Etiket: Türkiye

  • Putin: “Türkiye önemli potansiyele sahip”

    Putin: “Türkiye önemli potansiyele sahip”

    Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Stratejik Geliştirme ve Ulusal Projeler Konseyi toplantısında, Rusya’nın stratejik planlarıyla ilgili önemli açıklamalar yaptı. Rus hükümeti üyelerinin yanı sıra Federasyon Konseyi üyeleri ve bazı bölge liderlerinin de yer aldığı toplantıda Rusya’ya karşı Batılı ülkelerin uyguladığı yaptırımları hatırlatan Putin, “Rusya’ya eşi benzeri görülmemiş yaptırım saldırıları başlatıldı.

    Döviz rezervlerimizin çalınması yoluyla kısa sürede ekonomimizi ezmek, ulusal para birimimiz rubleyi çökertmek ve yıkıcı enflasyonla kışkırtmalar amaçlandı. Görüldüğü gibi bu amaçlar yerine ulaşmadı. Gayri safi yurtiçi hasılada (GSYİH) yaklaşık yüzde 2.5 düzeyinde bir düşüş görülüyor. Ancak bu Batılıların öngördüğü yüzde 20’lik bir düşüş değil. Aynı zamanda bazı uzmanlarımızın da öngördüğü bir sonuç değil” diyerek Rus ekonomisi üzerindeki baskılara ve algılara karşılık verdi.

    “Ruble geçtiğimiz yıldan beri değer kazandı”

    Rus para birimine karşı yapılan saldırılara karşı rublenin daha da güçlendiğine dikkat çeken Putin, “Rusya’daki enflasyon, geçtiğimiz Mart ve Nisan ayına kadar yükselmesinin ardından Mayıs ayından itibaren hiç değişmedi ve Rus rublesi geçtiğimiz yılın başından beri dünyanın en güçlü para birimlerinden biri haline geldi” ifadelerini kullandı. Federal bütçenin de cari fazla verdiğini ve bu oranla birlikte cari açığın çok küçük bir seviyede kalacağını da belirten Putin, “Bu yılın Ocak ve Kasım ayları boyunca federal bütçe 560 milyar ruble fazla verdi. Önümüzdeki yıllarda federal bütçemiz küçük bir cari açıkla yürütülecek. Bu GSYİH’nin yüzde 2’sine karşılık geliyor ve bu da G20 ülkeleri arasında en iyisi olduğumuzu gösteriyor” şeklinde konuştu.

    “Türkiye’nin doğal gaz altyapısı önemli potansiyele sahip”
    Rusya’nın ekonomik strateji planları arasında Türkiye’ye bir gaz merkezi kurulması olduğunu da hatırlatan Putin, “Rus gazının büyüyen kilit alıcıları arasında komşularımız da bulunuyor. Bunlardan birisi de Türkiye. Türkiye’nin gaz altyapısı ciddi bir potansiyele sahip. Gelecek senelerde bir gaz merkezi oluşturmayı planlıyoruz. Fakat bunun için elektronik bir alan oluşturmaktan bahsedersek bunu aylar içerisinde yapabileceğimizi söyleyebilirim. Avrupalı tüketiciler için nihai fiyatı büyük oranda burada belirleyeceğiz.

    Elbette, Avrupalılar kendi merkezlerinde bu çılgınlığı oluşturdular. Şimdi de kendi kendine yaptıkları için bizi suçlu konumuna sokmaya çalışıyorlar” dedi. Aynı zamanda Rus gazının ihracatını arttıracaklarını da söyleyerek, “Kovykta doğal gaz kondensat sahası, Sibirya’nın Gücü 2 ve Uzak Doğu Rotası gibi projelerin uygulanması 2025’e kadar Doğu’ya giden gazın 48 milyar metreküpe, 2030 yılına kadar 88 milyar metreküpe çıkmasını sağlayacak. Aslında bu geçtiğimiz yıl Batı’ya sevk edilen gaz arzının yüzde 60’tan fazlasına karşılık geliyor” ifadelerini kullandı.

