Etiket: Türkiye

  • Türkiye-İran sınırında tır kuyruğu

    Türkiye-İran sınırında tır kuyruğu

    Ağrı’nın Gürbulak Sınır Kapısı’nın tadilatta olması nedeniyle tırların bir bölümü Esendere Sınır Kapısı’nı kullandığı için yoğunluk yaşanıyor. Esendere Sınır Kapısı’nda bekleyen tırların oluşturduğu kuyruk, yaklaşık 10 kilometreye ulaştı. Tır sürücüleri, Esendere Sınır Kapısı’ndan İran’a geçip yüklerini teslim etmek için sıra bekliyor.

    “Yakıtımız ve yemeğimiz tükendi”

    Yalova’dan yüklediği yükü İran’a götürmek için yola çıkan 50 yaşındaki tır şoförü Babek Rizayi, sırada beklemenin yorucu ve zorlu olduğunu söyledi. Günlerdir kuyrukta beklediğini belirten Rizayi, “İran’dan Türkiye’ye tırlar geliyor. Türkiye Esendere Sınır Kapısı’nda bir sorun yok ancak biz giriş yapamıyoruz. Günlerdir böyle kuyrukta bekliyoruz. Yakıtımız ve yemeğimiz tükendi. Her gün 6 kilometre yol yürüyüp, sınıra gidip ne zaman alacak diye bilgi almaya çalışıyoruz ama sistemsel bir hatadan dolayı tırların girişlerinin sağlanamadığı belirtiliyor. Ne zaman geçeceğimizi bilmiyoruz” dedi.

    “Perişan olduk”

    Gebze’den aldığı yükü İran’a götüren tır şoförü Hüseyin Hace ise “Günlerdir buradayız problemim ne olduğunu bilmiyoruz ancak yoğun bir tır kuyruğu oluştu. 3 gündür bekliyorum. İran’ın Sero Kapısı’nda sistemsel bir hatanın olduğunu söylediler. Yollarda perişan olduk. Yakıtımız, yiyeceğimiz tükendi. Bir an önce düzelmesini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Vanlı kuaför Türkiye ikincisi oldu

    Vanlı kuaför Türkiye ikincisi oldu

    Bitlis’in Tatvan ilçesinde “Türkiye’nin kuaförleri Tatvan’da buluşuyor” sloganıyla kuaförlük yarışması düzenlendi. Farklı illerden yaklaşık 400 kuaför ve berberin katıldığı yarışmada Vanlı bayan kuaförü Yiğit Durbak, ‘Topuz’ dalında Türkiye ikincisi oldu.

    Yarışma sonunda mutluluğunu dile getiren Durbak, böyle bir etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür etti.

  • “Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğu açık”

    “Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğu açık”

    Samsun Adli Tıp Grup Başkanlığı Binası’nın Temel Atma Töreni, İlkadım ilçesi Kuşçulu Mahallesi’nde yapıldı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan tören, protokol konuşmaları ile devam etti. Programım açılışında Samsun Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Sabri Kılıç, Adli Tıp Kurumu Başkanı Hızır Aslıyüksek, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş ve Samsun Valisi Orhan Tavlı konuşarak Adli Tıp Grup Başkanlığı Binasının Samsun’a hayırlı olmasını temenni etti. Daha sonra söz alan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, temeli atılan bina ve adalet yatırımları ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

    “Adli Tıp Bölge Başkanlığımız Samsun ve çevre illerimize hizmet verecek”

    Sözlerine Adli Tıp Grup Başkanlığı Binasının Samsun’a ve ülkeye hayırlı olması temennisinde bulunarak başlayan Bakan Yılmaz Tunç, “Bugün burada Adli Tıp Grup Başkanlığı Temel Atma Töreni için bir aradayız. Adli Tıp Bölge Başkanlığımız Samsun vilayetimize ve çevre il illerimize hizmet verecek. Önemli bir yatırım inşallah o tabelada 500 gün yazıyor. O günden önce bitirmenin gayreti içerisinde olacağız ve Samsun’umuzdaki belki yıllardır süren bir şikayet söz konusuydu, özellikle Trabzon’a gitme noktasında. Trabzon ayrı bölge olarak hizmet edecek. Samsun’da da Adli Tıp Bölge Başkanlığımız, vatandaşlarımıza burada hizmet edecek inşallah. Bugün temelini attığımız bu yatırımın kurdelesini kesmekte hep beraber bizlere nasip olur inşallah” dedi.

