Etiket: trabzon

  • Kore gazisi ilk kez Anıtkabir’i ziyaret etti

    Kore gazisi ilk kez Anıtkabir’i ziyaret etti

    Türkiye’nin en yaşlı gazilerinden biri olan 97 yaşındaki Kore Gazisi Pirağa Uzun, 10 Kasım’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın özel davetlisi olarak Ankara’daki Atatürk’ü Anma törenine katıldı. Hayatında ilk kez Anıtkabir’e ziyaret eden Gazi Pirağa Uzun, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan evi için doğalgaz istedi.

    Türkiye’nin en yaşlı gazilerinden biri olan 97 yaşındaki Kore Gazisi Pirağa Uzun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın özel davetiyle 10 Kasım Atatürk’ü Anma törenine katıldı. Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına davet edilmemesi nedeniyle özellikle sosyal medyada destek mesajları alan Kore Gazi Uzun, davet edildiği Ankara’da bir ilki de yaşadı. 4 oğluyla birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın daveti üzerine Ankara’ya giden Gazi Pirağa Uzun, Anıtkabir’i ziyaret etti. Duygu dolu anlar yaşayan Kore gazisi, Cumhurbaşkanı’nda ise evine doğalgaz istedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan evi için doğalgaz istedi

    Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştüğünü için mutlu olduğunu belirten Pirağa Uzun, “Cumhuriyet Bayramı’na beni çağırmadılar ki gideyim. Çağırsalar gidecektim. Hevesim vardı. İki yıldır çağırmadılar. Sonrasında bu olaylar olunca Trabzonspor Başkanı beni aradı, maça davet etti. 97 yaşına kadar evden maçları izliyordum ilk kez stattan izledim. Çok mutlu oldum. Çok hoşuma gitti. Mutlu oldum. Allah’a şükürler olsun Cumhurbaşkanı ile görüştüm.

    Bakanlarda yanımdaydı. Cumhurbaşkanına selam verdim. İsteğin var mı diye sordu. Bende doğalgaz istiyorum dedim. Evime doğalgaz istedim. Kömür yaktığımızı söyleyerek iki tane kağıt verdim. Çok mutlu oldum. Bu olaylardan sonra çok güzel geri dönüşler aldım. Allah razı olsun onlardan. Cumhurbaşkanı bize davet etti. Valilik yardımcı oldu. Cumhurbaşkanı ile bizi görüştüler. Anıtkabir ziyareti de benim için çok güzel oldu. Daha önce hiç gitmemiştim. Mutlu oldum. Çocuklarımla beraber gitmek ayrı bir mutluluk verdi. Çok kalabalıktı” dedi.

    “Bütün Türkiye babamı ve Kore gazilerimizi yeniden hatırladılar”
    Kore gazisi Pirağa Uzun’un oğlu Şerif Uzun ise, bu olayların ardından Türkiye’nin Kore gazilerini yeniden hatırladığını kaydederek, “Bir Kore gazisinin oğlu olmak gerçekten tarifi imkansız olan bir şey. Kendimi o kadar çok şanslı hissediyorum ki. Çok özel hissediyorum. Böyle bir değerin böyle bir koca çınarın oğlu olduğum için.

    Çünkü Türkiye’de sayıları çok az kaldı ve ben bu özel insanların çocuklarından bir tanesiyim. Bu ayrı gurur verici. Hafta sonu bir Atatürk’ümüzün ölüm yıl dönümünü için Ankara’ya gittiğimizde ve orada anma törenlerine katıldık. Cumhurbaşkanımızın daveti üzerine Valilik ve Trabzon Aile Sosyal ve Hizmetler İl Müdürlüğünün katkılarıyla biz oraya gittik. Anıtkabir’de olmak, babamın çok istediği bir Anıtkabir’e gitmek. Orada Anıtkabir’de inanılmaz bir çok sevgi seliyle karşılaştı.

    Hüznü ve mutluluğu bir arada biz yaşadık. Babamın çok mutlu olduğunu görmek bizzat inanılmaz mutlu etti. Çünkü Cumhuriyetimizin 100. ve 101. yılında kutlamalarda talihsizlik oldu. Aramayı unuttular, davet etmeyi unuttular ama benim babam çok sağlıklı. Her şeyi biliyor, görüyor, yaşıyor. Her bayramda hazırlanıp bekler. Sesimizi duyurduk.

    Bütün Türkiye babamı ve Kore gazilerimizi yeniden hatırladılar. En çok mutlu eden de bu oldu. İlk sesini duyan Trabzonspor’un Başkanı Ertuğrul Doğan, ona da ayrıca çok teşekkür ediyorum. Babamın hüznünü duyup hemen duygularını paylaşmak için bizi davet etti. O stadyumda ismini anons ettirdi. O zamanki gözünün parıltılarını görmek, biraz yumuşattı kalbini. Ankara’ya gidişimiz daha da yumuşattı. Şimdi çok mutlu. Çok keyifli” ifadelerini kullandı.

  • Mezarlıklardaki afet hasarları giderildi

    Mezarlıklardaki afet hasarları giderildi

    Trabzon Büyükşehir Belediyesi, şehirde meydana gelen doğal afetin ardından büyük hasar gören mezarlıklarda 30 kişilik ekiple başlattığı temizlik ve onarım çalışmalarını tamamladı. Trabzon Büyükşehir Belediyesi, geçtiğimiz ay Trabzon’da meydana gelen doğal afetin ardından hasar gören mezarlıklarda başlattığı temizlik ve onarım çalışmalarını tamamladı. Sürmene, Araklı ve Arsin ilçelerinde yer alan mezarlıklarda oluşan hasarların giderilmesi ve cenazelerin yeniden düzenli bir şekilde defnedilmesi için Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Dairesi Başkanlığı’na bağlı 30 kişilik ekip yoğun bir çalışma yürüttü.