    “Rus gazını dost ülkelere aktaracağız”

    Konuşmasında 2023’te 5 temel ilke ile 2030 yılına kadar ticari yol haritası belirlediklerini söyleyen Putin, “2023 yılında 6 temel görev belirliyorum. Bunların uygulanması 2030 yılına kadar belirlenen hedeflere ulaşmamızı sağlayacak. İlk olarak kilit ortaklarımızla etkileşimimizi ileri bir düzeye taşıyacağız. Bunun için lojistik ve finansal engelleri kaldıracağız. Dış ticaretimiz dinamik bölge ve pazarlara, dinamik olarak gelişen ülkelere kayıyor. Buralar Asya, Orta Asya, Afrika ve Latin Amerika. Rus enerji kaynaklarını, dost ülkelere yönlendireceğiz. Rus enerji kaynakları dost ülkelere ilk 9 ayda çeyrek düzeyde arttı” dedi.

    Rusya’ya süren baskılara rağmen kalkınma hedefleri doğrultusunda temel hamlelerini sürdüreceklerinden de bahseden Putin, “Her türlü baskıya rağmen ülkemizin kalkınmasını sürdüreceğiz üstelik daha da güçleneceğiz. Niteliksel olarak yeni projeler hayata geçireceğiz. Rusya’yı daha yüksek bir teknolojik seviyeye taşıyacağız, ekonomik, mali, teknolojik ve personel egemenliğini sağlayacağız. Yakın gelecekte enerji sektörü ve tarımda ortak proje uygulamalarını yaygınlaştıracağız” diye konuştu. Putin ayrıca Rus finans kuruluşlarına daha önce Batılı finans kuruluşlarının sağladığı desteklerin yerine destekler sağlanacağını da söyleyerek yatırımcılara yardım da bulunulacağını belirtti.

    Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin toplantıda Rusya’nın yıllık tahıl üretiminin 50 milyon tona çıkarılması, asgari ücretin enflasyon oranının üzerinde belirlenmesi, doğum artış oranının yükseltilmesi için yeni politikalar belirlenmesi ve ülkede sosyo-ekonomik kalkınma programlarının uygulanması için hükümet üyelerinden kısa sürede çalışmalarını tamamlamasını istedi.

  • Türkiye Tekvando Poomsae Şampiyonası devam ediyor

    Türkiye Tekvando Poomsae Şampiyonası devam ediyor

    Tatamiye çıkan sporcular Türkiye derecesi için kıyasıya mücadele veriyor. 14 Aralık’ta sona erecek şampiyonada kafileler, sporcu, antrenör ve idareciler Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne bağlı öğrenci yurtlarında konaklıyor. Türkiye Tekvando Poomsae Şampiyonası’nın sona ermesiyle birlikte Kulüpler Türkiye Taekwondo Şampiyonası 15-18 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Şampiyonaya 2000 sporcunun katılması bekleniyor. Kulüpler Türkiye Taekwondo Şampiyonası’nın teknik toplantısı 14 Aralık Çarşamba günü saat 17.00’de Süleyman Demirel Üniversitesi Atatürk Spor Salonu’nda düzenlenecek.

    Milli sporcular Isparta’da mücadele ediyor

    Tekvando’da Türkiye’yi uluslararası arenada başarıyla temsil eden dünya şampiyonlukları ve Avrupa dereceleriyle Türkiye’yi gururlandıran milli sporcular, Isparta’da düzenlenecek şampiyonada mücadele ediyor. 4 kez dünya şampiyonu olan Mustafa Yılmaz, 2 dünya şampiyonluğu bulunan sporcular Elif Aybuke Yılmaz, Mevlük Pekcan, Kübra Dağlı, İremnur Öztürk, Emirhan Muran ile birlikte Avrupa’da derecelere imza atan yaklaşık 15 sporcu Atatürk Spor Salonunda tatamiye çıkarak, Ispartalı spor severlerle buluştu.

    Kendi memleketinde yarışmaktan son derece mutlu olduğunu dile getiren milli sporcu Kübra Dağlı, “Uzun zamandır bende memleketime gelmiyordum. Isparta’nın insanları çok destek çıkıyor burada bana gelir gelmez her türlü desteği sağladılar sağ olsunlar. Çok heyecanlıyım müsabakaya çıktı ayağımda ufak bir sakatlık olmasına rağmen elimden geleni yaptım inşallah altın madalya tekrardan ülkemize kazandırır herkesi mutlu ederiz” şeklinde konuştu.Yarışmadaki performansı hakkında açıklamalar yapan milli sporcu Emirhan Muran, “Yarışma bizim için güzel geçti. İnşallah birinci olacağız. Hala devam ediyor arkadaşlar onların puanlarını bekliyoruz birinci olmak için” dedi.

