Etiket: tügiad

  • TÜGİAD lösemili çocuklara umut oldu

    TÜGİAD lösemili çocuklara umut oldu

    TÜGİAD Bursa Şubesi, toplumsal sorumluluk projelerine bir yenisini daha ekledi. 2-8 Kasım Lösemili Çocuklar Haftası’ndan anlamlı bir etkinliğe imza atan TÜGİAD Bursa Şubesi, LÖDER aracılığı ile lösemili çocuklar ve aileleri yararına kahvaltı etkinliği düzenledi. TÜGİAD üyelerinin katıldığı kahvaltı organizasyonunda her bir kişi için belirlenen miktar, lösemili çocuklar ve aileleri için bağışa dönüştü. Ekinlikte TÜGİAD Bursa Şube Başkanı Selim Baykal ve TÜGİAD Bursa Şubesi geçmiş dönem başkanları da önemli miktarda bağışta bulundu.

    BAYKAL, “LÖSEMİLİ ÇOCUKLARIMIZIN TEDAVİLERİNE KATKI SAĞLAMAK İSTİYORUZ”

    Etkinliğin açılış konuşmasını gerçekleştiren TÜGİAD Bursa Şubesi Başkanı Selim Baykal, “Bugün burada, lösemili çocuklarımıza ve onların fedakar ailelerine destek olmak için bir araya geldik. Öncelikle bizleri LÖDER ile bizleri tanıştıran Onur Başkanımıza teşekkür etmek istiyorum. TÜGİAD Bursa Şubesi olarak, toplumsal değerlere hizmet eden kurumların destekçisi olmanın mutluluğu yaşıyoruz. Lösemili hastalıkların sağlıklarına kavuşmaları için üzerimize düşen her görevi yerine getirmeye hazırız. Bugün yapılan bağışlarla, lösemili çocuklarımızın tedavilerine katkı sağlamak istiyoruz. Onların sağlıklı bir geleceğe adım atmalarını görmek hepimizin ortak arzusu. Bugün bizleri burada yalnız bırakmayan siz değerli TÜGİAD üyelerine bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. İyi ki varsınız” dedi.
    Başkan Selim Baykal’ın konuşmalarının ardından LÖDER’in çalışmalarının anlatıldığı video klip izlendi.

    “ÇOK BÜYÜK BİR TEDAVİ MERKEZİYİZ”

    TÜGİAD üyelerine LÖDER’in faaliyetleri hakkında bilgi veren Bursa Lösemili Çocuklara Yardım Derneği (LÖDER) Başkanı ve Sabahattin Gazioğlu Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Hastanesi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Adalet Meral Güneş, “Ben öncelikle hepinize çok teşekkür ediyorum. Bizi tanımak adına buraya geldiniz kıymetli vaktinizi bize ayırdınız. 1993 yılında Bursa’ya geldiğimde tedavi merkezimizde sadece 1 oda vardı. Hastaların birçoğu dışarda, arabalarda ya da koridorlarda mukavvaların üzerinde yatıyorlardı. Ne yapabiliriz diye düşünürken, o dönemki bölüm başkanımız ile birlikte derneğimizi kurduk. Bursa Türkiye’nin en büyük şehirlerinden biri ve sürekli olarak göç almaya devam ediyor. Dolayısı ile bizim de hasta sayımız her geçen gün artıyor. Biz sadece Bursa’ya değil, aynı zamanda Kuzey Ege’ye, İç Anadolu’ya, hatta Doğu Anadolu’ya da hizmet veriyoruz. Hatta Suriyeli hastalarımız da var şu anda. Kanserli çocukların tedavileri anlamında; çok büyük bir tedavi merkeziyiz ve Bursa’da bu anlamda tekiz. Bizim 2 tane ana hedefimiz vardı. Bir tanesi; konuk evi yapmaktı. Bu projemizi bir çok valimize sunduk ve sonunda bir valimiz bizi Sebahattin Gazioğlu ile tanıştırdı. Bu sayede Bursa LÖDER, Rahime Gazioğlu Bursa Lösemili Çocuklar Hasta Konukevi’nin temelleri atıldı ve 2011 yılında hizmet vermeye başladı. Şimdi uzaktan gelen hasta ve hasta yakınlarımız bu konukevinden rahatlıkla kalabiliyor. Prosedür gereği gelenlerden cüzi bir ücret alıyoruz ancak buranın finansmanı tamamen bağışlarla sağlanıyor.” dedi.

    “DERNEĞİMİZİ DESTEKLEYEN HERKES BİZİM İÇİN ÇOK KIYMETLİ”

    Türkiye’de sağlık alanında başarılı çalışmalara imza atıldığını vurgulayan, Güneş, “Derneğimizin faaliyetleri birçok projeye öncü ve örnek oldu. Bizden sonra Kayseri’de KANKA (Kansere Karşı Birlikte Derneği) kuruldu. Onlar da bir hastane yaptılar. Şimdi bizlerden fikir alarak bir konukevi yapmaya çalışıyorlar. Bunlar bizim için çok kıymetli. Derneğimizi destekleyen herkes bizler için çok kıymetli. Dernek yönetimindeki hiçbir arkadaşımız ücretle çalışmıyor. Tamamen iyilik sinerjisi ile bir araya gelmiş bir grup var. Ayrıca bizi destekleyen gruplara da çok değer veriyoruz. Burada Onur Bey var. Kendisi gerçekten “Yemek ve Ötesi” programıyla bize çok büyük bir tanıtım alanı ve aynı zamanda da çok büyük bir maddi destek sağladı. Ben özellikle kendisine çok teşekkür ediyorum. Burada ona destek veren, genç arkadaşlarımızın da olduğunu duydum. Ona da çok mutlu oldum. Bir taş attığımız zaman o halka giderek büyümeye başlıyor. Her bir halkanın ayrı bir önemi var. Bağışların nereye gittiği ile ilgili kısaca bir bilgi vermem gerekirse; konuk evinde çalışan personellerimiz var. Bazen özel laboratuvarlara testlerimizi göndermek zorunda kalıyoruz. Bunlar çok pahalı testler. Genel bağışların büyük bir bölümü de bu hastaların test masraflarına gidiyor. Kurban bağışı toplayarak, bayramlarda erzak yardımı yapıyoruz. Bazı çocukların, özel okul giderlerine katkıda bulunabiliyoruz. Bazı ilaçların teminini sağlıyoruz. Bu gibi masraflar dolayısı ile sizlerin derneğe sahip çıkmasından çok mutluluk duyarız. Hep birlikte daha sağlıklı, daha güzel yollara doğru gideceğimizi umut ediyorum. Bu güzel organizasyon için TÜGİAD ailesine çok teşekkür ediyorum.” diye konuştu.