    Sürmene ilçesinin Çavuşlu Mahallesi ile Araklı ilçesinin Yolgören Mahallesi’nde heyelandan etkilenen iki mezarlık temizlendi, tahrip olan kabirler onarıldı ve çevre düzenlemesi gerçekleştirildi. Ayrıca Arsin ilçesinde heyelan nedeniyle yerinden kayan 20 cenaze, gerekli prosedürlere uygun şekilde Büyükşehir Belediyesi’nin ilçede bulunan Yeşilköy mezarlığına defnedildi.

    Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan açıklamada, “Afetin ardından ilçelerimizdeki mezarlıklarda yaşanan zararları en kısa sürede gidermek için büyük bir özveriyle çalıştık. Mezarlıklarımız, halkımızın manevi değerleri açısından son derece önemli. Gerçekleştirdiğimiz çalışmalarda, toprak kayması nedeniyle tahrip olan mezarlar onarıldı, heyelanın izleri temizlendi, mezarlıkların çevre düzenlemesi yapılarak ziyaret ve yeni definlere uygun hale getirildi. Tüm hemşehrilerimize tekrar geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz” denildi.

  • Pist bakımı nedeniyle uçuşlara kapatıldı

    Pist bakımı nedeniyle uçuşlara kapatıldı

    Türkiye’nin en önemli havalimanları arasında yer alan Trabzon Havalimanı, bugün saat 12.50-18.30 arasında yapılacak pist bakımı çalışması nedeni ile uçak trafiğine kapatıldı.2020 yılında asfaltlanarak yenilenen Trabzon Havalimanı pisti 4 yılda 7. kez bakıma alınırken, bugün yapılacak çalışma nedeniyle saat 12.50 ile 18.30 saatleri arasındaki 4 uçuşun iptal edildiği belirtildi.

    23 Nisan 2020 yılında pist yenileme çalışmaları nedeniyle kapatılan ve yaklaşık 2 ay süren çalışmaların ardından tekrar hava ulaşımına açılan havalimanı, 5 ay sonra tekrar bakıma alınmıştı. Havalimanı pistindeki aydınlatma sistemi ve kabloların yenilendiği 2 haftalık çalışmanın ardından tekrar uçuşlara açılan Trabzon Havalimanı, 20 Ağustos 2021 tarihinde pistte meydana gelen çatlak nedeniyle uçuşlara tekrar kapatılmıştı. Bu tarihlerin ardından havalimanı pistinde dönem dönem çalışma yapılırken, son olarak geçtiğimiz yıl 7. ve 12. aylarda pist bakıma alınarak havalimanı uçuşlara kapatılmıştı.

  • Trabzon çikolatası Dubai çikolatasına rakip oldu

    Trabzon çikolatası Dubai çikolatasına rakip oldu

    Trabzon’da yaşayan Seyyare, Sinem, Demet ve Kübra Sungur isimli 4 kız kardeş, ailenin üç kuşaktır sürdürdüğü fındık üretimini ve fındığın değerini arttırmak için kendi markalarını oluşturdu. Fındığı çikolata ile buluşturan ve çikolatalarına gelen talepler nedeniyle üç şube açan Sungur kardeşler, kendi ürettikleri ürünlerle fındığa katma değer sağlıyor. Son dönemde Antep fıstığı, tel kadayıf ve çikolatadan oluşan Dubai çikolatasında “çılgınlık” seviyesinde bir talep patlaması yaşanmasına ise Sungur kardeşler kayıtsız kalmadı. Tamamı kadınlardan oluşan üretim merkezinde fındık ezmeli Trabzon çikolatası üreten Sungur kardeşler, taleplere yetişemez hale geldi. Türkiye’nin birçok ilinden gelen taleplerin yanı sıra yurt dışından da sipariş alınan Trabzon çikolatasının patentini almak için başvuru da yapan Sungur kardeşler, Dubai çikolatasına adeta rakip oldu. Dubai’ye fındık ezmesi ihracatı yapan Sungur kardeşlerden Seyyare Sungun, Dubai’den Trabzon çikolatası için de sipariş aldıklarını söyledi.

    Fındık ocağını 9 yıl önce fındığa katma değer katmak için kardeşleriyle bir araya gelip kurduklarını belirten Seyyare Sungur, “Yaklaşık üç kuşaktır fındık ticaretinde ve üretiminde bulunan bir ailede doğmuş 4 kız kardeş farklı mesleklerden mezun oluyor. Ama günün sonunda yine aynı ocakta fındık topluyor ve biz bu markayı 9 yıl önce kurmuş oluyoruz” dedi.
    Dubai çikolatası çılgınlığını değerlendiren Sungur, “Aslında tüm dünyada popüler kültürün bir getirisi var. Bu bir gerçek, artık bunu kabul etmeliyiz. Sosyal medyanın bunda etkisi söz konusu. Bununla birlikte içerisinde fındığın, fıstığın ve kadayıfın da bulunduğu, tamamen Türkiye’nin ürünleri olan bu ürünün bu kadar Dubai adı altında meşhur olması tüm dünyada viral oldu. Herkes bununla ilgili üretimler yapmaya başladı. Biz de dahil olarak. Tabii ki ilk etapta biz bunu fıstıklı değil de kendi bölgemizde yetişen fındıklarla yapmaya başladık. Ben bunu tamamen popüler kültürün bir getirisi olarak görüyorum” şeklinde konuştu.

