Etiket: Türkiye

  • Cevdet Yılmaz,, Azerbaycan Başbakanı Asadov ile görüştü

    Cevdet Yılmaz,, Azerbaycan Başbakanı Asadov ile görüştü

    Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki görüşmede Azerbaycan ile Türkiye arasında Cumhurbaşkanlarının belirlediği 15 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefi, ticari ve ekonomik ilişkiler, yatırımlar, gümrük ve lojistik, enerji, eğitim, e-Devlet uygulamaları, Azerbaycan’ın Dünya Ticaret Örgütü’ne üyelik süreci gibi birçok konu değerlendirildi.

    Görüşmenin ardından Yılmaz ve Asadov, heyetler arası Karma Ekonomik Komisyon (KEK) toplantısına katıldı. Toplantı sonrası Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz ile Azerbaycan Başbakanı Asadov basın toplantısı düzenleyecek.

  • Türkiye hayvan varlığıyla Avrupa’nın zirvesinde

    Türkiye hayvan varlığıyla Avrupa’nın zirvesinde

    Türkiye hayvan varlığıyla Avrupa’nın zirvesinde yer alıyor. Türkiye’de büyükbaş hayvan sayısı son 22 yılda yüzde 69 artış gösterdi. 2002 yılında 9,8 milyona olan büyükbaş sayısı geçtiğimiz yıl 16,6 milyona yükseldi. Önceki yıllarda Avrupa’nın en geniş büyükbaş varlığına sahip ülkesi Fransa 16,4 milyon adetle Türkiye’yi takip etti. Almanya 10,95 milyon, İtalya 6 milyon, Polonya 6,44 milyon İspanya 6,29 milyon ve İspanya’da 3,72 milyon büyükbaş sayısıyla sıralamayı oluşturdu.

    14 yılda Türkiye’den dikkat çeken atak

    2010-2023 yılları arası dikkate alındığında Türkiye, büyükbaş hayvan yetiştiriciliğinde diğer ülkeleri geride bıraktı. 2010 yılında Fransa yaklaşık 20 milyon büyükbaş varlığıyla bu alanda Avrupa’da lider konumdayken, Almanya 13 milyon adetle ikinci sırada Türkiye ise 11,4 milyon sayısıyla üçüncü sırada yer alıyordu. Gelinen noktada Türkiye’de büyükbaş sayısı artış yakalarken Fransa ve Almanya gerileme gösterdi ve Türkiye ilk sıraya yükseldi. Bahsedilen yıllar arasında Türkiye’nin büyükbaş varlığı yüzde 45,61 artış gösterdi.

    Küçükbaş sayısında fark attı

    Türkiye 2010-2023 yıllarını kapsayan dönemde küçükbaş hayvan varlığında Avrupa ülkelerinden pozitif ayrıştı. 2023 yılında Türkiye’de keçi dahil küçükbaş sayısı 52,4 milyon olarak gerçekleşti. Son 14 yılda yüzde 78 artış yakalandı. Türkiye’nin ardından küçükbaş sayısı en yüksek ülke 13,6 milyon ile İspanya olurken üçüncü sırada 10,2 milyonla Romanya yer aldı.

    Koyun sayısında AB ülkelerinin toplamının yüzde 60’ına sahip

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden elde edilen bilgilere göre Türkiye’nin son 22 yılda koyun sayısında da önemli bir artış oranı yakaladığı görüldü. Türkiye’de koyun sayısı 22 yılda yüzde 40 arttı. 2002 yılında 25,2 milyon olan koyun sayısı geçtiğimiz yıl itibarıyla 42 milyonu aştı. Türkiye’nin koyun sayısı AB ülkelerindeki toplam koyun sayısının yüzde 60’ına denk geliyor. AB ülkelerinin toplamı yaklaşık 70 milyon koyun varlığına sahip.

    Öte yandan Türkiye’de et üretimi rakamlarına bakıldığında, 2002 yılında 620 bin 541 ton olan toplam et üretimi, 2023’te 2 milyon 384 bin 47 ton olarak hesaplandı.

  • ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’

    ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’

    Toplantıya, İl Milli Eğitim Müdürü Ali Tosun, il ve ilçe milli eğitim müdürleri, okul müdürleri, öğretmenler, veliler, sendika ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.

