Etiket: Türkiye

  • Kullanılan oylar Türkiye’ye getiriliyor

    Kullanılan oylar Türkiye’ye getiriliyor

    Türkiye’de 14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerine, yurt dışında seçmen kütüğüne kayıtlı vatandaşlar da katıldı.

    Oy verme işlemi, bazı ülkelerde 7 Mayıs’ta sona erdi. Diğer ülkelerde ise 9 Mayıs’a kadar devam edecek.

    Oylar Türkiye’ye getiriliyor

    İspanya’daki Türk vatandaşlarının kullandığı oyların yer aldığı pusulalar, diplomatik kuryelerle İstanbul’a gönderildi.

    Sandıklar, Türkiye’nin Madrid Büyükelçiliği ve Barselona Başkonsolosluğu’nda 5-7 Mayıs tarihlerinde açık kaldı.

    İspanya’da seçime katılım oranı yüzde 55

    2 bin 673’ü Madrid’de, 3 bin 165’i Barselona’da, kayıtlı 5 bin 838 seçmenin bulunduğu İspanya’da, seçime katılım oranı yüzde 55 civarında oldu.

    Rahat ve sorunsuz geçen oy kullanma işlemlerinin ardından sandıklarda toplanan oy pusulaları, diplomatik torbalara konulup mühürlendikten sonra Madrid Büyükelçiliği ve Barselona Başkonsolosluğu’nda gece muhafaza edildi.

    Uçaklarla taşındı

    Sabah havalimanlarına taşınan oy torbaları, diplomatik kuryelerin eşliğinde Türk Hava Yolları’nın (THY) İstanbul seferini gerçekleştirecek uçaklara konuldu.

    Portekiz’de kullanılan oylar transfer edildi

    Oy pusulaları, Türkiye’ye ulaştırıldıktan sonra kolluk kuvvetleri nezaretinde Yurt Dışı İlçe Seçim Kurulu’na götürülecek.

    Diğer yandan 1484 seçmenin kayıtlı olduğu, ilk defa oy kullanma işleminin yapıldığı Portekiz’de, Türkiye’nin Lizbon Büyükelçiliği’nde kullanılan oyların yer aldığı pusulalar da aynı yolla TSİ 12.55’de kalkacak THY’nin Lizbon-İstanbul uçağıyla yurda gönderilecek.

    Polonya

    Öte yandan, Polonya’daki Türk vatandaşlarının kullandığı oyların yer aldığı pusulalar, diplomatik kuryelerle Türkiye’ye gönderildi.

    Yunanistan

    Türkiye’nin Atina-Pire Başkonsolosluğu’na kayıtlı seçmenlerin, Türkiye’de 14 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri için kullandıkları oylar Türkiye’ye gönderilmek üzere Atina Havaalanı’na götürüldü.

    Gümrük kapılarında oy için son tarih 14 Mayıs

    Yurt dışı seçmen kütüğüne kayıtlı 3 milyon 416 bin 98 seçmen bulunuyor. 73 ülke ve 156 yerdeki yurt dışı temsilciliğinde oy verme işlemlerine 27 Nisan’da başlandı.

    Bulundukları ülkede belirlenen sürede oy kullanamayanlar, 14 Mayıs saat 17.00’ye kadar gümrük kapılarında oy verebilecek. Bu seçmenler için 46 gümrük kapısında 24 saat oy verme işlemi yapılabilecek.

    Yurt dışı oylar ATO Congresium Fuar Merkezi’nde muhafaza edilecek

    Yurt dışında oy kullanma işleminin yarın sona ermesinin ardından, oyların, YSK’nın belirlediği yöntemlerle, yüksek güvenlik altında, diplomatik kuryelerle Türkiye’ye getirilmesi devam edecek.

    Bu oylar, Yurt Dışı İlçe Seçim Kurulu Başkanlığınca, Ankara’daki ATO Congresium Fuar Merkezi’ndeki güvenlikli alanda muhafaza edilecek.

    Diğer sandıklarla birlikte açılacak

    Yurt dışı seçmenlerin kullandığı oylar, Türkiye’de 14 Mayıs Pazar günü saat 17.00’de oy verme işleminin tamamlanmasının ardından diğer sandıklarla birlikte açılacak.

    Bu oyların sayım ve dökümleri Yurt Dışı İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı’nın nezaretinde yapılacak.

    2018 seçimindeki sayıyı geçti

    Yurt dışı temsilciliklerde kullanılan oy sayısı, 6 Mayıs itibarıyla 2018 seçimindeki oy sayısını geçmişti.

    Bu temsilciliklerde dün itibarıyla kullanılan oy sayısı 1 milyon 556 bin 469 oldu, bu sayı 2018 seçimlerinde 1 milyon 358 bin 584 olarak gerçekleşmişti. Gümrüklerde ise dün itibarıyla 110 bin 355 kişi oy kullandı.

    En fazla seçmen Almanya’da, en azı ise Brezilya’da

    YSK verilerine göre, en çok yurt dışı seçmenin bulunduğu ülke 1 milyon 501 bin 152 ile Almanya oldu. Almanya’yı 397 bin 86 seçmenin yaşadığı Fransa ve 286 bin 753 seçmenin kayıtlı olduğu Hollanda izledi.

    Sandık kurulan ülkeler arasında en az seçmen sayısına sahip ülkeler ise 581 ile Brezilya, 584 seçmenle Nijerya, 635 seçmenle Türkmenistan olarak sıralandı.

    İkinci turda oy kullanma tarihleri

    Öte yandan, Cumhurbaşkanı Seçimi’nin ikinci tura kalması halinde 28 Mayıs Pazar günü yapılacak ikinci tur için belirtilen temsilciliklerde 20-24 Mayıs’ta oy kullanılabilecek.

  • Yozgat’ın ilk ve tek rafting takımı, Türkiye ikincisi oldu

    Yozgat’ın ilk ve tek rafting takımı, Türkiye ikincisi oldu

    Türkiye Kano Federasyonu tarafından 4-6 Mayıs tarihleri arasında Düzce’nin Cumayeri ilçesi Melen Çayı üzerinde düzenlenen Türkiye Rafting Şampiyonası’nda, Yozgat’ın ilk ve tek rafting takımı Çekerek Belediyesi, U23 Mix kategorisinde Türkiye 2.liği elde ederek ilçeye döndü. Şampiyona da derece elde eden sporcular, milli takım kampına da katılmaya hak kazandı.
    Çekerek Kaymakamı Hayrettin Buğra Güzel ve Çekerek Belediyesi Başkanı Eyüp Çakır, antrenör Abdullah Eraslan ve sporcuları başarıları dolayısıyla tebrik etti.