    “Yargımızın bağımsız ve tarafsızlığı noktasındaki güçlü yapısını sürdürmeye devam edeceğiz”

    Türkiye’deki yargı ve adalet sistemindeki gelişmelere değinen Adalet Bakanı Tunç, “Adalet mülkün temelidir. Adalet haklıya hakkını vermektir. Adaletin tam anlamıyla tesis edildiği yerde insan güçlüdür. İnsanın güçlü olduğu yerde aile güçlüdür. Ailenin güçlü olduğu yerde toplum güçlüdür. Toplumun güçlü olması devleti güçlü yapar. O nedenle adalet devletin temelidir, mümkün temelidir. Tabi adaletin tesisi de hukuk devletiyle mümkündür. Hukuk devletinin de bağımsız ve tarafsız yargıyla mümkün olduğu tartışmasızdır. O nedenle yargımızın bağımsız ve tarafsızlığı noktasındaki güçlü yapısını sürdürmeye devam edeceğiz. Bu anlamda tabii ki yargımızı özellikle vatandaşlarımızın adalet hizmetlerinden en güzel şekilde faydalanabilmeleri adil etkin işleyen bir yargı sistemi içinde 21 yıldan bu yana önemli mesafeler aldık. Kim ne derse desin birileri bir takım eleştirilerde bulunuyorlar. Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığıyla ilgili bugün eleştiride bulunanlar öncelikle şöyle bir geçmiş Türk hukuk tarihini hatırlamalarında fayda var. Yargımızın değişik zamanlarda nasıl sınavlar verdiğini ya da veremediğini, yargının geçmişte nerelerde durduğunu 12 Eylüllerde, 27 Mayıslarda, 28 Şubatlarda yar. Cevapsızlığından bağımsızlığından bahsedilip bahsedilemeyeceğini, şöyle bir vicdanı olan herkes şöyle bir takdir eder. 15 Temmuz’da yargımızın durduğu yere baktığımız zaman milletimizle beraber darbeciler karşısında yargının durduğu yere baktığımız zaman yargımız bugün her zamankinden daha tarafsız, bağımsız ve hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, milli iradeye inanan yargı mensuplarımız var” diye konuştu.

    “Tüm yargıyı çürümüşlükle suçlamak 24 bin hakim ve savcıya haksızlık”

    Birkaç davada verilen kararlar ile tüm yargı ve mensuplarının suçlanmasına tepki gösteren Bakan Yılmaz Tunç, “Şu anda 24 bini aşkın hakim ve savcımız var. Gece-gündüz çalışıyorlar tabii ki içlerinde hatalı kararlar verenler olabilir ama bu hatalı kararların da düzeltilme mekanizmaları yine elbette ki yargı içerisinde mevcut. O nedenle 1-2 kararı ortaya çıkararak, öne alarak cımbızla çekerek, tüm yargıyı çürümüşlükle, bağımsız olmamakla, tarafsız olmamakla suçlamak, 24 bin hakim ve savcımıza gece-gündüz çalışan bu kardeşlerimize büyük haksızlık. O nedenle yargımızın işleyişini daha etkin hale getirmek, adaletin teşhis anlamında güvenilir adalet sisteminin teşhis anlamında gece gündüz çalışmaya devam edeceğiz. 21 yıldan bu yana da çok önemli mesafeler aldık. Özellikle anayasamızda gerçekleştirilen önemli reformlarla aslında biz sessiz devrim sağladı. Tabii ki anayasamız bizim darbe sonrası yapılan darbe ruhunu taşıyan vesayetçi anlayışı taşıyan bir anayasa. Ancak bu anayasada o vesayetçi ruhu azaltmaya yönelik önemli reformları da geçtiğimiz süreçlerde bu 21 yıl içerisinde hayata geçirdik. Bu anayasada kadın hakları yoktu, çocuk hakları yoktu. Bunların hepsi son yapılan değişikliklerle girdi. Engelli hakları, gazi, şehitlerimizin hakları, yaşlıların hakları, bunların hepsi son yaptığımız değişikliklerle yine anayasamızda bilgi edinme hakkından tutun da vatandaşlarımızın idarenin iş ve işlemleriyle ilgili başvurabilecekleri kamu denetçiliği kurumunun kurulmasına varıncaya kadar özel hayatın korunmasıyla ilgili kişisel verilerin korunmasına varıncaya kadar tüm bunlar anayasamıza son dönemde Recep Tayyip Erdoğan hükümetlerinde anayasamızda yerini alan temel hak ve özgürlükleri genişleten düzenlemeler. Askeri yargı vardı. Siviller askeri yargıda yargılanırdı. Böyle bir demokrasi böyle bir hukuk devletiydi. Askeri yargıyı kapattık. Askeri yüksek idare mahkemeleri, devlet güvenlik mahkemeleri, özel yetkili mahkemeler, tüm bunlar tarihe karıştı. Yargı birliğini sağladık. Anayasa Mahkememizin yapısını hakimler, Savcılar Kurulunun yapısını, Milli Güvenlik Kurulunun yapısını, Yüksek Askeri Şuranın yapısını, tüm bunlar demokratik hukuk devleti ilkesine uyarlandı, uygun hale getirildi. Tüm bu yaptığımız değişiklikler anayasamızdaki vesayetçi ruhu azalttı ama tamamen ortadan kaldırmaya da yetmedi. Anayasamızda bugüne kadar yapılan değişiklikler madde sayısından daha fazla. Dolayısıyla çok sayıdaki değişiklik hem son 21 yılda yapılan hem onun öncesinde yapılan değişiklikler maddeler arasındaki yeknesaklığı da bozdu. İşte bu bozukluk bu yeknesaklığın ortadan kalkmış olması yargı kurumlarımız arasında da bir takım tartışmalara neden olan kararlara sebebiyet verdi” şeklinde konuştu.