    Toplantıda, ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin temel prensipleri, içeriği ve uygulama planı hakkında detaylı bilgiler sunuldu. Ayrıca, modelin farklı eğitim kademelerinde nasıl uygulanacağı da ele alındı.
    İl Milli Eğitim Müdürü Ali Tosun, Türkiye’nin 21. yüzyılda küresel bir güç olma hedefine ulaşmasında kritik rol oynayacak olan ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin önemini vurgu yaparak, modelin, ezberci bir yaklaşım yerine beceri, muhakeme ve eleştirel düşünme yetilerine dayalı bir eğitim sistemi sunduğunu belirtti.

    Ali Tosun, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin, zihinsel, sosyal-duygusal, fiziksel ve ahlaki alanları içeren bütüncül bir yapıda becerilerin gelişimini ele aldığını ifade etti.

    Modelin, öğrenci profili, beceriler çerçevesi, erdem-değer-eylem modeli, sistem okuryazarlığı ve alana ait bilgi kümeleri gibi bileşenlerden oluştuğunu söyleyen Tosun, “Adalet, hikmet, merhamet, iyilik, doğruluk, çalışkanlık, faydalı olmak ve güzellik gibi değerler üzerinde yükselen bir medeniyet mirasına sahip olan milletimiz, Türkiye Yüzyılı’nda eğitim adına kararlı adımlarla geleceğe hazırlanmaktadır. Türk eğitim sistemi bütün ideolojilerin üstünde milli bir şahsiyetin oluşumuna katkı sağlamak ve milli bilince sahip şahsiyetlerden oluşan bir toplum oluşturabilmek adına ahlaklı, erdemli; milleti ve insanlık için iyi, doğru, faydalı ve güzel olanı yapmayı ideal edinmiş bilge nesilleri hedefliyor. Model, uzun soluklu bir çalışmanın ürünüdür. Yeni müfredatın önümüzdeki eğitim-öğretim yılından itibaren kademeli olarak okul öncesi, ilkokul birinci sınıf, ortaokul beşinci sınıf ve lise dokuzuncu sınıflarda uygulanmaya başlanacak” dedi.

    Sunumların ardından, katılımcılar ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ ile ilgili soru ve görüşlerini dile getirdi.

  • İki ülke arasında anlaşmalar imzalandı

    İki ülke arasında anlaşmalar imzalandı

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuveyt Emiri Meşal el-Ahmed el-Cabir es-Sabah’ı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde resmi törenle karşıladı.

    16 Aralık 2023’te göreve başlayan Kuveyt Emiri Sabah, Arap dünyası haricinde ilk yurt dışı resmi ziyaretini Türkiye’ye yaptı.

    Diplomatik ilişkilerin 60. yıl dönümünde düzenlenen ziyaret, 7 yıl aradan sonra Kuveyt’ten Türkiye’ye emir düzeyindeki ilk ziyaret niteliğini taşıdı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuveyt Emiri es-Sabah ile Devlet Nişanı Tevcih ve Anlaşmaları İmza Töreni’ne katıldı.

    Törende, iki ülkenin milli marşlarının okunmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, es-Sabah’a Türkiye Cumhuriyeti Devlet Nişanı tevcih etti.

    TÜRKİYE İLE KUVEYT ARASINDA 6 ANLAŞMA İMZALANDI

    Erdoğan ve es-Sabah’ın huzurunda iki ülke arasında 6 anlaşma imzalandı.

    İmza altına alınan anlaşmalar şöyle:

    – “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ve Kuveyt Yatırım Kurumu Arasında Yatırım Tanıtım Faaliyetlerinde İşbirliği Konusunda Mutabakat Zaptı”

    – “Ticaret Bakanlığı Serbest Bölgeler Genel Müdürlüğü Tarafından Temsil Edilen Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuveyt Doğrudan Yatırım Teşvik Otoritesi Tarafından Temsil Edilen Kuveyt Devleti Hükümeti Arasında Serbest Bölgeler Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı”

    – “Türkiye Cumhuriyeti Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Kuveyt Devleti Konut İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanlığı Arasında Konut Refahı ve Altyapısı Alanında Mutabakat Zaptı”

    – “Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı ile Kuveyt Devleti İçişleri Bakanlığı Sivil Savunma Genel Müdürlüğü Arasında Afet Ve Acil Durum Yönetimi Alanında Mutabakat Zaptı”

