Etiket: tsunami

  • Tekirdağ’da tsunamiyi andıran görüntüler

    Tekirdağ’da tsunamiyi andıran görüntüler

    Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yapılan son uyarılardan sonra Tekirdağ’da öğlen saatlerinden itibaren şiddetli lodos etkili oldu. Akşam saatlerinde lodosun etkisini arttırması ile Tekirdağ’ın Süleymanpaşa kıyılarında dev dalgalar oluştu. Dev dalgaların oluşması sonucunda deniz sahile taştı. Denizin sahile taşmasıyla birçok alan su altında kalırken adeta tsunamiyi andıran görüntüler ortaya çıktı.

    Sahil alanda boyu 10 metreye kadar çıkabilen dev dalgalar etkisini sürdürüyor.

  • 7.4 büyüklüğünde deprem, Tüm Ülke’de alarm verildi

    7.4 büyüklüğünde deprem, Tüm Ülke’de alarm verildi

    Büyük Okyanus’ta yaklaşık 169 adadan oluşan ada ülkesi Tonga yakınlarında, şiddetli bir deprem meydana geldi. ABD Jeofizik Araştırma Kurumu’nun yaptığı açıklamaya göre deprem sonrası Tsunami alarmı verildi.

  • Tsunami Raporu

    Tsunami Raporu

    ODTÜ öncülüğünde, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, Atina Akademisi ve Güney Kaliforniya Üniversitesi destekleriyle hazırlanan “İskenderun Körfezi Kıyı Yapıları Ve Doğu Akdeniz’deki Tsunami Değerlendirmeleri” ön raporunun sonuçları belli oldu. Raporda, merkez üssü deniz kıyısından yaklaşık 90 kilometre içeride olmasına ve fayın doğrultu atılımlı karakteristik göstermesine rağmen 7,7 büyüklüğündeki depremin, Hatay’ın Arsuz ve Mersin’in Erdemli ilçeleri ile KKTC’nin Gazimağusa ve Girne kentlerinin sahillerinde küçük genlikli tsunami olayına neden olduğu belirtildi.

    Buna göre Hatay’ın Arsuz ilçesi sahiline ilk dalganın 25’inci dakikada, en yüksek dalganın da 14 santimetre ile 33’üncü dakikada ulaştığı belirlendi. Gazimağusa istasyonunda 17 santimetrelik en yüksek dalga 65’inci dakikada, Erdemli istasyonunda 14 santimetrelik en yüksek dalga 48’inci dakikada, Girne istasyonunda ise 10 santimetrelik en yüksek dalga yine 48’inci dakikada ölçüldü.

    Raporda, “6 Şubat 2023 depremi sebebiyle Doğu Akdeniz’de oluşan küçük ölçekli tsunami olayının bilimsel olarak araştırılması ve oluşma mekanizmasının saptanması, ​​​​​​bölgede gelecekte oluşabilecek olası tsunami olaylarının oluşma mekanizmalarını önceden anlamak ve hazırlıklı olmak için önemlidir. Bu olay hem karada merkez üssü olan doğrultu atımlı fay kırılması sonrası oluşan tsunami sebebiyle araştırılması gereken hem de bölgedeki erken uyarı sisteminin verimli çalışmasının test edilmesine olanak sağlayan bir olay olmuştur.” ifadeleri yer aldı.

    Raporu hazırlayan ekibin başkanlığını yapan UNESCO Kuzey Doğu Atlantik ve Akdeniz Tsunami Uyarı Sistemi önceki dönem başkanı, ODTÜ Deprem Mühendisliği Araştırma Merkezi Üyesi ve Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Kıyı ve Deniz Mühendisliği Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Cevdet Yalçıner, AA muhabirine raporda yer alan bulguları değerlendirdi.

