Etiket: TÜİK

  • Ekonomi ilk çeyrekte büyüdü

    Ekonomi ilk çeyrekte büyüdü

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2023 yılı ilk çeyrek dönemsel gayrisafi yurt içi hasıla verisini açıkladı.

    Buna göre, GSYH 2023 yılı birinci çeyrek ilk tahmini; zincirlenmiş hacim endeksi olarak, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 4 arttı.

    HİZMET FAALİYETLERİ 2023 YILI BİRİNCİ ÇEYREĞİNDE YÜZDE 12,4 ARTTI

    GSYH’yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde; 2023 yılı birinci çeyreğinde bir önceki yıla göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak; hizmetler yüzde 12,4, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri yüzde 12,0, finans ve sigorta faaliyetleri yüzde 11,2, bilgi ve iletişim faaliyetleri yüzde 8,1, diğer hizmet faaliyetleri yüzde 7,8, inşaat yüzde 5,1, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri yüzde 3,6 ve gayrimenkul faaliyetleri yüzde 1,4 arttı. Tarım sektörü yüzde 3,8, sanayi ise yüzde 0,7 azaldı.

    Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,3 arttı. Takvim etkisinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, 2023 yılı birinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 3,8 arttı.

    GSYH 2023 YILININ İLK ÇEYREĞİNDE CARİ FİYATLARLA 4 TRİLYON 631 MİLYAR 792 MİLYON TL OLDU

    Üretim yöntemiyle Gayrisafi Yurt İçi Hasıla tahmini, 2023 yılının birinci çeyreğinde cari fiyatlarla bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 84,4 artarak 4 trilyon 631 milyar 792 milyon TL oldu. GSYH’nin birinci çeyrek değeri cari fiyatlarla ABD doları bazında 245 milyar 464 milyon olarak gerçekleşti.

    HANEHALKI NİHAİ TÜKETİM HARCAMALARI 2023 YILININ İLK ÇEYREĞİNDE YÜZDE 16,2 ARTTI

    Yerleşik hanehalklarının nihai tüketim harcamaları 2023 yılının birinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 16,2 arttı. Devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 5,3, gayrisafi sabit sermaye oluşumu ise yüzde 4,9 arttı.

    MAL VE HİZMET İTHALATI 2023 YILI İLK ÇEYREĞİNDE YÜZDE 14,4 ARTTI

    Mal ve hizmet ithalatı, 2023 yılının birinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 14,4 artarken ihracatı yüzde 0,3 azaldı.

    İŞGÜCÜ ÖDEMELERİ 2023 YILININ İLK ÇEYREĞİNDE YÜZDE 126,1 ARTTI

    İşgücü ödemeleri, 2023 yılının birinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 126,1 arttı. Net işletme artığı/karma gelir yüzde 48,7 arttı.

    GAYRİSAFİ KATMA DEĞER İÇERİSİNDEKİ PAY YÜZDE 38 OLDU

    İşgücü ödemelerinin cari fiyatlarla Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı geçen yılın birinci çeyreğinde yüzde 31,1 iken, bu oran 2023 yılında yüzde 38,0 oldu. Net işletme artığı/karma gelirin payı ise geçen yılın birinci çeyreğinde yüzde 47,6 iken, 2023 yılı birinci çeyreğinde yüzde 38,2 oldu.

    İşgücü ödemelerinin GSYH’ye oranla daha hızlı artmasının yanı sıra, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) ile ilgili düzenlemelerinin yürürlüğe girmesiyle birlikte, kıdem tazminatı ödemelerinin önemli ölçüde artış göstermesi, işgücü ödemelerinin katma değer içerisindeki payını arttırmıştır. EYT düzenlemesinin etkisi hariç bırakıldığında, işgücü ödemelerinin Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payının yaklaşık yüzde 33,5 olacağı tahmin edildi.

  • Enflasyon hesaplamasına doğalgaz ayarı

    Enflasyon hesaplamasına doğalgaz ayarı

    Mayıs ayı itibarıyla uygulamaya başlanan bir ay ücretsiz ve bir yıl indirimli doğalgaz kararı enflasyon hesaplamasını değiştirdi.

    TÜİK, mayıs ayı TÜFE hesaplanmasında doğalgaz için “sıfır fiyat” yöntemi uygulanacağını açıkladı.

    2023 Haziran ve 2024 Mayıs arasındaki TÜFE hesaplamasında ise 25 metreküpe kadar doğalgaz tüketimi için yapılacak indirim dikkate alınacak.