    “Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğu açık”

    Herkesin yeni anayasa fikrine sıcak baktığına değinen Yılmaz Tunç, “Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğu açık. Siyasi düşüncesi ne olursa olsun herkes bunda mutabık. Her parti köşeye çıktığında yeni anayasa şart diyor. O zaman hep beraber birlikte 28. dönem parlamentosundan bir araya gelelim. Hep beraber milletimize olan bu borcu yerine getirelim. Geniş kesimlerin görüşünü alarak demokratik kuşatıcı, temel hak ve özgürlükleri öne alan hukuk devleti ilkesini güçlendiren yeni bir anayasayı inşallah hep beraber yapalım ve 28. dönem parlamentosu da Cumhuriyetimizin ikinci asrına girdiğimiz şu başlangıç döneminde tarihi bir adım atsın. İnşallah milletimize olan bu borcu hep beraber siyasetçiler olarak, milletvekilleri olarak yerine getirmeyi gerçekleştirmeyi sağlarız. Anayasada yaptığımız düzenlemelerin yanı sıra mevzuatımızın güncel ihtiyaçlara uygun hale getirilmesiyle ilgili imkanda çok önemli mesafeler aldık. Tabii ihtiyaca cevap veren bir mevzuat çağın gereklerine cevap veren bir mevzuat anlamında da temel kanunlarımızın tamamını değiştirdik. 80 yıldan bu yana uygulanan artık çağın ihtiyaçlarında ihtiyaçlarını görmekte eksik kalan hususlar vardı. Tüm bunların ortadan kaldırıldı ve tüm temel kanunlarımız Türk Ceza Kanunumuz, Borçlar Kanunumuz, Hukuk Mahkemeleri Kanunumuz, Ceza Mahkemesi Kanunumuz ile tüm temel mevzuatımızı yeniledik. Tabii mevzuatı yenilemek yeter mi? Elbette ki yetmez. Bu mevzuatın uygulanacağı fiziki mekanları da yeniledik. Daha çağdaş hâle getirdik daha modern hale getirdik. 60-70 tane müstakil adliye sarayı varken bugün adliye sarayı sayısını müstakil 366’ya çıkardık ve içerisini de teknolojinin tüm imkanlarıyla 8 görüntülü duruşma salonlarıyla donattık ve daha da güçlendirmeye devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı 2024 yılından itibaren uygulanacak”

    Hukuk fakültesinden mezun olanların direkt avukatlık stajına başlayamayacağını hatırlatan Bakan Tunç, “En iyi kanun bile en kötü uygulayıcıların elinde en kötü hale gelebilir. Dolayısıyla bu anlamda da durduk mu? Elbette ki durmadık. 21 yıldan bu yana yargıdaki insan unsurunu hakim, savcı sayısını ve adliye personeli sayısını da artırdık, arttırmaya devam ediyoruz. Bu anlamda özellikle. 2002 yılında 9 bin 349 olan hakim savcı sayımızı bugün 23 bin 826’ya çıkardık. Sayıyı eleştirenler olabilir. Nitelik ve nicelik her ikisi birlikte olmalı. Bu anlamda da önemli mesafeler almaya devam ediyoruz. Bu konuda da özellikle Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı 2024 yılından itibaren uygulanacak. Artık avukat olmak isteyen hakim, savcı olmak isteyen kardeşlerimiz hukuk fakültesi bittikten sonra hukuk mesleklerine giriş sınavını kazandıktan sonra avukatlık stajına başlayabilecekler. Hakimlik, savcılık sınavına girebilecekler. Bir diğer uygulamamız geçen hafta sınavını yaptık. Bin hakim ve savcı yardımcılığı alımıyla ilgili sınav gerçekleşti. Bundan sonra da artık hakim savcı adaylığı müessesesini kaldırdık. Hakim savcı adaylığı 2 yıl sürüyordu. Onun yerine artık 3 yıl süren 1 yılı adalet akademisinde eğitim 2 yılı tecrübeli hakim ve savcılarımızın yanında bir çalışma. Uygulamayı özümseme ve tüm derecelerde sulh cezadan başlayarak istinafına Yargıtay’ına varıncaya kadar tecrübe kazanabilecek bir sistemi. 3 yıl süren hakim savcı yardımcılığı sistemine geçtik, ilk sınavını da geçen hafta sonu gerçekleştirdik. Bundan sonra inşallah bu uygulamayla özellikle kürsüye çıkmadan önce hakim ve savcılarımızın daha güçlü, daha donanımlı olmalarının yolunu açmış olacağız. Tabii hizmet içi eğitimler önemli. Hakim ve savcılarımızın yüzde 45’i 5 yılın altında kıdeme sahip. Genç kardeşlerimiz, bunların özellikle adalet akademisine çok uğramaları, çok gelmeleri gerekiyor. Bu anlamda onların programlara katılmasını da terfilerinde bir şart koştuk. Özellikle birinci sınıfa ayrılabilmeleri için adalet akademisindeki eğitimlerini de tamamlamaları muhtelif zamanlarda belli sürelerde o eğitimlere katılma mecburiyetleri de söz konusu olacak ve böylece hem mevzuatımızın çağa uygun hale getirilmesi, fiziki mekanlarımızın daha kaliteli hale getirilmesi ve insan unsurunun daha da güçlendirilmesi, bu anlamda hakimlerimizin, savcılarımızın, avukatlarımızın ve adliye personelimizin daha da güçlendirilmesi anlamında çalışmalarımızı kesintisiz sürdürüyoruz” açıklamasında bulundu.