    Her iki milli sporcu da Isparta’da çok iyi ağırlandıklarını dile getirerek spor salonunun çok iyi ve şampiyona için çok ferah olduğunu dile getirdi.

  • “Türkiye’de gaz merkezinin kurulmasını umuyoruz”

    “Türkiye’de gaz merkezinin kurulmasını umuyoruz”

    Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in önerisinden sonra Türkiye ile Rusya arasında görüşmelerine başlanan Türkiye’de gaz merkezi oluşturma girişimiyle ilgili Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Alensakdr Gruşko açıklamalarda bulundu. Bu projenin hayata geçirilmesindeki faydalardan bahseden Gruşko, “Doğalgaz merkezi kesinlikle net bir fikir. Hayata geçirileceğini umuyoruz. Kısacası hem gaz üreten ülkeler hem de tüketiciler dahil herkesin çıkarına olacak. Elbette doğalgaza gerçekten ilgi duyan kesimler rasyonel tutum sergilerse” ifadelerini kullandı.

    ABD ve batılı ülkeler tarafından yeşil enerjiye geçişe dair açıklamaları ‘hayalperestlik’ olarak yorumlayan Gruşko, “Rasyonel düşünen tüm ekonomistler en temiz karbon yakıtı olarak gazın geçici de olsa yıllarca ana enerji kaynağı olarak kalacağını biliyor. Bu nedenle arz istikrarı, talep istikrarı, transit istikrarı, işlemlerin hissedildiği yasal iklim istikrarı ve enerji stratejilerinin öngörülebilirliği gibi yıllardır yaptığımız şeyler üzerine düşünmemiz gerekiyor” dedi.

  • “Türkiye dünyanın merkezi haline gelmiştir”

    “Türkiye dünyanın merkezi haline gelmiştir”

    Pek çok ülkenin gerek iç dinamikler gerekse dünyanın içerisinde bulunduğu süreç sebebiyle siyasi istikrarsızlık ve hükûmet kriziyle karşı karşıya kaldığını belirten Özdemir; “Özellikle Avrupa’da bazı ülkeler erken seçim kararları almış, hükûmet değişiklikleri yaşanmıştır; İngiltere bu ülkelerin başında gelmiş, kısa sürede 2 hükûmet değişikliği görülmüştür.

    İtalya, Bulgaristan ve İsrail ise erken seçime gitmiş, siyasi koşullar değişmiştir.” açıklamasında bulundu ve bugün Avrupa’da 11 ülkeyi etkileyen ve toplamda 20 bölgeyi kapsayan ayrılıkçı çabaların muhatap olduğu ülkelere karşı harekete geçmesinin ise muhtemel bir tablo olarak karşımızda bulunduğunu belirterek; “Avrupa açısından sorun, düzenlenen protestolar, artan enflasyon ve hükûmet krizleriyle sınırlı kalmamıştır; güvenlik mimarisi de kıta genelinde çökmüş ve silahlanma yarışı hız kazanmıştır; monarşi karşıtı görüş ve akımlar yoğunlaşmıştır.” dedi. 24 Şubat 2022 tarihinde başlayan ve hâlâ devam etmekte olan Ukrayna-Rusya savaşında iki tarafla da görüşebilen, malum savaşın getirdiği krizlerin çözümü noktasında aktif rol oynayabilen Türkiye’nin haricinde bir başka ülkenin olmadığını ifade eden Özdemir; “Küresel dengelerin yeniden kurulduğu bir süreçte Türkiye artık başka merkezlerde oluşturulan dengelerin tarafı değil, kendi dengesini kuran ve bunun gündemini oluşturabilen bir ülke durumuna gelmiştir. Türkiye’nin sadece bölgesel değil, küresel bir güç olduğu tüm dünya tarafından kabul edilir olmuştur. Cumhur İttifakı’nın ortaya koyduğu irade ve kararlılık, devletimizin kurucu iradesinin 21’inci yüzyıl koşullarındaki devamıdır.” dedi.

