Etiket: Türkiye

  • AB’den Türkiye mesajı

    AB’den Türkiye mesajı

    Avrupa Birliği Komisyonu’ndan Doğu Akdeniz’deki gerilime ilişkin yapılan açıklamada, “Tansiyonu yükselten adımlar yerine Türkiye ile diyaloğa ihtiyaç var. Türkiye’nin barışçıl bir çözüm bulmasını bekliyouz” denildi.

    Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian’dan da açıklama var.

    Le Drian, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de AB ülkesinin deniz sahasını ihlal ettiğini ve bunun kabul edilemez olduğunu savundu.

    Güvenliklerini başka aktörlerin eline bırakmanın hata olacağını iddia eden Le Drian, “AB diyaloğa hazır. (Türkiye’yi) sert şekilde kınamak ve yaptırım gerekli olsaydı AB bunu yapardı. Ankara ile daha yapıcı diyaloğun şartlarını oluşturmak için tüm diplomatik yolları harekete geçirdik. Bu konuda Almanya ve Fransa hemfikir.” dedi.

    Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas da Türkiye’nin Libya’da ve Doğu Akdeniz’de “istikrarsızlaştıran” politika yürüttüğünü ileri sürerek bunu kabul edemeyeceklerini kaydetti.

    AB üyesi ülkelerin, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin egemenliklerini koruyacaklarını ifade eden Maas, “Bu hassas durumdan ancak diyalog ile çıkabiliriz. Bu nedenle Borrell ve (Dışişleri Bakanı) Mevlüt Çavuşoğlu’nun diyalog sürecini destekliyoruz. Tansiyonun düşmesi için 24 Eylül’e kadar elimizden geleni yapacağız.” dedi.

  • Fransa ve Almanya’dan Türkiye ile diyalog mesajı

    Fransa ve Almanya’dan Türkiye ile diyalog mesajı

    Fransa ve Almanya, Türkiye ile yapıcı diyalog geliştirmek istediklerini bildirdi.

    Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian ve Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Fransa’nın başkenti Paris’te Avrupa’da görev yapan Fransız büyükelçilerine açıklamalarda bulundu.

    Avrupa’nın daha güçlü olması gerektiğine işaret eden Le Drian, İngiltere’nin uzlaşmaz ve gerçekçi olmayan tutumu nedeniyle Avrupa Birliği (AB) ile İngiltere arasında ticaret ve gelecekteki ilişkileri şekillendirecek anlaşmaya ilişkin müzakerelerde ilerleme sağlanamadığını belirtti.

    Le Drian, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de AB ülkesinin deniz sahasını ihlal ettiğini ve bunun kabul edilemez olduğunu savundu.

    Güvenliklerini başka aktörlerin eline bırakmanın hata olacağını iddia eden Le Drian, “AB diyaloğa hazır. (Türkiye’yi) sert şekilde kınamak ve yaptırım gerekli olsaydı AB bunu yapardı. Ankara ile daha yapıcı diyaloğun şartlarını oluşturmak için tüm diplomatik yolları harekete geçirdik. Bu konuda Almanya ve Fransa hemfikir.” dedi.

    Maas da Türkiye’nin Libya’da ve Doğu Akdeniz’de “istikrarsızlaştıran” politika yürüttüğünü ileri sürerek bunu kabul edemeyeceklerini kaydetti.

    AB üyesi ülkelerin, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin egemenliklerini koruyacaklarını ifade eden Maas, “Bu hassas durumdan ancak diyalog ile çıkabiliriz. Bu nedenle Borrell ve (Dışişleri Bakanı) Mevlüt Çavuşoğlu’nun diyalog sürecini destekliyoruz. Tansiyonun düşmesi için 24 Eylül’e kadar elimizden geleni yapacağız.” dedi.

    Maas, ayrıca Rusya’nın muhalif aktivist Aleksey Navalnıy’ın durumunu açıklığa kavuşturmak için daha fazla şey yapması gerektiğini belirtti.