    ÖZKUL, “ÇOCUKLARIMIZ BİZİM GELECEĞİMİZ”

    TÜGİAD Geçmiş Dönem Başkanı Onur Özkul da LÖDER’in öneminden bahsederek, “Bugün çok anlamlı bir etkinlikte bir araya geldik. Şimdi birçok iş adamı derneği var. TÜGİAD’ı bunlardan ayrıştıran şey; güzel bir aile olmamız. Her iş insanı derneğinde olduğu gibi bu derneğinde bazı görevleri var. Sadece üyelerini kişisel olarak geliştirmek veya onlar arasında bir bağ kurmak değil; güncel gelişmeler ve toplumsal gerçekler hakkında üyelerini bilgilendirmek. Ne kadar güzel ki TÜGİAD Bursa Şubesi’nin yönetim kurulu üyeleri bu bilince fazlası ile sahip. Böylesine güzel bir tarihte lösemili çocuklarımız için güzel bir etkinliğe imza attılar. Başkanımızı ve yönetim kurulunda görev alan arkadaşlarımızı tebrik ediyorum. Arkadaşlar benim LÖDER ile buluşmam, yaptığım proje sayesinde oldu. “Yemek ve Ötesi” adı altında bir sosyal sorumluluk projesi gerçekleştiriyoruz. Projeye tek başlamıştım ama şu an kalabalık bir ekibiz. Bu ekibin oluşturduğu değerin akacağı doğru bir kurum ararken, LÖDER ile buluştuk. İyi ki de buluştuk, iyi ki tanıştık. LÖDER inanılmaz bir çaba sarf edilen sonucu çok doğru bir yere akan çok gerekli olan bir kurum. Ben emeği geçen herkesi tek tek tebrik ediyorum. Çocuklarımız bizim geleceğimiz, ülkemizin geleceği, dünyanın geleceği. Onun için hepimiz öyle ya da böyle katkı koymak zorundayız. Üzerimize düşeni en iyi şekilde yapmak zorundayız. “Yemek ve Ötesi” programı ile bugün burada verilen amaca uygun bir çalışma yapıyoruz. Mesela bugün kahvaltı için buluştuk ama burada toplanan para çok faydalı bir yere gidecek arkadaşlar. Aslında “Yemek ve Ötesi”ndeki konu da bu. Normal bir yemekten bunu ayırt ettiren tek şey; burada ödediğiniz para lösemili çocukların tedavisinde kullanılıyor. Bu yemeğe katılıp, destek veren arkadaşlarıma ve şu an kadar bağış şampiyonu olan eski başkanımız Ahmet Parseker’e bir kez daha teşekkür ediyor, saygılarımla hepinizi selamlıyorum.” şeklinde konuştu.

  • TÜGİAD Genel Merkez’den kayyum duyurusu

    TÜGİAD Genel Merkez’den kayyum duyurusu

    Türkiye Genç İş İnsanları Derneği’nin (TÜGİAD) 30 Nisan 2023 tarihinde gerçekleşen 19. Genel Kurulu’nda göreve gelen Başkan Gürkan Yıldırım ve Yönetim Kurulu üyeleri, İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden görülen dava neticesinden görevden alındı. Derneğin resmi sosyal medya hesaplarından yapılan paylaşımda şu ifadeler kullanıldı: “İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen 2023/148 E. Numaralı dosya çerçevesinde verilen 19.07.2023 tarihli ara kararı ile Türkiye Genç İş İnsanları Derneği’ne (TÜGİAD) ihtiyati tedbir olarak bir süreliğine yönetici kayyum’u atanmıştır. Bu duyuru önceden ilan edilen etkinlik takviminde meydana gelebilecek muhtemelen değişikliklerin üyelerimizce dikkatle alınması için yapılmıştır.”

  • TÜGİAD’da kayyum göreve başlıyor

    TÜGİAD’da kayyum göreve başlıyor

    Türkiye’nin en önemli STK’larından biri olan TÜGİAD için verilen kayyum kararı gündeme bomba gibi düşmüştü. 30 Nisan 2023 tarihinde gerçekleşen 19. Genel Kurulu’nda göreve gelen Başkan Gürkan Yıldırım ve Yönetim Kurulu’nun aldığı tüzüğe aykırı kararlar, dernekten ihraç edilen üyeler tarafından mahkemeye taşınmış, gerçekleşen ilk davada mahkeme tarafından TÜGİAD’a kayyum atanmasına karar verilmişti. Yaşanan gelişmelerin ardından kayyum kararını tanımadıklarını ifade eden TÜGİAD Yönetimi, mail yolu ile hem üyelere hem de kamuoyuna servis ettiği açıklamada, mahkeme kararının hukuksuz olduğunu belirterek, kararı alan hakimleri hukuka aykırı davranmakla suçladı.

    Kurucular kurulu üyeleri davaya müdahil oldu

    Hukuki sürecin devam ettiği olayda, ikinci duruşmada mahkeme ara kararını açıkladı. TÜGİAD yönetimine iletilen karar dosyasında atanan kayyumun kısa süre içinde göreve başlayacağı belirtildi. TÜGİAD Kurucular Kurulu Üyeleri de mahkemeye dahil olarak, alınan kayyum kararının son derece doğru olduğunu ifade ettiler. Görevi devralan yeni yönetimin TÜGİAD’ı temsil etme gücünün olmadığını belirten Kurucular Kurulu Üyesi Necmi Ulaç , yeni yönetim görevden alınmasını talep etti.

    Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Av. Orhun Bilenler, “TÜGİAD’a bugüne kadar büyük hizmetler vermiş 10 yıllık geçmişi bulunan üyelerin, hiçbir gerekçe gösterilmeden, sırf siyasi düşüncelerinden dolayı TÜGİAD’dan ihraç edilmeleri üzerine başlayan mahkeme sürecinde, davacılar haklı bulmuş ve TÜGİAD’a kayyum atanmasına karar verilmiştir. Verilen kayyum kararını kabul etmeyen TÜGİAD yönetimi hukuka aykırı bir şekilde görevine devam etmektedir. Yapılan açıklamalarda hukuk tanımazlık devam ederken, Türkiye Cumhuriyeti Hakimlerinin aldığı kararı hukuksuzlukla itham etmektedirler. Bir an önce bu yanlıştan dönülmesini istiyoruz.” dedi.