    TBMM Dışişleri Komisyonu Üyesi İsmail Özdemir; Türk Devletleri Teşkilatıyla şekillendirilmeye çalışılan sürecin Türk dünyası ilişkilerini geliştireceği gibi, Doğu ve Batı arasında sıkıştırılmaya çalışılan Orta Asya coğrafyasının bundan sonra dünyanın geleceğine şekil verme kudretine de sahip olduğunu gösterdiğini ifade ederek, “Küresel güvenliğin ve barışın sağlanması yolunda atılacak adımlar birkaç kurumun elinde sınırlı kalmamalıdır. Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin işaret buyurduğu, İslam ülkeleri ve Türk dünyasını kapsayan Asya ve Orta Doğu güvenlik örgütü iyi anlaşılmalı ve analiz edilmelidir. Türk dünyası ve 57 İslam ülkesini kapsayan Asya ve Orta Doğu güvenlik örgütü, toplamda 1 milyar 956 milyon 191 bin 783 kişilik bir nüfus ve yaklaşık olarak 7 milyonluk bir askerî personel sayısına sahip olabilecektir. Bununla beraber, yaklaşık 20 trilyon dolarlık bir gayrisafi yurt içi hasılayla önemli ekonomik birlikteliği de ifade edebilecektir.” dedi. Doğudan batıya, kuzeyden güneye Türkiye’nin dünyanın merkezi hâline gelmiş olduğunu ifade eden Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir; “Farklı coğrafyalarda vasat bulan krizlerin çözümünde ülkemiz en güvenilir ortak olduğunu, politikasının insanlığın huzuru, barış ve diyalogdan yana olduğunu tüm çevrelere göstermiştir. Bugün, Afrika’yla olan bağlarımız güçlendirilmiş, ecdat yadigârı topraklarda barış ve huzurun tesisi için Türkiye elini taşın altına koymuştur.” açıklamasında bulundu.

    “Türkiye Azerbaycan’ın hep yanında olacaktır”

    Türkiye’nin, Türk dünyasının kanayan yarası Karabağ’ın can Azerbaycan topraklarına katılmasında ve sonrasındaki süreçte kardeş ülkenin yanında olduğunu ve olmaya da devam edeceğini belirten Özdemir; “Bazı ülkelerden Azerbaycan’a yönelik son dönemlerde artan mütecaviz eylemler karşısında da Azerbaycan’la beraber olacağımız akıllardan çıkarılmamalıdır.” açıklamasını yaptı. Türkiye’nin, Ege ve Doğu Akdeniz’de Yunanistan’ın tüm tahriklerine rağmen diyalogdan yana olan tavrını koruduğunu ancak yeri ve zamanı geldiğinde Türk’ün çelikten yumruğunun yıldırım, kasırga ve tayfun olup Ege’den ineceğini muhatapların akıllarından çıkarmaması gerektiğini ifade eden Dışişleri Komisyonu Üyesi Özdemir; “Bizim kimsenin hakkında gözümüz yoktur ama kendi hakkımızı da kimseye çiğnetecek değiliz.” dedi.

    İnsanlığın huzurunun tesis edilerek küresel barışın sağlanması adına 21’inci yüzyılın Türkiye ve Türk milletine büyük sorumluluklar yüklemiş olduğuna dikkat çeken Özdemir; “Dış politikanın tayininde 3 önemli husus vardır; bunlardan ilki, ayaklarınızın nereye bastığı, nerede bulunduğunuz ve potansiyelinizin ne olduğudur. İkincisi, gelişmeleri nasıl okuyup yorumladığınızdır. Üçüncüsü ise etrafınızı ve dünyayı nasıl gördüğünüz, hedeflerinizi neye göre tayin ettiğinizdir. Biz, bu şartlarda, Başkent Ankara merkezli bakış açımızla gelişmeleri Türkçe okuyor ve yorumluyoruz.” açıklamasını yaptı. Türkiye’nin, Türklüğün yüksek vasfı ve idealleriyle yönünü tayin ettiğini belirten Özdemir; “Bu sebeple, olup biteni Washington’a ve Brüksel’e bağlı kalarak yorumlayanlarla aynı safta buluşmuyor oluşumuz gayet normaldir çünkü biz sadece bu milletin yüksek feraset ve basiretine inanıyor, devletimizin kudretine güveniyoruz; farkımız işte budur.