    Sporculardan Mahmut Yılmazer, düzenlenen şampiyona da U23 Mix kategorisinde Türkiye 2.si olduklarını söyleyerek, “Öncelikle bize destek veren Çekerek Belediye Başkanımız Eyüp Çakır’a çok teşekkür ediyoruz. İleriki şampiyonalarda daha da başarılı olup şampiyonluğu Yozgat’ımıza ve ilçemize getireceğiz” dedi.
    53 takımın katıldığı U23 Mix kategorisinde Türkiye ikincisi olduklarını belirten sporculardan Ahmet Yılmazer de, “Takım olarak çok mutluyuz, önümüzdeki yıllarda daha başarılı olacağız. Bu haklı gururu sonuna kadar yaşıyoruz. İlimizi ve ilçemizi daha iyi temsil edeceğimize inanıyorum” şeklinde konuştu.

  • Nasıl oy kullanılır?

    Nasıl oy kullanılır?

    Türkiye, 14 Mayıs 2023 Pazar günü birlikte yapılacak Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri için sandığa gitmeye hazırlanıyor. Peki Nasıl oy kullanılır? 14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimi için oy kullanma rehberi haberimizin detaylarında.

    NEREDE OY KULLANACAĞIM?

    Muhtarlıklarda dağıtılan seçmen bilgi kâğıdı eline ulaşmayanlar, oy kullanacakları sandıkları YSK veya e-Devlet üzerinden veya Seçmen Sorgulama Mobil uygulaması üzerinden öğrenebilecek.

    NÜFUS CÜZDANI BULUNMAYAN SEÇMEN OY KULLANABİLECEK Mİ?

    Seçimlerde, seçmenlerin oy kullanabilmeleri için Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasını taşıyan nüfus cüzdanı, resmi dairelerce verilen soğuk damgalı kimlik kartı, pasaport, evlenme cüzdanı, askerlik belgesi, sürücü belgesi, hakim ve savcılar ile yüksek yargı organı mensuplarına verilen mesleki kimlik kartı, avukat, noter ve askeri kimlik kartı gibi resimli ve resmi nitelikteki belgelerden birini sandık başına getirmeleri gerekmektedir. Bu belgeler seçmenlerin kimliklerini tereddütsüz ortaya koymalarını sağlamak amacıyla kullanılmaktadır.

    Seçmenler, seçim bölgesindeki sandık merkezlerine giderek, kimliklerini belirten bir belgeyi başkana sunmalı ve ayrıca seçmen sıra numarasını bildirmelidirler. Bu prosedürlerin tamamlanmasıyla birlikte seçmenler oy kullanabilirler. Ancak, yukarıda belirtilen resmi nitelikteki belgelerden herhangi birini sunmayan seçmenler oy kullanma hakkını kullanamayacaklardır. Bu önlem, seçim sürecinin güvenliğini sağlamak ve kimlik doğrulama prosedürlerini takip etmek amacıyla uygulanmaktadır.

    OY VERME SAATLERİ

    Tüm yurtta oy verme saatleri 08.00-17.00 olarak uygulanacak. Oy vermenin bitiş saati geldiği halde sandık başında oylarını vermek üzere bekleyen seçmenler varsa, sandık kurulu başkanı seçmenleri saydıktan ve kimliklerini aldıktan sonra sırayla oylarını kullanmalarına izin verecek. Saat 17.00’den sonra gelen seçmen oy kullanamayacak.

    OY VERME İŞLEMİ NASIL YAPILACAK?

    Oy kullanmak için sıranız geldiğinde sandık görevlileri 1 adet zarf ve 2 adet oy pusulası ve üzerinde TERCİH veya EVET yazan mührünü aldıktan sonra sıra artık oy kullanmada.

    Seçmen Cumhurbaşkanı adayı ve siyasi parti için pusuladaki ilgili alana TERCİH ya da EVET mührünü bastıktan sonra her iki pusulayı da katlayarak tek bir zarfın içerisine yerleştirecek.

    Bu durumda dikkat edilmesi gereken önemli hususlar;

    “Pusulada birden çok yere EVET mührünün basılması, pusulada ya da zarfın üzerinde farklı işaretlemeler yapılması” oyunuzun geçersiz olması anlamına gelecektir.

    Zarfınızı kapatarak seçim sandığının içerisine atıp, mührünüzü teslim ederken seçmen listesine imzanızı da attıktan sonra oy verme işleminizi gerçekleştirerek en önemli vatandaşlık görevini yerine getirmiş oluyorsunuz.

    Her seçmene iki oy pusulası ve tek zarf verilecektir. Hata yaparsanız bir yenisini alma şansınız yok.

    SEÇİM SONUÇLARI NE ZAMAN AÇIKLANACAK?

    YSK’nın kararlarına göre saat 18.00’a kadar basın yayın organlarında seçimler ve sonuçlarına ilişkin haber tahmini ve yorum yapılması yasak olacak. Saat 18.00 ile 21.00 arasında ise YSK tarafından seçime ilişkin verilecek haber ve tebliğler yayımlanabilecek. Saat 21.00’den sonra ise bütün yayınlar serbest olacak, YSK bu saati daha erkene alabilecek. Cumhurbaşkanı seçiminin ikinci tura kalması halinde aynı hükümler 28 Mayıs’ta da uygulanacak.

    Seçim sonuçlarını Line TV ekranlarından ve www.linehaber.com.tr üzerinden anbean takip edebilirsiniz.

    SEÇİM GÜNÜ UYGULANACAK YASAKLAR NELERDİR?

    Seçim günü saat 06.00’dan gece 24.00’a kadar alkollü içki satışı yasak olacak. Emniyet ve asayişi korumakla görevli olanlar dışında yerleşim yerlerinde kimse silah taşıyamayacak. Seçim günü kahvehane, kıraathane ve internet kafe gibi bütün umumi eğlence yerleri kapalı olacak. Eğlence yeri niteliğindeki lokantalarda yalnızca yemek verilebilecek. Seçim günü saat 18.00’dan sonra düğünler yapılabilecek.

    LINE TV’Yİ NASIL İZLERİM?

