Etiket: Türkiye

  • Türkiye-Yunanistan görüşmeye hazır

    Türkiye-Yunanistan görüşmeye hazır

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya Başbakanı Merkel ve Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Michel ile video ferans görüşmesi yaptı. Görüşme sonrası sonrası yapılan açıklamada, Türkiye ve Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’deki gelişmelerle ilgili görüşmeye hazır olduğu ifade edildi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel ve Almanya Başbakanı Angela Merkel ile üçlü formatta bir video konferans görüşmesi gerçekleştirdi.

    İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, üçlü zirvede, Türkiye-AB ilişkileri kapsamlı bir şekilde ele alındı. Doğu Akdeniz’deki gelişmelerin de değerlendirildiği zirvede, Türkiye ve Yunanistan’ın istikşafi görüşmelere başlamaya hazır olduğu ifade edildi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmede, Doğu Akdeniz’de gerginliğin azaltılması ve diyalog kanallarının işletilmesi için yakalanan nispi ivmenin karşılıklı adımlarla korunması gerektiğini belirterek, Türkiye’nin daima diyaloğa ve müzakereye vurgu yaptığını, onca tahrike rağmen sağduyulu ve soğukkanlı tavrından taviz vermediğini ifade etti.

    ALMANYA’YA TAKDİR

    Almanya’nın arabuluculuk çabalarını takdirle karşıladıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, istikşafi görüşmelerin ve diğer diyalog kanallarının canlandırılması noktasında sağlanan mutabakatın nasıl ilerleyeceği hususunda Yunanistan’ın atacağı adımların önemli olacağını belirtti.

    BÖLGESEL KONFERANS ÇAĞRISI

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu Akdeniz‘de Kıbrıs Türkleri dahil, tüm tarafların katılımıyla düzenecek bölgesel bir konferanstan herkesin yararına olacak olumlu ve yapıcı kararlar çıkacağına inandığını söyledi.

    Perşembe günü başlayacak AB Liderler Zirvesinin Türkiye-AB ilişkilerine yeni bir soluk getirmesini umduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, iyi niyetle Gümrük Birliği anlaşması, vize serbestisi ve göç mutabakatı konularında somut adımlar atılması halinde Türkiye-AB ilişkilerinin yeniden olumlu bir mecraya taşınabileceğinden şüphe duymadığını ifade etti.

    AB’nin Türkiye ile sağlıklı bir iş birliği geliştirilmesinin bölgesel sorunların çözümüne katkı sağlayacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Merkel ve Michel’in Türkiye-AB ilişkilerine pozitif gündem kazandırma gayretlerinden memnuniyet duyduğunu dile getirdi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Michel ve Merkel ile gerçekleştirdiği üçlü zirvede, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı Hakan Fidan, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı Metin Kıratlı, İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan da hazır bulundu.

  • Türk-Yunan askeri heyetleri 5’inci kez toplanacak

    Türk-Yunan askeri heyetleri 5’inci kez toplanacak

    Türkiye ve Yunanistan askeri heyetleri arasında ‘Ayrıştırma Usullerinin’ ele alınacağı teknik toplantılardan 5’incisinin, saat 13.00’te yapılması planlanıyor.

    Güvenlik kaynaklarından alınan bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg görüşmesi sonrası yapılmasına karar verilen Türkiye ve Yunanistan askeri heyetleri arasında ‘Ayrıştırma Usullerinin’ ele alınacağı teknik toplantılardan 5’incisinin bugün 13.00’te başlaması bekleniyor.

  • Pinaları öldüren virüs Türk kıyılarında

    Pinaları öldüren virüs Türk kıyılarında

    Akdeniz’in en büyük kabuklu canlılarından olan midye türü pinalar, sindirim sistemlerine saldıran bir virüs nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, denizlerin doğal temizleme mekanizması pinaların, bir parazitle başının belada olduğunu, virüsün hızla pinaları yok ettiğini söyledi.

    Akdeniz’in en büyük kabuklu canlılarından biri olan pinalar, büyük bir virüs tehlikesi yaşıyor. Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, Türkiye’nin birçok deniz ve gölünde yaptığı çekimlerle tanınan Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu Çevre Kurulu Başkanı Tahsin Ceylan tarafından çekilen video ve görüntüleri paylaşarak, pinaların yaşadığı virüs tehdidine dikkati çekti.

    PARAZİTLE BAŞI BELADA

    Prof. Dr. Birpınar, pinanın Akdeniz’in en büyük kabuklu canlılarından biri olduğunu belirterek, “Kumluk zeminlerde saatte ortalama 6 litre su süzerek fitoplanktonlarla beslenirler. Denizlerimizin doğal temizleme mekanizmalarıdır. Sesil (bir gövde, sap vb. yapılar olmaksızın doğrudan bir yere oturma, aktif olarak yer değiştirememe) bir canlı olduğundan, kirliliğe karşı korumasız. Şimdi de bir parazitle başı belada, hızla yok oluyor” diye uyardı.

