Etiket: Türkiye

  • Facebook Türkiye yöneticisinden açıklama

    Facebook Türkiye yöneticisinden açıklama

    Facebook Orta Doğu, Afrika ve Türkiye Bölge Başkan Yardımcısı Derya Özkaya Matraş, veri paylaşımı güncellemesine ilişkin şahsi sosyal medya hesabından bir açıklama yaptı. Güncellemenin nedenini anlatan Matraş, Facebook ve WhatsApp’ın mesajları görmesinin söz konusu olmadığını belirtti. Matraş, “Kişisel mesajlarınız, aramalarınız, fotoğraf, video gibi medya gönderileriniz her zaman uçtan uca şifreleme ile korunuyor. Bu şifrenin kilidini sadece mesajı gönderen ve mesajı alan kişi açabilir demek.” ifadesini kullandı.

    WhatsApp’ın verilerini Facebook ile paylaşmayan kullanıcılara yasak getirme kararı aldı.

    Karar sonrası çok sayıda kullanıcı, WhatsApp’a alternatif diğer haberleşme uygulamalarına yöneldi.

    Tepki çeken kararla ilgili Facebook Orta Doğu, Afrika ve Türkiye Bölge Başkan Yardımcısı Derya Özkaya Matraş, bir açıklama yaptı.

    Matraş, Instagram hesabından videolu yaptığı açıklamada planlanan değişiklikleri anlattı.

    WhatsApp’ın eskiden sadece kişiler arasında kullanıldığını söyleyen Matraş, “Fakat mesajlaşma daha yoğun halde hayatımıza girmeye başladıkça git gide işletmeler de iletişim halinde olmak için insanlar gibi Whatsapp’ı kullanmaya başladılar” dedi.

    Gizlilik politikasındaki güncellemeye gidilmesinin ana nedeninin bu olduğunu söyleyen Matraş, şunları kaydetti:

    “Gizlilik politikamızı ileride işletmelerin müşterileriyle olan WhatsApp üzerinden iletişimlerini yönetmelerine yardımcı olmak amacıyla güncelledik. Bu güncelleme; işletmelerin ileride isterlerse ana şirketimiz olan Facebook üzerinden güvenli hosting hizmeti alabilmelerine olanak sağlıyor. Tabii ki Whatsapp üzerinden bir işletme ile mesajlaşıp mesajlaşmamak yine kullanıcının inisiyatifinde. Ya da böyle bir güvenli hosting hizmetini Facebook üzerinden alıp almamak da işletmenin inisiyatifinde, Facebook’un değil.”

    “GİZLİLİK VE GÜVENLİK KULLANILACAK”

    Söz konusu güncellemenin Whatsapp’ın Facebook’a veri paylaşımı uygulamalarını değiştirmeyeceğini kaydeden Matraş, “Whatsapp yıllardır Facebook’un bir parçası ve öyle kalmaya da devam etmesi planlanıyor. Önümüzdeki günlerde Whatsapp’ın gizliliğinizi ve güvenliğinizi nasıl koruduğu konusunda Türkiye’deki kişilerle doğrudan iletişim kurmak için çok daha fazlasını yapacağız” ifadelerini kullandı.

    “WHATSAPP VE FACEBOOK MESAJLARI OKUYAMAZ”

    Matraş, “gizlilik ve uçtan uca şifreleme” uygulaması ile de bilgi verdi. yapılan yeni güncellemenin mesajlaşmanın gizliliğini hiçbir şekilde etkilemeyeceğini belirten Türkiye Direktörü, şöyle devam etti:

    “Kişisel mesajlarınız, aramalarınız, fotoğraf, video gibi medya gönderileriniz her zaman uçtan uca şifreleme ile korunuyor. Bu şifrenin kilidini sadece mesajı gönderen ve mesajı alan kişi açabilir demek. Uçtan uca şifreleme sayesinde ne Whatsapp ne Facebook bu mesajları veya bu mesajların içeriklerini hiçbir şekilde okuyamaz veya dinleyemez demek. Bu hiçbir zaman değişmeyecek.

