Etiket: türkiye yunanistan

  • “Yakınlaşma yeni fırsatlar doğurabilir”

    “Yakınlaşma yeni fırsatlar doğurabilir”

    ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, çeşitli temaslarda bulunmak üzere geldiği Yunanistan’da Mega TV’ye röportaj verdi. Blinken gazetecinin, “Türkiye’nin Yunanistan ile ilişkileri geliştirmeye yönelik bazı adımlar attığını söylediniz. Peki bu adımlar nedir ve yeni bir girişimle mi buradasınız” sorusunu, “İlk etapta odaklanmamız gereken nokta, gerçekten deprem. Yunanistan’ın hemen devreye girerek Türkiye’deki ihtiyaç sahiplerine yardım için ayağa kalkması, Türklerin kalbine ulaşmasında bence önemli bir rol oynadı. Çok sayıda Türk meslektaşımla konuştum ve söyledikleri ilk şeylerden biri, ihtiyaç duydukları anda bu kadar çok Yunan vatandaşının, bu kadar çok yardımın gelmesinin ne kadar anlamlı olduğuydu. Bunun daha iyi bir atmosfer oluşturduğunu düşünüyorum” şeklinde yanıtladı.

    Sözlerinin devamında, “Ama bakın, hem Yunanistan’da hem de Türkiye’de seçim dönemi. Bu her zaman işleri zorlaştırır” diyen Blinken, Yunanistan’ın da Türkiye’nin de ilişkilerde yaşanan sakinliği devam ettirmesini beklediğini belirtti. Blinken, “Bu önümüzdeki aylarda diyaloğun daha da güçlendirilmesi ve uzun süredir devam eden bazı sorunların çözülmesi için iyi bir fırsat olabilir. Biz ABD için bu çok önemli. Çünkü hem Yunanistan hem de Türkiye yakın müttefikler, yakın ortaklar, yakın dostlar ve tabi ki onların bir araya geldiğini görmek istiyoruz. Eğer bunu yaparlarsa oluşacak fırsatların hem Yunanlar hem de Türkler için inanılmaz olacağını düşünüyorum” diye konuştu.

    Uzun süredir devam eden sorunların, farklılıkların ve anlaşmazlıkların olduğunu hatırlatan Blinken, “Öyle ya da böyle hiçbir şeyin bir gecede çözüleceğini söylemek istemiyorum. Türkiye elbette şu anda bu depremi atlatmaya odaklanmış durumda” ifadelerini kullandı.

  • “Gideceğimiz yola dair tercih Yunanistan’ın”

    “Gideceğimiz yola dair tercih Yunanistan’ın”

    Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Doğu Akdeniz’de Yunanistan’a ön koşulsuz diyalog çağrısında bulunarak, “Aslında hangi yoldan gideceğimize dair tercih, ne Türkiye ne Fransa ne de bir başkasının, Yunanistan’ın değerli liderlerinin ve halkınındır.” mesajını verdi.

    Yunan gazetesi “Kathimerini” için eş zamanlı makaleler kaleme alan Çavuşoğlu ve Yunan mevkidaşı Nikos Dendias, iki ülke arasında “makale diplomasisini” başlattı.

    Bakan Çavuşoğlu, “Doğu Akdeniz’de Önceliğimiz Ön Koşulsuz Diplomasi” başlıklı yazısında, “Hangi yoldan gidileceğine dair tercihin Yunan liderlerinde olduğu” vurgusunu yaptı.

    Akdeniz’in her zaman medeniyetin beşiği, kültürel ve ekonomik etkileşim havzası olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, “Bu coğrafyada geçmişimiz, bugünümüz ve geleceğimiz ayrılmaz bir şekilde iç içe geçmiş durumda. Türkiye ve Yunanistan’ın her daim yalnızca iki seçeneği olmuştur: iki tarafa da zarar verecek şekilde birbirimizle tartışmaya girmek veya bir kazan-kazan formülü bulmak.” değerlendirmesini yaptı.

