Etiket: TÜİK
-
Uluslararası Göç İstatistikleri
Yurt dışından Türkiye’ye göç edenlerin sayısı 2020 yılında, bir önceki yıla göre %49,7 azalarak 340 bin 845 kişi oldu. Göç eden nüfusun %53,6’sını erkekler, %46,4’ünü ise kadınlar oluşturdu. Yurt dışından gelen nüfusun 98 bin 349’unu Türk vatandaşları, 242 bin 496’sını ise yabancı uyruklular oluşturdu.Türkiye’ye gelen ve Türkiye’den giden göçün cinsiyete göre dağılımı, 2019, 2020
Türkiye’den yurt dışına 420 bin 463 kişi göç ettiTürkiye’den yurt dışına göç eden kişi sayısı 2020 yılında bir önceki yıla göre %27,3 artarak 420 bin 463 oldu. Göç eden nüfusun %55,9’unu erkekler, %44,1’ini ise kadınlar oluşturdu. Türkiye’den yurt dışına giden nüfusun 77 bin 810’unu Türk vatandaşları, 342 bin 653’ünü ise yabancı uyruklular oluşturdu.En fazla 25-29 yaş grubundaki nüfus göç ettiTürkiye’ye 2020 yılında göç edenlerin yaş grubu incelendiğinde, en fazla göç edenlerin %12,5 ile 25-29 yaş grubunda olduğu görüldü. Bu yaş grubunu %11,3 ile 20-24 ve %11 ile 30-34 yaş grubu izledi. Türkiye’den göç eden nüfusun yaş gruplarına bakıldığında, en fazla göç edenlerin %15,2 ile yine 25-29 yaş grubunda olduğu görüldü. Bu yaş grubunu %13,2 ile 30-34 ve %12,7 ile 20-24 yaş grubu izledi.Türkiye’ye gelen ve Türkiye’den giden göçün en fazla olduğu ilk 5 yaş grubu, 2020
Yurt dışından en fazla göç alan ve yurt dışına en fazla göç veren il İstanbul olduTürkiye’ye 2020 yılında göç edenlerin illere göre dağılımı incelendiğinde, %34,1 ile en fazla göç alan ilin İstanbul olduğu görüldü. İstanbul’u %8,3 ile Ankara ve Antalya, %3,2 ile Bursa ve %2,8 ile İzmir takip etti.Türkiye’den göç eden nüfusun illere göre dağılımına bakıldığında ise %47,6 ile İstanbul’un en fazla göç veren il olduğu görüldü. İstanbul’u %9,5 ile Ankara, %6,6 ile Antalya, %2,8 ile İzmir ve %2,7 ile Gümüşhane izledi.Türkiye’ye gelen ve Türkiye’den giden göçün en fazla olduğu ilk 5 il, 2020
Türkiye’ye gelen yabancı nüfusun %11,9’unu Irak vatandaşları oluşturduTürkiye’ye 2020 yılında gelen yabancı uyruklu nüfus içinde ilk sırayı %11,9 ile Irak vatandaşları aldı. Irak’ı %9,4 ile Afganistan, %7,4 ile Türkmenistan, %6,3 ile Rusya Federasyonu ve %6 ile Suriye vatandaşları izledi.Türkiye’den göç eden yabancı uyruklu nüfus içinde ilk sırayı %16,8 ile yine Irak vatandaşları aldı. Irak’ı %11,6 ile Türkmenistan, %8,9 ile İran, %6,5 ile Azerbaycan ve %5,4 ile Suriye vatandaşları takip etti.Vatandaşlık ülkesine göre Türkiye’ye gelen ve Türkiye’den giden göçün en fazla olduğu ilk 5 ülke, 2020
-
Bitkisel Ürün Denge Tabloları, 2022
Tahıl ürünleri toplamı için 2021-2022 piyasa döneminde yurt içi üretimin yurt içi talebi karşılama derecesi (yeterlilik derecesi) %80,3 olarak gerçekleşti. Toplam tahıl üretiminde en büyük paya sahip olan buğdayın yeterlilik derecesi %87,3 (durum buğdayında %151,8, diğer buğdayda %79,9), yem sanayinin en önemli girdilerini oluşturan arpanın yeterlilik derecesi %66,8, mısırın yeterlilik derecesi %76,6, soyanın yeterlilik derecesi ise %6 olarak gerçekleşti.Seçilmiş tarla ürünlerinde yeterlilik dereceleri, 2021-2022
Meyveler ve içecek bitkilerinde 2021-2022 piyasa döneminde en yüksek yeterlilik derecesi %560,9 ile fındıkta gerçekleşti. Turunçgiller grubunda yer alan meyvelerin tamamının kendine yeterli olduğu görüldü. Toplam çay arzının büyük bir kısmı kendi üretimimizden karşılanmakta olup, çayın yeterlilik derecesi %97,9 oldu.Seçilmiş meyve ürünlerinde yeterlilik dereceleri, 2021-2022
Sebze ürünleri toplamı için 2021-2022 piyasa döneminde yurt içi üretimin, yurt içi talebi karşılama derecesi %113,5 oldu. Sebzelerde en yüksek yeterlilik derecesi havuçta %124,2 olurken, domateste %123,7, taze bezelyede ise %121,5 olarak gerçekleşti.
