Etiket: Turizm

  • Kruvaziyer turizminde rekor

    Kruvaziyer turizminde rekor

    Kruvaziyer turizminin önemli merkezlerinden olan Aydın’ın Kuşadası ilçesi, 2023 yılının ilk 6 ayında 191 gemiyle 258 bin 719 yolcuyu ağırlayarak rekor kırdı. Kente yıl sonuna kadar deniz yoluyla 1 milyon turistin gelmesi bekleniyor.

    Kuşadası’nda kruvaziyer turizmi, tarihinin en hareketli günlerini yaşıyor. Mavi bayraklı plajlara ve eşsiz bir doğaya sahip olan kent, ocak ayından bu yana günde 4-5 kruvaziyer gemisi ağırlıyor. Kruvaziyer gemileriyle kente gelen yabancı turistler, liman girişinde halk oyunları gösterileriyle karşılanıyor. Yolcuların bir kısmı otobüslerle önce Efes Antik Kentini, ardından Meryem Ana Evi’ni ziyaret etmeye gidiyor. Tura çıkmayanlar ise kentin turistik çarşılarında alışveriş yapıyor.

    Dünya kruvaziyer turizminin yaklaşık yüzde 20’sinin gerçekleştiği Akdeniz’de, Kuşadası’na 2023 yılının Ocak ve Haziran aylarını kapsayan ilk 6 ayda 191 kruvaziyer gemiyle 258 bin 719 yolcu geldi. Yıl sonuna kadar kenti yaklaşık 600 gemi seferiyle 750 bin turistin ziyaret etmesi bekleniyor.

    İzmir Kruvaziyer ve Deniz Turizmi Derneği (İZKUDER) Başkanı ve Kuşadası’nda kruvaziyer acentesi sahibi Korhan Bilgin, 2023 sezonun çok iyi geçmesini beklediklerini belirterek, “Bu yıl kruvaziyer turizminde rekorlar yılı olacak diyebiliriz. Şu ana kadar Kuşadası’na 191 kruvaziyer gemiyle 258 bin yolcu geldi. Gemiyle gelen turistlerin kalitesi de çok üst seviyede.

    Tabi bu durum geçimini turizmden sağlayan herkesin de yüzünü güldürüyor. Kuşadası Limanı’na 2023 yılında 600 gemi seferiyle 750 bin kruvaziyer turistinin gelmesini bekliyoruz. Buna feribot yolcularını da eklersek sayı daha da artacak. Önümüzdeki sene bu sayı daha da artacak. Kuşadası Limanı’ndaki bu potansiyel artışında yerel yönetim ve liman işletmesinin yaptığı tanıtım faaliyetlerinin katkısı büyük” dedi.

    Kuşadası’na Amerika Birleşik Devletleri’nin Colorado eyaletinden eşiyle birlikte gelen Brandon Smith de kenti çok beğendiğini söyledi. Daha önce Kuşadası’nda hiç bulunmadığını belirten Smith, “Burada insanlar çok güler yüzlü ve arkadaş canlısı. Bu çok hoşumuza gitti. Bugün Selçuk ve Meryem Ana Evi’ni ziyaret ettikten sonra Kuşadası’nı dolaşacağız” diye konuştu.

  • Bursa turizm rotasını Mustafakemalpaşa’ya çevirdi

    Bursa turizm rotasını Mustafakemalpaşa’ya çevirdi

    Bursa’nın yüzölçümü bakımından en büyük ilçelerinden biri olan Mustafakemalpaşa, varlık envanteri olarak Bursa’nın gelişmiş ilçelerinden biri. İstişare toplantısında şifası ve yemyeşil doğasıyla vatandaşların ve turistlerin en uğrak mekânı Tümbüldek Kaplıcaları, her mevsim ziyaretçilerine ayrı güzellik sunan Suuçtu Şelalesi ve yüzlerce şelaleleriyle, Mustafakemalpaşa turizmine yeni ivme kazandıracak projeler konuşuldu.
    Mustafakemalpaşa Belediyesi, Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bursa Kültür Turizm ve tanıtma birliği marifetiyle Mustafakemalpaşa turizm potansiyelini konu alan istişare toplantısı Suuçtu Şelalesi güzergâhındaki Muradiyesarnıç Sosyal Tesislerinde gerçekleştirildi. Toplantıya Belediye Başkan Vekili Ercan Leblebici, Bursa İl Kültür ve Turizm Müdürü Dr. Kamil Özer, Bursa Büyükşehir Belediyesi Dış İlişkiler ve Turizm Dairesi Başkanı Abdülkerim Baştürk, TÜRSAB Güney Marmara Yönetim Kurulu Üyesi Banu Erkmen ve Bursa SKAL Başkanı Gülçin Güleç, Mustafakemalpaşa’lı otel işletmecileri katılım sağladı.