    Çavuşoğlu, “daimi komşu” mantığının doğal olarak birbirinin haklarına karşılıklı saygı gerektirdiğinin altını çizerek, “Bugünlerde karşı karşıya kaldıklarımıza bakılırsa, Türkiye’den durum ne yazık ki böyle görünmemektedir.” ifadesini kullandı.

    Bu tür bir saygının, tüm bekleyen sorunları veya çözülmemiş ihtilafları barışçıl yollarla ve diyalogla çözme yükümlülüğünün gereği olarak kendini göstermesi gerektiğini kaydeden Çavuşoğlu, “Bu anlayışla, komşular, tırmanma değil, iyi niyetli ve anlaşmazlıkları gerçekten çözüme kavuşturmak amacıyla doğrudan diplomasi ve diyalog arayışı içinde olmalıdırlar.” değerlendirmesinde bulundu.

    “SÖMÜRGE DÖNEMLERİ ISTIRAPTAN BAŞKA BİR ŞEY GETİRMEDİ”

    Çavuşoğlu, son dönemde Fransa gibi ülkelerdeki hükümetlerin sömürgeci geçmişlerinden esinlenen sakıncalı bir yaklaşım sergilediklerini belirterek, şöyle devam etti:

    “Sömürgecilik döneminin pek çok halk için büyük acılardan başka bir şey getirmediğini bu kadar mı çabuk unuttuk?

    Büyük başkentlerden efendilerin iradelerini çevrelerindeki bölgelere dayatmalarına dayalı davranış biçimlerinin kabul gördüğü günler artık geride kalmıştır. Sayın Cumhurbaşkanımız, daha adil bir uluslararası düzen tesis edilmesi amacıyla ‘Dünyanın Beşten Büyük’ olduğunu savunagelmektedir. Eleftherios Venizelos tarafından Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilen Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Yurtta Sulh, Dünyada Sulh’ sözleriyle çizdiği hedefe hizmet edecek şekilde, egemen hale gelmesini arzu ettiğimiz değerlerin ve bunları takip ederken sergilediğimiz yorulmazlık ve yaratıcılığın altını çizmek maksadıyla, dış politikamızı ‘Girişimci ve İnsani’ olarak tanımladık. Bu nedenle, karşılıklı saygı ve sorunlara hakkaniyetli çözümler bulunması ilkelerini vurguluyoruz.”

    “Doğu Akdeniz’deki temel hedeflerimiz net:

    • Deniz sınırlarının adil ve hakkaniyetli şekilde belirlenmesi;
    • Kıta sahanlığı haklarımızın maksimalist ve aşırı deniz sınırı iddialarına karşı korunması;
    • Adil gelir paylaşımı mekanizmasının kurulmasıyla Kıbrıs Türklerinin Ada’nın açık denizdeki kaynakları üzerindeki eşit haklarının korunması;
    • Kıbrıslı Türkler dahil tüm tarafların katılımıyla gerçek, kapsayıcı, adil ve hakkaniyete dayalı açık deniz enerji iş birliği mekanizmalarının (bu doğrultudaki öneriler hala masadadır) Doğu Akdeniz’de oluşturulması.”

     

  • Türkiye’den yeni NAVTEX: Lozan ihlal ediliyor!

    Türkiye’den yeni NAVTEX: Lozan ihlal ediliyor!

    Türkiye, Ege Denizi’nde yeni Navtex ilan etti.

    Türkiye’nin İzmir istasyonundan yayınladığı yeni Navtex’te, İzmir’in Çeşme ilçesinin hemen karşısında bulunan Sakız Adası’nın silahlandırıldığı ve adanın ‘1923 tarihli Lozan Antlaşması’yla belirlenen gayri askeri statüsünün ihlal edildiği’ belirtildi.

    Duyuru şöyle:

    Seyhidda Denizcilere Bildiri Numara: 1149/20 – Ege Denizi

    1. La08-206/20 numaralı Navtex mesajı ile Sakız Adası’nın 1923 Lozan Barış Antlaşması ile belirlenen gayri askeri statüsü ihlal edilmiştir.

