Etiket: Türkiye

  • Azerbaycan’da Cumhuriyet’in 100.yıl coşkusu

    Azerbaycan’da Cumhuriyet’in 100.yıl coşkusu

    Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yıl dönümü Azerbaycan’da da büyük bir coşkuyla kutlanıyor. Türkiye Bakü Büyükelçisi Cahit Bağcı, Silahlı Kuvvetler Ataşesi Tuğgeneral Soner Oruçoğlu, KKTC’nin Bakü Temsilcisi Ufuk Turganer, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve iş adamlarının da katıldığı tören, Türkiye’nin Bakü Büyükelçisi Bağcı’nın şehitlik abidesine çelenk koymasıyla başladı.
    Saygı duruşu ve iki ülkenin milli marşlarının okunmasının ardından Bağcı, şehitlik özel defterini imzaladı. Bağcı, yaptığı konuşmada, “Türk milletinin kahraman evlatları, aziz şehitlerimiz. Cumhuriyetimizin ilan edilmesinin 100’üncü yıl dönümünde, birlik, beraberlik, dayanışma içerisinde, bu topraklarda ortak tarihimize altın harflerle yazılan kahramanlığınızı ve aziz hatıralarınızı yad etmek üzere manevi huzurlarınızda bulunmaktan onur duyuyoruz. Kardeş Azerbaycan halkının Milli Mücadele yıllarımızda göstermiş olduğu dayanışma ve vermiş olduğu ‘kardeş yardımı’ desteği ile sizlerin Azerbaycan’ın işgaline karşı vermiş olduğumuz kahramanca mücadele ülkelerimiz ve halklarımız arasında sarsılmaz bir kardeşlik mayası olmuştur” dedi.

    “Türk milleti, 100 yıl içerisinde pek çok badire atlatarak demokrasisini güçlendirmiştir”

    Bağcı, konuşmasının devamında şunları kaydetti:
    “İstiklal mücadelesinde Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde zafere ulaşan Türk milleti, geçtiğimiz 100 yıl içerisinde pek çok badireler atlatarak demokrasisini güçlendirmiş, siyasi, askeri ve ekonomik olmak üzere pek çok alanda tarihi başarılara imza atmıştır. Bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 1 trilyon doları aşan gayrisafi milli hasılası ile (GSMH) G20 ülkeleri içerisinde yer almakta ve NATO içerisinde en büyük 2’nci askeri güce sahiptir. 267 diplomatik misyonu ile dünyanın en geniş diplomatik ağına sahip 5’inci ülkedir. Ayrıca GSMH’ye göre küresel düzeyde en fazla insana yardım yapan, merhametin ve insanlığın vicdanının sesi bir ülkedir.”

    “Türkiye mazlumların tek umudu olmuştur”

    Kuruluşunun 100’üncü yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki Türkiye’nin gücünün ve itibarının yükseldiğini belirten Bağcı, “Türkiye mazlumların tek umudu olmuştur. Bugün Türkiye savunma sanayiinde yerlilik ve millilik oranını yüzde 80’in üzerine çıkararak kendi uydusunu, İHA’sını, SİHA’sını, tankını, topunu, savaş gemisini, savaş uçağını, helikopterini ve elektrikli otomobilini yapabilen bir sanayi ülkesidir. Aktif diplomasi ve politikalarımızla küresel ve bölgesel huzur, istikrar ve barışa katkı için çalışmaktayız. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Atatürk’ün ‘en büyük eserim’ dediği Cumhuriyetimizi el ele ve omuz omuza vererek her alanda daha da ilerilere taşıyacağız” diye konuştu.

    “Biliniz ki, emanetiniz emin ellerdedir”

    Bağcı, “Aziz şehitlerimiz, köklü tarihimizden bizlere intikal eden miras ve Azerbaycan’ın dört bir köşesinde fedakar mücadelenizden aldığımız ilhamla, 15 Haziran 2021 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev tarafından imzalanan Şuşa Beyannamesi ile ilişkilerimiz müttefiklik seviyesine erişmiştir” diyerek, “Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘sevincini sevincimiz, kederini kederimiz’ olarak ifade ettiği ilişkilerimizi ‘Türkiye Yüzyılı’ vizyonumuz doğrultusunda, ‘Bir Millet İki Devlet’ şiarıyla daha da geliştireceğimize şüphe yoktur. Biliniz ki, emanetiniz emin ellerdedir” şeklinde konuştu.

