Etiket: türkiyehaber

  • “11. büyük ekonomi konumundayız”

    “11. büyük ekonomi konumundayız”

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ‘Mersin İş Dünyası Buluşması’ programında iş insanlarıyla bir araya geldi. Öncelikle bir küresel ekonomi, makro politikalarla ilgili kısa bir değerlendirme yapacağını belirterek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Daha sonra Mersin’le ilgili, Mersin ekonomisi, yatırımlarıyla ilgili değerlendirmelerim olacak. Gerek makro politikalarımızın oluşturulmasında ve kurgulanması gerekse her gün görevimize ilişkin yaptığımız çalışmalarda ilgili taraflarla bir araya gelmeye istişare etmeye büyük önem veriyoruz. On ikinci planımızda hazırlarken orta vadeli programımızı hazırlarken neredeyse tüm toplumsal kesimlerle katılımcı toplantılar icra ettik ve oradaki fikirler bize gerçekten çok önemli katkılar sunduk. Ortak akılla istişareyle, politikalarımızı uygulamaya devam edeceğiz. Hem planlamaya hem uygulamaya devam edeceğiz. Bunu özellikle belirtmek istiyorum. Küresel ekonomiye baktığımızda maalesef çok olumlu bir dönemden geçmiyoruz. Salgın sonrası dönem hala devam ediyor. Bir takım etkileriyle devam ediyor. Diğer taraftan jeopolitik maalesef birtakım gerginlikler, hadiseler, ekonomiyi de, dünya ekonomisini de etkiliyor. Ukrayna savaşından Orta Doğu’daki yaşanan gelişmelere varıncaya kadar. Bunların büyüme üzerinde, ekonomik aktivite üzerinde de etkileri var. Son 20 yıllık tarihsel ortalamalara baktığımızda dünya ekonomisi son 20 yılda ortalama 3,6 yıllık ortalama üç nokta altı bir büyüme kaydetti. Ancak geçen yıl itibariyle 3 civarına düştü. Önümüzdeki yıllarda da işte 3.1, 3.2 gibi beklentiler var. Dolayısıyla dünya ekonomisinin tarihi ortalamalarının altında bir büyüme seyri içinde olduğunu görmemiz lazım. Bu dünya ticaretini de etkiliyor. Geçmişte dünya ticareti genelde büyümeden daha fazla olurdu. Ancak gerek ekonomik büyümedeki bu ivme kaybı gerekse diğer birtakım faktörler, dünyada artan rekabet, özellikle batıyla uzak doğu arasındaki rekabet, bir takım siyasi gelişmelerle, korumacılığın daha bir arttığını, bölgesel ittifakların biraz daha ön plana çıktığını ve ticaretin eskisi kadar büyüme kaydetmediğini de görmemiz gerekiyor. Bu bu şartlar içindeyiz” şekline konuştu.

    “Orta vadeli programdaki hedefimizi rahatlıkla yakalayabileceğimizi düşünüyoruz”