Seçilmiş sebze ürünlerinde yeterlilik dereceleri, 2021-2022
-
Sera Gazı Emisyon İstatistikleri
Sera gazı envanteri sonuçlarına göre, 2021 yılı toplam sera gazı emisyonu bir önceki yıla göre %7,7 artarak 564,4 milyon ton (Mt) CO2 eşdeğeri (eşd.) olarak hesaplandı. Kişi başı toplam sera gazı emisyonu 1990 yılında 4 ton CO2 eşd., 2020 yılında 6,3 ton CO2 eşd. ve 2021 yılında 6,7 ton CO2 eşd. olarak hesaplandı.
Sektörlere göre emisyon miktarında enerji sektörü ilk sırada yer aldı
Toplam sera gazı emisyonlarında 2021 yılında CO2 eşd. olarak en büyük payı %71,3 ile enerji kaynaklı emisyonlar alırken bunu sırasıyla %13,3 ile endüstriyel işlemler ve ürün kullanımı, %12,8 ile tarım ve %2,6 ile atık sektörü takip etti.Enerji sektörü emisyonları 2021 yılında, 1990 yılına göre %188,4 bir önceki yıla göre ise %9,8 artarak 402,5 Mt CO2 eşd. olarak hesaplandı. Endüstriyel işlemler ve ürün kullanımı emisyonları 1990 yılına göre %228,7 ve bir önceki yıla göre %10,6 artarak 75,1 Mt CO2 eşd. olarak hesaplandı.Tarım sektörü emisyonları 2021 yılında, 1990 yılına göre %56,5 artmakla beraber bir önceki yıla göre %1,5 azalarak 72,1 Mt CO2 eşd. olarak hesaplandı. Atık sektörü emisyonları ise 1990 yılına göre %32,6 artmakla beraber bir önceki yıla göre %9,9 azalarak 14,7 Mt CO2 eşd. olarak hesaplandı.
CO2 emisyonlarındaki en büyük payı enerji kaynaklı emisyonlar oluşturduToplam CO2 emisyonlarının 2021 yılında %32,7’si elektrik ve ısı üretiminden olmak üzere %85,2’si enerji sektöründen, %14,5’i endüstriyel işlemler ve ürün kullanımı sektöründen, %0,3’ü ise tarım ve atık sektörlerinden kaynaklandı.
CH4 emisyonlarının %61,4’ü tarım, %19,3’ü enerji, %19,3’ü atık ve %0,03’ü endüstriyel işlemler ve ürün kullanımı sektöründen(1); N2O emisyonlarının ise %78’i tarım, %11,1’i enerji, %5,9’u atık ve %5’i de endüstriyel işlemler ve ürün kullanımı sektöründen kaynaklandı.
-
İşsizlik rakamları açıklandı
Türkiye İstatistik Kurumu, “İşgücü İstatistikleri 2022” verilerini açıkladı. Buna göre, ülke genelinde işsiz sayısı geçen yıl 2021’e kıyasla 337 bin kişi azalarak 3 milyon 582 bin kişi oldu.
İşsizlik oranı, geçen yıl bir önceki yıla göre 1,6 puan düşerek yüzde 10,4’e geriledi. 2021’de işsizlik oranı yüzde 12, işsiz sayısı ise 3 milyon 919 bin kişi olarak açıklanmıştı.İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 8,9 iken kadınlarda ise yüzde 13,4 oldu.
-
Yaşlı nüfusu 8 milyonu geçti
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2022 yılı İstatistiklerle Yaşlılar verisini paylaştı.