    – “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından temsil edilen Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuveyt Devleti Savunma Bakanlığı (KSB) Tarafından Temsil Edilen Kuveyt Devleti Hükümeti Arasında Devletten Devlete Savunma Sanayii Tedarik Sözleşmelerine İlişkin Uygulama Protokolü”

    – “Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ve Kuveyt Devleti Dışişleri Bakanlığı Arasında Ortak Stratejik Diyalog Kurulmasına Dair Mutabakat Zaptı”

  • 2024 Türk-Macar Kültür Yılı

    2024 Türk-Macar Kültür Yılı

    Türkiye Cumhuriyeti Budapeşte Büyükelçiliği’nin işbirliğinde tüm bir yıla yayılan kültürel diplomasi faaliyetleri, başta Kültür ve Turizm Bakanlığı, Yunus Emre Enstitüsü, TİKA, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ve Maarif Vakfı olmak üzere ülkemizin kurum ve kuruluşlarının önemli katkılarıyla gerçekleşiyor. Yılın ilk 4 ayında Türk kültürünü, sanatını ve mutfağını tanıtmak üzere Macaristan’ın dört farklı şehrinde düzenlenen 50 etkinlik toplamda 70 binden fazla kişiye ulaştı. Başkent Budapeşte’nin yanı sıra Veszprem, Szeged ve Tokaj şehirlerindeki konser, tiyatro, sergi, konferans ve söyleşi gibi farklı etkinlikler sayesinde Nisan ayı sonu itibarıyla 100 etkinlik hedefinin yarısına gelindi. Etkinlikler arasında, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü’nün sergilediği “Devlet Ana” ve İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin sahneye koyduğu “Güldestan” gibi büyük ölçekli prodüksiyonların yanı sıra, dünyaca ünlü sanatçımız Ömer Faruk Tekbilek’in konseri de Macar kamuoyunun büyük beğenisi kazandı. Euro 2024’e katılma başarısı gösteren iki ülke futbol milli takımlarının Puskas Arena’daki dostluk müsabakası da Kültür Yılı’na farklı bir renk kattı.
    Türkiye’nin Budapeşte Büyükelçisi Gülşen Karanis Ekşioğlu, Macaristan’ın Temmuz ayı itibarıyla AB Dönem Başkanlığı’nı devralacağını hatırlatarak “2024 Türk-Macar Kültür Yılı”nın ikinci yarısında Macaristan’ın diğer bölgelerine ağırlık vereceklerini ifade etti. Kültür Yılı takviminde Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Konseri, IV. Murat Operası ve Refik Anadol’un dijital sergisi gibi büyük ses getirecek etkinlikler bulunuyor. Türk sanatçılar Budapeşte’deki etkinliklerin yanı sıra Debrecen, Pecs, Györ, Zigetvar, Miskolc ve Bugac gibi farklı şehirleri ziyaret edecekler.
    “2024 Türk-Macar Kültür Yılı”nın açılışı, 18 Aralık 2023 tarihindeki Budapeşte ziyaretleri çerçevesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Macaristan Cumhurbaşkanı ve Başbakanı’yla birlikte onurlandırdıkları bir gala etkinliğiyle yapılmıştı. Kapanış etkinliğinin ise sene sonunda Türkiye’de gerçekleştirilmesi planlanıyor.

  • “Türkiye’de astımlı hasta sayısı artıyor”

    “Türkiye’de astımlı hasta sayısı artıyor”

    Göğüs Hastalıkları Kliniği’nden Prof. Dr. Nurhan Köksal, 7 Mayıs Dünya Astım Günü dolayısıyla astım hastalığı hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Astımın tanımını yapan Prof. Dr. Köksali “Astım, solunum yollarının kronik inflamatuar hastalığıdır. Bu hastalık, hava yolları ve bronşlarda enflamasyona (iltihaplanma), ödeme ve bronşların daralmasına neden olur. Bu da nefes almayı zorlaştırarak nefes darlığı, öksürük, göğüs sıkışması ve hırıltı –hışıltılı soluma gibi semptomlara yol açabilir. Astım dünyada oldukça yaygın bir hastalıktır ve her yaştan insanı etkileyebilir” diye konuştu.

    “Yaklaşık 300 milyon kişi astım hastası”

    Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, yaklaşık 300 milyon insanın astım hastası olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Köksal, “Türkiye’de de astım sıklığı giderek artmaktadır. Ülkemizde yaklaşık olarak yetişkinlerin yüzde 5-10’u ve çocukların ise yüzde 10-15’i astım ile yaşamlarını sürdürmektedirler” şeklinde konuştu.