    Biz, Cumhur İttifakı’yız. Cumhurdan aldığımız yetkiyle cumhuriyetimizi daha ileriye taşıyacak azim ve kararlılıktayız. İnanıyoruz ki başaracağız, 21’inci yüzyılı Türk ve Türkiye Yüzyılı yapacak yüksek vasıf elbette ki bizdedir. Hamdolsun milletimizin dua ve destekleri de bizimledir.” ifadelerini kullandı.

  • “Türkiye yüzyılı vizyonumuzla adımlarımızı sıklaştıracağız”

    “Türkiye yüzyılı vizyonumuzla adımlarımızı sıklaştıracağız”

    AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan, AK Parti’nin kuruluşundan bu yana çeşitli kademelerde hizmet vermiş dava arkadaşları ve büyükleri ile buluşmalarını sürdürüyor. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın da katılımı ile son olarak önceki dönemlerde hizmet vermiş belde ve belde belediye başkanları ile toplantıda biraraya gelen Başkan Gürkan, Türkiye’ye ve millete hizmet yolunda emek veren, AK Parti’nin her alanda güçlü Türkiye hedefleri doğrultusundaki kutlu yürüyüşüne katılan her dava erinin kendileri ve partileri için önemine vurgu yaptı.

    AK Parti’nin gücünü birlik ve beraberliğinden, halkın verilen hizmetlere karşı her seçimde sandıklara yansıttığı güveninden aldığını söyleyen Başkan Gürkan, “Şimdi hep birlikte yirmi yıldır ülkemize kattığımız kazanımları taçlandırma zamanı. İnşallah Cumhurbaşkanımız, Liderimiz Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin önüne serdiği Türkiye Yüzyılı vizyonu yolunda her zaman olduğu gibi çok çalışacak, üzerimize düşeni yerine getireceğiz. Türkiye’yi dünyada her alanda söz sahibi haline getiren, uluslararası alanda gündemi belirler konuma getiren, dünyadaki tüm mazlum milletlere umut olan liderimizin izinde her dönemden dava arkadaşımızla adımlarımızı sıklaştırarak yürümeye devam edeceğiz” dedi.

    Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ise tecrübe ve fikir paylaşımları yapılan bu toplantıların önemine vurgu yaptı. AK Parti’nin kuruluşundan bu yana yüreği Türkiye’ye hizmet sevdası ile atanların biraraya geldiği bir dava hareketi olduğunu belirten Aktaş, “Bir ve beraberce daha nice güzel işlere imza atacağımıza olan inancımız tamdır” diye konuştu.

  • Kırmızı bültenle aranan Akbaba yakalandı

    Kırmızı bültenle aranan Akbaba yakalandı

    İnterpol-Europol Daire Başkanlığının sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabından yapılan paylaşımda, “Kasten öldürme ve kasten yaralama” suçlarından firarı olarak aranan Serkan Akbaba hakkında İnterpol-Europol Daire Başkanlığımızca kırmızı bülten çıkartılmış ve yurtdışında olduğunun tespit edilmesi üzerine Almanya’nın Mannheim şehrinde yakalanması sağlanmıştır.

    Ayrıca ‘Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma’, ‘birden fazla kişi ile tehdit, kaçakçılık, basit yaralama’ suçlarından da aranan Serkan Akbaba, 30 Kasım 2022 tarihinde İnterpol-Europol Daire Başkanlığımız görevlileri tarafından Almanya’nın Frankfurt şehrinden teslim alınarak aynı gün adli makamlara sevk edilmek üzere İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevlilerine teslim edilmiştir” ifadelerine yer verildi.