    Belediye Başkan Vekili Ercan Leblebici “Mustafakemalpaşa Bursa’nın kadim ilçelerinden bir tanesi, bu güzellikleri Türkiye’ye tanıtmak için istişare toplantımızı gerçekleştirdik. Mustafakemalpaşa Türkiye’nin tüm güzelliklerini bir arada barından nadide bir ilçe. Termal turizm, gastronomi alanında ilçemize yeni projeler kazandırmayı hedefliyoruz. Yamaç paraşütü, dağcılık, motocros, off-road bisiklet sporları gibi doğa sporlarına olan yatkınlığıyla ilçemiz, sporseverlerin en uğrak noktası. Doğanın bize sunmuş olduğu bu eşsiz güzellikleri turizm ile birleştirerek Belediye Başkanımız Mehmet Kanar’ın önderliğinde yeni projeleri hayata geçirmeyi hedefliyoruz” dedi.

  • Mereto Dağı turizme kazandırılıyor

    Mereto Dağı turizme kazandırılıyor

    Batman, Bitlis ve Diyarbakır illerinin kesişme noktası olan doğa harikası Mereto Dağına tırmanış düzenleyen Batman Valisi Ekrem Canalp, Mereto Dağının bölge turizminin canlandırabilecek bir konumda olduğunu belirterek, turizme kazandırılması için zirvede bulunan Ermeni kilisesinin restorasyonu, yayla şenliklerinin yapılabileceği alan oluşturulması ve Mereto Dağına sağlıklı ulaşım için yol yapılması konularında ilgililere talimat verdi.

  • Sağlık turizminin yeni mekanı

    Sağlık turizminin yeni mekanı

    Ülkenin birçok noktasında yer alan termal sular, kaplıcalar, mineral kaynaklar ve doğal şifalı alanların, özellikle cilt, solunum yolları, kas ve kemik rahatsızlıkları gibi birçok sağlık sorununa iyi geldiği biliniyor. Böylece, Azerbaycan’dayken seyahatler canlandırıcı bir sağlıklı yaşam deneyimiyle zenginleştirebiliyor. Gezginler Azerbaycan’ın el değmemiş doğası ve yumuşak ikliminin iyileştirici etkilerini hissederken zihinlerini ve ruhlarını da yenileyebiliyor.

    Tuz terapisi için eşsiz deneyimin adresi: Duzdağ Tuz Mağaraları

    Azerbaycan’ın Nahçıvan şehrine 12 kilometre uzaklıktaki Duzdağ’da bulunan tuz mağaraları, sağlık turizmi açısından oldukça ilgi çekici bir seçenek sunuyor. Bu mağaraların içerdiği doğal tuzun astım, alerjiler ve diğer solunum yolu rahatsızlıklarının yanı sıra yaşlanan cilt gibi çeşitli sağlık sorunları üzerinde olumlu etkileri olduğu biliniyor.
    Duzdağ, yaklaşık 130 milyon ton tutan dünyanın en berrak ve saf tuzlarından birini içeren eski bir tuz madenine sahip. Bugün, turizm sektöründeki yeniliklerle birlikte Duzdağ Fizyoterapi Merkezi yerin 110 metre altında, dağa 300 metre oyulmuş tünellerden oluşan bir sağlık kompleksine dönüştürüldü. Merkezi ziyaret edenler, bu tünellerde bulunan yeraltı odalardan birinde geceleyerek tuzun onarıcı güçlerinin yanı sıra sakinlik ve huzurun tadına varabiliyor.

    İster tarihi, ister kültürel veya gastronomik bir yolculuk olsun, Nahçıvan her türden turistin aradığını bulabileceği bir yer. Bölgedeki ilk insan yerleşimlerinden biri olarak kabul edilen Nahçıvan, 12. yüzyıldan kalma Mümine Hatun Mozolesi ve Nahçıvan Hanları Sarayı gibi görkemli abidelere ev sahipliği yapıyor. Manzaralı yolda Ordubad’a giderken Ilandag Dağı’nın ikonik yarık zirvesinin, Nuh’un Gemisi tarafından oyulduğu da rivayetler arasında yer alıyor. Yerel halkın ziyaretçileri misafirperverlikle kucakladığı Nahçıvan, turistler için kaçırılmayacak bir yer özelliğini taşıyor.