    “TSUNAMİNİN OLUŞMA NOKTASI SAMANDAĞ KALEBURNU’NUN GÜNEYİ”

    Raporda gösterilen noktaların, kıyıda su yüzeyini ölçen ve mareograf adı verilen cihazların bulunduğu yerler olduğunu söyleyen Yalçıner, deprem sonrası denizde bir hareketlenme varsa bu cihazların hareketlenmeyi yakalayabildiğini aktardı.

    Yalçıner, şöyle devam etti:

    “İlk çıkardığımız bilgi ‘Dalga ne zaman gelmiştir?’ Bunun vardığı yere ve süresine göre oluştuğu noktayı bulmamız önemli. Oluştuğu noktada fay, deniz tabanını kaldırmış ya da deforme etmiş mi? Yahut deniz tabanında oturma, kayma gibi kütle hareketi oluşmuş mu? Bunları bilmek için önce kayıtları incelemek, daha sonra fayın kırıldığı yerleri saptamak, sonra da deniz tabanında tahmin ettiğimiz oluşumların yerlerini bulmak gerek. Bunların hepsinin dairelerinin kesiştiği yer, Samandağ kuzeyindeki Kaleburnu’nun güneyinde açıkta bir noktaya işaret ediyordu.”

    Hatay’da meydana gelen 6,4 büyüklüğündeki depreme de dikkati çeken Yalçıner, “Denizde acaba fay devam ediyor mu? 6,4 büyüklüğündeki depremle Samandağ’a geldiğini gördük. Güneye giderse denize doğru mu yönelir, yoksa Lazkiye’den güneye mi gider? Tarihine bakıyoruz ve bölgede deniz tabanında depremler olacaksa nasıl bir dalga yaratır, nasıl yayılır, nerelere, ne kadar zamanda gelir? Bu bilgileri bulmaya çalışıyoruz. Bizim bu araştırmalarımız ileride böyle durumlar için hazırlıklı olma ve uyarı verme aşamasına bilgi sağlamaktır.” dedi.

    Yalçıner, tsunaminin oluştuğu noktanın tespit edilmesinin önemi hakkında, “Biz ‘Orada bir kayma, oturma olacaktır.’ demiyoruz, ‘Orada zayıf bir bölge var.’ durumunu işaret edebiliyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

    Depremlerin merkez üslerinin kıyıdan uzak olmasının tsunami boylarını etkilediğine değinen Yalçıner, “Denizde belirli bir hareket gözlenmişse onun kaynağının nerede ve nasıl bir kütle hareketi ile meydana geldiğini araştırmak ve deniz tabanında kritik bölgeler olup olmadığını saptamak önemlidir” ifadelerini kullandı.

    Deprem konusunda vatandaşlara çözümlü bilgiler ulaştırmak gerektiğini dile getiren Yalçıner, sözlerini şöyle tamamladı:

    “Sadece ‘deprem olacak tedbir alalım’ demektense, tedbiri de almaya yardımcı olmamız lazım. Ben ‘Tsunami olacak’ diyorsam, bunun nasıl olacağını ve nasıl önlem alınması gerektiğini de anlatmam lazım. Halkımızı zaten daha somut, güvenilir bilgiler bekliyor. Tsunaminin mekanizmasını incelemek, ileride yaşanacak başka olaylarda bu tür deniz hareketleri oluşumunu şimdiden anlamak için önemli. Denizin içinde fayları göremiyoruz, karadaki kırıkların hepsini görüyoruz. Deniz tabanındaki hareketlenme ile denize geçen enerji dalga olarak kıyılara geliyor. Taban hareketlerinin sırları da ölçülen dalga ile bize ipuçları olarak ulaşıyor. Kıyılardaki su hareketlerini, dalgayı ve onunla gelen ipuçlarını iyi incelemek; deniz tabanında ne olduğunu anlamak, daha sonra bu hareketin ileride başka hangi olaylar oluşturabileceğini tahmin etmemiz açısından önemli.”