    “İsmini Trabzon çikolatası koyduk, olay farklı bir boyuta taşındı”

    Taleplere yetişemedikleri Trabzon çikolatası için patent başvurusu yaptıklarını kaydeden Sungur, “Aslında ilk çıktığı andan itibaren herkesin düşündüğü o konu vardı. İsmi neden Dubai çikolatası? Çünkü kadayıf bizim, fıstık bizim ülkemizde üretiliyor, neden bu isim Dubai diye? İlk çıktığı andan itibaren tabii ki bir fındık üreticisi olarak ve fındıkla ilgili ürünler üreten bir dükkan olarak biz bunu fındıklı yaptık. O ürettiğimiz dönemde henüz kutularımız gelmemişti ve bununla ilgili bir isim veya herkes dükkandan içeri girdiğinde Dubai çikolatası yok mu diyordu, ben de bu olaya açıkçası çok böyle bir şekilde ya neden Dubai çikolatası diye tepki gösteriyordum. Fındıklı yaptıktan sonra ismini biz tabii ki burada ürettiğimiz için, buradaki kadınların el emeği olduğu için ismi bizim üretimimizdeki kadınlar koydu. Trabzon çikolatası koyduk. Koyduktan sonra zaten olay farklı bir boyuta taşındı. Bu ürünün üretimi tamamen bize ait. Trabzon çikolatası patenti bize ait, başvurularını yaptık. Elbette bununla ilgili tüm Türkiye’de üretimler başlayacaktır. Çünkü yoğun bir talep var. Biz fındığın çikolataya yakıştığını bilen en iyi milletiz. Çünkü bununla büyüdük. Çikolataya da en çok yakışan şey gerçekten fındık. Aslında biz bunu sadece gözlemlemiş olduk, deneyimlemiş olduk” diye konuştu.

    “Dubai çikolatasını da bir kadın meşhur etmişti, Trabzon’un çikolatasını da meşhur etmek bir kadın girişimciye nasip oldu”

    Siparişlere yetişemediklerini belirten Sungur, “Aslında fındık ve çikolata bu bölgede çok bilinen bir lezzet. Biz sadece bunu tekrar bir yenilemek istedik. Tabii içerisinde kadayıf ekleyerek biliyorsunuz bu çıtırlıkla birlikte popüler oldu. Dubai çikolatasını da bir kadın meşhur etmişti. Trabzon’un çikolatasını da üretmek ve meşhur demek ki yine bir kadın girişimciye nasipmiş. Gerçekten çok güzel tepkiler alıyoruz, çok beğeniliyor. Zaten bildiğimiz lezzet söylediğim gibi. Şu an gerçekten siparişlere yetişemiyoruz, telefonlara yetişemiyoruz. Çok yoğun bir ilgi var. Yani herkese çok teşekkür ediyoruz. İsminin Trabzon olmasından kaynaklı dünyada ses getiren bir dönüşüme doğru gidiyor. Trabzon gerçekten bir marka şehir. Bunu çok net görebiliyoruz ama içeriğinde kullandığımız fındık tüm Karadeniz’in incisi olan ve tüm bölgelerimizde yetişen fındık. Üreticilerimizden aldığımız fındıklarla harmanlı yani Giresun, Ordu, Samsun, Artvin, Sakarya tüm bu bölgelerde yetişen fındıkların en iyisini kullanarak yapıyoruz. O öğreticilerimiz bizim için çok kıymetli. İyi ki varlar. Çünkü fındığa katma değer katmak bizim hepimizin en önemli görevi. Biz bunu sadece bir markaya dönüştürerek devam ettirmek istedik. Aslında bir Dubai çikolatasına karşı bir Trabzon çikolatası neden olmasın, yerli bir üretim neden olmasın, yerli bir marka neden olmasın diye yola çıktık. İyi ki de çıkarmışız. İnsanlar bunu bekliyormuş. Gerçekten çok da güzel oldu” ifadelerini kullandı.

    “Trabzon çikolatasını Dubai’ye satmak da sanırım ilk bize nasip olacak”

    Dubai çikolatasının ismini aldığı Dubai’den Trabzon çikolatası siparişi aldıklarını vurgulayan Sungur, “Yurt dışından oldukça sipariş geliyor. Çünkü yurt dışında yaşayan çok Türk vatandaşımız var ve özellikle onlardan çok mesaj alıyoruz. Biz kapasiteyle alakalı sorunu çözdüğümüzde mutlaka hepsine üretmek istiyoruz. Çünkü amacımız zaten bunu dünyaya tanıtmak. Fındığı katma değerli bir şekilde, gerektiği değerde pazarlamak ve markalaştırmak en önemlisi. Böyle bir ivme yakalamışken bunu en doğru şekilde ve en temiz şekilde insanlara ileteceğiz, tüketimlerini sağlayacağız. İçerisinde bu ürünleri üretecek olanlar mutlaka olacaktır ama içerisine lütfen en iyi kalitedeki fındıklarını kullansınlar. Yani bunu hepimizin bir markası olarak düşünsünler. Bu üründeki en iyi kalitede fındığı kullandıklarında insanların tadıp da bu ne kadar lezzetliymiş dememe şansları olmayacak. Bizim marka olarak Dubai’de de satışımız var. Fındık kremalarımız Dubai’de satılıyor. Çikolata siparişimizi de aldık. Trabzon çikolatasını Dubai’ye satmak da sanırım ilk bize nasip olacak” dedi.

    “Fiyatı makul tuttuk”

    Dubai çikolatasının ilk çıktığı günlerde çok yüksek rakamlara satıldığını, Trabzon çikolatasının fiyatının ise makul tutulduğunu söyleyen Sungur, “Aslında biz kendimiz direkt üretici olduğumuz için fiyatları çok makul oranda tuttuk. Yani bu kalitede, içi bu kadar dolgulu bir ürünün bu fiyatta satılması piyasada mümkün değil maalesef. Bu oranla da biz aslında şunu hedefliyorduk; herkese ulaşılabilir bir fiyat olsun, kaliteli bir ürün olsun, seri bir kazanç getirsin. İnsanlara da bu fiyatı bu şekilde alabilme özgürlüğü sunduk. Çünkü Dubai ilk çıktığında çok yüksek rakamlarda satılmaya başladı. Bunu nasıl dengeleriz; fındık zaten buranın bir ürünü, neden burada bu kadar pahalı satılsın. Ulaşılabilir olmak hedefimizdi. Bunu da başardığımızı düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