    TÜFE hesaplamasında, 25 metreküp üstündeki doğalgaz için ödenen fiyat dikkate alınacak.

    TÜİK, bu değişikliğin mayıs ayı enflasyonunu kuvvetli bir şekilde indireceğini belirtti. Ancak doğalgaz tüketiminin artacağı yıl sonuna doğru enflasyonu artıracağını vurguladı.

  • Tüketici Güven Endeksi

    Tüketici Güven Endeksi

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası işbirliği ile yürütülen tüketici eğilim anketi sonuçlarından hesaplanan tüketici güven endeksi, Mayıs ayında bir önceki aya göre yüzde 4 oranında arttı. Nisan ayında 87,5 olan endeks, Mayıs ayında 91,1 oldu.

  • İşgücü İstatistikleri

    İşgücü İstatistikleri

    Mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı %9,9 seviyesinde gerçekleşti
    Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2023 yılı I. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 62 bin kişi azalarak 3 milyon 483 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,3 puanlık azalış ile %9,9 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde %8,2, kadınlarda %13,4 olarak tahmin edildi.

    Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam oranı %48,4 oldu

    İstihdam edilenlerin sayısı 2023 yılı I. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 195 bin kişi artarak 31 milyon 558 bin kişi, istihdam oranı ise 0,2 puanlık artış ile %48,4 oldu. Bu oran erkeklerde %66,0 iken kadınlarda %31,2 olarak gerçekleşti.

     

    Mevsim etkisinden arındırılmış işgücüne katılma oranı %53,7 olarak gerçekleşti

    İşgücü 2023 yılı I. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 132 bin kişi artarak 35 milyon 40 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise değişim göstermeyerek %53,7 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde %71,8, kadınlarda ise %36,0 oldu.

    Genç nüfusta mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı %19,9 oldu

    15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki çeyreğe göre 0,9 puanlık artış ile %19,9 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde %15,6, kadınlarda ise %27,6 olarak tahmin edildi.

    Mevsim etkisinden arındırılmış istihdamın %57,4’ü hizmet sektöründe yer aldı

    Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam edilenlerin sayısı 2023 yılı I. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre tarım sektöründe 115 bin kişi azalırken, sanayi sektöründe 51 bin kişi, inşaat sektöründe 60 bin kişi, hizmet sektöründe 198 bin kişi arttı. İstihdam edilenlerin %14,9’u tarım, %21,5’i sanayi, %6,3’ü inşaat, %57,4’ü ise hizmet sektöründe yer aldı.

    Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 44,7 saat oldu

    İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 2023 yılı I. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 0,7 saat artarak 44,7 saat olarak gerçekleşti.

    Mevsim etkisinden arındırılmış atıl işgücü oranı %22,4 oldu

    Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2023 yılı I. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 1,6 puanlık artış ile %22,4 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı %15,5 iken potansiyel işgücü ve işsizlerin bütünleşik oranı %17,3 olarak tahmin edildi.

     

  • Müstakil evlere ciddi bir talep var

    Müstakil evlere ciddi bir talep var

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Nisan ayı konut satış istatistiklerini açıkladı. Türkiye genelinde konut satışları Nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 35,6 azalarak 85 bin 652 oldu. Konut satışlarında İstanbul 13 bin 944 konut satışı ve yüzde 16,3 ile en yüksek paya sahip oldu. Satış sayılarına göre İstanbul’u 10 bin konut satışı ve yüzde 11,7 pay ile Ankara, 4 bin 960 konut satışı ve yüzde 5,8 pay ile İzmir izledi. Mersin’in ise konut satışlarının, 2023 Nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 35,5 oranında azalarak 2 bin 277 olduğu ve yüzde 2,7 pay ile konut satışlarında 7. sırada yer aldığı görüldü. Yabancılara yapılan konut satışları da nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 60,3 azalarak 2 bin 557 oldu. Nisan ayında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı yüzde 3 oldu. Yabancılara yapılan konut satışlarında ilk sırayı bin 24 konut satışı ile Antalya aldı. Antalya’yı sırasıyla 792 konut satışı ile İstanbul ve 186 konut satışı ile Mersin izledi. Yabancılara yapılan konut satışları Ocak-Nisan döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 35,1 azalarak 13 bin 483 oldu.