  • “Marmara Denizi’nde tsunami, insanları denize sürükleyebilir “

    “Marmara Denizi’nde tsunami, insanları denize sürükleyebilir “

    Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bülent Oruç, Marmara Denizi’nde yıkıcı depremde oluşabilecek tsunaminin kıyıya yakın kişileri, araçları ve canlıları denize sürükleyebileceğini belirtti. Oruç, “Marmara Denizi’nde 1200 metrelik çukurluklar var. Yıkıcı depremde Marmara denizinde ortalama 1 metrelik dalga yüksekliği 50 ile 100 metre arasında kıyıya su kütlesinin gelmesine neden olabilir” dedi.

    Prof. Dr. Bülent Oruç, olası İstanbul depreminde deniz içinde kütle düşmeleri nedeniyle tsunami oluşabileceğini söyledi. Oruç, Marmara Denizi’nde Pasifik Okyanusu’ndaki gibi yıkıcı tsunami olmayacağını kaydederek, “Marmara Denizi içerisinde Kuzey Anadolu fay hattının alt kolları devam ediyor. Birincisi Adalar kolu diğeri Orta Marmara kolu ve Tekirdağ kolu olmak üzere kollar var. Aslında bu kolların geçtiği bölgeler, çukurlukları denetleyen kollar. Yaklaşık olarak 1200 metrelik bir çukurluktan bahsetmek gerekir Marmara Denizi içerisinde. Biz deprem sınıflandırması yaparken 6.9’dan büyük depremlere yıkıcı deprem adını veriyoruz. Burada yaşanacak bir yıkıcı depremde, derin denizlerdeki dik yamaçlara bağlı olarak bir heyelan söz konusu olabilir. Bu büyük kütle düşmeleri de tsunami dediğimiz olaylara neden olabilir fakat Pasifik Okyanusu’ndaki o büyük dalma-batma alanlarında ortaya çıkan çok yıkıcı depremlerin meydana getirdiği tsunami türünden tsunamiler Marmara Denizi’nde asla olmayacak” diye konuştu.

    ‘KIYIYA YAKIN İNSANLARI, ARAÇLARI, CANLILARI SÜRÜKLER’

    Tsunamiyle ilgili birçok adım atılması gereken konu olduğunu belirten Oruç, şöyle konuştu:

    “Marmara Denizi’nde olursa ortalama 1 metrelik bir dalga yüksekliği, kıyıya doğru 50 metre ile 100 metre arasında bir mesafede su kütlesinin gelmesine neden olabilir. Bu ölçekte bir tsunami bile kıyıya yakın olan araçları, insanları, canlıları çekip, açık denizlere doğru sürükleyebilir. Bundan kurtulmak mümkün değildir. Bunu açıkça söylemek lazım. Bununla ilgili birçok adım atılması lazım. Bu adımlardan biri Büyükçekmece’de bulunan istasyonun kurulmasıydı fakat sadece istasyon kurulumu yetmiyor. İnsanların tsunamiye karşı davranış ve tepkilerinin doğru kurgulanması lazım. Bu kurgular içerisindeki en önemli şey, kaçış güzergahlarını belirlemek ve bununla ilgili uyarı levhaları asmaktır. Bu yapıldı.”

    ‘TATBİKAT YAPMAK GEREK’

    Kaçış güzergahları ile insanların yükseklere doğru kaçışlarının planlanması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Oruç, “Ama insanlarımızda tsunami tehlikesine karşı nasıl davranacakları hususu şu anda eksik. Dolayısıyla burada risk planlandı, ama insanların davranış ve tepkileri planlanmadı. Bunun için de bolca tatbikat yapmak gerekiyor. Özellikle kıyılarda yaşayan insanların bu tatbikatlardan yararlanması lazım. Belirli zaman aralıklarında, bunlar canlı tutularak birbirini ezmeden, birbirine zarar vermeden, olabildiğince geniş kaçış güzergahları ile insanların yükseklere doğru kaçışlarının planlanması lazım. Bu önemli. Sadece tek bir istasyon tabi ki yetmeyecektir. Sayılarının artırılması gerekecek. Ege bölgesindeki körfez bölgelerinde bu istasyon kurulumlarının çok parametreli ölçümlerle yapılması lazım” dedi.