Buna göre, yaşlı nüfus olarak kabul edilen 65 ve daha yukarı yaştaki nüfus, 2017 yılında 6 milyon 895 bin 385 kişi iken son beş yılda yüzde 22,6 artarak 2022 yılında 8 milyon 451 bin 669 kişi oldu. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı ise 2017 yılında yüzde 8,5 iken, 2022 yılında yüzde 9,9’a yükseldi. Yaşlı nüfusun 2022 yılında yüzde 44,4’ünü erkek nüfus, yüzde 55,6’sını kadın nüfus oluşturdu.
Nüfus projeksiyonlarına göre yaşlı nüfus oranının 2030 yılında yüzde 12,9, 2040 yılında yüzde 16,3, 2060 yılında yüzde 22,6 ve 2080 yılında yüzde 25,6 olacağı öngörüldü.
Yaşlı nüfusunun yüzde 64,5’inin 65-74 yaş grubunda yer aldığı görüldü
Yaşlı nüfus yaş grubuna göre incelendiğinde, 2017 yılında yaşlı nüfusun yüzde 61,6’sının 65-74 yaş grubunda, yüzde 29,7’sinin 75-84 yaş grubunda ve yüzde 8,6’sının 85 ve daha yukarı yaş grubunda yer aldığı görülürken, 2022 yılında yüzde 64,5’inin 65-74 yaş grubunda, yüzde 27,7’sinin 75-84 yaş grubunda ve yüzde 7,9’unun 85 ve daha yukarı yaş grubunda yer aldığı görüldü.
Yaşlı nüfusun yüzde 0,1’ini oluşturan 100 yaş ve üzerindeki yaşlı kişi sayısı, 2022 yılında 5 bin 344 oldu.
Türkiye nüfusunun yaş yapısı değişti
Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranının yüzde 10,0’u geçmesi nüfusun yaşlanmasının bir göstergesidir. Türkiye’de yaşlı nüfus, diğer yaş gruplarındaki nüfusa göre daha yüksek bir hız ile artış gösterdi.
Küresel yaşlanma süreci olarak adlandırılan “demografik dönüşüm” sürecinde olan Türkiye’de, doğurganlık ve ölümlülük hızlarındaki azalma ile birlikte sağlık alanında kaydedilen gelişmeler, yaşam standardının, refah düzeyinin ve doğuşta beklenen yaşam süresinin artması ile nüfusun yaş yapısı şekil değiştirdi. Çocuk ve gençlerin toplam nüfus içindeki oranı azalırken yaşlıların toplam nüfus içindeki oranı artış gösterdi. Türkiye, oransal olarak yaşlı nüfus yapısına sahip ülkelere göre hala genç bir nüfus yapısına sahip olsa da, yaşlı nüfus sayısal olarak oldukça fazladır.
-
İşsizlik oranı yüzde 9,7 oldu
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Ocak ayı İşgücü İstatistikleri açıkladı. Buna göre, Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2023 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre 166 bin kişi azalarak 3 milyon 424 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,5 puan azalarak yüzde 9,7 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 7,7 iken kadınlarda yüzde 13,7 olarak tahmin edildi.
Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam oranı yüzde 48,9 oldu
İstihdam edilenlerin sayısı 2023 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre 354 bin kişi artarak 31 milyon 837 bin kişi, istihdam oranı ise 0,5 puan artarak yüzde 48,9 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 66,9 iken kadınlarda yüzde 31,2 olarak gerçekleşti.
Mevsim etkisinden arındırılmış işgücüne katılma oranı yüzde 54,1 olarak gerçekleşti
İşgücü 2023 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre 188 bin kişi artarak 35 milyon 260 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,2 puanlık artış ile yüzde 54,1 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 72,5 iken kadınlarda yüzde 36,1 oldu.
Genç nüfusta mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı yüzde 20,2 oldu
15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,5 puanlık artış ile yüzde 20,2 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 16,5, kadınlarda ise yüzde 26,6 olarak tahmin edildi.
Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 44,9 saat oldu
İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 2023 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre 0,7 saat artarak 44,9 saat olarak gerçekleşti.
Mevsim etkisinden arındırılmış atıl işgücü oranı yüzde 21,9 oldu
Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2023 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre 0,6 puanlık artış ile yüzde 21,9 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 15,3 iken potansiyel işgücü ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 16,7 olarak tahmin edildi.
