Etiket: tüketim

  • 4 günde 500 bin şiş et ve 400 bin şişe şalgam suyu tüketildi

    4 günde 500 bin şiş et ve 400 bin şişe şalgam suyu tüketildi

    Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, 4 gün süren 8. Uluslararası Adana Lezzet Festivali’nde 500 bin şiş et ve 400 bin şişe şalgam suyunun tüketildiğini açıkladı.

    Adana Valiliğinin ev sahipliğinde Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeleri ile odalar ve sivil toplum kuruluşlarının katkılarıyla düzenlenen 8. Uluslararası Adana Lezzet Festivali, Merkez Park’ta tamamlandı. Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, 8. Uluslararası Adana Lezzet Festivali’nde 500 bin şiş et ve 400 bin şişe şalgam suyunun tüketildiğini açıkladı.

    Merkez Park’taki alanda 76 stantta satış yapıldığını, 48 kadın kooperatif standı ile 13 belediye standının yer aldığını ifade eden Vali Köşger, “Adana sadece kebaptan ibaret olmayan bir şehir ama Adana deyince de akla ilk gelen lezzetler tabi ki kebabı ve kebabın yanında olmazsa olmaz şalgamı. Bu sene festivalimizde yaklaşık olarak 500 bin şiş et ve 400 bin şişe şalgam tüketildi” dedi.

    “800 bin kişi ziyaret etti”
    Adana’nın artık gastronomi turizminin önemli bir parçası olduğunu aktaran Vali Köşger, festivali 800 bin kişinin ziyaret ettiğini anlatarak şunları söyledi:
    “Festivali 800 binin üzerinde kişi ziyaret etti. Bu yılki festival; kadim kentimizin zengin mutfak kültürünü, tarihi ve turistik değerlerini tanıtmakla kalmayıp aynı zamanda Adana ekonomisine büyük katkı sağladı. Öyle ki hem Adanalı hemşehrilerimiz hem de ülkemizin çeşitli yerlerinden ve yurt dışından gelen misafirlerimizin yaptığı harcamalarla birlikte toplam 3,7 milyar TL’lik bir ekonomik değerden bahsedebiliriz.

    Bunun dışında sosyal medya, yazılı ve görsel basında çıkan haber eş değerlerinin çok yüksek olduğunu değerlendiriyoruz. Bu tanıtım çalışmaları da önümüzdeki dönemlerde Adana turizmine büyük katkı sağlayacaktır.

    Biraz önce de değindiğim gibi şehrimiz yemek kültürüyle gastronomi turizminde önemli bir marka değeri. Adana, Hatay, Gaziantep eksenli Kahramanmaraş, Nevşehir, Mersin ve Şanlıurfa’nın da eklenebileceği bir destinasyon oluşturmayı hedefliyoruz. Bu hususta bölge belediye başkanlarımızın da destekleri büyük. Ben onlara da verdikleri bu destek için teşekkür ediyorum.”

  • Her görüşmede yarım litre su

    Her görüşmede yarım litre su

    Yapay zeka sistemlerinin soğutulması için kullanılan fanların ve klimaların yeterli olmadığı, bu durumdan dolayı makinelerin ısınmaması için sıvı soğutma sistemlerinin kullanıldığı ifade edildi.

    Colorado Riverside Üniversitesi ve Texas Arlington Üniversitesi’nden bazı araştırmacılar, yapay zeka sohbet robotlarının şaşırtıcı miktarda su kullandığını ortaya çıkardı.

  • Aşırı sıcaklık elektrik tüketiminde rekoru getirdi

    Aşırı sıcaklık elektrik tüketiminde rekoru getirdi

    Yurt genelinde hava sıcaklıklarının yükselmesine paralel olarak artan klima kullanımı ve tarımsal sulamalar, elektrik tüketiminde zirve değerlerin görülmesine yol açtı.

    Türkiye Elektrik İletim A.Ş. verilerine göre, Türkiye’de dün 1 milyon 77 bin 63​​​​​​​ megavatsaatle günlük bazda yılın en yüksek elektrik tüketimi seviyesi kaydedildi. Böylece, elektrik tüketiminde 13 Temmuz’daki 1 milyon 58 bin 962 megavatsaatlik rekor aşılmış oldu.