    2. Bu bildiri 16 Eylül saat 0001Z’da yürürlükten kaldırılacaktır.

    SAKIZ ADASI NEREDE?

    Sakız adası İzmir’in Çeşme ilçesine feribotla 20 dakikalık mesafede yer alıyor.

  • Türk fırkateyni, Meis Adası önünde

    Türk fırkateyni, Meis Adası önünde

    Türkiye’nin, sismik aralştırma gemisi Oruç Reis’in Doğu Akdeniz’de yapacağı araştırmalar nedeniyle ilan ettiği NAVTEX üzerine Antalya’nın Kaş ilçesinde bekleyişini sürdüren Türk fırkateyni, bugün Meis Adası önünden geçiş yaptı.

    Kaş ilçesine bağlı Limanağzı Koyu’nda bekleyen Türk fırkateyni, bugün öğle saatlerinde hareket etti. Fırkateyn, Yunanistan’ın Meis Adası ile Kaş ilçesi arasındaki Türk kara sularından geçti. Kaş’a bağlı Kalkan Mahallesi yönünde ilerleyen fırkateyn, uzun süre bölgede bekledi. Daha sonra da Limanağzı Koyu’na dönerek, demir attı. Fırkateynin Limanağzı Koyu’ndaki bekleyişi sürüyor.

    Öte yandan Yunan fırkateyni de Meis Adası’nda beklemeye devam ediyor.

    Bölgede şu anda tek Türk savaş gemisi bulunuyor. Daha önceki günlerde bölgedeki savaş gemisi sayısı 3’e çıkmıştı.

  • Yunan vekil: Fransa’ya güvenerek hata yapıyoruz

    Yunan vekil: Fransa’ya güvenerek hata yapıyoruz

    Yunan Milletvekili Liana Kanelli katıldığı bir televizyon programında, Doğu Akdeniz konusunda Fransa’ya güvenmenin hata olduğunu belirtti.

    Kanelli Türkiye ile ilgili itiraflarda bulunarak, “Erdoğan stratejik bir akıl, Türkiye bölgesel bir süper güç, Fransa’ya güvenmekle hata yapıyoruz” dedi.

    “KİMSE BİZİ SEVDİĞİ İÇİN YUNANİSTAN’A GELMİYOR”

    Milletvekili Liana Kanelli, Doğu Akdeniz konusunda Fransa’ya güvenmenin hata olduğunu belirterek, “Kimse bizi sevdiği için Yunanistan’a gelmiyor. Yunan çıkarları için ölmüyor” dedi. Kanelli ayrıca, Türkiye’nin bölgesel bir süper güç olduğunu söyledi. Kanelli, konuk olduğu SKAİ televizyonunda Miçotakis hükümetinin Doğu Akdeniz politikasını eleştirdi. Yunanistan’ın Fransa’ya güvenmekle ölümcül bir hata yaptığını belirten Kanelli, “Bazıları Yunanistan, Fransa ittifakı sloganını atıyor. Zamanında Fransa Cumhurbaşkanı Giscard d’Estaing’ın buraya gelmesi için önündeki ağaçları kesiyorduk.” ifadelerini kullandı.

