Etiket: Türkiye

  • Türkiye ve Yunanistan arasında gerilim tırmanıyor

    Türkiye ve Yunanistan arasında gerilim tırmanıyor

    Türkiye ile Yunanistan arasındaki sınırı oluşturan Meriç Nehri’nde son günlerde yaşanan gelişmeler iki ülke arasında tansiyonun yeniden yükselmesine neden oldu.

    Türkiye, Yunanistan’ı sınırın Ferre Kupürü bölgesinde tel çit inşa etme çalışmaları kapsamında “ahdi kara hududunu ihlal etmekle” suçladı.

    Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, sınırda “bir oldu-bittiye hiçbir şekilde” izin verilmeyeceği belirtildi.

    Son dönemde Yunanistan, Almanya ve İngiltere basınlarında, Ferre Kupürü bölgesinde Türkiye’nin bir kara parçasına asker çıkararak burayı “işgal ettiği” yönünde haberler çıktı.

    Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, söz konusu haber ve iddiaların “kesinlikle yanlış” olduğunu söyledi.

    Ancak Dendias, Skai Televizyonuna yaptığı açıklamada, sınırda yapılan çalışmalar sırasında “bir kara bölgesinde Türk güçlerinin varlığını” tespit ettiklerini ve Türkiye’ye bölgede başka bir hareket yapmamasını ilettiklerini belirtti.

    TÜRKİYE-YUNANİSTAN SINIRINDAKİ SON GELİŞMELER NELER?

    Yunanistan, 15 Nisan’da Türkiye’ye sınırın Ferre Kupürü bölgesinde tel çit inşa edeceğini bildirdi.

    Türkiye, 11 Mayıs’ta Yunanistan’a bir nota vererek, kara hududunu ihlal etmemesi gerektiğini belirterek, bunun için de inşaat alanının koordinatlarını paylaşmasını istedi.

    Türkiye, Yunanistan’ı kendisiyle görüşmeden ve işbirliği önerisini kabul etmeden 13 Mayıs’ta arazi tesviye çalışmalarına başladığını belirtti.

    Söz konusu bölge bataklık bir arazi. Kış aylarında nehir suyuyla kaplı olan bu bölge, yaz döneminin yaklaşması ve suların çekilmesiyle bataklık bir alana dönüşüyor.

    Yunanistan, bu alanın sınırdan yasa dışı geçişler için sıkça kullanılan bir yer olmasından dolayı önlem almak istediğini söylüyor.

    Başta Yunanistan ve Almanya olmak üzere bazı ülke medyalarında, Türkiye’nin bu bölgeye asker çıkararak, “işgal ettiği” yönünde iddialar yer aldı.

    TÜRKİYE YAŞANANLAR KONUSUNDA NE DİYOR?

    Dışişleri Bakanlığı, Cumartesi günü yazılı bir açıklama yaparak, Yunanistan’ı sınır ihlaliyle suçladı.

    Bakanlıktan yapılan açıklamada, Yunanistan’dan sınırı ihlal etmemesini, inşaat alanının koordinatlarını paylaşmasını ve sınır komisyonunun toplanmasını talep ettikleri belirtildi.

    Açıklamada, “Yunanistan’a aynı zamanda ahdi hududumuzu teşkil eden Meriç Nehri yatağının, hududun belirlendiği tarih olan 1926’dan beri doğal ve yapay nedenlerle önemli ölçüde değiştiği, hududun bu bölgesinde iki ülke arasında mutabık kalınmış hassas koordinatların mevcut olmadığı, bu nedenle iki ülke heyetleri arasında teknik koordinasyon yapılmadan çalışmalara başlanmaması gerektiği bildirilmiştir” denildi.

    Dışişleri Bakanlığı, Yunanistan’ın “ahdi karar hududunu ihlal ettiğini” ve bu ihlalin gerekli tedbirler alınarak “anında önlendiği” ifade edildi.

    Açıklamada, “İki ülkenin teknik heyetleri arasında yapılmasını teklif ettiğimiz görüşmeler gerçekleştirildiği takdirde sorun aşılabilecektir. Sınırlarımızda bir oldu-bittiye hiçbir şekilde müsamaha gösterilmeyecektir” denildi.

    YUNANİSTAN’DAN HANGİ AÇIKLAMALAR GELDİ?