    “Yatırımcıların tamamı yaylalara, köylere, müstakil ev yapmaya müsait arazilere talep gösteriyorlar”

    Emlakçılar Odası Başkanı Sinan Canpolat, geçtiğimiz yıl konut satışlarında çok ciddi artışların yaşandığını söyledi. Bu sene ise geçen yıla göre ciddi düşüşlerin yaşandığını kaydeden Canpolat, “Hem Türkiye genelinde hem de Mersin bazında düşüşleri görüyoruz. Biz bunun nedeni biraz da depreme bağlıyoruz. Çünkü depremden kaynaklı daire satışlarında inanılmaz bir durgunluk yaşandı. Türkiye genelinde geçen yılın Nisan ayına göre satışlarda yüzde 35,6 düşüş oldu. Mersin’e baktığımız zaman burası da 35,5 gibi bir düşüş var. Yabancıları Türkiye ve Mersin’e ciddi bir talebi vardı. Yabancılara satışlarda yine geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 60,3 gibi bir azalma var. Bu gerçekten çok ciddi bir rakam. Bunu biz halende artçıları devam eden depreme bağlıyoruz. Şu an yatırımcıların veya mülk edineceklerin tamamı yaylalara, köylere, müstakil ev yapmaya müsait arazilere talep gösteriyorlar” diye konuştu.

    “Kırsala, yaylalık bölgelere, müstakil evlere ciddi bir talep var”

    İnsanların depremin korkusunu üzerinden atamadığını vurgulayan Canpolat, “Bırakın deprem bölgesinden buraya göç edenleri, Mersin’de yaşayan halkımızda yüksek katlarda oturmaktan korkuyor. Birçok vatandaş evini satışa çıkardı. Satılan evlerin karşılında da ya bir arsa alınıyor yada bir yayla evi alınıyor. Gerçekten yüksek katlı binalarda oturan mülk sahiplerinin ciddi anlamda satış durumu söz konusu. Depremlerden sonra kırsala, yaylalık bölgelere, müstakil evlere ciddi bir talep oldu. Şu anda 500 bin lira olan arsalar 2 milyon 500 lira oldu. Yani 5 kat fiyatlar arttı. Bunun sebeplerinin başında depremler geliyor” şeklinde konuştu.
    Ev fiyatlarının da sabitlendiğini dile getiren Canpolat, “Fiyatlar bildiğiniz gibi çok yükselmişti. Şu anda ise yerinde sayıyor. Özellikle 6 Şubat’taki depremlerin ardından satışlar düşünce fiyatlar da stabil duruma geçti. Bu bir müddet daha gideceğe benziyor. Biraz da insanların tabi seçimlerle ilgili kaygıları vardı. Şimdi ilk tur bitti, ikinci tur seçimleri yapılacak. Oda yapıldıktan sonra mayıs ayı sonunda yada haziran başında normalleşmeye başlayacağız diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

  • Canlı doğan bebek sayısı düşütü

    Canlı doğan bebek sayısı düşütü

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2022 yılına ilişkin doğum istatistiklerini açıkladı. Verilere göre Sivas’ta canlı doğan bebek sayısının son yıllarda sürekli düştüğü dikkatlerden kaçmadı. Kentte 2017’de 8 bin 954 olan canlı doğan bebek sayısı 2018’de 8 bin 285’e, 2019’da 8 bin 79’a, 2020’de 7 bin 576’ya, 2021’de 7 bin 143’e, 2022’de ise 6 bin 674’e geriledi. Sivas’ta 2022’de dünyaya gelen 6 bin 674 bebeğin 3 bin 324’ünü erkek, 3 bin 350’sini ise kız oluşturdu. Sivas’ta; bir kadının doğurgan olduğu dönem boyunca doğurabileceği ortalama çocuk sayısı anlamına gelen “toplam doğurganlık hızı” 2022 yılında 1,46 çocuk olarak gerçekleşti. Türkiye’de bu oran ise 1,62 çocuk olarak kayıtlara geçti. Bin nüfus başına düşen canlı doğum sayısını ifade eden kaba doğum hızı Sivas’ta 2022 yılında binde 10,5 oldu. Sivas’ta doğumlarını 2022 yılında gerçekleştiren annelerin ortalama yaşı ise 26,6 olarak açıklandı.

  • Toplam ciro arttı

    Toplam ciro arttı

    Toplam cironun alt detaylarına bakıldığında; 2023 yılı Mart ayında yıllık sanayi sektörü ciro endeksi yüzde 42,4, inşaat ciro endeksi yüzde 105,0, ticaret ciro endeksi yüzde 66,1, hizmet ciro endeksi yüzde 67,5 arttı.