    İKİ CİDDİ İLETİŞİM HATASI YAPTIK

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Türkiye’nin çıkarlarına sahip çıkan stratejik akıl olduğunu dile getiren Kanelli şunları söyledi: “Bana göre iki ciddi iletişim yanlışlığı yaptık. Erdoğan sultan, Erdoğan öyle, Erdoğan böyle. Erdoğan 20 yıldan beri içeride ve dışarıda ülkesi için yaptığı hamlelerle ayakta duran stratejik bir akıl. Türkiye bölgesel süper bir güç, buna itirazınız olamaz. Türkiye’yi büyük güçler ve NATO süper güç yaptı. Siz Türkiye’nin ekonomisinin güçsüz olduğunu söylüyorsunuz ama NATO’nun İncirlik’teki kimyasal silahlarını göz ardı ediyorsunuz. Burada asıl mesele ve pazarlık konusu kimyasal silahlar İncirlik’te mi kalacak veya Yunanistan’a Araksos üssüne mi gelecek, bunu gözardı ediyorsunuz. Biz Yunanistan’ın adalar ülkesi olduğunu, hangi ada ana karaya ne kadar uzak veya yakın bunu tartışıyoruz, Yunanistan adalar ülkesi değil, hem anakara parçasından oluşan hem de adalardan oluşan bir ülke. Burada asıl mesele Türkiye’yi süper güç yapan NATO. Buna bakmak lazım. Pazarlıklar tabii ki yapılacak, ancak biz KKE Partisi olarak ülkenin sınırlarının asla pazarlık konusu olamayacağını defalarca söyledik. Bu yönde hareket etmek gerekmektedir.” dedi.

  • Yunanistan: Türkiye tehdit politikasından vazgeçsin

    Yunanistan: Türkiye tehdit politikasından vazgeçsin

    Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis Doğu Akdeniz’de yükselen Yunanistan – Türkiye gerilimiyle ilgili son dakika açıklaması yaptı.

    Doğu Akdeniz’de gerilimi arttıran Yunanistan’ın Başbakanı Kiryakos Miçotakis’ten; “Türkiye herhangi bir diyaloğa başlamadan önce tehdit politikasından vazgeçmeli” dedi. Miçotakis’in sözleri AFP tarafından acil koduyla duyuruldu.

  • Yunanistan Meis Adası’na asker gönderdi

    Yunanistan Meis Adası’na asker gönderdi

    Yunan medyasında çıkan ve Atina tarafından yalanlanmayan haberler, Türk kıyılarına en yakın Yunan adası olan Meis’e asker gönderildiğini ortaya koydu.

    Ankara, Antalya’nın Kaş ilçesine sadece 2 kilometre uzaklıkta bulunan Meis Adası’nın 1947 Paris Barış Antlaşması’na göre silahsızlandırılmış ada statüsünde olduğunu anımsattı ve Atina’yı provokasyon yapmakla suçladı.

    Türkiye, verdiği bu tepkiyle, kıta sahanlığı tartışması nedeniyle yaşanan gerginlikte dikkatleri Yunanistan’ın uluslararası hukuka rağmen adaları silahlandırmasına çekmeyi amaçlıyor. Türk yetkililer, Yunanistan’ın silahsızlandırılmış statüde bulunan 23 adadan 16 tanesine yıllardır silah ve asker yığdığını kaydediyor.

    Türkiye ile Yunanistan arasında giderek artan Doğu Akdeniz gerilimi, iki ülke arasında Ege Denizi’nden kaynaklanan ve çözülemeyen diğer sorunları da yeniden gündemin üst sıralarına taşıdı.

    Yunanistan’ın İyon Denizi’nde karasularını 12 mile çıkarttığını açıklaması, Ankara’nın tepkisine yol açtı. Ankara, aynı kararın Ege Denizi’nde uygulanması durumunda “savaş nedeni” sayacağını açıkladı. Bu gelişme, iki ülkenin Ege Denizi sorunları envanterinde yer alan “karasuları” başlığının açılmasına neden oldu.

    Yunan medyasında Yunan askerlerinin Meis Adası’na çıktığını gösteren fotoğrafların yayımlanması üzerine de Ankara, silahsızlandırılmış statüde olmasına karşın asker ve silah depolanan Yunan adaları başlığını gündeme getirdi.

    TÜRKİYE MEİS OLAYINI “PROVOKASYON” OLARAK DEĞERLENDİRİYOR

    Ankara, bu nedenle, iki ülke ilişkilerinin bu kadar gerildiği bir ortamda Atina’nın basının fotoğraflayacağı şekilde adaya asker göndermesini yeni bir “provokasyon” olarak değerlendiriyor.