    Kebele şehrinin termal suları şifa kaynağı

    Azerbaycan’ın sağlık turizmi olanakları, termal suların sunduğu şifa imkanlarına da odaklanırken bunların en önemlilerinden biri de Kebele şehrinden geliyor. Kafkasya’nın farklı bölgelerinde bulunan 30’dan fazla termal maden suyu yatağı arasında, Yengice ve Kemervan termal kaynakları, Kebele şehrinin en çok ziyaret edilenleri arasında yer alıyor.
    Bu termal kaynaklar, sinir sistemi, cilt, kas ve kemikler, solunum, şeker hastalığı, sindirim ve böbrek sorunları gibi rahatsızlıkların tedavisinde kullanılıyor. Modern kriyoterapi gibi tedavi yöntemlerinin uygulandığı birinci sınıf sağlık merkezleri, Azerbaycan’ın termal sularını ve balneoterapi tedavilerini de turistlere sunuyor.
    Kafkas Dağlarının inanılmaz manzarası ile çevrelenmiş bir diğer meşhur dağ tatil merkezi ise Kebele şehrinde yer alan Tufandağı. Aynı anda 3 bin kişiyi ağırlayabilen komplekste, kayak sporunu öğrenmek isteyenler için profesyonel eğitmenler bulunuyor. Merkezde sadece kayak severler değil, doğa tutkunları da dağların güzelliğini keşfetme imkanı bulabiliyor, karla kaplı restoranlarda yerel lezzetleri tatma fırsatı yakalayabiliyor. Aynı zamanda Kebele’nin şehir yaşamından uzak, huzurlu ortamı, turistlerin gevşeme ve kendilerini yenileme deneyimini tamamlamak için ideal bir yer sağlıyor.

    Ziyaretçilerin popüler sağlık noktası: Eşsiz Naftalan Petrolü

    Azerbaycan’ın Bakü şehrine yaklaşık 300 kilometre uzaklıktaki Naftalan şehrindeki naftalan petrolü de sağlık turizminin popüler bir destinasyonu haline geliyor. Naftalan petrolü, geleneksel endüstriyel petrole benzese de farklı bir yapıya sahip. Dünyanın tek şifalı naftalin petrol sahası olan Naftalan, uluslararası öneme sahip eşsiz bir tatil beldesi. Burada bulunan yağ, geleneksel endüstriyel yağlara benzer görünse de benzersiz kimyasal bileşimi ona olağanüstü terapötik nitelikler sağlıyor. 36-38C sıcaklıkta Naftalan yağı ile doldurulmuş terapötik banyolar genellikle kapsamlı bir tedavi sürecinin parçası olarak reçete ediliyor. Tipik olarak balneoterapi, fizyoterapi, masajlar, parafin tedavisi ve fiziksel egzersizlerle tamamlanıyor.
    Öte yandan banyo tedavisinden önce tedaviden faydalanmak isteyenlerin bir sağlık kontrolünden geçmesi, ardından doktor kontrolünde yağ banyosu dahil olmak üzere tedavi türü, süresi ve gerekli prosedürler için bir reçete alması gerekiyor.
    Naftalan petrolü, kas, cilt, kemik ve eklem ağrıları gibi 70’den fazla rahatsızlığı tedavi edebilme gücüne sahip. Bu benzersiz kimyasal bileşime sahip sıvı, jinekoloji ve nöroloji sorunları gibi çeşitli sağlık problemleri için de etkili olduğu biliniyor. Ham petrol banyosu ve bireysel tedavi seansları, şifa arayışında olanlar için ideal bir deneyim sunarken, Naftalan şehrinde bu hizmeti sunan birçok otel, spa ve sağlık merkezi de bulunuyor.