  • Mikrofon açık kalınca Alman bakanın Türkiye sözleri ifşa oldu

    Mikrofon açık kalınca Alman bakanın Türkiye sözleri ifşa oldu

    Doğu Akdeniz’de Ankara-Atina arasında gerilim devam ederken, Almanya arabuluculuk ve ortamı sakinleştirmek için önceki gün Yunanistan ve Türkiye’ye gelmişti. Görüşmelerin nasıl geçtiği ise Alman Savunma Bakanı Kramp-Karrenbauer’in mikrofonu açık kalınca ortaya çıktı.

    Almanya, son haftalarda tırmanan gerilimi sonlandırmak için arabuluculuk çalışmalarını hızlandırmış ve önceki gün Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas Atina ve Ankara’da temaslarda bulunmuştu.

    Bu hamle uluslararası kamuoyunda pozitif bir gelişme olarak lanse edilirken dün akşam Almanya’nın başkenti Berlin’de Avrupa Birliği ülkelerinin savunma bakanları bir araya geldi. Kritik zirve öncesinde kameralara poz veren Almanya Savunma Bakanı Annegret Kramp-Karrenbauer ile AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell arasındaki bir diyalog mikrofonlar açık kalınca ortay açıktı.

    Alman siyasetinde yükselen bir isim olan bakanın sözleri gündem oldu.

    MİKROFONLARI FARK ETMEDİLER

    Joseph Borrell, mikrofonların açık olduğunu bilmeden Almanya’nın arabuluculuk çabalarını Alman Savunma Bakanı’na sorunca, Kramp-Karrenbauer çok net açıklamalarda bulundu.

    Mikrofonların açık olduğunu bilmeyen Kram-Karrenbauer, Borrell’in görüşmeler nasıl gitti sorusuna, “Zor geçti. Yunanistan tarafı biraz daha sorunsuzdu fakat Türkiye tarafı gerçekten çok zorluydu” ifadesini kullandı.

  • Türkiye’de son 24 saate 1502 yeni vaka 24 ölü

    Türkiye’de son 24 saate 1502 yeni vaka 24 ölü

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca Türkiye’nin güncel koronavirüs verilerini açıkladı. Son 24 saatte açıklanan verilere göre 98 bin 231 yeni test yapıldı. 1502 kişiye koronavirüs tanısı kondu.

    Hayatını kaybedenlerin sayısı 24 kişi artarak 6163’e yükseldi. Ağır hasta sayısı 811, iyileşen hasta sayısı 887 kişi olarak kayıtlara geçti. Toplam iyileşen hasta sayısı 238 bin 795’e yükseldi.

    Sağlık Bakanı Koca: “Bugün toplamda 6.5 milyon test sayısını geçtik. Yeni tespit edilen 1.500’den fazla hastamız var. Yeni hasta sayısını düşürmek mücadelemizin en önemli hedefi. Bu hedefe katkı için tedbirlere uyum şart. Sonunda yenilen virüs olacak.”

  • Almanya Dışişleri Bakanı: “Doğu Akdeniz’de tek kıvılcım felakete yol açabilir”

    Almanya Dışişleri Bakanı: “Doğu Akdeniz’de tek kıvılcım felakete yol açabilir”

    Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Doğu Akdeniz’deki gerilimde “Türkiye’nin diyalogdan yana olduğunu” söyleyerek, bölgede “Tek bir kıvılcımın felakete yol açabileceği” uyarısında bulundu.

    Maas, Ankara ziyareti öncesi geldiği Atina’da Yunan mevkidaşı Nikos Dendias ile bir araya gelerek, ortak basın toplantısı düzenledi.

    Doğu Akdeniz’de, Türkiye ve Yunanistan’ın “ateşle oynadığı” yorumunda bulunan Maas, “Tek bir kıvılcım bile felakete yol açabilir.” ifadesini kullandı.

    Maas, Atina’daki temaslarının ardından Ankara’ya giderek Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile bir araya geleceğine dikkati çekerek, “Türkiye, diyalog istiyor, biz de tansiyonu düşürmek için üzerimize düşeni yapacağız.” dedi.

    Söz konusu gerilimde Avrupa Birliği (AB) ve Almanya’nın Atina yönetimiyle “dayanışma içinde olduğunu” dile getiren Maas, doğrudan diyalog kurmanın tüm tarafların çıkarına olduğunu kaydetti.