    “REHBERİNİZ PAYLAŞILMIYOR”

    Peki rehber ve kontaklarımız paylaşılıyor mu? Hayır. Rehberiniz Facebook ile paylaşılmıyor. Whatsapp’a rehberinize erişim izni verdiğinizde bu mesajlaşmayı daha hızlı ve daha güvenilir hale getirmek için kullanılıyor. Yani Whatsapp hiç kimsenin mesajlaştığı veya aradığı kişinin kayıtlarını tutmuyor. Bir kere şöyle düşünün, iki milyar kullanıcının kayıtlarını saklamak en başta sizin için aynı zamanda Whatsapp için ciddi bir gizlilik ve güvenlik riski oluşturur.

  • Türkiye, KKTC’ye 20 bin doz aşı gönderdi

    Türkiye, KKTC’ye 20 bin doz aşı gönderdi

    Türkiye, Kovid-19’la mücadele kapsamında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne (KKTC) 20 bin doz Çin’in koronavirüse karşı geliştirdiği Sinovac aşısı gönderdi.

    Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) arasında sağlık alanında yapılan işbirliği çerçevesinde bu sabah başkent Lefkoşa’ya 20 Bin doz Sinovac aşısı gönderildi. KKTC Sağlık Bakanı Dr. Ali Pilli, Türkiye’den gönderilen aşıların sabah 05:00 itibariyle ambulans uçakla Ercan Havalimanı’na ulaştığını açıkladı. Bakan Pilli açıklamasında “bu sabah saat 05.00’da Türkiye Cumhuriyeti’nden ambulans uçakla 20 bin doz Sinovac aşısı KKTC’ye geldi” dedi.

    KKTC Sağlık Bakanı Pilli, ülkede koronavirüse (Kovid-19) karşı aşılama programının en geç 15 Ocak’a kadar başlayacağını ve marta kadar nüfusun yüzde 60’ını aşılamayı planladıklarını ifade etmişti.

  • WhatsApp geri adım atmayacağını açıkladı

    WhatsApp geri adım atmayacağını açıkladı

    Whatsapp son dönemdeki gizlilik sözleşmesi ile ilgili açıklama yaptı. Twitter’dan yapılan açıklamaya göre, “Bazı söylentilere değinmek ve yüzde 100 net olmak istiyoruz. Özel mesajlarınızı uçtan uca şifreleme ile korumaya devam ediyoruz. Gizlilik politikasındaki güncelleme, arkadaşlarınız veya ailenizle olan mesajlarınızın gizliliğini etkilemez” ifadeleri kullanıldı.

    Whatsapp son dönemdeki gizlilik politikasındaki değişiklik ile ilgili açıklama yaptı.

    Twitter’dan yapılan açıklamaya göre, “Bazı söylentilere değinmek ve yüzde 100 net olmak istiyoruz. Özel mesajlarınızı uçtan uca şifreleme ile korumaya devam ediyoruz. Gizlilik politikasındaki güncelleme, arkadaşlarınız veya ailenizle olan mesajlarınızın gizliliğini etkilemez” ifadeleri kullanıldı.

    WhatsApp insternet sitesinde “Yakın zamanda gizlilik politikamızı güncelledik ve çok sayıda düşünceli soru aldık. Bazı dedikodularla birlikte, aldığımız bazı soruları cevaplamak istiyoruz” ifadeleri kullanıldı.

    “MESAJ GİZLİLİĞİNİZİ HİÇBİR ŞEKİLDE ETKİLEMİYOR”

    Açıklamada, “Gizlilik politikamızdaki güncellemenin, arkadaşlarınız veya ailenizle olan mesajlarınızın gizliliğini hiçbir şekilde etkilemediğini açıklığa kavuşturmak istiyoruz. Bunun yerine, bu güncelleme isteğe bağlı olan, verileri nasıl topladığımız ve kullandığımız konusunda daha fazla şeffaflık sağlayan WhatsApp’ta bir işletmeye mesaj göndermeyle ilgili değişiklikleri içerir” denildi.

    “NE PAYLAŞIRSANIZ PAYLAŞIN, ARANIZDA KALIR”

    WhatsApp, “Özel mesajlarınızı göremeyiz veya aramalarınızı duyamayız, Facebook da göremez. Ne WhatsApp ne de Facebook mesajlarınızı okuyamaz veya WhatsApp üzerinden arkadaşlarınız, aileniz ve iş arkadaşlarınızla yaptığınız aramaları duyamaz. Ne paylaşırsanız paylaşın, aranızda kalır. Bunun nedeni, kişisel mesajlarınızın uçtan uca şifreleme ile korunmasıdır. Bu güvenliği asla zayıflatmayacağız” ifadelerine yer verildi.