    “Usulsüzlükler tespit edildi”

    Dernek tüzüğüne göre, TÜGİAD’a başkan olan ve yönetimde yer alan tüm iş insanlarının vergi levhası olması ya da bir şirkete ortaklığının bulunması gerektiğine vurgu yapan Av. Bilenler, “TÜGİAD’ın mevcut başkanın hiçbir çalışanı olmadığı gibi yönetim kurulunda bulunan bazı üyelerin de hiçbir ticareti faaliyeti bulunmadığı tespit edilmiş, bunun bir usulsüzlük oluşturması dolayısıyla kanun yoluyla, itiraz gerçekleştirilmiştir” dedi.

    “Dosyaların yok edilmesinden endişe duyuyoruz”

    Kayyum kararına rağmen, dernekle ilişkisini kesmeyen mevcut başkanın evrakları yok etmesinden endişe duyduklarını ifade eden Av. Bilenler, “Daha önce kameralar ile kayda alınan olayda, mevcut başkanın şoförü ve Derneğin o dönemki genel sekreteri tarafından, dosyalar dernek binasından boşaltılmıştı. Aynı olayların tekrardan yaşanmasından endişe duyuyoruz. TÜGİAD Yönetimini alınan kayyum kararına saygı duymaya davet ediyoruz” diye konuştu.

    Çevikel: “Hukuğa ve hakimlere güveniyoruz”

    TÜGİAD Geçmiş Dönem Genel Başkanı Nilüfer Çevikel ise, “Türkiye bir hukuk devleti. Hukukun üstünlüğüne ve Türk hakimlerinin tarafsızlığına güveniyor, aldıkları her karara saygı duyuyoruz” dedi.

    Öte yandan gerekçe gösterilmeden görevden alınan TÜGİAD Ankara Şubesi Başkanı Burak Dalgıç ve Yönetim Kurulu Üyeleri, mahkeme kararına aykırı davranarak, görevi teslim etmeyen TÜGİAD Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyelerini savcılığa şikâyet etti.

  • TÜGİAD’a kayyum atandı

    TÜGİAD’a kayyum atandı

    TÜGİAD’ın 30 Nisan 2023 tarihinde gerçekleşen 19. Genel Kurulu’nda göreve gelen Başkan Gürkan Yıldırım ve Yönetim Kurulu’nun aldığı kararlar mahkemeden döndü. Genel Kurul öncesi mevcut başkan, yönetim kurulu ve arkadaşlarına yönelik sosyal medya üzerinden başlayan siyasi linç girişimi, usulsüz ses kayıtları ve usulsüz kararlar TÜGİAD’da tansiyonun yükselmesine sebep oldu. Gürkan Yıldırım’ın usulsüz şekilde başkan ilan edilmesi İç İşleri Bakanlığı’ndan aynı gün geri döndü. Genel Kurul öncesi başlayan usulsüzlüklerin tespiti ve olayların incelenmesiyle başlayan yasal süreç ile birlikte yapılan incelemeler çerçevesinde, TÜGİAD Genel Merkeze mahkeme kararı ile kayyum atandı.

    Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Av. Kadriye Güçlü Sakarya, TÜGİAD Ankara Şubesi Başkanı Burak Dalgıç’ın hiçbir gerekçe gösterilmeden görevden alınması, tüzüğe aykırı şekilde dernekten ihraçların yapılması olayın mahkemeye taşınmasına sebep olduğunu ifade etti. İş insanları derneğine başkan olan ve yönetimde yer alan tüm iş insanlarının vergi levhası olması ya da bir şirkete ortaklığının bulunması gerektiğine vurgu yapan Sakarya, “TÜGİAD’ın mevcut başkanın hiçbir çalışanı olmadığı gibi yönetim kurulunda bulunan bazı üyelerin de hiçbir ticareti faaliyeti bulunmadığı tespit edilmiş, bunun bir usulsüzlük oluşturması dolayısıyla kanun yoluyla, itiraz gerçekleştirilmiştir” dedi.

    Av. Sakarya sözlerine şöyle devam etti;

    “Gelinen noktada, TÜGİAD’daki ihraç kararlarının siyasi olarak alındığı aşikar hale gelmiştir. Özellikle hükümete yakın üyelerin savunmaları bile alınmadan üyeliklerinden ihraç edilmesi kamuoyunun dikkatini çekmiştir. Yaşanan süreçle ilgili mahkemeye şikayette bulunulmuş, yasal olarak ihraç edilen üyelerin hakları aranmıştır. Gelinen noktada mahkeme tarafından inceleme başlatılmış, alanında uzman bir kişi olayı incelemesi için görevlendirilmiştir. Yapılan incelemeler çerçevesinde şikayetler haklı bulunmuş TÜGİAD Genel Merkezi’ne kayyum atanmıştır.”

    TÜGİAD’da geçmiş dönemde yaşanan olayları hatırlatan Av. Sakarya, “Genel kuruldan birkaç gün önce yeni başkan Gürkan Yıldırım ve bir grup yönetim kurulu üyesi kişiler sosyal medyada mevcut başkan ve arkadaşlarına siyasi bir linç girişimi başlatmış, usulsüz ses kayıtları ve gece yarısı toplantıları ile karar alarak, Gürkan Yıldırım’ı başkan ilan etmişlerdi. Ancak aldıkları karar İçişleri Bakanlığı’ndan aynı gün dönmüştü. Yaşanan olaylar sonrası birçok üye can güvenliği dolayısı ile genel kurula katılmamıştı. Mahkeme tarafından ileri boyutta olay yaşanmaması için kolluk kuvvetleri görevlendirilmişti. Daha evvel 40 silahlı koruma ile TÜGİAD İstanbul Tüzük Genel Kurulu basılmış, Ankara Genel Kurulu’nda ise yaralamalı olaylar yaşanmıştı. Göreve gelir gelmez geçmiş dönemde gerçekleştirilen birçok faydalı ziyaretin fotoğrafları sosyal medyadan silinmiştir. Bu fotoğraflar içinde cumhurbaşkanının, meclis başkanının ve cumhurbaşkanlığı kabinesinde yer alan bakanlar kurulunun fotoğraflarının olması dikkat çekmiştir. Bunlar göz önüne alındığında mevcut yönetimin sağlıklı bir şekilde görevini yürütmesi imkansız hale gelmiştir. Kamuoyunda itibar kaybeden Türkiye’nin en önemli STK’larından biri olan TÜGİAD’ın mahkeme tarafından alınan kayyum kararı ile eski güzel günlerine döneceğine inancımız tamdır” diye konuştu.