    Dışişleri Sözcüsü açıklamasında bu noktaya işaret ederken, “Kıyılarımızın hemen karşısında böyle bir provokasyonun amacına ulaşmasına müsaade etmeyeceğimizi vurguluyoruz. Bu tür provokatif hareketlerin Yunanistan’a hiçbir faydası olmayacaktır,” dedi.

    “Yunanistan’ın Türkiye’yi provoke ederek şiddetli tepkiler vermesini ve böylece daha fazla yalnızlaşmasını sağlamak amacında olduğunu” öngören Ankara, 28 Ağustos’ta Yunan savaş uçaklarının Oruç Reis gemisinin araştırma yaptığı sahaya gönderilmesini de bu tür eylemler arasında görüyor. Türk savaş uçakları, Yunan F-16’larına önleme gerçekleştirmiş ve üslerine geri dönmeye zorlamıştı. Bu olaya dair olduğu belirtilen görüntüler, Milli Savunma Bakanlığı tarafından paylaşılmıştı.

  • Gemi komutanlarına ‘vur emri’ yetkisi verildi

    Gemi komutanlarına ‘vur emri’ yetkisi verildi

    Eski İstihbarat Daire Başkanı ve Yeni Şafak gazetesi yazarı Bülent Orakoğlu, ‘Gemi komutanlarına vur emri yetkisi’ başlığıyla yayımlanan yazısında sözlerine “Fransa’dan sonra ABD ve Yunanistan donanmasının ortak tatbikat düzenlemesi Doğu Akdeniz’de gerilimi artırdı. Türkiye’nin Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’deki tatbikatlarına karşı tatbikat ilan etmesi ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun açıklamaları Yunanistan başta olmak üzere arka planda Yunanistan’a destek veren ülkelerde de tansiyonu yükseltti” diye başladı.

    Orakoğlu şöyle devam etti:

    “Merkel sadece günler öncesinde Fransa’yı Doğu Akdeniz’de gerilimi artırmakla suçlarken ne olmuştu da AB ülkelerinin Atina’nın tezlerini ciddiye almak ve haklı olduğu yerde Yunanistan’ı desteklemek zorunda oldukları açıklamasını yapmıştı. Doğu Akdeniz’de, çatışma dahil her türlü seçenek için hazırlık yapan TSK, angajman seviyesini gemi komutanına kadar indirerek gemi komutanlarına olası bir tacizde Ankara’ya sormadan ‘vur emri’ yetkisi verildi.

    Doğal olmayan bu gelişmeler Doğu Akdeniz’de sadece Türkiye ile Yunanistan anlaşmazlığı ötesinde hegemonik küresel güçler ile Batı’nın Türkiye’ye karşı Mavi Vatan’da ikinci bir Sevr haritasını dayatmaya çalıştıklarını ortaya koyuyordu. Mavi Vatan’daki bu yeni Sevr Haritası ‘Ege’yi tamamen Yunan denizi olarak kabullenip Doğu Akdeniz’de bizi İskenderun Körfezi ve Antalya Körfezi’ne, batıda karasularımıza hapsediyor.

    Akdeniz’de Rusya’nın, Çin’in, İran’ın güneyden çevrelenmesi, ABD jeopolitiğinin önemli parametreleri. Dolayısıyla ABD, bu bölgede kendi politikalarını uygulatabilmek için Türkiye’nin hizaya sokulmasını istiyor. Çünkü Türkiye, soğuk savaş sonrası kendi milli, yerli ve bağımsız politikalarına yöneldi ve bu politikalarından vazgeçmiyor. Bunun başında da tabii ki Doğu Akdeniz’deki, Kıbrıs’taki, Ege’deki çıkarları geliyor. ABD veya AB’nin Türkiye’ye karşı ambargo tehditleri silah yaptırımlarının tüm gayesinin Türkiye’yi hegemonyanın istediği çizgiye zorlamak olduğu anlaşılıyor.

