Etiket: türk tabipler birliği

  • TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı tutuklandı

    TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı tutuklandı

    Türk Silahlı Kuvvetleri’nin “kimyasal silah kullandığını” iddia eden Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı, ”terör örgütü propagandası” suçundan tutuklandı. İfadesinde suçlamaları reddeden Fincancı, ”Söz konusu konuşmayı adli tıp uzmanı sıfatı ile yaptım. Örgüt propagandası kastım yoktu” dedi.

    Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı, “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan tutuklandı.

    İstanbul Kadıköy’deki evinde dün gözaltına alındıktan sonra Ankara’ya götürülen Fincancı, Ankara Emniyet Müdürlüğü’ndeki işlemlerinin ardından adliyeye getirildi.

    Burada savcıya 5 saat ifade veren Fincancı, “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan tutuklanması talebiyle sulh ceza hakimliğine sevk edildi.

    Sorgu sırasında birlik üyeleri adliyeye alınmadı. Adliye önünde bekleyen üyeler, polis müdahalesiyle uzaklaştırıldı.

    TUTUKLANDI

    Hakimlik, sorgusunun ardından TTB Başkanı Fincancı’nın “terör örgütü propagandası” suçundan tutuklanmasına karar verdi. Fincancı, Sincan Kapalı Kadın Cezaevi’ne gönderildi.

    İFADESİ ORTAYA ÇIKTI

    İfadesinde söz konusu yayın organının PKK silahlı örgütüyle bir irtibatı olup olmadığını bilmediğini söyleyen Fincancı, “Söz konusu haber kanalının PKK silahlı terör örgütüyle bir irtibatı olup olmadığını hekim olarak bilmiyorum ve ilgilenmiyorum da. Almanya’da Roza Lüksemburg Vakfı’nın ‘Cezaevi ve İnsan Hakları’ konulu bir konferansında nerenin vatandaşı olduğunu bilmediğim, o ortamda tanıştığım bir meslektaşım içinde bulunduğum hekim arkadaşlarıma bir video gösterdi. Bizler bu videoyu izleyip karşılıklı fikir alış verişlerinde bulunduk. Benim yayın organında canlı yayında yaptığım bağlantı öncesinde video hakkında böyle bilgi sahibi oldum. Bana sormuş olduğunuz incelenen görüntüler kapsamındaki kimyasal, toksik ve zehirli gazlarla ilgili yorum bir ön değerlendirmedir. Hekimler arasında yapmış olduğumuz video değerlendirmesi ile 19 Ekim tarihinde canlı bağlantıya çağrılmam arasında bir irtibat yoktur” ifadelerini kullandı.

    “Ekranda görünen kulaklık ile yapmış olduğum bağlantıda ben karşıda sadece spikerin yüzünü görmekteydim” ifadelerini kullanan Fincancı, şöyle devam etti:

    “Benim haricen bir cep telefonuyla bir görüşmem olmadı. Doğrudan Skype üzerinden bağlandım. Kapatmam suretiyle bağlantım sonlandı. Kalmış olduğum otelin odasında otelin interneti ile bu bağlantıyı sağladım. Benim bundan önce adı geçen yayın organıyla kimyasal silah kullanımına ilişkin canlı bağlantım olmamıştır.”

    “ARAYAN KİŞİYİ TANIMIYORDUM”

    Arayan kişiyi tanımadığını söyleyen Fincancı, “Canlı bağlantı için arayan kişiyi tanımıyordum. Yine söz konusu yayın kuruluşunun PKK silahlı terör örgütünün irtibatlı ve geçmiş haberlerini, yayınlarını bilmiyorum. Çünkü ben hiç haber izlemeyen, hatta kendi bağlantı yaptığım programları da sonrasında izlemeyen bir insanım” dedi. Fincancı, suçlamaları kabul etmediğini söyleyerek, “Tüm bu süreç benim için çok yorucuydu. Bu çerçevede üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum, suçsuzum” dedi.

    NE OLMUŞTU?

    TTB Başkanı Fincancı, 20 Ekim’de PKK/YPG silahlı terör örgütünün sözde yayın organına yaptığı açıklamalar nedeniyle Terör Suçları Soruşturma Bürosunca başlatılan soruşturma kapsamında, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 7/2 maddesi gereğince “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan gözaltına alınmıştı.