    “Türkiye Yüzyılı Türk’ün yüzyılı olacaktır”

    2023’ün Türkiye Yüzyılı’nın başlangıcı olduğunu vurgulayan Bağcı, “Türkiye yeni yüzyıl için ortaya koyduğu vizyon ile ‘devlet millet içindir’ anlayışını esas almıştır. Türkiye Yüzyılı vizyonu ile kimlik yerine birlik, kutuplaştırma yerine bütünleştirme siyaseti esas alınmıştır. Türkiye Yüzyılı üretimin, kalkınmanın, verimliliğin, sürdürülebilirliğin, istikrarın, refahın, gücün, haklının, bilimin, şefkat ve merhametin, barış ve huzurun, istikbalin yüzyılı olacaktır. Türkiye büyük bir tarihi mirasa ve sorumluluğa sahip bir ülkedir. Türkiye Yüzyılı’nın ülkemizle birlikte bölgemizden başlayarak dünyanın her yerine huzur ve barış, kalkınma ve refah götürecek bir devrimin adı olduğunu tüm insanlıkla paylaşıyoruz. Türkiye Yüzyılı Türk’ün yüzyılı olacaktır. Bu duygu ve düşüncelerle, Cumhuriyetimizin ilanının 100’üncü yılında, başta Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları, Milli Mücadelemizin isimsiz kahramanları olmak üzere egemenliğimiz, bağımsızlığımız ve toprak bütünlüğümüz uğrunda canlarını veren tüm şehitlerimizi saygıyla ve rahmetle anıyoruz. Ruhlarınız şad olsun” ifadelerini kullandı.
    Temsili şehit kabirlerine karanfillerin bırakılmasının ardından sona eren törenin ardından Azerbaycanlı 1. Karabağ ve 2. Karabağ savaşı gazileri ile Türk Dünyası Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Azerbaycan üyeleri, Ülkücü, Bozkurtlar Derneği üyeleri ve çok sayıda ziyaretçi Türk Şehitliğini ziyaret etti.

  • Cumhuriyet’in 100. yılı coşkuyla kutlanıyor

    Cumhuriyet’in 100. yılı coşkuyla kutlanıyor

    Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki devlet erkanı, Anıtkabir’i ziyaret ederek Atatürk’ün mozolesine çelenk koyacak.

    Törene, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da katılacak.

    Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde “Cumhuriyet’in 100. Yılında 100 Eser” isimli yağlıboya resim sergisinin açılışına katılacak, Cumhuriyet Bayramı tebriklerini kabul edecek ve resepsiyon verecek.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, 19.23’te saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından 100. Yıl Hitabı’nı gerçekleştirecek.

  • Lefkoşa’da “Beylikten Cumhuriyete Anadolu kıyafetleri ” defilesi

    Lefkoşa’da “Beylikten Cumhuriyete Anadolu kıyafetleri ” defilesi

    SEDAT YOĞURTCU / LINE TV

    Defile, Türkiye Cumhuriyeti Kalkınma ve Ekonomik İşbirliği Ofisi (KEİ), Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü, Yunus Emre Enstitüsü ve Bursa Olgunlaşma Enstitüleri katkılarıyla düzenlendi.
    Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçiliği himayelerinde düzenlenen geceye, Cumhurbaşkanı Vekili, Meclis Başkanı Zorlu Töre, Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Şefik, TC Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hüseyin Çavuş, Kamu Hizmeti Komisyonu Başkanı Ömer Köseoğlu, Ombudsman İlkan Varol, Lefkoşa Türk Belediye Başkanı Mehmet Harmancı, bazı milletvekilleri, dernekler ve davetliler katıldı.

    Bursa Olgunlaşma Enstitüsünün tasarladığı kıyafetlerle uzun süre unutulamayacak tarihi bir yolculuk yaptıklarını belirten TC Lefkoşa Büyükelçisi Sayın Metin Feyzioğlu, bu görsel şölenin gerçekleşmesinde emeği geçen Bursa Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü Nilüfer Karakoç’a ve Enstitü öğretmenlerine teşekkürlerini sundu.

    Bursa Olgunlaşma Enstitüsünün “Beylikten Cumhuriyete Anadolu Kıyafetleri Defilesi”nde; Beylik dönemi giysi tasarımları, Selçuklu döneminde Anadolu Bacıları giysi tasarımları, Osmanlı döneminde valide sultanların giydiği kaftan tasarımları, iğne oyası giysi tasarımları, Kurtuluş Savaşında Anadolu kadınları giysi tasarımları, Cumhuriyet döneminde Cumhuriyet dönemi kadınlarının giydiği orijinal giysi tasarımları, Atatürk üniformalarından oluşan kadın giysi tasarımları, bağımsızlığımızı ve milli mücadelemizi simgeleyen Ay Yıldızlı Türk Bayraklı giysi ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını simgeleyen ay yıldızlı bayrak giysi yer aldı.

    Ayrıca koleksiyonumuzun koreografisinde, Beylik Dönemi ve Osmanlı Padişahlarının kaftan ve elbiselerinden oluşan tasarımlar oldukça ilgi gördü.

    Cumhuriyetimizin 100. Yılına yakışır bir etkinliği gerçekleştirerek Ülkemizi ve Bursa Olgunlaşma Enstitüsünü temsil etmenin gurur ve onurunu yaşıyoruz.