    “Pasif içicilik astım riskini artırıyor”

    Astımın belirli risk faktörlerine değinen Prof. Dr. Köksal, “Genetik yatkınlık önemli bir faktördür. Ayrıca çevresel faktörler, hava kirliliği, sigara dumanı, pasif sigara içiciliği, alerjenler (toz akarları, polenler, küf mantarları vb.), solunum yolu enfeksiyonları ve bazı mesleklerde maruz kalınan bazı maddeler astım riskini artırabilir. Astımın tanısı genellikle semptomların ve solunum testlerinin bir kombinasyonuna dayanır. Göğüs hastalıkları uzmanları hastanın tıbbi geçmişini ve semptomlarını değerlendirirler, fizik muayene ve solunum fonksiyon testleri (spirometri gibi) yapabilirler. Ayrıca, alerji testleri de astımın belirli tetikleyicilerini tespit etmede yardımcı olabilir” dedi.

    “Astım tedavisinde tetikleyici faktörlerden kaçınılmalı”

    Tedavi yollarından bahseden Prof. Dr. Köksal, “Astımın tedavisi genellikle iki ana kategoride yapılır. Önleyici tedavi ve semptomları kontrol altında tutmak için bronkodilatör tedavi. Önleyici (antienflamatuar) tedavi genellikle düzenli olarak alınan inhaler kortikosteroid ilaçlarını içerir ve astım semptomlarını kontrol altında tutmaya yardımcı olur. Bronkodilatör tedavi ise semptomlar ani bir şekilde kötüleştiğinde kullanılan ilaçlardır ve düzenli kullanılması önerilmez. Astımın tedavisinde hasta eğitimi, tetikleyici faktörlerden kaçınma ve düzenli göğüs hastalıkları doktor kontrolleri gibi önlemler de tedavinin önemli bir parçasıdır” ifadelerini kullandı.

  • Türkiye’nin ilk ayakkabı üreten lisesi

    Türkiye’nin ilk ayakkabı üreten lisesi

    Son yıllarda en çok karşılaşılan kalifiye eleman sorununa merhem olan meslek liseleri alanındaki sektörlerin gelişmesi için büyük katkı sunuyor. Türkiye Ayakkabı Sektörü Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (TASEV) tarafından kurulan ve 2003 yılından Milli Eğitim Bakanlığı’na bağışlanan okul, yardıma muhtaç öğrencilere ayakkabı üretiyor. Malzeme desteği vakıf tarafından okula veriliyor. Buradaki öğrenciler ise yardıma muhtaç olan okullardaki öğrencilere ayakkabıları üretiyorlar. Ardından vakıf aracılığı ile üretilen ayakkabılar okullardaki öğrenciler ulaştırılıyor. Okulda eğitim gören her 9’uncu sınıf öğrencisi asgari ücretin yüzde 10’u kadar burs alıyor. Daha sonraki yıllarda ise başarılı öğrencilere bu burs verilmeye devam ediliyor. Öğrenciler aynı zamanda okulun döner sermayesine katkıda bulunan üretimler de yapıyor. İstanbul’da Çağlayan, Anadolu ve Gaziosmanpaşa adliyelerinin güvenlik görevlileri için ayakkabı üretimi yapan öğrenciler hem üretim aşamalarını iyi bir şekilde öğreniyorlar hem de kendilerine harçlık kazanıyor. Okul aynı zamanda malzeme ve lojistik desteği alarak afet durumlarında bölgedeki vatandaşlar için yine gönüllü olarak ayakkabı üretimi yapıyor.

    “Adliyelerde güvenlik görevlileri için ayakkabı üretimi yaptık”