    TÜRKİYE İKİNCİ SEVR’E DİRENİYOR

    Türkiye ise bu kez Mavi Vatan’daki ikinci Sevr’e direniyor. Kolonyalist ülkelerin yıllar önce hazırladığı yeni işgal planlarını bozacak hamleleri kararlılık ve cesaretle atıyor. Zira Türkiye, savunma sanayisini, ordusunu, donanmasını çok güçlendirdi. Türkiye Doğu Akdeniz’de çıkarlarını sonuna kadar savunacak ve asla geri adım atmayacaktır. ABD ve Batı, Türkiye’nin savunma sanayiinde, denizde ve havada kendilerine karşı çıkabilecek güce erişebileceğini beklemiyorlardı. Türkiye ülkesinin bekasını tehlikeye sokan dış ülkelerde üsler kurması Batı’nın eski Türkiye’yi dizayn ettiği günlere dönme arzusunun hayal olduğunu gözler önüne seriyor.

    Türkiye 50’nin üzerinde muharip ve destek gemisi ile Akdeniz’de bulunuyor. Oruç Reis’in çalışma yaptığı saha adeta çelikten kalkanla çevrilirken, hiçbir yabancı savaş gemisinin bu sahaya girmesine izin verilmiyor. Yunan denizaltılarının bu dönemde aktif olduğu, Türkiye’nin ise denizaltı savunma harbini en üst seviyede yürüttüğü kaydediliyor. Satıhtan veya deniz altından sahaya giremeyen Yunanistan cephesi, uçaklarla Türkiye’ye gözdağı vermeye çalışıyor. Fakat uzmanlar, bunun Türkiye için yalnızca bir ‘sinek vızıltısı’ olabileceğini kaydediyor.

    ‘SAVAŞ ÇIKARSA KAZANAN TÜRKİYE OLUR”

    Doğu Akdeniz’deki sıcak gelişmeleri ve Ege’de yükselen tansiyonu değerlendiren uzmanlar, ABD ve Batı desteği ile Akdeniz’e inen Yunanistan’a Türkiye’nin izin vermeyeceğini, Atina’nın uluslararası hukuk çerçevesinde Batı’dan beklediği desteği almayacağını ve Yunanistan’ın Doğu Akdeniz ve Ege’de telafisi mümkün olmayan zararlara uğrayabileceğini kaydetti.

    Diğer taraftan Doğu Akdeniz’de Türkiye ile Yunanistan ve azmettirici devletler arasında gerilim sürerken bölgedeki Türk üstünlüğünü manşetine taşıyan Alman Die Zeit gazetesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın doğalgaz rezervlerine yönelik taviz vermek istemediğini belirterek ‘Türkiye hakkı olanı alacak’ ifadelerini kullandı. İsrail merkezli Jerusalem Post gazetesi ise, Türkiye ile Yunanistan arasında bir çatışmanın çıkması durumunda kazanan tarafın Türkiye olacağını belirtti.

     

  • “Türkiye’nin kıyılarına silah doğrultmak akılsızlıktır”

    “Türkiye’nin kıyılarına silah doğrultmak akılsızlıktır”

    AK Partisi Sözcüsü Ömer Çelik Twitter’daki hesabından Yunanistan’ın Meis Adası’nı silahlandırma girişimine ilişkin açıklama yaptı. Çelik, “Yunanistan’ın Meis Adası’nı silahlandırma girişimi, yeni bir korsanlık örneğidir. Türkiye’nin kıyılarına silah doğrultmak, akılsızlıktır. Yunanistan hukuka aykırı bu adımları atarak Ege’de ve Akdeniz’de korsan politikaların temsilcisi olmuştur. Hukuk temelinde diplomasi yoluyla sorunları çözmek yerine, korsan anlaşmalarla diplomasiye sabotaj düzenleyen Yunanistan’dır. Yunanistan’ın bu adımlarının neticesi, ağır başarısızlık olacaktır. Yunanistan hukuk yoluyla sorunları çözmek istiyorsa Türkiye en güvenilir muhataptır. Türkiye ile konuşmak yerine, Fransa ile tatbikat yapmayı tercih ediyorsa bunun ne kadar yanlış olduğunu görecektir. Yunanistan, her adımına verecek güçlü bir cevabımız olduğunu öğrenecektir” ifadesini kullandı.

    DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI’NDAN FRANSA’YA ‘KIRMIZI ÇİZGİ’ CEVABI

    Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Yunanistan’ın, Meis Adası’na askeri sevkiyat yapmasına yönelik, “Kıyılarımızın hemen karşısında böyle bir provokasyonun amacına ulaşmasına müsaade etmeyeceğimizi vurguluyoruz.” ifadesini kullandı. Öte yandan Macron’ın kırmızı çizgi politikasıyla ilgili açıklama yapan Dışişleri, “Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin davasına karşı kırmızı çizgiler çektiğini sananlar (Fransa) ülkemizin kararlı duruşuyla karşılaşacaktır” dedi.

    Aksoy, Meis Adası’nın 1947 Paris Barış Anlaşması ile silahsızlandırılmış statüde olduğunu hatırlattı.

    Aksoy, basında yer alan haberler doğruysa bunun Yunanistan’ın hukuk tanımazlığının ve Doğu Akdeniz’deki gerçek niyetinin yeni bir göstergesi olduğunu vurguladı.

    Adanın statüsünde yapılmaya çalışılan gayrimeşru değişiklikleri reddettiklerinin altını çizen Aksoy, şunları kaydetti:

    “Kıyılarımızın hemen karşısında böyle bir provokasyonun amacına ulaşmasına müsaade etmeyeceğimizi vurguluyoruz. Bu tür provokatif hareketlerin Yunanistan’a hiçbir faydası olmayacaktır. Yunanistan bölgede gerginliği artırıcı adımlara devam ederse kaybeden kendisi olacaktır. Türkiye uluslararası hukuktan kaynaklanan hak ve menfaatlerini sonuna kadar korumada kararlıdır.”

    FRANSA’YA NET MESAJ: ÜLKEMİZİN KARARLI DURUŞUYLA KARŞILAŞACAKTIR

    Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Doğu Akdeniz açıklamasına cevaben, “Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin haklı davasına karşı kırmızı çizgiler çektiğini sananlar, yalnızca ülkemizin kararlı duruşuyla karşılaşacaktır. Bölgede bir kırmızı çizgi var ise bu ancak Türkiye’nin ve Kıbrıs Türkleri’nin uluslararası hukuktan doğan haklarıdır” dedi.

    Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Macron’un Doğu Akdeniz’de kırmızı çizgi politikası uyguladıkları yönündeki ifadelerine yazılı cevap verdi. Aksoy, “Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin haklı davasına karşı kırmızı çizgiler çektiğini sananlar, yalnızca ülkemizin kararlı duruşuyla karşılaşacaktır” diyerek, bölgedeki kırmızı çizginin Türkiye’nin ve Kıbrıs Türkleri’nin uluslararası hukuktan doğan hakları olduğunu belirtti.

     

  • Yunanistan’dan gerilimi tırmandıracak hareket

    Yunanistan’dan gerilimi tırmandıracak hareket

    Yunan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, gerginliğin dinmesine katkıda bulunmayan açıklamalar yaptı. Bakan, Rum yönetimi ile de deniz yetki sınırlarını belirleyeceklerini belirtti.

    Yunan Dışişleri Bakanı Dendias haftalık “Real News” gazetesindeki demecinde “Yunanistan’ın zaman içinde ve elverişli şartlar oluştuğunda, Kıbrıs Rum yönetimi ile de deniz yetki sınırlarını belirleyeceğini” söyledi. Ayrıca, “Libya parlamentosu hazır olduğunu bildirdi. Libya ile de görüşmeler yapacağız” dedi.