    Türkiye’deki adli tıp yatırımları

    Adli tıp ve adalet yatırımlarından bahseden Tunç, “Adli tıp sadece ceza hukuku alanında değil, özel hukuku alanında da önemli bilirkişi hizmeti veriyor ve bu anlamda da özellikle maddi gerçeğin ortaya çıkarılması ve vatandaşlarımızın hak kayıplarının önlenmesi anlamında önemli hizmet veriyor. Bakanlık olarak son 21 yılda maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasına ve adaletin makul sürede tecellisine böylesine önemli katkı sunan adli tıp kurumunun yapısını güçlendirmeye devam edeceğiz. Personelin nitelik ve niceliğinin iyileştirilmesine özen gösterdik. Teknolojik imkanları artırarak adli tıp hizmetlerini yurt genelinde yaygınlaştırdık. Bu kapsamda 2002 yılında 5 olan ihtisas kurulu sayısını 8’e çıkardık. Yine 6 olan ihtisas dairesine son derece ileri teknoloji ürünü cihazlarla donatılmış adli bilişim ihtisas dairesine ekleyerek bu sayıyı da 7’ye çıkardık. Adli Tıp Kurumu 2002 yılında 6 grup başkanlığı vardı, 18 şube müdürlüğü vardı. Türkiye genelinde ve 25 ilde hizmet veriyordu. Adli tıp bugün itibariyle 81 ilde hizmet veriyor ve 25 ilde de grup başkanlığımız var. Bölge başkanlığımız var ayrıca. 53 büyük ilçemizde de adli tıp şube müdürlüklerimiz var. Trabzon, Antalya, Erzurum, Van, Diyarbakır, Hatay grup başkanlıkları, Rize, Yozgat şube müdürlüklerinin de yeni hizmet binalarını önceki yıllarda hizmete açtık. İzmir’de de adli tıp grup başkanlığının yeni hizmet binası tamamlandı. Yakın zamanda onu hizmeti açacağız. Aynı zamanda Denizli ve Bursa’da inşaatları tamamlamak üzereyiz. Onların da önümüzdeki aylarda açılışlarını yapacağız. Diğer yandan Konya, Tekirdağ, Sakarya, Kayseri, İstanbul, Anadolu ve Şanlıurfa’da adli tıp grup başkanlıklarının yakın bir zamanda faaliyete geçirmeyi planlıyoruz” dedi.

    Samsun’daki adalet yatırımları

    Son olarak Samsun’daki adalet yatırımlarına yer veren Adalet Bakanı Tunç, şunları söyledi:
    “Adli tıp kurumuz laboratuvarları da özellikle akredite olmuş uluslararası standartlara sahip önemli bir bilim merkezi. Aynı zamanda hem eğitim merkezi hem bilim merkezi. Adli tıp kurumumuzu bu yatırımlarla 81 vilayette otopsiden tutun da diğer işlemlerin tamamının yapılabileceği bir kurum haline getirdik. Teşkilat yapısında güçlendirmeye devam ediyoruz. Samsun’da özellikle adalet yatırımlarımız ve adli tıpla ilgili önemli çalışmalarımız oldu. Bugün temelini attığımız binamız. 10 bin metrekare yüzölçümlü taşınmaz üzerinde 13 bin 600 metrekare kullanım alanına sahip olacak ve inşallah 1,5 yıl içerisinde inşaatı tamamlanarak hizmeti aşacağız. Samsun’da 21 yılda adalet alanında önemli hizmetlere imza attık. 70 bin 708 metre kapalı alana sahip Samsun mevcut adalet binamızı 2013 yılında tamamlamıştık. Çarşamba adalet binamızı 2007’de, Havza adalet binamızı 2009’da, Terme adalet binamızı 2012’de tamamlayarak hizmeti açmıştık. Samsun Bölgeyi İdare Mahkemesini de 2009’da adalet teşkilatının hizmetine sunmuştur. 16 Ocak 2024 tarihinde ‘Adalet Kampüsü’müzün proje ihalesini gerçekleştireceğiz. İnşallah içerisinde Samsun İstinat Mahkememiz, Bölge Adliye ve Bölge İdare Mahkemeleri, Vergi Mahkemeleri hizmet verecek. 41 bin 245 metre kare kapalı alana sahip olacak. Atakum ilçemizdeki yeni adalet kampüsümüzün şimdiden hayırlı olmasını diliyorum. Bafra Adalet Binası ve Çarşamba Adalet Ek Hizmet Binası işini de 2024 yılı yatırım programına teklif ettik, inşallah onun da proje çalışmalarına başladık.”
    Tören, konuşmaların ardından temelin atılması ile devam etti. Programa ayrıca AK Parti Samsun Milletvekilleri Orhan Kırcalı, Ersan Aksu, ilçe belediye başkanları, bürokratlar, protokol üyeleri, adliye personelleri ve davetliler katıldı

  • “Türkiye bir deprem ülkesi”

    “Türkiye bir deprem ülkesi”

    Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin, Samsun Kültür Çalıştayı Vizyon Programı için kente gelen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, ilk olarak Samsun Valisi Orhan Tavlı’ya ziyarette bulundu. Bakan Özhaseki, Valilik Şeref Defteri’ni imzaladıktan sonra basın mensuplarına açıklamalar yaptı.

