neden oldu. Yılda 300 bin dolayında turisti ağırlayan vadide açılmak istenen taş ocağı ve tesise karşı 2 binden fazla imza toplayan yöre halkı, kararın geri çekilmesini istiyor. Çıralı Mahallesi Muhtarı Recep Gürsoy, “Bu güzel yaylamıza kimseyi sokmayacağız” dedi.

    Türkiye’nin önemli tarihi ve turistik mekanlarından Sümela Manastırı’nın da yer aldığı Trabzon’un Maçka ilçesindeki Zigana Dağı eteklerinde yer alan sütlacı ile ünlü Hamsiköy Mahallesi Kangel Yaylası’nda patlatmalı taş ocağı ve kırma eleme tesisi planlandı. Hamsiköy ve civardaki Ciharlı, Çıralı, Dikkaya ve Güzelyayla mahallelerinde yaşayanlar taş ocağı ve kırma tesisine doğaya ve çevreye vereceği zarar nedeniyle karşı çıkıyor. Yöre halkı, 20’si otel 50’ye yakın işletme ve tesisinin bulunduğu yılda 300 bin dolayında turistin ziyaret ettiği vadiye planlanan taş ocağına karşı 2 binden fazla imza topladı. İmzalar Trabzon Büyükşehir Belediyesi’ne iletilmek üzere Maçka Belediye Başkanlığı’na teslim edildi.

    ‘İZİN VERMEYECEĞİZ’

    Taş ocağı kararının yanlış olduğunu belirten Çıralı Mahallesi Muhtarı Recep Gürsoy, “Hamsiköy 5 mahalleden oluşuyor. Taş ocağının yapılmasının planlandığı yerde bizim hayvanlarımız yaylıma çıkıyor. Burası sütlacı ile meşhur bir yer. Burada yapılan sütlaç tadını, oradaki yaylada otlayan ineklerin sütünden alıyor. Oradaki taş ocağı binlerce turist ağırlayan Hamsiköy’ün sadece doğal güzelliklerini bitirmeyecek. Aynı zamanda buranın tescilli markası olan ve lezzeti ile tüm dünyada ün salan sütlacını da bitirecek. Böyle bir şeye izin vermeyeceğiz. Bu güzel yaylamıza kimseyi sokmayacağız. Bizim o yaylamızda su havzalarımız, şelalelerimiz var. Bunların yok olmasını ve susuz kalmayı da istemiyoruz” diye konuştu.

    ‘VİCDANLARI NASIL EL VERECEK’

    Gurbetten memlekete huzur bulmaya geldiklerini anlatan Memure Şeker, “Biz yaylamızda taş ocağı yapılsın istemiyoruz. Kuş sesleri, doğanın muhteşem sesleri ve bu yeşillikler içinde oturuyoruz. Kimse gelip de bizim burada huzurumuzu bozmasın. Ben o yaylada 25 yılımı geçirdim. Oranın bozulmasını istemiyorum. Hayvancılıkla uğraşıyoruz. Hayvanlarımızı nerede otlatacağız. Orada güzel şelaleler var. Onları nasıl bozmaya vicdanları nasıl el verecek. Karşı dağda taş ocağı yaptılar. Orayı her gördüğümde psikolojim bozuluyor. Biz taş ocağına karşıyız” dedi.

    ‘DOĞANIN TAHRİP EDİLMESİNİ İSTEMİYORUZ’

    Yaylayı görmek için her yıl binlerce turistin geldiğini belirten Metin Şeker ise, “Hamsiköy sütlacı lezzetleri ve bu güzel doğası ile bilinen bir yer. Biz hepimiz gurbetçiyiz. Nefes almak için fırsat buldukça memleketimize buraya geliyoruz. Bu güzel doğanın bozulmasını istemiyoruz. Yaylamızda çok güzel bir şelalemiz var. Manzaramız var. Buraya gelen turistler ‘siz cennette yaşıyorsunuz’ diyorlar. Biz buranın bozulmasını tahrip edilmesini istemiyoruz. Karşıki dağda yapmaya çalıştılar orası şimdi çöl oldu. Bizim yerimizin de böyle olmasını istemiyoruz. Taş ocağına karşıyız. Buna asla izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