    Digiturk 654. Kanal
    D-Smart 153. Kanal

    Türksat Uydu Frekansları
    Frekans: 12685
    Polarizasyon: Dikey (V)
    Fec: 2/3

  • Karate Şampiyonası’nda skandal hakem kararı

    Karate Şampiyonası’nda skandal hakem kararı

    Adapazarı’nda yapılan seçmelerde kategorisinde birinci olan 10 yaşındaki Melike Yaren Arsu, Türkiye Karate Federasyonu tarafından Denizli’de düzenlenen Minikler Türkiye Karate Şampiyonası’na katılmaya hak kazandı. Antrenörü tarafından yapılan kayıt işlemleri onaylanan Melike Yaren Arsu, 27 Nisan 2023 tarihinde yapılan ilk müsabakasını kazanarak ikinci karşılaşmasına katılmaya hak kazandı. İkinci müsabakasına başlayacağı sırada Şef Hakem Şeyhmuz Baybora tarafından karşılaşmadan men edilen Arsu’nun, kıyafeti nedeniyle ikinci mücadelesinde yarışmasına izin verilmedi. Türkiye Karate Federasyonu’ndan kızın müsabakadan men edilmesine ya da maça çıkmasına engellenmesine ilişkin kayıt ve tutanakları talep eden baba Atakan Arsu, haksız uygulamaya karşı hukuk mücadelesi başlattı.

    Atakan Arsu: “Kızımın spor yapma hakkı elinden alındı”
    Kızının spor yapma hakkı elinden alındığını iddia eden baba Atakan Arsu, bugüne kadar aynı kıyafetle herhangi bir sıkıntı yaşamadıklarını söyledi. Arsu, “26 Nisan 2023 tarihinde müsabaka tartım işlemleri için gerekli işlemler antrenörü İsmail Yılgın tarafından takip edilerek tamamlanmış ve müsabakalar için kategorisi belirlenmiştir. 27 Nisan 2023 saat 09.00 civarında turnuvanın ilk müsabakasını kazanarak, ikinci müsabakaya çıkmaya hak kazanmıştır. 27 Nisan 2023 saat 09.30 civarında sırada 1. Tatami Şef Hakemi Şeyhmuz Baybora tarafından ikinci müsabakası başlatılacağı sırada Merkez Hakem Kurulu üyesi olduğunu öğrenebildiğimiz Uğur Kobaş tarafından hakem uyarılarak kızımın boynu açık bone takması aksi taktirde müsabakayı başlatamayacağı yönünde uyarılmıştır. Şef hakem, ilk maçında ve daha önceki turnuvalarda kızımın saçı ve boynu kapalı olacak şekilde yarıştığını belirmesine rağmen Uğur Kobaş tarafından müsabakaya çıkarmama kararı ısrarla uygulatılmıştır. Antrenörümüz ve rakibi olan sporcunun antrenörü diğer iki hakemin yanı sıra Merkez Hakem Kurulu’ndan sorumlu yönetim kurulu üyesi Mehmet Akif Gürbüz’e itiraz etmesine rağmen, kızıma boynunu açması ya da müsabakadan çekilmesi yönünde baskı yapılmıştır. Kızım boynunu açmama yönünde karar alması sonrası, spor yapma hakkı elinden alınmıştır” dedi.

    Genel Sekreterden skandal sözler: “Karate yapmak farz değil”
    Durumdan haberdar olur olmaz ilgili birçok kuruma ulaşmaya çalıştığını kaydeden baba Arsu, “Kızımın müsabakaya çıkabilmesi için Karate Federasyonu Genel Sekreteri Hacı Beşbadem’e ulaştım. Kendisine problemi aktardığımda, boynu açık bone takmanın Dünya Karate Federasyonu (WKF) kararı olduğunu, kızım 2 senedir bütün müsabakalarına boynu kapalı olarak çıktığını ve hatta ilk maçını da yine aynı şekilde yaparak kazandığını belirtmeme rağmen destek olamayacaklarını ve inançlarımız gereğini yerine getirmek istiyorsa, ‘Başörtü farz ama karate yapmak farz değil’ diyerek kızımın spor yapma hakkını engellemiştir. Turnuva boyunca boynu kapalı olarak mücadele eden bazı sporculara boyun açma yönünde uyarılar verilmiş, bazılarına ise boynu kapalı olacak şekilde müsabakaya devam etme hakkı tanınmıştır. Kural, Merkez Hakem Kurulu üyeleri tarafından keyfi ve istikrarsız olarak uygulanmıştır” şeklinde konuştu.

    “İnanç özgürlüğünü ve sporcu sağlığını koruyacak adımlar atılmalı”
    Benzer hak gasplarının yaşanmaması için gerekli adımlarım bir an önce atılması gerektiğini savunan Arsu, şunları kaydetti:
    “Kızım boynu açık hicab takması için uzun süre ikna edilmeye çalışılmış ve kızım bunu kabul etmediği için tatamiyi terk etmek zorunda kalmıştır. Kızım ve başka sporcuların mağdur olmaması için Türkiye Karate Federasyonu gerekli kurum kararları ile Türkiye içerisindeki ulusal ya da özel tüm müsabakalarda hem inanca hem de sporcu sağlığına zarar vermeyecek şekilde düzenlemeleri hayata geçirmelidir. WKF nezdinde, Türkiye’de inanç özgürlüğünü ve sporcu sağlığını koruyacak şekilde girişimler Türkiye Karate Federasyonu tarafından başlatılmalıdır. Evladımın yaşamış olduğu hak ve özgürlük kayıplarının telafisi için sorumluların cezalandırılmasını, kızıma psikolojik, maddi ve manevi olarak verilen zarara telafi istiyorum.”

    Melike Yaren Arsu: “Spor yapmaktan vazgeçmeyeceğim”
    Yaşadıklarına rağmen spordan vazgeçmeyeceğini ifade eden Melike Yaren Arsu ise, “Denizli’de düzenlenen Minikler Türkiye Karate Şampiyonası’nda oynadığım ilk maçımı kazandım. İkinci maç öncesi boynumu açmamı istediler ama kabul etmedim. Bu şekilde maçlara devam etmeme izin vermedikleri için şampiyonadan çekişmek zorunda kaldım. İki senedir kahverengi kuşağa sahip olabilmek için çok büyük çaba sarf ettim. Bu spordan vazgeçmeyeceğim” diye konuştu.