    2016’DA ORTAYA ÇIKTI

    İçinde yaşayan küçük kabuklularla simbiyotik (tamamlayıcı) ilişki içerisinde olan pinaların insanoğlunun hediyelik eşya merakı yüzünden neslinin tehlike altında olduğuna işaret eden Tahsin Ceylan ise, “Uluslararası Doğa Koruma Birliği (IUCN), pinaları öldüren virüsün, 2016 yılında ortaya çıktığını, Fransa, Malta, Tunus, Yunanistan, Türkiye ve İtalya kıyılarında çok etkin olduğunu açıkladı. Avrupa kıyılarında gelişmeye başlayan parazit, maalesef ülkemiz kıyılarında da etkisini gösterdi” dedi.

    VİRÜS SİNDİRİM SİSTEMİNE SALDIRIYOR

    Virüsün 2016’daki ilk salgının ardından İspanya’daki nüfusunun yaklaşık yüzde 99’unun ölümüne neden olduğunu ve hızla yayıldığını belirten Ceylan, “Bir haplosporidian parazit ve belki de diğer mikobakteriler, Akdeniz’in en büyük çift çenetli yumuşakçalarının hayatta kalmasını ciddi şekilde tehdit ediyor. Bazı Avrupa ülkeleri koruma amaçlı türü akvaryumlara taşıyor. Canlının sindirim sistemine saldıran virüs, türün kapanamamasına ve dış tehditlere açık hale gelmesine neden oluyor” dedi.

    YASAL KORUMA ALTINDA

    Popülasyona bulaşan parazitin canlıların hayatta kalma şansını da ortadan kaldırdığını anlatan Ceylan, “İnsanoğlunun hediyelik eşya merakı yüzünden nesilleri yıllardır tehlike altında olan pinalar, Akdeniz ve Ege Denizi’nin kumlu bölgelerinde yaşar. 60 metre derinliğe kadar sığ ve derin sularda bulunurlar. Genellikle Posidonia türü, deniz çayırlarının arasında görmek mümkün. Her türlü avcılığı 1992 yılından bu yana yasaklanmıştır” diye konuştu.

    ‘VİRÜS SU ALTINDA DA ÖLDÜRÜYOR’

    Plankton, mikroskobik canlılar ve organik besin maddelerle beslenen pinaların beslenme ve solunum amaçlı kabuklarını açtıklarını söyleyen Ceylan, “Denizlerimizin doğal temizleme mekanizmaları, çok acı bir şekilde hızla yok oluyor. Karasal alanda nasıl Covid-19 virüsüne karşı çaresiz durumdaysak, su altında da pinalar maalesef başlarına musallat olan virüs nedeniyle yaşamlarını hızla kaybediyor. Bu konuda bir çözüm üretebilme şansımız ne yazık ki yok. Virüs su altında da öldürüyor” dedi.

  • Çavuşoğlu: Yunanistan’dan gelen mesajlar ılımlı

    Çavuşoğlu: Yunanistan’dan gelen mesajlar ılımlı

    Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Yunanistan tarafından son zamanlarda Doğu Akdeniz konusunda ılımlı mesajlar geldiğini fakat Yunanistan’ın maksimalist politikalarından vazgeçmediğini bildirdi.

    Bakan Çavuşoğlu, CNN Türk’te katıldığı “Tarafsız Bölge” programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

    Doğu Akdeniz konusunda son gelişmelere ilişkin, Çavuşoğlu, Yunanistan’ın maksimalist yaklaşımlarından vazgeçmediğini ve bu tutumunu terk etmesi gerektiğini belirterek, Türkiye’nin ön koşulsuz müzakerelere hazır olduğunu ve herkesle müzakere edebileceğini dile getirdiğini aktardı.

    Çavuşoğlu, Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in son zamanlarda Doğu Akdeniz konusunda yaptığı açıklamalara ilişkin, şu ifadeleri kullandı:

    “2-3 gündür Yunanistan Başbakanı’ndan gelen mesajlar daha ılımlı. Son zamanlarda daha ılımlı mesajlar gelmeye başladı. Yunanistan’ın Oruç Reis gemisinin ikmal ve bakım için Antalya Limanı’na dönmesini fırsat bilerek daha pozitif mesaj vermeye başladı ama bir taraftan da “Bunun daha fazlasını istiyoruz.” diyerek, maksimalist tutumlarını da sürdürüyorlar.”

    Çavuşoğlu, Kardak krizinden sonra başlayan istikşafi görüşmelerin, anlaşmalarla çözülemeyen sorunların birlikte nasıl çözülebileceğine karar vermek için kurulmuş bir mekanizma olduğunu kaydederek, iki ülke arasında var olan sadece bir sorunun değil, sorunların tamamının paket halinde görüşülmesine odaklanılması gerektiğinin altını çizdi.

    “Oruç Reis gemisinin bakım ve ikmal süreci, Yunanistan tarafından fırsat olarak değerlendirilebilir”

    Oruç Reis gemisinin, bakım ve ikmal için Antalya Limanı’na çekilmesiyle ilgili, Yunan tarafının “ilk olumlu adım” yorumuna ilişkin, Çavuşoğlu, geminin, rutin ve periyodik bir bakım çalışması nedeniyle limana çekildiğini, bunun taviz verildiği anlamına gelmediğini vurguladı.

