Etiket: Türkiye

  • Vurgun çetesine operasyonda 5 tutuklama

    Vurgun çetesine operasyonda 5 tutuklama

    İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, online satış yapılan ticaret siteleri üzerinden, taşınmaz satış ilanı paylaşan vatandaşların taşınmazlarını değerinin üstünde satma vaadi ile dolandıran şebekeyi tespit etti.

    Liderliğini M.A.’nın yaptığı suç örgütüne yönelik İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde İzmir merkezli 3 ilde belirlenen adreslere, 13 Aralık sabahı eş zamanlı operasyon gerçekleştirildi. Operasyonda, M.A. ile birlikte toplam 9 şüpheli gözaltına alınırken, firari 3 şüpheliyi yakalama çalışmalarının sürdüğü kaydedildi. Adreslerde, narkotik köpeği ‘Poine’in desteği ile yapılan aramalarda ise, 589 adet reklam ve danışmanlık sözleşmeleri adı altında düzenlenen evrak, 46 gram esrar maddesi, 1 hassas terazi, bir miktar metamfetamin maddesi, 2 adet bong düzeneği, 19 adet farklı bankalara ait bankamatik kart ve kredi kartı, ve 1 adet içerisinde alacak verecek konularına ait notların olduğu ajanda ele geçirildi.

    25 ayrı dolandırıcılık olayında 5 milyon liralık vurgun yapmışlar

    Polis ekipleri tarafından yürütülen teknik ve fiziki çalışmalarda, şebekenin 25 ayrı dolandırıcılık eylemi gerçekleştirdiği, bu eylemlerde mağdur 27 kişiden 5 milyon lira haksız kazanç elde ettikleri belirlendi. Şüpheliler sorgulanmak üzere emniyete götürüldü.

    5 tutuklama

    Gözaltına alınan şüphelilerden 2’si emniyetteki sorgusunun ardından serbest kalırken, adliyeye sevk edilen 7 şüpheliden 5’i tutuklandı; 2 şüpheli adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

  • Sis görsel şölen oluşturdu

    Sis görsel şölen oluşturdu

    Sındırgı’da sabah ve akşam saatlerinde etkili olan sisle birlikte oluşan manzara dronla görüntülendi.

    Yüksek kesimlerden bakıldığında adeta denizi andıran sis bulutu havadan görüntülendi.

    Trafikte görüş mesafesini düşüren sis, kartpostallık görüntüler oluşturdu.

  • Bir suç örgütü daha çökertildi

    Bir suç örgütü daha çökertildi

    İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde, Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü, İstihbarat Şube Müdürlüğü ve Narlıdere İlçe Emniyet Müdürlüğünün ortak çalışması neticesinde; “Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak”, “Yönetmek”, “Üye olmak”, “Nitelikli yağma”, “Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma”, “Kasten yaralama” suçlarını işlediği anlaşılan, örgüt lideri Ahmet A. tarafından yönetilen suç örgütüne yönelik 16 Aralık günü operasyon gerçekleştirildi.

    Araçta alıkoydukları mağdurlar varken yakalandılar

    Mağdurları ortak olma vaadiyle tuzağa düşüren, plakası kapatılan araç ile kaçırarak alıkoydukları ve silahla öldürmeye teşebbüs ettikleri, haksız menfaat temin etmeye çalıştıkları anlaşılan 6 şahıs, Narlıdere ilçesinde plakası kapalı araç ile “dur” ihtarına uymayarak kaçtıkları esnada polis ekipleri tarafından kovalamaca neticesi yakalandı. Araç içerisinde alıkoydukları mağdur şahısların da olduğu olayda şahısları kaçırmak için kullandıkları silahların bir kısmı da ele geçirildi. Soruşturmanın devamında Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından suç örgütüne üye olan diğer şüpheli şahısların bulunduğu iş yeri ve ikamet adreslerine operasyon gerçekleştirildi. 3 şahıs daha gözaltına alındı.