  • 3 kızını öldüren müezzinin uyarı aldığı ortaya çıktı

    3 kızını öldüren müezzinin uyarı aldığı ortaya çıktı

    Trabzon’un Of ilçesinde evlerinin bir kilometre uzağındaki çay bahçesine götürdüğü kızları Yaren (11), Hiranur (7) ve Elif Göktaş’ı (4) tabancayla başlarından vurup öldüren müezzin Emre Göktaş’ın (36), daha önceki görev yeri Rize’deki Fener Camisi’nde disiplinsiz hareketleri nedeniyle ‘uyarı’ aldığı ortaya çıktı. Cami imamı ve cemaatle sürekli kavga ettiği belirtilen Göktaş’ın devam eden disiplinsiz hareketleri nedeniyle görev yerinin 2 ay önce değiştirildiği bildirildi.

    31 Ağustos Salı günü Trabzon’un Of ilçesi Uluağaç Mahallesi’nde Of Müftülüğü’nde müezzin olan Emre Göktaş, 112 Acil Çağrı Merkezi’ni telefonla arayıp 3 kızını öldürdüğünü söyledi. İhbar üzerine adrese jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Çay bahçesine gelen ekipler, yerde kanlar içinde yatan Yaren, Hiranur ve Elif Göktaş kardeşlerin hayatını kaybettiğini belirledi. Olay yerinde bekleyen Emre Göktaş da suç aleti tabancayla jandarma ekiplerince gözaltına alındı.

    Çocukların cansız bedeni olay yerindeki incelemenin ardından otopsi için Trabzon Adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı. Otopsi işleminin ardından 3 kardeş, dün Çaykara ilçesi Taşhanpazarı Mahallesi’nde toprağa verildi. Emre Göktaş da çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

    UYARI ALMIŞ

    Rize’deki Fener Camisi’nde müezzin olarak görev yapan Göktaş’ın sürekli cami imamı ve cemaatle tartıştığı, kavga ettiği ve sorunlar yaşadığı ortaya çıktı. Disiplinsiz hareketlerini sürdüren ve hakkında sürekli şikayetler yapılan Göktaş’ın Rize İl Müftülüğü’ne çağrılarak uyarıldığı belirtildi. Göktaş’ın devam eden disiplinsiz hareketleri nedeniyle 2 ay önce görev yerinin değiştirildiği, Trabzon’un Of İlçe Müftülüğü emrine verildiği ifade edildi.

  • Fındık bahçeleri sökülen çiftçiler dertli

    Fındık bahçeleri sökülen çiftçiler dertli

    Trabzon’un Maçka İlçesi Esiroğlu Mahallesi Duralı mevkiindeki fındık bahçeleri hastalık nedeniyle karantinaya alınıp söküldü. Ekmek kapısı kapanan çiftçilere ise bugüne kadar hiçbir yardım yapılmadı.

    CHP Ekonomi Masası üyeleri Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal ve Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun, Maçka İlçe Başkanı Nihan Göktürk ile birlikte bölgedeki çiftçilerin sorunlarını dinledi.

    Maçka’ya bağlı Esiroğlu Mahallesi fındık üreticilerini de ziyaret eden heyet, Duralı mevkiinde ‘Drakula’ olarak bilinen Turunçgil Uzun Anteli Teke Böceği’nin nedeniyle fındık bahçeleri karantinaya alınıp sökülen çiftçilerle buluştu. Bahçe sahipleri, yıllardır fındık ürettikleri bahçelerinin Drakula nedeniyle karantinaya alınıp ağaçlarının söküldüğünü aktardılar. Fındık ağaçlarının söküldüğü yerde yıllık kilo başına 15 lira gibi bir para ödenmesi kararı alındığını ama bugüne kadar herhangi bir para ödenmediğini ifade eden çiftçiler, “Burada 4 yıl boyunca yeni fındık fidanı ekimi yasaklandı. Bizim yeniden fındık üretebilmemiz için en az 8 yıl gerekiyor. Kilo başına 4 yıl boyunca destek verileceği söyleniyor. Bu durumda başka geliri olmayan insanlar neyle geçinecek. Fındığın kilosu için bu yıl 30 liradan bahsediliyor. Bize 4 yıl boyunca 15 lira verilecek. Başka hiçbir geliri olmayan bu insanlar neyle geçinecek. Bu konuda devletin bize yardım etmesi gerekiyor” dediler.