    TÜGİAD 19. Dönem Yönetimi tarafından hiçbir haklı gerekçe gösterilmeden görevden alındığını ifade eden Ankara Şubesi Başkanı Burak Dalgıç, yaptığı açıklamada ise 2022 yılının Haziran ayında TÜGİAD Genel Kurulu toplantısında TÜGİAD Genel Sekreteri Melik Rupen Mıhçıyan’ı darp eden grupların tekrar şube yönetimine alınmak istendiği için skandal şekilde görevden alındığını öne sürmüştü. TÜGİAD üyesi Burak Dalgıç, dernek üyeliğinden çıkarılması ile ilgili yaptığı açıklamada şu ifadelere yer vermişti;

    “Türkiye Genç İş İnsanları Derneği (TÜGİAD) Ankara Şubesi’nin Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini üstlenmiş, dernek çatısı altında yıllardır aktif bir şekilde çalışmalar yürütmüş ve her zaman elinden gelenin en iyisini, layıkıyla yapmaya gayret etmiş biri olarak hiçbir haklı gerekçeye dayandırılmadan dernek üyeliğimin sonlandırıldığını öğrenmek beni derinden üzmüştür. 19 Haziran 2023 tarihinde tarafıma gönderilen bir e-mail ile gerekçesiz bir şekilde dernek üyeliğinden ihraç edildiğim bildirilmiştir. Öncelikle genel merkez seçim sürecinde Gürkan Yıldırım’ı desteklemediğim için şu anda uğradığım itibar suikastını kabul etmeyeceğimi ve yasal yollardan tüm haklarımı arayacağımı bilmenizi isterim.”

  • TÜGİAD’da Ankara Başkanı görevden alındı

    TÜGİAD’da Ankara Başkanı görevden alındı

    TÜGİAD 19. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Gürkan Yıldırım’ın Mayıs ayında bayrağı Nilüfer Çevikel’den devralmasıyla birlikte çalkantılı günler geçiren TÜGİAD’da, Ankara Şube Başkanı Burak Dalgıç’ın görevden alınmasının yankıları sürüyor.

    “Genel sekreteri darp edenler yönetime getirilmek isteniyor”

    TÜGİAD Ankara Şube Başkanı Burak Dalgıç, hiç bir haklı gerekçeye dayanılmadan, dernek üyeliğinden çıkarıldığını ifade ederek; Gürkan Yıldırım’ı desteklemediği için itibar suikastine uğradığını iddia etti.
    Dalgıç, 2022 yılının Haziran ayında TÜGİAD Genel Kurulu toplantısında TÜGİAD Genel Sekreteri Melik Rupen Mıhçıyan’ı darp eden grupların tekrar şube yönetimine getirilmek istendiği için skandal şekilde görevden alındığını öne sürdü.

    “İtibar suikastı kabul edilemez, yasal yollardan hakkımı arayacağım”

    TÜGİAD üyesi Burak Dalgıç, dernek üyeliğinden çıkarılması ile ilgili yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi, “Türkiye Genç İş İnsanları Derneği (TÜGİAD) Ankara Şubesi’nin Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini üstlenmiş, dernek çatısı altında yıllardır aktif bir şekilde çalışmalar yürütmüş ve her zaman elinden gelenin en iyisini, layıkıyla yapmaya gayret etmiş biri olarak hiçbir haklı gerekçeye dayandırılmadan dernek üyeliğimin sonlandırıldığını öğrenmek beni derinden üzmüştür. 19 Haziran 2023 tarihinde tarafıma gönderilen bir e-mail ile gerekçesiz bir şekilde dernek üyeliğinden ihraç edildiğim bildirilmiştir. Öncelikle genel merkez seçim sürecinde Gürkan Yıldırım’ı desteklemediğim için şu anda uğradığım itibar suikastını kabul etmeyeceğimi ve yasal yollardan tüm haklarımı arayacağımı bilmenizi isterim. Temmuz 2022’de atanarak geldiğim ve Şubat 2023’te Ankara Genel Kurulunda seçilerek devam ettiğim Ankara Şube Başkanlığım süresince hem maddi hem de manevi olarak Ankara Şube ve Genel Merkezimizi yüceltmek için elimden geleni yaptım. Bu süreç boyunca derneğe değer katan tarafta oldum. Fakat gelinen noktada Gürkan Yıldırım’ın ve Yönetim Kurulu Üyelerinin aynı düsturu benimsemediklerini görüyorum.”

    “Ankara şubesini görevden almak seçim vaadi oldu”

    Mevcut Başkan Gürkan Yıldırım’ın seçim öncesinde bir kısım üyelerden oy alabilmek için Ankara Şube Yönetimi görevden alacağına yönelik vaatlerde bulunduğunun altını çizen Dalgıç şöyle devam etti: “Seçim sürecinde derneğin menfaatleriyle çatışan stratejiler benimsenmiş, kendi çıkarları ön planda olmuştur. Kendisinin de birçok kez dile getirdiği üzere bir kısım Ankara üyesinden oy alabilmek için hali hazırda seçilmiş ve Genel Kuruluna hiçbir itiraz yapılmamış olan Ankara Şube Yönetim Kurulunu görevden alarak oy almak istediği grubu yönetime atama sözü vermiştir. Bu karar ile yapılmak istenen Ankara Şube’nin Haziran 2022 tarihinde Genel Kurul için gerekli asgari katılımın sağlanamamasından dolayı gerçekleşmeyen Genel Kurul toplantısında dönemin Genel Sekreteri Melik Rupen Mıhçıyan’ı darp eden grupların tekrar şube yönetimine getirilmek istenmesidir.

    TÜGİAD’ın değerli şube yöneticileri umarım bu strateji ve kararın ne kadar tehlikeli olduğunun farkındadır. Bundan sonra her gelen yönetimin çalışmak istemediği şube yönetimlerini görevden alma kapısı açılmıştır. Atandığımız günden son ana kadar sadece dernek için ve TÜGİAD’ın ismini yüceltmek için çalışılmıştır. Atandıktan sonra ilk yapılan iş Ankara Şube’nin finansallarının incelenmesi olmuş ve Genel Merkez Yönetim Kurulumuza konu ile ilgili bir denetleme raporu sunulmuştur. Şu andaki Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyelerinin birçoğunun da vakıf olduğu üzere bu denetleme raporu, Ankara Şube’nin bizden önceki yönetiminin derneğin maddi kaynaklarını nasıl çarçur ettiklerini gözler önüne sermiştir. Atanan ve sonrasında seçilen yönetim olarak ne derneğin beş kuruşuyla kendimize rakı sofrası kurduk ne de Yönetim Kurulu olarak derneğin parasıyla bileti alınan konserlere gittik. Halihazırdaki Genel Merkez yöneticilerimizi bu konuyla ilgili gereğini yapmaya davet ediyorum.
    Son olarak halihazırdaki Yönetim Kurulu Üyeleri arasında derneğe yalan beyan ile üye olmuş şahısların mevcut olması Gürkan Yıldırım’ı desteklememekte ne kadar doğru bir karar verdiğimi kanıtlamıştır.”