    Bakan Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Bugün Cumhurbaşkanımızın da (Almanya Başbakanı Angela) Merkel’e söylediği gibi, geçmişte diplomasiye bir fırsat verdik. Yunanistan bunu ters tepti. Şimdi Cumhurbaşkanımız da net bir şekilde söyledi. Gemimizi rutin bakım ve ikmal için bölgeden limana geçtik. (Cumhurbaşkanımız ) ‘Bu bakım ve ikmal süreci esasen bir fırsat olarak Yunanistan tarafından da değerlendirilebilir.’ dedi. Merkel’e de söyledi. Biz de yaptığımız açıklamalarda aynısını söyledik. Esasen Yunanistan bizden daha fazla şey beklemek yerine kendisinin de olumlu atabileceği adımları atarak, bu dönemi bir fırsata çevirebilir. Daha önce Mısır’la anlaşma imzalayarak teptiği fırsat gibi bu ortamı da tepmemesi gerektiğini söylüyoruz.”

    Bakan Çavuşoğlu, Yunanistan’ın, bu süreci bir fırsat olarak değerlendirebileceğini ve bunu da ilerleyen günlerde görebileceklerini söyledi.

    Öte yandan, Türkiye’nin Oruç Reis gemisinin sismik araştırma yaptığı bölgedeki hakkının da saklı olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, “Dolayısıyla bu fırsat da değerlendirilir, değerlendirilmez. Değerlendirilmezse biz yine aynı şekilde bakım bittikten sonra faaliyetlerimizi kararlı şekilde bugüne kadar sürdürdüğümüz gibi sürdüreceğiz.” dedi.

    Çavuşoğlu, Yunanistan’ın Sevilla haritasına ilişkin de şunları belirtti:

    “Yunanistan’ın bu haritayı kabul etmediğini bir kere açıklaması gerekiyor. Bu harita durduğu sürece sorunları çözmemiz mümkün değil. Bu harita olduğu sürece müzakere de olmaz. Müzakere olsa da sonuç elde edemezsiniz. Sonuç elde edemedikten sonra da laf olsun diye, dostlar alışverişte görsün diye bir araya gelmenin faydası yok. Buradan müzakere istemiyoruz yorumu çıkmasın. Biz müzakere istiyoruz ama müzakereler sonuç alıcı ve hakkaniyet çerçevesinde olsun.”

    Çavuşoğlu, Türkiye ile Yunanistan arasında halihazırdaki temaslara ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine, “Yunanistan ile danışmanlar düzeyinde görüşmeler oluyor.” ifadesini kullandı.

    “Fransa gerginlikleri artırarak silah satmak istiyor”

    Çavuşoğlu, Almanya’nın Doğu Akdeniz meselesine ilişkin tutumu hakkında, “Almanya kesinlikle daha sağduyu sahibi, kesinlikle daha objektif ve yapıcı. (Avrupa Konseyi) Dönem Başkanlığını da bu şekilde kullanmaya çalışıyor. Sonuç elde etmeye çalışıyor. Bizim haklı olduğumuzu da teslim ediyorlar.” dedi.

    18 Mart Göç Mutabakatı’nda da en kararlı duruşu Merkel’in ortaya koyduğunu dile getiren Çavuşoğlu, Almanya’nın, AB içinde Fransa’dan farklı bir tutum sergilediğine dikkati çekti.

    Çavuşoğlu, “Fransa, AB’nin ve Orta Doğu’nun liderliğine oynuyor. Her konuda kendisine bir rol biçiyor.” değerlendirmesinde bulundu.

    Fransa’nın bu tutumunun temelinde kendi ajandası ve gündeminin bulunmasının yattığına işaret eden Çavuşoğlu, “Fransa bu gerginlikleri artırarak silah satmak istiyor. Libya’da da öyle. Silah satan firmalar o ülkedeki bir bakanın şehrinde. Onun şehrindeki firmalar hep satıyor.” diye konuştu.

    Çavuşoğlu, Fransa’nın varolan kendi gündemine, Almanya’nın katılmadığını belirterek, “Ama şunu da görmek lazım. Gördük de. En nihayetinde ne kadar haklı olursak olalım Almanya da dahil ne kadar haklı olursak olalım, Yunanistan ile Türkiye arasında bir tercih yapmak zorunda kalırsa Yunanistan’ı tercih ederler.” dedi.

    Bakanı Çavuşoğlu, AB’nin Doğu Akdeniz’e ilişkin tutumuyla ilgili de “AB, bu sorunun (Doğu Akdeniz meselesi) çözümünde dürüst bir arabulucu olduğunu göstermesi gerekiyor. 24-25 Eylül’de yapılacak (AB Liderler Zirvesi) toplantıda, AB, Türkiye-AB ilişkilerinde ne yapılması gerektiğine odaklanması gerekiyor.” şeklinde konuştu.

    “Yunanistan 1960’dan sonra bu adaları silahlandırmaya başladı”

    Bakan Çavuşoğlu, “Yunanistan’ın Ege adalarını AK Parti döneminde silahlandırdığı ve hükümetin sessiz kaldığı” yönündeki iddialara ilişkin, Yunanistan’ın 1960’dan sonra bu adaları silahlandırmaya başladığını ve Türkiye’nin uyarılarda bulunduğunu hatırlattı.

    Yunanistan’ın hep inkar ettiği bu silahlandırmayı 1974’te kabul ettiğini anımsatan Çavuşoğlu, “Bu adaların silahlandırılmasıyla ilgili Yunanistan’ın hatta geçmişte NATO’nun güvenlik planlarına dahil etme çabası var. Biz hep buna itiraz etmişiz ve bu kapsama sokmadık.” ifadelerini kullandı.