-
TÜİK’ten pandemi sonrası ilk açıklama
Corona virüs pandemisinin başladığı Aralık 2019’dan bu yana ölüm istatistikleri, TÜİK tarafından ilk kez paylaşıldı. Türkiye’de 2019 yılında ölen kişi sayısı 435 bin 941 olmuştu.
Buna göre, 2020 yılında 507 bin 938 kişi hayatını kaybetti. Ölüm sayısı 2019 yılında 435 bin 941 iken 2020 yılında yüzde 16,5 artarak 507 bin 938 oldu.
Ölen kişilerin 2019 yılında yüzde 54,6’sını erkekler, yüzde 45,4’ünü kadınlar oluştururken 2020 yılında ölen kişilerin yüzde 56’sını erkekler, yüzde 44’ünü kadınlar oluşturdu.
Bin kişi başına düşen ölüm sayısını ifade eden kaba ölüm hızı, 2019 yılında binde 5,3 iken 2020 yılında binde 6,1 oldu. Diğer bir ifade ile 2019 yılında bin kişi başına 5,3 ölüm düşerken 2020 yılında bin kişi başına 6,1 ölüm düştü.
2021 YILI DA BELLİ OLDU
Ölüm sayısı 2021 yılında 565 bin 594 oldu. Ölüm sayısı 2020 yılında 507 bin 938 iken 2021 yılında yüzde 11,4 artarak 565 bin 594 oldu. Ölen kişilerin 2020 yılında yüzde 56’sını erkekler, yüzde 44’ünü kadınlar oluştururken 2021 yılında ölen kişilerin yüzde 54,6’sını erkekler, yüzde 45,4’ünü kadınlar oluşturdu.
Bin kişi başına düşen ölüm sayısını ifade eden kaba ölüm hızı, 2020 yılında binde 6,1 iken 2021 yılında binde 6,7 oldu. Diğer bir ifade ile 2020 yılında bin kişi başına 6,1 ölüm düşerken 2021 yılında bin kişi başına 6,7 ölüm düştü.
Sağlık Bakanlığı’nın en son açıkladığı 14-27 Kasım 2022 verilerine göre, corona virüs pandemisinde 101 bin 492 kişi hayatını kaybetmişti. Pandemide toplam vaka sayısı 17 milyon 42 bin 722 olarak kayıtlara geçmişti.
2020 verilerine göre;
Covid-19 kaynaklı ölüm sayısı 22 bin 136 oldu Covid-19 kaynaklı ölüm sayısı 2020 yılında 22 bin 136 oldu. Ölenlerin 13 bin 699’unu erkekler, 8 bin 437’sini kadınlar oluşturdu.
Covid-19 kaynaklı ölümler yaş grubuna göre incelendiğinde, COVID-19 kaynaklı ölümlerin en fazla 65-74 yaş grubunda olduğu görüldü. Bu yaş grubunda ölenlerin 4 bin 508’ini erkekler, 2 bin 546’sını kadınlar oluşturdu.
2021 verilerine göre;Covid-19 kaynaklı ölüm sayısı 65 bin 198 oldu.
Covid-19 kaynaklı ölüm sayısı 2020 yılında 22 bin 136 iken 2021 yılında 65 bin 198 oldu. Covid-19 nedeniyle 2021 yılında ölenlerin 35 bin 693’ünü erkekler, 29 bin 505’ini kadınlar oluşturdu.
Covid-19 kaynaklı ölümler yaş grubuna göre incelendiğinde, Covid-19 kaynaklı ölümlerin 2020 yılında en fazla olduğu yaş grubunun 65-74, 2021 yılında ise 75-84 olduğu görüldü. Covid-19 nedeniyle 2021 yılında 75-84 yaş grubunda ölenlerin 9 bin 493’ünü erkekler, 8 bin 566’sını kadınlar oluşturdu.Ölüm nedenleri arasında dolaşım sistemi kaynaklı hastalıklar ilk sırada yer aldı
Ölümler nedenlerine göre incelendiğinde, 2020 yılında yüzde 36 ile dolaşım sistemi hastalıkları ilk sırada yer aldı. Bu ölüm nedenini yüzde 15,8 ile solunum sistemi hastalıkları, yüzde 15,7 ile iyi ve kötü huylu tümörler izledi.