  • “6. Bölge Kapsamına Alınmalı”

    “6. Bölge Kapsamına Alınmalı”

    Kahramanmaraş merkezli iki depremin tüm ülkede büyük üzüntü yarattığını belirten TÜGİAD Genel Başkanı ve DOSABSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Nilüfer Çevikel, “Acımız çok büyük. İlk etapta hepimizin önceliği kurtarabildiğimiz kadar insanımızı göçük altından çıkarmak ve felaketten kurtulanların hayatlarını sürdürmelerini sağlamak oldu. Bunun için hepimiz seferber olduk. Şimdi vatandaşlarımızın kendi topraklarında hayatlarını sürdürebilmesi için insani yardımların yanı sıra oradaki ekonomik hayatın zaman geçirmeden yeniden oluşturulması için çalışılmalı” dedi.

    Depremden etkilenen Gaziantep ve Kahramanmaraş gibi illerin sanayide güçlü, büyük oranda ihracat yapan ve istihdam yaratan kentler olduğuna dikkat çeken Başkan Çevikel, “Aynı zamanda Ege ve Marmara bölgesindeki birçok sanayi kuruluşu da bu illerden ürün tedarik ediyor. Yani ülke ekonomisi ve ihracatı için stratejik önem taşıyorlar. Konutlardaki yıkımın aksine buralardaki sanayi tesislerinde elektrik, su, doğalgaz gibi alt yapı sorunlarının dışında bir hasar yaşanmadı. Ancak göç nedeniyle bölgedeki firmaların istihdamla ilgili büyük sorunları olacak. Bu sebeple göçün bir şekilde önlenmesi lazım. Aksi takdirde; zaten bizim bölgelerde kalifiye eleman eksiği olduğu için gelenler bir daha da geri dönmeyecektir. Bu bilhassa depremle sarsılan stratejik illerimizin geleceği için son derece önemli bir durum” diye konuştu.

    Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) heyeti ile birlikte kalıcı konut kampanyası için Adıyaman’a gittiklerini belirten Nilüfer Çevikel, kalıcı göçü önlemek için güvenli bölgelere derhâl kalıcı konutların yapılması ve bu illerin ‘Kalkınmada Öncelikle 6. Bölge’ konumuna getirilmesi gerektiğini söyledi. Çevikel, “Belli bir süre bu illerdeki sanayicilerden ve çalışanlardan kesilen vergi ve primlerin kendilerine verilerek, bölgenin çalışan ve işveren açısından cazip ve avantajı hale getirilmesi gerekiyor. İşletmelerin yeniden açılması, depremzedeler adına hayatı yeniden normalleşmesini kolaylaştıracağı gibi yaşadıkları travmanın etkisini de azaltacaktır. Gerekirse depremden etkilenen illerde kamu ve özel sektör adına yeni birtakım yatırımlar yapılmalı. Orada yatırım yapacak işveren ve sanayiciler gerek KGF’de, gerekse kamu bankalarından çektikleri kredilerde daha düşük faizle yararlandırılmalı” dedi.

  • TÜGİAD ve DOSABSİAD’dan yardım seferberliği

    TÜGİAD ve DOSABSİAD’dan yardım seferberliği

    Deprem bölgesine yardımların ulaştırılmaya devam etmesi için iş dünyasına çağrıda bulunan Türkiye Genç İş İnsanları Derneği (TÜGİAD) Genel Başkanı ve Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayici ve İş İnsanları Derneği (DOSABSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Nilüfer Çevikel, “Gün, birlik olma günüdür. İş dünyamızın katkılarıyla birlikte yaralarımızı hep birlikte saracağız” dedi.

    Öncelikli ihtiyaçlar bölgeye gönderildi

    Kahramanmaraş merkezli, 10 ilde büyük bir yıkıma neden olan depremler nedeniyle Bursa iş dünyasından afet bölgesine yönelik yardımlar sürüyor. AFAD koordinasyonunda Bursa Valiliği öncülüğünde, Büyükşehir Belediyesi ve Bursa Ticaret ve Sanayi Odası iş birliğinde Bursa Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’nde oluşturulan Deprem Yardım Toplama Merkezi, yardımseverlerin akınına uğrarken TÜGİAD ve DOSABSİAD üyelerinin katkılarıyla gıda, giyim ve temel ihtiyaçlar malzemelerinin yüklendiği tır’lar, vakit kaybetmeden deprem bölgesine gönderildi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile AFAD koordinasyonunda TÜGİAD ve DOSABSİAD’ın da katkılarıyla ihtiyaç duyulan bölgelere yönelik ısıtıcı, jeneratör ve LPG tüplerinin yanı sıra, ekmek, su, çocuk montları, çocuk ve yetişkin botu, bisküvi, konserve hazır gıda, süt, bebek bezi ve bebek maması yüklendiği tır’lar Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Gaziantep ve Malatya’daki ihtiyaç sahiplerine ulaştırıldı.

    “Yardımlarımız aralıksız sürecek”

    Eşi benzeri görülmemiş bir felaketin ardından TÜGİAD ve DOSABSİAD üyelerinin katkılarıyla bölgeye ilk andan itibaren yardım malzemelerini sevk ettiklerini belirten Başkan Nilüfer Çevikel, “Bir yandan tarifi olmayan acılarla yaralarımızı sarmaya çalışırken diğer yandan da depremzedelerin ihtiyaçlarının karşılanması için tüm imkânlarımızla el ele verdik. TÜGİAD ve DOSABSİAD üyelerimizin büyük desteğiyle toplanan ihtiyaç malzemelerinin yer aldığı tır’ları deprem bölgesine uğurladık. Aralıksız devam eden çalışmalarımıza destek veren herkese şükranlarımı sunuyorum. Gün, birlik olma günüdür. Üyelerimizin katkılarıyla yardımlarımızı deprem bölgesine hızlı şekilde ulaştırmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

  • Nilüfer Çevikel: “Bankalar Sorumlu Davranmalı”

    Nilüfer Çevikel: “Bankalar Sorumlu Davranmalı”

    Türkiye Genç İş İnsanları Derneği (TÜGİAD) Genel Başkanı ve Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayici ve İş İnsanları Derneği (DOSABSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Nilüfer Çevikel, Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati’nin Kredi Garanti Fonu desteklerine ilişkin İstanbul’da düzenlediği toplantıya katıldı. Çevikel, finansman destek paketinin etkili şekilde uygulanması noktasında bankaların sorumluluktan kaçınmaması gerektiğini dile getirdi.