    Azerbaycan’ın subtropikal köşesindeki termal su kaynakları: Lenkeran

    Hazar Denizi ile yemyeşil Talysh Dağları arasında yer alan Lenkeran, eşsiz doğal çeşitliliğe sahip bir bölge. Şehrin kendisi, surlarla çevrili eski bir limandır ve doğasının zenginliği bakımından Azerbaycan’ın en güzide yerlerinden. Kuzeyinde bulunan Gizil Aghaj bataklıkları ise kuş türleri açısından son derece zengin ve güneydeki Hirkan Ormanı ise nesli tükenmekte olan Kafkas leoparının yanı sıra yaşlı demir ağaçlarına ev sahipliği yapıyor. Bölge aynı zamanda turunçgilleri ve lezzetli mutfağıyla ünlüdür ve Azerbaycan çaycılığının da merkezi konumunda bulunuyor.
    Azerbaycan’ın bu subtropikal köşesindeki doğa göze hoş gelmekle kalmıyor, aynı zamanda termal sularıyla doğal olarak tedavi edici özellik de taşıyor. Bölgenin her yerine dağılmış olan termal su kaynakları (Azerice’de “istisu” olarak adlandırılır) yerel halk tarafından uzun süredir her türlü rahatsızlığı iyileştirmek için kullanılıyor. Lenkaran’da yer altından doğal olarak akan sıcak, mineral açısından zengin suyla dolu banyo kabinleri olan çok sayıda sanatoryum bulunuyor. Sade sanatoryumlar yörede yaygınken, Haftoni köyü 1958’de kaplıcanın çevresinde kurulan bir sanatoryum ile sanatoryumların standardını üst düzeye taşıyor. Günümüzde Haftoni köyü 2019 yazında hizmete geçen lüks Lenkeran Springs WellnessResort’a ev sahipliği yapıyor.

  • Lavanta tarlaları “mor turizm” için hazırlandı

    Lavanta tarlaları “mor turizm” için hazırlandı

    Son yıllarda kıraç alanların tarıma kazandırılması amacıyla ekilen lavanta, hem üreticilerin ekonomisine hem de kentin turizmine katkı sağlıyor. 2015 yılında 30 dönümle başlanan lavanta ekimi 2 bin 200 dönüme ulaştı.

    Lavantayı hediyelik ürün ya da lavanta yağı için üreten çiftçilerden bazıları çiçeklenme dönemini de turizm etkinliği olarak değerlendiriyor.

    Bu tarlalardan birisi de kente yaklaşık 25 kilometre uzaktaki Deveçatağı köyündeki Filiz Tuna’nın 5 dönümlük lavanta tarlası.

    Tuna , “mor turizm” olarak adlandırılan lavanta tarlası ziyaretlerini kapsayan agroturizm için tarlasını hazırladı.

    Lavanta kokulu tarlasını çeşitli dekorlarla süsleyen Tuna, çiçeklenme dönemindeki tarlasına ziyaretçilerini bekliyor.

    “İngiltere, Yunanistan ve Bulgaristan’dan da turistlerimiz geliyor”

    Tuna, 2019 yılında devlet desteği ile kıraç arazisine lavanta ektiğini söyledi.

    Lavanta sayesinde gelin geldiği köyü yerli ve yabancı turistlere tanıttığını ifade eden Tuna, “İnsanlar buraya geldiğinde bayılıyorlar. Fotoğraflar çektiriyorlar, video çekiyorlar.” dedi.

    Yaklaşık 3 hafta lavantaların ziyaretçilerine eşsiz güzellikler sunacağını anlatan Tuna, tarlalarını ziyaret edenlerin sayısının her geçen yıl arttığını kaydetti.

    Lavantaların çiçeklendiği günlerde köy nüfusunun yaklaşık beş katı, 1000’e yakın turistin köye geldiğini ifade eden Tuna, “Ben bu köye gelin geldim. Yerli ve yabancı turistlerimiz geliyor. İngiltere, Yunanistan ve Bulgaristan’dan da turistlerimiz geliyor. Yani bizim için ve köyümüz adına çok güzel. ” diye konuştu.

  • Bursa değerleriyle Umman’da tanıtıldı

    Bursa değerleriyle Umman’da tanıtıldı

    Bursa’nın turizm pastasından daha fazla pay alabilmesi adına öncelikle kentin sahip olduğu tarihi, kültürel ve doğal değerlerin en iyi şekilde tanıtılmasını hedefleyen Bursa Büyükşehir Belediyesi, uluslararası etkinliklerde boy göstermeye devam ediyor.
    Turizm sektörünün tüm paydaşlarıyla işbirliği içinde 2018 yılından bugüne dünyanın 20 farklı ülkesinde düzenlenen uluslararası turizm fuarlarına katılan Büyükşehir Belediyesi, Bursa Kültür Turizm ve Tanıtma Birliği’nin organizasyonları ile 16 farklı ülkede Bursa tanıtım programları düzenledi. Bursalı turizmcilerle yabancı turizmcileri bir araya getirerek, ikili görüşme imkanları sunan, ilk nitelikli gastronomi festivali ile Bursa mutfağını da öne çıkaran Büyükşehir Belediyesi, gotobursa uygulaması ile kentin değerlerini dijital dünyada da en iyi şekilde tanıtıyor.