  • “Avrupa’nın güvenliği, Türkiye’nin güvenli olmasına bağlıdır”

    “Avrupa’nın güvenliği, Türkiye’nin güvenli olmasına bağlıdır”

    Avrupa Birliği ve Türkiye tarafından finanse edilen ‘Ulusal Koordinasyon ve Ortak Risk Analiz Merkezinin (UKORAM) Kurumsal Kapasitesinin Desteklenmesi Projesi’nin açılış toplantısı, Ankara’da bir otelde gerçekleştirildi. Konuşmasına İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun selamlarını ileterek başlayan İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy, “Etrafı ateş topuna çevrilmiş bir coğrafyanın bitişiğinde hem huzuru, hem güvenliği hem de müreffeh bir ülke olmak derdindeyiz. Yaşadığımız coğrafyada savaşlar, kıtlık, yoksulluk, göçü ve güvenliği tehdit eden ne varsa hepsi var” dedi.

    “Bu coğrafyada insanların bu noktaya gelmesinde ülke olarak zerre dahlimiz yok”

    Orta Doğu’da yaşanan insanlık dramlarında Türkiye’nin herhangi bir dahli olmadığını vurgulayan Ersoy, şunları kaydetti:
    “Şunun altını ısrarla çiziyoruz; inanın bu coğrafyada, bu masum ve mazlum coğrafyada savaştan, bombadan, silahtan, kıtlıktan ve yoksulluktan ölen insanların bu noktaya gelmesinde ülke olarak zerre kadar dahlimiz, kusurumuz veya müdahilliğimiz yok. Bizim dışımızdaki unsurların, güçlerin, binlerce kilometre uzaktan gelerek bu coğrafyanın masum insanlarına dayattıkları ve yaşattıkları acıların hafifletilmesi için millet olarak, devlet olarak elimizden gelenin çok fazlasını yaparak bedel ödüyoruz. Medeniyet değerlerimizin, insanlık anlayışımızın, vicdanımızın, toplumsal sorumluluğumuzun, uluslararası sorumluluğumuzun, hukukun ve insanlığın gereği neyse onu yapmaya çalışıyoruz.”

    “Avrupa’nın güvenliği de, insanlığın güvenliği de Türkiye’nin güvenli olmasına bağlıdır”

    Ersoy, sınır güvenliğiyle ilgili Türkiye’nin çalışmasının yeterli olmayacağına, bu konuda iş birliği içerisinde çalışılması gerektiğine dikkati çekerek şöyle devam etti:
    “Sınır güvenliğimizle ilgili yetkili kurumlarımız ayrı ayrı önemli tecrübe ve yeteneklere sahipler. Her biri görevini gereğince yerine getirmeye çalışıyor. Ancak bu kadar ağır, sınırlarımızı aşan uluslararası boyutları, yardımlaşması ve dayanışması çok olması gereken bir sorunla hiçbir kurumumuzun bireysel olarak sorumluluklarını yerine getirmesi yeterli olmayacaktır. Her birimizin dayanışmayla, birleşmeyle bir mücadeleyi ve başarısını ortaya koymamız gerekiyor. Bu coğrafyada birlikte yaşıyoruz. Avrupa’nın güvenliği de, insanlığın güvenliği de bu coğrafyada istikrarın sağlanmasına, huzurun sağlanmasına ve hepsinden önemlisi de Türkiye’nin güvenli olmasına bağlıdır.”

    Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Faruk Kaymakcı da projenin önemine değinerek, “Bu proje sadece Türkiye’nin doğu ve güneydoğu kara sınırlarına yapılan bir yatırım değil. Bu proje aynı zamanda Avrupa’nın ve NATO’nun güvenliğine yapılan bir yatırım” dedi.


    “AB ve NATO’nun sınırları Türkiye’nin güney sınırlarıdır”

    Kaymakcı, şöyle devam etti:
    “AB’nin sınırları bugün için Ege olabilir ama Avrupa’nın ve NATO’nun sınırları Türkiye’nin doğu ve güneydoğu sınırlarıdır. AB’ye bir aday ülke olarak Türkiye’nin birlikte gerçekleştireceği çalışmalar hem uyuşturucuyla mücadele hem yasa dışı göçle mücadelede hem de güvenliğimiz açısından çok değerli.”
    Toplantının başında şehitlerin anılması için yapılan saygı duruşuna dikkati çeken Kaymakcı, “Törenin açılışında şehitlerimizi andık. Bu aslında sınır güvenliği açısından Türkiye’nin Avrupa’nın güvenliğini koruması konusunda da üstlenmiş olduğu sorumluluğu ve çektiği cefaları da gösteriyor” ifadelerini kullandı.
    Kaymakcı, projenin vize serbestisi konusuyla ilgili önemli bir araç olduğunu belirterek, “Bu çalışma Türkiye’nin vize serbestisi diyaloğunda da, Türk vatandaşlarına vize serbestisi sağlanmasında gerçekleştirilmesi gereken kriterlerin yerine getirilmesi açısından önemli bir araç” diye konuştu.