  • Çin aşısına dünyada ilk onay veren ülke Endonezya oldu

    Çin aşısına dünyada ilk onay veren ülke Endonezya oldu

    Endonezya Gıda ve İlaç Kurumu, Çin’in koronavirüs (Covid-19) için geliştirdiği CoronaVac aşısına acil kullanım onayı verdi.

    Endonezya CoronaVac için acil kullanım onayı verdiğini duyurdu. Aşının etkinliğinin faz 3 çalışmalarında yüzde 65.3 olduğu açıklandı. Bununla birlikte Endonezya, Çin’in geliştirdiği aşıya onay veren ilk ülke oldu.

  • Türkiye’de vaka sayısı yeniden 10 binin altına düştü

    Türkiye’de vaka sayısı yeniden 10 binin altına düştü

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca Türkiye’nin 9 Ocak 2021 tarihli günlük koronavirüs tablosunu açıkladı.

    Türkiye’de son 24 saatte 168 bin 289 Kovid-19 testi yapıldı, 9 bin 537 kişinin testi pozitif çıktı, 181 kişi hayatını kaybetti. Ağır hasta 2 bin 903 oldu, 7 bin 902 kişinin Kovid-19 tedavisinin/karantinasının sona ermesiyle iyileşen sayısı 2 milyon 190 bin 47’ye yükseldi.

    “VAKA SAYILARI DÜŞMEYE DEVAM EDİYOR”

    Bakan Koca; “Bugün tespit edilen 1.103 yeni hasta var. Vaka sayıları düşmeye devam ediyor. Ağır hasta sayısı 3.000’in altına geriledi. Kısıtlama ve tedbirler netice veriyor. Birlikte mücadele etmeye ve ülkemizi küresel salgının yıkıcı ektisinden kurtarmaya kararlıyız.”

  • Çavuşoğlu: Türk halkı geleceğini AB’de görüyor

    Çavuşoğlu: Türk halkı geleceğini AB’de görüyor

    Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye’nin, tarihsel olarak Avrupa’nın ayrılmaz bir parçası olduğunu ve olmaya da devam ettiğini belirterek “Türk halkı geleceğini Avrupa Birliğinde (AB) görüyor.” değerlendirmesinde bulundu.

    Bakan Çavuşoğlu, Portekiz’in Diario do Noticias gazetesine, “Türk halkı geleceğini AB’de görüyor.” başlıklı makale kaleme aldı.

    Portekiz’in AB Konseyi Dönem Başkanlığının, Türkiye ve AB arasında daha adil ilişkilerin tesis edilmesi açısından bir fırsat olarak değerlendirdiklerini belirten Çavuşoğlu, “Portekiz’in, AB’nin genişleme ile Türkiye’nin üyelik süreci ve Türkiye-AB ilişkilerinin geliştirilmesine yönelik prensipli desteğini her zaman memnuniyetle karşıladık.” ifadesine yer verdi.

    Çavuşoğlu, Portekiz’in, Türkiye’nin AB’ye katacağı değerin farkında olduğundan emin olduklarını da ifade etti.

    Aralık ayında düzenlenen AB Liderler Zirvesi’nin ardından iki tarafa da fayda sağlayacak olumlu gündem için bir fırsat penceresi açıldığını belirten Çavuşoğlu, “Bunun için de en iyi araç 18 Mart Göç Mutabakatı’nı tekrar gözden geçirmek. Söz konusu mutabakat, AB ve Türkiye’nin birlikte hareket ederek bölgenin güvenlik, istikrar ve refahına nasıl başarılı şekilde katkı sağlayabileceğinin en iyi örneği.” değerlendirmesinde bulundu.

    Çavuşoğlu, 9 Mart 2020’de Brüksel’de Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve AB Konseyi Başkanı Charles Michel’in söz konusu mutabakatın güncellenmesi konusunda mutabık kaldığını anımsattı. Bakan Çavuşoğlu, bunun Türkiye’nin AB perspektifini güçlendirerek, Gümrük Birliği Anlaşması’nı güncelleyerek, üst düzey diyalog ve zirveleri canlandırarak, vize serbestisini teşvik ederek ve düzensiz göç ve terörle mücadele edilerek yapılabileceğini kaydetti.