    ‘Teminat Sıkıntısının Aşılması Önemli’

    Üretime, istihdama ve ihracata katkıda bulunan iş dünyasının kredi engeline takılmaması adına etkin şekilde desteklenmesi gerektiğini kaydeden TÜGİAD Genel Başkanı Nilüfer Çevikel, “Kredi paketinin, işletmelerin finansmana erişim sıkıntılarının doruğa çıktığı bir dönemde hayata geçirilmesi, isabetli bir karardır. Alınan kararın özellikle, teminat sorunuyla karşı karşıya kalan KOBİ’lerin elini rahatlatmasını bekliyoruz. Bunun için ortaya konan yeni anlayışın, uygulamaya da sorunsuz şekilde yansıması şart. Başarılı sonuçlara vesile olmasını ümit ettiğimiz kararlar sonrası hem kamu bankalarına hem de özel bankalara kritik görevler düşüyor. Bankacılık sisteminin ne kadar sürede reaksiyon göstereceği ve kredilerin yatırım, üretim, istihdam ve ihracatı desteklemek için ne zaman kullandırılacağı büyük önem taşıyor” diye konuştu.

    ‘İlave Paket Limitlerine İhtiyaç Olabilir’

    Üzerindeki maliyet baskısı her geçen gün artan reel sektörün krediye ulaşımının hızlı ve kolay olması halinde ekonomiye sağladığı katma değerin artacağını da belirten Çevikel, “25 milyar TL kefalet limitine haiz EYT Destek Paketi ile 35 milyar TL limitine haiz İhracat Destek Paketi, özellikle KOBİ’ler açısından faydalı sonuçları beraberinde getirebilir. Ancak bankaların yeni döneme uyumu ile ilgili muhtemel aksamalar, yatırımları frenleyecektir. Merkezi sistemle kredilerin amaç dışı kullanımının engellenmesinin hedeflenmesini ise değerli buluyoruz. Paketten yararlanacakların bu süreçte istihdamı azaltmama yönünde taahhütte bulunması da istihdam için olumlu. Yine kadın girişimciler, dijital dönüşüm ve teknoloji gibi 14 başlık altında toplanan pakette bölgesel kalkınmayı teşvik eden şirketlere 1 milyar TL gibi para ayrılması da çok önemli. Ucuz TL kredinin yatırıma, istihdama, ihracata ve cari fazlaya katkı sağlayacak şekilde hareket etmesi gerekli. Makroekonomik göstergeler ve piyasaların işleyişi göz önünde bulundurularak önümüzdeki süreçte ilave paket limitleri ile işletmelerin finansman ihtiyaçlarının karşılanmasını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Nilüfer Çevikel: “İhracatçının eli güçlendirilmeli”

    Nilüfer Çevikel: “İhracatçının eli güçlendirilmeli”

    Türkiye Genç İş İnsanları Derneği (TÜGİAD) Genel Başkanı ve Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (DOSABSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Nilüfer Çevikel, 2023 yılında daha fazla yatırım ve istihdam hedefine odaklanılması için iş dünyasının önünün reformlarla açılması gerektiğini dile getirdi.

    “Enerji fiyatları planlarımızı bozdu”

    Başta enerji maliyetleri olmak üzere iş dünyasının zorluklarla mücadele ettiği bir yılı geride bıraktığının altını çizen TÜGİAD Genel Başkanı ve DOSABSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Nilüfer Çevikel, “Son 1 yılda doğalgazda yüzde 347 ve elektrikte yüzde 458’in üzerindeki fiyat artışı üretim planlaması açısından iş dünyamızı bir hayli zorladı. Küresel pazarda rekabetçiliğimizi sekteye uğratan bu tabloya rağmen üretim ısrarımızdan vazgeçmedik. Ülke ekonomimizin küresel durgunluğun damga vurduğu 2022 yılında da pozitif ayrışmasında, iş dünyamızın özverili çabaları önemli ölçüde etkili oldu. Dinamik yapısı sayesinde yüksek üretici enflasyonu, enerji fiyatlarındaki astronomik artışlar ve finansmana erişim sorunlarına karşın yatırım için taşın altına elini koyan iş dünyamız, yeni pazarlara açılma noktasında da cesur davranmıştır” diye konuştu.

    “İhracatçının eli güçlendirilmeli”

    Yeni dünya düzeninde üretim planlamalarının, dijital ve yeşil dönüşüme entegre olarak yapılması gerektiğini de kaydeden Nilüfer Çevikel, “2023 itibariyle ‘Sınırda Karbon Düzenlemesi’ne uygun üretim modeli mutlaka oturmuş olmalıdır. Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum koşulları göz önünde bulundurularak geniş teşvik ve desteklerle ihracatçımızın dış pazarlarda yalnız kalmasının önüne geçilmelidir. Bu yılki çıkış noktalarımız e-ticaretin gelişmesi, KOBİ’lerin dijitalleşmesi ve dijital organize sanayi bölgelerinin kurulması olmalı. Sürdürülebilir kalkınma için Türkiye’nin yüksek teknolojiyle inovatif üretim yapan ve onu satan bir ülke konumunda olması şart” dedi.

    “Finansmana erişim sorunu çözülmeli”

    Türkiye’nin güçlü sanayisi ve üretim kapasitesi ile konumunu daha iyi noktalara taşıyacağına inandıklarını da kaydeden Çevikel, “Eksenimizi genişletmeli, daha fazla ticaretle ve yatırımla bölgesel ve küresel bir ekonomik güç olma konumumuzu kuvvetlendirmeliyiz. Makroekonomik hedeflere ulaşılması yolunda iş dünyamızın özverili çalışmaları, 2022’de olduğu gibi yeni yılda da belirleyici olacaktır. Ancak bu yolda geniş ekonomik reformlarla, ekonominin lokomotifi olan sanayicinin desteklenmesini bekliyoruz. Reformlar sayesinde yatırım iştahı mutlaka artacaktır. Reel sektörün önündeki belirsizliklerin bertaraf edilmesiyle birlikte iş dünyamızın, ülkemizin rekabetçiliği artacak ve bu da refah seviyesine olumlu şekilde yansıyacaktır. 2023’te daha fazla üretim, daha fazla yatırım ve daha fazla istihdam için yeni başarı hikâyeleri yazmaya hazırız” ifadelerini kullandı.

  • “Gençlerin elinden tutmalıyız”

    “Gençlerin elinden tutmalıyız”

    Ekonomide önceliğin enflasyonla mücadele olması gerektiğini belirten TÜGİAD Genel Başkanı Nilüfer Çevikel, çalışanın da mutlu olması açısından asgari ücretin artması gerektiğini, ancak bunu yaparken işverenin de desteklenmesi gerektiğini savundu. Bazı bölgelerde işçi çıkarmaların başladığına dikkat çeken Çevikel, asgari ücretteki vergi yükünün hafifletilmesi ve gündemde olan KGF desteklerinin rahatlık sağlayabileceğini, dile getirdi.