-
İşsizlik 4. çeyrekte arttı
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Ekim-Aralık 2022 dönemine ilişkin iş gücü istatistiklerini açıkladı. Buna göre, Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde mevsim etkisinden arındırılmış işsiz sayısı, geçen yılın son çeyreğinde üçüncü çeyreğe göre 148 bin kişi artarak 3 milyon 583 bin kişi oldu. Mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı ise 0,2 puanlık yükselişle yüzde 10,2 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı, dördüncü çeyrekte bir önceki yılın aynı çeyreğine göre 1 puan azaldı.
Geçen yılın dördüncü çeyreğinde 15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı, bir önceki çeyreğe göre 0,5 puanlık artışla yüzde 19,2 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı erkeklerde yüzde 15,8, kadınlarda ise yüzde 25,5 olarak tahmin edildi.
İş gücüne katılma oranı 0,9 puan artarak yüzde 53,9 oldu
Türkiye’de, istihdam edilenlerin sayısı 2022’nin ekim-aralık döneminde bir önceki çeyreğe kıyasla 565 bin kişi artarak 31 milyon 460 bin kişiye yükseldi. İstihdam oranı ise bu dönemde 0,7 puanlık artışla yüzde 48,4 oldu.
Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam edilenlerin sayısı, yılın dördüncü çeyreğinde bir önceki çeyreğe kıyasla 565 bin kişi artarak 31 milyon 460 bin kişiye ulaştı. İstihdam oranı ise 0,7 puanlık artışla yüzde 48,4’e çıktı. Bu oran, erkeklerde yüzde 65,8, kadınlarda yüzde 31,3 olarak hesaplandı.Mevsim etkisinden arındırılmış iş gücü, dördüncü çeyrekte bir önceki çeyreğe göre 714 bin kişi artarak 35 milyon 43 bin kişiye yükseldi. İş gücüne katılma oranı ise 0,9 puanlık artışla yüzde 53,9 oldu. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 71,9, kadınlarda yüzde 36,2 oldu.
Bu dönemde istihdam edilenlerin sayısı, bir önceki çeyreğe göre tarım sektöründe 62 bin kişi, sanayi sektöründe 90 bin kişi, inşaat sektöründe 57 bin kişi, hizmet sektöründe 356 bin kişi arttı. İstihdam edilenlerin yüzde 15,7’si tarım, yüzde 21,4’ü sanayi, yüzde 6,1’i inşaat, yüzde 56,8’i ise hizmet sektöründe yer aldı.
İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi, 2022 yılının son çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 0,7 saat artarak 44,3 saat olarak hesaplandı.
Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel iş gücü ve işsizlerden oluşan atıl iş gücü oranı, geçen yılın dördüncü çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 0,1 puan azalarak yüzde 20,8 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 14,5 iken, potansiyel iş gücü ve işsizlerin bütünleşik oranı da yüzde 16,9 olarak gerçekleşti. -
Türkiye’de kadınlar daha mutlu
Kadınlar daha mutlu
Mutlu olduğunu beyan eden erkeklerin oranı, 2021 yılında yüzde 43,9 iken 2022 yılında yüzde 46,5 oldu. Kadınlarda ise bu oran, 2021 yılında yüzde 54,6 iken 2022 yılında yüzde 52,7 oldu.
Evliler evli olmayanlardan daha mutlu
Evli bireylerin, evli olmayan bireylere göre daha mutlu olduğu görüldü. Mutlu olduğunu belirten evli bireylerin oranı, 2022 yılında yüzde 54,5 iken evli olmayanlarda bu oran, yüzde 40,4 olarak gerçekleşti. Evli olanların mutluluk düzeyi cinsiyete göre incelendiğinde; evli erkeklerin yüzde 51,0’inin, evli kadınların ise yüzde 57,9’unun mutlu olduğu gözlendi.
En mutlu olanlar 65 ve üzeri yaş grubunda
Yaş gruplarına göre mutluluk düzeyi incelendiğinde; 65 ve üzeri yaş grubu, 2021 yılında yüzde 56,2, 2022 yılında ise yüzde 57,7 ile en yüksek mutluluk oranının görüldüğü yaş grubu oldu. En düşük mutluluk oranı ise 2021 yılında yüzde 44,5 ile 18-24 yaş grubunda görülürken 2022 yılında yüzde 46,8 ile 25-34 yaş grubunda gözlendi.