  • Türkiye’ye 11,5 milyar dolar yatırım

    Türkiye’ye 11,5 milyar dolar yatırım

    Muhabirlere açıklamalarda bulunan Ersoy, şu anda Türkiye’de yaklaşık 8 bin Alman sermayeli şirket bulunduğunu söyledi.

    “Almanya’nın Türkiye’deki doğrudan yabancı yatırımlardaki payı yüzde 6,4 oranında. 2022 yılında Alman yatırımların toplamı 697 milyon dolar olmuştur. “diyen Ersoy şunları kaydetti:

    “Bu yatırımların çoğu, Türkiye’de yüz binlerce istihdam oluşturan uzun vadeli yatırımlar. Üyelerimiz arasında 100 yılı aşkın bir süredir Türkiye’de faaliyet gösteren şirketler mevcut. Alman şirketleri, birçok sektöre yönelik endüstriyel üretim başta olmak üzere perakende ve toptan satış lojistik ve dağıtıma varana kadar farklı alanlarda faaliyet göstermektedir.

    Türkiye ekonomisi, Ukrayna’daki savaş ve iki yıllık pandemi sürecine rağmen geçen yıl güçlü bir şekilde büyüdü ve ihracatta yeni rekorlara imza attı. Tüm bu olumsuz etkilere ve zorluklara rağmen geçen yıl Alman-Türk ticari ilişkileri bakımından yine bir rekor yılı oldu.”

    İkili dış ticaret hacminin 2021 yılında 41 milyar dolar ile rekor bir düzeye ulaştığını ve 2022 yılında yeni bir rekor ile 45 milyar dolar seviyesini aştığını hatırlatan Ersoy, ” Almanya, Türk ihracatçıları için en önemli ihracat pazarı olma özelliğini korumaya devam ediyor. Türkiye ve Almanya arasındaki dış ticaret açığı son 10 yılda 11 milyar dolar seviyelerinden 2,8 milyar dolara gerilemiş durumdadır. Yani ülkelerimiz arasındaki ticaret dengesi Türkiye lehine gelişme kaydetmektedir.” dedi.

    Pandeminin uluslararası ticareti etkilediğini hatırlatan Ersoy, bunun başlıca nedeninin artan navlun maliyetleri, uzayan teslimat süreleri ve tedarik zincirlerindeki aksaklıkları olduğunu belirtti.

    “Türkiye kendini Avrupa’ya tedarik pazarı olarak konumlandırma fırsatını değerlendirdi”

    Ersoy, “Türkiye kendini Avrupa’ya tedarik pazarı olarak konumlandırma fırsatını değerlendirdi. Tüm bu gelişmeler ışığında, Almanya ile Türkiye arasındaki ikili ticaret bu yıl da yeni bir rekor seviyeye ulaşması bizi şaşırtmayacaktır.” dedi.

    İstatistiki verilerin 2022 yılında motorlu araçlar ve otomotiv yan sanayisinin yanı sıra kazan, makine ve mekanik ekipman ticaretinin Türkiye arasındaki ikili ticarette özel bir konuma sahip olduğunu gösterdiğini belirten Ersoy, “Türkiye artık sadece sanayi malları ve makine ithalatçısı değil, aynı zamanda bu tür malların tedarikçisi olarak da ön plana çıkmaktadır.” açıklamasında bulundu.

    Ersoy, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “2022 yılında kazanlar, makineler ve mekanik ekipmanlar gibi sanayi ürünleri, toplam değeri yaklaşık 5 milyar dolar ile Almanya’nın Türkiye’ye ihracatında önemli bir paya sahip olmuştur. Diğer önde gelen ihraç malları sırasıyla motorlu kara taşıtları, römorklar ve aksamları (3,97 milyar dolar); plastik ve plastik ürünler (1,77 milyar dolar); hava taşıtları ve yedek parçaları (1,04 milyar dolar); kimyasallar, tıbbi eşya ve ürünlerdir.

    Buna karşılık, Türkiye Almanya’ya 2,96 milyar dolar değerinde otomotiv sanayi ürünleri/yarı römork ve treyler ve aksamlar ihraç etmiştir. Diğer önde gelen ihracat kalemleri arasında örme giyim eşyaları (2,77 milyar dolar); gıda (1,18 milyar dolar); kazanlar, makineler ve mekanik ekipmanlar gibi sanayi ürünleri (2,09 milyar dolar); elektrikli makineler (1 milyar dolar) ve demir/çelik ve alüminyum ürünleri yer almaktadır.

    Türkiye’nin AB Gümrük Birliği üyesi olarak sahip olduğu özel statü, Türkiye’nin Alman şirketleri için önemli bir ticaret ortağı ve yatırım yeri olduğunu gösterir. Özel coğrafi konumuyla Türkiye, Doğu-Batı ve Kuzey-Güney eksenleri arasında doğal bir köprü oluşturmakta ve komşu bölgedeki önemli pazarlara etkin ve uygun maliyetli bir üs oluşturmaktadır. Hem enerji hem de lojistik için iyi bir altyapı, genç, iyi eğitimli ve teknoloji meraklısı nüfusu ile Türkiye cazip imkanlar sunmaktadır.”

    Yeşil dönüşüm konusu ve özellikle enerji dönüşümü, yenilenebilir enerji ve yeşil hidrojen odak alanları AHK Türkiye’nin çalışmalarında özel bir öneme sahip olduğunun altını çizen Ersoy, enerji konularındaki etkinlik ve paylaşımların yanı sıra AHK Türkiye, enerji sektöründen ve Türk-Alman enerji sektöründen çeşitli paydaşlarla yakın iş birliği içinde çalıştığını belirtti.

    “Güneş alanında yenilenebilir enerjide büyük potansiyelimiz var”

    Ersoy, “Örneğin 2011 yılında, Alman-Türk enerji sektöründen üye şirketler için ilk AHK Türkiye çalışma grubu kurulmuştur. Ayrıca enerji dönüşümü konularında çalışan startuplar ve özel sektör ile birlikte iş birliğini teşvik edecek faaliyetler planlanmaktadır.” diye konuştu.

    Ersoy, AHK Türkiye’nin çözüm ortağı DEinternational Servis Hizmetleri A.Ş., Alman-Türk Enerji Ortaklığı’nın (DTEP) Enerji Sekreteryası’nın başında bulunmakta ve DTEP’in faaliyetlerinin yanı sıra çalışma gruplarının koordinasyonuna da destek verdiğini açıkladı.