    Yunanistan, Türkiye’nin bu bölgeyi “işgal ettiği” yönündeki haberlerin “kesinlikle asılsız” olduğunu söyledi.

    Ancak Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, Skai Televizyonuna yaptığı açıklamada, “Yunan ordusunun hazırlık çalışmaları yaptığı karar parçasında Türk güçlerinin varlığı gözlemlendi” dedi.

    Nikos Dendias, Türkiye’den bu bölgede başka herhangi bir manevra yapmamasını istediklerini de sözlerine ekledi.

    Dendias, “Çitin genişletilmesi çalışmalara devam edeceğiz. Yunan topraklarını korumak bizim anayasal sorumluluğumuzdur” diye konuştu.

    TÜRKİYE-YUNANİSTAN SINIRI NASIL BELİRLENDİ?

    Türkiye ile Yunanistan arasındaki sınırın Meriç Nehri boyunca çizilmesinin kökeni 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Antlaşması’na dayanıyor.

    İki ülke arasındaki sınırın toplam uzunluğu 212 kilometre.

    Başlangıç noktasını da Meriç Nehri’nin ağzı oluşturuyor. Sınır, Türkiye ile Bulgaristan arasındaki Kapıkule Sınır Kapısı’na yakın bir noktada son buluyor.

    Bu sınırın, 191 kilometrelik kısmı Meriç Nehri boyunca uzanıyor.

  • Almanya Türkiye’nin seyahat yasağını kaldıracak mı?

    Almanya Türkiye’nin seyahat yasağını kaldıracak mı?

    Almanya, koronavirüs pandemisiyle mücadele amacıyla uygulamaya koyduğu ve 14 Haziran‘a kadar geçerli olan uluslararası seyahat uyarsını Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkeler için yaz tatilinden önce kaldıracağını açıkladı. İspanya ve İtalya’nın ardından Almanya‘dan turistlerin en çok ilgi gösterdiği üçüncü ülke olan Türkiye’ye yönelik seyahat uyarısı da kalkacak mı?

    Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Ali Kemal Aydın, Türkiye’nin korona salgınını gözönünde bulundurarak titizlikle turizme yönelik açılım hazırladığını belirterek, Alman hükümetinin bunu dikkate alarak karar vereceğinden emin olduklarını söyledi.

    Alman haber ajansı dpa’ya konuşan Aydın, pek çok ülke ile karşılaştırıldığında Türkiye’nin COVID-19 krizini başarıyla atlatmayı başardığını söyledi ve bazı AB üyesi ülkelerle karşılaştırıldığında Türkiye’nin durumunun çok daha iyi olduğunu vurguladı. Türkiye’nin turizmle ilgili açılımını çok erken zamanda netliğe kavuşturduğunu hatırlatan Aydın, bu nedenle Alman hükümetinin Türkiye’ye yönelik seyahat uyarısını kaldırmama ithimalini düşük gördüğünü de sözlerine ekledi. Aydın, Türkiye’nin iç uçuşlara Haziran başı, uluslararası uçuşlara da Haziran ayı ortasından itibaren kademeli başlayacağını kaydetti. Uluslararası uçuşlarla birlikte karantina tedbirlerinin de kalkacağına işaret eden Berlin Büyükelçisi Aydın, onun yerine turistlerin Türkiye’ye ayak basar basmaz test edileceğinin altını çizdi.

    2015’te 5 milyon 600 bin turist gitti

    Türkiye, Rusya’nın ardından en çok Almanya’dan turist alıyor. 15 Temmuz’daki darbe girişiminin ardından oluşan siyasi çekinceler ve çok sayıda Alman vatandaşının tutuklanması Berlin ile Ankara arasında sıkça gerilime neden oldu. Gerilimler sonucu 2015 yılında 5 milyon 600 bin olan turist kapasitesine son yıllarda ulaşılamadı. Geçen yıl ise yeniden bu eşik asıldı. Bu sene için yapılan ön satışlar iki ülke arasındaki turizmin eski seviyesini geçeceği yönündeki beklentileri artırdı. Mart ayında bütün dünyaya yayılan küresel koronavirüs salgını ise sektöre ilişkin tahminleri altüst etti ve hayal kırıklığına neden oldu.