    8 kişi tutuklandı

    Ahmet A., M.M.S., F.D., A.Ö., M.V., U.T., M.M.V., S.T. ve M.Y. isimli 9 örgüt üyesinin gözaltına alındığı operasyonlarda yapılan aramalarda; 4 tabanca, 66 fişek, muhtelif sayıda uyuşturucu nitelikli hap ele geçirildi. İşlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen 9 şüpheliden aralarında örgüt lideri Ahmet A.’nın da olduğu 8 zanlı tutuklandı ve suç örgütü çökertilerek faaliyetlerine son verildi.

  • Bakan Bolat Azerbaycan’da iş insanlarıyla bir araya geldi

    Bakan Bolat Azerbaycan’da iş insanlarıyla bir araya geldi

    Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Azerbaycan’da temaslarına başladı. Ticaret Bakanı Bolat, Azerbaycan-Türkiye Yatırım Forumu’na katılmak için geldiği Bakü’de Azerbaycan’da faaliyet gösteren iş insanlarıyls ile bir araya geldi. Bolat, iş insanlarıyla bir süre sohbet ettikten sonra Azerbaycan-Türkiye Yatırım Forumu’na katılmak üzere görüşmeden ayrıldı.

    Bolat, Bakü temasları kapsamında Azerbaycan İhracat ve Yatırım Geliştirme Ajansı (AZPROMO) ile Türkiye-Azerbaycan İşadamları ve Sanayicileri Birliği’nin (TÜİB) ortak organizasyonunda gerçekleştirilen Azerbaycan-Türkiye Yatırım Forumu’na katılacak. Forumun ardından Bakü’deki şehitlikleri ziyaret edecek olan Bolat, Azerbaycan Ekonomi Bakanı Mikayıl Cabbarov ile de bir görüşme gerçekleştirecek.

  • Bakan Şimşek: “Türkiye’nin paraya ihtiyacı yok”

    Bakan Şimşek: “Türkiye’nin paraya ihtiyacı yok”

    Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçelerinin görüşüldüğü TBMM Genel Kurulu’nda milletvekillerine bir sunum yaparak, soruları cevapladı.

    Bakan Şimşek yaptığı konuşmada, Orta Vadeli Program’ın (OVP) ana hedefinin, enflasyonda kalıcı düşüşü sağlamak olduğunu belirterek, “Çünkü enflasyonu düşürmeden, Türkiye’de sürdürülebilir yüksek büyümeyi ve kalıcı refahı sağlayamayız. Büyümede dengelenme yani iç talebin daha ılımlı, dış talebin olumlu katkı verdiği, cari açıkta iyileşme, mali disiplinin yeniden tesisi, rezerv birikimi ve Kur Korumalı Mevduat hesaplarından çıkış OVP’nin diğer öncelikli hedefleridir. Bu hedeflere ulaşmak için haziran ayından bu yana önemli mesafe kat ettik. Daha uygulamaya koyacağımız reformlar var. Bütün bunlar makro finansal riskleri azaltmıştır. Makro finansal istikrarımız güçleniyor” dedi.

    “Makro finansal istikrarımız güçleniyor”

    Kararlı olduklarını dile getiren Bakan Şimşek, “Enflasyonu kalıcı olarak düşüreceğiz. Bu OVP’nin en öncelikli hedefidir. Bu amaçla başlatılan parasal sıkılaştırma süreci devam ediyor. Seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma adımları ile parasal sıkılaştırmayı destekliyoruz. Para, maliye ve gelirler politikaları arasındaki eş güdüm güçlendirilirken önümüzdeki dönemde verimlilik artışı odaklı yapısal dönüşümü önceliklendireceğiz. Ekonomideki dengelenme, Türk lirası varlıklara artan ilgi, rezervlerdeki artış ve kurun istikrarlı seyri, enflasyonla mücadeleyi desteklemektedir” ifadelerini kullandı.