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Almanya Federal Ekonomi ve İklim Koruma Bakanlığı (BMWK) tarafından kurulan ve 2012 yılından bu yana faaliyet gösteren DTEP’in Türkiye’deki enerji sisteminin dönüşümü (enerji dönüşümü) sürecinde siyaset, iş dünyası, bilim ve sivil toplum arasında fikir ve bilgi alışverişine hizmet ettiğini kaydeden Ersoy, sözlerini şöyle tamamladı:

    “Türkiye, özellikle güneş enerjisi alanında Almanya’ya kıyasla Yenilenebilir Enerji konusunda yüksek potansiyele sahip. Alman rüzgar enerjisi teknolojisi sağlayıcıları da Türkiye’de kurulu kapasite açısından pazar liderleri arasında.

    Enercon veya Nordex gibi rüzgar türbini üreticilerinin Türkiye’de halihazırda büyük üretim tesisleri bulunmakta. Türkiye’de rüzgar enerjisi tedarik zincirleri halihazırda kurulmuş olmakla birlikte yine de büyüme ve daha fazla gelişme için çok fazla potansiyele sahip.”

  • İran’da oy verme işlemi başladı

    İran’da oy verme işlemi başladı

    İran’da yaşayan Türk vatandaşları, Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri için sandık başına gidiyor. Tahran Büyükelçiliği ile Meşhed ve Tebriz kentlerindeki başkonsolosluklarda oy verme işlemi bugün yerel saatle 09.00’da başladı. Seçmenler, merkezlerde 5-6-7 Mayıs tarihlerinde yerel saatle 21.00’a kadar oy kullanabilecek.
    Türkiye’nin Tahran Büyükelçisi Hicabi Kırlangıç, oyunu kullanmasının ardından yaptığı açıklamada, “İran’da Meşhed Başkonsolosluğumuz, Tebriz Başkonsolosluğumuz ve Tahran Büyükelçiliğimiz olmak üzere üç merkezde sandıklar kuruldu ve vatandaşlarımız bugünden itibaren oylarını kullanıyorlar. Bildiğiniz gibi Yüksek Seçim Kurulu tarafından belirlenen kurallara göre Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası bulunan ve makamlarca verilmiş olan kimlik kartlarıyla oy kullanabiliyoruz. T.C. kimlik numaraları bulunmuyorsa kısa sürede temsilciliklerimize, misyon şeflerimize, konsolosluklarımıza başvurularak tatil günleri de dahil olmak üzere bir belge alabiliyorlar. Her türlü kolaylık sağlanmış durumda. Umuyorum bu süreç çok güzel bir şekilde neticelenir ve halkımız yurtdışında oylarını rahatlıkla kullanırlar. Ben Tahran’da yaşayan vatandaşlarımızı oylarını kullanmaya davet ediyorum. Bu demokrasi şölenimize katılmaya hepinizi davet ediyorum” ifadelerini kullandı.
    Büyükelçilikteki Tahran Türk Okulu’nda oyunu kullanmak için sandık başına gelen Ali Ezen, “14 Mayıs seçimleri için oyumuzu kullandık. Tahran’da her şey yolunda. Seçimlerin ülkemize faydalı ve hayırlı olmasını diliyorum. İnşallah süreç herhangi bir kesintiye uğramadan atlatılır ve 14 Mayıs akşamı ülkemiz için hayırlı neticelere varır. Teşekkür ediyorum, çok sağ olun” şeklinde konuştu.

  • ”Bizi durdurmayacaklar, bunlar beyhude gayret”

    ”Bizi durdurmayacaklar, bunlar beyhude gayret”

    AK Parti’den Kayseri milletvekili adayı gösterilen Akar, İncesu’ya bağlı Kızılören mahallesinde vatandaşlarla bir araya geldi. Türkiye’nin güvenliği ve bekası için çalışmalarını sürdürdüklerini, problemleri çöze çöze, projeleri yapa yapa bu seviyelere geldiklerini ifade eden Akar, “İnşallah bundan sonra da kalan bütün sorunları sizlerin oyları, duası ve desteğiyle bizler çözeceğiz” diye konuştu. Büyük ve güçlü Türkiye için çalıştıklarını dile getiren Akar, “Büyük ve güçlü Türkiye yolunda bizi engellemeye, ceketimizden, paçamızdan çekmeye çalışıyorlar, önümüze engeller ve tuzaklar koyuyorlar. Bunları Allah’ın izni sizlerin desteği ile yıka yıka ilerliyoruz. Bizi durdurmayacaklar, bunlar beyhude gayret” ifadesini kullandı.

    Güçlü Türkiye hedefinin önündeki en önemli risk ve tehditlerin başında terörün geldiğini dile getiren Akar, Mehmetçiğin terörle mücadelesinin zorlu arazi ve hava şartlarında kararlılıkla devam ettiğini belirtti. Irak’ın kuzeyindeki terör yuvalarının tek tek teröristlerin başlarına yıkıldığını, Suriye’nin kuzeyinde kurulmak istenen terör koridorunun parçalandığını, teröristlerin kazdıkları çukurlara gömüldüğünü ifade eden Akar, Mehmetçiğin nefesinin teröristlerin ensesinde olduğunu söyledi.

    “Terörü kaynağında yok etme” stratejisi çerçevesinde mücadelenin kararlılıkla devam ettiğini vurgulayan Akar, 14 Mayıs’taki Cumhurbaşkanı ve 28’inci Dönem Milletvekili Genel Seçimlerine yönelik de “Bu seçim bir zihniyet meselesi. Hangi partiye daha önce oy vermiş olursanız olun, ülkemizin birliği ve bütünlüğüne önem verenlerin birlik safında, düzen safında, beka safında olması lazım. Tekrar bir daha başa dönmeyelim. Terörün beli kırıldı. Son nefesini verecekken bunlara can suyu vermek, bunları ayağa kaldırmak istiyorlar. Buna izin vermeyelim” değerlendirmelerde bulundu.
    “Sizlerin desteği, güveni ve duasıyla Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bu yürüyüş devam edecek, bunu kimse durduramayacak” diyen Akar, alanı dolduran vatandaşları yarın Kayseri’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gerçekleştireceği mitinge davet etti.
    Öte yandan, cuma namazını da Salih-Hüseyin Kulaç Kızılören Merkez Camii’nde kılan Akar’a halk yoğun ilgi gösterdi.