  • TTB Başkanı Fincancı terör şubede

    TTB Başkanı Fincancı terör şubede

    Türk Silahlı Kuvvetlerinin kimyasal silah kullandığı yönünde açıklamalardan dolayı Ankara Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan TTB Başkanı Fincancı, polisler eşliğinde ifadesi alınmak üzere Ankara’ya getirildi.

    Fincancı, terör örgütüne yakın bir televizyonda yaptığı açıklamalarda Türk Silahlı Kuvvetlerinin PKK terör örgütüne karşı Kuzey Irak’ta kimyasal silah kullandığını iddia etmişti. Fincancı, bu açıklamalarının ardından Ankara Başsavcılığınca yürütülen soruşturma dahilinde evinde gözaltına alındı. İstanbul Kadıköy’deki evinde yapılan aramalar sonucunda, evinde kalaşnikof mermisi ve örgütsel el kitabı bulunan Fincancı, ilk ifadesi alındıktan sonra Ankara’ya sevk edilmişti. Fincancı detaylı ifadesinin alınması kapsamında Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü binasına getirildi. Fincancı’nın ifadesi alındıktan sonra mahkemeye verilmesi bekleniyor.

  • Bahçeli’den Türk Tabipler Birliği tepkisi

    Bahçeli’den Türk Tabipler Birliği tepkisi

    MHP lider Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu.

    Bahçeli: “Emek veriyoruz, çaba gösteriyoruz, zaman ayırıyoruz, sürekli faal halde bulunuyoruz, bin defa helal olsun, yeter ki cumhur kazansın, yeter ki Cumhuriyet’in önü açılsın, yeter ki Sayın Recep Tayyip Erdoğan bir kez daha Cumhurbaşkanımız olsun. Geldiğimiz yer belli, durduğumuz yer bellidir. Tarafımız belli, tahayyülümüz bellidir. Ve bizim adayımız belli, kararımız nettir.

    Halbuki Cumhur İttifakı’nın adayı belli, kararı nettir. Bir kafa karışıklığı yaşamamız söz konusu değildir. Recep Tayyip Erdoğan’ın, tecrübesiyle, birikimiyle ve devlet adamlığı vasfıyla gündeme taşınan isimlerle mukayesesi her şeyden önce izanın ve insafın ayaklar altına alınmasıdır. Dahası bilinçli bir kampanya mucibince hiçbir karşılığı olmayan silik ve sipariş isimlerle tartılması, hatta gıyaben yarıştırılması en başından itibaren mutlak butlanla batıldır.”

    “Kılıçdaroğlu açık açık adayım diyemiyor”

    Cumhurbaşkanlığı makamının yapboz tahtası veya deneme yanılma sahası olmadığını savunan MHP lideri Bahçeli, “Kılıçdaroğlu hiç durma, boş hayallerinin peşinde koşmaktan vazgeçme, 2023’te yorulacak, geri dönmemek üzere dinlenmeye çekileceksin. Kılıçdaroğlu, nasıl bir adam olduğunun görülmesini istiyormuş. Arife tarif gerekir mi? Bilinen bir gerçeği tekrar duymaya ihtiyaç olur mu? Uçan kuştan haber sorulur mu? Balsız kovanda arı durur mu? Usta hırsıza kapı dayanır mı? Diyeceğim odur ki, Türkiye’nin karşısına dikilen bir şahsa adam denilir mi? Kılıçdaroğlu açık açık adayım diyemiyor veya adayını ilan edemiyor. Zillet ittifakının ortak Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı belirsizliğini ısrarla koruyor. Kılıçdaroğlu, iki de bir meydan okuyacağına, cesaretin varsa milletimizin huzuruna çık da adaylığını ilan et, adayım diyerek kararını zikret. Açıkla da Türk milleti seni tartıya alsın, bakalım kilon kaçmış, ederin neymiş, çapın nasılmış” dedi.

    “Anayasa’nın 24 ile 41’inci maddelerini hep birlikte değiştirelim”

    Kılıçdaroğlu’nun Sivas’ta yaptığı konuşmasında, “Başörtüsünü ben çözdüm” ifadesini hedef alan Bahçeli, “Madem bu sorun çözüldü, peki neden kanuni düzenlemeye ihtiyaç duydun? Bu istismara neden heves ettin? Maksadın neydi, nereye ulaşmayı istedin? İşte sana bir fırsat, işte sana bir çıkış, işte sana kalıcı bir çözüm, başörtüsünü anayasal güvenceye haydi buyur birlikte kavuşturalım. Bu meseleyi beraberce ele alalım. Anayasa’nın 24 ile 41’inci maddelerini hep birlikte değiştirelim” diye konuştu.