    Saatlik bazda dün en düşük elektrik tüketimi 34 bin 625 megavatsaatle 07.00’de görüldü. En yüksek elektrik tüketimi ise 51 bin 588 megavatsaatle 16.00’da gerçekleşti.

    Türkiye’de dün günlük bazda 1 milyon 67 bin 367 megavatsaat elektrik üretildi.

    Söz konusu üretimin yüzde 23,7’si doğal gaz, yüzde 22,4’ü ithal kömür ve yüzde 16,3’ü barajlı hidroelektrik santrallerinden, kalan bölümü diğer kaynaklardan karşılandı.

    Dün 6 bin 413 megavatsaat elektrik ihracatı, 16 bin 112 megavatsaat elektrik ithalatı yapıldı.

  • Bayramda et tüketimine dikkat

    Bayramda et tüketimine dikkat

    Kurban Bayramı’nda et tüketiminde aşırıya kaçmanın ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğine dikkat çeken ANKA Hastanesi Diyetisyeni Özge Başkülekçi, konuyla ilgili açıklamalarda bulunarak, “Kurban bayramında, yiyecek seçimine, porsiyon kontrolüne ve besin gruplarının dengeli dağılması için alınması gereken önlemlere dikkat edilmeli, özellikle yüksek tansiyon, kalp-damar, mide ve diyabet hastalığı olan bireylerin sağlıklı beslenme düzeninin dışına çıkmamaları gerekiyor. Bayramda et tüketiminin artması kronik hastalıkları olan bireylerde sıkıntılı durumlar oluşturabilir.

    Kırmızı ette bulunan yüksek miktardaki doymuş yağ, kandaki kolesterol seviyesini yükseltir ve kalp damar hastalıklarına davetiye çıkarır. Bu nedenle bayram süresince et tüketim miktarına dikkat edilmeli, öğünün tamamında et tüketmek yerine etin yanında salata ya da sebze yemeklerine de yer verilmelidir. Ayrıca kurban eti kesildikten hemen sonra tüketilmemelidir. Kesildiği gün tüketilen et, sindirim zorluğu yaşatır ve hazımsızlık şikayetlerine yol açar. Et, en az 1 gün dinlendirilip, tüketilmelidir. Etleri pişirirken haşlama, ızgara veya fırında pişirme yöntemleri tercih edilmelidir. Alınması gereken önlemlerin herkes için geçerli olduğu unutulmayıp Kurban Bayramı’nda, sağlıklı beslenmenin temel prensiplerine, yiyecek seçimine, porsiyon kontrolüne ve besin gruplarının dengeli dağılımına her zaman özen gösterilmelidir” dedi.

    Sıcak havalarda vücudun su ihtiyacını karşılamak için bol su içilmesi ve bayram süresince hareketli olmaya da özen gösterilmesi gerektiğini dile getiren Diyetisyen Başkülekçi, “Su tüketimi metabolizmanızın hızlanmasının yanı sıra yetersiz sıvı alımına bağlı oluşabilen rahatsızlıkların da önüne geçer. Gün içerisinde kalorisi fazla olan yiyeceklerden uzak durmanın yanı sıra hareket halinde olmak da önemli. Bayram ziyaretleri bu konuda yardımcı olacaktır. Yakın yerlere yapılacak ziyaretlere yürüyerek gidilmeli. Diğer yandan gün içerisinde yediklerine dikkat edemeyenlerin yapacakları tempolu yürüyüş hem sağlık açısından iyi gelecek, hem de fazla kilolardan kurtulmaya yardımcı olacaktır” diye konuştu.

  • ‘Mutlaka su tüketin’

    ‘Mutlaka su tüketin’

    Ramazan ayında oruç tutanların iftarla imsak arasında gerekli su tüketimini yapmasının önemine değinen Manisa Merkezefendi Devlet Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr. Burcu Almacan İnce, “Hayati bir öneme sahip olan su, gün içinde mutlaka tüketilmesi gereken sıvılardan ilkini oluşturur. Su hayati fonksiyonlarımızın devam etmesi, vücut ısısının korunabilmesi, besinlerin sindirilebilmesi, vücudumuzdaki atık maddelerin uzaklaştırılabilmesi için gereklidir. Ramazan ayında vücudun sıvı ihtiyacı daha da artmaktadır.