    TASEV Ayakkabı ve Saraciye Teknolojisi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Selim Şahin, “2002 yılında Türkiye Ayakkabı Sektörü Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (TASEV) tarafından kurulup bakanlığa devredilmiş bir okuluz. O günden bu yana vakfın ve sektörün de destekleriyle ayakkabı sektöründe eğitim vermeye devam ediyor. Bizim çapımızda ayakkabı eğitimi veren ilk okul olma özelliğini taşıyoruz. Bizden yıllar sonra bir iki okul da bu eğitimi vermeye başladı. Uzun yıllar boyunca ayakkabı eğitimi veren tek okulduk. Okulumuz içerisinde ayakkabı tasarım ve üretim dalı var. Öğrenciler el ile tasarıma başlayarak oradan 3D uygulama ile tasarımına oradan kesim, dikim, montaj süreçleri ve son olarak paketlemeye kadar sıfırdan bir ayakkabıyı üretip paketlemeye kadar tüm süreçleri öğrenmiş oluyorlar. Biz burada iki tip üretim yapıyoruz. Birincisi döner sermayeye katkı sağlamak için yaptığımız üretim. Yıllar içerisinde İstanbul’da Çağlayan, Anadolu ve Gaziosmanpaşa adliyelerine güvenlik görevlileri için ayakkabı üretimi yaptık” dedi.

    “Döner sermaye için çalışan öğrenciler üretimden pay alıyorlar”

    Yardım yapmak için ayakkabıları TASEV Vakfı’nın destekleri ile ürettiklerini ifade eden Şahin, “Vakıfın bize sağladığı malzemeler ile öğrencilerimi atölyelerimizde üretimlerini yapıyorlar. Daha sonra ürünleri vakıfa teslim ediyoruz. Vakıfta bunları Türkiye’nin her yerindeki ihtiyaç sahibi öğrencilere gönderiyor. Özellikle vakıf ihtiyaç sahibi öğrencilere vermeye öncelik gösteriyor. Deprem yangın ve doğal afet durumlarında ise o bölgeye yine yardım için ayakkabı üretip gönderiyoruz. Vakıf öğrenicilere 9 sınıfta askeri ücretin yüzde 10’u kadar bir burs sağlıyor. Eğer öğrenci başarılı ise bu son sınıfa kadar devam ediyor. Bunun dışında döner sermaye için çalışan öğrenciler üretimden pay alıyorlar” diye sözlerini tamamladı.

    “Öğrenciye askeri ücretin yüzde 10’u kadar bir burs veriliyor”

    Türkiye Ayakkabı Sektörü Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (TASEV) Genel Koordinatörü Atilla Başlar ise, “2002 yılında tüm ayakkabı sektörünün destekleri ile 4 ay gibi kısa bir sürede içerisinde bulunduğumuz kampüs inşa ediliyor. 2003 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’na bağışlanıyor. 20 yıldır eğitim devam ediyor. Eğitim kampüsümüzün içerisinde bir laboratuvar ve ARGE merkezi de var. Şu anda ayakkabı sektörünün test ve analiz ihtiyaçlarını karşılıyor. Milli Eğitim Bakanlığı ve vakfımız arasında yapılan bir protokol ile her yeni kaydolan öğrenciye askeri ücretin yüzde 10’u kadar bir burs veriliyor. Diğer üst sınıflara geçtiklerinde ise başarılı olan öğrencilere burs verilmeye devam ediliyor” diye konuştu.

    “Ürettiğim ayakkabıyı babam giyiyor”

    12’nci sınıf öğrencisi Cansu Yakar, okulda perşembe günleri atölye dersi olduğunu söyleyerek, “Burada farklı tarzda babet, spor ve bot gibi ayakkabılar yapmayı öğreniyoruz. Geçen sene çizim ve model üretim eğitimimizi tamamladık. Bu yıl ise üretim kısmına geçerek çizdiğimiz modeller tamamen bir ayakkabı haline geliyor. Okula başladığım ilk günden bu yana yaklaşık 10 tane ayakkabı üretimi yapmışımdır. Ürettiğim ayakkabıyı babam giyiyor evde kullanıyoruz” dedi.

    “En sevdiğimiz ders günü üretim yaptığımız perşembe günleri”

    Üretim yapılan atölye derslerinin eğlenceli geçtiğini ifade eden 12’nci sınıf öğrencisi İrem Nur Koç ise, “Bizim en sevdiğimiz ders günü üretim yaptığımız perşembe günleri oluyor. Ayakkabının ön arka montaj işlemleri, dikimleri her şeyini yapabiliyoruz. Burada öğrendiklerimiz sayesinde bir ayakkabının nasıl üretildiğini ve nerelerinde hataları olduğunu anlayabiliyoruz. İlk önce kesim makinasından sayalarını çıkartıyoruz. Sayalarının dikimini yaptırıyoruz. Daha sonra atölyelerimizde ayakkabının üretimini yapıyoruz” diye konuştu.