    “Türkiye ile diyaloğa hazırız”

    Dendias ise “Türkiye ile diyaloğa hazırız ancak bu tehdit altında olmayacak.” ifadesini kullanarak, “Yunanistan, egemenliğini ve egemenlik haklarını, küstahlık ve tehdit olmadan savunacak.” dedi.

    Almanya Dışişleri Bakanı Maas, Yunan mevkidaşı Denidas ile görüşmesinin öncesinde, Başbakan Kiryakos Miçotakis tarafından kabul edildi ve ana muhalefetteki Syriza Partisi lideri Aleksis Çipras ile bir araya geldi.

  • Türkiye’de internete erişim oranı arttı

    Türkiye’de internete erişim oranı arttı

    Türkiye’de bu yıl itibarıyla 16-74 yaş grubundaki kişilerin internet kullanım oranı yüzde 79 olarak belirlendi.

    Türkiye İstatistik Kurumunca (TÜİK) gerçekleştirilen “Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması-2020″nin sonuçları açıklandı.

    Araştırmaya göre, internet kullanım oranı 16-74 yaş grubundakilerde yüzde 79 oldu. Bu oran geçen yıl yüzde 75,3 olarak kayıtlara geçmişti.

    İnternet kullanım oranı 16-74 yaş grubundaki erkeklerde yüzde 84,7, kadınlarda yüzde 73,3 olarak gerçekleşti.

    Ülke genelinde internet erişim imkanına sahip hanelerin oranı yüzde 90,7’yi buldu. Bu oran geçen yıl yüzde 88,3 olarak kaydedilmişti.

    Genişbant internet erişimi arttı

    Genişbant internet erişim imkanına sahip hanelerin oranı yüzde 89,9’a ulaştı. Buna göre, hanelerin yüzde 50,8’i sabit genişbant bağlantıyla (ADSL, kablolu internet, fiber gibi) internete erişim sağlarken, yüzde 86,9’u mobil geniş bandı kullandı. Genişbant internet erişim imkanına sahip hanelerin oranı geçen yıl yüzde 87,9 olmuştu.

    Kişisel amaçla kamu kurum ve kuruluşlarıyla iletişime geçmek veya kamu hizmetlerinden yararlanmak için Nisan 2019 ile Mart 2020 döneminde internet kullanan bireylerin 16-74 yaş grubundaki oranı yüzde 51,5 olarak kayıtlara geçti. Bu oran bir önceki dönemde yüzde 51,2 olarak belirlenmişti. Kullanım amaçları arasında “kamu kuruluşlarına ait web sitelerinden bilgi edinme” yüzde 48,7 ile ilk sırayı aldı.

    İnternetten alışveriş yaygınlaşıyor

    İnternetten kişisel kullanım amacıyla mal veya hizmet siparişi veren ya da satın alan 16-74 yaş grubundaki bireylerin oranı geçen yılın nisan ayı ile bu yılın mart ayı arasında yüzde 36,5 oldu. Bu oran bir önceki dönem yüzde 34,1 seviyesinde kaydedilmişti.

    İnternet üzerinden alışveriş yapma oranı erkeklerde yüzde 40,2 olarak gerçekleşirken, kadınlarda yüzde 32,7 oldu. Bu oranlar bir önceki dönemlerde sırasıyla yüzde 38,3 ve yüzde 29,9 olarak gözlenmişti.

    Söz konusu 12 aylık dönemde internet üzerinden alışveriş yapan bireylerin yüzde 60,9’u giyim, ayakkabı ve aksesuar, yüzde 26,1’i kitap, dergi, gazete, yüzde 22,5’i online yemek siparişi verme ya da catering hizmetleri alma, yüzde 21,1’i kozmetik, güzellik ve sağlık ürünleri, yüzde 17,6’sı temizlik ürünleri, kişisel bakım malzemeleri, yüzde 17’si mobilya, ev aksesuarları, bahçe malzemeleri alımı yaptı.

    Giyim ve spor malzemeleri erkekler tarafından yüzde 54,2, kadınlar tarafından da yüzde 68,5 ile internet üzerinden en çok satın alınan ürün grubu oldu. Aynı dönemde erkeklerde online yemek siparişi verme ya da catering hizmetleri alma yüzde 24,1 ile ikinci sırayı alırken bunu yüzde 22,5 ile kitap, dergi, gazete takip etti. Kadınlarda ise yüzde 31,5 ile kozmetik, güzellik ve sağlık ürünleri ikinci sırada yer alırken bunu yüzde 30,2 ile basılı kitap, dergi, gazete izledi.