    Umman’da Bursa rüzgarı

    Bursa’nın uluslararası alandaki tanıtım etkinliklerine son olarak Umman’ın başkenti Muskat da eklendi. Büyükşehir Belediyesi, Bursa Kültür Turizm ve Tanıtma Birliği, Türkiye Cumhuriyeti Muskat Büyükelçiliği, TÜRSAB Güney Marmara Bölge Temsil Kurulu, Güney Marmara Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği, Bursa Sağlık Turizmi Derneği, Salam Air ve turizm sektörünün paydaşlarının girişimleriyle Maskat Crowne Plaza Hotel’de Bursa Tanıtım Günleri düzenlendi.

    Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı ve Kültür Turizm Tanıtma Birliği Başkanı Alinur Aktaş, Kültür Turizm ve Tanıtma Birliği Meclis Üyesi Tekin Rama, Bursa Vali Yardımcısı Mustafa Gündoğan ve Türkiye Cumhuriyeti Muskat Büyükelçisi Muhammet Hekimoğlu’nun da katıldığı programda Bursalı turizm acenteleri, otel işletmecileri ve sağlık turizmi profesyonellerinden oluşan 18 farklı şirket, faaliyet alanlarıyla ilgili ikili görüşmeler gerçekleştirdi.

    Bursa heyetinin davetiyle programa katılan Ummanlı 63 farklı turizm şirketinden 97 turizm profesyoneli de Bursa’nın sahip olduğu turizm değerlerini yakından tanıma fırsatı buldu. Bursa ve Umman arasındaki turizm ağını güçlendirmek ve Bursa’yı destinasyon olarak kabul eden Ummanlı turizmcilerin Bursa’yı daha detaylı tanıması için düzenlenen etkinlikte konuşan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, doğası, denizi, gölleri ve yayları gibi doğal güzelliklerinin yanında Bursa’nın sağlık turizmi için de önemli bir potansiyele sahip olduğunu hatırlattı.

    Büyükşehir her yerde

    Klasik belediyecilik anlayışının artık çok gerilerde kaldığını ifade eden Başkan Aktaş, “Altyapı, yol, çevre temizliği bunlar zaten belediyenin rutini. Biz artık Bursa’mızda tarımdan sanayiye katma değerleri üretimi nasıl sağlarız?, Bursa’nın turizm gelirlerini daha fazla nasıl artırırız?, Hangi destinasyonlardan turist çekeriz? gibi konulara kafa yoruyoruz. Bursa’mızı dünyanın her yerinde tanıtıyoruz. İstiyoruz ki Bursa’mız turizmden de daha fazla pay alsız. Arap coğrafyası Bursa için zaten önemli bir destinasyon. Umman’da da Bursa’mızı tanıttık. Bu etkinliğe sağladıkları katkı ve güzel ev sahipliği için Büyükelçimiz Muhammet Hekimoğlu’na ve etkinliğimize katılan hem Bursalı hem Ummanlı turizmcilere teşekkür ederim. Umarım bu etkinliğimiz iki ülkenin turizm sektörüne de hayırlar getirir” dedi.

    Türkiye Cumhuriyeti Muskat Büyükelçisi Muhammet Hekimoğlu da Bursa’nın gerçekten tam bir turizm cenneti olduğunu hatırlatarak, özellikle Ummanlı turizcilerin Bursa’ya özel hassasiyet göstermesini beklediklerini kaydetti.
    Konuşmalar sonrasında ise Bursa ve Umman turizm heyetleri ikili görüşmelerde bir araya gelerek Bursa’ya yönelik sunulabilecek hizmetlerle ilgili detaylı bilgi edindiler.

  • Bayram tatili turizm sektörünü sevindirdi

    Bayram tatili turizm sektörünü sevindirdi

    Kurban Bayramı tatilinin idari izinler ile birlikte 9 güne çıkması, iç pazarda şimdiden hareketlilik başlattı. Bu karar turizmin başkenti Antalya’da otellerdeki doluluk beklentisini yüzde 100’e ulaştırdı. Dış turizmde 2022 verilerinin oldukça önünde giden Antalya’da 9 günlük tatille birlikte iç pazarda da ciddi anlamda doluluk yaşanacağı öngörülüyor.