    Alman hükümeti, turizm ve seyahat konusunda iki ülke arasında diplomasinin sürdüğünü belirtse de Türkiye’ye yönelik seyahat uyarısının kalkıp kalkmayacağına dair somut açıklama yapmaya yanaşmıyor. Mayıs ayı başında DW Türkçe’ye açıklamada bulunan Almanya Dışişleri Bakanlığı, ülkelere yönelik değerlendirmelerin haftalık yapıldığına işaret edip, Türkiye’ye ilişkin açıklama yapmaktan kaçınmıştı.

    Almanya Seyahat Acenteleri Birliği (DRV) de DW Türkçe’ye verdiği demeçte, Alman hükümetinin genel seyahat uyarısını kaldırmasının ve tekrar ülkelere özel uyarılara geçmesinin gerekli olduğunu kaydetti. Ancak tek tek ülkelere yönelik seyahat değerlendirmeleriyle turizm sektörüne bir gelecek perspektifi sunulabileceği belirtildi.

    Yazın sonuna doğru umut var

    Bild gazetesi de Türkiye’de yaz tatilinin mümkün olup olmadığını ele aldığı haberinde, Alman tur operatörü TUI Sözcüsü Anja Braun’un açıklamalarına yer verdi. Anja Braun, “Türkiye’ye yaz sezonunda seyahatlerin gerçekleşeceğinden yola çıkıyoruz. Ağırlık yaz sonuna doğru kayacak. Bu hatta Türkiye’nin en güzel zamanı” ifadesini kullandı.

  • Doğuş Balbay: “Hem Türkiye ligi hem de Euroleague kupasını kazanmak istiyoruz”

    Doğuş Balbay: “Hem Türkiye ligi hem de Euroleague kupasını kazanmak istiyoruz”

    Anadolu Efes’in kaptanı milli basketbolcu Doğuş Balbay, salgın dönemini geride bıraktıktan sonra hem lig kupası hem de Euroleague kupasını kazanmak istediklerini söyledi.

    Anadolu Efes’te forma giyen basketbolcu Doğuş Balbay, sosyal medyada katıldığı canlı yayında açıklamalarda bulundu. 31 yaşındaki oyuncu, örnek aldığı basketbolcunun Arjantinli oyuncu Manu Ginobili olduğunu vurgulayarak, “Birçok oyuncuyu çok yakından takip ettim. Odamda Kobe Bryant, Allen Iverson, Vince Carter posterleri vardı. Tabiî ki biraz daha da bilerek oynamaya başladığım zaman için Ginobili’nin hırsı ve sahada yaptıkları benim dikkatimi çekiyordu. Onu çok izledim. Canlı da izleme fırsatı buldum. Örnek aldığım sporculardandır” şeklinde konuştu.

    “Diğer takımlara göre avantajımız var”

    Korona virüs salgını nedeniyle maçlara verilen aranın ardından müsabakalara geri dönüşün kendileri için zor olacağını belirten Balbay,”Bizim diğer takımlara oranla şöyle bir avantajımız var. 1-2 senedir çekirdek kadroyu koruduk. O avantajı kullanabiliriz. Fizik ve kondisyon olarak bu mücadeleye ne kadarımız hazır olacak göreceğiz. 8 haftalık aradan sonra kora kor mücadele kolay olmayacak. İlk defa böyle bir şey başımıza geliyor. Şu anda bir şey söylemek kolay değil. Basketbol temas gerektiren bir spor. Antrenman ve maçlara başladığımızda ilk etapta kolay olmayacaktır. Belki bunu Efes olarak avantaja çevirebiliriz. Çok derin bir kadromuz var. 2 yıldır birlikte oynuyoruz” diye konuştu.

    “Seyircisiz maçlar motivasyon açısından iç açıcı olmuyor”

    Deneyimli basketbolcu, liglerin olası başlama durumunda ilk etapta oynanacak seyircisiz müsabakaların kendileri için motivasyon eksikliğine sebep olabileceğinin altını çizerek, “Maçlar ertelenmeden bir iki maçı seyircisiz oynadık. Bizler için o tür maçlar motivasyon açısından çok iç acıcı olmuyor. Bir Sinan Erdem’de kapalı gişe oynadığımız maçlarla seyircisiz maçlar arasında dağlar var. Motivasyonu kaybedebiliyorsunuz. Rakibin sesini duyabiliyorsunuz. Uyku gibi bir şey saha içinde 15 bin kişi olmayınca uykuya dalamıyorsunuz. Muhtemelen seyircili oynadığımı maçlarla seyircisiz oynadığımız maçlar arasında fark olacaktır” ifadelerini kullandı.