  • Almanya’nın gönüllü aşı denemeleri İstanbul’da da yapılacak

    Almanya’nın gönüllü aşı denemeleri İstanbul’da da yapılacak

    Dünyanın merakla beklediği ve artık son aşamaya en çok yaklaşan Kovid-19 aşı çalışmalarından biri olan BioNTech ve Pfizer’ın ortak geliştirdiği Kovid-19 aşısının, Faz 3 insan denemelerinin bir ayağı da Türkiye’de, İstanbul Tıp Fakültesi koordinasyonunda yürütülecek. İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek,  yaptığı açıklamada her şey yolunda giderse aşının Kasım ayı gibi piyasada olacağını vurgulayarak, çalışmanın bir paydaşı olarak Türkiye’nin aşıya erişimde bir sıkıntı yaşamayacağını söyledi.

    Koronavirüs salgının başladığı Aralık ayından bu yana başta Çin olmak üzere, Almanya, Amerika, İngiltere ve Rusya hastalığa karşı aşı yarışında en çok gündemde olan ülkeler oldu. Kovid-19 aşısında sona en yakın çalışmalardan biri olarak görülen ve başında Türk bilim insanı Prof. Dr. Uğur Şahin’in bulunduğu Alman firması BioNTech ile Pfizer’ın ortak geliştirdiği “BNT162ö adlı aşı için piyasaya çıkmadan önceki son aşama olan 30 bin kişilik Faz 3 denemelerine Temmuz ayında başlanmıştı. Denemelerin hem ülke, hem küresel bazda çok merkezli yürütüldüğü bu aşamada, çalışmaya dahil edilen ülkelerden biri de Türkiye oldu. İstanbul Tıp Fakültesi koordinasyonunda yürütülecek gönüllü denemeleri için etik kurul onayının çıkmak üzere olduğunu ve Sağlık Bakanlığı’ndan da onayların alınmasından sonra önümüzdeki günlerde gönüllü çağrısına başlanacağı müjdesini veren İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, dünyada yürütülen aşılardaki son durum hakkında da açıklamalarda bulundu.

    “VAKA SAYILARI O DÖNEM DÜŞÜK OLDUĞU İÇİN ÇALIŞMAYA DAHİL EDİLMEDİK”

    Prof. Dr. Tükek, “Aşı çalışmalarında en önde gibi gözüken ülkelere baktığımız zaman Amerika’da aşı çalışmalarının başladığını duyduk. Daha sonra İngiltere’den Oxford Üniversitesi’nin böyle bir çalışması olduğunu, daha sonra Çin ve Rusya’nın bu işte ilerlediğini gördük. Almanya ve İsviçre de yine böyle bir çalışma içerisine girdiğini duyurdu. Biz, İsviçre, Almanya ve İngiltere’deki çalışmaları çok yakinen takip ediyoruz. İngiltere’nin geliştirmiş olduğu aşı ‘adenovirüs’ dediğimiz, başka virüs üzerinden gerçekleştirilen antijenik yapıya bağlı olarak ortaya çıkan bir aşılama tekniği. Bu teknikte tabii savunma hücreleri olan antikor üretimi bir miktar daha zayıf olmakla birlikte, daha güvenli ve daha hızlı üretim yapılabilen bir teknik. Onların da 30 bin kişilik Faz 3 çalışmasına başladıklarını biliyorum. Bir firma üzerinden bu çalışmayı yürütüyorlar. Biz o dönem Oxford Üniversitesi’ne Türkiye olarak Faz 3 çalışmalarına dahil olmak istediğimizi belirttiğimizde, ülkemizdeki vaka sayıları düşük olduğu için, daha yüksek vakaların görüldüğü ülkelerde başlayacaklarını bildirdiler ve Amerika, Brezilya, İngiltere ve Güney Afrika gibi o dönemde yoğun vaka sayılarının olduğu 4 ülkede başladılar Faz 3 denemelerine. Tahmin ediyorum Eylül-Ekim gibi bu çalışmaların sonuçları alınacak ve güzel sonuçlar çıkarsa ki Faz1 ve Faz 2’deki sonuçları iyiydi, kısa bir süre içerisinde piyasaya sunulacak” dedi.