    “AK Parti olarak durmadan yeni hamleler yapan, kendisi ile yarışan bir ortamdayız”

    Samsun Kültür Çalıştayı Vizyon Programı ile ilde çeşitli faaliyetler gerçekleştireceklerini söyleyen Özhaseki, Samsun’da bulunmaktan dolayı mutluluğunu dile getirdi. Özhaseki, “İnşallah yapılacak bu faaliyetler, bu çalışmalar da Samsun için hayırlı olur diye temennide bulunuyorum. Tabii, en öncelikli işimiz daha önce burada başlatılan ve devam eden, üzerine başkanımızın da hassasiyetle titrediği kültür ve sanatla ilgili olan çalışmaların son aşamasına gelmiş olması bizim için de önemli. Biz, AK Parti olarak zaten zamanında yapmış olduğumuz, ortaya koyduğumuz belediyecilik anlamında durmadan yeni hamleler yapan, kendisiyle yarışan bir ortamdayız” diye konuştu.
    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde tüm belediyeler ile birlikte hizmet gayreti içerisinde olduklarını söyleyen Bakan Özhaseki, “Yıllar öncesinde ‘hizmet belediyeciliği’ diye ortaya çıkmıştık, evet hizmet ettik. İktidar olduktan sonra kendimizi marka belediyecilik diye yeniledik. Daha sonra Cumhurbaşkanımızın da durmadan vurguladığı gönül belediyeciliği anlamında da bütün belediyelerimiz büyük bir gayret içerisindeler. Özellikle genel merkezimizde daha önce başlatılmış olan, benim ve arkadaşlarımın da emeği olduğu gerek gençlik, gerekse kültür ve sanat faaliyetleri ile ilgili de bütün belediyeler bir gayret içerisindeler. Bunları da yakından takip ediyoruz. Bunlar bizim belediye açısından yapacağımız çalışmalar” ifadelerine yer verdi.

    “Türkiye bir deprem ülkesi”

    Samsun özeline gelindiğinde şehirde TOKİ olarak yapılan çalışmaların bulunduğunu ve Türkiye’nin de bir deprem ülkesi olduğunu kaydeden Özhaseki, “Şunu herkesin bilmesi lazım: Türkiye bir deprem ülkesi. ‘Biz 3’ncü derecede bir yerdeyiz, fay kırıkları bizden daha az geçiyor, 4’üncü deprem bölgesinde olduğumuz için daha emin vaziyetteyiz’ gibi söz söylemek hiçbir zaman bu ülkede doğru olmaz. Fay hatlarının çok sert geçtiği, yıllarca aynı yerlerde kırıldığı, şiddetli depremlerin olduğu bölgeler var, bunları biliyor ve her yerde de söylüyoruz. Ama Türkiye’nin her bir köşesinde halen hareketli olan 485 civarında da fay hattı var. Şimdi biz bu fay hatlarının kırılmasına, doğadaki bu müthiş enerjinin dışarıya çıkmasına mani olamayız, onunla savaşamayız, yeniliriz. Yapacağımız tek şey onu bilerek ve anlayarak hareket etmektir, tedbir almaktır, tedbirli olmaktır. Konutlarımızı ve işyerlerimizi sağlam yapmaktır” şeklinde konuştu.

    “1950-200 yılları arasında yapılan binalarda depreme karşı sıkıntı var, bunun yolu da kentsel dönüşüm”

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, depreme dayanıksız binalara karşı tek çözüm yolunun kentsel dönüşüm olduğuna dikkat çekerek, 1950’li yıllardan 2000’li yıllara kadar yapılan bina, işyeri gibi yapılan büyük bölümünde depreme dayanıklılık hususunda sıkıntılar olduğunu ifade etti. Özhaseki, şunları söyledi:
    “O zaman bunları yenilemenin de bir tek yolu var, o da kentsel dönüşüm, dünyada başka bir yolu da bulunamadı. Bu kentsel dönüşümü her yerde biz hızla yapmak ve gerçekleştirmek durumundayız. İstanbul’da, İstanbul’un kentsel dönüşüm meselesini açıklamıştık. Bugün de burada belediye başkanımız epeyce hazırlık yaptı ve belediyede çalışacağız. Şu anda devam etmekte olan işler ve bundan sonra devreye alabileceğimiz yerler üzerinde hep birlikte çalışacağız. İnşallah bizim Samsun’daki çalışmalarımız hayırlı olur diye temenni ediyoruz.”
    Ziyarette, Samsun Valisi Orhan Tavlı, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Samsun Milletvekili Çiğdem Karaaslan, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir hazır bulundu.
    Bakan Özhaseki basın açıklamasının ardından AK Parti Samsun İl Başkanlığı ve Samsun Büyükşehir Belediyesi’ni ziyaret etti.