  • “Asıl hedef Türkiye”

    “Asıl hedef Türkiye”

    İnegöl Belediyesi, tüm dünyanın gözü önünde İsrail’in adeta katliam yaptığı Filistin’de yaşananlar hakkında vatandaşların bilinçlenmesi ve bölgeyle ilgili doğru bilgiye ulaşılması adına Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı’nın konuşmacı olarak katıldığı “Filistin-İsrail Savaşı ve Türkiye’nin Stratejisi” konulu seminer düzenledi. Cuma akşamı 20.00’da Beşinci Mevsim Kültür Sanat Merkezinde gerçekleştirilen programa; Kaymakam Eren Arslan, Belediye Başkanı Alper Taban, Belediye Başkan Yardımcısı Fevzi Dülger, İnegöl MYO Müdürü Prof. Dr. Hikmet Sami Yıldırımhan, AK Parti İlçe Başkanı Mustafa Duruş, MHP İlçe Başkanı Uğur Bayram, Sultan Abdülhamid Han Kültür ve Eğitim Derneği Başkanı Turgay Yazıcı, İnegöl Ülkü Ocakları Başkanı Burak Bingül ile vatandaşlar katıldı.

    Seminerde Filistin’de yaşananları ve dünden bugüne Filistin-İsrail arasında yaşanan çatışmaların sürecini anlatan Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, İsrail’in nüfusunun hızla arttığı ve yayılmacı politikası nedeniyle toprağa ihtiyacı olduğunu ifade etti. İsrail nüfusunun 70 yılda 10 kat arttığını kaydeden Yaycı, “İsrail’in doğurganlık oranı, OECD ortalamasının iki katı. 2060’ta nüfusları 21 milyon olacak. Bu nedenle İsrail topraklarını genişletmek zorunda. Dünyanın en kalabalık kıtası olan Çin ve Hindistan’a ev sahipliği yapan Asya’da kilometrekare başına 109 kişi düşüyor. İsrail’de ise kilometrekare başına 550 kişi düşmektedir. Dünyada kilometrekare başına düşen insan sayısı bakımından en kalabalık ülkeler Filistin ve ikinci sırada İsrail gelir. İsrail 1947’den bu yana geçen sürede Filistin topraklarının yüzde 85’ini yuttu. Golan ve Lübnan’da işgaller yaparak oraları kendi toprağı yaptı ve İsrail işgallerle kendisini büyütmeye devam etti. İsrail dünyanın en genişleyici devletidir. Kendi sınırlarının iki katı büyümüştür. Dolayısıyla İsrail’in felsefesini iyi anlamak lazım. İsrail etrafa saldıracak. Mesele Gazze değil” dedi.
    Filistin’in iki bölümden oluştuğunu da dile getiren Cihat Yaycı, “Batı Şeria ve Gazze… İkisi birleşikti, işgal ede ede bu hale geldi. Filistin’in denize kıyısı olan tek toprağı Gazze şerididir. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile 2010’da bir anlaşma yaptı İsrail, deniz yetki alanları anlaşması. Bununla birlikte İsrail Filistin’in denizdeki alanlarını da işgal etti. Bunun farkına biz Türklerden başka kimse varmadı. Libya ile bir anlaşma yaptık biliyorsunuz. Aynısını Filistin ile de yapalım istedik. Filistinli yetkililer kabul etmedi. Hazırlıklarımızı yaptık, dosyaları gönderdik. Eğer etseydiler, kara ülkesinin 10 katı kadar deniz ülkesi elde edeceklerdi. Ama imzalamadılar. Neden? İsrail… Filistin’i kim yönetiyor diye de insan endişe duyuyor açıkçası. Bunu imzalamayarak şu anki işgalin önün açtılar. Bakın Gazze kaybedilirse denizden ne tahliye ne de takviye yapılabilecek. Oradaki doğalgaz ve petrol yatakları da İsrail’e geçmiş olacak” diye konuştu.

    İsrail saldırıyı biliyor muydu?
    Cihat Yaycı, İsrail’in Gazze sınırında çok ciddi tedbirlerle sınırı koruduğunu da hatırlatarak şöyle konuştu: “Hamas İsrail’in haberi olmadan, alınan o kadar tedbire rağmen sınırı nasıl geçti? Mısır, saldırıdan 3 gün önce İsrail’i uyardıklarını söyledi. Netanyahu bunun sorulması üzerine olayı geçiştirdi. Daha sonra yapılan açıklamalardan da yola çıkarak, İsrail’in saldırıyı bildiği görülüyor. Peki Hamas’ın saldırısı kime yaradı? Hamas içerisinde ülkemizdeki fetöcüler gibi içeri sızmış hainler mi vardı ya da Hamas tuzağa mı düştü. Birileri Hamas’a İsrail saldırmadan sen saldır denmişte olabilir. Her halükarda İsrail’in tuzağı görülüyor. Hamas yetkilileri biz saldırmasak onlar bize saldıracaktı diye cevap verdiler. Çok ciddi bir kurgu var ortada. Hamas saldırır saldırmaz Cumartesi günü bebek başlarının koparıldığı, yakılıp yıkıldığı videolar servis edildi dünyaya. Hazır olan görüntüler birden çıktı ortaya. Müslüman milletler bile böyle vahşet olur mu deyip Filistin’e Hamas’a destek vermekten imtina ettiler. İsrail için bu bulunmaz bir fırsat oldu. Aradan birkaç gün geçince bu görüntülerin hepsinin kurgu olduğu ortaya çıktı. Ancak artık kamuoyu oluşmuştu. Ardından