  • Trabzon kuymağı tescillendi

    Trabzon kuymağı tescillendi

    Trabzon’a özgü lezzetlerden biri olan Trabzon kuymağı Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası’nın (TTSO) yaptığı başvuru sonucu Türk Patent ve Marka Kurumu’nca coğrafi işaret tescili aldı. Ganita Restoran’da düzenlenen Trabzon Kuymağı Coğrafi İşaret Tescil Belgesi Teslim Töreni’nde konuşan Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, “Her gün yeni bir şey söylediğimizde işte bunun adı yeni fikirler oluyor. Eğer bunları paraya çevirebilirseniz, bunları ticarileştirebilirseniz, bunları fabrikasyon ya da endüstri içerisinde ekonomiye katabilirseniz o zaman para da kazanıyorsunuz. Dünya bunun peşinde. Bizler de belki bunun peşindeyiz. Bazen de kültürümüzü devam ettirmektir. Para kazanmakla birlikte Trabzon’a gidilince ne görünür, ne yenilir diye konuşulur. Gezilecek pek çok destinasyonumuz var. Bir taraftan da ne yenilir denildiğinde işte kuymak burada öne çıkıyor. Kuymak yüzyıllardır yapılıyor. Üç dört çeşit kuymak bulabilirsiniz. Patent Enstitüsü, kuymağın Trabzon mutfağının bir ürünü olduğunu tescilledi. Bunun için gayret eden bütün arkadaşlarımıza, teşekkürü bir borç biliyorum. Bundan sonra kuymak artık Trabzon’la anılacak” dedi.

    Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç ise şehrin değerlerine sahip çıktıklarını belirterek, “Ülkemizin bütün şehirleri çok güzel. Çok şükür Cenab-ı Allah böyle güzel bir toprak parçasını ebedi yurt olarak Türk milletine nasip etti. Bu şehirlerimizin özellikleri, güzellikleri ve değerleri var. Trabzon’umuz da bunlardan bir tanesi. Çok önemli özel değerlerimiz var. Trabzon bir tarih, kültür, sanat, ticaret, spor ve turizm şehri. Gastronomi de turizmde çok önemli bir alanımız. Trabzon’umuz bu konuda son yıllarda öne çıkan bir şehrimiz. Biz de bu şehrin değerlerine, bu şehrin ürettiklerine sahip çıkma ve onları bu şehirle müsemma haline getirme konusunda bir gayreti hep beraber Valimizin riyasetinde ortaya koymaya çalışıyoruz. Bu şehrin alametifarikası olarak ortaya çıkarma konusunda da aynı kararlılığı sergiliyoruz. Bugüne kadar çok önemli çalışmalar yapıldı. Hakikaten hepsi takdire şayan çalışmalar” şeklinde konuştu.

    “Dünyada markalaşmalıyız”

    Başkan Genç, “Ürünlerimizin şehre aidiyetini tescilliyoruz. Bu önemli bir şey. Kuymak başka yerlerde de var ama bunun merkezi coğrafi işareti ismi üstünde. Bunun sicili, tescili Trabzon diyor. Öncelikle onu teminat altına alıyoruz. Bu işin daha önemli bir kısmı da bu tescil dediğimiz ürünü ticari değere dönüştürebilmek. Bu tanıtım aynı zamanda şehrimizin de tanıtımına sebebiyet veriyor. Bakın halkalar nasıl genişliyor? Sadece Avrupa’daki 28 ürünümüz değil artık daha üst bir çatı olan dünyada markalaşma konusunda da inşallah önemli adımlar atarız. Bu konuda bize ne düşüyorsa hep beraber şehrin yöneticileri olarak yapacağız, gayret edeceğiz. Çünkü netice itibariyle bu masanın etrafında olan herkes bu şehrin menfaatini düşünüyor. Şehrin turizmine çok çok önemli katkılar sağlayacağına ben yürekten inanıyorum. Kuymak artık Trabzon’un. Trabzon’umuza, ülkemize hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu.

    “Marka demek zenginleşmek demek”

    TTSO Başkanı Erkut Çelebi de, Trabzon bölgesi olarak 13’ncü coğrafi işaret aldıklarını vurgulayarak, “Markalaşmayı paraya çevirmek gerekiyor. Marka demek zenginleşmek demek. Borsalar Birliği Başkanımız, Dünya Odalar Borsalar Birliği Başkanı bizim ürünlerimizin markalaşması ve coğrafi işaret alınması konusunda büyük destek veriyor. Türkiye’de şu ana kadar coğrafi işaret olarak bin 600’ü geçmiş durumdayız. Yıl sonuna kadar bu rakamlar belki 2 bine yanaşacak. Avrupa Birliği’nden bir coğrafi işaret alabilmek çok önemli. Şu ana kadar Avrupa Birliği’nden coğrafi işaret aldığımız ürün sayısı 27, yıl sonuna kadar 29 olacak. Bu yeterli mi değil. Türkiye’de yüzlerce çeşit peynir var. Bunları toplasanız Avrupa’daki bir markanın getirdiği kazancın çok altında kalıyor. Avrupa’da bir peynir markası milyarlarca dolar gelir getirebiliyor. Biz de bu ürünümüzü gerçekten paraya çevirebilmek için markalaşmamız gerekiyor ve bunu da Avrupa’da tanıtmamız gerekiyor. Biz buna çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Ürünlerimiz katma değere dönüşecek”

    Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Muhammed Zeki Durak, Trabzon’un zengin bir il olduğu dile getirerek, “Bugün 13. tescil belgesi olan Trabzon kuymağını takdim ediyoruz. Öncesinde Trabzon telkârisi ve hasırı, keşanı, Akçaabat köftesi, Trabzon kazaziyesi, Hamsiköy sütlacı, Sürmene bıçağı, Vakfıkebir ekmeği, Tonya tereyağı, Sürmene pidesi, Yomra elması, Vakfıkebir, kürek peyniri, Arsin Foşa fındığı tescillenmişti. Trabzon kuymağıyla on üçü tamamlamış olacağız. Tonya tereyağı için bir AB başvurusu var. Onunla ilgili süreci de takip edeceğiz. Zenginliklerimizi tescil altına almak çok önemli. Bu zenginliklerimiz gösteriyor ki biz her geçen gün zenginliği daha da artan bir ülkeyiz. Dünyada Çin’den sonra en fazla coğrafi tescile sahip ülkeyiz. Avrupa’da en fazla coğrafi tescile sahip olan ülkeyiz. Her geçen gün sayılarımız artıyor. Bizler de Trabzon’un değerlerini Avrupa’da, dünyada tanıtacak ve çok daha katma değer elde edecek hale getirmiş olacağız. Zenginliklerimizi dünyada da marka haline getirme çalışmalarımız devam edecek” dedi.