    En son 2004’te uygulanan enflasyon muhasebesine herkesin hazırlıksız yakalandığını ve müşterek taleple ertelendiğini hatırlatan TÜGİAD Başkanı, “Bugünkü koşullarda uygulanması gerekiyor. Karların düştüğü bir ortamda yüksek vergiler ödeniyor. Kazanamadığımız paranın üzerinden ödediğimiz vergiler nedeniyle işletme sermayeleri eridi. Enflasyon düzeltmesinin yıl sonu itibariyle öne çekilmesi, mümkün değilse ilk geçici vergi döneminde uygulamanın yürürlüğe girmesi gerektiğini düşünüyoruz”
    Türkiye’deki ilk ulusal ve tek uluslararası genç iş insanları derneği olan TÜGİAD, 60’tan fazla sektörden,bini aşkın üyesi genç iş insanlarının liderlik vasıflarını, sosyal sorumluluklarını ve ortak hedeflerini geliştirerek, ülke çapında tüm toplumun sosyo-ekonomik gelişimine katkı sağlıyor. Yaş ortalaması 35 olan TÜGİAD üyeleri, 100’ü aşkın ülkeye yıllık 20 milyar dolara yakın ihracat yapıyor. TÜGİAD Genel Başkanı Nilüfer Çevikel, TÜGİAD’ın faaliyetlerini ve ekonomideki güncel durumu değerlendirdi.

    Türkiye’nin Avrupa’nın en genç nüfusuna sahip olduğunu ancak beşeri sermayesini yeterince kullanamadığını belirten TÜGİAD Genel Başkanı Nilüfer Çevikel, “Yaşları 15-24 arasında olan 12 milyon gencin yüzde 27’si, yani 3,3 milyonu ne eğitimine devam ediyor, ne de okuyor. Ancak daha vahimi 3,3 milyon gencin 557 bini üniversite mezunu. Ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerdeki genel oran yüzde 27 ama üniversite mezunlarında oran yüzde 38’e kadar çıkıyor. Gençleri okutuyoruz ama iş hayatına kazandıramıyoruz. Gençlere mesleki eğitim vermek zorundayız. Sanayi-üniversite işbirliğinde güzel örnekler var ancak çok yetersiz. Bunu tüm yurda yaymamız gerekiyor. Kendine güvenen gençler yetiştirebilirsek, aralarından mutlaka başarılı olan girişimciler de çıkacaktır. Yani biz girişimcilik ekosisteminin gelişmesini istiyorsak, gençlerin elini tutmak zorundayız” diye konuştu.

    G20 Genç Girişimciler İttifakı’nda Türkiye’yi temsil ediyor

    TÜGİAD, G20 Genç Girişimciler İttifakı’nda (G20 YEA) Türkiye’yi temsil eden tek STK olduğunun altını çizen Çevikel, “Geçtiğimiz dönem başkanı olduğumu Avrupa Genç Girişimciler Konfederasyonu’nun (YES for Europe) bu dönem başkan yardımcılığını görevini üstleniyoruz. Yine Avrupa’da 11 ülkeden 300 binden fazla girişimciyi temsil eden Avrupa Birliği Genç Girişimciler Organizasyonu’nun da (JEUNE) Başkan Yardımcılığı bizde. 1993 yılından beri Brüksel’de daimi bir temsilcimiz bulunuyor. Ayrıca 84 ülkeden 200 bin genç iş kadını ve adamını hedef alan Akdeniz-Ortadoğu Genç Girişimciler Ağı’nın (MAME) kurucusu ve yönetim kurulu üyesiyiz. Genç girişimcilerimizin Türkiye’deki ve dünyadaki sesi olarak Türk genç girişimcisini dünyaya tanıtmayı amaçlıyoruz” açıklamasını yaptı.

    İhracatta hedef yüksek teknoloji olmalı

    Dış ticaret açığının büyük problem olduğunu aktaran Nilüfer Çevikel, ithalata bağımlılığın devam ettiğini ancak yüksek teknolojiye, Ar-Ge’ye, inovasyona ve markalaşmaya dayalı ihracatın artması halinde açığın kapanabileceğini vurguladı. İş dünyasına sağlanacak girdi maliyet odaklı desteklerle üretim, ihracat ve istihdam merkezli büyüme sürecinin küresel yavaşlamaya rağmen ivme kazanacağını belirten Çevikel, şöyle devam etti:
    “Geçtiğimiz yıl 250 milyar dolarlıkrekor ihracat hedefini gerçekleştirdik. Sırada, yüksek teknolojili ihracat oranını birkaç yıl içinde yüzde 5’e, 10 yıl içinde de yüzde 15’e çıkarma hedefimiz olmalı. Bizim altyapımız buna uygun. Ayrıca, mekansal planlama da yapmalıyız. Türkiye’nin toplam yüzölçümü içerisinde sanayiye ayrılan pay binde 3. Bu oran Almanya’da yüzde 4,44 iken OECD ülkelerinde yüzde 2,5 İtalya’da ise yüzde 2,15 civarında. Türkiye’nin mekansal planlama ilkeleri doğrultusunda ölçek ekonomisine dayalı yüksek teknoloji yatırımları ile büyümesi, hedeflerine daha hızlı ulaşmasına büyük katkı sağlayacaktır.”
    Kur, enflasyon kadar artmayınca ihracatçı fiyatlama yapamıyor
    İhracatta elde edilen avantajı riske atan konuların başında maliyet artışlarının geldiğini vurgulayan Nilüfer Çevikel, “Enerji başta olmak üzere işletmeleri zorlayan maliyetlerle karşı karşıyayız. Enflasyon sadece Türkiye’nin değil, tüm dünyanın sorunu. Enerji bir egemenlik meselesi. Ancak burada döviz kurları sanayici açısından önem arz ediyor. Enflasyon kadar artmayan bir kur, ihracatçıyı fiyatlama konusunda sıkıntıya sokuyor. Bunu başta tekstil ve hazır giyim sektörleri olmak üzere derinden hissetmeye başladık. Burada bir denge yakalanmazsa, başlayan sipariş iptalleri daha da artacaktır” dedi.