  • Türkiye Kuzey Irak şehitlerini uğurladı

    Türkiye Kuzey Irak şehitlerini uğurladı

    Naaşı Hakkari’den uçakla Sinop’a getirilen 27 yaşındaki evli ve iki çocuk babası şehit Çağatay Erenoğlu için Boyabat ilçesinde Hükümet Konağı önünde cenaze töreni düzenlendi.

    Burada İl Müftü Vekili Kamil Tuncel tarafından kıldırılan cenaze namazının ardından askerlerin omzunda cenaze aracına taşınan şehidin naaşı Yeşilyurt köyündeki baba ocağına götürüldü.

    Erenoğlu’nun cenazesi helallik alınmasının ardından aynı köydeki aile kabristanlığında defnedildi.

     

    Vali Mustafa Özarslan, defin sonrası şehidin babası Tuncay Erenoğlu’na Türk bayrağını teslim etti.

    Cenazeye, şehidin ailesi ve yakınlarının yanı sıra Vali Mustafa Özarslan, Adalet Bakan Yardımcısı Niyazi Acar, AK Parti Sinop Milletvekili Nazım Maviş, CHP Sinop Milletvekili Barış Karadeniz, Sinop Belediye Başkanı Barış Ayhan, Samsun Garnizon Komutanı Gazi Tümgeneral Davut Ala, Sinop Cumhuriyet Başsavcısı Mesut Pektaş, Sinop Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şakir Taşdemir, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Ferhat Kuran, İl Emniyet Müdürü Tarıkhan Çetiner, kaymakam ve ilçe belediye başkanları, kamu kurum ve kuruluşlarının müdürleri, siyasi parti temsilcileri ile STK yöneticileri ve vatandaşlar katıldı.

    Şehit Piyade Sözleşmeli Er Emre Taşkın Malatya’da son yolculuğuna uğurlandı

    Şehit Emre Taşkın‘ın (22) cenazesi, Şehir Mezarlığı’ndaki işlemlerinin ardından helallik alınmak üzere merkez Battalgazi ilçesi Alacakapı Mahallesi’ndeki babaevine getirildi. Daha sonra Yeşiltepe Şehir Mezarlığı’na götürülen şehidin Türk bayrağına sarılı naaşı, askerlerin omuzlarında katafalka konuldu.

    Şehidin yakınları bu sırada tabuta sarılarak gözyaşı döktü.

    Şehit Taşkın’ın babası Engin, annesi Ümmühan, kardeşleri ile yakınları törende gözyaşı döktü.

    İl Müftüsü Şahin Yıldırım tarafından kıldırılan cenaze namazının ardından bir süre omuzlarda taşınan Taşkın’ın naaşı, şehitlikte toprağa verildi.

    Cenaze törenine katılanlar tekbir getirerek “Şehitler ölmez, vatan bölünmez”, “Kahrolsun PKK” sloganları attı. Güçlükle ayakta duran şehidin annesi Ümmühan Taşkın, duygusal anlar yaşadı.

    Törene, şehidin ailesi ve yakınlarının yanı sıra İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Aktaş, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bakan Yardımcısı Ahmet Aydın, Malatya Valisi Ersin Yazıcı, Bingöl Valisi Ahmet Hamdi Usta, 2. Ordu Komutanı Korgeneral Metin Tokel, AK Parti Malatya milletvekilleri Bülent Tüfenkci ve İhsan Koca, AK Parti Bingöl milletvekilleri Fevzi Berdibek ve Zeki Korkutata, 2. Ordu Kurmay Başkanı ve Garnizon Komutanı Tümgeneral Tuncay Altuğ, Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan ve Bingöl Belediye Başkanı Erdal Arıkan, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Ercan Altın, İl Emniyet Müdürü Arif Çankal, diğer ilgililer ve çok sayıda vatandaş katıldı.

    Şehidin kardeşi Yunus Taşkın’ın da Şırnak’ta uzman çavuş olarak görev yaptığı öğrenildi.

    Cenaze töreni öncesi, alanda bulunan CHP çelengine bazı vatandaşlarca zarar verildi.

    Şehit Piyade Sözleşmeli Er Yasin Karaca’nın cenazesi, Tokat’ta toprağa verildi

    Almus Devlet Hastanesi morgundan alınan şehit Yasin Karaca‘nın Türk bayrağına sarılı tabutu, silah arkadaşlarını tarafından Ormandibi köyü meydanına getirildi.

    Burada düzenlenen törende öz geçmişinin okunmasının ardından İl Müftüsü Esat Yapıcı tarafından öğle vakti kılınan cenaze namazı sonrası şehit Karaca’nın cenazesi, köy mezarlığında toprağa verildi.