    İsrail’in saldırıları başladı.”
    “Herzog’un 1896’da yazdığı plan işletiliyor. Bugüne kadar Herzog’un dediği her şey oldu. İsrail’in bölgedeki en büyük düşmanı, onu en çok eleştiren, tehdit eden kimdi? İran. İran’ın en büyük düşmanı da İsrail.” Diyen Yaycı, “İsrail’de benim en büyük düşmanın İran dedi. İran’ın silahlanmasıyla, İsrail’de bunlar beni yok edecek deyip kendini korumak bahanesiyle silahlanmaya başlamadı mı? Herkes bunu o gün makul gördü. Peki bugüne kadar İran’dan İsrail için geliştirdiklerini söyledikleri füzelerden bir tane bile atılmış mıdır? Hayır. Ama İsrail bu sürede silahlanmış ve güçlenmiştir. 1979’da İsrail ve Amerika’nın Ortadoğu’da var olma süreci başlatıldı. 1980’den sonra İran Irak savaşıyla ırak güçten düşürüldü. Körfez savaşlarıyla üçe bölündü. Sonra IŞİD ortaya çıkarıldı. ABD burada IŞİD var, mücadele etmemiz gerek dedi. Sonra Suriye’de hiçbir şey yokken iç savaş çıktı. Burada ABD PKK’nın adını değiştirip IŞİD’le mücadele etmesi için YPG’yi oluşturdu. Ama Türkiye Fırat Kalkanı, Barış Pınarı, Zeytin Dalı harekatlarıyla kurulan koridoru parçaları, Türk Kılıcını oraya soktu. Aynı şekilde 2003’te 1 Mart tezkeresi geçmiş olsaydı, bugün Irak’ı kuzeyinde de Barzani değil biz olacaktık” dedi.

    “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur”
    Yaycı sözlerini şöyle tamamladı: “İsrail Gazze, Hamas değil de neden Halep ve Şam hava limanlarını bombalıyor. Rusya, PKK Türkiye’ye saldırdığı halde Türk uçaklarının Suriye’de uçuş yapmasına müsaade etmezken, İsrail uçaklarının bombardımanına neden izin veriyor. Rusya mı dostumuz? Bunlar masanın üzerinde bilek güreşi yaparken masanın altından tokalaşıyor. Türkiye masanın üzerine de altına da bakmalı. Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur. Ama moralinizi bozmayın, bu tarihten beri böyleydi zaten. Allah’ın izniyle Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar olacaktır. Hamas’ın 6 tane lideri var. Durum çok başka. Hedef Türkiye. Bu liderler İsrail tarafından bir dönem tutuklanıp sonra serbest bırakılıyor. Bunların hepsi sorgulanmalı. 6 liderden 4’ü böyle. Peki yapılmak istene ne? Yapılmak istenen şu; İsrail Lübnan’a saldıracak dedik ilk gün, saldırdı. Hizbullah’ı bahane gösterdi. Suriye’ye saldıracak dedik, saldırmaya başladı. Bundan bir buçuk ay önce bir el PKK’ya Deyrizor’un güneyine in, bu bölgeye yaklaş emri verdi. Arap aşiretleriyle çatışmalar çıktı aralarında hatırlarsanız. Her şey planlı programlı. İsrail buradan da kendisine sözde saldırıyı bahane edip saldırdığında PKK ve YPG ile birleşirse, Türkiye’ye komşu oluyor. Arz-ı Mevud’a göre 22 vilayetimiz, İsrail’in sahip olmak istediği topraklar. Özellikle son dönemde yaşananlardan da Türkiye’nin hedef alındığı gösteren 4 mesaj var. Birincisi; Suriye’de ABD F-16’larının SİHA’mızı düşürmesi. İkincisi ABD uçak gemisinin Abdülhamid Han Sondaj Gemimizin 5 mil yakınına ve sözde Sevilla Üniversitesi Haritasının sınır çizgisinde durması. Üçüncüsü ABD Başkanının Türkiye’yi “ABD’nin milli güvenliğine olağanüstü tehdit” olarak nitelemesi. Dördüncüsü de Türkiye’nin ABD’yi, ABD’nin de Türkiye’yi muhatap almaması”

    Seminer sonunda Belediye Başkanı Alper Taban da sahneye çıkarak kısa bir selamlama konuşması yaptı. Başkan Taban, “Kıymetli hocamız geçmiş tecrübesi ve bakış açısıyla yaşananları bizlere tüm çıplaklığıyla anlattı. Ben de çok dikkat çekici buldum. Aslında meseleler göründüklerinin çok daha ötesinde meseleler. Bizler de hocamızın anlatımlarıyla aydınlandık. Cihat Yaycı hocamız ve siz kıymetli vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum” dedi. Konuşma sonrası Başkan Taban, Cihat Yaycı’ya gecenin anısına hediye takdimi gerçekleştirdi.