    Coğrafi tanıtım projesi başlatıldı

    Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı (WIPO) Geçiş Ülkeleri ve Gelişmiş Ülkeler (TDC) Bölümü Direktörü Prof. Dr. Habip Asan ise, “Daha önce Trabzon’da birkaç kez coğrafi işaret töreni vesilesiyle bulunmuştum. Türkiye bu alanda çok büyük mesafe kat etti. Bugün burada yapılan Trabzon kuymağıyla ilgili tanıtım ve belge töreni son derece önemli. Aslında tescil işin en kolay tarafı. Tescilden sonra buradan bir katma değer oluşturmak, bölgeye ve ülkemize daha fazla katkı sağlanması için çeşitli projeler geliştirmek çok önemli. Trabzon’da başlattığımız projeye ilave olarak bir de coğrafi işaretin tanıtımıyla ilgili bir proje başlattık. Önümüzdeki aylarda bu projeye aktif olarak başlıyoruz. Avrupa Komisyonu’nda tescil yapmak önemli. Şimdi burada yapılan benzer etkinlikleri Avrupa şehirlerinde yapmak önemli. Türkiye’nin Türkiye’den dışarı çıkarak bu tür etkinlikleri Avrupa başkentlerinde yapması gerekiyor” şeklinde konuştu.
    Toplantının sonunda katılımcılara kuymak ikramı yapıldı.

    Törene; Vali Aziz Yıldırım’ın yanı sıra Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, TTSO Başkanı Erkut Çelebi, Akçaabat Belediye Başkanı Osman Nuri Ekim, Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı (WIPO) Geçiş Ülkeleri ve Gelişmiş Ülkeler (TDC) Bölümü Direktörü Prof. Dr. Habip Asan, Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Muhammed Zeki Durak ve Ticaret Odası üyeleri katıldı.

  • Gülcemal için bir araya geldiler, ortak akla vurgu yaptılar

    Gülcemal için bir araya geldiler, ortak akla vurgu yaptılar

    Trabzon’da Beşirli sahilindeki Gülcemal dolgu alanının son durumunu ve bundan sonra atılacak adımları AK Parti Trabzon milletvekilleriyle istişare eden Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, hazırlanan konsept projelerin ilgili meslek odaları ve üniversiteler ile paylaşılacağını açıkladı.
    Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, Beşirli sahilinde yapımı süren Gülcemal dolgu alanıyla ilgili süreci, önceki dönem Ulaştırma ve Altyapı Bakanı, TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Başkanı ve AK Parti Trabzon Milletvekili Adil Karaismailoğlu, AK Parti Trabzon milletvekilleri Yılmaz Büyükaydın ve Vehbi Koç ile masaya yatırdı.

    Projenin şu ana kadar tamamlanan aşamaları ve bundan sonra yapılması planlanan çalışmaların ele alındığı değerlendirme toplantısında, Büyükşehir Belediyesi ve Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı (DOKA) tarafından 3 ayrı firmaya hazırlatılan konsept projeler, Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı Mustafa Yaylalı tarafından ayrıntılı şekilde milletvekillerine anlatıldı.
    Hazırlanan konsept projelerin ilgili meslek odaları, sivil toplum kuruluşları ve üniversiteler ile paylaşılacağını açıklayan Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, “Hazırlanan 3 konsept projeden sadece birine bağlı kalmayacağız.

    Bütün projelerden seçki yaparak, o alanı en verimli ve şehrimize en faydalı olacak şekilde planlamak istiyoruz. Mimarlar Odası ve Şehir Plancıları Odası gibi ilgili sivil toplum kuruluşlarımızın yanı sıra üniversitelerimizden görüş alacağız. ‘Yaptık oldu’ mantığıyla değil, şehrin ortak aklını yansıtan bir anlayışla bu çalışmayı hayata geçireceğiz” dedi.

    Milletvekilleriyle projenin yapım ve işletim modeli üzerine de istişarelerde bulunduklarını belirten Başkan Genç, “Henüz o aşamaya gelinmemiş olsa da, bu yatırımın kamu ya da özel sektör finansmanıyla yapılıp yapılmaması gerektiğini ve işletmesinin nasıl yürütülebileceğini de konuştuk. Bu aşamada rakam vermek doğru olmaz ama bu işin gerçekten büyük bir maliyeti var. Bu konuda öncelikle ilgili bakanlıklar ve kamu kurumlarıyla görüşülmesini kararlaştırdık” diye konuştu.

    Gülcemal dolgu alanındaki birinci etabın tahkimatının tamamlandığını, ikinci etaptaki tahkimat çalışmalarının ise beklediklerinden daha hızlı ilerlediğini açıklayan Başkan Genç şunları söyledi:
    “Tahkimat çalışmalarının 1,5 yıl içerisinde tamamlanmasını hedefliyoruz. Eş zamanlı olarak, 2 ay içinde dolgu alanımızı hafriyat alanı görüntüsünden çıkaracak düzleme çalışmalarına başlayacağız. Alandaki yığınlar ortadan kaldırılacak ve mevcut sahil yolu seviyesine eşitlenecek. Böylece yoldan bakıldığında deniz görülebilecek.