    Konuşmasında devam eden Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Bizim açımızdan en önemli hususlardan özellikle ihracatçı illerimiz açısından ihraç pazarlarımızdaki gelişmeler, büyümeler. Bu açıdan da baktığımızda geçen yıl Avrupa bizim tabii en önemli ihraç pazarımız. Avrupa’daki büyüme, dünya büyümesinin de oldukça altında. İşte yüzde 1’ler civarında, bazı ülkelerde sıfır büyüme, eksi büyüme gibi rakamlarla karşılaştık. Önümüzdeki dönemde de ihraç pazarlarımızdaki büyümenin yüzde iki, iki buçuk civarında olmasını bekliyoruz. Geçmişe göre bir miktar daha iyi ama tarihsel ortalamaların yine maalesef altında. Dolayısıyla dünyada zorlu koşulların olduğu, rekabetin arttığı bir dönemdeyiz bunu hep birlikte görmemiz, analiz etmemiz ve buna göre politikalar geliştirmemiz gerekiyor. Türkiye’deki makro ekonomik politikalara baktığımızda ise kısaca özetlerken büyüme tarafında oldukça iyi bir performansımızdır. Pandeminin etkilerinin yoğun olarak yaşandığı 2020, 2022 döneminde dünya ekonomisi bu 3 yıllık dönemde sadece yüzde 7 büyürken Türkiye ekonomisi yüzde 20 büyümeyi gerçekleştirdi. Tüm milletin olarak önemli bir performans sergiledi. İhracatımıza istihdamız arttı. Geçen yılın büyümesi henüz tam çıkmış değil. 3 çeyreklik büyümeyi biliyoruz ancak 4’üncü çeyrek biliyorsunuz bu ayın sonunda istatistik kurulumuz tarafından ilan edilecek. 2023 yılının büyümesini hep birlikte görmüş olacağız. İlk 3 çeyreklik dönemde Türkiye ekonomisi yüzde 4.7 bir büyüme kaydetti. Son 20 yıllık yine performansımıza baktığımızda yıllık ortalama yüzde 5.4 büyüme kaydetmişiz. Geçen yılki geçen yıl büyümemizin orta vadeli programa göre 4.4 olmasını öngörüyoruz. Son çeyrekte yüzde 3.7 bir büyüme kaydetmemiz bu hedefi gerçekleştirmemize yetecek. Onu hep birlikte göreceğiz. Ama biz orta vadeli programdaki hedefimizi rahatlıkla yakalayabileceğimizi düşünüyoruz. Önce birtakım göstergelerde. Büyümemiz iyi gidiyor. Dünya şartlarını da dikkate aldığımızda yine dünya büyümesinin üzerinde bir büyüme performansı sergiliyoruz. Bu olumlu bir durum.”

    “17’nci büyük ekonomi olduk”

    Türkiye’nin ekonomik durumu ile ilgili bilgi veren Yılmaz, “IMF’nin tahminlerine göre 17’nci büyük ekonomi olduk. Satın alma gücü paritesine göre ise 11’inci büyük ekonomi konumundayız. Daha da iyi noktaları inşallah kamuyla özel sektörde hep birlikte yürüyeceğiz. Bir taraftan büyümemizi, istihdamımızı sürdürmeye çalışırken diğer taraftan enflasyonla mücadele ediyoruz. Enflasyonu düşürmek için kararlı bir şekilde ilan ettiğimiz politikaları hayata geçiriyoruz. Para politikamızı güncelledik. Maliye politikamızla kara politikalarımızı bir bütünlük içinde hayata geçiriyoruz. Diğer taraftan önümüzdeki dönem yapısal reformlara yoğunlaşacağız. Verimliliği arttırıcı rekabet gücünü arttırıcı, yapısal reformlarla programımızı çok boyutlu değişik unsurlardan oluşan programımızı hayata geçirmeye devam edeceğiz. Cumhurbaşkanımızın da bu programa verdiği güçlü siyasi destek son derece önemli. Dünyanın en iyi planlı programını da hazırlasanız arkasında güçlü bir siyasi irade yoksa bir anlam ifade etmez, raflarda bir doküman olarak kalır. Sayın Cumhurbaşkanımız özellikle orta vadeli programı bizzat ilan ederek toplumla paylaşarak çeşitli vesilelerle bunun arkasındaki siyasi desteğini ortaya koyarak bizlere büyük bir güç veriyor. Plan altında enflasyonumuz gerçekleşti. Bu yılın Ocak ayında bir miktar yüksek geldi enflasyon. Bunu da geçici bir durum olarak görüyoruz. Genelde Ocak ayında yıllık fiyat ayarlamaları yapılır malum. Bir takım ücret fiyat ayarlamaları da yapıldığı için bunun bir etkisi var. Önümüzdeki aylarda giderek bunun ivme kaybettiğini aylık fazla göreceğiz. Yıllık etkisini ise 2024’ün ortalarından itibaren daha net bir şekilde görmüş olacağız. Program etkisini, yıldız etkisini yıllık bazda yansımasını net bir şekilde görmüş olacağız. Kararlı bir şekilde mücadelemiz sürüyor. Tabii ki bunu yaparken restorasyona da düşmek istemiyoruz. Dünyanın da problemi bu. 2025’te bunun etkileri çok daha net ortaya çıkacak. Yüzde 15’ler civarında orta vade programımızda öngördüğümüz enflasyon 2026’da ise yeniden tek haneli rakamları yakalayacağız . Bunun planını, programına yol haritasını ortaya koymuş durumdayız. Adım adım hedefimize gideceğiz. Bu bir süreç. Bir günde hemen çok kısa vadede beklememek gerekir. Adım adım bu sonuçları elde edeceğiz ve hep birlikte bunları göreceğiz” ifadelerini kullandı.