    MUHALEFET ELEŞTİRDİ

    Bura karşın ana muhalefetteki Radikal Sol Koalisyon (SYRİZA) milletvekili ve Dışişleri eski Bakanı Yorgo Katrugalos aynı gazetedeki demecinde, Yunan hükümetinin, Mısır ile imzaladığı deniz yetki sınırlarına ilişkin anlaşmaya Türkiye’nin bu kadar tepki göstereceğini hesaplamadığını vurguladı. Katrugalos, “SYRİZA iktidarı döneminde hem egemenlik haklarımızı korumuş, hem de Türkiye ile diyaloğu canlı tutmuştuk. Dönemin Başbakanı Aleksis Çipras dört defa Türkiye’ye gitmiş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Atina’yı ziyaret etmişti” şeklinde konuştu. Öte yandan, Yunanistan’ın İyon Denizi’nde karasularını 6 milden 12 mile genişletmesi ile ilgili Yunan medyasında birbirinden farklı şu yorumlar dikkat çekti:

    Kathimerini: “Miçotakis, Türkiye’nin Libya ile imzaladığı anlaşma çerçevesinde, Ege adaları ve Girit’e çok yakın mesafelerde yeni arama çalışmaları ilan etmesi halinde Atina’nın nasıl tepki göstereceğinin sinyalini verdi.”

    Proto Thmea: “Miçotakis, İyon Denizi’nde 12 mil ilan ederken, Türkiye’nin tepki göstermesine itina ederek dikkatli davrandı. Türkiye’ye ‘İşi uç noktalara götürmemek niyetinde olduğu’ mesajını verdi.”

    Dokumento: “Miçotakis, İyon Denizi’nde 12 mil ilan etmekle, Türkiye’nin ‘Ege’nin özellik arz eden bir denizdir’ tezini de kabul etmiş oldu. Böyle bir şeyin iç politikada yaratabileceği tepkileri düşünerek ‘kara sularını genişletme hakkını, gelecekte diğer deniz alanları için kullanabileceğini’ söyledi.”

    SİLAHLANMAYA YÖNELDİLER

    Yunan kurmaylar, biri 2020-2021, diğeri de 2020-2025 için iki ayrı silahlanma programı üzerinde çalışıyor. Yunan medyasına göre hükümet, “Oruç Reis” krizi üzerine, 10 yıl süren ekonomik kriz nedeniyle silahlı kuvvetlerde uygulanan “kemer sıkma” politikalarına son verilmesini kararlaştırdı. Bu çerçevede ilk aşamada, 1-1.5 milyar Euro harcanarak önemli bölümü uçamaz durumda olan 44 adet Fransız Mirage savaş uçağının yanı sıra, kara ve deniz kuvvetlerindeki arızalı helikopterler için derhal gerekli yedek parça siparişi verilecek. Ayrıca, Almanya’dan satın alınan 214 tipi ve 209 tipi denizaltılar için 33 yeni torpil ile 4 adet Sikorsky helikopteri de satın alınacak. 5 yıllık silahlanma programında da aslan payını Fransa’nın alacağı öngörülüyor.

    FRANSA İLE ANLAŞMA

    Yunan Hava Kuvvetleri’ne 12 ila 18 adet Rafale tipi savaş uçağının satın alımı için müzakereler sürüyor. Rafale savaş uçakları geçen hafta Doğu Akdeniz’de Fransa, Yunanistan, İtalya ve Kıbrıs Rum yönetiminin katılımı ile gerçekleştirilen ortak tatbikatta yer almıştı. Deniz kuvvetleri için ise 4 fırkateynin modernizasyonunun yanı sıra Fransa’dan yeni fırkateynler (2 ila 2.5 milyar Euro değerinde) satın alınması planlanıyor. Silahlanma programında, Yunanistan’ın destekçileri İsrail ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden de bazı silah satın alımlarının bulunduğu belirtildi. Yunanistan’ın, silahlanma programlarının yanı sıra Fransa ile yeni bir savunma işbirliği anlaşması imzalaması da bekleniyor. Yunan medyasına göre, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis söz konusu anlaşmayı muhtemelen 10 Eylül’de imzalayacak.