    “İDEALE EN YAKIN AŞI, HAFIZA HÜCRESİ OLUŞTURAN AŞI OLACAK”

    En ideal aşının aslında bellek hücreleri oluşturabilen aşılar olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Tükek, “Eğer antikor üretmeyi sağlayan bellek (hafıza) hücreleri oluşmuşsa, o antijenik yapı (enfeksiyon nedeni) tekrar vücuda girdiğinde; mesela bu sefer aşı değil de virüs direkt vücuda girdiğinde, bu hafıza hücreleri canlanır ve vücutta inanılmaz düzeyde bir antikor üretimi başlar. Yani aslında bir süre sonra ölçtüğünüzde çok düşük olan (ve hastalıkla savaşmaya yeterli gelmeyecek) antikor düzeyleri, virüs vücuda girdiği andan itibaren birden bire artıyor. İşte bu bellek hücrelerinin devreye girebilmesi için, T lenfosit dediğimiz savaşçı hücrelerle etkileşime geçmesi gerekiyor antijenik yapının yani aşının. Eğer T lenfositleri bir antijenik stümülasyon, yani aşılama sonrası devreye girerse, bellek hücre oluşumu gerçekleşir. Bunun sonucu olarak vücut ikinci kez o antijenle (virüs, bakteri, parazit gibi hastalık oluşturan etkenler) karşılaştığında oluşacak antikor düzeyindeki artış, inanılmaz boyutta oluyor ve insanı gerçekten hastalıktan koruyan antikor düzeyine ulaşılıyor. O yüzden T lenfositleri ile etkileşime geçen aşılar gerçekten çok kıymetli olacak” diye konuştu.

    “ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE GÖNÜLLÜ DENEMELERİNE BAŞLIYORUZ”

    Şu ana kadar yürütülen aşı çalışmaları içerisinde Almanya’nın geliştirdiği aşıda bu etkilerin gözlendiğini vurgulayan Prof. Dr. Tükek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Almanya’daki bu aşı çalışmalarını yürüten şirketin başında bizim de tanıdığımız, çok kıymetli Uğur (Şahin) hocamız var. Zaten kendisi ile zaman zaman da görüşmelerimiz, bilimsel toplantılarımız oluyor. Şu an etik kuruldan çıkmak üzere, hatta bugünlerde çıkmış da olabilir. Bu aşının Faz 3 gönüllü insan denemelerinin bir ayağını da burada, İstanbul Tıp Fakültesi koordinasyonunda yapacağız. Bu çalışma için tabii yine gönüllüler toplanacak ve gönüllülük esasına göre Türkiye’den zannedersem 100 kişi dahil edilecek. Bu kişilere aşı burada uygulanacak, sonra veriler toplanacak ve nihayetinde tahmin ediyorum Kasım ayı gibi bu verilerden sonuçlar alınacak. Ekim-Kasım gibi nihai üretime geçip geçmeyeceğine karar verecekler. İstanbul Tıp Fakültesi’nde bu aşı çalışmasını yürüten bir grup olacak. Gönüllülere çalışma protokolüne göre aşı yapıldıktan sonra, ki bu protokoller dünyanın her yerinde aynıdır, belli periyotlarla bu kişiler görülecek ve belli zamanlarda kan almak suretiyle antikor düzeylerine bakılacak ve alt çalışmaları yapılacak. Bunlar tabii tek merkezde, muhtemelen Almanya’nın göstermiş olduğu bir laboratuvarda sonuçları değerlendirilerek bize bildirilecek”

    “GÖNÜLLÜLERDE YAŞ VE HASTALIK GİBİ ÇEŞİTLİ SINIFLAMALAR YAPILACAK”