    “Enflasyonu önümüzdeki yıl sonunda yüzde 36’ya, 2026 yılında ise tek haneli seviyelere düşürmeyi hedefliyoruz”

    Ağustostan itibaren aylık enflasyonun düşüş trendine girdiğini hatırlatan Şimşek, “Çekirdek enflasyondaki düşüş, çok daha belirgindir. Eylül ayında çekirdek enflasyon yüzde 5,3’tü. Ekim’de yüzde 3,7, kasımda yüzde 2 civarına gerilemiştir. Yani enflasyondaki ivme kaybı çok net bir şekilde ortadadır. 2024 yılı hedeflerimizle uyumlu bir patikaya doğru evrilmiştir. Nitekim 12 ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentilerine bakarsanız son 2 ayda 5 puan gerilemiş ve hedeflerimize yakınsamıştır. Yıllık enflasyon düşüşü 2024’ün ikinci yarısında kendisini gösterecektir. Enflasyonu önümüzdeki yıl sonunda yüzde 36’ya, 2026 yılında ise tek haneli seviyelere düşürmeyi hedefliyoruz” değerlendirmesini yaptı.

    “Hiç kimseden para istemedik. Türkiye’nin paraya ihtiyacı yok”

    Bakan Şimşek, “Enerjide dışa bağımlılığı azaltmak için yerli ve yenilebilir enerji noktasında kapasitemizi artırma çabamızı artıracağız. Özellikle önümüzdeki dönemde yeşil ve dijital dönüşümü hızlandırıyoruz. Seyahatlerimin hemen hemen hepsinde ana gündem maddelerinden bir tanesi yeşil ve dijital dönüşüm olmuştur. Biz hiç kimseden kaynak istemedik. Hiç kimseden para istemedik. Türkiye’nin paraya ihtiyacı yok” diye konuştu.

    “Kur Korumalı Mevduat stoku, Ağustos’ta 3.4 trilyon lirayla zirveyi bulmuştu. 8 Aralık itibarıyla 2.7 trilyona düşmüştür”

    OVP’nin bir başka hedefinin rezerv birikimi olduğu bilgisini paylaşan Şimşek, “8 Aralık itibarıyla rezervlerimiz mayıs sonuna göre 43 milyar dolar artarak tarihin en yüksek seviyesi olan 141.4 milyar dolara ulaşmıştır. Net rezervi de sorabilirsiniz. Net rezervler de 43.9 milyar dolar artarak 38.2 milyar dolara yükselmiştir. SWAP meselesine gelecek olursak: döviz kredi talebi az olduğu için yerel bankalar, Merkez Bankası ile SWAP yapıyorlar. Yerel bankalar ile yapılan SWAP’lar çok rutin bir iştir. Ama yabancı ülkelerle yapılan SWAP’ları dahi çıkarsanız rezervlerimiz artıdır, esas olan da o hesaplamadır. Rezervlerimizdeki artış, ülkemizin kırılganlığını azaltmaktadır. Finansal istikrarı güçlendirmiştir. Yine finansal piyasalardaki istikrarı gözeterek, OVP’nin diğer önemli bir hedefi olan Kur Korumalı Mevduat’tan çıkış için gerekli adımları attık, atıyoruz. Kur Korumalı Mevduat stoku, ağustosta 3.4 trilyon lirayla zirveyi bulmuştu. 8 Aralık itibarıyla 2.7 trilyona düşmüştür. Önümüzdeki dönemde Kur Korumalı Mevduatı şirketler ve bireyler nezdinde cazip kılan vergi düzenlemelerini de gözden geçireceğiz” dedi.

    “Mayıs ayında 700 baz puanın üzerine çıkan risk primi, bugün itibarıyla 290 puanın altına düşmüştür”

    OVP’nin çalışıp çalışmadığı sorusuna cevap veren Şimşek, “İlk olarak ülkemizin risk primi (CDS) önemli ölçüde düşmüştür. Mayıs ayında 700 baz puanın üzerine çıkan risk primi, bugün itibarıyla 290 puanın altına düşmüştür. Borçlanma maliyetlerimiz gerilemiştir. Kısacası program çalışıyor. Bundan mutlu olmamız lazım. Borçlanma maliyetlerimiz gerilemiş” diye konuştu.
    Bu esnada Şimşek, konuşmasına muhalefet sıralarından müdahale olduğu gerekçesiyle milletvekillerine tepki gösterdi. Şimşek, “Yakışıyor mu size? Ben sabahtan beri sizi dinledim. Size yakışıyor mu?” ifadelerini kullandı.

