Etiket: türkiye istatistik kurumu
-
TÜİK: Hayvan sayısında düşüş var
TÜİK, haziran ayına ilişkin hayvansal üretim istatistiklerini açıkladı. Buna göre, aralık 2022’de 17 milyon 23 bin 791 olan büyükbaş hayvan sayısı haziran 2023’te 16 milyon 687 bin 768’e geriledi. Büyükbaş hayvan sayısındaki düşme yüzde 2 oldu.Büyükbaş hayvan kategorisinde, sığır sayısı haziran ayı sonu itibarıyla bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 2 azalarak 16 milyon 521 bin baş, manda sayısı ise yüzde 2,9 azalarak 167 bin baş olarak gerçekleşti.KÜÇÜKBAŞ HAYVAN SAYISI 53 MİLYON 274 BİNE GERİLEDİTÜİK verilerine göre, aralık 2022’de 56 milyon 265 bin 750 olan küçükbaş hayvan sayısı ise haziranda 2023’te 53 milyon 274 bine düştü.Küçükbaş hayvan kategorisinde, koyun sayısı haziran ayı sonu itibarıyla bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 4,7 azalarak 42 milyon 565 bin baş, keçi sayısı ise yüzde 7,5 azalarak 10 milyon 709 bin baş olarak gerçekleşti. -
İşsizlik tek haneye indi
İşsizlik oranı mayıs ayında tek haneye indi.
TÜİK verilerine göre, işsizlik oranı mayısta 0,5 puanlık düşüşle yüzde 9,5’e geriledi.
İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 7,7, kadınlarda yüzde 13 olarak belirlendi.
İŞSİZ SAYISI 193 BİN AZALDI
İşsiz sayısı mayıs ayında bir önceki aya göre 193 bin kişi azalarak 3 milyon 328 bin kişi oldu.
GENÇ NÜFUSTA İŞSİZLİK YÜZDE 17
15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 1,6 puanlık azalış ile yüzde 17 olarak gerçekleşti. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 14,3, kadınlarda ise yüzde 22,3 olarak tahmin edildi.
İSTİHDAM 32 MİLYONA YAKLAŞTI
İstihdam edilenlerin sayısı bir önceki aya göre 63 bin kişi artarak 31 milyon 716 bin kişi, istihdam oranı ise değişim göstermeyerek yüzde 48,5 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 66, kadınlarda yüzde 31,4 olarak gerçekleşti.
İŞGÜCÜNE KATILIM GERİLEDİ
İşgücü mayıs ayında bir önceki aya göre 130 bin kişi azalarak 35 milyon 44 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,3 puan azalarak yüzde 53,6 oldu. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 71,5, kadınlarda yüzde 36,1 oldu.
HAFTALIK ORTALAMA ÇALIŞMA 44,1 SAAT
İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi bir önceki aya göre 0,3 saat azalarak 44,1 saat olarak gerçekleşti.
-
Enflasyon rakamları açıklandı
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Ekim ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. Buna göre, Tüketici fiyat endeksindeki (TÜFE) değişim 2022 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 3,54, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 57,80, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 85,51 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 65,26 olarak gerçekleşti.
Bir önceki yılın aynı ayına göre en az artış gösteren ana grup yüzde 33,48 ile haberleşme oldu. Buna karşılık, bir önceki yılın aynı ayına göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 117,15 ile ulaştırma oldu.
Ana harcama grupları itibarıyla 2022 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre en az artış gösteren ana grup yüzde 0,36 ile eğitim oldu. Buna karşılık, 2022 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 8,34 ile giyim ve ayakkabı oldu.
2022 yılı Ekim ayında, endekste kapsanan 144 temel başlıktan (Amaca Göre Bireysel Tüketim Sınıflaması-COICOP 5’li Düzey), 13 temel başlığın endeksinde düşüş gerçekleşirken, 4 temel başlığın endeksinde değişim olmadı. 127 temel başlığın endeksinde ise artış gerçekleşti.
İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE’deki değişim, 2022 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 3,24, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 50,57, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 77,01 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 56,71 olarak gerçekleşti.
Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) yıllık yüzde 157,69, aylık yüzde 7,83 arttı
2022 yılı Ekim ayında Yİ-ÜFE bir önceki aya göre yüzde 7,83, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 96,74, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 157,69 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 122,93 artış gösterdi.