    Çavuşoğlu, Ege adalarının silahsızlandırılması konusunu uluslararası gündemde tutmaya devam edeceklerini ve bu konunun da istikşafi görüşmelerin bir parçası olduğunu söyledi.

    “Türkiye olarak Kıbrıs sorununun adil şekilde çözümünden yanayız”

    Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Doğu Akdeniz’de yaşanan gerilim bağlamında, Kıbrıs meselesiyle ilgili değerlendirmesinin sorulması üzerine, şunları dile getirdi:

    “KKTC’de seçimden sonra önce gayriresmi bir araya gelmek lazım, BM+5 (3 garantör ülke-Kıbrıs’taki iki taraf) önce. Bundan sonra neyi müzakere edeceğimizi belirlememiz lazım. Bunun çerçevesini belirlememiz lazım. Referans belgesini oluşturmamız lazım, siyasi eşitlik gibi unsunları başta oraya koymak lazım. Bir de zaman belirlemek lazım. Sonuç odaklı belli bir zaman içinde bu işi bitireceksek, o zaman müzakerelere başlamanın bir anlamı var. Aksi takdirde, Crans Montana ve Annan Planı gibi başarısızlıkla sonuçlanacaksa zaman kaybıdır, hiçbir anlamı da yoktur. Biz Türkiye olarak Kıbrıs sorununun adil bir şekilde çözümünden yanayız.”

    “Mısırla anlaşma imzalayabilmemiz için siyasi ilişkilerin biraz düzelmesi lazım”

    Çavuşoğlu, Türkiye ile Mısır arasındaki halihazır ilişkilerle ilgili, “Mısırla görüşülmüyor değil. İstihbarat düzeyinde görüşmeler var.” dedi.

    Konuşmasında, Mısır’ın, Yunanistan ve Rum kesimiyle deniz yetki alanlarıyla ilgili anlaşmaları yaparken, Türkiye’nin kıta sahanlığını hiçbir zaman ihlal etmediğinin altını çizen Çavuşoğlu, “Mısır burada esasen bizim haklarımıza saygılı davranmıştır. Siyasi ilişkilerimiz çok iyi değil diye haksızlık yapmayalım. Dolayısıyla yarın Mısır’la da böyle bir anlaşma imzalarız ama gerçekçi olmak lazım. Bu anlaşmayı imzalayabilmemiz için siyasi ilişkilerin biraz düzelmesi lazım. ” diye konuştu.

    “Serrac, taraflar arasında mutabakat sağlanırsa, ülkeyi seçime götürürken istifa edebileceğini söylemiş”

    Çavuşoğlu, Libya Başbakanı Fayiz es-Serrac’ın istifa edeceği iddialarının sorulması üzerine, şöyle dedi:

    “(Libya’da) iki taraf arasında bir ateşkes için görüşme var. Bizim de desteklediğimiz kalıcı bir ateşkes, siyasi çözüm. Biz de bunu isteriz. Zaten Serrac da böyle bir mutabakat sağlanırsa, ülkeyi seçime götürürken istifa edebileceğini söylemiş. Yani ileriki bir aşamada, ülkesinin geleceği için fedakarlık yapabileceğini söylemiş. Herhangi bir şeyden canı sıkıldığı için, ‘Bugün istifa edeceğim’ diye bir açıklama yok. (Serrac) ‘İki tarafı da birleştiren bir anlaşma olacaksa, seçimlere giderken ben istifa edebilirim.’ demiş.”

    Bakan Çavuşoğlu, Rusya ile Türkiye arasındaki Libya görüşmeleri de değerlendirerek, “Sonuçta Rusya ile de amacımız Libya’da bir ateşkes. Onlar diğer tarafta. Biz ise meşru yönetim tarafındayız. Ateşkes ve siyasi süreçle ilgili son görüşmelerde görüşlerimiz biraz daha yakınlaştı.” açıklamasında bulundu.

  • Erdoğan’dan Japonya’nın yeni Başbakanı Suga Yoşihide’ye tebrik

    Erdoğan’dan Japonya’nın yeni Başbakanı Suga Yoşihide’ye tebrik

    Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Japonya Başbakanlığına seçilen Suga Yoşihide’ye tebrik mektubu gönderdi.

    İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakanlık ve Liberal Demokrat Parti Genel Başkanlığına seçilen Suga Yoşihide’yi tebrik ederek yeni görevinin hayırlı olmasını diledi.

    Türkiye ile Japonya arasındaki tarihi dostluk bağlarının temellerinin 130 yıl önce, bugün 16 Eylül 1890’da Kushimoto’da “Ertuğrul Fırkateyni Hadisesi” ile atıldığını anımsatan Erdoğan, “Zatıalilerinin bu önemli göreve, böyle anlamlı bir tarihte seçilmiş olması dostluk tarihimiz açısından fevkalade güzel bir tevafuk olmuştur. Bu köklü dostluğumuzu, 2013 yılında kurduğumuz stratejik ortaklık anlayışı temelinde, zatıalilerinin liderliğinde ve değerli katkılarıyla daha da ileri seviyelere taşımayı temenni ediyorum.” ifadelerini kullandı.