    CHP’li milletvekilleri Orhan Sarıbal ve İlhami Özcan Aygun, sorunun çözümü için konuyu gündeme getireceklerini ve takipçisi olacaklarını belirttiler.

    Çiftçilerin dile getirdiği bir başka sorun ise, bölgede üretim yapan çok sayıda çiftçinin Çiftçi Kayıt Sistemine (ÇKS) kayıtlı olmadıkları gerekçesiyle tarım desteklerinden yararlanmamaları konusuydu.

    ÇKS sorununa çözüm şart

    CHP’li Sarıbal, “Bu sorun mutlaka giderilmeli. Mahallenin muhtarının oluru ile Ziraat Odası’ndan alınacak bir belge ile bu insanların sorunu giderilmeli. Muhtar kimin ekip kimin ekmediğini bilir. Tarım İl Müdürlüğünün kayıtlarında da kimin ekip ekmediği bilgisi var. Ziraat Odasından alınacak bu belgeyle üretim yaptığı belirlenen insanlar tarım desteklerinden yararlandırılmalı” dedi.

  • 5 yıl aradan sonra ziyarete açılıyor

    5 yıl aradan sonra ziyarete açılıyor

    Trabzon’un Maçka ilçesindeki Sümela Manastırı’nın tüm alanları, 5 yıl süren restorasyon çalışmalarının ardından Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un katılımıyla yarın ziyarete açılacak. Restorasyonunun yüzde 90’ının tamamlandığı manastırda, Ana Kaya Kilisesi’nin kuzeyinde yer alan 10 şapel, Çan Kulesi, misafirhane, keşiş ve öğrenci odaları ve mahzenler 5 yıl sonra ilk kez gezilecek.

    Türkiye’nin önemli tarihi, turistik ve inanç turizmi merkezlerinden Sümela Manastırı’nda, Şubat 2016’da restorasyon, çevre düzenlemesi, kayalıkların jeolojik ve jeoteknik bakımdan araştırılması ve güçlendirilmesi çalışması başlatıldı. Kaya düşme riskine karşı kapatılan Sümela Manastırı’nın avluya kadar olan bölümü, çevresinde gerçekleştirilen projelerin birinci etabının tamamlanması ile 25 Mayıs 2019’da ziyarete açıldı. İkinci etap çalışmalarının da tamamlanması ile manastırın yüzde 65’lik bölümü, 28 Temmuz 2020’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın telekonferans yöntemiyle katıldığı törenle ziyarete açıldı.

    TAMAMI AÇILIYOR

    Bölge turizmine büyük katkı sunan, bir süre salgın tedbirleriyle misafirlerini ağırlayan, taş düşme riski üzerine ise geçen yıl sonbaharda yeniden ziyarete kapatılan tarihi mekanda çalışmalara kaldığı yerden devam edildi. Çalışma kapsamında endüstriyel dağcılar, taş düşmelerine karşı yamaçları çelik ağlarla örüp, güçlendirdi. Restorasyon ekibi de iç alanlarda çalışmalarını sürdürdü. Çelik ağların yamaca serildiği ‘bohçalama’ sistemiyle korunan manastır, tamamlanan restorasyon çalışmalarının ardından ziyarete açılıyor. Ana Kaya Kilisesi’nin sağında yer alan 10 şapel, Çan Kulesi, misafirhane, keşiş ve öğrenci odaları, mahzen ve benzeri yapılar 5 yıl sonra ziyaret edilebilecek. Manastır, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un katılımı ile yarın ziyarete açılacak.

    ‘RESTORASYONUN YÜZDE 90’I TAMAMLANDI’

    Trabzon İl Kültür ve Turizm Müdür Vekili Mustafa Asan, manastırda restorasyon çalışmalarının yüzde 90’ının tamamlandığını belirterek “Daha önce kapalı olan bölümler ziyarete açılacak. Ana Kaya Kilisesi’nin sağında yani Sümela Manastırı’nın kuzeyinde yer alan 10 şapel, Çan Kulesi, misafirhane, keşiş odaları, öğrenci odaları, mahzen ve benzeri yapılar açılacak. Bu yapılar daha önce kapalıydı. Bir de teraslar var. Şapellerin üzerinde yer alan. Onların da ziyarete açılması planlanıyor. Ufak tefek imalatlar yapılmaya devam edecek ama gelen ziyaretçileri rahatsız edecek şekilde bunlar yapılmayacak” dedi.