Sanayinin dört ana sektöründen imalat endeksi yıllık yüzde 122,97 arttı
Sanayinin dört sektörünün yıllık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 162,06, imalatta yüzde 122,97, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 554,56 ve su temininde yüzde 109,45 artış olarak gerçekleşti.
Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara malında yüzde 123,12, dayanıklı tüketim malında yüzde 98,65, dayanıksız tüketim malında yüzde 132,88, enerjide yüzde 417,61 ve sermaye malında yüzde 95,61 artış olarak gerçekleşti.
Sanayinin dört ana sektöründen imalat endeksi aylık yüzde 3,19 arttı
Sanayinin dört sektörünün aylık değişimleri; madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 3,49, imalatta yüzde 3,19, elektrik, gaz üretimi ve dağıtımında yüzde 32,55 ve su temininde yüzde 2,80 artış olarak gerçekleşti.
Ana sanayi gruplarının aylık değişimleri; ara malında yüzde 2,38, dayanıklı tüketim malında yüzde 2,29, dayanıksız tüketim malında yüzde 4,30, enerjide yüzde 26,50 ve sermaye malında yüzde 3,10 artış olarak gerçekleşti.
Yıllık Yİ-ÜFE’ye göre 23 alt sektör daha düşük, 6 alt sektör daha yüksek değişim gösterdi
Yıllık en düşük artış; yüzde 67,83 ile diğer ulaşım araçları, yüzde 80,73 ile giyim eşyası, yüzde 82,44 ile temel eczacılık ürünleri ve müstahzarları alt sektörlerinde gerçekleşti. Buna karşılık elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme yüzde 554,56, ham petrol ve doğal gaz yüzde 252,78, diğer metalik olmayan mineral ürünler yüzde 214,12 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.
Aylık Yİ-ÜFE’ye göre 27 alt sektör daha düşük, 2 alt sektör daha yüksek değişim gösterdi
Aylık en düşük artış; yüzde 0,25 ile metal cevherleri, yüzde 0,35 ile ana metaller, yüzde 1,08 ile kimyasallar ve kimyasal ürünler alt sektörlerinde gerçekleşti. Buna karşılık elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme yüzde 32,55, ham petrol ve doğal gaz yüzde 8,03 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.
-
Türkiye’de gençler yurt dışında yaşamak istiyor
Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden derlenen bilgilere göre, toplam nüfusun yüzde 15’ini oluşturan 13 milyon genç nüfusuyla 20 AB üyesi ülkenin nüfusunu geride bırakan Türkiye’de, gençlerin öncelikli sorunları eğitim ve istihdamda yer alamamak, fırsat eşitsizliği ve güvencesizlik olarak görülüyor.
Bu güvensizlik ortamı gençleri başka ülkelerde yaşama hayallerine sürüklerken, günü kurtarmaya dönük politikalar yerine, özellikle salgın sonrası birincil dereceden gençleri etkileyecek olan istihdam sorunlarının çözümü için acil önlemler paketi beklentisi birçok kesim tarafından dillendiriliyor.
Her dört gençten biri işsiz
Rakamlarla genel bir tablo vermek gerekirse; her dört gençten biri işsiz. Genç kadınlarda işsizlik oranı 2018 yılında yüzde 25,3 iken, geçtiğimiz sene yüzde 30,6’ya yükseldi.
Gençlerde istihdam oranı ise 2019 yılında yüzde 33,1 oldu. İstihdam edilen gençlerin yüzde 17,7’si tarım, yüzde 28,2’si sanayi, yüzde 54,1’i ise hizmet sektöründe yer alıyor.
15-24 yaş arası nüfusun yüzde 25,7’si ne eğitimde ne istihdamda. Mesleki ve teknik lise veya üniversite mezunu her üç gençten biri ne eğitimde ne istihdamda.
2018-2019 yıllarında iller arası göç eden nüfusun yüzde 35’i, 15-24 yaş aralığındaki gençlerden oluştu.
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) ülkeleri arasında bir kıyaslama yapıldığında ise, devletin eğitim kurumlarına öğrenci başına en az harcama yaptığı ülke Türkiye olarak tespit ediliyor; zira ilkokuldan üniversiteye kadar olan dönemde öğrenci başına kamu harcamasında Türkiye, OECD ülkeleri arasında en son sırada yer alıyor.