  • İstanbul’da ‘tsunamiden kaçış’ tabelaları

    İstanbul’da ‘tsunamiden kaçış’ tabelaları

    İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Marmara Denizi ile kıyısı olan ilçelerde sahillere ‘tsunami tahliye yolu’ tabelaları koyuyor. İBB tabelalarla, depremden sonra tsunami tehdidiyle karşı karşıya kalabilecek, kalması muhtemel alanlardan vatandaşların uzaklaşmasının sağlandığını açıkladı.

    Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Dekanı Deprem ve Tsunami Uzmanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, “İstanbul’da Küçükçekmece, Büyükçekmece, Bakırköy, Ataköy, kısmen Zeytinburnu ve Topkapı’ya yakın semtler tsunamiye yatkın yerler” diye konuştu.

    İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Marmara Denizi’ne kıyısı olan ilçelerde sahillere ‘tsunami tahliye yolu’ tabelaları koyuyor. Tabelalarda tsunami tehlikesinde izlenecek yol gösteriliyor.

    İstanbul’da tsunami riskini ise Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Dekanı Deprem ve Tsunami Uzmanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy değerlendirdi.

    Ersoy, “Marmara Denizi iç denizi olmasına rağmen tsunami riski var. Tsunami tarihsel dönemlerde de olmuştu. Bu nedenle Marmara Denizi kıyılarının tsunami açısından tehlikeli olduğunu söylemeliyim. Geçmişte Marmara Denizi ‘inde meydana gelen depremler İstanbul ve çevresini hep etkilemiştir. Bu depremlerle birlikte tsunami gerçeğini de ifade etmek gerekiyor. Son 2 bin yıl içerisinde 30’un üzerinde tsunami var” dedi.

    “TSUNAMİ DURUMUNDA VATANDAŞLARIN YÜKSEĞE DOĞRU KAÇMASI GEREKİYOR”

    Prof. Dr. Ersoy, “Marmara Denizi’nde tsunami olacağını biliniyordu ancak sakınım planları yoktu. Yani, tsunami tehlikesi gerçekleşirse vatandaşların ve yetkililerin ne yapacağı bilinmiyordu. Pasifik’teki dalga yüksekliği Türkiye’de görülmez. Bizde, tsunami dalga boyu birkaç metre olur. Yani 1 metrelik dalga Marmara kıyılarında, kıyıdan içeriye 50 metre bile girse sahildeki bütün otomobilleri ve insanları denize çekebilir. Çünkü bir otomobilin hacmiyle suyu karşılaştırdığımızda aynı hacimdeki su otomobili kıyıdan alır denizin içine çekebilir. Öyle bir durumda vatandaşların yükseğe doğru kaçması gerekiyor” diye konuştu.

    “NASIL DAVRANACAĞIMIZI BİLİRSEK TSUNAMİDEN ZARAR GÖRMEYE BİLİRİZ”

    Prof. Dr. Ersoy, “Tsunamide ilk dalga genellikle centilmen dalgadır. Bu dalga yıkıcı değildir, ardından gelen ikinci ve üçüncü dalga çok yıkıcı olabilir. Hem dalga geldiğinde, hem çekildiğinde kıyıda tahribat oluşabilir. Ama bizler nasıl davranacağımızı bilirsek tsunamiden zarar görmeye biliriz” ifadesini kullandı.