    “Ekonomimiz büyüdükçe, refahımız arttıkça daha adil bir şekilde paylaşacağız”

    “2023 yılında çalışanlarımızın aylık ücretlerinde enflasyonun çok üzerinde artışlar yaparak alım güçlerini destekledik” diyen Bakan Şimşek, “2023 yılı sonu enflasyon gerçekleşme tahmini yaklaşık yüzde 65. En düşük memur maaşı yüzde 142 arttı. Ortalama memur maaşı yüzde 129 arttı. Asgari ücret yüzde 107 arttı. En düşük emekli aylığı yüzde 114 arttı. Bakın, enflasyon tahmini yüzde 65, bütün artışlar yüzde 100’ün üzerinde. Emeklilerimizin bayram ikramiyelerini neredeyse iki katına çıkardık. Emeklilerimize tek sefere mahsus 5 bin lira ilave ödeme yapıyoruz. Sadece bu sene değil, son 21 yıldır çalışanlarımızı, emeklilerimizi enflasyon ezdirmedik. Son 21 yılda en düşük memur maaşında reel artış, yüzde 174. Ortalama memur maaş artışı da yüzde 111. Bunlar reel artışlar. Asgari ücrette bu artış yüzde 201. (Muhalefet sıralarından enflasyona ezildi ifadesi üzerine) Reel, reel, enflasyon konuşulmaz burada. Reelden bahsediyorum. En düşük emekli aylığında reel artış ise yüzde 455. Sonuç olarak çalışanlarımızı, emeklilerimizi hiçbir dönemde enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz. Ekonomimiz büyüdükçe, refahımız arttıkça daha adil bir şekilde paylaşacağız” değerlendirmesini yaptı.

    “Vergi vermeyenlerin, kayıt dışı faaliyet gösterenlerin üzerine gideceğiz”

    Vergi tabanını büyüteceklerini aktaran Şimşek, “Bunu söyledim diye eleştiriliyorum. Benim kastım şu: Vergi vermeyenlerin, kayıt dışı faaliyet gösterenlerin üzerine gideceğiz. Yoksa biz zaten asgari ücretliden vergi almıyoruz ki” dedi.

    “Etkin, basit ve daha adil bir vergi sistemi oluşturmak için çalışacağız”

    Bakan Şimşek, vergi uygulamaları ile ilgili fazlaca eleştiri geldiğini kaydederek, “Eleştirileriniz yol gösterici. Memnun oluyorum. Ben hiç gücenmiyorum. Eksiğimiz varsa düzeltelim. Eleştirilerin özetini söyleyeyim: Vergilerin dar gelirli vatandaşlarımıza yüklendiği, vergi adaletinin sağlanamadığı, dolaylı vergilerin ve vergi yüklerinin yüksek olduğu konularda yoğun eleştiri aldım. Öncelikle şunun altını net olarak çizmek istiyorum: Vergi mevzuatımızda reform ihtiyacı açıktır. Bu konuda da yoğun bir çalışma içinde olacağız. Bugüne kadar tabii ki makrofinansal istikrarı sağlamak için yoğun bir çaba içine girdik. Bir miktar rahatlamış durumdayız. Şimdi oturup, tabiri caizse çok daha kalıcı düzenlemeler üzerine yoğunlaşacağız. Şunları yapacağız: Etkin, basit ve daha adil bir vergi sistemi oluşturmak için çalışacağız. Doğrudan vergilerin payını artıracağız. Yatırım, istihdam, üretim ve ihracatı teşvik etmeye devam edeceğiz. Sürdürülebilir büyümeyi bu çerçevede destekleyeceğiz. Kamu finansı açığının sağlıklı kaynaklarla finanse edilmesi için ilave çaba göstereceğiz. Etkin olmayan istisna ve indirimlerin kaldırılması için bir çaba içine gireceğiz. Sadece yurt dışı kaynak, özellikle kalıcı kaynak girişini sağlamak için birtakım istisnalar noktasında elimiz rahat olacak. Ben o istisnaları geçici olarak doğru buluyorum. Ama onun dışındakileri gözden geçireceğiz” diye konuştu.