    Gerekli izinlerin alınmasının ardından çeşitli mecralardan gönüllü çağrısına çıkılacağını anlatan ve gönüllülerin yaş grupları, altta yatan risk faktörleri, hastalık durumlarına göre belli kriterler gözetilerek seçileceğini belirten Prof. Dr. Tufan Tükek, şu bilgileri verdi: “65 yaş altı, 65 yaş üstü, 50- 65 arası ve 50 yaş altı gibi birtakım sınıflamalar yapılacak. Komorbiditesi (altta yatan hastalığı) olanlar, olmayanlar şeklinde gruplandırılacak. Bunların hepsi çalışma dizaynında bellidir zaten. Ben bir an önce aşı olayım diyen insanlar zaten ağırlıklı olarak bu çalışmalara başvuruyor. Bu kişiler çalışma boyunca uzmanların gözetiminde olacak. Başka hastalıkları var mı, çalışmaya uygun mu diye başta bir kontrolden tabii ki geçiriyorlar ve çeşitli kan testleri ve diğer testler yapılıyor. Çalışmaya uygun olanlarda aşılamalara başlanacak. Tek doz mu, çift doz mu, bir kısmına tek doz bir kısmına çift doz yapılmak suretiyle antikor düzeyleri ölçülecek. Pik antikor düzeyine kaçıncı günde ulaşılmış, antikor düzeyi ne kadar süre sonra düşmeye başlıyor, birinci ikinci ayda bunlar düşüyor mu, sıfırın altına iniyor mu ya da belli bir seviyede kalıyor mu, onlara bakacağız. Bir de lenfosit alt gruplarında bir etkileşim ortaya çıkartıyor mu, T lenfositleri, B lenfositler üzerine etkileşimleri nasıl, bellek hücre oluşturuyorlar mı şeklinde bilimsel birtakım argümanlar var bu konuda. Aşı hakkında fikir sahibi oluyoruz bu çalışmalar sayesinde. Kime tek doz yapacağız, kime çift doz yapacağız şeklinde gerçekten elimizde bir doküman oluyor bu 30-40-50 bin kişilik Faz 3 denemeleri sonrasında”

    “HEPSİ UZMAN GÖZETİMİNDE OLACAK, RİSK YOK DENECEK KADAR AZ”

    Aşı çalışmalarına katılan gönüllülerde ciddi bir yan etki beklemediklerini de vurgulayan Prof. Dr. Tükek, “Çünkü bunlar dediğim gibi büyük çaplı insan çalışmalarından önce çok sayıda denemelerden geçiyor. Burada verilen zaten basit bir antijenik yapı. Tabii immün sistemi uyardıkları için ateş ortaya çıkabilir, lokal reaksiyonlar meydana gelebilir. Çok çok nadiren de aşırı duyarlılık reaksiyonları ortaya çıkabilir, ancak bu insanlar uzman gözetiminde olacağı için bunun da tedavisi hemen gerçekleştirilebiliyor. Aslında bir yıl izlemek lazım bu kişileri. Bir yıl sonunda ne oluyor, antikor düzeyi iyice düşüyor mu, bir yıl içerisinde kişi tekrar enfekte oluyor mu, hepsini gözleyerek karar vermek lazım. Ama şu anki pandeminin yaratmış olduğu ciddi sorunlar nedeniyle bunlar zamana bırakıldı. Bunlar aşılanma sistemleri sonrasında tekrar değerlendirilecek” dedi.

    “ÇALIŞMANIN PARÇASI OLMAK AŞIYI TÜRKİYE’YE GETİRECEK BİR ÖN KOŞUL ASLINDA”

    “Aşı çalışmalarının bir parçası olmak, sonuçta o aşının Türkiye’ye gelmesi için bir ön koşul sayılabilir” diyen Prof. Dr Tufan Tükek “Dünyadaki aşıların hepsinin aynı anda ya da hepsinin başarılı olacağı gibi bir ön kural yok. Bunlardan bir iki tanesi bile başarıya ulaşsa bizim için iyi sayılabilir. Dünyadaki bu aşılar başarılı olduğunda Türkiye’nin aşıya erişiminde bir sıkıntı olacağı endişesi yersiz. Dediğim gibi zaten bir ya da iki tanesinin partneriyiz. Çalışma grubu içerisinde bulunuyoruz. Ayrıca ülkemizde de aşı çalışmaları sürüyor. Bizim çalışmalar belki biraz daha geç sonuçlanacak ama sonuçta nihayetlenecek” ifadelerini kullandı.