    Mutabakatı AB Komisyonuyla birlikte gözden geçirmeye başladıklarını anımsatan Çavuşoğlu, daha sonra bu sürecin bazı üye ülkeler tarafından bloke edildiğini bildirdi.

    “Türkiye her zaman gerginliği azaltma ve diyalogdan yana tutum sergiledi”

    Çavuşoğlu, “Türkiye her zaman gerginliği azaltma ve diyalogdan yana kararlı bir tutum sergilemiştir. Ancak bu yeterli değildir. AB, tüm üyelerini daha pozitif ve yapıcı bir tutum benimsemeleri için teşvik etmelidir.” ifadelerini kullandı.

    AB Konseyi Başkanlığı döneminde tekrar Türkiye-AB ilişkilerini, iki tarafa da fayda sağlayacak bir yola sokmak için Portekiz’in desteğine ve stratejik aklına güvendiklerini aktaran Çavuşoğlu, “Portekiz başkanlığının tüm aday ülkelere eşit bir şekilde davranması ve Gymnich ile Avrupa’nın Geleceği Konferansı gibi toplantılara davet etmesi önem arz ediyor.” vurgusunu yaptı.

    “Türkiye, AB’nin ayrılmaz bir parçasıdır”

    Çavuşoğlu, “Ülkenizin, Fransa, Yunanistan veya Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) gibi ülkelerle yakın zamanda yaşadığı gerilimlerin, Avrupa projesinden kopmanın ve Orta Doğu ile Orta Asya gibi başka alanlar aranmasının bir işareti midir?” sorusuna, şu yanıtı verdi:

    “Türkiye, tarihsel olarak Avrupa’nın ayrılmaz bir parçası olmuştur ve Avrupa’nın ayrılmaz bir parçasıdır. Avrupa Konseyi ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) dahil Avrupa kurumlarının kurucu üyesiyiz. 1952’den bu yana NATO üyesiyiz ve dünya çapındaki misyonlarına ve operasyonlarına öncü katkıda bulunuyoruz. Türkiye, Şubat 1952’deki Lizbon Zirvesinde NATO’ya resmen katıldı. AB üyeliği stratejik bir hedef olmaya devam ediyor.”

    Bakan Çavuşoğlu, bununla birlikte, Türkiye’nin coğrafi konumu ve tarihsel geçmişinin kendisine çoklu kimlikler bahşettiğinin altını çizerek “Biz sadece Avrupa’nın bir parçası değiliz, aynı zamanda Asya, Balkanlar, Akdeniz ve Orta Doğu’nun da bir parçasıyız. Bunu her zaman bir yükümlülükten ziyade, bir değer olarak gördük.” ifadesini kullandı.

    Öte yandan, çok kutupluluk ile karakterize edilen dinamik ve gelişen dünya düzeninde, Türkiye’nin dış politika seçeneklerini ve ortaklarını çeşitlendirmesinin bir seçenek değil, gereklilik olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı:

    “Girişimci ve insani dış politikamızın uygulanmasında, ‘bölgemizde ve ötesinde barış ve refaha katkıda bulunmak’ olan tek hedefimize ulaşmak için doğu, batı, kuzey ve güneydeki çeşitli ortaklarla çalışıyor ve etkileşimde bulunuyoruz. Avrupa, Asya, Afrika veya Latin Amerika gibi dünyanın farklı yerleriyle eski ve yeni ortaklığımız bir alternatif oluşturmaz, aksine birbirini tamamlar. AB’yle ilişkilerimizi katılım perspektifimiz doğrultusunda geliştirmenin ileriye dönük yol olduğuna inanıyoruz. Türk halkı, geleceğini AB’de görüyor.”

     “Geleceğimizi AB’yle birlikte inşa etmek istiyoruz”

    Çavuşoğlu, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da vurguladığı gibi “Geleceğimizi AB’yle birlikte inşa etmek istiyoruz.” ifadesine yer vererek Türkiye’nin dünyanın diğer bölgelerinde gelişen ilişkileri ve aktif dış politikasının, Avrupa entegrasyon projesinden bir kopuş olmadığının altını çizdi.

    Türkiye’nin bu bölgelerle güçlü bağlara sahip olmasının, AB için “büyük stratejik katma değer” olduğu dile getiren Çavuşoğlu, “Maalesef AB, Türkiye’nin getirebileceği bu stratejik değeri göremiyor.” vurgusu yaptı.