    “Asgari ücreti vergiden muaf tutarak, 595 milyar lira vergiden vazgeçtik”

    Vergi sisteminin adil olmadığı eleştirilere cevap veren Bakan Şimşek, “Önemli adımlar atmışız. Mesela, asgari ücreti vergi dışı bırakmışız. Sadece asgari ücretliler yararlanmıyor. Bütün çalışanlar, asgari ücrete kadar vergi vermiyor. 2024 yılında bu olmasaydı ne kadar gelir elde edecektik? 595 milyar lira. Yani biz, 595 milyar lira -asgari ücrete kadar ücretleri vergi dışı tuttuğumuz için- vergiden vazgeçtik. Evet, bu bir vergi harcamasıdır ama doğru bir vergi harcamasıdır” dedi.

    “Çok kazananın vergi oranını artırmışız, az kazanandan azaltmışız”

    Gelir vergisi tarifesini ele alan Bakan Şimşek, “Evet, hemen hemen birçok ülkede olduğu gibi artan oranlı yani çok kazanandan çok almayı amaçlayan bir tarife var. Hükumetlerimiz döneminde vergi adaletini güçlendirmek için en düşük gelir vergisi dilimi yüzde 22’yken biz 15’e indirmişiz. Peki en üst dilim neymiş? Yüzde 35’miş. Kaça çıkarmışız? Yüzde 40’a çıkarmışız. Artırmışız. Yani çok kazananın vergi oranını artırmışız, az kazanandan azaltmışız” değerlendirmesini yaptı.

    “Suriyeliler vergi vermek zorunda ve veriyorlar”

    Gelir vergisi yükünün 2022 yılında Türkiye’de yüzde 11,2, 2002 yılında ise yüzde 15’in üzerinde olduğu bilgisini veren Şimşek, “Dolayısıyla çalışanlar üzerinde vergi yükü düşmüş. İndirilebilir mi? Tarifeler düzenlenebilir mi? Bunlar tartışabiliriz. Ama çok net bir şekilde AK Parti hükumetleri döneminde vergide adaleti bu bağlamda sağlamaya yönelik çok önemli adımlar atılmış ve gelir vergisi yükü 4 puan düşürülmüştür. Evde üretilen ürünleri internet üzerinden satan esnafı muaf hale getirmişiz. Hükumetlerimiz döneminde esnaf muafiyetinin kapsamını genişletmişiz. Basit usulde vergilendirilen 850 bin esnaftan sıfır vergi alıyoruz. Bu arada, ‘Suriyeliler vergi vermiyor’ diye bir eleştiri geldi. Ülkemizde bulunan yabancılar, şirket kurarlarsa kurumlar vergisine, işletme açarak şahsi faaliyette bulunuyorlarsa gelir vergisine tabidir. Ülkemizde bulunan Suriyeliler veya başka bir ülke uyruklarına herhangi bir özel vergi istisnası yoktur. Suriyeliler vergi vermek zorunda ve veriyorlar” dedi.

    Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ‘vergi yükünün yüksek olduğu’ eleştirilerine şöyle yanıt verdi:

    “Genel vergi yükü sıralamasında Türkiye, yüzde 20.8 ile 38 OECD ülkesi arasından en düşük vergi yüküne sahip 3. Ülkedir. OECD vergi yükü ortalaması, Avrupa Birliği ortalaması yüzde 41,2. Türkiye peki? Yüzde 20,8. ‘Dolaylı vergilerin yüksek olduğu’ eleştirilerine gelirsek: Evet, oranlasanız yüksek görünüyor. Kabul ediyorum ama vergide temel sorunumuz dolaylı vergi yükünün yüksekliği değil, dolaysız vergi gelirlerinin yeterli düzeyde olmamasıdır. Ülkemizde gelir ve kazançlar üzerinden alınan vergilerin milli gelir içindeki payı, yüzde 5,8. OECD ortalaması yüzde 12,3. Gördüğünüz gibi OECD ortalamasının yarısından az. O nedenle bu yılki milli gelirimizle değerlendirirsek 1 trilyon 650 milyar liraya tekabül eden bir fark var. Peki dolaysız vergiler neden yetersiz? İki temel sebebi var. Birincisi, gelir ve kurumlar vergisinde ciddi istisna ve muafiyetler var. Çiftçimiz için, asgari ücretli için, esnafımız için. Onları topladığınız zaman, zaten aradaki farkı önemli ölçüde açıklıyor. İkincisi de kayıt dışılıktır.”