    “Türk askerine düşmanlık, düşmana askerliktir”

    TSK’nin kimyasal silah kullandığını dillendirenlere aldanacak ve kanacak kimsenin olmadığını dile getiren Bahçeli, “Irak ve Suriye’de benzeri karanlık algı oyunlarının görüldüğü, işgal için bahaneler oluşturulduğu bilinen bir geçektir. Türkiye’den bir Irak, bir Suriye çıkarmak için ortam yoklayanlar sömürge piyonlarıdır, mahcup ve mağlup olmaları da kaçınılmaz bir akıbettir. CHP’li bir milletvekilinden HDP’lilere, terörist Demirtaş’tan Türk Tabipleri Birliği Başkanı’na kadar düşman safında toplananlar, terörün değirmenine su taşıyanlar açıktadır, hepsi de alçaktır. Herkesi uyarıyorum, Türk askerine düşmanlık, düşmana askerliktir. Teröristlere basamak olanlar, sözcülük yapanlar su katılmamış teröristtir. Türk askerine aslı astarı olmayan suçlamalar da bulunanlar terörizme beşinci kol faaliyeti yapan kansızlardır” ifadelerini kullandı.

    TTB’nin başkan ve yöneticileri hakkında en ağır cezai işlemlerin tatbik ve temin edilerek söz konusu birliğin kapatılması gerektiğini savunan Bahçeli, “Doktorlarımızın bu kuruma mecburi üyelik şartlarının kaldırılarak özgürleşmelerini tarihi önemde addediyorum. Türk düşmanı bir birliğin isminin başında Türk olamaz, Türk yazılamaz. Türk askerine hainlerin ve zalimlerin ağzıyla kimyasal silah çamuru atanları, mesela Türk Tabipleri Birliği Başkanı’yla diğerlerinin Türk vatandaşlığından çıkarılması, vatansız ve ülkesiz olmaya mahkum edilmesi akla en yatkın yollardan birisidir” dedi.

    “Cumhuriyet’in düşünme setlerimize zarar verdiğini iddia edenler temelsiz bir yanlışın pençesindedir”

    Türkiye Cumhuriyeti’ni, Türk tarihinin ana güzergahından kategorik bir kopuş, kesif bir ayrılış, keskin bir sapış olarak görülmeyeceğini belirten Bahçeli, “Yani Cumhuriyet şerefli geçmişimizin bir antitezi değildir. Cumhuriyet’in Türk kültürüne, Türk diline, düşünme setlerimize zarar verdiğini iddia edenler talihsiz, tarifsiz ve temelsiz bir yanlışın pençesindedir. Önyargıların hükmüyle, ideolojik katılıklarla Cumhuriyet’in anlaşılması ve anlatılması mümkün değildir. Bugünkü Türkçe’mizle düşünce oluşturamayacağımızı söylemek gerçekleri çarpıtmaktır, nesnel gelişmelere aykırıdır, dilimizi karalamaktır, nihayetinde özgüven eksikliğidir” diye konuştu.

  • TSK’ya kimyasal silah suçlamasına tepki

    TSK’ya kimyasal silah suçlamasına tepki

    Twitter’dan açıklama yapan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Türk Silahlı Kuvvetleri’ni kimyasal silah kullanmakla suçlayanlar, alçak bir iftira şebekesinin parçasıdır.” dedi.

    Bu çevrelerin terör örgütünün cinayetlerini masum göstermeye çalıştıklarını da vurgulayan Çelik, “PKK’nın cinayetlerini övenler, kirli odakların temsilciliğini yaparak TSK’ya saldırıyorlar” ifadesini kullandı.

    Türk Silahlı Kuvvetleri’nin terörle mücadeleyi hukuki ilkelere ve standartlara bağlı bir şekilde yürüttüğünün de altını çizen Çelik, “TSK’nın, cinayet şebekesi terör örgütlerine karşı verdiği mücadele dünyanın en haklı, en şeffaf ve en onurlu mücadelesidir.” dedi.