    “AĞIR HASTA ORANINI YÜZDE 3’TEN YÜZDE 1’E BİLE DÜŞÜRSE YETER”

    RNA virüslerinde yüzde yüz başarı elde edilemeyebileceğine de değinen Prof. Dr. Tükek, sözlerini şöyle noktaladı: “Yani aşı, hastalığı tamamen ortadan kaldıramayabilir. Ama zaten bizim için solunum yolu virüslerinde başarı kriteri, ağır hastalarda azalma sağlayıp sağlamadığıdır. Kovid aşıları ağır vakaları yüzde 3’ten yüzde 1’e düşürürse bu aşı başarılı demektir. Bu bile çok sayıda insanın hayatını kurtaracak. Onun dışında zaten üst solunum yolu enfeksiyonu gibi geçirilen diğer hastalıklar sınıfına girecektir. Yani mevsimsel grip gibi hafif atlatılabilecek duruma gelecektir”

  • Bu köprünün bir ayağı Türkiye’de bir ayağı Bulgaristan’da

    Bu köprünün bir ayağı Türkiye’de bir ayağı Bulgaristan’da

    Kırklareli’nin Demirköy ilçesinde Bulgaristan ve Türkiye sınırını oluşturan derenin üzerindeki tarihi köprü, restore edilerek turizme kazandırılacak.

    Bir ayağı Türkiye, diğer ayağı Bulgaristan’da olan üç kemerinden sadece bir kemeri ayakta kalabilen Volçan Köprüsü’nün restorasyonu için adımlar atılıyor.

    Boztaş köyüne 5 kilometre uzaklıktaki dereyi geçmek için kesme taştan yapılan sınırların belirlenmesinin ardından bir bölümü Bulgaristan’da kalan Volçan Köprüsü, ihtişamlı görüntüsü ile ilgi çekiyor.

    Rezve Deresi’nin sakin aktığı günlerde heybetini dereye yansıtan köprünün, ağaçların arasında üzerini saran sarmaşıklar ile doğa ile bütünleşmesi insana ayrı bir keyif veriyor.

    Askeri yasak bölge sınırları içerisinde olan köprüyü ziyaret etmek isteyenler gerekli izinlerin ardından köprüye ulaşabiliyor.

    “Köprüyü ayağa kaldırarak turizme kazandıracağız”

    Kırklareli Valisi Osman Bilgin, tarihi köprünün turizme kazandırılması için proje çalışmalarının sürdüğünü belirtti.

    Tarihi Köprüler Restorasyon Programına alınan tarihi köprünün restorasyon projelerinin hazırlanması ve Koruma Bölge Kurulunca onaylanmasının ardından restore çalışmalarının başlayacağını ifade eden Bilgin, bu tür tarihi yapılara önem verdiklerini söyledi.

    Köprü ile iki ülke bağlarının da güçleneceğine inandığını dile getiren Bilgin, şöyle dedi:

    “Volçan Köprümüz Bulgaristan ile aramızda sınır oluşturmaktadır. Özellikle savaş yıllarında köprünün bir bölümü yıkılmış. Biz de köprünün yeniden ayağa kaldırılması ve turizme kazandırılması amacıyla çalışmalarımızı yürütüyoruz. Köprüyü ayağa kaldırarak turizme kazandıracağız. Tarihi yansıtması açısından ve sınırda böyle bir güzel köprünün olması hem Türkiye hem Bulgaristan açısından güzel bir çekim alanı.

    Özellikle Bulgaristan tarafında askeri yasak bölge olmaması nedeniyle insanlar çok daha yakınına kadar gelerek köprüyü görmektedir. Türkiye tarafı ise askeri yasak bölge olduğu için izinle girilebilmekte. Buranın restorasyonunu yaparak eski haline dönüştüreceğiz. Gelecek nesillere tarihi ve kültürümüze aktarmamız gerekiyor. Bununla ilgili de hazırlıklarımızı yaptık.”