    “TESİSLERİN TSUNAMİ RAPORLARI ALMASI GEREKİYOR”

    Tsunaminin kıyıya, vatandaşa ve deniz yapılarına ciddi hasar verebileceğini vurgulayan Prof. Dr. Ersoy, “Buraların tsunamiye karşı ne kadar dayanıklı olduğu konusunda incelemeler yapılması gerekiyor. Hatta tesislerin tsunami raporları alması gerekiyor. Biz bu zamana kadar insanlara ancak tsunaminin varlığını kabul ettirebildik. Türkiye’de tsunami olabileceğinin varlığı yeni yeni oluşmaya başladı. Bu zamana kadar ‘tsunami açık denizlerde olur, kapalı denizlerde olmaz’ gibi bilgisiz, cahilce cümleler kuruldu. Ancak bu doğru değil. Marmara Denizi gibi iç denizlerde de tsunami olabilir” ifadelerini kullandı.

    “TSUNAMİ DALGALARININ KIYIYA ERİŞME SÜRESİ 5 İLE 30 DAKİKA ARASI”

    Marmara Denizi için tsunami dalgaların kıyıya erişme süresi 5 ile 30 dakika arası olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ersoy, “İstanbul’da Küçükçekmece, Büyükçekmece, Bakırköy, Ataköy, kısmen Zeytinburnu ve Topkapı’ya yakın semtler tsunamiye yatkın yerler. Tsunami zaten kıyıdaki dar bir alanda bile etkili olsa bu tüm İstanbul kıyılarının tsunamiden etkileneceğini gösteriyor. Kıyıda uyarıcı tabelaların olmasını şiddetle onaylıyorum. Çünkü panik anında insanlar nereye kaçacağını bilemez. Ancak kişiler tsunami bölgesinde olduğunda nereye kaçacağını bilir” şeklinde konuştu.

    “TABELALARINI VATANDAŞLARA FAYDALI OLACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM”

    ‘Tsunami tahliye yolu’ tabelalarını ilk kez gören Alev Aya, “İstanbul için deprem çok önemli. Depremin arkasından tsunami gelmesi de olası bir durum. Bu, bilinçlendirme tabelası. Tabela, bence çok iyi oldu. Vatandaşlara faydalı olacağını düşünüyorum” dedi. Nazan Balcı, “Tabelanın biraz daha göz seviyesinde olmasını tercih ederdim. Görebilirlik açısından daha iyi olurdu” ifadelerini kullandı.

    Tabela çok mantıklı olduğunu vurgulayan Eyüp Çim, “Ülkemizde de çok düşük bir ihtimal olmasına rağmen tsunami riski olduğu için oldukça doğru bir eylem” diye konuştu.

    İBB’den yapılan açıklamada ise tabelalar ile depremden sonra tsunami tehdidiyle karşı karşıya kalabilecek, kalması muhtemel bu alanlardan vatandaşların uzaklaşmasını gerektiğini gösterildiği belirtildi.

  • Japonya’da felaket! 20 kişi kayıp

    Japonya’da felaket! 20 kişi kayıp

    Japonya’da şiddetli yağışın yol açtığı sel ve heyelanın ardından Atami şehrinde yürütülen çalışmalarda 2 kişinin cansız bedenine ulaşıldı.

    Kanagawa, Shizuoka ve Chiba eyaletleri başta olmak üzere Japonya’nın farklı kesimlerinde etki gösteren şiddetli yağışın yol açtığı sel ve heyelanda bilanço netleşmeye başladı.

    Shizuoka eyaletinde bulunan Atami şehrinde 20 kişinin kayıp olarak kayıtlara geçtiğinin bildirilmesinin ardından bölgede yürütülen çalışmalarda yerel yetkililer 2 kişinin cansız bedenine ulaşıldığını belirtti.

    Kanagawa ve Shizuoka eyaletlerindeki nehirlerde yükselen su seviyeleri nedeniyle bölge sakinlerine yönelik tahliye uyarısı yapılırken, Kise nehrindeki bir köprü yükselen su seviyesine dayanamayarak çöktü. Toplu taşıma da yağıştan olumsuz etkilenirken, Tokyo ve Osaka arasındaki hızlı tren seferlerinin kısa süreliğine askıya alındığı açıklandı.