  • Doktor Şeyhmus Gökalp tahliye edildi

    Doktor Şeyhmus Gökalp tahliye edildi

    Türk Tabipler Birliği Yüksek Onur Kurulu üyesi Dr. Şeyhmus Gökalp’in yargılandığı davanın ilk duruşması Diyarbakır 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

    Demokratik Toplum Kongresi (DTK) soruşturması kapsamında tutuklanan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Yüksek Onur Kurulu üyesi ve önceki dönem Merkez Konseyi üyesi Dr. Şeyhmus Gökalp hakkında “Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması Diyarbakır 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

    Gökalp’in katıldığı duruşmada, avukatları Ziynet Özçelik, Barış Yavuz, Kerem Altıparmak hazır bulundu.

    Duruşmaya Gökalp’e destek için gelen Diyarbakır, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Muğla, Eskişehir, Van, Antep, Mardin, Batman, Şırnak, Urfa ve Mersin Tabib Odası başkanları ve HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel alınmadı.

    İddianame özetinin okunması ardından savunmalara geçildi.

    Mahkeme heyeti, savunmaların ardından Gökalp’in tahliyesine karar verdi.

  • TTB, Koca’dan randevu talep etti

    TTB, Koca’dan randevu talep etti

    TTB, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’dan Türkiye’de sağlık ortamı, sağlık çalışanlarının özlük hakları, Covid-19 hastalığı nedeniyle sağlık çalışanlarının sorunları, çalışma koşulları ve Covid-19’un meslek hastalığı kabul edilmesi hakkında yüz yüze görüşme talep etti.

    Koronavirüs salgının Türkiye’yi etkisi altına almasından beri sağlık çalışanlarına yönelik hak gaspları gözler önüne serildi.

    İktidarın pandemi sürecini hem sağlık çalışanları hem de halk açısından yanlış yürüttüğünü sürekli dile getiren Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, Türkiye’de sağlık ortamı ve Covid-19 pandemisine ilişkin Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’dan randevu istedi.

    TTB adına Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı adına yapılan başvuruda Türkiye’de sağlık ortamı, sağlık çalışanlarının özlük hakları, Covid-19 hastalığı nedeniyle sağlık çalışanlarının sorunları, çalışma koşulları ve Covid-19’un meslek hastalığı kabul edilmesi hakkında yüz yüze görüşme talebi iletildi.

     

  • TTB ışık kapatma eylemi başlatıyor

    TTB ışık kapatma eylemi başlatıyor

    Her platformda koronavirüsün meslek hastalığı sayılması yönünde açıklamalarda bulunan Türk Tabipleri Birliği (TTB), sesini duyuramayınca çareyi gazetelere ilan vermekle buldu. TTB aynı zamanda bu akşamdan itibaren 4 gün boyunca saat 21.00’da bir dakika boyunca “ışık açma-kapama” eylemi yapma kararı aldı.

    Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Merkezi tarafından gazetelere verilen ilanla, koronavirüsü salgınının meslek hastalığı sayılması çağrısında bulundular.

    65 ODANIN İMZASIYLA İLAN VERDİLER

    TTB, Türkiye genelindeki 65 ildeki odanın imzasıyla bugün gazetelere ilan vererek koronavirüs pandemisinin meslek hastalığı sayılmasını istediler. Her platformda koronavirüs salgınının meslek hastalığı sayılmasını isteyen TTB başta olmak üzere tüm sağlık örgütleri seslerini Sağlık Bakanlığı veya hükümete duyurmaya çalıştılar. Seslerini gereken yerlere duyuramadığını belirten TTB seslerini duyurmak için gazetelere ilan verdi.

    141 SAĞLIK ÇALIŞANI COVID-19 NEDENİYLE HAYATINI KAYBETTİ

    ‘Covid-19 sağlık çalışanları için meslek hastalığı olarak kabul edilmelidir’ başlığı ile TTB tarafından gazetelere verilen ilanda şu ifadelere yer verildi:

    “Resmi olarak ilk covid-19 vakasının yaşandığı 11 Mart 2020 tarihinden bugüne, covid-19 pandemisi ülkemizin öncelikli gündemi haline gelmiştir. Hekimler, sağlık çalışanları olarak yurttaşlarımızın covid-19 salgınını en az etki ve en az can kaybı ile geçirmesi için canla başla çalışmaktayız. Covid-19 hastalığında mesleki maruziyet açısından, sağlık çalışanları en riskli gruptur. Toplumun diğer kesimlerine göre sağlık çalışanları pandemiden kat be kat daha fazla etkileniyor. pandemi sürecinde daha da yoğun emek gerektiren sağlık hizmeti sunarken, şu ana kadar 60’ı hekim olmak üzere en az 141 sağlık çalışanı covid-19 nedeniyle yaşamını yitirdi.