    Uzun süreli açlık sonrası gerekli olan sıvıyı yerine koyabilmek için iftar ile birlikte belirli aralıklarla gerekli olan su içimi büyük önem kazanmaktadır. Özellikle yaşlılarda, böbrek hastalığı bulunan kişilerde, kalp ve tansiyon hastalarında sıvı tüketiminin doktor kontrolü ve takibinde hesaplanması ve uygulanması daha sağlıklı olacaktır. İftarla başlayıp sahur bitimine kadar geçen sürede en az 2,5 litre su içilmesi öneriliyor” dedi.

    “Diğer içecekler suyun yerini tutmaz”

    Çay, kahve, limonata gibi içeceklerin suyun yerini tutmadığını dile getiren Uzm. Dr. İnce, “Çay ve kahvenin fazla miktarda tüketimi vücutta sıvı kaybına neden olacaktır. Bu sebeple iftardan bir iki saat sonra tercih edilmesi uygun olacaktır. Ramazan’da yeterli miktarda su tüketmenin yanı sıra, iftar ve sahur öğünlerinde susuzluğa neden olacak sucuk, pastırma, turşu, şalgam gibi tuz ve baharat içeriği yüksek gıdalar tercih edilmemelidir. İftar ve sahur arasında tüketilecek suyun içerisine taze limon dilimleri, taze nane yaprakları veya rulo tarçın eklemek hem suya farklı bir aroma katıp içimini kolaylaştırır hem de mideyi rahatlatarak tatlı yeme isteğini bastırabilir” şeklinde konuştu.

  • Aşırı tuz tüketimi erken ölüm riskini artırır

    Aşırı tuz tüketimi erken ölüm riskini artırır

    İl Sağlık Müdürlüğünden “14-20 Mart Tuza Dikkat Haftası” ile ilgili yapılan bilgilendirmede şu ifadelere yer verildi:

    “Her yıl yaklaşık 1,89 milyon diyetle ilgili ölümün büyük bir kısmı yüksek kan basıncı ve kardiyovasküler hastalıklar ve bunların iyi bilinen bir nedeni olan aşırı sodyum alımıyla ilişkili olduğu tahmin edilmektedir. Küresel ortalama sodyum alımının 4310 mg/gün (günde 10,78 g tuz) olduğu tahmin edilmekte olup bu miktar fizyolojik ihtiyacın çok üzerindedir. (Yetişkinlerde günde <5 g tuz).


    Doğal bir mineral olan sodyum, fazla tüketildiğinde kalp hastalığı, felç ve erken ölüm riskini artırır. Toplumların ana sodyum kaynağı sofra tuzu (sodyum klorür) olmakla birlikte sodyum glutamat gibi diğer çeşnilerde de bulunmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) sodyum alımının azaltılmasına ilişkin küresel raporuna göre üye Devletlerinin yalnızca yüzde 5’i zorunlu ve detaylı sodyum azaltma politikalarıyla korunmakta olup DSÖ üye devletlerinin yüzde 73’ünün bu tür politikaların eksiksiz bir şekilde uygulanmasından yoksun olduğu görülmektedir. Çoğu ülkenin henüz herhangi bir zorunlu sodyum azaltma politikasını benimsemediğinin belirtildiği raporda sağlıksız beslenmenin, dünya çapında ölüm ve hastalık nedenlerinde ilk sıralarda yer aldığı ve aşırı sodyum alımının da oldukça etkili olduğu belirtilmektedir.

    Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) sodyum alımının azaltılmasına ilişkin küresel raporu, dünya ülkelerinin 2025 yılına kadar sodyum alımını yüzde 30 oranında azaltma şeklindeki küresel hedefine ulaşma yolundan saptığını göstermektedir.

    DSÖ, üye devletleri sodyum alımını azaltma politikalarını gecikmeden uygulamaya ve aşırı tuz tüketiminin zararlı etkilerini hafifletmeye çağırmaktadır. DSÖ ayrıca gıda üreticilerini ürünlerinde iddialı sodyum azaltma hedefleri belirlemeye çağırmaktadır. Son derece uygun maliyetli sodyum azaltma politikalarının uygulanması, 2030 yılına kadar dünya çapında tahminen 7 milyon hayat kurtarabilir.