    “Maça çıkmadan önce dişlerimi fırçalarım”

    Maçlara çıkmadan önce genelde müzik dinleyerek motive olduğunu aktaran Doğuş Balbay, herhangi bir totemi olmadığını da ifade edip, “Genelde karışık listem var. Oradan yüzde 90 yabancı hip-hop ya da rap dinliyorum. Kendimi motive edebilmek için özel bir şarkımı yok. Totem olarak maçlardan önce soyunma odasında dişlerimi fırçalarım. Bu bende bir alışkanlık. Genelde dişlerimi fırçalayıp maça çıkarım. Onun dışında totemim yok” açıklamasını yaptı.

    “Amerika Durant’i konuşurken o playstation oynuyordu”

    Doğuş Balbay, aynı üniversitede okuduğu Kevin Durant ile ilgili de konuşarak şu ifadelere yer verdi:

    “Aynı üniversiteye gitmem benim için çok farklı bir tecrübeydi. Ben üniversiteye başladığımda o draft oldu. Ziyarete gittiğimde draft süreci başlamıştı. O draft olmadan Teksas’ta 15-20 günlük bir beraberliğimiz oldu. Televizyonda Kevin Durant draftta birinci olacak mı diye bütün Amerika onu konuşurken o arkadaşlarıyla playstation oynuyor ve haberlere bakmıyordu. İlginç bir karakterdi. Burnu havada olmayan çalışkan ve mütevazı bir oyuncuydu. Draft edildikten sonra da her yaz 3-4 antrenörle sabah 6’da başlayıp, 7-8’de antrenmanını bitiriyordu. Biz antrenmana gittiğimizde Kevin Durant antrenmanı bitap bir halde bitirmiş oluyordu. Aynı sahayı paylaşmak, aynı okulu paylaşmak çok değişik bir tecrübe oldu” ifadelerini kullandı.

    “Son sıralardan çıkıp, final-four oynamak rüya gibiydi”

    Başarılı oyun kurucu, Euroleague’de son sıralarda bitirdikleri sezonun ardından bir sonraki sezonda da final-four oynamanın unutulmaz olduğunu dile getirerek, “Geçen seneki final-fouru unutamıyorum. Bir önceki sezon ligi sonda bitirip sonraki sezon final-four oynamak rüya gibiydi. Kupaya da çok yakındık. CSKA gibi tecrübeli takıma yenildik” değerlendirmesini yaptı.

    “Evde kaybettiğimiz CSKA maçını unutamam”

    Bu sezon kendisini en etkileyen mücadelenin sorulması üzerine Doğuş Balbay, “Evde kaybettiğimiz CSKA maçı. 15 bin kişinin üstünde bir seyirciyle oynadık. Geçen senenin hırsı vardı üzerimizde ama o kadar iyi oynadığımız maçta Mike James ve arkadaşlarına son saniye basketiyle yenildik. Oradaki atmosferi seyirci coşkusunu unutamam keşke galibiyetle dönebilseydik” yanıtını verdi.

    “Hem lig hem de Euroleague kupasını kazanmak istiyoruz”

    Salgın dönemini geride bıraktıktan sonra sezonu iki kupayla kapatmak istediklerinin altını çizen başarılı basketbolcu, “Bir an önce umarım salgınından kurtuluruz. Hayat biraz olsun normale döner diye umuyorum. Sezon devam eder mi bilemiyoruz. Bu kadar güzel giden bir sezon her iki kulvarda da hem Türkiye hem Euroleague’de devam ediyorduk. Zevk veren bir basketbol oynuyorduk. Şu anda pandemi ile savaşıyoruz. Basketbolu ikinci plana atmış durumdayız. İnşallah bu virüsten kurtulur hayatımıza dönersek hem Türkiye’de hem de Euroleague kupasını kazanmak istiyoruz” ifadelerine yer verdi.