  • İsrail ile ticaret tamamen durdu

    İsrail ile ticaret tamamen durdu

    Bakanlıktan, Türkiye’nin, İsrail ile ticaret konusunda aldığı kararlara ilişkin yazılı açıklama yapıldı.

    İsrail’in, Filistin’e yönelik uluslararası hukuk ve insan haklarına aykırı saldırıları neticesinde, bugüne kadar 15 bini çocuk, 35 binden fazla Filistinli sivilin hayatını kaybettiği, yaklaşık 78 bin Filistin vatandaşın yaralandığı anımsatılan açıklamada, Türkiye’nin 7 Ekim 2023’ten bu yana çatışmaların durdurulması, insani kayıp ve fiziki yıkımın engellenmesi, kalıcı ateşkesin sağlanması ve iki devletli çözümün hayata geçirilmesi için en üst düzeyde girişimlerde bulunduğu, diplomasinin tüm araçlarını kullandığı belirtildi.

    Açıklamada, Türkiye’nin ilk günden bu yana Gazze halkının yardımına koştuğu, başta gıda, sağlık ve tıbbi yardım malzemeleri olmak üzere gemilerle ve uçaklarla on binlerce ton insani yardımı bölgeye ulaştırdığı, binlerce hastayı tahliye ederek bu zor günlerinde Filistinlilerin yanında olduğu vurgulanarak, şunlar kaydedildi:

    “İsrail’in sebep olduğu katliam, insani felaket ve fiziki yıkım devam etmiş, İsrail hükümeti uluslararası ateşkes çabalarını karşılıksız bırakmış ve insani yardımları engellemiştir. Türkiye, bunun üzerine 9 Nisan 2024 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, 54 ürün grubunun İsrail’e ihracatını kısıtlamıştır. Alınan bu kararda, İsrail Gazze’de derhal ateşkes ilan edene ve yeterli miktarda ve kesintisiz insani yardım akışına izin verinceye kadar kısıtlama tedbirlerinin yürürlükte kalacağı vurgulanmıştır. Buna rağmen, İsrail hükümetinin saldırgan tutumunu sürdürdüğü, Filistin’deki insani trajedinin kötüleştiği müşahede edilmektedir. Bu itibarla, devlet düzeyinde alınan tedbirlerin ikinci aşamasına geçilmiş, İsrail’le ilgili ihracat ve ithalat işlemleri tüm ürünleri kapsayacak şekilde durdurulmuştur. İsrail hükümeti, Gazze’ye kesintisiz ve yeterli miktarda insani yardım akışına izin verinceye kadar Türkiye söz konusu yeni tedbirleri kesin ve kararlı bir şekilde uygulayacaktır.”

    Öte yandan, işgal altında yaşamak zorunda kalan Filistinlilerin, bu kısıtlamalardan etkilenmemesi için Ticaret Bakanlığı ile Filistin Milli Ekonomi Bakanlığı arasında gerekli çalışmaların koordine edileceğine yer verilen açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da Filistinlilerin haklı davasını desteklemeye devam edeceğinin altı çizildi.

  • Türkiye’nin ilk doğa tarih müzesi

    Türkiye’nin ilk doğa tarih müzesi

    Erzincan Kemaliye’deki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliyeli olan, Prof. Dr. Ali Demirsoy’un katkıları ile kuruldu. Müzeyle ilgili şu bilgilere yer verildi:

    “Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliye ilçesinde kurulan “Doğa Müzesinde Bilimsel Bir Gezinti” isimli proje kapsamında 2009 yılında kuruldu. Müzenin kuruluşuna Prof. Dr. Ali Demirsoy, Prof. Dr. Aydın Akbulut ve Öğ. Gör. Yusuf Durmuş öncelik etti. Bu müzede sergilenen örneklerin önemli bir kısmı 10 ayrı üniversiteden 48 bilim insanının görev aldığı “Kemaliye ve Çevresinin Biyoçeşitlilik Açısından İncelenmesi” projesi kapsamında bölgeden toplanan jeolojik ve biyolojik örneklerden oluşmakta. Kurulduğu tarihten bugüne bölge halkı, öğrenciler ve ekoturizm açısından önemli bir ilgi odağı oldu. Ülkemizin değişik bölgelerinden ve Kemaliye çevresinden alınan mineral, taş, toprak ve her türlü jeolojik materyal MTA’daki uzmanlara teşhis ettirilerek dolabların içindeki raflarda uygun kaplarda sergilenmekte. Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelmiş mineral, kristal, toprak, kayaç örnekleri sergilenmekte. Kemaliye ve çevresinin Gastropad, Bivalvia ve Echinodermata gruplarına ait fosil örnekleri teşhis edilerek, raflarda sergilenmekte. Bir hücreli bitki ve hayvanların mikroskop altında görüntülerinin sunulduğu bir bölüm bulunmakta. Karasal ekosistemin ilk canlı gruplarından olan likenler doğal ortamına uygun habitat ortamları hazırlanarak sergilenmekte. Yine Kemaliye’den toplanan ve teşhis edilen karayosunu örnekleri sergi panolarına yerleştirilerek sunulmakta. Omurgasızların önemli bir kısmı formol ve alkol içinde kavanozlarda etiketleriyle birlikte sunulmakta. Böceklerin büyük bir kısmı, bilimsel örnek hazırlama yöntemine göre içi boşaltılıp tahnit edilmiş, özel böcek iğnelerine geçirilerek panolarda (müze görsel materyali olarak) ya da parazitlere karşı özel korumalı, çekmeli müze dolaplarında saklanmakta. Müzenin en ağırlıklı kısmını böcekler ve herbaryum materyali oluşturmakta. Bölgenin ve ülkemizin tatlısularında ve denizlerinde yaşayan balık örnekleri çeşitli kimyasal işlemlerden geçirerek (formolalkol) görsel malzemeye dönüştürülerek sergileniyor. Aynı işlem amfibiler için de yapılmıştır. Farklı türlerden oluşan amfibi örnekleri alkollü kaplar içinde ve sergi dolaplarında teşhir edilmekte. Birçok zehirli yılın türünün bulunduğu sürüngen örnekleri de aynı yöntemle görsel malzemeye dönüştürülmüştür. Özellikleri, zehirleri ve korunma önlemleri konusunda bilgiler verilmiştir. Çeşitli fırsatlarla elde edilmiş kuş örnekleri tahnit edilerek sunulmaktadır. Kemaliye ve çevresinden 200 yakın kuş türünün (bir kısmı göçücü, transit) varlığı bilinmektedir. Bu kuş türlerine ilişkin tanıtıcı resimler ve tahnit malzemeleri önemli bir eğitim malzemesi niteliği taşımakta. Türkiye’deki yırtıcıların büyük bir kısmını barındıran yörede, memeliler önemli bir yer tutmaktadır. Soyu tehdit altında olan ayı, kurt, vaşak, sansar, dağ keçisi, porsuk, sincap, yedi uyur, fındık faresi, yer sincabı, çok sayıda küçük memeli ve kemirici türleri yörenin fauna elemanları olarak müzede halkın ve eğitim camiasının hizmetine sunulmuştur. Çeşitli şartlar altında elde edilmiş olan büyük ve küçük memeliler tahnit edilerek üç boyutlu sergilenmiştir. Ayrıca bu memelilerin postları ve bazılarının iskeletleri de sergilenmekte ve tanıtıcı bilgi verilemekte. Kemaliye ve çevresinden teşhis edilen 1000 kadar bitkinin en az yarısı, özellikle soğanlı bitkiler görsel olarak sunulmuştur. Bitkiler müze materyali olarak preslendikten sonra kartonlara yapıştırılmıştır. Bu örneklerin hepsi herbaryum örnekleri olarak özel dolaplarda bilim insanlarının kullanımına açıktır ve sergilenmekte”

  • F1 yarışları Türkiye’ye geliyor

    F1 yarışları Türkiye’ye geliyor

    Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, F1 pistiyle ilgili gelişmeleri anlattı. Ersoy, “İstanbul F1 sahası bakanlığımıza bağlı Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait, Nisan ayı içerisinde bir ihale süreci gerçekleşti. İhale başarıyla tamamlandı.Şimdi ikinci aşamaya geçtik. Mayısın ilk haftası içinde yer teslimleri yapılacak. Mevcut kiracının yeri boşaltması ve ihaleyi kazanana devir teslimi yapılacak sonrasında da hızlı bir şekilde 2026 itibarıyla F1 yarışlarının Türkiye’ye getirilmesiyle ilgili kontratlama süreci başlayacak. Planlandığı şekilde süreç ilerliyor” şeklinde konuştu.