    Japonya’nın uluslararası toplumun saygın ve önde gelen bir üyesi olarak küresel istikrar, barış ve refaha sağladığı katkıları takdirle izlediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

    “Coğrafi mesafelerin ötesinde birbirine gönül komşusu olan Türk ve Japon milletlerinin, samimi ortak gayretlerimizle uluslararası topluma yön verecek katkılar sunabileceklerine tüm kalbimle inanıyorum. Bu anlayışla, ikili, bölgesel ve uluslararası konularda zatıaliniz ile yakın iş birliği içinde çalışmaktan memnuniyet duyacağım. Bu vesileyle sağlık ve mutluluğunuz ile dost Japon halkının esenlik ve refahı için en kalbi dileklerimi yineliyorum.

  • Yunanistan Başbakanı: Türkiye ile görüşmeye hazırız

    Yunanistan Başbakanı: Türkiye ile görüşmeye hazırız

    Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, “Deniz yetki alanları konusunda, Türkiye ile görüşmeye hazırız” dedi.

    Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, Türkiye’nin adım atması halinde deniz yetki alanlarının belirlenmesi için istikşafi görüşmelere hemen başlamaya hazır olduklarını bildirdi.

    Miçotakis, Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel ile görüşmesinin ardından düzenlediği ortak basın toplantısında konuştu.

    Akdeniz’in tüm Avrupa’nın güvenliği için önemine işaret eden Miçotakis, ülkesinin bu bağlamda diyaloğa açık olduğunu ileri sürdü.

    Miçotakis, “tüm Akdeniz için hassas bir dönemde” olduklarının altını çizerek Türkiye ile yaşadıkları krizde “sadece Yunanistan’ın değil, AB’nin jeopolitik ve stratejik çıkarlarının da tehdit altında olduğunu” iddia etti.

    Ankara ile sorunların diplomasi yoluyla çözülmesi konusuna da değinen Miçotakis, “Türkiye’den somut adım gördüğümüz durumda aramızdaki tek anlaşmazlık konusu (deniz yetki alanlarının belirlenmesi) için istikşafi görüşmelere derhal başlamaya hazırız.” ifadesini kullandı.

    Moria kampındaki sığınmacı krizi

    Miçotakis ayrıca Midilli Adası’ndaki Moria sığınmacı kampında yaşanan insani krizin “üzüntü verici” olduğunu belirterek geçen hafta çıkan yangınlar sonrası binlerce sığınmacının evsiz kaldığı kampın yeniden inşasına başlayacaklarını kaydetti.

    Bölgede Yunanistan ve AB’nin iş birliğinde hizmet edecek yeni bir kamp kurulacağını dile getiren Miçotakis, AB’nin yeni bir sığınmacı politikası belirlemesi gerektiğini vurguladı.

    Michel de göç meselesinin sadece birkaç Avrupa ülkesinin değil, AB’nin de sorunu olduğunu söyledi.

    Bu konuda kapsamlı ve etkili çözüm bulunması gerektiğini ifade eden Michel, yasa dışı göçün de engellenmesinin öneminin altını çizdi.

    Michel, Midilli’yi ziyaret edeceğini kaydederek “AB, karşı karşıya kaldığınız ve kaldığımız durum karşısında Midilli Adası konusunda size (Yunanistan’a) önceliklerinize göre gereken desteği verecek.” diye konuştu.

    AB Liderler Zirvesi

    24-25 Eylül’de düzenlenecek AB Liderler Zirvesi’nde Doğu Akdeniz’deki durumun ve AB – Türkiye ilişkilerinin ele alınacağını aktaran Michel, AB ülkelerinin egemenliklerine saygı gösterilmesi gerektiğini savundu.

    Michel, Yunanistan ve Kıbrıs Rum yönetimiyle Doğu Akdeniz konusunda dayanışma içerisinde olduklarını belirtti.

  • Yunanistan’ın Türkiye korkusu büyüyor: Askerlik süresi uzatılacak

    Yunanistan’ın Türkiye korkusu büyüyor: Askerlik süresi uzatılacak

    Doğu Akdeniz’de ve Ege’de Türkiye’ye karşı provokatif faaliyetlerde bulunan Yunanistan, Türkiye korkusu nedeniyle askeri süresini 9 aydan 12 aya çıkarmaya hazırlanıyor.

    Doğu Akdeniz’de Türkiye korkusuyla titreyen Yunanistan’dan yeni hamle geldi. Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis Selanik’te düzenlediği basın toplantısında, Yunanistan’daki askerlik süresi konusunda değişikliğe gidileceğini duyurdu. Miçotakis, yaptığı açıklamada, ülkede zorunlu askerlik hizmeti yaşının 18 olmasının planlandığını ve planliyor, askerlik süresini 9 aydan 12 aya çıkartılması için hazırlık yapacaklarını ifade etti.

    BİRLİKLERİMİZE YÜZDE 25-30 ARTIŞ SAĞLAYACAK

    Yunan medyasına konuşan emekli Korgeneral Yannis Baltzois da askerlik süresinin değiştirilmesine ilişkin karara yönelik, ” Bugün bulunduğumuz şartlar içerisinde çok gerekli bir hamle olduğunu düşünüyorum. Şu an birliklerimize yaklaşık yüzde 25- 30’luk bir artış sağlayacak hamle. Askeri personel eksikliğimizi tamamlıyor.” ifadelerini kullandı.