  • Türkiye Suriye sınırını ABD koruyormuş

    Türkiye Suriye sınırını ABD koruyormuş

    ABD Başkanı Donald Trump ABD’nin Suriye dahil olmak üzere bazı bölgelerdeki askerlerini geri çektiğini hatırlatarak, “Türkiye ve Suriye arasındaki sınırı koruyorduk. Türkiye’de Suriye’de büyük ülkeler. Burada niye bizim askerimiz olsun dedim” ifadelerini kullandı.

    ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray’da gazetecilere yaptığı açıklamada ABD’nin Suriye dahil olmak üzere bazı bölgelerdeki askerlerini geri çektiğini ifade ederek, “Türkiye ve Suriye arasındaki sınırı koruyorduk ve burada binlerce askerimiz vardı. Türkiye, Suriye büyük ülkeler. Burada niye bizim askerimiz olsun dedim. Onlar binlerce yıldır savaşıyorlardı” diye konuştu.

    Trump, ABD’nin Suudi Arabistan petrol tesislerine yapılan saldırılardan sonra bu ülkeye konuşlandırdığı 4 Patriot hava savunma sistemi ve askerlerin bir kısmı ile bazı silahları geri çekileceği iddialarına yanıt vererek, “Bu konuda kesin bir yorumda bulunmak istemiyorum. Ama bir şeyler yaptığımızı söyleyebilirim. Orta Doğu’da ve başka bölgelerde birçok yeni adımlar atıyoruz” şeklinde konuştu. Trump dünyadaki en güçlü orduya sahip olduklarını belirterek, “Çok varlıkları hiçbir karşılık almadan yıllarca koruduk. Bu ülkelerin bize yardım etmesini istedik” dedi.

  • Türkiye’de can kaybı 64 kişi arttı

    Türkiye’de can kaybı 64 kişi arttı

    Sağlık Bakanı Koca Türkiye’nin koronavirüs salgınına ilişkin son verilerini paylaştı.

    Bakan Koca’nın sosyal medya platformu Twitter’dan yaptığı bilgilendirmeye göre Türkiye’de koronavirüs nedeniyle can kaybı 64 artarak 3 bin 584’e yükseldi.

    Sağlık Bakanı paylaşımında; “Yoğun bakıma ve solunum cihazına ihtiyaç duyan hasta sayısı azaldı. Yeni vaka sayısında, sokağa çıkma kısıtına ara verilen günlerden kaynaklanan, beklenen sınırlar içinde bir artış oldu. Virüs bulduğu her fırsatı kullanıyor. Tedbirlere mutlaka uymalıyız” dedi.

    6 Mayıs 2020’ye ait son verilere göre 30 bin 303 kişiye daha test yapıldı ve 2 bin 253 yeni vaka tespit edildi. Toplam vaka sayısı 131 bin 744 oldu.

    İyileşen sayısının yeni vaka sayılarından fazla olması bugün de devam etti. 4 bin 917 hasta daha iyileşti. Toplam iyileşen sayısı da 78 bin 202’ye yükseldi. Yoğun bakım ve entübe hasta sayısında azalış devam ediyor. Yoğun bakımda yatan hasta sayısı bin 278 entübe hasta sayısı 669.

  • Sudan’dan getirilen Türk vatandaşı hastaneye yerleştirildi

    Sudan’dan getirilen Türk vatandaşı hastaneye yerleştirildi

    Sağlık Bakanlığı tarafından ambulans uçakla Sudan’ın getirilen Covid-19’lu Türk vatandaşı tedavi işlemleri için hastaneye yerleştirildi.

    Sağlık Bakanlığı korona virüsle mücadele çalışmaları kapsamında yurtdışındaki Türk vatandaşlarını Türkiye’ye getirmeye devam ediyor. Dünyanın farklı ülkelerinde virüse yakalanan vatandaşlarına sahip çıkan bakanlık, bu kez Sudan’da bulunan bir Türk vatandaşının yardım çağrısına koştu. Sağlık Bakanlığı bünyesindeki ambulans uçak, başkent Hartum’da Alsaaha Hastanesi’nde korona virüs tedavisi gören Türk vatandaşı 56 yaşındaki Muhammed Hanifi Aydın’ı, tedavisini devam ettirmek üzere İstanbul’a getirdi.