    Sanayicinin enerji yükü hafifletilmeli

    Rekabette sahada güç kaybetmemek için mutlak suretle krediye erişimin daha kolay hale getirilmesi gerektiğini savunan Çevikel, “İş dünyası kredi için bankaların kapısını çaldığında türlü zorluklarla karşılaşıyor. Kredi çekmek için hem yüksek faiz ödemeyi kabul ediyor, hem de varı yoğu ne varsa ipotek ettiriyor. Türkiye’nin bu tarz finansman sistemini aşması gerekiyor. KGF ve Eximbank destekleri önemli ancak daha da artırılmalı. KGF kefaleti ile kullandırılan kredilerden daha çok şahıslar ve küçük ölçekli işletmeler faydalanmakta. Orta ölçekli firmalar kredi finansmanına ulaşmakta güçlük çekiyor.Verilen desteğin genişletilerek orta ölçekli firmalarında işletme ve ihracat kredilerinden daha fazla faydalanmaları sağlanmalı.Ayrıca, her ne kadar sübvanse edilse de doğalgaz ve elektrik üzerindeki vergi yükü mutlak suretle azaltılmalı. Resesyonun ayak seslerinin arttığı ve rekabetin kızıştığı bir ortamda sanayicimizin enerji yükü hafifletilmeli. Bunun ayrıca enflasyona da pozitif katkısı olacaktır” açıklamasını yaptı.

    Enflasyon muhasebesi yapılmalı

    Enflasyonist ortamın da etkisiyle öz kaynakların erimeye başladığını, finansman sorunubüyüdükçe işletmeleri iflasa dahi sürükleyecek bir etkinin söz konusu olduğuna dikkat çeken Çevikel, “Mutlak suretle işletmelerin öz kaynakları güçlendirilmeli. Kredi ile finansman sorunu aşılamıyorsa, halka arz konusunda teşvikler artmalı. Diğer yandan, işletmelerimiz mali tablolarında enflasyon düzeltmesi şartlarının oluşup oluşmadığına bakılmaksızın 31.12.2023 tarihinde enflasyon düzeltmesine tabi tutulacak. Ancak var olan yüksek enflasyon nedeniyle enflasyon muhasebesinin bir an önce uygulamaya geçirilmesi gerekiyor” dedi.
    Yenilenebilir enerji yatırımlarının teşvik edilmesi gerekiyor

    Türkiye’nin mutlak suretle yenilenebilir enerji yatırımlarını katlayarak büyütmesi gerektiğinin altını çizen Çevikel, sözlerini şöyle sürdürdü:
    “Son yıllarda güneş ve rüzgarda bir ivme yakalandı ancak Avrupa’daki enerji krizi bize gösterdi ki, fosil yakıtlarda yurtdışına bağımlılık çok ciddi egemenlik sorunu haline gelebiliyor. En fazla doğalgaz aldığımız Rusya ve İran’la bir diplomatik sorun yaşanması halinde, Avrupa’nın yaşadığının daha ağırı bizim başımıza gelebilir. Dolayısıyla yatırımcının yenilenebilir enerjiye daha fazla yönelmesi için teşvik edilmesi gerekiyor. Son 2-3 yıldır müteşebbislerin enerjiye olan ilgisinin azaldığını görüyoruz. Hem verilen desteklerin azaltılması hem de regülasyonların sürekli değiştirilmesi yatırımcıyı uzaklaştırıyor. Bu noktalarda adımların atılmasını bekliyoruz.”
    Alım gücü yükseltilmeden zammın ömrü kısa olur
    Çalışanların enflasyon altında ezilmemesi için asgari ücrette yapılacak zam oranına değinen Nilüfer Çevikel, yıl sonunda yüzde 60 civarında bir zam olacağı yönünde tahmin yaptıklarını söyledi. Ancak, alım gücü yükseltilmeden, enflasyona neden olan koşullar ortadan kaldırılmadan asgari ücrete yapılacak her zammın ömrünün kısa süreli olacağının altını çizen Çevikel, şöyle devam etti:
    “2021’in Aralık ayında da asgari ücrete yaklaşık yüzde 50 oranında zam yapılmış ve maaş 2 bin 825 TL’den, 4 bin 253 TL’ye çıkarılmıştı. Bu zammın da işe yaramadığını, temmuz ayında ara zam yapılmak zorunda kalındığını hepimizi biliyoruz. Şimdi ara zam da çare olamadı. Bir kısır döngünün içine girilmemesi gerekiyor. Elbette çalışanların iyi maaşlar almaları önemli ancak sürekli artan işçi maliyetinin de işverene yükü büyük oluyor. Başta enerji olmak üzere nakliye, ulaştırma, gıda, hammadde, stok maliyetleri artan işletmeler için işçi giderleri artık katlanılamaz bir boyuta ulaşacaktır. Asgari ücretteki artış yükü sadece işverene bırakılmamalı, bunun bir kısmını kamu üstlenmelidir. Zaten emek yoğun sektörlerde ihracattaki iptaller nedeniyle Anadolu’da işten çıkarmalar başladı, üstüne bir de yüksek asgari ücret zammı gelirse daha büyük etkisi olur. Ayrıca, işçi maliyeti artan işletmeler bunu ürünlere mecbur yansıtacak. Yani enflasyonu da doğrudan etkileyen bir durum söz konusu.”
    EYT tazminatlarına özel finansman desteği verilebilir
    Türkiye’nin kronik hale gelmiş sorunlarının çözümünün en çok iş dünyasını mutlu edeceğine vurgu yapan TÜGİAD Genel Başkanı Nilüfer Çevikel,Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) meselesinin buna bir örnek olduğunu dile getirdi. Bu sorunun yakında çözüleceğini öngördüklerini kaydeden Çevikel, şu değerlendirmeleri yaptı:
    “Burada işverenler açısında önemli iki konu var. Birincisi, EYT’yi hak edenlerin işlerini bırakma durumunda ciddi bir tecrübeli çalışan kaybı olacak. İşletmeler yetişmiş personelini EYT sonrası kaybederse, yerlerine yeni elemanları koyması kısa sürede kolay olmaz. İkinci sıkıntı ise EYT’lilere ödenecek kıdem tazminatları işletmeler açısından risk olacak. Zaten finansman konusunda sorunlar aşılamamış, işletmeler maliyetler altında eziliyor. Bir de bu yüklü tazminatlar ortaya çıkacak. İşletmelerin zarar görmeden bu süreci atlatabilmeleri için EYT tazminatlarına özel finansman desteği verilebilir. EYT çerçevesinde emeklilik süreçleri belirlenirken emekliliğe hak ediş sürelerinin kademeli geçiş şeklinde dikkate alınmasını öneriyoruz. Bu anlamda ilk işe giriş tarihi 1997 yılı olanların 2023 yılında, 1998 yılında olanların 2024 yılında, 1999 yılında olanların ise 2025 yılında emekliliği hak etmelerinin sağlanması, işletmelerin üzerindeki kıdem tazminatı yükünü hafifletecektir.İlaveten işletmelerin üzerinde doğacak olan bu kıdem tazminatı yükünün bankalar aracılığıyla prefinansman modeliyle sağlanması öngörülebilir.”