    Covid-19’un meslek hastalığı kabul edilmesi, tükenmişlik yaşayan sağlık çalışanları için vazgeçilmez bir taleptir. Bu nedenle; Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi ve aşağıda imzası bulunan tabip odaları olarak, başta kaybettiğimiz meslektaşlarımız olmak üzere covid-19’un tüm sağlık çalışanları için meslek hastalığı olarak kabul edilmesini talep ediyoruz.”

    IŞIK AÇMA KAPAMA EYLEMİ BUGÜN BAŞLIYOR

    Türk Tabipleri Birliği (TTB) Covid-19’un meslek hastalığı sayılmamasına ve sağlık çalışanlarının, çalışma koşullarına dikkat çekmek için bu akşamdan itibaren 4 gün boyunca saat 21.00’da bir dakika boyunca “ışık açma-kapama” eylemi yapacak

    Türk Tabipleri Birliği (TTB), hükümetin Covid-19 salgınına karşı etkili bir mücadele yürütememesi nedeniyle sağlık çalışanlarının tükendiğini belirterek “Sağlık çalışanları tükendikçe karanlık çöküyor” açıklaması yaptı.

    Covid-19’un meslek hastalığı sayılmasını isteyen TTB, sağlık çalışanlarının çalışma koşullarına dikkat çekmek için bu akşamdan itibaren 15 Kasım’a kadar ışık açıp kapama çağrısı yaptı.

    https://twitter.com/ttborgtr/status/1326216236229922816

    HER AKŞAM SAAT 21.00’DA 1 DAKİKA

    Salgının tüm yıkıcı etkisiyle devam ettiği belirtilen TTB çağrısında, “Her gün bir meslektaşımızı Covid-19 nedeniyle kaybediyoruz. Tükenmeden, ölmeden, emeğimizin hakkını alarak çalışabileceğimiz bir sağlık ortamı için 11 Kasım-15 Kasım arasında her akşam 21.00’da ışıklarımızı açıp kapatıyoruz. Covid-19 meslek hastalığı kabul edilsin. #Yönetemiyorsunuz #Tükendik #Ölüyoruz ” ifadeleri kullanıldı.

  • 3 günde 13 sağlık çalışanı virüsten hayatını kaybetti

    3 günde 13 sağlık çalışanı virüsten hayatını kaybetti

    Türk Tabipleri Birliği resmi Twitter hesabı üzerinden Türkiye’de 3 gün içinde toplam 13 sağlık çalışanının Covid-19 nedeniyle hayatını kaybettiğini açıkladı.

    Hayatını kaybeden sağlık çalışanları;

    • Mehmet Mollamahmutoğlu
    • Dr. Habib Demirel
    • Murat Öndeş
    • Murat Yeni
    • Dr. Metin Kebapçı
    • Murat Esen
    • Dr. Aslı Yıldız
    • Dr. Sami İpek
    • Dr. Salim Akın
    • Diş Hekimi Önder Kuşakçıoğlu
    • Dr. Mesut Cem İlkin
    • Ecz. Hüseyin İlhami Okatan
    • Orhan Özgül

    olarak açıklanırken, TBB yaptığı açıklamada;

    #Ölüyoruz. Son 3 günde 13 Sağlık çalışanını COVID-19 nedeniyle kaybettik! Salgına karşı yeterli önlemleri almayan iktidarın politikalarından kaynaklı her gün sağlık çalışanlarını kaybediyoruz, tükeniyoruz! #Covid19MeslekHastalığıKabulEdilsin

  • Bahçeli: “TTB kapatılsın diyorum”

    Bahçeli: “TTB kapatılsın diyorum”

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Bizim sorunumuz Türk Tabipleri Birliği (TBB) Merkez Konseyi’ne yuvalanmış bir avuç Türkiye düşmanıyladır. Bizim hesabımız teröristlere güzellemeler yapan, ödüller yağdıran, övgüler düzen küçük bir azınlıkladır. Bu nedenle ‘Türk Tabipleri Birliği kapatılsın’ diyorum” dedi.