  • “Türkiye tarih yazacak”

    “Türkiye tarih yazacak”

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener; 14 Mayıs seçimlerine yönelik Twitter hesabından; “Yer şahit, gök şahit olsun ki; bu emanet bizde durdukça Türkiye tarih yazacak” notuyla bir kampanya videosu paylaştı.

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener; bu akşam Twitter hesabından 14 Mayıs seçimlerine yönelik “Yer şahit, gök şahit olsun ki; bu emanet bizde durdukça Türkiye tarih yazacak” notuyla bir kampanya videosu paylaştı.

    Kampanya videosunda beş bin yıllık Türk devlet anlayışı, Türk devletinin ahlak anlayışı, Cumhuriyet’in kuruluşuyla birlikte Türkiye’nin tarımla, üretimle, sanayiyle, demir yollarıyla kalkınması ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk vurgusu, demir metaforu üzerinden işlendi.

    “BEYTÜLMALİ KORUYAN AHLAK ÖLÇÜSÜ BU DEMİRDİR”

    Hazırlanan video; “5 bin yıldır burada durur bu demir” seslendirmesi üzerine, bir demirci ustasının demir dövmesiyle başladı. “Toroslardaki yörük çadırlarının direklerini tutan bu demirdir” seslendirmesiyle Türk devletinin bağları; “Zafere koşan gazi atların nalları bu demirdendir” seslendirmesiyle Türk tarihindeki zaferler, “Beytülmali koruyan ahlak ölçüsü bu demirdir” seslendirmesiyle Türk devletinin ahlak anlayışı vurgulandı.

    “TAM 5 BİN YILDIR BURADA DÖKÜLÜR BU DEMİR”

    Tam beş bin yıldır dövülür, burada dökülür bu demir” seslendirmesiyle devam eden videonun bu bölümünde; Cumhuriyet’in kuruluşuyla birlikte Türkiye’nin tarımla, üretimle, sanayiyle ve demir yollarıyla kalkınması vurgulandı.

    “İSTİKLALİN PAROLASINI VATAN VE NAMUS BİLENLERİN İRADESİ BU DEMİRDİR”

    Tam 5 bin yıldır burada işlenir bu demir” seslendirmesiyle devam eden videonun bu bölümünde; Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Millî Mücadele’yi başlatan ruhuna, vatanın işgalden kurtuluşuna değinildi.

    “5 BİN YILLIK BU DEMİR, HER DAİM BÜYÜK TÜRK MİLLETİNİN EMANETİ OLACAK”

    Videonun son bölümünde; “5 bin yıllık bu demir, her daim büyük Türk milletinin emaneti olacak” seslendirmesinin ardından demirci ustasının demiri döverek İYİ Parti’nin güneş logosunu işlediği görüldü.

    Videonun sonunda; 5 bin yıllık Türk devlet anlayışına vurgu yapılarak; “Bu emanete sahip çıkan nice cesur yürekler olacak. Bu emanete hıyanet edenlerin karşısında duran nice kutlu neferler olacak” seslendirmesine yer verildi.

    Video; İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in kalabalıklar içinden vatandaşlarla birlikte yürürken; “Yer şahit, gök şahit olsun ki; bu emanet bizde durdukça Türkiye tarih yazacak” sözleriyle sona erdi.

  • “Türkiye kuşatılmaya müsaade etmeyecek”

    “Türkiye kuşatılmaya müsaade etmeyecek”

    TBMM Başkanı Şentop, Meclis 27. dönemini değerlendirdi. Şentop, Türkiye’nin Rusya-Ukrayna savaşında barış için çalıştığını söyleyerek, başta tahıl koridoru ve esir takası olmak üzere farklı alanlarda bu çalışmaların somut neticeler verdiğini ifade etti. Şentop, “Türkiye’nin söz konusu savaşın sonlanması noktasında ortaya koyduğu gayretler, sizlerin de takip ettiğiniz üzere devam etmektedir. Bu dönemi diğer dönemlerden ayıran en önemli hadiselerden bir diğeri ise, 6 Şubat 2023 tarihinde yaşadığımız büyük deprem felaketleridir. Ülkemizi tarifi olmayan derin bir acıyla sarsan söz konusu depremlerde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır, yaralılara şifa diliyorum. Devletimiz ve milletimiz yaraları sarmak için elbirliğiyle çalışmalarına başlamıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisi de ayrıntılarına daha sonra değineceğim şekilde bu süreçte önemli çalışmalar yürütmüştür. Deprem bölgelerindeki bütün vatandaşlarımızın sorunları çözülene kadar çalışmalar kararlılıkla devam edecektir” ifadelerini kullandı.

    27’nci dönemin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışı ve Milli Mücadele açısından büyük önem taşıyan diğer pek çok hadisenin 100. yıl dönümünü barındırdığını belirten Şentop, “Bir asır önce vatan toprakları işgal edilerek esaret altına alınmak istenen milletimizin istiklali uğrunda Meclis çatısı altında verdiği mücadelenin dönüm noktalarını bir asır sonra milletin temsilcisi sıfatıyla yâd etmek ve açılışının ardından ikinci yüz yılına başladığı günlerde Gazi Meclisimizin mensubu olarak görev icra etmek, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı sıfatıyla şahsım ve 27’nci dönemde birlikte çalıştığım milletvekili arkadaşlarım için şüphesiz çok büyük bir saadet ve gurur vesilesi olmuştur. 27’nci yasama dönemi, biraz önce andığım hususiyetlerinin yanı sıra millet iradesinin tecelligahı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında çeşitli konularda ilkleri yaşadığımız önemli bir dönem olarak tarih sahnesindeki yerini almaktadır” şeklinde konuştu.
    Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçildikten sonra TBMM’nin geçirdiği ilk yasama dönemi olduğunu hatırlatan Şentop, “Bildiğiniz üzere Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sayesinde aziz milletimiz, Mecliste kendisini temsil edecek milletvekillerinin yanı sıra yürütme organını da doğrudan seçme ve belirleme imkanına sahip hale gelmiştir. Yürütme erkinin sonradan olağan veya olağandışı yollarla bilhassa dahili ve harici kayıt dışı siyaset unsurlarının müdahalesi ile değiştirilemeyecek şekilde seçim anında doğrudan halk tarafından belirlenmesi, temsilde adaletten taviz verilmeksizin yönetimde istikrar sağlamayı mümkün kılmıştır. Bu kapsamda 27’nci yasama dönemi için yapılan ve kayıtlı seçmenlerin yüzde 86 oranında katılım gösterdiği 2018 seçimleri sonucunda Mecliste kullanılan oyların yaklaşık yüzde 98’inin (yüzde 97,97’sinin) temsil edildiği bir sandalye dağılımı ile karşılaşılmıştır. Kullanılan her 100 oydan 98’inin Meclis aritmetiğine yansıması suretiyle temsilde adaletin çok yüksek düzeyde sağlandığı 27’nci yasama döneminin 59 ay gibi oldukça uzun bir süre devam etmesi, aynı dönem içinde yönetimde istikrarın da temin edildiğinin göstergesidir” diye konuştu.