    Tahkimat çalışmalarımız tamamlandığında dolgu alanımız düz bir şekilde kullanıma hazır hale gelecek. Ayrıca, birinci etap çalışmalarına kaynak temini ile birlikte en erken sürede başlayacağız. Yani ikinci etap tahkimatı bitmeden birinci etapta imalat çalışmalarını başlatmayı hedefliyoruz. Burada otopark, eğlence ve spor alanları, temalı parklar, yeme içme mekanları, bisiklet ve yürüyüş yolları, su sporları merkezleri, plaj ve iskeleler gibi pek çok donatıya yer vermeyi amaçlıyoruz. Henüz netleştirmedik. Bu alanları ortak akılla belirleyeceğiz. Şehrimize dünyanın gelişmiş şehirlerindeki gibi güzel ve örnek bir yaşam alanı kazandırmak istiyoruz.”

  • Trabzon’da çöp eylemi

    Trabzon’da çöp eylemi

    Trabzon’un Araklı ilçesindeki katı atık tesisinde toplanan çöpler nedeniyle çıkan koku mahalle sakinleri tarafından protesto edildi. Çöp tesisinin bulunduğu bölgede toplanan mahalle sakinlerine destek olan AK Partili Araklı Belediye Başkanı Hüseyin Avni Coşkun Çebi de çöp konusuna sitem etti. Maskesiz durmanın imkansız olduğunu belirten Başkan Çebi, “Burada 1 saat kalan insanın kimyası bozulur. Bu kabul edilebilir bir koku değil” dedi.
    Trabzon ve Rize İlleri Yerel Yönetimleri Katı Atık Tesisleri Yapma ve İşletme Birliği (TRABRİKAB) öncülüğünde bir süre önce faaliyete başlayan ve EVRA Katı Atık Yönetimi Ticaret ve Limited Şirketi tarafından işletilen Trabzon’un Araklı ilçesinde Taşönü Katı Atık Entegre ve Bertaraf Tesisi’ne tepkiler sürüyor.

    Araklı Belediye Başkanı Çebi de eyleme destek verdi
    Çıkan kötü koku nedeniyle zor anlar yaşayan mahalle sakinleri ellerine aldıklarını pankartlarla tesisi protesto etti. AK Partili Araklı Belediye Başkanı Hüseyin Avni Coşkun Çebi’nin de destek verdiği protestoda mahalle sakinleri koku nedeniyle maske taktıklarını ve evlerinde pencere açamadıklarını söyledi.
    Çöp eyleminde mahalle sakinlerinin yanında olan Belediye Başkanı Çebi, toplanan mahalle sakinlerinin sayısını az bulduğunu, bu şekilde ses duyurulmayacağını söyledi. Böyle bir koku ile yaşamaya mecbur bırakıldıklarından dolayı mahalle sakinlerinden özür dileyen Çebi, “Bir kere bunun adını eylem olarak koymak doğru değil.

    Bir talep olarak bir dert anlatma, bir hasbihal olarak koysak daha iyi olur. Şuan üzgünüm. Burada sıkıntı var. Burada olması gerekenden az insan var. Bu nedenle bu şekilde tepki koyulmaz. Bu şekilde ses duyurulmaz. Araklı’daki 52 bin nüfusun çığlığı duyulmalıydı. Taşönü halkından ve Araklı halkından özür diliyoruz. Böyle bir koku ile yaşamaya mecbur bıraktığımızdan dolayı özür diliyoruz. Geldiğimden beri bu konuyla dertlerden kişilerden bir tanesiyim.

    Bizimde yapacaklarımız bir yere kadar. Hiçbir yasal sonuç alınamamış. Belediye olarak yapılması gereken yasal şeylerin hepsi yapılmış. Kalan kısım bunu siyasi büyüklerimize iyi anlatmak. Ben isterim siyasi büyüklerimiz gelsinler bu kokuyu alsınlar. Burada maskesiz durmak imkansız. Burada 1 saat kalan insanın kimyası bozulur. Bu kabul edilebilir bir koku değil” şeklinde konuştu.

    “24 saat burada yaşayan insanların halini düşünemiyorum”
    “Bıçak kemiğe dayanmıştır” diyen Çebi, “Müteahhit firma ile bu sabah görüştüm. Yapılan çalışmaların olumlu gittiğini, 3 firmayla görüşüldüğünü kısa bir zaman istediklerini, özellikle bir firmanın anlaşma konusunda çok yakın olduğunu söylediler. O nedenle tekrar sesleniyoruz. Evra Yönetim Kurulu üyeleri bu konunun tahammül edilecek tarafı kalmamıştır.

    Bıçak kemiğe dayanmıştır. İnsanların kimyası bozulmuştur. İnsanlar sağlıklı düşünme kabiliyetini kaybetmiştir. Bu konu sabah akşam gündemimizden çıkmasın. 27 Kasım’da katı atık birliğinden ikinci bir toplantı var. İnşallah oradan müjdeli bir haber bekliyoruz. Ben buraya geleli 15 dakika oldu kimyam değişti. Sinir sistemin allak bullak olmaya başladı. 24 saat burada yaşayan insanların halini düşünemiyorum. Yetkililer gelsinler burada 2 gün yaşasınlar. Kimyalarının ne hale geldiklerini görecekler. Buradaki halkı daha iyi anlarlar. Bu ilk ses duyurma eylemimiz olacak. İnşallah bundan sonra siyasilerle daha sık görüşeceğiz” ifadelerini kullandı.

    “Kokudan midemiz bulanıyor”
    Mahalle sakinlerinden Semra Özbek ise, gidecek hiçbir yerlerinin olmadığını belirterek, “Manzaram çöp tesisi. Camlarımız açamıyorum. Gidecek hiçbir yerimiz yok. Bu çöp tesisini burada istemiyoruz. Burası yapılırken söylenen proje bu değildi. Yurtdışı ile emsal olacağını söylenmişti. Bu mu emsal proje. O kadar yatırım yapmışsalar ellerini ceplerine atsınlar bu tesise ne gerekiyorsa onu yapsınlar.