    “2024 yılına iyi başladık”

    Cari işlemlerin temel sorun olduğuna da dikkat çeken Yılmaz, “Aslında cumhuriyet tarihi boyunca baktığımızda kalkınmamız yönündeki en büyük tarzlardan bir cari açıkla çalışır. Malum enerjiye bağımlı bir ülkeye ithal ediyoruz. Ama başka bir takım tedbirlerle hem enerji sektöründeki politikalarımızda hem de genel olarak döviz kazandırdığı faaliyetleri teşvik ederek bu yapısal sorunumuzun da üstesinden gelme gayreti içindeyiz. Orta vadeli programımızı yaparken bunu en temel meselelerden biri olarak ortaya koyduk. Yılın geçen yılın ikinci yarışında bu yönde olumlu sonuçlar almaya başladık. Yıl ortasında 60 milyar dolarlar seviyesinde çıkan cari açığımız yıl sonu itibariyle 45.2 milyar gibi bir rakama geriledi. Bu gerilemenin devam edeceğini düşünüyoruz. Burada tabii ihracatçılarımıza ben tebriklerimi iletmek istiyorum. Şükranlarımı sunmak istiyorum. Bu sonucun elde edilmesinde ihracatçılarımız ve turizmcilerimizin çok ciddi katkısı var. Turizm gelirlerimizde 54. 3 milyarı yakaladık. Bu yıl hedefimiz 60 milyon turist, 60 milyar dolar turizm geliri. Bu da cari açığımıza ciddi katkılar sunacak. Portföy yatırımlarında yine olumlu bir gelişme görüyoruz. 2022’yılında 13,7 milyar dolar çıkış varken 2023’te nette 8,34 milyar dolar değerinde bir giriş gerçekleştiğini görüyoruz. Dünyadaki konjonktüre de baktığımızda özellikle yılın ikinci yarışında gelişmiş ülkelerin para politika değişimle de birlikte gelişmekte olan ülkelere dönük sermaye hareketlerinin artması bekleniyor. Uluslararası kurumlar da bunu bekliyorlar. İnşallah izlediğimiz politikalarla Türkiye bu artan sermaye hareketinden hak ettiği payı alacaktır. Dış ticaretimizden, ihracatımızda baktığımız zaman yine tarihi bir seviyeyi yakaladık. Bu orta vadeli programdaki tahminimizin bir miktar üstünde.2024 yılına da ocak ayında iyi başladık. İhracatımız 3.6 bir artış gösterdi. İthalatımız ise yüzde 22 oranında bir azalış gösterdi. Buda cari işlemler dengemize ticaret kanalıyla önemli bir katkı oluştuğunu gösteriyor. Merkez Bankamızın rezervleri güçleniyor. Yine geçtiğimiz Mayıs ayında 98 milyar dolarlara kadar düşmüştü. 145 milyar dolarlara kadar yükseldi. Son dönemde bir düşüş var. Yine de 135 milyar dolar seviyelerini koruyor. Burada bu konuları mevzuattaki çözülmenin özellikle ocakta yoğun olmasının bir miktar etkisi var. Ama rezervlerimizi biz güçlendirmeye önümüzdeki süreçte de devam edeceğiz. Kur korumalı mevzuatta ciddi bir çözülme var gerçekten. Rakamlarda da bunu görüyoruz. O günün ihtiyaçlarına göre yapıldı. 9 Şubat’tan itibaren rakamları söyleyebilirim. 2 trilyon 368 milyar TL’ye kadar geriledi” diye kaydetti.