    MHP Genel Başkanı Bahçeli, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Koronavirüs salgınının hayatın akışını bozmasının yanı sıra siyasetten ekonomiye, ticaretten sosyal ilişkilere, sanattan spora pek çok alanda olumsuz tesirlerini gösterdiğini belirten Bahçeli; maske, mesafe ve temizlik kurallarına özen gösterilmesinin herkesin asli görevi olduğunu söyledi. Bahçeli, “Türkiye bu badireyi Allah’ın inayetiyle en az hasarla en az kayıpla atlatacaktır. Sağlık Bakanı’mız ve donanımlı ekibi hastalıkla mücadele sürecini başarıyla yönetmektedir. Bilim Kurulu’muz bazı çatlak seslere rağmen meseleye hâkimdir ve bahse konu kurulun değerli üyeleri mesleklerinin ehlidir. Doktorlarımıza, hemşirelerimize, diğer bütün sağlık çalışanlarımıza çok şey borçluyuz” dedi.

    ‘HİÇ KİMSE NİYET OKUYUCULUĞUNA HEVES ETMESİN’

    MHP lideri Bahçeli, Sağlık Bakanlığı’nın verileri üzerinde şüphe uyandırmaya çalışanların, kendilerine göre yalan makinesi olduğunu belirterek, şunları söyledi:

    “Bizim sorunumuz Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi’ne yuvalanmış bir avuç Türkiye düşmanıyladır. Bizim hesabımız teröristlere güzellemeler yapan, ödüller yağdıran, övgüler düzen küçük bir azınlıkladır. Bu nedenle ‘Türk Tabipleri Birliği’ kapatılsın diyorum. Hiç kimse niyet okuyuculuğuna heves etmesin. Öküz altında buzağı aramasın. Bilhassa CHP Genel Başkanı ve sivri zekâlı CHP’li yöneticiler iftira tezgâhını gitsinler başka kapılarda açsınlar. Son gelişmelerle sabittir ki, Türk Tabipleri Birliği’nin Başkanlığına kimin seçildiğini, bu şahsın nasıl bir kötü sicile ve maziye sahip olduğunu nihayetinde herkes görmüştür. Hükümet başarılı bir şekilde koronayla mücadele ederken, gerçekleri çarpıtanlara, insanüstü gayretleri sulandıranlara, sağlık camiasını zımnen suçlayanlara göz yumamaz, hareketsiz kalamazdık. Arı kovanına soktuğumuz çomak ne tesadüfi ki kovan içinde saklanan CHP’ye değmiş, iyisinden kötüsüne kadar diğer bütün siyasi yandaşlara temas etmiştir. Attığımız bir taşla aynı dalda tüneyen birden fazla kuş havalanmıştır. Doğruları eğip bükerek bizi doktorlarımızla kutuplaştırmak isteyen Kılıçdaroğlu’na tavsiyem, en iyi yaptığı işte ustalaşması, mesela yeni bir iskambil destesi alarak zilletin diğer ortaklarıyla masaya oturup, birbirlerini hile yaparak ütmeleridir.”

    ‘ERMENİSTAN KATİL BİR DEVLETTİR’

    Azerbaycan- Ermenistan çatışmasına ilişkin Bahçeli, Ermenistan’ın 27 Eylül Pazar günü aynı zamanda Türkiye’ye de saldırdığını belirterek, şunları kaydetti:

    “Biz iki devlet olsak da yeri gelirse aynı bayrak altında toplanır, Türklüğe kefen biçmeye çalışan ne kadar zalim varsa hepsine karşı aynı sipere gireriz. Şakamız yoktur, fakat işgalcilerin şakağını sıkacak irademiz hamdolsun vardır, hatta sefer için tetikte beklemektedir. Ermenistan katil bir devlettir. Türk milletini düşman olarak bellemiştir. Dağlık Karabağ 30 yıldır kanayan bir yaraya dönüşmüştür. Artık bıçak kemiğe dayanmış, sabır taşı çatlamıştır. Bu Paşinyan isimli kokuşmuşun pişman olacağı günler gelip çatmıştır. Nitekim o gün bugündür. Kadınları, yaşlıları, savunmasız insanları bombalayan bu rezillerdir. Güç birleşmeli, Türk milleti tek yumruk halinde hedefe kilitlenmelidir. Nahçıvan’ın kaderi Bakü’dür. Aksi halde kudurmuş Ermeni çeteleri buraya da üşüşebilecektir. Bize göre Azerbaycan-Ermenistan çatışmasının ateşkes, diyalog, müzakere, diplomasi gibi kandırmacalar yoluyla çözüm teklifleri şu aşamada tuzaktır, tertiptir, yenilgiye onaydır. Mütecaviz düşmanın beli kırılmadan, askeri başarı siyaseten tasdik edilmeden kurulacak her masa tavizdir. Ermenistan’ın silahlı çeteleri ya Dağlık Karabağ’dan çekilecekler ya da ezileceklerdir. Çatışma bölgelerinde bozgun yaşayan Ermenistan, İran sınırından içeri sokulan PKK/YPG’li teröristleri de yanına alarak mazlumlara ateş ve ölüm yağdırmaktadır. Bu barbarlığın döktüğü kanların bedeli damla damla terör devleti Ermenistan’a ve cani ortaklarına ödettirilecektir. Güney Kafkasya’da çözümün tek yolu, Ermenistan’ın işgal ettiği Türk topraklarından bahanesiz çekilmesi, Dağlık Karabağ’a Azerbaycan bayrağının dikilerek egemenliğinin teyit edilmesidir. Başka çare yoktur, başka seçenek yoktur, başka çözüm yoktur.”