    Kapanmayacağının bizde farkındayız. Ne sinekten, ne böcekten durabiliyoruz. Kapımızın önünde oturmak mümkün değil. Çocuklarımızı dışarıya çıkartamıyoruz” ifadelerini kullandı. Yöre sakinlerinden Kamile Eroğlu, “Kokudan midemiz bulanıyor. Yazın pencerelerimizi açamıyoruz. Fındık toplarken mide bulantısı ile eve geliyoruz. Bir an önce çözüm istiyoruz. Bu eylemimiz sürecek” diye konuştu.

  • Kahverengi kokarca zararlısı için Samuray arısı üretimi

    Kahverengi kokarca zararlısı için Samuray arısı üretimi

    Karadeniz Bölgesi’nde başta fındık olmak üzere tarım ürünlerine büyük zarar veren kahverengi kokarca böceğiyle mücadele çalışmaları kapsamında doğaya salınan Samuray arısının üretimi arttırıldı. Trabzon İl Tarım ve Orman Müdürü İsa Kaplan, Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nün yanı sıra birçok laboratuvarda Samuray arısının üretimine başlandığını söyledi.

    Trabzon İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile Trabzon Büyükşehir Belediyesi kahverengi kokarcaya yönelik biosidal mücadele ve Bakanlık programı kapsamında tüm Türkiye’de yapılan tarımsal üretim planlaması ile ilgili üreticilerle bir araya geldi. Yomra ilçesindeki Kılıçtepe Camii önünde üreticilerle buluşan Trabzon İl Tarım ve Orman Müdürü İsa Kaplan ile Trabzon Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanı Bülent Sağır, kahverengi kokarcaya yönelik çalışmalarla ilgili bilgiler verdi.

    Kahverengi kokarcanın 2017 yılında Türkiye’ye girdiğini belirten İl Tarım ve Orman Müdürü İsa Kaplan, “Şu anda da mücadelemiz devam ediyor. Bu kahverengi kokarcayı bitirmek kolay mı? Peşin söyleyeyim. Net söyleyeyim kolay değil. Ama baskılamak mümkün. Arazilerimizde kahverengi kokarcanın zararını düşürmek mümkün. Zamanla da yok etmek mümkün. Yani bu yol tamamen ilaçlanıp bitirdik gibi bir olayımız mümkün değil. 1994 yılında Amerika’ya giren bu zararlı 2024 yılında 30 sene sonra hala tehlike saçmakta. Ama bizim avantajımız ne? Biz onların tecrübe veya tecrübesizliklerinden faydalanıyoruz. Ülke olarak onların yaptığı yanlışları biliyoruz.

    Onların yaptığı yanlışlara düşmeden bu zararıyla mücadele edeceğiz. Mücadelemizin en büyük ayağı kışlak mücadelesidir. Ben Trabzon’da müdür olmaktan ve çalışmaktan onur ve gurur duyuyorum. Herkes benimle beraber hareket etti. Bu konuda kendi ayağıyla kışlaklara gelen kahverengi kokarcayı imha etmek için büyük bir mücadele verdik. Kışlaktan çıkarken yine feromon tuzakları kuracağız. Cezbet-öldür yöntemiyle kışlaktan çıkanları da yok edeceğiz. Bu konuda biz şu anda bin 500 tane fenomen tuzağı aldık. 2 bin 600 tane bizden daha çok büyükşehir belediyesi aldı. En önemli mücadeleden biri bu” dedi.

    “Samuray arısı kokarcanın olmadığı coğrafyada çoğalamıyor”
    Biyolojik mücadelede samuray arısının öneminden bahseden Kaplan, “Öncelikle samuray arısı bildiğimiz o büyük eşek arılarına benzemiyor sivri sinikten küçük bir arıdır. Adı arıdır. Sivrisinekten küçüktür. Hiçbir bal arısına veya canlıya zarar vermiyor arkadaşlar. Bunun özelliği şudur. Amerika’nın tecrübesizliği dedim ya bu arı Allah’ın hikmeti böyle kokarca ilk defa nereye gitti 10 yıl sonra arkasından gidiyor. Bu arı kokarcanın olmadığı coğrafyada çoğalamıyor.

    15 yıl sonra, 20 sonra arkasından gidiyor. Amerika kıtasına 1994 yılında kokarca gelmiş. 2010 yılında samuray arısı gelmiş. 16 yıl beklemişler. Ama bizler bunu tecrübe edindik. Kendimiz bu arıyı üretip hemen doğaya saldık. Arının doğal yollardan buraya gelmesini beklemedik. Bir diğer nokta İtalya 8 endüstri, 12 laboratuvarda, 20 tane merkezde 120 bin üretebildi. Biz sadece Karadeniz araştırmada 150 bin tane üretmiştik. Böyle de güçlü bir çalışma yaptık. Buradan bir müjdeyi daha vermek istiyorum.

    Geçen hafta gıda kontrol genel müdür yardımcımız burada misafirdi. Sadece Karadeniz Araştırma Enstitüsü değil birçok laboratuvarımızda bu arının üretimine başlandı. Yani arının üretimini bolca yapacağız. Bolca da doğaya salacağız. Ne yapıyor bu arı? Kahverengi kokarca, yumurta kümesinin içerisine geliyor. Kendi yumurtalarını bırakıyor. Orada kahverengi kokarcanın yavrularının çıkmasını engelleyerek kendi yavrularını çıkartıyor ve kahverengi kokarcanın neslini bitiriyor. Doğada tek yaptığı zarar bu. Bu da çok güzel bir zarar. Bizim için çok önemli bir konu. Arkadaşlar samuray arısı, kışlak mücadelesi, zirai mücadeleyi hep beraber yine mücadele edeceğiz” diye konuştu.