    “Dış turizmde 2022’ye göre yüzde 35 artış var”

    Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AKTOB) Başkanı Kaan Kavaloğlu, Antalya’ya gelen turist sayısının dün itibarıyla 3 milyon 800 bini geçtiğini belirterek, bu verinin 2022 yılına oranla yüzde 35 fazla olduğunu ifade etti. Ukrayna-Rusya savaşının devam etmesi ve bu bölgeden gelen turist eksikliğinin İngiliz turistle kapatıldığını belirten Kavaloğlu, Rusya’dan gelecek turist sayının yıl kapanışındaki artışı belirleyecek faktör olduğunu söyledi. Kavaloğlu, Alman ve İngiliz turistte ciddi anlamda artış olduğuna işaret ederek, “Almanya 2019 verilerinin de üzerinde. İngiltere geçen yıl ilk defa 1 milyonu geçmişti. Bu yıl sadece Antalya’ya 1,5 milyon İngiliz turist beklentimiz var. Özellikle Polonya, Romanya gibi yeni pazarlarımız da olumlu sinyaller veriyor. Bu anlamda baktığımızda 2023 yılı verileri 2022 yılını geçecekmişiz gibi gözüküyor” dedi.
    Seçim döneminde iç pazarda yavaşlama yaşandığını kaydeden Kavaloğlu, dış turizmde de Rusya’dan seçim ve ekonomik şartlardan ötürü bir durgunluk yaşandığını ancak yaz sezonunda bu akışın devam edeceğini belirtti.

    “Kurban Bayramı’nda yüzde 100 doluluklar yaşayacağımızı düşünüyorum”

    9 günlük Kurban Bayramı tatilini oteller açısından olumlu karşıladıklarını ifade eden Kavaloğlu, şunları söyledi:
    “Otelciler, Ramazan Bayramı hem iklim şartları tarihin nisan sonuna gelmesi itibarıyla çok yoğun bir doluluk yaşayamamıştı. Türkiye’de de tatil günü 9 gün oldu fakat insanlar 9 gün boyunca tatil yapmayacaklar. Otellerde konaklamalar 4 ya da 5 günlük konaklama olacak. Erkenden açıklanması bizim için çok olumlu. Hem sınavların bitmesi hem okulların kapanması bu anlamda itici bir güç olacak. Kurban Bayramı’nda yüzde 100 doluluklar yaşayacağımızı düşünüyorum.”

    “Antalya’da 250-300 bin kişilik iç turizm hareketi bekliyoruz”

    İç turizm hareketinin kendileri için çok önemli olduğuna vurgu yapan Kavaloğlu, “Özellikle iç turizm hareketliliğinde ülkemizin refah seviyesinin yükselmesi de bizim için çok değerli. İç turizm hareketini 15-20 milyona taşıdığınızda, yurt dışından gelen turistlere olan ihtiyaçlarımız da azalmış olacak. Ancak bunun için biraz daha süreye ihtiyacımız var. Sadece Kurban Bayramı’nda Antalya’ya 250-300 bin kişilik iç turizm hareketi bekliyoruz” ifadelerine yer verdi.

     

  • Dağ taş inşaat olmaya başladı

    Dağ taş inşaat olmaya başladı

    Kayıtlara göre balıkçılık ve tarımın da önemli merkezlerinden biri olan Kuşadası’nda 1896 yıllarında 3 otel, 7 han ile 30 kadar yeme içme sektöründe hizmet veren işletme bulunuyordu. Turizmden ziyade ticari faaliyetlerin yoğun olduğu Kuşadası’ndaki bu otellerde Kuşadası’na mal almaya gelen tüccarlar kalıyordu. Yaz dönemlerinde havası ve suyunun faydalı bulunması nedeniyle ilçeye gelenlerin sayısı artmaya başlayınca Kuşadası Turizm ile 1900’lü yıllarda tanıştı.