    Sokaklar çamurla kaplandı

    Kanagawa eyaletindeki Ninomiya kasabasında sokaklar çamurla kapanırken, aynı eyaletteki Tohmei karayolunda meydana gelen toprak kayması nedeniyle araç trafiğinde aksama yaşandı. Kanagawa ve Shizuoka eyaletinde birçok bölge sular altında kaldı.

    Pazartesiye kadar sürecek

    Japonya Meteoroloji Ajansı’ndan (JMA) yapılan açıklamada, mevsimsel sağanak yağışların Japon Denizi kıyılarındaki bölgelerde Pazartesi gününe dek etkisini sürdüreceği belirtildi. Yerel otoriteler, riskli bölgelerde yaşayan sakinleri tahliye uyarılarına karşı hazırlıklı olmaya çağırırken, Japonya Öz Savunma Kuvvetleri’ne bağlı ekipler de arama kurtarma faaliyetine destek vermek üzere felaketten etkilenen bölgelere gönderildi.

  • Endonezya’da tsunamide öldüğü düşünülen polis 16 yıl sonra akıl hastanesinde çıktı

    Endonezya’da tsunamide öldüğü düşünülen polis 16 yıl sonra akıl hastanesinde çıktı

    Endonezya’da 2004 yılında meydana gelen tsunamide kaybolan ve öldüğü düşünülen polis memuru Abrip Asep, 16 yılın ardından bir akıl hastanesinde bulundu. Asep’in tsunami sonrası yaşadığı trajedi sonucu akli dengesinin bozulduğu öğrenildi.

    Endonezya’nın Sumatra Adası’nın batı kıyısında, 2004’te 9.1 büyüklüğündeki depremin ardından tsunami meydana geldi. Ülke tarihindeki en fazla can kaybının yaşandığı 6’ıncı deprem olarak kayıtlara geçen depremde, 230 binden fazla kişi hayatını kaybetti. Tsunaminin meydana geldiği gün kaybolan ve öldüğü düşünülen polis memuru Abrip Asep, 16 yılın ardından ülkenin Açe bölgesindeki bir akıl hastanesinde ortaya çıktı.

    TSUNAMİ SONRASI TRAVMA YAŞADI

    Depremin meydana geldiği 26 Aralık gününde görevde olduğu ifade edilen Asep’in, tsnumaninin ardından ağır travma yaşadığı ve akli dengesini yitirdiği öğrenildi. Asep’in aile üyelerinden biri, yerel medyaya yaptığı açıklamada, “İnanamadık. 16 yıldır hiçbir haber alamadık. Öldüğünü düşündük. Hala hayatta olduğunu bilmiyorduk” dedi. Açe Polis Departmanı’ndan yapılan açıklamada, ailesinin Asep’in hayatta olduğunu öğrendiğinde büyük sevinç yaşadığı belirtildi.

     

  • Seli görüntülerken babaannesinin cesediyle karşılaştı

    Seli görüntülerken babaannesinin cesediyle karşılaştı

    Ege Denizi’nde merkez üssü İzmir’in Seferihisar ilçesi açıkları olan 6,6 büyüklüğünde deprem meydana geldi.

    Depremde şu ana kadar 25 kişi hayatını kaybetti, 804 kişi ise yaralandı. Yıkılan ve hasar gören 8 binada çalışmalar tamamlandı, 9 binada arama kurtarma çalışmaları ise devam ediyor.

    Bakan Kurum, bölgede toplam 484 artçı sarsıntının meydana geldiğini belirterek, “5 bin kurtarma görevlimiz sahada. Şu ana kadar 100 kişi enkazdan kurtarıldı” dedi.