    “Kara parayla mücadelede İçişleri Bakanlığımızın en büyük destekçisi Hazine ve Maliye Bakanlığıdır”

    Kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanı ile mücadeleyi kararlılıkla yürüttüklerini savunan Bakan Şimşek, “2023 yılında, 4 bin 624 dosya kapsamında 14 bin 525 kişi hakkında rapor ve bilgi hazırlanarak adli makamlar, kolluk ve istihbarat birimleri ile ilgili kamu idareleri ile bunları paylaştık, destek verdik ve kara parayla mücadele ediyoruz. Bu konuda İçişleri Bakanlığımızın en büyük destekçisi Hazine ve Maliye Bakanlığıdır” değerlendirmesini yaptı.

  • Türkiye’ye 33 tehlikeli piton soktu

    Türkiye’ye 33 tehlikeli piton soktu

    Kapıkule Gar Gümrüğü’ne gelen Bosfor yolcu treninde görevliler tarafından yapılan kontroller sırasında bir kompartımandaki yatağın altında 2’si ölü piton cinsi 33 yılan bulundu. Kapıkule Gümrük Kontrol Noktası’nda yapılan incelemede, yurt dışından ülkeye yasa dışı yollardan sokulmak istenen 33 adet piton cinsi yılana Edirne Doğa Koruma ve Milli Parklar İl Şube Müdürlüğünce el konuldu. Olayda pitonları ülkeye sokmaya çalışan sahsa 4915 Sayılı Kara Avcılığı Kanunu’nun 18-1 maddesi kapsamında 26 bin 390 TL idari para cezası uygulandı.
    Olayla ilgili olarak bir Türk vatandaşı gözaltına alındı.

  • Türkiye’ye getirilen Gazzeli sevinçten secdeye kapandı

    Türkiye’ye getirilen Gazzeli sevinçten secdeye kapandı

    Türkiye, Mısır ve İsrail koordinasyonda yürütülen 6. tahliye sürecinde 75 hasta ve yaralı ile 74 refakatçiyi taşıyan Mili Savunma Bakanlığına ait A400M tipi uçak, Etimesgut Askeri Havalimanına indi.

    Etimesgut Askeri Havalimanı’nda hazır bekletilen ambulanslar ise uçak içerisindeki hasta ve yaralıları tedavi edilecekleri hastanelere götürmek üzere uçak içerisindeki hastaları teslim almaya başladı. O sırada uçaktan inen Gazzelilerin ambulanslara bindirildiği sırada bir Gazzeli mutluluktan secdeye kapandı.

  • Uzmanından şehirlerin güven sıralaması

    Uzmanından şehirlerin güven sıralaması

    Türkiye’nin en güvenilir şehirleri araştırması yaptığını belirten Jeoloji Mühendisi Fahri Çelik, araştırmaları neticesinde Türkiye’de en güvenli illerden birincisi Gümüşhane, ikincisi sırada Trabzon’da üçüncü sırada Rize ve daha sonra Zonguldak ile birlikte tüm Karadeniz boyunca illerin güvenli olduğunu değerlendirdi.

    İstanbul’un altıncı sırada olduğunu ifade eden Çelik, “Karadeniz sınırı boyunca bu şekilde devam etmektedir. İstanbul dağları ve tepeleri olduğu için güvenli buluyorum. Bodrum, Antalya illerimiz de sağlamdır. Buralarda fay hattı olsa dahi bu saydığım bölgelerde dağlar olduğu için saydığım illerde deprem olduğu zaman kısa sürer. 6 Şubat Kahramanmaraş depreminden sonra düz alana vurduğu için çok uzun sürdü” dedi.