    ASKER DURUMU VE BÜTÇE KARŞILAŞTIRMASI

    Yunanistan Kuvvetleri, 90 bini profesyonel asker olmak üzere 136 bin askeri personeli bünyesinde barındırıyor. 9.3 milyar dolarlık savunma bütçesine sahip olan Yunanistan ordusu bütçesinin %73.9’unu personel giderlerine ayırmak zorunda kalıyor. Öte yandan ABD merkezli, bağımsız Global Firepower’ın 2020 raporuna göre Türk Silahlı Kuvvetleri, dünyanın en güçlü 9’uncu ordusu konumunda bulunuyor. Aynı listede Yunan ordusu 33. sırada yer alıyor

  • Türkiye-Yunanistan toplantısı NATO Karargahı’nda yapılacak

    Türkiye-Yunanistan toplantısı NATO Karargahı’nda yapılacak

    Türkiye ile Yunanistan askeri heyetleri arasında NATO Karargahı’nda “ayrıştırma usullerinin” görüşüleceği teknik toplantının bugün öğleden sonra yapılması bekleniyor.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg arasındaki görüşme sonrasında NATO Karargahı’nda Türkiye-Yunanistan askeri heyetleri arasında toplantı yapılması kararlaştırılmıştı.

    Bu kapsamda Türkiye-Yunanistan askeri heyetleri arasında “ayrıştırma usullerinin” görüşüldüğü toplantıların ilki 10 Eylül’de, NATO Karargahı’nda gerçekleştirildi.

    Güvenlik kaynaklarından alınan bilgiye göre, teknik toplantının bugün öğleden sonra yapılması bekleniyor.

  • Çavuşoğlu: Doğu Akdeniz’de geri adım atmadık

    Çavuşoğlu: Doğu Akdeniz’de geri adım atmadık

    Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Oruç Reis gemisinin Antalya açıklarında demirlemesi ve yeni NAVTEX ilan edilmemesinin Yunanistan Cumhurbaşkanı Katerina Sakelaropulu tarafından geri adım olarak nitelendirildiğini belirterek, “Oruç Reis gemisi yaklaşık bir aydır sismik araştırma çalışmalarını sürdürüyordu ve aylık rutin bakım ve ikmal sebebiyle, Enerji Bakanlığının da açıkladığı gibi Antalya limanına yakın bir yere demirledi. Bu rutin bir bakım ve ikmal çalışmasıdır dolayısıyla NAVTEX’i de bu nedenle yayımlamadık. NAVTEX sismik araştırma ya da sondaj yapılacak bölge için yayımlanır. Özellikle sismik araştırmada bu çok önemlidir çünkü o bölgede seyrüseferlerin değişmesi gerekir.” dedi.

    Çavuşoğlu, NTV’de katıldığı programda, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

    Oruç Reis gemisinin Antalya açıklarına demirlemesi ve yeni NAVTEX ilan edilmemesiyle ilgili açıklama yapan Çavuşoğlu, “Oruç Reis gemisi yaklaşık bir aydır sismik araştırma çalışmalarını sürdürüyordu ve aylık rutin bakım ve ikmal sebebiyle, Enerji Bakanlığının da açıkladığı gibi Antalya limanına yakın bir yere demirledi. Bu rutin bir bakım ve ikmal çalışmasıdır dolayısıyla NAVTEX’i de bu nedenle yayımlamadık. NAVTEX sismik araştırma ya da sondaj yapılacak bölge için yayımlanır. Özellikle sismik araştırmada bu çok önemlidir çünkü o bölgede seyrüseferlerin değişmesi gerekir.” diye konuştu.

    Bu adımın Yunanistan’da farklı şekilde algılandığını söyleyen Çavuşoğlu, “Gemiler bakıma çekildiğinde NAVTEX yayımlamanın bir anlamı yok. Bakım ve ikmal yapıldıktan sonra yeni bölgeye geçeceği zaman NAVTEX yayımlanır. Yunanistan’da Başbakanı başka şey söylüyor ve olumlu bir adım görüyor, dün Meis’e giden Cumhurbaşkanı ise bir geri adım gibi algılıyor. İçeride de CHP’nin bir açıklamasını gördüm onlar da geri adım olarak algılamış. Önceden Enerji Bakanlığımıza sorsalardı. Sormadan geri adım atıldı demek iç siyasete yönelik adımlardır, bunlar doğru değildir.” ifadelerini kullandı.

    Çavuşoğlu, Yunanistan’ın “Geri adım” olarak nitelendirmesiyle ilgili de “Siyasi partilerin iç siyaset kaygısıyla bunu başka yere çekmesine gerek yok. Yunanistan çekebilir çünkü Yunanistan bizim kararlılığımız karşısında iç siyasette de zor duruma düştü. Küçük bir ülke kompleksi içinde hareket ediyor.” değerlendirmesinde bulundu.

    “İki komşu doğrudan görüşebilir”

    Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’in “Provokasyon olmazsa görüşürüz.” ifadelerini değerlendiren Çavuşoğlu, “İki komşu ülke doğrudan görüşebilir. Yunanistan Başbakanı’nın yaptığı açıklamalar olumlu, ılımlı ama bizimle masaya oturmak için ön şartlarda diretirse biz de ön şartlarımızı ortaya koyarız.” diye konuştu.