    Saat 20.15’de Atatürk Havalimanı’na inen ambulans uçağı, apronda tam teşekküllü ambulanstaki sağlık ekipleri karşıladı. Sağlık tedbirleri uygulanarak uçaktan ambulansa nakledilen Aydın daha sonra tedavisinin devam edeceği Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Başı Büyük Yerleşkesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne yerleştirildi.

  • Türkiye’de can kaybı 3 bin 500’ü aştı

    Türkiye’de can kaybı 3 bin 500’ü aştı

    Sağlık Bakanı Koca son 24 saatte gerçekleşen verileri paylaştı.

    Buna göre bir günde toplam 33 bin 283 test yapıldı. Yapılan testlerden bin 832’i koronavirüs pozitif vaka çıktı.

    Son 24 saatte 59 kişi daha hayatını kaybetti Toplam can kaybı 3 bin 520’ye yükseldi. İyileşen hasta sayısı 5 bin 119 artarak 73 bin 285’e çıktı. Toplam test sayısı 1 milyon 204 bin 421 toplam vaka sayısı 129 bin 491’e yükseldi. Yoğun bakımda yatan hasta sayısı bin 338 entübe hasta sayısı 707 olarak kayıtlara geçti.

    Fahrettin Koca paylaşımında; “Yoğun bakım hasta sayısı, entübe hasta sayısı ve vefat sayısında düşüş devam ediyor. Yeni iyileşen hasta sayısı, başarının diğer göstergesi. Vaka sayısında, seyirde görülebilecek kısmi bir artış var. Yeni bir dönemdeyiz. Salgına fırsat tanımamalıyız” dedi.

  • Türkiye’den Somali’ye ikinci tıbbi yardım

    Türkiye’den Somali’ye ikinci tıbbi yardım

    Milli Savunma Bakanlığı, covid-19 ile mücadelede kullanılacak ikinci grup tıbbi yardım malzemelerinde Somali’ye ulaştırılacağını bildirdi.

    Milli Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, “Cumhurbaşkanımız sayın Erdoğan’ın talimatlarıyla hazırlanan ve #COVID19 ile mücadelede kullanılacak ikinci grup tıbbi yardım malzemeleri, Türk Silahlı Kuvvetlerimize ait uçağımızla Somali’ye ulaştırılacak” denildi.

  • DSÖ: “Türkiye önlemlerle dünyaya örnek oluyor”

    DSÖ: “Türkiye önlemlerle dünyaya örnek oluyor”

    Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı yetkilileri ile Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) yetkilileri arasında huzurevleri ve bakım evlerinde alınan Covid-19 önlemlerine ilişkin bir video konferans gerçekleştirildi.

    Toplantıya Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü Uzman Dr. Orhan Koç ve genel müdürlük çalışanları ile Dünya Sağlık Örgütü “Türkiye Sağlık Güvenliği Projesi Koordinatörü” Dr. Irshad Ali Shaikh’ın da aralarında bulunduğu DSÖ yetkilileri katıldı.

    Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü Orhan Koç, toplantıda yaptığı sunumda huzurevleri ve bakımevlerinde alınan önlemleri paylaştı.

    Bakanlığın engelli ve yaşlı hizmet merkezleriyle ilgili bilgi veren Koç, Bakanlığa bağlı 426 huzurevi ve yaşlı rehabilitasyon merkezinde toplam 27 bin 500 yaşlının bakım ve sağlık hizmeti aldığını söyledi.

    Covid-19 salgın sürecinde diğer ülkelerle karşılaştırıldığında, Türkiye’de yaşlı hastalara tahsis edilen yatak ve ventilatör (suni solunum cihazı) sayısının ortalamanın üstünde bulunduğunu belirten Koç, ülke olarak başarılarının entegre olmuş sağlık ve bakım hizmeti uygulamasından kaynaklandığını ifade etti.

    Covid-19 salgını sırasında huzurevi sakinlerinin ve personelin sağlığını korumak için kuruluşların alması gereken önlemler ve prosedürler hakkında bilgilendirmeyi “Kuruluşlarımıza Yönelik Koronavirüs Bilgilendirme Rehberi 1 ve 2” olarak iki ayrı rehberde topladıklarını da belirten Koç, Türkiye’de daha ilk vaka açıklanmadan önce; 7 Ocak 2020 tarihinde korona virüs ile ilgili ilk resmi yazıyı tüm İl Müdürlüklerine gönderdiklerini söyledi.