  • “Türkiye hedefin kendisi olduğunu anlamalıdır”

    “Türkiye hedefin kendisi olduğunu anlamalıdır”

    Topkapı Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cihat Yaycı, Bursa’da Anadolu Güvenlik Korucuları ve Şehit Aileleri Konfederasyonu’nun davetiyle Bursa’da son gelişmelere ilişkin bir konferansa katıldı.
    Ördekli Kültür Merkezi’ndeki konferansta konuşan Yaycı Paşa, Türkiye’nin İsrail Filistin savaşındaki dış politikasının takdire şayan olduğunu dile getirdi.

    Türkiye’nin bugüne kadar itidalli açıklamalar yaptığını, dengeli politikanın sürdürülmesi gerektiğini hatırlatan Doç. Cihat Yaycı, “Dengeli politikalar güdüp Cumhurbaşkanı’nın ifade ettiği gibi binlerce yıllık devlet geleneğini ve devlet aklının çıktıları ile hareket ediliyor, bu çok önemlidir. Türkiye’yi taraf olmaya itecek kampanyalardan, vatandaşların ve siyasi partilerin uzak durmasını tavsiye ediyorum” dedi.

    “Türkiye Gazze’de savaşmamalıdır”

    Türk askerinin Gazze’de İsrail’e karşı savaşmasının Türkiye’nin menfaatine uygun olmayacağını ifade eden Yaycı, “Türkiye’nin bunu durdurabilecek ne siyasi, ne ekonomik, ne de askeri gücü var. Türkiye gidip Gazze’de savaşamaz, savaşmamalıdır. Türk askerinin ne için kanını dökeceği bellidir. Sınırları savunmak son derece önemlidir. Gün sınırlarımızın savunmasını güçlendirme günüdür. Türkiye’nin yaptırım uygulayabilecek ekonomik gücü yoktur. İsrail’e uygulayabilecek siyasi bir bağlantısı da yoktur” şeklinde konuştu.

    “Türkiye ve İsrail dolaylı yoldan komşu olacaklar, çok dikkatli olmak lazım”

    İsrail’in hedefinde sadece Filistin olmayacağını ve ilerleyen zamanlarda Lübnan ve Suriye’de, PKK ve YPG kontrolü altında kendine yer edineceğine dikkat çeken Yaycı bir dizi uyarılarda bulundu.
    Durumun ciddiyetine dikkat çeken Yaycı, “Gazze şeridinin İsrail tarafından ele geçirilmiş olması durumunda Filistin’in denize kıyısı kalmayacak. Türkiye ve Filistin denizden komşudur. Bu Türkiye’nin Filistin ile karşılıklı kıyısının kalmadığı anlamına gelir. Karşılıklı kıyıların tümünün İsrail tarafından ele geçirilmesi anlamına gelir. Bu denizlerdeki doğal gaz ve petrol başta olmak üzere her şey İsrail’in hazinesine geçer. Burada Filistin yönetiminin çok büyük hatası vardır. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti benim hazırladığım bu anlaşma metinini Filistin yönetimine ilettiğini, Filistin yönetiminin tepkisiz kaldığını gördük. Halbuki bu anlaşma metni imzalanmış olsaydı Filistin kara ülkesinin 8 katı deniz ülkesine sahip olacaktı. Uluslararası ve hukuk anlamında tanınırlığı daha fazla güçlenecekti. Ama maalesef öyle olmadı. Şimdi Gazze şeridinin tamamı İsrail tarafından işgale tabii tutulacağı görülüyor. Bunu ben daha önce de söyledim, Gazze işgal edilecek, Lübnan ve Suriye’den İsrail’e saldırılar olduğu gerekçesiyle o bölgelerden de toprak alınacak. Suriye’deki PKK ve YPG kontrolü altındaki alanda aşağıdan birleşip Türkiye ve İsrail dolaylı olarak komşu olacaklar. Bu çok tehlikeli bir durum, çok dikkat etmek lazım” ifadelerini kullandı.

    Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın “Ya daha büyük bir savaşa, ya daha büyük bir barışa gideceğiz” sözlerini yorumlayan Yaycı, “Barış ihtimali nasıl var onu ben bilemem ama bölgede savaş ihtimalini çok yüksek görüyorum. Şu anda İsrail Filistin ile savaşıyor. Yakında İsrail Lübnan’la ve Suriye ile de savaşacak ve topraklarını büyüte büyüte gelecek. Burada şunu ifade etmek lazım Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin çabaları takdire şayandır. Bugüne kadar itidalli açıklamalar yapmışlardır. Dengeli politikalar güdüp Cumhurbaşkanı’nın ifade ettiği gibi binlerce yıllık devlet geleneğini ve devlet aklını çıktıları ile hareket ediliyor, bu çok önemlidir. Türkiye’yi taraf olmaya itecek kampanyalardan, vatandaşların ve siyasi partilerin uzak durmasını tavsiye ediyorum. Siyasi baskıyla Türkiye’nin bu itidalli dış politikasının etkileri değiştirilip taraflı bir dış politikaya dönmesi durumunda bu Türkiye’nin zararına olur” dedi.