    “Oy kullanan seçmenlerimizin iradelerini yüzde 98 oranında yansıtan Türkiye Büyük Millet Meclisi yaklaşık 5 yıllık zaman diliminde oldukça verimli çalışmalar yürütmüştür”

    Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile Parlamenter Hükümet Sistemi arasında karşılaştırma yapan Şentop, şöyle devam etti:
    “Bu vesileyle sizlere bir hususu hatırlatmak isterim; malumlarınız Parlamenter Hükümet Sistemi döneminden kalma bir alışkanlık olarak 27’nci yasama döneminin ilk yıllarından itibaren erken seçim iddiaları bazı siyasi parti temsilcilerince dile getirilmekte idi. Konu hakkında bir tarama yaptığınızda genel seçimlerden sadece bir sene sonra, 2019 yılının yaz aylarından itibaren erken seçim olacağı yönünde iddialı söylemlerde bulunan çok sayıda siyasetçiye rastlayabilirsiniz. Yine aynı dönemlerde şahsıma yöneltilen sorular üzerine benim de ısrarla ‘yeni hükümet sisteminin doğası gereği bir erken seçim ihtimalinin sıfıra yakın olduğu’ hususu üzerinde durduğumu hatırlarsınız. Bugün artık 27’nci dönemin 5 yıllık süresinin neredeyse tamamlandığı, bir takvim ayarlaması sebebiyle seçimlerin 4 yıl 11 ay sonra yapılmasının kesinleştiği günlerdeyiz. Dolayısıyla yeni hükümet sisteminin yönetimde sağladığı istikrardan ve seçimlerin yenilenmesi şartlarını zorlaştırmasından hareketle erken seçim iddiaları hakkında yapmış olduğum değerlendirmeleri tarihi akışın teyit ettiğini görmekten büyük memnuniyet duymaktayım. Bu çerçevede daha önce çeşitli vesilelerle belirttiğim gibi, ilk örneğini 27’nci yasama döneminde tecrübe etmiş olmanın rahatlığıyla bir kere daha ifade etmek isterim ki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sayesinde ülke yönetimi seçimlerde doğrudan milletimiz tarafından belirlenmektedir.

    Dolayısıyla Parlamenter Hükümet Sistemi döneminde olduğu gibi seçimlerin yapılmasına rağmen yürütme yetkisinin kim tarafından kullanılacağının belirsiz olması gibi bir durumla karşılaşılması ihtimali artık gündemimizden çıkmıştır. Bu durum, ülkeyi kimin yöneteceğinin belirlenememesi sebebiyle siyaseten erken seçime ihtiyaç duyulması ihtimalini neredeyse tamamen ortadan kaldırmaktadır. Diğer taraftan yeni hükümet sistemi, seçimlerin yenilenmesini hukuken de oldukça zor şartlara bağlamıştır. Bu konuda Meclisin karar alabilmesi üye tam sayısının 3/5’ü gibi gerçekleşmesi oldukça zor bir oy nisabına bağlanmış; seçimlerin cumhurbaşkanınca yenilenmesi ise kendisinin en fazla iki dönemle sınırlı görev süresini kısaltacak olması sebebiyle istisnai ve zorunlu hallerde başvurulabilecek bir yöntem olarak tasarlanmıştır. Bu açıklamalar çerçevesinde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin Anayasamızda öngörülmesine rağmen Parlamenter Hükümet Sistemi döneminde gerçekleştirilemeyen ‘temsilde adaleti ve yönetimde istikrarı aynı anda sağlama’ amacını gerçekleştirdiği görülmektedir. Bu kapsamda sistemin 27’nci dönemdeki ilk uygulamasında herhangi bir yönetim zaafı veya boşluğuyla karşılaşılmaksızın yürütme erki icraatlarını kesintisiz şekilde gerçekleştirmiş; yine oy kullanan seçmenlerimizin iradelerini yüzde 98 oranında yansıtan Türkiye Büyük Millet Meclisi yaklaşık 5 yıllık zaman diliminde oldukça verimli çalışmalar yürütmüştür.”

    Şentop, 27’nci yasama döneminde Meclisin etkinliğinin azaldığı eleştirilerine soru önergelerini örnek göstererek cevap verdi. Şentop, “Milletvekillerimizin cumhurbaşkanı yardımcısına ve bakanlara yöneltmiş oldukları soru önergelerinin cevaplanma oranlarıdır. Bu oranlardan hareket edilerek yeni hükümet sisteminin Meclisi işlevsizleştirdiği sonucuna ulaşılabilmesinin ön koşulu ise, takdir edersiniz ki soru önergelerinin 27’nci dönemdeki cevaplandırılma oranlarının Parlamenter Hükümet Sistemi’ndeki dönemlere nazaran daha olumsuz bir tabloyu yansıtmasıdır. Ne var ki, 6’ncı yasama yılının verilerini de eklediğimizde 27’nci yasama döneminin tamamında milletvekillerimiz tarafından verilen soru önergelerinin muhataplarınca cevaplandırılma oranı yüzde 65,4 olarak gerçeklemiştir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin hemen öncesinde Parlamenter Hükümet Sistemi’nin geçerli olduğu 24’üncü ve 26’ncı yasama dönemlerinde soru önergelerinin toplam cevaplandırılma oranları ise, sırasıyla yüzde 60,3 ve yüzde 45,4’tür. Dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi döneminde soru önergelerine cevap verilmediği, bu konuda parlamenter sistem zamanındaki yasama dönemlerinden daha kötü bir durumda olduğumuz yönünde oluşturulmaya çalışılan algıya katılmamın mümkün olmadığını belirtmek isterim” değerlendirmesini yaptı.