    Türkiye’de ilk vakanın resmi olarak açıklanmasından sonra da tüm il müdürlüklerinde, süreçle hızlı ve etkin bir şekilde mücadele etmek için Takip İzleme Birimi oluşturduklarını da belirten Koç, “İzleme ve Takip Birimlerimiz periyodik toplantılarla süreci çok yakından izledi. Ayrıca, tüm kuruluşlarımızda kişisel koruyucu donanımların ve dezenfekte ürünlerinin anlık takiplerini yaptık. Aile Bilgi Sistemi üzerinden, kuruluşların tüm ihtiyaçlarını ve stoklarını takip eden bir modül oluşturduk” diye konuştu.

    Kuruluşlarda gıda ve malzeme tedarik zinciri ile ilgili tedbirlerden, 14 gün vardiya sistemine, sosyal izolasyon kuruluşlarından, vardiya değişiminde personele uygulanan testlere kadar geniş bir çerçevede tedbir aldıklarını anımsatan Koç sözlerine şöyle devam etti:

    “Bulaş yolunu, kuruluşa yeni kabulleri ve kuruluş dışına çıkışları yasaklayarak önlemiş olduk. Olası riskleri göz önüne alarak tüm kuruluşlarımızda ‘izolasyon odaları ve katları’ ve huzurevlerinden bağımsız alanlarda ‘izolasyon kuruluşları’ oluşturduk. Hastalanan kimseyi yeniden huzurevlerimize almadık, kendilerine izolasyon kuruluşlarında hizmet verdik. Bütün kuruluşlarımızda yaşlı ve engellilerimizden şüpheli ve semptomları olanları tedavisi için hastaneye sevk ediyoruz ve 14 gün hastanede kalıyorlar ve taburcu olduklarında sosyal izolasyon kuruluşlarında hizmet alıyorlar. Sakinlerimizin tedavi süreçlerinin erken başlamış olması ve tedavilerinin hastanelerde yapılıyor olması önemli. Diğer ülkelerde yaşlıların hasta olsalar da huzurevlerinde kalma anlayışı var, bizde ise tam tersi; hastanede tedavi olmaları gerektiği anlayışı var.”

    26 Mart itibariyle sabit vardiya sistemine geçtiklerini, bunu da yeterli görmeyerek, vardiyaya giren tüm personele PSR yöntemi ile tarama testi uyguladıklarını da belirten Koç, “Tüm kuruluşlarımıza girecek personeli de tarama testlerine tabi tutuyoruz. Vardiya öncesi mutlaka testlerin yayılmasını zorunlu hale getirdik ve riskleri minimuma indirdik” açıklamasında bulundu.

    “Türkiye tarafından kuruluşlarda alınan tedbirler bir yayın haline getirilerek DSÖ içinde yayımlanacak”

    Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü Orhan Koç’un sunumunun ardından söz alan Dünya Sağlık Örgütü Türkiye Temsilcisi Dr. Irshad Ali Shaikh, alınan tedbirlerin ve izlenen politikanın çok etkileyici olduğunu söyledi.

    Türkiye’nin dünyaya örnek olduğunu vurgulayan Dünya Sağlık Örgütü Türkiye Temsilcisi Shaıkh, Türkiye tarafından kuruluşlarda alınan tedbirlerin bir yayın haline getirilerek DSÖ içinde yayımlanması kararı aldıklarını da vurguladı. Konuyla ilgili, gelecek hafta Avrupa Delegasyonunun da katılımıyla bir toplantı daha gerçekleştirilecek.

    Shaikh, alınan önlemler ve testlerin sık kullanımı ve yaygınlığı konusundaki duyarlılık nedeniyle Türk yetkililere teşekkür etti

  • Efsane futbolcunun Avustralya’daki oğlu için Türkiye harekete geçti

    Efsane futbolcunun Avustralya’daki oğlu için Türkiye harekete geçti

    Bursa’dan eğitim için gittiği Avustralya’da mahsur kalan Fenerbahçe ve Bursasporlu efsane futbolcu Bahtiyar Yorulmaz’ın 23 yaşındaki oğlu Umut Yorulmaz’ın Türkiye’ye dönmek için yetkililerden yardım istemesi üzerine harekete geçen Dışişleri Bakanlığı, 7 Mayıs’da kurtarma uçağıyla Umut’u Türkiye’ye getirecek.

    Tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüs salgınında eğitim için gittiği Avustralya’da mahsur kalan Umut Yorulmaz, “Bayramı Bursa’da ailemle geçirmek istiyorum” diyerek Türk yetkililere seslendi. Sosyal medyada da yardım kampanyası başlatan genç için harekete geçen Dışişleri Bakanlığı, Umut Yorulmaz ve 250 kişi için Avustralya’ya uçak gönderecek. 7 Mayıs’ta uçakla Türkiye’ye getirilecek olan genç ailesine kavuşacak.

    Yaşadığı bölgede salgın nedeniyle iş yerlerinin kapandığını ve bir arkadaşının yanında kaldığını fakat virüsten korunmadığını belirten Umut Yorulmaz, açıklamalarda bulundu. Yorulmaz, ’’Sınırlı sayıda olan sivil uçuşların iptal olmasıyla birlikte kendi imkanlarımızla ülkemize dönme şansımız kalmadı. Örnek bir davranışa imza atarak mahsur kalan 25 bin vatandaşımıza yardım eli uzatan ülkemizin bize de yardım etmesini bekliyoruz. Bayram öncesi sevdiklerimizle birlikte olmak istiyoruz. Birçok işletmenin burada salgından dolayı kapatmasının ardından işsiz kaldım. Evimi boşaltmak zorunda kaldım. Bu nedenle virüse hazırlıksız yakalanmış oldum. Türkiye Başkonsolosluğuna dilekçemi yazarak başvuruda bulundum. Onlara teşekkür ediyorum, ilgilerini eksik etmediler. Taleplerimizi Dışişleri Bakanlığına ileteceklerini söylediler. Evimi boşalttıktan sonra başka bir eve taşınmak zorunda kaldım. Virüse karşı korunmasız olduğunu düşündüğüm burada altı kişiyle aynı odada kaldım. Bu esnada aldığım iki bilet daha iptal oldu. Sonrasında tüm uçuşlar durduruldu. Bu süreçte maddi manevi olarak oldukça kötü şekilde yıprandım. Daha güvende olduğumu düşündüğüm bir arkadaşımın yanına taşındım. Rahat koşullar altında yaşamaya başladım’’ dedi.

    Üniversiteyi bitirdikten sonra dil eğitimi almak ve çalışmak için oğlunun Avustralya’ya gittiğini belirten Fenerbahçe ve Bursasporlu eski futbolcu Bahtiyar Yorulmaz ise, “Oğlum Türkiye’ye dönmeye karar verdi. Biletini aldı, dönecekken havalimanında lanet hastalıktan dolayı uçuşlar iptal edildi. Çocuğumuzun da morali bozuldu ve biz internet ortamından devamlı görüşüyorduk. Elçilikle devamlı irtibat halindeydik. Döneceği için evini de boşaltmış, bir otele yerleşmişti. Elçilik ile irtibat halindeyken, sosyal medyadan da video yayınladılar. Dışişleri Bakanlığı, elçilik ile irtibata geçiyor ve sahip çıkıyor. Konsoloslukta çalışan hademesinden memuruna kadar hepsine çok teşekkür ediyorum. Çok ilgilendiler, istersen kalacak yeriniz yoksa burada kalın demişler. Elçilik saati belirleyecek ve Sivas’a gelecekler, 14 gün karantinaya alınacaklar. Oradaki vatandaşlarımıza da bir vesile olduk, mutluluk duyuyorum. Adım gibi bahtiyarlık duyuyorum. Dünyanın en mutlu insanıyım şu an” diye konuştu.

    “Türkiye’ye de bu yakışır’’

    Avustralya’da bulunan oğlu ve 250 Türk vatandaşının 7 Mayıs’ta kurtarma uçağıyla Türkiye’ye döneceğini ve Türkiye’nin yurt dışındaki bütün vatandaşlarına tek tek ulaştığını söyleyen Yorulmaz, “Türkiye’ye de bu yakışırdı. Yurt dışındaki bütün vatandaşlarımıza yurda geri dönmeleri için yardım ediyor’’ dedi.