    “Türkiye net bir taraf olmaktan çekinmelidir”

    Türkiye’nin bir taraf seçmesinin kendi menfaatlerine zarar vereceğini söyleyen Yaycı, “Türkiye’nin maalesef düşmanları dostlarından çok daha fazladır. Bu bakımdan düşmanların eline de koz vermemek lazımdır. Türkiye hedefin kendisinin olduğunu anlamalıdır. Türkiye burada net bir taraf olmaktan çekinmelidir. Soykırımın ve İsrail’in durdurulması için her şeyi yapmalıdır. Ama bir cephede yer alması Türkiye’nin menfaatlerine uygun olmadığı kanaatindeyim” dedi.

    “Batı ekonomisini felç ederek İsrail’i durdurmak mümkün”

    İslam İşbirliği Teşkilatı’nın İsrail’e ekonomik yaptırım gücü olduğunu, Türkiye’nin en kısa sürede teşkilatın doğal gaz ve petrol üreticilerini Türkiye’ye çağırması gerektiğini vurgulayan Yaycı, “İslam İşbirliği Teşkilatı’nın derhal Türkiye tarafından toplantıya çağırılması lazım. İslam İşbirliği Teşkilatı’nın doğal gaz ve petrol üreticisi üyelerinin Gazze’de soykırım durdurulana kadar, İsrail’in saldırıları durdurulana kadar, özellikle ateşkesten bahsetmiyorum, saldırılar bitene kadar batıya hatta dünyaya petrol ve doğal gaz ihracatının durdurulması lazım. Bütün anlaşmalar askıya alındığı zaman, tüm tüketim mallarında ithalatı İsrail’in saldırıları durdurana kadar askıya alması lazım. Bu gündemle Türkiye’nin İslam İşbirliği Teşkilatı’nı çağırması lazım. İnanın 5 gün, bilemediniz 10 gün içerisinde tüm Avrupa ekonomisi felç olur. Batı ekonomisini felç ederek İsrail’i durdurmak mümkündür. Çünkü yaptırım gücü vardır” diye konuştu.

    “Mesele Gazze değil, Orta Doğu”

    İsrail-Amerika Birleşik Devletleri ortaklığında hedefin Gazze nezdinde Filistin olmadığını, hedeflerinin Orta Doğu coğrafyasını şekillendirmek olduğunu ve bunu sık sık sözlerinde dile getirdiklerini söyleyen Yaycı, “Mesele sadece Gazze değil, Gazze’nin ötesinde bütün Orta Doğu var. Bunu biz demiyoruz. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Biden ve Netanyahu diyor. ‘Orta Doğu’yu yeniden şekillendiriyoruz’ diyor, ‘Orta Doğu’ya yeni bir düzen getiriyoruz’ diyor. Gazze’ye, Filistin’e demiyor, amaç Orta Doğu. Orta Doğu’yu yeniden şekillendirmenin başlangıcı 1979 İran Devrimi’dir, sonra 8 yıl süren İran-Irak savaşıdır, sonra Irak’ı parçalamak için yapılan Körfez Harekatları’dır, sonra Suriye’de çıkarılan iç savaştır, Lübnan’da çıkarılan iç savaştır ve geldiğimiz noktada Gazze’de sanki bir kurguyla oluşturulmuş bir ateş yakılıp onu gerçekten fiile geçiriliyor” şeklinde konuştu.

  • Türkiye ve Türkmenistan arasında 13 anlaşma imzalandı

    Türkiye ve Türkmenistan arasında 13 anlaşma imzalandı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkmenistan Devlet Başkanı Berdimuhammedov’un huzurunda iki ülke arasında 13 anlaşma imzalandı.