    1960 yıllarının başında gerçek anlamda yerli ve yabancı turizme açılan Kuşadası’nda geride kalan yaklaşık 60 yıllık süreçte dağ taş inşaat oldu. Her yıl çok sayıda otel ve villanın inşa edildiği Kuşadası’nda gelişigüzel yapılan binaların endişe verici olduğu belirtildi.
    Biyolojik çeşitlilik açısından Aydın bölgesinin en zengin alanlarından birinin Kuşadası ve çevresi olduğunu belirten EKODOSD (Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği) Başkanı Bahattin Sürücü, “Kuşadası, 1980’li yıllardan sonra gelişen turizmle birlikte ekolojik açıdan hassas olan bölgelerini yitirmeye başlamıştır. Sadece doğal alanlarını değil tarım alanlarının büyük bir bölümünü de yitiren Kuşadası’nda zeytin ağaçları ve yüzlerce hektarlık şeftali bahçelerinin ve bostan tarlalarının yerlerinde bugün lüks villalar yükselmiştir. Şimdi de Kuşadası’nda devam eden yapılaşmalar, mutlak korunması gereken makilik ve ormanlık alanlara kaymaya başladı. Günümüze kadar korunarak gelmiş ormanlık alanlar, yaban hayatı ve nadir bitki türlerinin olduğu makilik bölgelerde mantar gibi türeyen binalar yükselmeye devam ediyor. Bununla birlikte yaban hayatı da yok oluyor. Kuşadası’nın zengin bitki çeşitliliğini zarar veren, yaban hayatını sıkıntıya sokan, doğal peyzajını bozan, iklimini değiştiren ve en önemlisi de yaşamsal ihtiyaç olan su sorunları oluşturacak kırsaldaki bu projelere izin verilmemelidir” dedi.

    Kuşadası’nın çevresinde özellikle Kirazlı bölgesinde başlayan bu yapılaşmalar, böyle devam ettiği müddetçe doğal peyzajı ve ekolojik yapıyı bozarak geri dönülmez tahribatlar oluşturacağını kaydeden Sürücü, açıklamasının devamında “Aslında Kuşadası çok zengin bir coğrafyadadır. Yaban hayatı, bitki zenginliği, binlerce yıllık anıt ağaçları, kültürel varlıkları ve Toscana’yı aratmayacak tarımsal alanlarıyla birlikte bütüncül olarak bu zenginliklerin korunması gerekir. Bu bölgede yapılaşmalar yerine, kırsalda yaşayan insanların refahını yükseltecek tarımın ve koruma ve korumaya uyumlu bir şekilde yapılacak ekoturizm projelerinin desteklenmesi gerekmektedir. Yıllardır bu bölgede çalışma yapıyoruz. Kültür varlıkları ile çalışma yaptık. Sit alanı ilan ettirdiğimiz oldu. Bu inşaatların arka bölümünde kalan dağı komple sit yaptırdık. Tahribatın önlenmesi amacıyla Mimarlar Odası ve STK’lar ile ‘Kent kimliği’ çalıştayı yapılarak tedbirler alınacak. Her taraf inşaat ve yapılaşma bu nedenle yeşil alan kalmadı” diye konuştu.

  • Uluslararası Caz Festivali başlıyor

    Uluslararası Caz Festivali başlıyor

    Kültür ve Turizm Bakanlığının desteğiyle Caz Derneği tarafından düzenlenen festivalin teması Cumhuriyetin 100. yılı anısına “Caz ve Özgürlük” olacak. Dibeklihan Kültür ve Sanat Köyü, Metreküp Bodrum ile Bodrum Ticaret Odası gibi mekanların ev sahipliği yapacağı festival 15-25 Haziran tarihleri arasında müzikseverleri ağırlayacak.

    Festivalde konserlerin yanı sıra, “Yaşam Boyu Caz Ödülleri Töreni” ile caz eğitimleri ve söyleşiler de düzenlenecek. Rodos Caz Festivali’nden de karşılıklı sanatçı değişimi yapılacak olan 7. Bodrum Uluslararası Caz Festivali’nin açılış töreni 12 Haziran’da basın tanıtım toplantısı ve plaket töreniyle gerçekleştirilecek.

    European Jazz Network üyesi olan festivalde Kerem Görsev Trio, Maria Manousaki Trio | Rhodes Jazz Fest ile Kardeş Festival Konseri, Nuri Bilge Ceylan-Taşra Üçlemesi Caz Projesi, Hakan Başar Trio, Neşet Ruacan Quartet feat. Sibel Köse & Efe Erdem |Ayşe Gencer Anısına, Cazın Türküsü-Bodrum | Zafer Çebi Quartet feat. Didem Kasal Esentürk, Ayhan Sicimoğlu & Latin All Stars, Aşkın Arsunan Quintet konserleri dinleyicilerle buluşacak.

    Dimitrios Vassilakis, Sibel Köse ve Neşet Ruacan Masterclassları, Eftal Küçük ile Cazda Özgürlük Söyleşisi, moderatörlüğünü Özlem Oktar Varoğlu’nun yapacağı 100. Yıl ve Cazda Özgürlük Söyleşisi, Caz Derneği | Bodrum Yaşam Boyu Caz Ödülleri Töreni ve Muğla SKÜ GSF. Grafik Bölümü 7. Bodrum Caz Festivali Tasarım Yarışması Ödül Töreni, Sergi Açılışı | Murat Arkan Dinletisi festivalin etkinlikleri arasında yer alacak.
    7. Bodrum Uluslararası Caz Festivali’nin ayrıntılı programına Caz Derneği’nin internet sitesinden ulaşılabiliyor.