    “Toplam ciro aylık yüzde 4,1 arttı”

    Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında ciro endeksi, 2023 yılı Mart ayında aylık yüzde 4,1 arttı. Toplam cironun alt detaylarına bakıldığında; 2023 yılı Mart ayında aylık sanayi sektörü ciro endeksi yüzde 5,1, inşaat ciro endeksi yüzde 3,1, ticaret ciro endeksi yüzde 4,5, hizmet ciro endeksi yüzde 1,0 arttı.

  • Tavuk eti üretimi geriledi

    Tavuk eti üretimi geriledi

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, mart ayında tavuk eti üretimi geçen yılın aynı ayına göre yüzde 1,5 geriledi. Aynı dönemde hindi eti üretimi de yüzde 7,3 azaldı.

    TÜİK, mart ayına ilişkin kümes hayvancılığı üretimi verilerini açıkladı. Buna göre, bir önceki ay 176 bin 236 ton olan tavuk eti üretimi mart ayında yüzde 13,5 artarak 199 bin 950 ton oldu. Ancak tavuk eti üretimi geçen yılın aynı ayına göre yüzde 1,5 geriledi. Tavuk eti üretimindeki gerileme de ocak-mart döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2,5 oldu.

    YUMURTA ÜRETİMİ ARTTI

    TÜİK verilerine göre, bir önceki ay 1 milyar 613 milyon 799 bin adet olan tavuk yumurtası üretimi ise mart ayında yüzde 7 artarak 1 milyar 726 milyon 837 bin adet oldu. Yumurta üretimindeki artış geçen yılın aynı ayına göre de yüzde 4,4 oldu. Ocak-mart döneminde de bir önceki yılın aynı dönemine göre tavuk yumurtası üretimi yüzde 3,8 artış göstermiş oldu.

    Öte yandan, mart ayında geçen yılın aynı ayına göre kesilen tavuk sayısı yüzde 6,5 ve hindi eti üretimi de yüzde 7,3 azaldı. Ocak-mart döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre kesilen tavuk sayısı yüzde 6,1 ve hindi eti üretimi yüzde 9,2 azaldı.

  • İnşaat maliyeti 2,16 oranında arttı

    İnşaat maliyeti 2,16 oranında arttı

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, inşaat maliyet endeksi mart ayında aylık yüzde 2,16, yıllık ise yüzde 60,70 arttı.

    TÜİK İnşaat maliyet endeksi mart ayı verilerini açıkladı. Buna göre, 2023 yılı mart ayında bir önceki aya göre yüzde 2,16, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 60,70 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 2,31, işçilik endeksi yüzde 1,76 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 48,21, işçilik endeksi yüzde 105,09 yükseldi. 

    BİNA İNŞAATI MALİYET ENDEKSİ YILLIK YÜZDE 62,94 ARTIŞ GÖSTERDİ

    Bina inşaatı maliyet endeksi, bir önceki aya göre yüzde 2,04, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 62,94 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 2,19, işçilik endeksi yüzde 1,68 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 50,49, işçilik endeksi yüzde 105,16 arttı. 

    BİNA DIŞI YAPILAR İÇİN İNŞAAT MALİYET ENDEKSİ YILLIK YÜZDE 53,57 YÜKSELDİ

    Bina dışı yapılar için inşaat maliyet endeksi, bir önceki aya göre yüzde 2,54, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 53,57 arttı. Bir önceki aya göre malzeme endeksi yüzde 2,71, işçilik endeksi yüzde 2,06 arttı. Ayrıca bir önceki yılın aynı ayına göre malzeme endeksi yüzde 41,27, işçilik endeksi yüzde 104,83 arttı. 

  • “Binlerce kız çocuğu eğitimden uzak bırakıldı”

    “Binlerce kız çocuğu eğitimden uzak bırakıldı”

    Zafer Partisi Bürokrasi ile İlişkiler ve Sivil Toplum Kuruluşlarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Esmaül Hüsna Aslan, “Millî Eğitim Bakanlığı’nın açıkladığı 2021-2022 örgün eğitim istatistiklerine göre 866 bin kız öğrenci eğitimden uzak bırakıldı. Buradaki 800 bini aşkın bir sayı kabul edilemez. MEB’in kendi sunduğu verilere göre daha da vahim bir tablo var” dedi.