    Bu kapsamda, “Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği İle Türkmenistan Ticaret ve Sanayi Odası Arasında Türkiye-Türkmenistan Ticaret Ve Sanayi Odası Forumu Kurulmasına İlişkin Mutabakat Zaptı”, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Türkmenistan Hükümeti Arasında Görsel-işitsel Hizmetlere Dair Ortak Yapım Anlaşması”, Türkiye Cumhuriyeti Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı ile Türkmenistan Sanayiciler ve Girişimciler Birliği Arasında Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Alanında İşbirliğinin Geliştirilmesine İlişkin Eylem Planı”, “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi Başkanlığı ile Türkmenistan Devlet Başkanlığına Bağlı Devlet Servisi Akademisi Arasında İnsan Kaynaklarının Yönetimi Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı”, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Türkmenistan Hükümeti Arasında Teknik Düzenlemeler, Standardizasyon, Uygunluk Değerlendirmesi, Akreditasyon Ve Metroloji Alanlarında İşbirliği Anlaşması”, “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı İle Türkmenistan Bakanlar Kurulu Nezdinde Baş Arşiv Müdürlüğü Arasında İşbirliği Protokolü”, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı İle Türkmenistan Devlet Televizyon, Radyo Yayıncılık Ve Sinematografi Komitesi Arasında Medya Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı”, “Türkiye Cumhuriyeti Yükseköğretim Kurulu ile Türkmenistan Eğitim Bakanlığı Arasında Yükseköğretim Alanında İş Birliğine Yönelik Mutabakat Zaptı”, “Türkiye Ulaştırma Ve Altyapı Bakanlığı ile Türkmenistan Bakanlar Kuruluna Bağlı Ulaştırma Ve Haberleşme Ajansı Arasında Ulaştırma ve Bilgi Teknolojilerinde Araştırma Ve Geliştirme Faaliyetlerinde İşbirliği Mutabakat Zaptı”, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Türkmenistan Hükümeti Arasında Bitki Koruma ve Bitki Karantinası Alanında İşbirliği Anlaşması”, “Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı İle Türkmenistan Kültür Bakanlığı Arasında Kültür Alanında İşbirliği Anlaşması”, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Türkmenistan Hükümeti Arasında Gençlik ve Spor Alanında İşbirliği Anlaşmasının Uygulanması İçin Gençlik Politikası Alanında 2024-2026 Dönemi İşbirliği Eylem Planı” ve “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti İle Türkmenistan Hükümeti Arasında Meteoroloji Alanında İşbirliği Anlaşması” imza altına alındı.

  • “Yerli ve Milli Üretim Sergisi”

    “Yerli ve Milli Üretim Sergisi”

    Amasya Valiliği ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün organize ettiği sergi bir AVM’de açıldı. Etkinlikte Yerli ve Milli otomobil TOGG ve Amasya’nın Taşova ilçesinde meslek lisesi öğrencilerinin tasarladığı Alpaslan adlı elektrikli araç da sergilendi.

    Amasya Valisi Yılmaz Doruk, Türkiye’nin otomobil yapma işinin yeni olmadığını söyleyerek, “Ama yaparsak en güzelini yaparız dedik ve yaptık. İşte bu birikim, bu azim buradan geliyor. Bu kadar kısa sürede ve güzel yapılmasının temelinde buradaki azim yatıyor” dedi.

    Sergide, okullarda üretilen yerli ve milli ürünler, ev eşyalarından mutfak eşyalarına, giyimden teknoloji ve savunma sanayisi malzemelerine kadar birçok ürün bulunuyor.

    Serginin açılışına Amasya İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Mehmet Arı ve İl Milli Eğitim Müdürü Mustafa Türkmen de katıldı.

  • Cumhuriyet’in ilk yıllarını anlattı

    Cumhuriyet’in ilk yıllarını anlattı

    Türkiye Cumhuriyeti 100 yaşına giriyor. 7 çocuk ve 80’in üzerinde torun sahibi 110 yaşındaki Cemile Yıldırım da Cumhuriyet’in kurulduğu ilk yıllarda yaşadıklarını anlattı.

    20 yıl önce terörle mücadelede oğlunu şehit veren Cemile nine, Cumhuriyet’in kurulduğu ilk yıllarda ülkenin yokluk içinde olduğunu, köylerine saldıran Ermeni çetelerine karşı savaşan iki dayısının ayaklarının donduğunu söyledi. Çocukken Ermenilerin köylerine saldırıp kendilerini yok etmek istediklerini belirten Yıldırım, saldıranların çok kalabalık olduğunu, köylerinde ise o dönem az sayıda erkek olduğunu aktardı.

    “Kar üzerinde onlara karşı mücadele eden dayılarımın ayakları dondu” diyen Yıldırım, şöyle konuştu:

    “Bir gün köyümüzü bastılar. Evimizin damını deldiler ve bizi yok etmek istediler. Bizim yokluk içinde olduğumuzu biliyorlardı. Hiç kurşunumuz yoktu. Onlarda silah vardı. Evimizin üzerine geldiklerinde bir tek kurşunumuz kalmıştı. Babam son kurşunu atınca onlar bizim mühimmatımız olduğunu düşünerek kaçtılar. Köyümüzün çevresinde çok sayıda düşman askeri öldürüldü. Allah’ın desteğiyle onları kovduk. Kar üzerinde ayakkabısız ve çorapsız düşmana karşı mücadele veren birçok kişinin ayakları donuyordu. Sürekli Ermeni çetelerine karşı koyardık. Kıtlık çoktu, hiç yiyecek bulamıyorduk. Kar suyunu eriterek içiyorduk. Yemek hiç yoktu. Bir metre kumaş bulamıyorduk. Çok şükür şu anda her şeyimiz var.”

    “Maşallah ülkemiz yüz yaşına ulaştı”

    Yaşanılan onca zorlukların geride kaldığını ifade eden Cemile nine, “Maşallah, Türkiye yüz yaşına geldi. Allah, her türlü kaza ve beladan korusun. Her gün ülkem için dua ediyorum” şeklinde konuştu.

  • A Milli Hentbol Takımı Sakarya’da parkeye çıkacak

    A Milli Hentbol Takımı Sakarya’da parkeye çıkacak

    Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce, Türkiye ile İtalya arasında Sakarya’da oynanacak 2025 Erkekler Dünya Hentbol Şampiyonası Avrupa Elemeleri 1. Tur karşılaşması öncesi düzenlenen basın toplantısına katıldı.