    SÜMELA MANASTIRI

    Maçka’da Karadağ’ın Altındere Vadisi’ne bakan eteğinde, yaklaşık 300 metre yükseklikteki ormanlık alanda kayaların oyulmasıyla yapılan Sümela Manastırı, halk arasında ‘Meryem Ana’ adıyla da biliniyor. Hakkında çeşitli rivayetler de bulunan ve kuruluşu bilimsel verilere göre 13’üncü yüzyıla uzanan tarihi manastırda, hizmet birimleri, misafirhane, mutfak ve ayazmanın dışında toplam 72 oda bulunuyor. 88 yıl aranın ardından, manastırda 2010 yılında binlerce kişinin katılımıyla düzenlenen ayini, Fener Rum Patriği Bartholomeos yönetmişti.

  • Karadeniz’in ilk ‘Yaylakent’ projesi çürüyor

    Karadeniz’in ilk ‘Yaylakent’ projesi çürüyor

    Karadeniz Bölgesi’nde örnek yayla modeli oluşturularak, turizmin geliştirilmesi amacıyla 1998 yılında, Trabzon’un Akçaabat ilçesindeki Hıdırnebi Yaylası’nda ‘Yaylakent’ projesi hayata geçirildi. 3 yıl önce hukuki anlaşmazlıklar nedeniyle kiracısı tahliye edilen ve kapısına kilit vurulan tesisler, kaderine terk edildi.

    Trabzon İl Özel İdaresi’nce 1998 yılında Orman Genel Müdürlüğü’ne ait arazide ‘Yaylakent’ projesi başlatıldı. Akçaabat ilçesi Hıdırnebi Yaylası’nda 6 ev, 25 odalı otel, 300 kişilik toplantı ve seminer salonu ile 50 kişilik restorandan oluşan projede tesislere dönemin valisi İsmet Gürbüz Civelek tarafından ‘Bu tesis önümüzdeki yıllarda dilerim bir turizm ekolu olarak anılacaktır’ yazılı tabela astırıldı. Yöre halkı; kira, tadilat başta olmak üzere çeşitli hukuki anlaşmazlıklar nedeniyle 3 yıl önce boşaltılan tesislerin yeniden turizme kazandırılmasını istiyor.

    ‘GÜZELİM TESİS YIKILMAYA BAŞLADI’

    Hıdırnebi Yaylası’nda turizm tesisi işletmecisi Kahraman Akdoğan, yaylaya gelen turistlerin kalacak yeri olmadığı için geri döndüğünü belirterek, “Burası yıllardır kapalı. Güzelim tesis yıkılmaya başladı. Bizim içimiz gidiyor. Boş kalacağına bize versinler, biz işletelim. Binlerce turist geliyor buraya. Her gelen turist, gezdikten, fotoğraf çektirdikten sonra geri dönüyor. Kalacak yerleri yok. Gelip, gelip geri dönüyorlar. O alan yeniden faaliyete geçsin istiyoruz” dedi.

    Yaylaya gelen turistlerin kalacak yerleri olmadığını söyleyen Seher Akbulut da “‘Yaylakent’ buraya yapıldığında çok heyecanlıydık. Burası tamamen gelişecek, diye bekledik ama 3 yıldır o alan boş. Gelen turistler kalacak yerleri olmadığı için geri dönüyorlar. Biz oranın yeniden turizme kazandırılmasını istiyoruz. Faaliyette olsa yaz kış burada turistler olur. Buralar şenlik olur. Turistler istediği hizmeti bulamayınca buraya bir daha gelmek istemiyorlar” diye konuştu.

    ‘YAYLAKENT TURİZME KAZANDIRILSIN’

    İşletme sahibi Mehmet Usta ise “Yaylamıza çok turist geliyor. Yaylada konaklama yok. Gelen turistler, burada kalmak, sabahları böyle bir temiz hava ile güzel doğa ile uyanmak istiyor ama gelen herkes geri dönmek zorunda kalıyor. Eskiden ‘Yaylakent’ açıktı. Yaz kış burada turistler olurdu ama şimdi gelen de hizmet bulamadığı için bir daha gelmek istemiyor. ‘Yaylakent’ turizme kazandırılsın, çürümeye bırakılmasın” dedi.