    Çavuşoğlu, Birliğin, Türkiye-AB ilişkilerine, bazı üyelerle Türkiye arasındaki sorunların belirlediği dar perspektiften bakmakta ısrar ettiğini anlatarak “İkili sorunların, üyelik dayanışması ve Türkiye’ye karşı veto adı altında, AB platformunu şantaj veya kötüye kullanma yoluyla değil, diyalog yoluyla çözülebileceğine inanıyoruz.” görüşünü aktardı.

    “Ticari ve ekonomik ilişkiler olumlu eğilimde”

    Türkiye ve Portekiz arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin olumlu bir eğilimde seyrettiğinin altını çizen Çavuşoğlu, iki ülke arasındaki ticaret hacminin son 15 yılda dört kat arttığına dikkati çekti.

    Çavuşoğlu, iki ülke arasındaki ticaret hacminin 2019’da 2 milyar doları aştığını belirterek Portekiz’de dikkati çeken Türk yatırımları arasında Oyak Grubunun Portekiz ve Cabo Verde’de satın aldığı CIMPOR operasyonları, Türk şirketi Global’in Santa Apollonia’daki gemi terminalini inşa eden konsorsiyumun temel ortaklarından biri olması ve “Yılport”un Portekiz’de 500 milyon avroya varan yatırımlarını sıraladı.

    Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınından sonra Portekiz ve Türkiye’de karşılıklı olarak daha fazla firmanın yatırım yapacağına işaret eden Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

    “Türkiye, Orta Asya, Kafkaslar, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’ya açılan bir kapı olduğu gibi Portekiz de Latin Amerika ve Afrika’da Portekizce konuşulan ülkelere açılan bir kapı teşkil ediyor. Bu, iki ülkeye üçüncü ülkelerde stratejik küresel ortak olma imkanı tanıyor.”

  • AB’den çelik ürünlerine ilave vergi

    AB’den çelik ürünlerine ilave vergi

    Avrupa Birliği (AB), Türkiye’de üretilen çeşitli demir ve çelik ürünlere yüzde 7,6’ya varan oranda anti-damping vergisi uygulamaya başladı.

    Türkiye menşeli sıcak haddelenmiş demir ürünler ile alaşımsız ve alaşımlı çelik ürünlerin ithalatıyla ilgili geçici anti damping vergisi uygulanması kararı AB Resmi Gazetesi’nde yayımlandı.

    Buna göre, Türkiye’deki demir ve çelik sektöründe faaliyet gösteren Habaş yüzde 4,8, Erdemir yüzde 5,4, Borçelik ve Ağır Haddecilik yüzde 5,9, Çolakoğlu Metalurji ve diğer şirketler ise yüzde 7,6 geçici anti damping vergisine tabi olacak.

    Avrupa Çelik Derneği (EUROFER), 31 Mart 2020’de Türkiye’nin sektörde damping yaptığı iddiası ile AB Komisyonuna şikayette bulunmuştu.

    AB, mayıs ayında Türkiye’den ithal edilen bazı çelik ürünlerde damping yapılıp yapılmadığını belirlemek üzere resmi soruşturma başlatmıştı.​​​​​​​