    AKOM’da gerçekleştirilen buluşmada Hentbol Federasyonu Başkanı Uğur Kılıç, Gençlik ve Spor İl Müdürü Nevzat İnanç katıldı. 1 Kasım Çarşamba günü Serdivan Spor Salonu’nda oynanacak Türkiye-İtalya karşılaşması saat 19.00’da başlayacak. A Milli Hentbol Takımı 30 Ekim Pazartesi günü hazırlıklarına Sakarya’da devam edecek.

    Gönüllerin Türk Milli Takımla atacağını belirten Yüce, Büyükşehir Hentbol Takımının 6 sporcusunun da A Milli formayla mücadele edeceğini ifade ederek, tüm sporcu ve teknik ekibe başarı dileklerini iletti. Yüce, Sakarya’nın sahip olduğu potansiyelin farkında olduklarını ifade ederek, “Sakarya olarak spor alanında gerek ulusal gerekse uluslararası şampiyonalara ev sahipliği yaptık. Bugün bir müsabakasına ev sahipliği yapacağımız 2025 Erkekler Dünya Hentbol Şampiyonasını ve şehrimizde oynanacak maçı tanıtmak ve detaylarını sizlerle paylaşmak için bir aradayız. 2025 Erkekler Dünya Hentbol Şampiyonası 8-26 Ocak 2025 tarihleri arasında Hırvatistan, Danimarka ve Norveç’in ortaklığıyla düzenlenecek. Bu şampiyona maçlarından önce 2 turdan oluşan eleme maçları olacak. A Milli Hentbol takımımızın İtalya ile oynayacağı Avrupa Elemeleri 1. Tur mücadelesine ev sahipliği yapacağız. 1 Kasım’da şehrimizde oynanacak Türkiye-İtalya karşılaşmasında gönlümüz Türkiye’mizden yana olacak. Şimdiden sporcularımıza canı gönülden başarılar diliyorum” dedi.

    “Milli maçın Sakarya’da oynama kararı aldıkları için teşekkür ediyorum”
    Gençlik ve Spor İl Müdürü Nevzat İnanç, “Sakarya uzun zamandır büyük organizasyonlara ev sahipliği yapıyor. Bugünde bunlardan biri olacak Türkiye ile İtalya Hentbol Dünya Şampiyonası elemelerinin tanıtımı için buradayız. Milli maçın Sakarya’da oynama kararı aldıkları için teşekkür ediyorum. Tüm sporseverleri Çarşamba günü milli heyecanı yaşamak için Serdivan Spor Salonu’na davet ediyorum. İnşallah Sakarya tribünü dolduracak ve A Milli Takımımız seyircimizin de desteği ile ilk mücadeleden galip ayrılacaktır” diye konuştu.

    “Sakarya’nın hentbolda farklı bir yeri var”
    Hentbol Federasyonu Başkanı Uğur Kılıç, “Bu anlamlı ve önemli maç için bir aradayız. Çok güçlü bir takım olan İtalya karşısında dünya şampiyonasına katılmak için eleme maçları oynayacağız. Sakarya’nın hentbolda farklı bir yeri var. Geçtiğimiz yıl Süper Lig’de final oynayan takımı vardı. Bu yılda iddialı bir takım kurdular. Aynı zamana milli takıma 6 sporcu vererek en çok sporcu yollayan takım konumunda. Sakarya bisikletten sonra hentbol şehri de olabilecek yapıya sahip. Tüm Sakaryalı sporseverleri A Milli Takımımızı desteklemeye davet ediyorum. İnşallah güzel bir atmosferde güzel bir galibiyet alacağımız bir milli heyecan yaşarız” şeklinde konuştu.

  • Türkiye’nin Helsinki Büyükelçiliğine saldırı

    Türkiye’nin Helsinki Büyükelçiliğine saldırı

    Finlandiya’nın başkentinde bulunan Türkiye’nin Helsinki Büyükelçiliğine saldırı düzenlendi. Helsinki polisi tarafından yapılan açıklamada, Türkiye Büyükelçiliğinde dumanlar görülmesinin ardından polis ve kurtarma ekiplerinin bölgeye sevk edildiği aktarılarak, “Görgü tanıklarının ifadelerine göre büyükelçilik önüne sis bombası atılmış olabilir, ancak mevcut bilgilere göre somut bir tehlike meydana gelmedi” denildi.
    Saldırı sonucu patlama yaşanmadığı ve yangın çıkmadığı aktarılan açıklamada, büyükelçilik binasına ayrıca boya atıldığı ifade edildi.
    Söz konusu saldırının 4 kişilik bir grup tarafından düzenlendiği üzerinden durulduğu belirtilen açıklamada, polisin henüz saldırıyla ilgili kimseyi gözaltına almadığı aktarıldı. Saldırıyla ilgili soruşturmanın devam ettiği açıklandı.