    Deprem olma ihtimalinin en yüksek olan ili Hakkari olduğunu öne süren Çelik, “Hakkari ilimizde deprem olma riski yüksek. Fakat deprem olsa bile oradaki vatandaşlar korkmasın. Çünkü Hakkari’nin çevresi dağ olduğu için ve zemini yüksek olduğu için büyük bir yıkım söz konusu olmaz. Bir başka deprem beklediğim yer Suriye, Şam bölgesinde olma ihtimalini yüksek buluyorum. Suriye sınırında oluşacak bir deprem eğer ters teperse yani güneye değil de kuzeye doğru ilerleme olursa Güneydoğu Anadolu Bölgemizde zarar olabilir” ifadelerinde bulundu.

  • Cevdet Yılmaz’dan Türkiye’nin büyüme rakamlarına ilişkin mesaj

    Cevdet Yılmaz’dan Türkiye’nin büyüme rakamlarına ilişkin mesaj

    Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi tarafından gerçekleştirilen ve Society 5.0 sıfır temasıyla toplanan ‘İstanbul İnsan Kaynakları Forumu’nda ‘Yetkin İnsan, Lider Türkiye’ ödül töreni İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Foruma Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Spor ve Gençlik Bakanı Osman Aşkın Bak, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi Başkanı Salim Atay ve vatandaşlar katıldı. ‘Yetkin İnsan, Lider Türkiye’ ödül töreninde, ödül kazananlar ödüllerini Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın elinden aldı.
    Forum’da konuşma gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz “Türkiye Yüzyılında, ülkemizin insan kaynağının dünyanın gelişen şartlarına uygun olarak planlanması için 5 yıllık Stratejik İnsan Kaynağı Planlaması çalışmalarını başlattık. İstihdam talepleriyle gençlerimizin kariyer hayallerini buluşturmaya yönelik ‘Kariyer Kapısı’ hizmetini devreye aldık. Diğer taraftan tüm üniversitelerde faaliyete geçen kariyer merkezleri gençlerimizle reel sektör arasında bir köprü vazifesi görmektedir. Gençlerin mezun olmadan önce kariyer farkındalığı edinebileceği, beceri ve yetkinlik kazanabileceği Ulusal Staj Programını kamu ve özel sektörü kapsayacak şekilde hayata geçirdik. OECD tarafından, başladığı 2020’den bu yana 4 yıl üst üste üye ülkelere örnek uygulama olarak gösterilen program ile bu yıl 180 bini aşkın, toplamda ise 340 binden fazla üniversite öğrencimize staj imkanı sağlanmıştır” dedi.

    “Muhtemelen bu yılı tek haneli bir işsizlik rakamıyla kapatmış olacağız”

    Bu sene yakalanan işsizlik oranının 11 yılın en düşük işsizlik oranı olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Genç istihdam da dahil olmak üzere, istihdamımız artmakta işsizlik oranımız gerilemeye devam etmektedir. 2023 yılında, yaşadığımız deprem felaketine rağmen, büyümemizi devam ettiriyoruz. Bu yılın ilk 9 ayında Türk ekonomisi yüzde 4,7 büyüme kaydetti. 3. çeyrekte yüzde 5,9 büyümemiz var. Yılsonunda inşallah 4,4 gibi bir rakamla kapatmayı öngörüyoruz. Dünyanın daraldığı Avrupa özellikle durgunluğun yaşandığı, depremin yaşandığı, çevremizde jeopolitik birçok olumsuz gelişmenin yaşandığı bir dönemde gösterdiğimiz bu büyüme performansı çok önemli ve bu durum istihdama yansıdığını görüyoruz. Ocak-Eylül döneminde istihdam 504 bin kişi artmış, işsizlik oranı ise 0,9 puan azalarak yüzde 9,1’e gerilemiştir. Ekim ayına ait TÜİK’in yayınladığı en son güncel işsizlik oranı ise yüzde 8,5 düzeyinde olmuştur. Bu oran Kasım 2012’den bu yana 11 yılın en düşük işsizlik oranıdır. Burada yine sevindirici olan genç işsizliğinde önemli bir azalma olması ve mevsimsel etkilerden arındırılmış genç işsizliği ise Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yaklaşık 5 puan düşmüş durumda. Bu önemli bir performans işsizlik tüm dünyada ortalamanın üstünde olur.