    Cenazeye şehidin babası Ahmet, annesi Zahide Karaca ve yakınlarının yanı sıra Tokat Valisi Numan Hatipoğlu, AK Parti Tokat Milletvekilleri Yusuf Beyazıt, Mustafa Arslan ve Cüneyt Aldemir, MHP Tokat Milletvekili Yücel Bulut, CHP Tokat Milletvekili Kadim Durmaz, Tokat Belediye Başkanı Eyüp Eroğlu, 48. Piyade Alay Komutanı Albay Salih Çetintürk, İl Emniyet Müdürü Armağan Adnan Erdoğan, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Sabri Küyük ile vatandaşlar katıldı.

    Şehit Piyade Teğmen Ramazan Günay, Afyonkarahisar’da son yolculuğuna uğurlandı

    Afyonkarahisar Devlet Hastanesi morgundan alınan şehit Ramazan Günay’ın (25) cenazesi, helallik alınmak üzere Sinanpaşa ilçesi Güney beldesi Çalışlar Mahallesi’ndeki babaevine getirildi.

    Daha sonra mahalle meydanına götürülen şehidin Türk bayrağına sarılı naaşına yakınları sarılarak gözyaşı döktü.

    Ağabeyinin asker üniformasını giyen Yasemin Günay, tabutun üstüne subay kılıcı bıraktı.

    Şehit annesi Firdevs Günay, oğlunun tabutu başında, “Herkesi korudun kendin şehit düştün. İlk göz ağrım, bebeğim hiçbir zaman incitmedin beni. Hiç hatır kırmadın. Hakkım sana helal olsun. Sende hakkını helal et. Söyleyecek çok sözüm var. Allah bana dayanma gücü ve sabır versin.” diyerek gözyaşı döktü.

    İl Müftüsü Lütfü İmamoğlu tarafından kıldırılan cenaze namazının ardından şehidin cenazesi mahalle mezarlığında toprağa verildi.

    Cenaze törenine katılanlar tekbir getirerek “Şehitler ölmez, vatan bölünmez”, “Kahrolsun PKK” sloganı attı.

    Törene, şehidin ailesi, yakınları, Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ahmet Bağcı, Afyonkarahisar Valisi Kübra Güran Yiğitbaşı, İkmal ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Numan Yöner, Belediye Başkanı Mehmet Zeybek, İl Emniyet Müdürü Mahmut Ay, İl Jandarma Komutanı Tolga Yağan, AK Parti Milletvekilleri Ali Özkaya, İbrahim Yurdunuseven, Hasan Arslan, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve milletvekili Hakan Şeref Olgun, MHP Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Taytak, Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş, Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi (AFSÜ) Rektörü Prof. Dr. Nurullah Okumuş, Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit, Dul ve Yetimleri Derneği Afyonkarahisar Şube Başkanı İsmail Kumartaşlı, şehit aileleri, gaziler ve çok sayıda vatandaş katıldı.

    KAYNAK: AA

  • Korkunç kaza meydana geldi!  1 ölü, 1 yaralı

    Korkunç kaza meydana geldi! 1 ölü, 1 yaralı

    Edinilen bilgiye göre, Amasya’dan Çorum yönüne seyir halinde olan İsmail Köten (24) yönetimindeki 05 FD 212 plakalı otomobil Kaleboğazı mevkiinde kontrolden çıkaran yol kenarına devrildi. Taklalar atan otomobildeki Çorum – Mecitözü nüfusuna kayıtlı Battal Çam (33) olay yerinde hayatını kaybetti. Sürücü Köten ise yaralandı.

    Kazanın bildirilmesi üzerine olay yerine polis, acil sağlık ve Amasya Belediyesi itfaiye ekipleri sevk edildi. Yaralı ambulansla hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. Ölen vatandaşın cenazesi ise yapılan inceleme sonrası hastane morguna götürüldü.
    Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.

  • Bir kişi inşaatta ölü bulundu

    Bir kişi inşaatta ölü bulundu

    Alınan bilgiye göre, Kızılcahamam ilçesi Akçay Mahallesi Halil Aslan Sokağı’nda bulunan bir inşaatın zemin katında bir vatandaş ölü olarak bulundu
    Edinilen bilgiye göre ismi H.S. olan kişinin inşaatta bekçlik yaptığı öğrenildi. H.S.’nin kesin ölüm sebebininin yapılacak otopsiden sonra tespit edileceği bildirildi. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

  • Yaşlı adamın yürek yakan dramı

    Yaşlı adamın yürek yakan dramı

    Mudurnu’da 2 gün önce etkili olan fırtına, Dereçetinören köyünde günlük yaşamı olumsuz etkiledi. Birçok noktada ağaçlar devrilirken, rüzgarın şiddetine dayanamayan çatılar da zarar gördü. Aile yadigarı ahşap evde yalnız yaşayan 90 yaşındaki İrfan Yazgan’ın da evinin çatısı uçtu. Hasar gören ev, yağmur suyu aldı. 20 yıl önce eşini kaybettikten sonra yalnız kalan ancak ilerleyen yaşına rağmen yıllardır kimseye muhtaç olmadan yaşayan yaşlı adam, evinin hasar görmesiyle büyük üzüntü duydu.