    Toplantıya İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy, Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği (AB) Başkanı Faruk Kaymakcı, AB Türkiye Delegasyon Başkanı Nikolaus Meyer-Landrut, İller İdaresi Genel Müdürü Selçuk Aslan ve Uluslararası Göç Politikaları Geliştirme Merkezi (ICMPD) Genel Direktörü Michael Spindelegger katıldı.

  • Dünya markasından Bursa’da dikkat çeken paylaşım

    Dünya markasından Bursa’da dikkat çeken paylaşım

    Dünyanın ünlü markalarından biri olan firma, Gemlik rengini anımsatan yeni model aracını Almanya kurumsal sayfasında paylaştı. 16 plakanın kullanıldığı ve Gemlik sahilinde fotoğraflanan araç, Türkiye’nin yerli ve milli otomobili olan TOGG’a benzerliğiyle dikkat çekti. Paylaşıma takipçiler tarafından yapılan yorumlarda TOGG’a nispet yapıldığı ve Gemlik’te yapılan çekimlere vurgu yapıldı.

  • Cihat Yaycı: “Rahtsız oldular”

    Cihat Yaycı: “Rahtsız oldular”

    Bursa’da sanayici işadamlarıyla bir araya gelen Türk Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi Başkanı, Emekli Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, basın mensuplarının sorularını cevapladı. Mısır ve Suriye ile ilişkilerin geliştirilmesiyle Doğu Akdeniz’deki ilişkilerin son derece olumlu şekilde ilerleyeceğini ifade eden Yaycı, “Senelerdir Mısır ile ilişkilerin geliştirilmesi gerektiğini ifade etmiştim. Özellikle bizim mavi vatanın Doğu Akdeniz parçası için Mısır ile ilişkilerin önemli olduğunu, Mısır ile ilişkilerin kötü olmasının Mısır’ın Yunanistan’a yaklaşmasına sebep olduğunu, Yunanistan’ın da bunu istismar ederek Türkiye karşıtı bir cephe kurduğunu dile getirmiştim. Bu Türkiye karşıtı cephenin kurulması, bizim Mısır ile tarihi bağlarımıza tamamen ters düşmektedir. Bizim Mısır ile akrabalık bağlarımız var.

    Memlükler, Kölemenler, Osmanlı, Selçuklu var. Bunların hepsi bizim tarihi bağlarımızı gösteriyor. Hem kültürel, hem de akrabalık bağlarımız var. Ayrıca din kardeşliğimiz de var. Ama Mısır gidiyor, Yunanistan ile işbirliği yapmak durumunda kalıyor. Yunanistan, aslında Türkiye’nin Mısır ile ilişkilerinin bozulmasından istifade ediyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Katar’da Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi ile el sıkıştı. Yunanistan Dışişleri Bakanı ise apar topar Mısır’a gitti. Yani Yunanistan, Mısır ile ilişkilerimizin düzelmesini asla istemiyor. Bu bile Mısır ile ilişkilerimizin neden gelişmesi gerektiğine dair basit bir göstergedir” diye konuştu.

    “Türkiye ile Mısır’ın yan yana gelmesi Yunanistan’ı rahatsız etti”