    Çünkü hayata yeni başlıyorlar, yeni tecrübeler kazanıyorlar dolayısıyla gençlerde işsizlik genelde daha yüksek olur. Bizde şu anda yüzde 16,4 değerlerine kadar düşmüş durumda gençler arasındaki işsizlik, bu 4 ila 5 yıl önceki sayılara bakarsanız yüzde 25 civarındaydı oradan yüzde 16’lara kadar gerilemiş durumdayız. Biz de tüm politikalarımızda genç istihdamını arttırmaya çalışıyoruz. Orta vadeli programımızda işsizliğin yılsonunda 10,1 olarak tahmin etmiştik ama bu son gelen rakamlarla olumlu bir yönde bir sürpriz olduğunu gösteriyor. Muhtemelen bu yılı tek haneli bir işsizlik rakamıyla kapatmış olacağız” şeklinde konuştu.

  • Türkiye obezitede Avrupa birincisi

    Türkiye obezitede Avrupa birincisi

    Avrupa Obezite Raporu’na göre Türkiye’de yetişkinlerin yaklaşık yüzde 59’u aşırı kilo ve obezite ile karşı karşıya kalıyor. Obezite görülme oranı erkeklere oranla kadınlarda daha yüksek. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Uygulama ve Araştırma Hastanesi Endokrin ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı öğretim üyelerinden Doç. Dr. Barış Sarıakçalı, Türkiye’de ki obezite durumunu değerlendirdi.

    Obezitenin bir çok sağlık sorununa yol açtığını söyleyen Sarıakçalı, “Özellikle Tip 2 diyabetin sebeplerinden biri obezitedir. Hipertansiyon, Hiperlipidemi, Kalp Damar Hastalıkları, Uyku Apne Sendromu, Osteoartroz (Eklem kireçlenmesi) ve bazı kanserler yine obezitenin getirdiği sağlık sorunlarından biridir. Obezitede genetik önemli bir faktördür. Bunun dışında kilonun artmasının en önemli sebeplerinden bir tanesi, aşırı kalorili yiyecekler tüketilmesi ve hareketin azalmasıdır. Kişilerin vücut kitle indeksini ölçerek obezite tanısını koymaktayız. Hastaların vücut kitle indeksi 30 ve üzerindeyse obezite tanısı koyuyoruz. Türkiye’de 2011 yılında yapılan bir çalışmada obezite sıklığı, kadınlarda erişkin nüfusta yüzde 44, erkeklerde yüzde 27 olarak bulunmuştur. Türkiye’de her erişkin 3 bireyden birinin obez olduğu bilinmektedir. Avrupa’da obezite de Türkiye’nin birinci sırada yer aldığı bilinmektedir.” dedi.

    “Obezite, kadınlarda daha sık görülmekte”

    Erkeklere oranla kadınların daha az hareket etmesinden dolayı obezitenin kadınlarda daha sık görüldüğünü söyleyen Dr. Sarıakçalı, ”Obezite, kadınlarda hareketlerin daha az olması, beslenmenin kötü olması, hamur işi gıdalar ve ekmeğin fazla tüketilmesi, teknolojik araçların kullanımının yaygınlaşması sonucu hareketin azalması nedeniyle daha fazla görülmektedir. Beslenme konusunda biz diyetimiz de karbonhidrat yağ ve proteinleri belirli oranlarda almalıyız. Aldığımız yiyecekler yüzde 50 karbonhidratlardan, yüzde 20-25 proteinlerden, yüzde 20-25 de yağlardan oluşmalıdır. Basit karbonhidratlar dediğimiz, reçel, çikolata, bal gibi gıdalar yerine, kompleks karbonhidratlar tercih edilmelidir. Ekmek bunun örneği, tahıllar bunun bir örneği. Bunlardan yeterli ve dengeli düzeyde almayı öneriyoruz. Yağlar konusunda da doymuş yağlar değil de doymamış yağlar olan, zeytinyağı, ayçiçek yağının tüketilmesini öneriyoruz. Protein konusunda ise hastalarımıza imkanları dahilinde balık, yağsız et tüketmesini önermekteyiz” ifadelerini kullandı.