  • Türkiye ve Arnavutluk arasında imzalar atıldı

    Türkiye ve Arnavutluk arasında imzalar atıldı

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “FETÖ terör örgütünün her iki ülke içinde tehdit oluşturduğu noktasında Arnavutluk makamlarıyla hemfikiriz. FETÖ’nün iki ülke arasındaki ilişkileri zehirlemesine izin vermeyeceğiz. Bu vesile ile Türkiye, başta Türkiye Maarif Vakfı olmak üzere ilgili tüm kurumlarıyla Arnavutluk’un yanındadır” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Arnavutluk Başbakanı Rama ortak basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı konuşmada, “Arnavutluk dost ve kardeş müttefik bir ülkedir. Bizler asırlar boyunca birlikte yaşamış, birlikte mücadele etmiş, tarihe silinmez izler bırakmış 2 kardeş ülkeyiz. Asırlara uzanan ortak tarihimizin izlerini edebiyattan sanata, düşünce hayatından mimariye kadar uzanan geniş bir alanda görmek mümkündür. Bugün Elbasan’dan Korça’ya, İşkodra’dan Vlora’ya kadar Arnavutluk’un her köşesinde ortak tarihimize ve kültürümüze ait birçok izler görebilirsiniz. İlhamını kadim tarihimizden alan bu bağları daha da güçlendirmeyi kendimize görev addediyoruz” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Rama ile gerçekleştirdikleri görüşmelerde ikili ilişkileri kapsamlı bir şekilde ele aldıklarını belirterek, ziyaret vesilesiyle Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin kurulmasına ilişkin ortak siyasi bildiriyi imzaladıklarını ve böylelikle Arnavutluk – Türkiye ilişkilerini stratejik ortaklık seviyesine çıkarttıklarını söyledi. Başbakan Rama ile gerçekleştirdikleri görüşmelerde, ikili konuların yanı sıra bölgesel meseleleri de ele aldıklarını vurgulayan Erdoğan, “Siyasi, askeri, ekonomik, kültürel her türlü alanda bundan sonraki süreçte neler yapabiliriz bunları ele alma fırsatı bulduk. Önümüzdeki dönemde hayata geçirilebilecek projelere ilişkin fikir alış verişinde bulunduk. Arnavutluk, Avrupa Güvenlik Ve İşbirliği Teşkilatı dönem başkanlığını başarıyla yürütmesinin hemen ardından 1 Ocak itibariyle Karadeniz Ekonomik İşbirliği dönem başkanlığını üstlenmiştir. Kendilerine bu önemli görevde başarılar diliyorum” dedi.

    21 Eylül ve 26 Kasım 2019 tarihlerinde Arnavutluk’ta 2 büyük deprem yaşandığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geride acı, yıkım ve gözyaşı bırakan her iki depremden sonra Türkiye olarak Arnavut kardeşlerimizin imdadına koştuk. Arama – kurtarma çalışmalarından diğer yardımlara kadar elimizdeki tüm imkanları Arnavutluk halkı için seferber ettik. Ayrıca evleri yıkılan kardeşlerimiz için 522 konut inşa etme kararı aldık. TOKİ tarafından Arnavutluk’ta inşa edilecek deprem konutlarının temel atma törenlerini 23 Aralık’ta gerçekleştirdik. İnşaatı 2021 Ağustos ayında tamamlayıp bu konutları ihtiyaç sahipleri kardeşlerimize teslim edeceğiz. Bu konutların Türkiye – Arnavutluk arasındaki kader birliğinin yeni bir sembolü olacağına inanıyorum. Bu vesile ile bir kez daha depremde hayatını kaybeden Arnavut kardeşlerimize Allahtan rahmet yakınlarına başsağlığı diliyorum” ifadelerini kullandı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Rama ile görüşmesinde ekonomik ilişkileri de değerlendirdiklerine vurgu yaparak, Türkiye, Arnavutluk’un en büyük 4’üncü ticari ortağıdır. Müteahhitlik hizmetleri de dikkate alındığında toplam 3.5 milyar dolarlık yatırımla Arnavutluk’taki en büyük dış yatırımcı konumundayız. Arnavutluk’ta faaliyet gösteren 600’e aşkın firmamız yaklaşık 15 bin Arnavut kardeşimize istihdam sağalıyor. Önümüzdeki dönemde Arnavutluk’ta bilhassa altyapı ve turizm alanlarında yatırımlarımızı artırmayı planlıyoruz. Böylelikle ekonomik işbirliğimizi de yeni bir boyuta taşımayı öngörüyoruz. Osmanlı döneminden kalan ortak kültürümüzü yansıtan tarihi eserleri geleceğe taşımaya büyük önem veriyoruz. TİKA vasıtasıyla Arnavutluk’ta yaklaşık 20 milyon avro değerinde 500’ün üzerinde restorasyon projesini hayata geçirdik. Kültür Bakanlarımız az önce Arnavutluk’taki en önemli Osmanlı kültürel mirası olan İşkodra şehrindeki Tarihi Kurşunlu Camiinin, Vakıflar Genel Müdürlüğümüz tarafından restorasyonuna ilişkin protokolü imzaladı. Önümüzdeki bahar aylarında bu projeye de başlamış olacağız” açıklamasını yaptı.