Gençler ekonomik bağımsızlıklarını kazanamıyor
SODEV araştırmasına göre, Türkiye genelinde gençlerin yüzde 70’i ekonomik anlamda ailelerinden bağımsız değil. Bu soruya AK Parti seçmeninin yüzde 65,3’ü, CHP seçmeninin yüzde 66,7’si, HDP seçmeninin yüzde 81,8’i ve İYİ Parti seçmeninin yüzde 75’i, MHP seçmeninin ise yüzde 57,1’i bu şekilde yanıt veriyor. Daha önce başka araştırmaların da desteklediği bu veriler, gençlerin ekonomik anlamda “aile konfor alanının” dışına çıkacak ekonomik araçlardan yoksun kaldığını göstermesi açısından çarpıcı.
Araştırmanın öne çıkan bir noktası ise, gençlerin “özgürlükleri” önem sıralamasında önceliklendirmesi. Gençlerin yüzde 68,3’ü için ‘düşüncelerinizi özgürce ifade edebilmek’ birincil öncelik iken, yüzde 52’si ise başkalarının düşüncelerini özgürce ifade edebilmelerini önemsiyor. Özgürlük konusunda hassasiyet CHP seçmeni arasında daha yüksek iken, dini değerlerin önceliği daha alt sırada; dolayısıyla CHP seçmeni gençler daha seküler bir zemin sergiliyor.
SODEV Genel Başkanı Ertan Aksoy, “Twitter üzerinden oluşan bir gençlik algısı var, ama gerçek durum çok daha farklı. Önceliklerinde toplumsal ve kişisel değerde en çok öne çıkan şey “özgürlük” ve “kendini ifade etme hakkı” meselesi” diyor.
AK Partili gençlerin yarısı yurtdışında yaşamak istiyor
Yurtdışında yaşama konusunda ise gençler oldukça istekli. Türkiye genelinde gençlerin yüzde 62,5’u, imkanları olsa yurtdışına yerleşip orada yaşamayı istediklerini ifade ediyorlar. Bu oran, oy verdikleri siyasi parti 2002 yılından beri tek başına iktidar olmasına rağmen, AK Parti seçmeni gençlerde yüzde 47,5 iken, CHP seçmeninde yüzde 74,4. Diğer parti seçmenlerinde yüzde 60 bandında bir kesim bu konuda olumlu düşünüyor.
“AK Partili gençlerin yarısı ise, her ne kadar 18 yıldır iktidarın güvencesini hissetmelerine rağmen, yurtdışına çıkmak istiyor. Sizin için ne önemlidir sorusuna verilen yanıtlarda bunun cevabı gizli. Birinci sırada özgürlüğünü, ikinci sırada da bir başkasının kendisini ifade etme hakkını önceliklendiriyor. Dolayısıyla özgürlükten sonra açıklanabilecek bir durum bu. İnsanların tweet attığı için tutuklandığı bir iklimde bu şekilde hissediyor olabilir” diyor.
Aksoy bu noktada çarpıcı bir gençlik değerlendirmesinde bulunuyor ve gençliğin mevcut kutuplaşma çizgilerinin ötesinde bir arada yaşama çabalarında bulunduğuna dikkat çekiyor:
euronews Türkçe’ye konuşan Aksoy, “Türkiye siyaseti, 3 bin trol Twitter hesabına sıkıştırılmış durumda. Oradakilere bakıp değer yargıları onlardan ibaret sanıyoruz. Ancak gerçeklik öyle değil. Gençler karşılaştığımız troll hesaplardan farklı algılıyor, özgürlükleri önemsiyor. Sahada toplumun her kesimi, bir arada yaşamanın, özgürce yaşamanın koşullarını halen arıyor, bunun oluşması için çaba harcıyor. Gençlikte bu eğilim çok daha baskın.”
“Hayatınızın kalan kısmının tamamını Suudi Arabistan’da aylık 10 bin dolar kazanarak veya İsviçre’de aylık 5 bin dolar kazanarak geçirme imkanınız olsa hangisini tercih edersiniz?” sorusuna ise Türkiye genelinde gençlerin yüzde 72,2’si İsviçre yanıtını veriyor. Bu oran AK Parti seçmeninde yüzde 60,5; CHP seçmeninde ise yüzde 82,1 düzeyinde.