  • Muhalefetten Biden’ın açıklamalarına tepki

    Muhalefetten Biden’ın açıklamalarına tepki

    ABD başkan adayı Joe Biden’ın Türkiye siyaseti ile ilgili sözlerine muhalefet partilerinden de tepki geldi. CHP Sözcüsü Faik Öztrak, “Hiçbir emperyalist himmete muhtaç değiliz” dedi. İYİ Partili Koray Aydın “Bizim için yok hükmünde” ifadesini kullanırken Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu da “Bu ülkede kimin iktidar olup, kimin iktidardan gideceğine sadece millet karar verir” dedi. DEVA Partisi lideri Ali Babacan da “Demokrasimizin yegane güç kaynağı halkımızın iradesidir” sözleriyle tepkisini gösterdi.

    ABD başkan adayı Joe Biden’ın Aralık ayında New York Times’a verdiği röportajdaki Türkiye siyaseti ile ilgili sözlerinin yeniden gündem olmasının ardından muhalefetten de tepki geldi.

    BÖKE: KİMSENİN HADDİ DEĞİL

    CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke de Twitter’dan yaptığı açıklamada, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, aksini iddia etmek ve dayatmak kimsenin haddi değildir. Saray rejimini bu halk değiştirecektir” ifadelerini kullandı.

    ÖZTRAK: BAĞIMSIZLIK KARAKTERİMİZ

    CHP Sözcüsü Faik Öztrak, “Bizim demokrasi ve özgürlük mücadelemiz, hiçbir emperyalist himmete muhtaç değildir. ‘Bağımsızlık bizlerin karakteridir.’ Biz siyaseti okyanusun ötesinin çıkarları için değil, milletimizin çıkarları için yaparız” dedi. Paylaşımında Joe Biden’ı da etiketleyen Öztrak, “Erdoğan’ın değirmenine su taşımaktan vazgeçsin” ifadelerini kullandı.

    İNCE: SİZİN İŞİNİZ DEĞİL

    “Bin Günde Memleket Hareketi”ni başlatan CHP’nin 2018’deki cumhurbaşkanı adayı ve eski Yalova Milletvekili Muharrem İnce sosyal medya hesabından İngilizce ve Türkçe paylaşım yaparak, “Atatürk’ün de söylediği gibi bağımsızlık karakterimizdir! Türkiye’de Hükümet değiştirmek sizin işiniz değil, milletin işi” ifadelerini kullandı.

    AYDIN: BİZİM İÇİN YOK HÜKMÜNDE

    İYİ Parti Teşkilat Başkanı ve Ankara Milletvekili Koray Aydın da “Bu küstah açıklama asla kabul edilemez” ifadesini kullandı. Aydın, “Arkasındaki tek desteği Türk Milleti’nin demokratik iradesi olan bizler, yerel seçimlerde olduğu gibi ilk genel seçimlerde de gücümüzü ortaya koyacağız. Bu sebeple ABD Başkan adayı Joe Biden’ın son açıklaması bizim nezdimizde yok hükmündedir” dedi.

    DAVUTOĞLU: MİLLET KARAR VERİR

    Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da tepkisini Twitter’da gösterdi. Davutoğlu, paylaşımında, “Bu ülkede kimin iktidar olup, kimin iktidardan gideceğine sadece millet karar verir!.. Biz millet iradesinin dışında hiçbir gücü tanımayız!..” ifadelerini kullandı.

    BABACAN: YEGANE GÜÇ HALK İRADESİ

    DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan da ”Joe Biden’in 7 ay evvel söyledikleri tekrardan bir biçimde gündem oldu. Demokrasimizin yegane güç kaynağı halkımızın iradesidir. Siyasi partilerin bundan başka bir desteğe ihtiyacı yoktur” dedi.

  • Erdoğan-Merkel telefonda Doğu Akdeniz’i görüştü

    Erdoğan-Merkel telefonda Doğu Akdeniz’i görüştü

    Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya Başbakanı Angela Merkel ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi.

    İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre görüşmede, Doğu Akdeniz’deki gelişmeler başta olmak üzere bölgesel meseleler ele alındı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu Akdeniz’deki sorunların uluslararası hukuk çerçevesinde hakkaniyet ve diyalog temelinde çözülmesinden yana olduklarını ifade etti.

    Görüşmede, Türkiye-Almanya ilişkilerini geliştirmeye yönelik adımlar da değerlendirildi.