    Terörle mücadele ile askeri ve savunma alanlarındaki iş birliklerinin de masaya yatırıldığını söyleyen Erdoğan, “FETÖ terör örgütünün her iki ülke içinde tehdit oluşturduğu noktasında Arnavutluk makamlarıyla hemfikiriz. FETÖ’nun iki ülke arasındaki ilişkileri zehirlemesine izin vermeyeceğiz. Bu vesile ile Türkiye, başta Türkiye Maarif Vakfı olmak üzere ilgili tüm kurumlarıyla Arnavutluk’un yanındadır. Türkiye Maarif Vakfı olarak devralınan Tiran’daki üniversitenin yarın İstanbul Teknik Üniversitesi ile Sayın Başbakanın, Rektör ile bir araya gelmek suretiyle adımı da atılacaktır. Zira şu anda İstanbul Teknik Üniversitesinde 100 civarında Arnavut evladımız orada eğitim öğretim görüyorlar. Bu adımla beraber de şu anda eğitim öğretimde Türkiye – Arnavutluk arasında çok güçlü bir adım atılmış oluyor. 25 Nisan’da gerçekleştirilecek genel seçimlerin Arnavutluk’a ve Arnavut halkına şimdiden hayırlı olmasını temenni ediyorum” dedi.

  • Türkiye’nin Köln Başkonsolosu şoförünün oğlu nehirde ölü bulundu

    Türkiye’nin Köln Başkonsolosu şoförünün oğlu nehirde ölü bulundu

    Türkiye’nin Köln Başkonsoluğu şoförünün 3 gündür kaybolan oğlu Ahmet Kiranlioğlu’nun (25) cesedi Düsseldorf yakınlarındaki Neuss kentinde Ren Nehrinde bulundu.

    Almanya’da Türkiye’nin Köln Başkonsoluğu şoförünün 3 gündür kaybolan oğlu Ahmet Kiranlioğlu’nun (25) ölümü sevenlerini yasa boğdu. Baba İsrafil Kiranlioğlu 31 Aralık Yılbaşı gecesi sosyal medya hesabından genç yaştaki oğlundan haber alamadığını duyurdu. Paylaşımın ardından Ahmet Kiranlioğlu’nun arkadaşları genci Köln kenti ve çevresinde aramaya başladı. Baba İsrafil Kiranlioğlu’na acı haber 3 Ocak sabahı ulaştı.

    ARACINDA MEKTUP BULUNDU

    Neuss polisi kayıp gencin cesedini Düsseldorf yakınlarındaki Neuss kentindeki Ren Nehri’nde bulunduğu ifade edildi. Kayıp gence ait aracın da Köln’ün Poll semtinde Rodenkirschen köprüsü altında içinde bir mektup ile bulunduğu ifade edilirken, Köln polisi Ahmet Kiranlioğlu’nun şüpheli ölümüne ilişlkin soruşturma başlatıldığını kaydetti. ​Hayatını kaybeden Ahmet Kiranlioğlu’nun 3 ay önce dünya evine girdiği ifade edildi.

  • Oppo’nun Türkiye’deki üretim üssü belli oldu

    Oppo’nun Türkiye’deki üretim üssü belli oldu

    Çinli cep telefonu devi Oppo’nun Türkiye’deki üretim üssü görüntülendi. Tadım Kuruyemiş’in Tuzla’da bulunan fabrika binasını iki ay önce kiralayan Oppo, şubat ayında üretime geçecek. Oppo Türkiye Genel Müdürü Weijian Zhou, yakın zamanda üretime geçeceklerini doğrulayarak, çalışmaların sürdüğünü belirtti.

    Geçen hafta Türkiye’de üretim yapma kararını açıklayan dünyanın en büyük cep telefon üreticilerinden Oppo, üretim üssünü Tuzla’ya kuruyor. İstanbul’da deri ve gemicilikle ilgili yatırımlarıyla öne çıkan Tuzla, şimdi de Çinli akıllı telefon devi Oppo’ya ev sahipliği yapacak.

    Gerek limanın varlığı gerekse bağlantı yollarına yakınlığı nedeniyle stratejik bir konum seçen Oppo, fabrika binasını da kiraladı.

    Türkiye’de paketli kuruyemişi başlatan Tadım’ın uzun yıllar üretim yaptığı Tuzla’daki tesisi kiralayan şirket, üretimini bu binada gerçekleştirecek.