Hayatlarının geri kalanını ‘otokratik’ devlet olan Kuzey Kore’de aylık 10 bin dolar veya İsviçre’de aylık 5 bin dolar kazanarak geçirme imkanları olması durumunda ise gençlerin yüzde 64,3’ü yine İsviçre’den yana bir eğilim gösteriyor.
Aksoy, “Bunun bir ekonomik krize ve yakıcı bir işsizliğe konu olan bir dönemde yaşanması şaşırtıcı ve bir açıdan da sevindirici oldu. Yanlış kanıların aksine gençlik dinini, inancını istediği şekilde yaşamak istiyor ama birincil önceliği özgürlüğü” diyor.
İstihdamda fırsat eşitliği
İş bulma süreçlerinde ise gençler torpil ve kayırmacılığın halen geçerli olduğunu düşünüyor. Türkiye genelinde katılımcıların yüzde 79,3’ü yetenekli de olsa bir gencin iş başvurusu sırasında “arkası sağlam” ve “torpilli” bir başka gence yerini kaptırabileceği görüşünde. Bu oran AK Parti seçmeni gençlerde yüzde 66,5 iken, en yüksek oran yüzde 93,8 ile İYİ Parti seçmeni arasında gözlemleniyor.
“Bu yarışa girmek kötü, ama ondan daha kötüsü adil olmayan bir yarışa girmek. Gençlik fırsat eşitliği istiyor. Türkiye’de sosyal demokrasi iktidarı kurulması durumunda gençlerin bu algısını ortadan kaldırmak için bütün adımları atmak zorunda. Gençlere adil koşullarda, yetenekleri doğrultusunda yarışıp gelişim göstereceklerine dair umudunu yitirtirseniz verim de alamazsınız, ülkeye dair hayallerini kırarsınız” diyor Aksoy.
Aksoy’a göre, hem İYİ Parti’nin yeni kurulan bir parti olması, hem de genç yaşlarından dolayı kamu kurumlarına erişim imkanı olmadığı için bu hissi yaşamış olabilir. Ama, AK Parti ve MHP seçmeni arasında da yüksek rakamlar olması, “bunun artık hakikat olduğu, kanıksanan bir gerçeklik” haline gelmesi.
İyi üniversiteden mezun olmak katkı mı?
Üniversite sayılarındaki çarpıcı artışa rağmen Türkiye’de iş bulmak ile iyi bir üniversiteden mezun olmak arasında bulunduğu iddia edilen bağlantı ise, gençler tarafından artık kabul görmüyor. Gençlerin yüzde 27,8’i, Türkiye’de üniversitelerin iş bulmak için yeterli donanım sunmadığı düşüncesinde. Bu oran en yüksek HDP seçmeni arasında, zira neredeyse iki HDP seçmeni gençten biri, iş bulmak konusunda üniversitenin sunduğu olanakları yetersiz buluyor.
Gençlerin sosyal medya üzerinden düşüncelerini özgürce ifade edip edemedikleri sorulduğunda ise, bu konuda en “dertli” HDP seçmeni gençler; zira yüzde 54,5’i, sosyal medya üzerinden ifade özgürlüğünü hiçbir şekilde kullanamadığını ifade ederken, bu oran CHP seçmeninde yüzde 12,8, AK Parti seçmeninde ise yüzde 9,6.
Aksoy’a göre, gençlerin tamamı sosyal medyada siyasi içerik üretmese de ve gündelik yaşantılarından kesitler yayınladıklarında müdahale olmamasını “özgürlük” olarak ifade etmeleri mümkün, zira gençler arasında en çok kullanılan sosyal mecra yüzde 93,2 ile siyasi olmayan bir sosyal paylaşım aracı İnstagram iken, onu Twitter ve Facebook izliyor. 1990 sonrası doğan gençler dijital teknolojinin içerisinde büyüyen bir kesim olduğu, “dijital yerliler” olarak tanınıyor ve mobil araçlar üzerinden İnternet dünyasını kullanan bir kuşak olarak görülüyor.
“HDP seçmeni arasında sosyal medyada özgürce kendilerini ifade edemediklerini söyleyenlerin yüksek oranı ise bize şunu söylüyor: Gençlik siyasi paylaşımlarda üzerinde kimlik üzerinden bir baskı hissediyor” diyor Aksoy.