    ‘BU CHP’YE NE OLUYOR?’

    Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi başta olmak üzere bazı ülke ve uluslararası örgütlerin ateşkes çağrılarının boşuna olduğunu kaydeden Bahçeli, şöyle konuştu:

    “Geçmişte yine aynı Konsey’in Ermenistan işgalinin sona ermesi, Dağlık Karabağ’ın Azerbaycan’a iade edilmesi hakkındaki kararları ortadadır. Diğer yandan Macron’un Suriye’den intikal eden 300 cihatçının çatışma bölgesine getirildiğini söylemesi hayal mahsulüdür, şizofrenik bir yalandır. Macron Türkiye’nin siyasi açıklamalarını not alıyormuş, varsın kanlı kalemiyle not alsın dursun, dileğim sorulacak hesabımızı yazmayı da asla unutmasın. Üstelik NATO’yu göreve davet ederek Türkiye’den izahat etmesi küstah bir taleptir. Kurdun boynu kalınsa, kendi işini kendi yaptığından dolayıdır. Türk milletinin hiç kimseye ihtiyacı yoktur. Hadi Fransa’nın melun açıklamasını normal karşıladık diyelim, peki bu CHP’ye ne oluyor? Hangi çıkar odakları bu CHP’yi kontrol ediyor? Kimler bu CHP’nin tarlasını sürüyor? Türkiye’nin Azerbaycan’a silah yardımı yaptığını, milis ya da cihatçı grupları bölgeye aktardığını kaygılı bir üslupla söyleyen CHP’nin Dış Politika Başdanışmanı ve eski Bakü Büyükelçisi’ne ne diyelim? Bu sefil sefirin sözlerini neye yoralım, nasıl yorumlayalım? CHP yönetimine sesleniyorum; bir kez olsun kalbiniz milletle çarpsın, bir kez olsun siyasetiniz soydaşlarımızın sesine ses olsun. CHP Genel Başkanı ya çevresindekilere ayar vermeli hatta kulaklarını çekmeli ya da tarafını belli ederek Paşinyan’ı kucaklamak maksadıyla kollarını açıp yeni bir yürüyüşe başlamalıdır.”

    ‘TÜRK MİLLETİ KAHRAMANDIR’

    MHP lideri Bahçeli, Ermenistan’ın Dağlık Karabağ’a saldırmasıyla birlikte Türkiye’nin 7 ayrı noktada hedefe koyulduğunu belirterek, “Libya’da Fransa, Rusya ve darbeci Hafter, Suriye’de; ABD, Rusya, Esad, İran, PKK, YPG ve diğer terör grupları, Kıbrıs’ta; Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Yunanistan, ABD, Irak’ta; PKK ve diğer mütecaviz güçler, Afrika’da; bazı körfez ülkeleri ve küresel güçler, Doğu Akdeniz’de; İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Yunanistan, Fransa olmak üzere Türkiye çoklu bir cephe hattındadır. Çok şükür bütün muhasım güçler ve mücavir bölgeler dengelenmiş, milli ve müessir irade kuvvetle sergilenmiştir. Türk milleti kahramandır, egemenlik haklarını, mavi vatanını, tıpkı Anadolu coğrafyası gibi sonuna kadar savunacaktır” dedi.