    Zafer Partili Esmaül Hüsna Aslan; MEB verileriyle okullaşma oranı, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileriyle yoksulluk oranı ve sığınmacı sorunlarına dikkat çekti. Aslan, “Önceki yıllarda olduğu gibi, eğitim seviyesi yoksullukta ana etkenlerden biri olmaya devam etti” diyen Aslan, “TÜİK hesaplamasına göre okur-yazar olmayanların yüzde 27,7’si, bir okul bitirmeyenlerin yüzde 24,4’ü, lise altı eğitimlilerin yüzde 13,8’i, lise ve dengi okul mezunlarının ise yüzde 7,8’i yoksul olarak hesaplandı. Yükseköğretim mezunlarında ise yoksulluk yüzde 2,6 olarak belirlendi.” dedi.

    “MEB’in açıkladığı 2021-2022 örgün eğitim istatistiklerine göre ise 866 bin kız öğrenci eğitimden uzak bırakıldı” açıklaması yapan Aslan, “Buradaki 800 bini aşkın sayı kabul edilemez. MEB’in kendi sunduğu verilere göre daha da vahim bir tablo var” diye konuştu.

    “ÖZ KAYNAKLARIMIZI KENDİ EVLATLARIMIZA HARCASAK, BİRÇOK ŞEYİ DAHA HIZLI BAŞARABİLİRDİK”

    Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’ın Türkiye’nin sığınmacılara yönelik insani yardımda öz kaynaklarından yaklaşık 45 milyar dolar harcadığı sözlerini hatırlatan Aslan, “Biz bu öz kaynaklarımızı kendi evlatlarımız için, geleceğimiz için harcasak birçok şeyi daha hızlı başarabilirdik. Ülkedeki her çözüm için ortaya atılan önerilerin devamında ‘kaynak nerede?’ sorusunu soran iktidara, ‘demek ki istenildiğinde kaynak bulunabiliyormuş’ demek istiyorum” dedi. Zafer Partili Esmaül Hüsna Aslan’ın açıklamaları şöyle:

    “EN BÜYÜK PROBLEM KIZ ÇOCUKLARININ OKULLAŞMASINDA”

    “Ben de bir kadın siyasetçi olarak, toplumun her kesiminde unutulan olarak, mücadele etmeye devam ediyorum. Kadınların, kız çocuklarının, öğrencilerin mücadelesine destek vermek için elimden gelen çabayı sarf ediyorum. Her ne olursa olsun, çocuklar okumalı, kız çocukları da okumalı. Ülkemizin güneydoğusunda eğitimlerinin önüne geçilen kız çocuklarının durumlarını biliyoruz. 25 kişilik sınıflarda kaçar çocuk yerleştirildiğini biliyoruz. Bunlar aşılacak sorunlar olsa da en büyük problem kız çocuklarının okullaşmasında. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği verilerine göre, şu anda eğitim görmesi gereken 800 binden fazla kız çocuğu, okulda değil. Bu tablo, kabul edilemez! Millî Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) açıkladığı 2021-2022 örgün eğitim istatistiklerine göre ise 866 bin kız öğrenci eğitimden uzak bırakıldı. Buradaki 800 bini aşkın sayı kabul edilemez. MEB’in kendi sunduğu verilere göre daha da vahim bir tablo var. Eğitim sisteminin geldiği noktadan dolayı yeni bir ülke yaratacak kadar sayıdaki çocuğumuz zorunlu eğitimden mahrum bırakılıyor, geleceğimiz karartılıyor. Yine ÇHD verilerine göre, özellikle eğitime erişimde kız çocuklarımıza karşı yapılan ayrımcılık, şiddetini daha da artırmış.

    “KADERLERİNE TERK EDİLMELERİ ANLAMINA GELİYOR”

    Kamusal eğitim tam da dezavantajlı grupların erişim hakkını sağlama işlevini görmeli. Kız çocukları ve oğlan çocukları arasında okullaşma oranında hep fark vardı. Ne yazık ki bu makasın giderek açıldığını görüyoruz. Kız çocuklarının okullaşma oranının düşük olması ve eğitim basamağı yükseldikçe azalması demek bu çocukların erken evlilik, ev içi şiddet, ev içi emekte kullanılma, çocuk işçi olma gibi sorunlarla karşılaşması demek. Kız çocuklarının özellikle yoksullukla kesişen dezavantajlı olma durumu, kırılamayacak bir döngünün içinde kaderlerine terk edilmeleri anlamına geliyor.