    “Topyekün bir mücadele sergilersek popülasyonu azaltmış olacağız”
    Trabzon Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Daire Başkanı Bülent Sağır ise yaptığı konuşmada, mücadelenin birçok aşamasının olduğunu kaydederek, “Büyükşehir Belediye Başkanımızın bu konudaki talimatları doğrultusunda bu mücadeleye hep birlikte el birliğiyle katılım sağladık. Bu mücadelenin ilk safhasında Tarım il müdürlüğünce ilimizde 9 ilçeye 600 adet feromon tuzak yerleştirildi. Bizler de kendi elemanlarımızdan feromon tuzaklarının ilaçlamasını bizatihi yaptık.

    Buna müteakiben kışlak mücadelesi dediğimiz şu sıralarda yürüttüğümüz yapılarda, çatı gibi yerlerde biosidal ilaçlama suretiyle bunların imhası yönünde bir aşamaya geçtik. Bir anda bugünden yarına bunu sonuçlandırmak, bitirmek mümkün olmayabilir. Ancak azimle, el birliğiyle bütün tarafların da içinde olacağı, vatandaşlarımızdan da bu konuda bir destek bekliyoruz. Vatandaşlarımızla bir mekanik mücadele noktasında bir gayret sarf edebilirler. Bu şekilde el birliğiyle seferberlik halinde topyekun olarak bir mücadeleyi sergilersek bu popülasyonu azaltmış olacağız. Hakikaten son zamanlarda kamuoyunda da duyduğumuz gibi fındıkta hem verim hem rekolte düşmesinin de önüne belli bir ölçüde geçmiş olacağız” ifadelerini kullandı.

  • 1934 model aracın yanında fotoğraf çektirmek sıraya girdiler

    1934 model aracın yanında fotoğraf çektirmek sıraya girdiler

    Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Anıtkabir’de sergilenen 1934 model arabasının benzeri, Cumhuriyet Bayramı kutlamaları çerçevesinde Trabzon’a getirilerek sergilenirken, araç yoğun ilgi gördü. Trabzonlular, Samsun’dan getirilerek Valilik binası önünde sergilenen aracın yanında cep telefonlarıyla hatıra fotoğrafı çektirdi. Trabzon’un Ortahisar Mahalle Muhtarı Süleyman Kara, aracın geçen yıl da Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında Trabzon’da vatandaşın ziyaretine sunulduğunu belirterek “Bu araba törenlerde önemli günlerde milli bayramlarda kullanılıyor.

    Burada vatandaşın ziyaretine açıldı. Araba Samsun’da duruyor. Geçen sene 29 Ekim Cumhuriyet Bayramında da Trabzon’a gelmişti. Bu sene de Ortahisar Belediyesinin katkılarıyla Trabzon’a getirdik. Halkımızın yoğun bir ilgisi var. Cumhuriyet Bayramı törenlerinde meydan bölgesinde de vatandaşın ziyaretine açılmıştı çok güzel ilgi gördü. Okullarımız da ziyaret ediyor. Araç 1934 model. Araç Samsun’da yapıldı orijinaliyle bire bir aynı. Vatandaş çok yoğun ilgi gösteriyor” dedi.

  • Gram altının fiyatı onu etkiliyor

    Gram altının fiyatı onu etkiliyor

    Gram altın fiyatının her geçen gün artması dünyaca ünlü coğrafi işaretli Trabzon hasır bileziği setinin fiyatını da tırmandırıyor. Trabzon hasır bileziği, gram altının artışıyla birlikte geçen seneye oranla fiyatı yüzde 50 civarında artarken, neredeyse otomobil fiyatını solladı. Konuyla ilgili açıklama yapan Trabzon Kuyumcular ve Saatçiler Odası Başkanı Ali Yazıcı, geçen yıl 250 bin TL’den başlayan Trabzon hasır bileziği seti fiyatının gram altın fiyatının 3 bin liranın da üzerine çıkması ile bugün 350-450 bin TL’den başlar duruma geldiğini söyledi. Yazıcı “Altının şu anda rakamsal bazda 3 bin 500 kısa vadede, uzun vadede ise 4 bin 500’i görebileceğini ön görüyorum.

    Trabzon’da hasır bilezik düğünlerin vazgeçilmez aracıdır. 17 ve 18 kol hasır bileziklerin gram fiyatı geçen yılla bu yılın arasında yarı yarıya bir fark oluştu. 250 bin TL’den başlayan rakamlar bugün 350-450 bin TL’den başlar duruma geldi. Bu önümüzdeki aylarda daha da yukarı gidecektir. Tarihi bir öneme sahip hasır bileziğimiz var. Gereken değeri fiyat olarak görüyor ama bu hem yurt içinde hem de yurt dışında satışlarına yansımıyor. Ortadoğu pazarındaki payı da yok denecek kadar az” dedi.

    “Bir milyon TL’yi geçen fiyat var”
    Kuyumculardan Zekeriya Tonyalı da ayarı ve işçiliğine göre 1 milyon TL’yi geçen Trabzon hasır bilezik setleri olduğunu söyledi. Tonyalı “Geçen sene ile bu sene arasında hasırda, yarı yarıya daha da fazla fark var. Geçen sene 19 kol hasır takım 150-180- 200 civarındaydı. Böyle bir takımı bugün almaya kalkarsan 500 bin TL’den aşağı olmuyor. Maalesef her geçen gün, bir sene zarfında ise yüzde 50-60-70 oranında yükseliyor. En pahalı takım bir milyon TL’nin üzerine çıkabilir. Normal bir hasır takım yerine bir araba da alabilirsiniz. Hasır bileziğe talep her geçen gün azalıyor. Sebep, ekonomik durum. Türkiye’de sadece Trabzon’da yapılan bir takı. Dünyanın hiçbir yerinde bunun yapılması mümkün değil. Her şeyde olduğu gibi hasır bileziğin de sahtesi yapılıyor. Düşük ayar yapılır. Türkiye’nin her yerine hatta dünyanın her yerine Trabzon’dan ihraç edilir” diye konuştu.