  • CHP’li İnce’den Bahçeli’ye çağrı

    CHP’li İnce’den Bahçeli’ye çağrı

    CHP’li Muharrem İnce, ‘Memleket Hareketi’ gezileri kapsamında geldiği Artvin’de, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Türk Tabipler Birliği’nin kapatılmasına yönelik çağrısına ilişkin “Sayın Bahçeli, doktorlar bu memleketin akıllı evlatlarıdır. Memleketin akıllı evlatlarının üzerinden elini çek. Onlar biz ölmeyelim diye ölüyorlar” dedi.

    CHP’li Muharrem İnce, ‘Memleket Hareketi’ gezileri kapsamında Karadeniz ziyaretleri için dün akşam saatlerinde Trabzon’a geldi. Üzerinde ‘Memleket Hareketi’ yazılı otobüsle Trabzon’dan ayrılan İnce, geldiği Artvin’in Borçka ilçesinde vatandaşlar tarafından karşılandı. İnce, beraberinde eşi Ülkü İnce ve hareketin kurucuları arasında yer alan bazı isimlerle ilçede dolaşarak vatandaşları da selamladı. Daha sonra esnafı ziyaret eden İnce, pandemi nedeniyle sosyal mesafe ve maske uyarılarında da bulundu.

    Borçka’nın 34 yıl önce öğretmen olarak ilk görev yeri olduğunu hatırlatan İnce, “1986’nın 22 Kasım’ında Rahmetli babamın kullandığı kamyonla 30 saat süren bir yolculuktan sonra sabah ezanı okunuyordu şu köşeye geldiğimizde. 3 aylık bir bebeğimiz vardı. Çok zor bir yolculuktu. Karşıda bir evde oturduk iki buçuk yıl. Sonra geçim sıkıntısından istifa ettim. Dershanecilik yapmaya mecbur kaldım. 34 yıl sonra aynı şehre geldim. Anılarım canlandı. Burada iki buçuk yıl çok zor geçindim. Ama şunu söyleyeyim. Bir insan bir yerde görev yapar da hiç mi kötü anısı olmaz? Hiçbir kötü anım yok burada. Öğrencilerim yardım ederdi, Belediye başkanı yardım ederdi, vatandaş yardım ederdi. Yaşımız çok ufaktı, bebekle ilgili sıkıntılarımız olurdu, komşumuz Naime Abla vardı. Sanki teyzemiz, ablamız gibiydi. Fırıncı da, manav da, öğrenci de veli de herkes yardım ederdi” dedi.

    ‘ÇÖZÜM ÖNERİLERİ ÜRETMEK İSTİYORUZ’

    Memleketin sorunlarını yerinde görüp çözüm önerileri üretmeyi istediklerini kaydeden İnce, “Dışarıdan gelen memurlara karşı Borçkalıların olağanüstü bir misafirperverliği vardı. Sadece bizim sıkıntımız aldığımız maaşla ilgiliydi. Tek maaşla hatırlıyorum bilet parası bulamadığımı. Anneme telefon açtım ‘bana yol parası gönder bilet parası bulamıyorum’ diye. Şubat tatiline öyle gittiğimi hatırlıyorum. Tekrar 34 yıl sonra burada memleket hareketinin kurucuları ile birlikte dolaşıyoruz. Memleketin sorunlarını yerinde görmek istiyoruz. Çözüm önerileri üretmek istiyoruz. Biliyorsunuz Türkiye’nin en yoksul bölgelerinden birisi burası, Doğu Karadeniz, Artvin, Rize, Trabzon, Gümüşhane. Türkiye’de açlık sınırı 2300 lira. Ama bu bölgede kişi başına gelir ortalama 2237 lira. İşte Türkiye’yi Bu derin yoksulluktan kurtarmak için, Türkiye’yi başı dik onurlu bir ülke yapmak için yollardayız” diye konuştu.

    MHP LİDERİ BAHÇELİ’YE ÇAĞRI

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Türk Tabipler Birliği’nin kapatılmasına yönelik çağrısına ilişkin konuşan İnce, şunları söyledi:

    “Sayın Bahçeli, doktorlar bu memleketin akıllı evlatlarıdır. Memleketin akıllı evlatlarının üzerinden elini çek. Onlar biz ölmeyelim diye ölüyorlar. Onlar çoluk çocuğunu evde bırakıp bizi iyileştirmek, bizi yaşatmak için ölüyorlar. Tıp fakültesine yüksek topuklu arkasına basılmış ayakkabı ile girilmez. Tıp fakültesine yüksek puanlı sınav belgesi ile girilir. Sayın Bahçeli bu memleketin akıllı çocuklarını daha fazla üzme.”