    Ön şartlar yerine gelmediği sürece sorunun çözülmeyeceğini söyleyen Çavuşoğlu, “Yunanistan, Sevilla haritasından vazgeçmediği, Türkiye’nin kıta sahanlığına saygı duymadığı ve Adalar ile Meis için maksimalist yaklaşım içindeki taleplerinden vazgeçmediği sürece bu gerginlik bitmez.” dedi.

    Çavuşoğlu, Güney Kıbrıs Rum kesiminin de Ada’daki Türkleri yok sayan adımlardan vazgeçmesinin Türkiye’nin ön koşullarından olduğunu söyledi.

    Yunanistan’ın ön koşullar koyarak diyalog talebi olursa Türkiye’nin ön koşullarını da kabul etmesi gerektiğini belirten Çavuşoğlu, “Yunanistan, bugüne kadar bizimle görüşmek için tüm faaliyetlerimizi durdurmamızı ön şart koşuyor. Ön şart koşarsan sen de bizim ön şartlarımızı yerine getirmelisin. Koşul olarak öne sürdüğümüz konuları ön koşulsuz oturduğumuz zaman masaya koyarız ve gerçekler ortaya çıkar.” ifadelerini kullandı.

    Çavuşoğlu, Türkiye’nin ön koşullarının Yunanistan tarafından kabul edilmesi halinde sorunun çözüleceğini de sözlerine ekledi.

    “Bundan sonra da ön koşul olacaksa bizim de ön koşullarımız var”

    Çavuşoğlu, Yunanistan’ın, rutin bakım ve ikmal faaliyetleri nedeniyle Türkiye’deki limana dönen Oruç Reis gemisiyle ilgili çelişkili açıklamalar yapmak yerine maksimalist taleplerinden ve bugüne kadarki sorunların sebebi olan Sevilla haritasından vazgeçmesi gerektiğini söyledi.

    Yunanistan ve Rum kesimi bugüne kadar iyi niyet göstermediği için Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerine devam ettiğini belirten Çavuşoğlu, “Bundan sonra da ön koşul olacaksa bizim de ön koşullarımız var. Yunanistan’ın da onları yerine getirmesi gerekiyor.” ifadesini kullandı.

    “Türkiye’ye yönelik yaptırım çalışmalarını 3 ülke yapıyor”

    Bakan Çavuşoğlu, 24-25 Eylül’de düzenlenecek AB Liderler Zirvesi’nde Türkiye’ye yönelik yaptırım kararı olup olmayacağı yönündeki beklentisinin sorulması üzerine, “Yaptırım çalışması var. Bunu Fransa, Yunanistan ve Rum kesimi yapıyor. Şu anda onlara destek veren yok. Toplantıya getirilirse destek verecek ülkeler var ama Türkiye’ye yönelik yaptırım çalışmasını bu 3 ülke yapıyor.” diye konuştu.

    AB içinde Türkiye’ye yaptırım uygulanmamasını isteyen de çok sayıda ülke olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, sonuçta olası bir yaptırım kararının oy birliğiyle anılabileceğini bildirdi.

    Yunanistan ve Rum kesimini, “AB’nin birçok politikasını rehin alan iki şımarık üye” olarak niteleyen Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Dolayısıyla ben 24-25 Eylül’de bir yaptırım kararı beklemiyorum ama olabilir de. Böyle bir ihtimal de var. Gemimize, şirketimize veya kişilere yönelik olabilir. Geçmişte de böyle kararlar aldı. Peki biz kararlılığımızdan vazgeçtik mi? Hayır. Kararlılığımız daha da arttı.”

    Bakan Çavuşoğlu, AB, Türkiye’yle gerginlik yaratmak ya da ilişkileri başka bir boyuta götürmek istiyorsa sadece göç konusunun değil aradaki ilişkilerin ya da üzerinde durulan konuların tamamının gözden geçirilebileceğini kaydetti.

    Ancak AB’nin bu noktaya gelmeyeceğini de düşündüklerini dile getiren Çavuşoğlu, Birliğin, özellikle stratejik konularda Türkiye’ye ihtiyacı bulunduğunun farkında olduğunu vurguladı.

    “Fransa, ‘Ben liderim’ demek istiyor ama bunu demekle de lider olunamıyor”

    Çavuşoğlu, Türkiye’ye karşı sert tutumlar sergileyen Fransa’nın, Almanya’ya rağmen AB’nin yeni liderliğine oynadığına değinerek, “Fransa her yere saldırıyor. ‘Ben liderim.’ demek istiyor ama liderim demekle de lider olunamıyor. Gerek şahıs bazında (Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel) Macron gerekse de ülke olarak Fransa.” ifadelerini kullandı.

    Çavuşoğlu, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun, “ABD’nin, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de yürüttüğü faaliyetlerden derin endişe duyduğunu” açıklamalarına ilişkin, bir ülkenin faaliyetlerinden endişe duyulacaksa bunların uluslararası hukuka aykırı olması gerektiğini bildirdi.

    “Burada endişe duyulacak bir durum varsa ABD’nin ve Pompeo’nun attığı adımlardır.” diyen Çavuşoğlu, bu adımların uluslararası hukuka ve anlaşmalara aykırı olduğunu kaydetti.

    Çavuşoğlu, Fransa, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır’ın Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki adımlarına karşı hasmane tutum sergilediğini ancak Türkiye’nin ortaya koyduğu tüm çabaların, kendisini dışlamaya çalışan şer ittifakına cevap niteliği taşıdığını kaydetti.