  • “Kuşadası rekor kıracak”

    “Kuşadası rekor kıracak”

    Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel, ‘Bir Çift Sözüm Var’ isimli programda Kuşadası’na ve gündeme dair merak edilen soruları yanıtladı. Önemli açıklamalarda bulunan Başkan Ömer Günel, Kuşadası’nın 2023 turizm sezonuna hazır girdiğini ve kente 2023 yılında, 2011 yılına göre yüzde 40 daha fazla yolcu gemisi ve kruvaziyer turistinin geleceğini söyledi.

    “Az zamanda çok iş yapıyoruz”

    Kuşadası Belediyesi olarak az zamanda çok iş yaptıklarını belirten Başkan Ömer Günel, “Kuşadası turizm sezonuna hazır. Ama bana soracak olursanız, hiçbir zaman arzu ettiğim kadar hazır olamadığımızı düşünüyorum. Çünkü bizim kentin fiziksel şartlarını iyileştirebilmek için yaptığımız işlerde 3-4 aylık zamanımız var. Bu süre bize hiç yetmiyor. Çok iş yapmak istiyoruz ama zamanımız dar. Sonuç olarak Kuşadası Belediyesi bürokratik bir kurum. Bir mevzuata tabiyiz. Satın alma şartları belli. İhalesi var, süreci var, yasal boyutları var. Biz olabildiğince az zamanda çok iş yapmaya çalışıyoruz. Aslında Kuşadası’nı sadece sezona hazırlama peşinde değil, uzun zamandır gecikmiş olduğu düzgün ve estetik bir kent profiline de kavuşturmanın peşindeyiz. Kentin geçmişten bugüne gelen çok ciddi eksiklikleri var. Biz o eksiklikleri tamamlamak için uğraşıyoruz. Tabi 30 yıllık eksiği bizim 4 yılda tamamlamamız mümkün değil. Ama görevde olduğumuz bu süre zarfında Kuşadası’nda çok önemli ve büyük işler yapıldı” dedi.

    Programda, Kuşadası Belediyesi’nin Amerika Birleşik Devletleri’nde ve diğer ülkelerde kenti tanıtmak için katıldığı turizm fuarlarıyla ilgili soruyu da yanıtlayan Başkan Ömer Günel, “Biz turizm kentiyiz. Bir turizm kenti ne yapar? Kendini doğru mecralarda güvenli bir turizm kenti olarak pazarlar ve ilgili turizm paydaşları ile muhatap olur. Fuarlar, bunu yapabileceğiniz yerlerdir. Biz de fuarlarda iş bölümü yapıyoruz. Örneğin Kuşadası Ticaret Odası belli fuarlara, biz belli fuarlara katılıyoruz. Kuşadası’nın turist aldığı veya alma potansiyelinin olduğu bölgelerde düzenlenen fuarlara gidiyoruz. Amerika Birleşik Devletleri, dünyanın en önemli kruvaziyer şirketlerinin bulunduğu bir ülke. Bu nedenle burada düzenlenen fuara katılmak bizim için çok önemliydi. Çünkü pandemiden dolayı daha önce gidemedik. Bu gidişimiz MSC’nin en önemli gemisinin Kuşadası’na gelmesiyle taçlandı. Bu gidişimizde ABD Limanı, MSC ve Kuşadası’na kruvaziyer turisti getiren firmaların üst düzey yöneticileriyle çok ciddi temaslarda bulunduk. Temaslarımız da sonuç verdi. Kuşadası kruvaziyer turizminde en çok gemi ve yolcu sayısını 2011’de aldı. Bu yıl 2011’e göre Kuşadası’na yüzde 40 daha fazla gemi ve turist gelecek. Yani Kuşadası kendi rekorunu kıracak. Bu işler emeksiz olmuyor. Emeksiz olursa neden geçmiş yıllarda olmadı? Ayrıca gidip görüşmek de yetmiyor. Kente yatırım yapmanız lazım. Bizim bütün çabamız bunlarla alakalı. Ben tarım kenti değilim ki tarım fuarına gideyim. Birileri için turizm fuarlarına gitmek lüks olabilir ama bir turizm kentinin belediye başkanı buna mecburdur” diye konuştu.