    Çok sevdiği köyünden ayrılmak istemedi

    Yazgan’ın bir oğlu olduğu, kendisinin düzenli olarak babasının evine gelip ihtiyaçlarını karşıladığı ancak yaşlı adamın köyünü ve evini terk etmek istemediği için oğlunun yanına gitmediği bildirildi. Köyünü çok seven Yazgan’a, muhtarın yardımıyla camide oda hazırlandığı, yaşlı adamın evinin tadilatı yapılıncaya kadar burada misafir edileceği öğrenildi.

    “Başka gidecek yerim yok”

    2 gün önce ses duyduğunu söyleyen Yazgan, “Bir gürültü koptu, anlayamadım. Biraz bekledim. Saat 07.30 gibiydi. Yanımda kimse yoktu. Yalnız yaşıyorum” dedi. Yazgan, “Başka gidecek yeriniz yok mu?” sorusunu ise “Yok” diyerek cevaplandırdı.
    Evinin 200 yıllık olduğunu ifade eden Yazgan, “Evi büyük dedem yaptı. Ben 90 yaşındayım. Hep burada yaşadım. Eşim hayatını kaybedeli 20 yıl oldu. Ben yalnız yaşıyorum” ifadelerini kullandı. Yaşlı adam, muhtarın kendisine camide oda hazırladığını da dile getirdi.

  • Yunanistan’dan Türkiye’ye gönderilmeye çalışılan 2 kişi yakalandı

    Yunanistan’dan Türkiye’ye gönderilmeye çalışılan 2 kişi yakalandı

    Milli Savunma Bakanlığının sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, terörle mücadelenin hudutlarda da kesintisiz olarak sürdüğüne dikkati çekilerek, “Yunanistan’dan ülkemize zorla gönderilmeye çalışılan 2 kişi Hudut Kartallarımız tarafından yakalandı. Yapılan inceleme sonucunda yakalanan şahıslardan 1’inin FETÖ terör örgütü mensubu olduğu belirlendi” ifadelerine yer verildi.

  • Türkiye sağlık turizminde 3. sırada

    Türkiye sağlık turizminde 3. sırada

    Cumhuriyetin 100. yılı ve Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’nin kuruluşunun 50. yılı çerçevesinde üniversitenin 4 Eylül Kültür Merkezi’nde “Sivas Sağlık Turizmi Zirvesi” düzenlendi. Programa Sivas Valisi Yılmaz Şimşek, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Alim Yıldız, bazı il protokol üyeleri, sağlık çalışanları ve çok sayıda öğrenci katıldı. Program saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı.

    “Dünya genelinde 20 milyondan fazla insan, sağlık turizmi kapsamında seyahat etmiştir”

    Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dekanı Hatice Tel Aydın, sağlık turizminde Türkiye’nin 3’üncü sırada olduğunu belirterek, ”Sağlık yaşam turizmini hem de medikal turizmi içeren sağlık turizminin özünü sağlık kavramı oluşturmaktadır. İnsanların sağlıklarına daha fazla önem göstermeleri, farkındalığın artması, sağlık hizmetlerinde ki gelişmeler, bu hizmetlere ulaşımın mümkün olması sağlık turizminin gelişmesini sağlayan ana faktörler olmuştur. Sağlık turizmi hızla gelişmektedir. Dünya genelinde 20 milyondan fazla insan, sağlık turizmi kapsamında seyahat etmiştir. En çok seyahat edilen ülkeler arasında Türkiye 3’üncü sırada yer almaktadır. Sağlık turizminde sunulan hizmetler kişilerin fiziksel, zihinsel ve ruhsal sağlığına, kendi sağlık kapasitesini artırmak ve daha iyi bir işlevsellik düzeyine ulaşmalarına katkı vermektedir. Bugün akademisyenlerin, bürokratların, alanında uzman kişilerin bir araya geldiği programın sağlık turizmine katkı sağlayacağını düşünüyorum” dedi.

    “Dünyada ve Türkiye’de özellikle önemli bir ivme kazanan sağlık turizmi katma değeri yüksek sektör haline gelmiştir”

    Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Alim Yıldız ise sağlık turizminin katma değeri yüksek sektör haline geldiğini belirterek, ” Dünyada ve Türkiye’de özellikle önemli bir ivme kazanan sağlık turizmi katma değeri yüksek sektör haline gelmiştir. Medikal turizmin de içinde bulunduğu sağlık turizmi, uluslararası seyahatin yanı sıra sağlık sektöründe de önde gelen konular arasındadır. Ülkemizin sunduğu sağlık hizmetleri, modern hastanelerin olması, alanında uzman hekimlerin olması, yüksek standartlarda turizm tesislerinin olması ve coğrafi konumu ile sağlık turizminde önemli bir potansiyel oluşturmaktadır” dedi.

    Sivas Valisi Yılmaz Şimşek ise konuşmasında zirveye katkı sağlayanlara teşekkür ederek,” İlimizin sağlık turizmine büyük katkı sağlayacağını düşündüğüm konuşmasında zirveye katkı sağlayanlara teşekkür ederek bu zirveye katkılarından dolayı akademisyenlerimize, araştırmacılarımız ve bilim insanlarımıza ve üniversitemize de teşekkür ediyorum” diye konuştu.

    Konuşmaların ardından davetlilere teşekkür belgesi verildi.