    Çavuşoğlu, “Biz diplomasiyi isteriz, herkesle iyi ilişkiler içinde olmak isteriz ama herkesin de bizim haklarımıza saygı duyması gerekiyor. Karşı tarafın da aynı şekilde diplomasiye ve iyi iş birliğine inanması gerekiyor.” diye konuştu.

    “Uluslararası toplum ve Libya, Türkiye’ye çok şey borçlu”

    Bakan Çavuşoğlu, Libya konusuna ilişkin son gelişmeler hakkında değerlendirmesinin sorulması üzerine, Türkiye’nin, Libya’daki iç savaşı sokak savaşına dönüşmeden dengelediğini ve daha sonra Ulusal Mutabakat Hükümetinin (UMH) sahada üstünlük de sağladığını kaydetti.

    “Esasen bu anlamda uluslararası toplum ve Libya bize çok şey borçlu.” diyen Çavuşoğlu, “Libya’daki iç savaş sokak savaşına dönüşseydi bu on yıllar sürebilirdi ve milyonlarca insan da ölebilirdi.” dedi.

    Çavuşoğlu, Türkiye’nin Libya’daki amacının, “kalıcı ateşkes ve siyasi süreç” olduğunun altını çizerek, tarafların kendi arasında kalıcı ateşkesi tesis etmesinin önemine dikkati çekti.

    Bakan Çavuşoğlu ayrıca, Fransa’nın Libya’daki meşru hükümetle ilişkileri geliştirmesinin Türkiye’yi rahatsız etmeyeceğini, buna karşılık Libya’nın doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter’e verdiği destek ve çatışmayı kışkırtan faaliyetlerinin Türkiye’yi rahatsız edeceğini bildirdi.

    “Dolayısıyla (Fransa’nın) Ulusal Mutabakat Hükümetiyle, (Libya Başbakanı Fayiz) Serrac’la görüşmeleri bizi kesinlikle rahatsız etmez. Doğru yolda atılmış bir adım olarak görürüz.” diyen Çavuşoğlu, Türkiye’nin kimseyle rekabet etmediğini vurguladı.

  • Le Pen, Türkiye konusunda rakibi Macron’a destek verdi

    Le Pen, Türkiye konusunda rakibi Macron’a destek verdi

    Le Pen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Macron’a yönelik sözlerine ilişkin, “Bu tehditler karşısında tabii ki de Macron’a destek vereceğim” dedi.

    Fransa’da aşırı sağcı Ulusal Birlik Partisinin lideri Marine Le Pen, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a yönelik sözlerine değindi.

    Macron’un, “Biz, Avrupalılar olarak, Erdoğan’a karşı katı ve güçlü olmalıyız. Bizim sorunumuz Türk halkıyla değil Erdoğan’la” sözlerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, cumartesi günü yaptığı açıklamalarda Macron’u Türk milletiyle uğraşmaması yönünde uyardı.

    Le Pen, LCI televizyonunda yaptığı açıklamada, Erdoğan’ın Macron’a yönelik “tehditlerinin” aslında Fransa’yı hedef aldığını ileri sürdü.

    ERDOĞAN’A KARŞI MACRON’UN ARKASINDAYIM

    Aşırı sağcı Marine Le Pen, “Bu tehditlere karşı, Macron ile milyonlarca anlaşamadığımız konu olmasına rağmen, kararlılıkla Fransa’nın Cumhurbaşkanı olan Emmanuel Macron’un arkasındayım. Erdoğan provokasyon yapıyor.” dedi.

    NE OLMUŞTU?

    Macron, 10 Eylül’de Korsika Adası’nda düzenlenen “Avrupa Birliği (AB) üyesi Güney Avrupa Ülkeleri Zirvesi (Med7)” öncesinde yaptığı açıklamada, “Türkiye provokasyonları artırıyor ve bu büyük ülkeye yakışmıyor. Türk halkı büyük bir halk ve başka şeyler hak ediyor. Biz Avrupalılar Türk halkına değil Erdoğan hükümetine karşı açık ve sert olmalıyız. Erdoğan hükümetinin kabul edilemez davranışları bulunuyor.” ifadelerini kullanmıştı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan da Macron’un sözlerine, “İsim olarak anmak istemiyorum ama mecburum anmaya, çünkü o şahsımla çok uğraşıyor. Nedir o? Diyor ki ‘Türk milletiyle değil ama bizim Erdoğan’la sıkıntımız var’. Sayın Macron, senin şahsımla daha çok sıkıntın olacak. Defalarca bunu zaten sana söyledim ama dinlemiyorsun. ‘Bak, senin tarih bilgin de yok’ dedim. Sen Fransa’nın tarihini de bilmiyorsun. Önce Türk milletiyle uğraşma, Türkiye’yle uğraşma. Afrika’nın tarihi adeta Fransa’nın tarihidir. Cezayir’de 1 milyon insanı öldüren sizsiniz. Ruanda’da 800 bin insanı öldüren sizsiniz. Siz bize insanlık dersi veremezsiniz, önce bunu öğren. Bunu, ben bizzat kendisine söyledim. ‘Bak, senin tarih bilgin yok. Önce bunları öğrenmen lazım’ dedim.” şeklinde yanıt vermişti.