    22 Kasım 2022 tarihinde Katar’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi görüşmesinin Yunanistan’ı harekete geçirdiğini belirten Yaycı, “Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias Kahire’ye giderek denizde arama kurtarma anlaşması imzaladı. Gözden kaçmış olabilir. Yetkililerin ve kamuoyunun gündemine de getirmek gerekiyor. Mısır ile Yunanistan arasında imzalanan anlaşma Türkiye’nin arama kurtarma sorumluluk sahasını ihlal ediyor. İhlal etmekle de kalmıyor, yok sayıyor. Yunanistan’ın Sevilla haritasının kabulü anlamına geliyor. O yüzden bu anlaşmanın iptal edilmesi konusunda Türkiye’nin gerekli girişimde bulunması, iptal edilmezse bile Türkiye’nin açıklamayla bu sözleşmeyi tanımadığını belirtmesi yerinde olur. Türkiye’nin Mısır ile ilişkilerinin gelişmesinin önünde aslında hiçbir engel yoktur. Devletlerin uluslararası ilişkilerinin temel prensibi, devletlerin kalıcı dostluk ve düşmanlıkları yoktur. Devletlerin kalıcı menfaatleri vardır. Dolayısıyla menfaatimiz ne gerektiriyorsa, onu yapmak lazımdır. Zararın neresinden dönersek kardır. Keşke daha önce düzelmiş olsaydı” diye konuştu.

    “Suriye ilişkilerinin düzelmesi KKTC, sığınmacılar ve Doğu Akdeniz’deki haklarımız için önemli”

    Suriye ile olan ilişkilerin de düzelmesinin önemine değinen Yaycı, “Suriye’nin toprak bütünlüğünün sağlanması, Suriye’nin terörden arındırılması için Suriye yönetimi ile işbirliği yapmamız önemlidir. Bu ilişki mavi vatan açısından da önemlidir. Mavi vatandaki en savunduğumuz hususlardan bir tanesi de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin varlığı ve onun güçlendirilmesidir. Hatırlanırsa, Suriye ile ilişkilerimiz iyiyken, Lazkiye ile Gazimağusa arasında feribot seferleri vardı. Yani KKTC’den bir yabancı devlete seferler yapılıyordu. Bu çok çok önemlidir. Doğu Akdeniz’deki haklarımızın pekiştirilmesi, KKTC’nin güçlendirilmesi açısından Suriye ile ilişkilerin düzeltilmesi önemlidir” şeklinde konuştu.

    “ABD ile Rusya’nın inadı kırıldı”

    Suriye’nin kuzeyinin terörden arındırılması açısından Suriye rejiminin desteklenmesinin önemli olduğunu belirten Yaycı, “Onunla da birlikte Adana Mutabakatı’nın da gündeme getirilip, tekrar hayata geçirilmesi son derece önemlidir. Türkiye’nin güvenliği açısından önemlidir. Üstelik, Türkiye’de ciddi bir sığınmacı sorununun olduğunu herkes kabul etmek zorundadır. Bu sorunu da çözebilmek için sığınmacıların kendi topraklarına dönebilmeleri için Suriye rejimi ile ilişkilerin düzeltilmesinin önemli ve gerekli olduğunu düşünüyorum. Suriye’de hava harekatıyla büyük bir inat kırılmıştır. ABD ile Rusya’nın inadı kırılmış, hava sahası Türkiye’ye açılmıştır. Hava sahası Türkiye’ye açıldıktan sonra terör odakları ve barınakları berhava edilmiştir. Bundan sonrası yapılması gerekilen, yumuşatılmış alanın karar harekatı ile iyice terörden ve teröristten arındırılması sığınmacıların topraklarının PKK’dan geri alınması, sığınmacıların rahatlıkla dönebilecekleri güvenli bölge oluşturulması için önemlidir. Kara harekatı Türkiye’nin güvenliği ve sığınmacıların ülkelerine dönmeleri açısından önemlidir. Türkiye kara harekatıyla meşru müdafaa hakkını kullanmıştır. İstiklal Caddesi’ndeki hain terör saldırısının Suriye’nin kuzeyinden planlandığı net bir şekilde görülmektedir” dedi.

  • Türkiye – Suriye sınırında hava hareketliliği

    Türkiye – Suriye sınırında hava hareketliliği

    Türkiye – Suriye sınır hattında hava hareketliliği yaşandı. Rusya’ya ait olduğu belirlenen 2 adet helikopter, Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinin karşısında yer alan PKK-YPG terör örgütünün kontrolündeki Ayn el-Arab (Kobani) kenti üzerinde devriye uçuşu gerçekleştirdi. Kentin doğusundan gelen helikopterler, sınır hattını izleyerek batıya doğru ilerledi.