    BABAANNESİNİN CESEDİYLE KARŞILAŞTI

    Depremin merkez üssü Seferihisar’da meydana gelen tsunami sonrası seli görüntülerken bir kişi babaannesinin cesediyle karşılaştı.

     

    Bu gönderiyi Instagram’da gör

     

    Deprem sonrası meydana gelen seli görüntülerken babaannesinin cesediyle karşılaştı. Ege Denizi’nde merkez üssü #İzmir’in #Seferihisar ilçesi açıkları olan 6,6 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Depremde şu ana kadar 25 kişi hayatını kaybetti, 804 kişi ise yaralandı. Yıkılan ve hasar gören 8 binada çalışmalar tamamlandı, 9 binada arama kurtarma çalışmaları ise devam ediyor. Bakan Kurum, bölgede toplam 484 artçı sarsıntının meydana geldiğini belirterek, “5 bin kurtarma görevlimiz sahada. Şu ana kadar 100 kişi enkazdan kurtarıldı” dedi. BABAANNESİNİN CESEDİYLE KARŞILAŞTI Depremin merkez üssü Seferihisar’da meydana gelen tsunami sonrası seli görüntülerken bir kişi babaannesinin cesediyle karşılaştı.

    Line Haber – Line TV (@linehaber.com.tr)’in paylaştığı bir gönderi ()

     

  • “Silivri’de olacak depremden Bursa’da etkilenir”

    Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Başkanı Engin Er, Marmara Bölgesi’nde deprem beklendiğini belirterek, “Bugün itibariyle Silivri açıklarında sismik boşluk olarak adlandırılan yerde oluşabilecek bir depremin büyüklüğü 7.6 civarındadır. 7.6 şiddetinde bir deprem beklenmektedir. Bu şiddette bir depremi Marmara bölgesinin çevresindeki illerin hissetmesi kuvvetle muhtemeldir” dedi. Er, Marmara Denizi Silivri yakınlarındaki 7’nin üzerindeki depremle birlikte oluşacak tsunaminin tüm Marmara kıyılarına zarar verebileceğini kaydetti.

    Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Başkanı Engin Er, Bursa’nın İnegöl ilçesinde oda üyeleriyle bir araya geldi. Burada açıklama yapan Er, Türkiye’de doğa olaylarının olduğunu, ama bunları engelleyecek planların olmadığını belirterek, “Yerin altından, doğadan gelen tehlikeler var. Ülkemizin her yerinde bir doğal afeti yaşamadığımız neredeyse gün hafta yok. Bursa’da da sel felaketi yaşandı. Türkiye’de de doğal olaylar oluyor. Bunları engelleyecek maalesef planlar vardır diyemeyiz. 1999 yılı her ne kadar depremsellik anlamında bir milat olarak adlandırılmış olsa da o zamandan bu zamana halen birçok açığımız ve eksiğimiz var. Bu olayların yaşanmaması için hükümet bazında, iller bazında, belediyeler bazında yapılması gereken çalışmalar var. Bütün bunların hepsini bir arada değerlendirdiğimiz zaman doğal olayları, bir şimşek, bir yıldırım gibi karşılayabiliriz. Tedbir almadığımız sürece maalesef hem can hem de mal kaybına neden olan olayları yaşamaya devam ederiz. Türkiye’de 1900 yılı depremlerin aletsel olarak kaydedildiği bir yıldır. O zamandan bu zamana her yıl bin vatandaşımızı depremler neticesinde kaybediyoruz. Doğal afet anlamında en büyüğünü yaşamadık. 1766 depreminde İstanbul diye adlandırılsa da İtalya da dahi hissedilen depremdir. Ekonomiye ve insanların can kaybına sebep olmuş bir depremdir” dedi.