İlkokul mezunu bireyler daha mutlu
Eğitim durumuna göre mutluluk düzeyi incelendiğinde; 2022 yılında en yüksek mutluluk oranı, yüzde 52,7 ile ilkokul mezunu grubunda görüldü. Bunu sırasıyla; yüzde 51,7 ile bir okul bitirmeyenler, yüzde 48,3 ile lise ve dengi okul mezunu, yüzde 48,2 ile yükseköğretim mezunu ve yüzde 46,3 ile ilköğretim veya ortaokul mezunu bireyler takip etti.
Bireylerin mutluluk kaynağı aileleri
Bireylerin mutluluk kaynağı olan kişiler incelendiğinde; kendilerini en çok ailelerinin mutlu ettiğini belirtenlerin oranı, 2022 yılında yüzde 67,6 olurken bunu sırasıyla; yüzde 16,3 ile çocuklar, yüzde 4,8 ile kendisi, yüzde 3,9 ile eş, yüzde 3,8 ile anne/baba ve yüzde 1,9 ile torunlar takip etti.
Bireyleri en çok sağlıklı olmak mutlu etti
Bireylerin mutluluk kaynağı olan değerler incelendiğinde; kendilerini en çok sağlıklı olmanın mutlu ettiğini ifade edenlerin oranı, 2022 yılında yüzde 68,2 olurken bunu sırasıyla; yüzde 13,2 ile sevgi, yüzde 9,5 ile başarı, yüzde 6,2 ile para ve yüzde 2,6 ile iş takip etti.
En yüksek memnuniyet oranı yüzde 75,9 ile asayiş hizmetlerinde
Kamu hizmetlerinden memnuniyet düzeyleri incelendiğinde; 2022 yılında asayiş hizmetlerinden memnun olduğunu beyan edenlerin oranı yüzde 75,9 olurken bunu sırasıyla yüzde 69,7 ile ulaştırma, yüzde 65,6 ile sağlık, yüzde 63,8 ile Sosyal Güvenlik Kurumu, yüzde 59,5 ile adli ve yüzde 59,3 ile eğitim hizmetlerinden memnuniyet takip etti.
Her 100 kişiden 65’i geleceğinden umutlu
Kendi geleceklerinden umutlu olduğunu beyan eden bireylerin oranı, 2022 yılında yüzde 64,9 oldu. Kendi geleceklerinden umutlu olan erkeklerin oranı yüzde 64,8 iken kadınlarda bu oran yüzde 64,9 oldu.
-
Üretici enflasyonu yüzde 86.46 oldu
Yİ-ÜFE (2003=100) 2023 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 4,15, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 4,15, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 86,46 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 125,53 artış gösterdi.
İmalat endeksi yıllık yüzde 70,49 arttı
Sanayinin dört sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 101,51, imalatta yüzde 70,49, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 237,14 ve su temininde yüzde 116,64 artış olarak gerçekleşti.
Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara malında yüzde 60,98, dayanıklı tüketim malında yüzde 69,42, dayanıksız tüketim malında yüzde 97,14, enerjide yüzde 188,23 ve sermaye malında yüzde 60,19 artış olarak gerçekleşti.
İmalat endeksi aylık yüzde 5,12 arttı
Sanayinin dört sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 6,08 artış, imalatta yüzde 5,12 artış, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 3,13 azalış ve su temininde yüzde 2,15 artış olarak gerçekleşti.
Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara malında yüzde 3,46 artış, dayanıklı tüketim malında yüzde 7,34 artış, dayanıksız tüketim malında yüzde 8,19 artış, enerjide yüzde 0,64 azalış ve sermaye malında yüzde 6,29 artış olarak gerçekleşti.
Yıllıkta 19 alt sektör daha düşük, 10 alt sektör daha yüksek değişim gösterdi
Yıllık en düşük artış; yüzde 28,97 ile ana metaller, yüzde 43,33 ile kağıt ve kağıt ürünleri, yüzde 47,77 ile kauçuk ve plastik ürünler alt sektörlerinde gerçekleşti. Buna karşılık elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme yüzde 237,14, diğer madencilik ve taş ocakçılığı ürünleri yüzde 147,26, diğer metalik olmayan mineral ürünler yüzde 145,09 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.
Aylıkta 12 alt sektör daha düşük, 17 alt sektör daha yüksek değişim gösterdi
Aylık en yüksek azalış; yüzde 9,00 ile ham petrol ve doğal gaz, yüzde 3,13 ile elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme alt sektörlerinde gerçekleşti. Buna karşılık içecekler yüzde 20,42, kömür ve linyit yüzde 15,37, diğer ulaşım araçları yüzde 13,57 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.