    Edinilen bilgiye göre Oppo, Türkiye’de yatırım yapacağına yönelik kararını açıklamadan çok önce harekete geçti ve Tadım’ın sahibi olan Tekinalp ailesiyle fabrika için anlaşma imzaladı.

    Kaynak: Dünya Gazetesi

    1000 KİŞİ İSTİHDAM EDİLECEK

    Dünya’dan Çiğden Yücesoy Subaşı’nın haberine göre, cep telefonu üretim üssünü iki ay önce kiralayarak çalışmalara başladı. İlk etapta binanın üretime uygun hale getirilmesine yönelik hazırlıklar yapan şirket, diğer taraftan ihtiyaç duyduğu alanlardaki personele ulaşmak için de iş ilanları veriyor. Güvenlik görevlisinden mühendise kadar birçok alanda işe alım yapan şirket, fabrikada 1000 kişi istihdam edecek.

    1 YILDIR BOŞTU

    50 milyon dolarlık yatırımla Türkiye’ye cep telefonu fabrikası kurmak için kolları sıvayan Oppo’nun üretim üssü olarak seçtiği fabrika bir yıldır boş duruyordu. Kapalı alanıyla birlikte toplam 6 bin 405 metrekare büyüklüğüne sahip fabrika, İstasyon Mahallesi’ndeki Tuzla Piyade Okulu Komutanlığı’nın hemen yanında.

    Oppo Türkiye Genel Müdürü Weijian Zhou, fabrikanın 2021’de faaliyete geçeceğini doğrulayarak, “2020 ne kadar zorlu geçen bir yıl olsa da Oppo için Türkiye pazarında güçlendiği, yenilikçi ürünlerini tüketicilerle buluşturduğu ve yerel yatırımlarını gerçekleştirdiği başarılı bir yıl oldu. 2021’de daha fazla yenilik yapmaya ve dünya çapında daha fazla insana olağanüstü teknoloji deneyimleri sunmaya hazırız.

    İlk etapta, Türkiye’deki büyümemize paralel olarak aldığımız yatırım kararını hayata geçireceğiz. Bununla birlikte dönemsel olarak gerçekleştirdiğimiz reklam kampanyalarımızla lokal iletişimimizi daha da artırmayı hedefliyoruz. 2021, Find, Reno ve A serisinin yeni modellerinin ve yeni akıllı ürünlerimizin Türkiye’de tüketicilerimizle buluştuğu bir yıl olacak” dedi.

    İHRACAT DA YAPILACAK

    Akıllı telefon pazarında dünya çapında 40’tan fazla ülkede iddialı bir hedef yürüten Oppo, Türkiye’deki büyümesine paralel olarak yatırım yapma kararı almıştı. 2018 yılı sonunda Türkiye’ye giren şirket, bir yıl gibi kısa bir sürede pazar payını yüzde 8’e ulaştırdı. Etkili reklam ve pazarlama stratejisiyle öne çıkarak Türkiye’deki gelişimini 2020’de daha da artırdı. Acun Ilıcalı’nın oynadığı reklamla dikkatleri üzerine çeken şirket, üretime şubat ayında geçmeyi hedefliyor.

    Markanın bazı modellerinin üretileceği bu fabrikadan Avrupa’ya ihracat da yapılacak. Geçen hafta Oppo’nun yüksek kapasitede bir üretim planladığına dikkat çeken Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, yerli tedarikçilerin de bu operasyonda görev alacağını açıklamıştı.

    ÜRETİMİN ÖNÜ AÇILDI

    Önümüzdeki yıllarda toplamda 10 milyon adet akıllı telefon üretim kapasitesi oluşması beklenen Türkiye’de Güney Koreli Samsung ile birlikte Çinli Xiaomi’nin de üretim için çalışmalar sürdürdüğü biliniyor. Cep telefonu üretiminde önceki hafta yapılan düzenlemeyle yaşanması muhtemel sıkıntıların önüne geçilmişti.

    Geçtiğimiz günlerde Resmi Gazete’de yayımlanan teşvik düzenlemelerinde cep telefonu üretimine yönelik maddeler de eklenmişti. Cumhurbaşkanlığı kararıyla teşvik mevzuatında değişiklik yapılarak, cep telefonu üretiminde kullanılan aksam ve parçaların, teşvik belgeli yatırımlar kapsamında 31 Ağustos 2021’e kadar gümrük vergilerinin ödenmesi şartıyla ithalatın önü açılmış oldu.