    MARMARA DENİZİNDE 7.6 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM OLACAK

    Marmara bölgesindeki deprem tehlikesinden bahseden Er, “Bugün itibariyle Silivri açıklarında sismik boşluk olarak adlandırılan yerde oluşabilecek bir depremin büyüklüğü 7.6 civarındadır. 7.6 şiddetinde bir deprem beklenmektedir. Bu şiddette bir depremi Marmara bölgesinin çevresindeki illerin hissetmesi kuvvetle muhtemeldir. Dolayısıyla 7.6 şiddetindeki bir deprem de İtalya ve Avusturya’dan hissedilebilecek bir depremdir. Bu deprem Bursa’yı da etkiler. Bu depremin oluşturduğu fay hattı kuzey kolu olarak adlandırılan fay hattı. Bunun orta kolu olan fay hattı Gemlik’ten başlayıp İznik’e, Karacabey’e, Mudanya’ya paralel kesip, Karacabey’e devam eden bir fay hattıdır. Burada oluşacak depremde Bursa etkilenir, İstanbul ise az etkilenir. 1855 yılı Bursa için küçük kıyamet olarak adlandırılan deprem vardır. Bu deprem hattı da Mustafakemalpaşa’dan başlayıp Bursa merkezinde Ulucamii’nin kubbelerinin, surlarının yıkılmasına, bir katlı en sağlam Osmangazi türbesinin yıkılmasına sebep olacak bir depremdir. Bursa bu depremi yaşayacaktır. Ege bölgesinde her ay ortalama 6 şiddetinde depremler yaşanıyor” diye konuştu.

    HAZIRLIK YAPMAMIZ LAZIM

    Deprem gerçeğini kabul ederek hazırlık yapılması gerektiğinin altını çizen Jeoloji Mühendisleri Güney Marmara Şube Başkanı Engin Er, “Yönetmeliklerimizi uygulanabilir hale getirmemiz lazım. Türkiye çapında tek düzey uygulamayı faal hale getirmemiz lazım. Şu an ki yönetmelik her ilde farklı uygulanmakta. Hatta İnegöl’de başka, Yıldırım ilçesinde başka uygulanmakta. Dolayısıyla zemin bakımından hassas olan yerlerde dahi, bu hassasiyeti göstermeyen birçok belediyemiz var. Yönetmeliği anlaşılır hale getirmemiz lazım. Bu önlemler alınırken bu işin içinde akademik odalar da yer almalı” dedi.

    TSUNAMİ TEHLİKESİ

    Marmara Denizi’nde 7’nin üzerinde bir depremde bütün kıyı kesiminde tsunami oluşabileceğini belirten Engin Er, “Doğal olayların doğal afetlere dönüşmemesiyle ilgili Bursa’da konu masaya yatırılmalı ve büyükşehir tarafından planlanmalı. Eğer büyükşehir tarafından planlanmazsa, ilçeler kendi özelinde bir şeyler yapar ama sonuç vermez. Mesela İnegöl Belediyesi, fay hatlarını kabul eden ve buna gören tampon bölge koyan ilk belediyelerden bir tanesidir. Gemlik Belediyesi kısmi de olsa böyle bir çalışma yapmıştır. Yıldırım ve Osmangazi’den geçen fay hatlarının üstüne yapılmış yüzlerce bina görebiliriz. Bunu anlamak ve planlamak için jeoloji mühendisi olmaya da gerek yok. İnternete girdiğimiz zaman hangi hat nerden geçiyor bariz şekilde bellidir. Hatta fayın karakterini ve tarihsel olarak oluşturduğu deprem büyüklüklerini de bilebiliriz. Bunların hepsini bilen ve değerlendiren bütüncül plan yapılmalıdır. Deprem, heyelan ve tsunami için Bursa dedik. Tsunamiye de dikkat çekmek gerekirse, Marmara’da 7’nin üzerinde oluşacak bir depremde bütün Marmara kıyılarında tsunami oluşabilecek. Doğal afetler olarak hassas bir bölgedeyiz ama bunun önlemlerini de alabiliriz” şeklinde konuştu.