    Şentop, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne ilişki soru üzerine, “Sistemin kurumlarının yerine oturması için zaman verilmesi gerektiği kanaatindeyim. Önümüzdeki dönem sistemin daha çok oturacağı kanaatindeyim. Cumhurbaşkanlığı sistemi başkanlık sistemidir. Başkanlık sisteminin daha çok bilinen modeli ABD’deki modelidir. Tek bir başkanlık sisteminden değil, sistemlerden söz edilir. Yasamanın ayrı, yürütmenin ayrı yolla belirlenmesi temel mesele. Parlamentoda ise yasamayı vatandaş seçer, yürütmeyi doğrudan seçmez. Bu bakımdan başkanlık sistemi daha demokratik bir sistemdir” cevabını verdi.
    Şentop, bir gazetecinin ‘Yasama ile yürütme arasında fark olursa ne olur?’ şeklindeki sorusu üzerine, “Koalisyondan farklı bir şey. Nasıl bir takım uzlaşmalar meydana getirmişse bu sistem parlamento kompozisyonlarına göre işler. Tereddütüm yok” ifadelerini kullandı.

    “Seçimlerin kazananı olur, kaybedeni olmaz, milletin rızasıdır”

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum’un “14 Mayıs siyasi darbe girişimidir” sözlerine ilişkin olarak da Şentop, “Seçim seçimdir, darbe müdahaledir. Bugüne kadar 1950’den itibaren yüzün üzerinde seçim yaptı Türkiye. Milletimiz tarafından sonuçları demokratik olgunlukla kabul edildi. Seçimlerin kazananı olur, kaybedeni olmaz, milletin rızasıdır. Siyasi söylemler bütün taraflar bakımından değerlendirilmeli. Herkes yanındakinin sözlerini yumuşatıyor, karşısındakileri abartıyor. Türkiye önemli bir seçime doğru gidiyor. Seçimlerin odak noktası ittifaklar değil esasen, Erdoğan’ın yanında ve karşısında olanlar. Siyasi partiler değil, Türkiye dışında da görüş bildiriyorlar. Erdoğan devam edecek mi diye soruyorlar. Bunun sebebi 20 yıldan uzun zamandır Türkiye’nin kazandığı itibardır. Bundan memnun olmayan çevreler var. Böyle bir ortamda seçime giderken seçim tartışmalarının Türkiye’nin kendi iç politikasıyla değil, Türkiye’nin itibarlı duruşunu teyit mi edecek, yoksa Türkiye daha kolay idare edilebilir ülke haline mi gelecek tartışması normaldir” dedi.

    “Türkiye’nin bu tam bağımsız politikalar izlemesinin arkasında yerli ve milli hamlelerin payı var”

    HDP’nin cumhurbaşkanlığı seçiminde Kemal Kılıçdaroğlu’na destek vermesi ve HDP Eş Genel Başkanı Buldan’ın milli muharip uçağı ‘Kaan’ ile ilgili açıklamalarına ilişkin de Şentop şunları söyledi:
    “Seçimle ilgili her şey konuşulur ama hiçbir seçim galibiyeti tam bağımsız Türkiye’den önemli değil. Bölgemizde önemli gelişmeler oluyor. Avrupa’nın içinde bulunduğu durum, bazı safların netleştirilmesi ile ilgili gelişmeler, bütün bunlar Türkiye’yi merkezi yere koyuyor. Daha önce Türkiye’ye karşı operasyonlar yaparken, artık Türkiye her müdahaleyi yapabilir hale gelmiştir. Türkiye’nin bu tam bağımsız politikalar izlemesinin arkasında yerli ve milli hamlelerin payı var. Bunu milletimiz iftiharla takip ediyor. Beklenen şudur: Türkiye sınır ötesi operasyonlar gerektiği zaman yapmamalı. Türkiye kuşatılmaya müsaade etmeyecek. Güneyinde ve Suriye’de oluşturulmaya çalışılan senaryoya müsaade etmeyecektir. 20 yıldır devam eden bir süreç. Bunu bozacak şeye milletimiz müsaade etmez.”
    Seçimlerle ilgili soruya Şentop, “Seçim suhuletle demokratik olgunlukla gerçekleşecek, Türkiye’nin büyük yürüyüşüne karar verecek. Erdoğan birinci turda kazanacak. Meclisteki çoğunluğun değişmeyeceği kanaatindeyim” ifadelerini kullandı.

  • Memleket Partisi yönetimi istifa etti

    Memleket Partisi yönetimi istifa etti

    Dedeoğlu, “Ülke ekonomisinin düzelmesi için Millet İttifakı’nı ve Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararı alıyoruz. Memleket Partili ilçe başkanlarına, milletvekili adaylarına ve halkımıza çağrımdır; Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu desteklemeye var mıyız” dedi.

    KERİM UĞUR

    İzmir’de Memleket Partisi Kemalpaşa İlçe Başkanı Tolga Dedeoğlu ve yönetim kurulu üyeleri istifa etti. Dedeoğlu, “Ülke ekonomisinin düzelmesi için Millet İttifakı’nı ve Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararı alıyoruz. Memleket Partili ilçe başkanlarına, milletvekili adaylarına ve halkımıza çağrımdır; Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu desteklemeye var mıyız” dedi.

    Memleket Partisi Kemalpaşa İlçe Başkanı Tolga Dedeoğlu ve yönetim kurulu üyeleri, cumhurbaşkanı ve milletvekilli seçimlerine 12 gün kala görevlerinden ve partilerinden istifa etti. Tolga Dedeoğlu, bugün sosyal medya hesabında yaptığı açıklamada şunları kaydetti:

    “MEMLEKET PARTİSİ’Nİ SEVİYORUZ, FAKAT TÜRKİYE’Yİ DAHA ÇOK SEVİYORUZ”

    “Bizler, Muharrem İnce’yi seviyoruz, ama demokrasiyi daha çok seviyoruz. Bizler, Memleket Partisi’ni seviyoruz, fakat Türkiye’yi daha çok seviyoruz. Bu sebeple görevli bulunduğum İzmir Kemalpaşa İlçe Başkanlığı’ndan, yönetim kurulumuz ve üyelerimizle birlikte istifa ediyorum.

    “MİLLET İTTİFAKI’NI VE CUMHURBAŞKANI ADAYI KEMAL KILIÇDAROĞLU’NU DESTEKLEME KARARI ALIYORUZ”

    Ülke ekonomisinin düzelmesi için Millet İttifakı’nı ve Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararı alıyoruz. Memleket Partili ilçe başkanlarına, milletvekili adaylarına ve halkımıza çağr