    Bu, bulaşıcı olmayan hastalıklardan ölümleri azaltmaya yönelik Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi hedefine ulaşmak için eylemin önemli bir bileşenidir. Ancak bugün sadece dokuz ülke (Brezilya, Şili, Çek Cumhuriyeti, Litvanya, Malezya, Meksika, Suudi Arabistan, İspanya ve Uruguay) sodyum alımını azaltmak için detaylı bir önerilen politikalar paketine sahiptir.

    Ülkeler, işlenmiş gıdalar için “DSÖ Küresel Sodyum Kıyaslamaları” istikâmetinde sodyum içeriği hedefleri belirlemeye ve bu politikalar aracılığıyla bunları uygulamaya teşvik edilmektedir.

    DSÖ, tüm ülkeleri sodyum azaltımı için ‘En İyi Satın Alımları’ uygulamaya ve üreticilere gıdadaki sodyum içeriği için DSÖ kriterlerini uygulamaya çağırmaktadır.

    Tuz (Sodyum) tüketiminin azaltılmasına yönelik bir yaklaşım, zorunlu politikaların ve bulaşıcı olmayan hastalıkların önlenmesine büyük ölçüde katkıda bulunmakta ve DSÖ’nün sodyumla ilgili dört “en iyi satın alma” müdahalesinin benimsenmesini içermektedir. Bunlar:

    Yiyecekleri daha az tuz içerecek şekilde yeniden formüle etmek ve yiyecek ve öğünlerdeki sodyum miktarı için hedefler belirlemek.
    Hastaneler, okullar, işyerleri ve huzurevleri gibi kamu kurumlarında tuz veya sodyum açısından zengin gıdaların sınırlandırılmasına yönelik kamu gıda alım politikalarının oluşturulması.

    Tüketicilerin sodyum içeriği daha düşük ürünleri seçmesine yardımcı olan paketin ön tarafı etiketleme.

    Tuz/sodyum tüketimini azaltmak için davranış değişikliği iletişimi ve kitle iletişim kampanyalarının yapılması.

    Ülkemizde de 2011 yılından beridir Türkiye Aşırı Tuz Tüketiminin Azaltılması Programı yürütülmektedir. Bu çerçevede salça, ekmek gibi temel besin maddeleri tebliğlerinde tuz azaltılmış, Sağlıklı Beslenme ve Hareketli hayat İş Birliği Platformu ile paketli gıdalarda ve toplu beslenme yapılan lokanta, pastane gibi işletmelerde üretimde gönüllü olarak tuzun azaltılması gibi çalışmaları yürütülmektedir.

    Sodyum alımını azaltmak, sağlığı iyileştirmenin ve bulaşıcı olmayan hastalıkların yükünü azaltmanın en uygun maliyetli yollarından biridir, çünkü çok sayıda kardiyovasküler olayı ve ölümü çok düşük toplam program maliyetleriyle önleyebilir.”

  • Bursa’da doğal gaz tüketimi arttı

    Bursa’da doğal gaz tüketimi arttı

    Türkiye’nin en büyük doğrudan dış yatırımcısı SOCAR Türkiye’nin iştiraki Bursagaz, 2022 yılı ilk yarısına ait toplam doğal gaz arzı, hane başı tüketim ve yatırımlara ilişkin verileri açıkladı. Buna göre Bursa’da yılın ilk yarısında 773 milyon 891 bin metreküp doğal gaz tüketildi.

    2022 yılının ilk yarısında toplam doğal gaz tüketimi geçen yılın ilk yarısına göre yüzde 4,21 arttı. Bursagaz, Bursa’nın 11 ilçesinde kesintisiz ve güvenli hizmet vermeyi sürdürerek, yeni bölgelere doğal gaz arzı sağlama çalışmalarını da planlanan sürelerde tamamladı.

    Abone sayısı artıyor

    Bursagaz’ın 2022 ilk yarı sonunda abone sayısı ise 1.1 milyona ulaştı. Yılın ilk yarısında konut aboneleri 586 milyon 419 bin metreküp doğal gaz tüketirken bu miktar, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10,3 artış olduğunu gösterdi. Konut harici tüketim ise bu yılın ilk yarısında 187 milyon 471 bin metreküp olarak gerçekleşti. Bursa’da en çok doğal gaz tüketilen ay ise geçen yıl mart ayı iken bu yıl şubat ayı oldu. Doğal gazın en çok tüketildiği ilçe olan Osmangazi’nin ilk yarı tüketimi 266 milyon 240 bin metreküp oldu.