    “YÜKSEKÖĞRETİM MEZUNLARINDA YOKSULLUK YÜZDE 2,6 OLARAK BELİRLENDİ”

    Önceki yıllarda olduğu gibi, eğitim seviyesi yoksullukta ana etkenlerden biri olmaya devam etti. TÜİK hesaplamasına göre okur-yazar olmayanların yüzde 27,7’si, bir okul bitirmeyenlerin yüzde 24,4’ü, lise altı eğitimlilerin yüzde 13,8’i, lise ve dengi okul mezunlarının ise yüzde 7,8’i yoksul olarak hesaplandı. Yükseköğretim mezunlarında ise yoksulluk yüzde 2,6 olarak belirlendi. TÜİK verilerine göre, göreli yoksulluk, maddi ve sosyal yoksunluktan kaynaklı olarak yoksulluk riski altındaki kişilerin oranı yüzde 32,6 olarak ölçüldü. Bu durum, yoksulluk ve sosyal dışlanma riski altında olarak tanımlanıyor. Göreli yoksulluk, maddi ve sosyal yoksunluk ve düşük iş yoğunluğu göstergelerinin en az birinden yoksun olma durumu olarak açıklanan ‘yoksulluk veya sosyal dışlanma riski’ ilk kez hesaplandı. TÜİK verilerine göre, yaş grupları dikkate alındığında, 0-17 yaş grubunda riskli nüfus yüzde 42,7 olarak belirlenirken, 18-64 yaş arasında yüzde 30,2, 65 yaş üzerinde ise yüzde 20,5 olarak ölçüldü.

    “TOPLUMUN GERÇEKLERİNDEN UZAKLAŞTIRILIYOR”

    Özellikle Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesi’nde 14 yaş üzerindeki kız çocuklarının eğitime ulaşması oldukça sorunlu görünüyor. Kız çocuklarının pandemide, uzaktan eğitim döneminde ev içi emeği ve bakım emeğini üstlendiklerini görüyoruz. Devamsızlık oranlarına baktığımızda yine ciddi bir şekilde dezavantajlı görüyoruz yoksul kız çocuklarını. Okula kayıt yaptırsalar bile devamsızlıkları orta gelirli bir aileye göre daha fazla oluyor. Yeni nesilde zaten belli bir eğitim sorununun olduğunu görebiliyoruz. Eğiticilerin liyakati ve kalitesi, çocukların yeterli beslenmesiyle yeterli vitamini alması gibi etkenler eğitim kalitesini de etkiliyor. Çocukların iyi beslenmesi, eğitimcilerin donanımlısı olması gerekiyor. Teknolojiyi eğitime ne kadar çok katarsak, o kadar çok yararını kullanmış oluruz. Ama ne yazık ki bilinçsiz ebeveynler ve eğiticilerle birlikte çocuklar teknolojiye bağımlı hale getirilerek toplumun gerçeklerinden uzaklaştırılıyor.

    “SIĞINMACI PROBLEMİNİ ÇÖZMEDEN BİZ BU İŞİN ALTINDAN KALKAMAYIZ”

    “Erkek ve kız çocuklar, yeterli beslenmeyle gerekli vitaminlerini alarak gelişimlerini sağlamalı diyoruz. Eğiticilerin donanımlı olarak gerekli bilgi birikimlerini çocuklara aktarması gerektiğini söylüyoruz. Bugün güzel yetişecek bir çocuk 20-30 sene sonra aldığı bilgilerin, eğitiminin karşılığını yine bize verecek. Biz, ektiğimiz tarladan kaliteli ürün almak istiyorsak o tarlaya iyi bakmalı, güzel bakmalı, şefkatli olmalı, sevmeliyiz. Tabii eğitimde yeterli beslenme ve eğitimcilerin yanı sıra bir de tüm dünyadaki sorunlara ek olarak; ülkemizde artı bir yük, sığınmacı sorunu da var. Suriye savaşından bu yana en fazla sığınmacı kabul eden ülkeler arasındaki Türkiye’de, çok sayıda mülteci çocuk bulunuyor. Tüm eğitim ilkelerimizi, çocuklarımızın beslenmeleri, eğiticilerin liyakatini ve eğitim sistemini rayına oturtsak bile sığınmacı problemini çözmeden biz bu işin altından kalkamayız.”