    “Mersin’in ihracatta ciddi bir ivme yakaladığını görüyoruz”

    Mersin’in ihracat açısından tebrik ve teşekkür ettikleri bir il olduğuna değinen Yılmaz, “Mersin’in ihracatta ciddi bir ivme yakaladığını görüyoruz. Bendeki rakamlara göre 2018 yılında 2.8 milyar dolarken 2023 yılında 7.7 milyar dolara yükselmiş durumda. Çok ciddi bir yükseliş. Hele hele az önce saydım şartların yaşandığı bir ortamda. İhracatımızın öncü illerinden biri sürükleyici illerinden biri olduğunu Mersin rakamlarla ortaya koymuş durumda. Tebrik ediyoruz gerçekten. Önümüzdeki dönemde de inşallah yeni politikalarımızın öncü illerinden biri olmaya merhum devam edecek. Bu bölgemiz Mersin, Adana ekseninde baktığımızda lojistik anlamda da çok ciddi avantajlara sahip bir bölge. Rekabet potansiyeli çok yüksek. Bu bölgeyi bu anlamda önümüzdeki dönemde daha fazla değerlendireceğiz lojistik imkanlarını daha da ileriye taşımak için bir gayret içinde olacağız. Bu da ülkemizin ihracat performansını daha üst noktalara taşınacak diye inanıyoruz. Bu kapsamda yıllardır heyecanla yapımı beklenen Çeşmeli, Erdemli, Lifke, Taşucu, Ortayolu Projesi’ni hayata üzere çalışmalara başladık. Bu otoyol önemli bir farklılık oluşturacak bölgemiz için. Yine en öne çıkan projelerden biri. Mersin, Adana, Osmaniye, Gaziantep hızlı tren projesi. Bunun hayata geçmesiyle 6 saat 23 dakika olan seyahat süresini 2 saat 15 dakikaya düşürecek. İşte bu projeler bölgemizin kendisini değiştirecek. Yine Doğu Akdeniz bölgesi en stratejik bölgelerden biri. Buranın orta Doğu ve Orta Asya ülkelerine çıkış kapısı olmasının ve ihracat imkanlarının gelişmesi için yeni liman inşası konusu üzerinde de çalışmalar yapıyoruz. Bir yandan kalkınma yolu dediğimiz Basra körfezine kadar inen Irak’ı boydan boya geçen çok stratejik bir proje üzerinde çalışıyoruz. Bunun da tabii limanlarımıza entegrasyonu bu bölgemiz için de yeni açılımlar ve yeni fırsatlar oluşturacaktır diye inanıyoruz. Hava yolu alanında da nihayet Çukurova Bölgesel Uluslararası Havalimanı’mız tamamlandı diyebiliriz. Artık gün sayıyoruz açılışı için. Bu havalimanımızın devreye girmesinde, havayolu anlamında da bölgemiz farklı bir üstünlük kazanmış olacak. Merkezi idare olarak toplam 98 milyar liralık son 20 yılda yatırım gerçekleştirmişiz. Türkiye yüzyılını hep birlikte inşa edeceğiz inşallah” diye konuştu.

    “Kurla ilgili hükümet olarak ne bir tahminimiz var ne de bir hedefimiz var”

    Döviz kurlarıyla ilgili bir soruyu da yanıtlayan Yılmaz, “Kurla ilgili şunu ifade etmek isterim. Biz serbest kur rejimi uyguluyoruz. Dolayısıyla kurla ilgili hükümet olarak ne bir tahminimiz var ne de bir hedefimiz var. Serbest piyasada oluşur diyoruz kur. Sadece Merkez Bankamız kanundan da gelen yetki ve sorumlukla spekülatif hareketliliklere müdahale ediyor. Piyasa bozucu bir takım faaliyetler olduğu zaman bunun önüne geçmek için çaba sarf ediyor elindeki araçlarla. Bunun ötesinde kur piyasada belirlenir diyoruz. Arz ve taleple belirlenir diyoruz. Ama son dönemlerde hepiniz yaşayarak görüyorsunuz ciddi bir istikrar oluşmuş durumda. Kurdaki hareketliliği değerlendirirken nominal ve reel kuru ayrı ayrı değerlendirmek gerekir. Enflasyonun olduğu bir ortam da nominal kurun belli bir oranda artışı normal karşılanmalı. Reel anlamda baktığımız da son dönemde TL’nin bir miktar değer kazandığını görüyoruz. Bunu da tespit etmemiz lazım. Biz şunu düşünüyoruz. İhracatın artışında asıl belirleyici olan dış pazarlardaki talep. Talep geliştikçe, yeni pazarlara girildikçe ihracatçılarımızı farklı desteklerle destekledikçe kurdaki gelişmeler ne olursa olsun ihracatımızı arttıracağımıza inanıyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.

  • “Enflasyonla mücadelemizi sürdüreceğiz”

    “Enflasyonla mücadelemizi sürdüreceğiz”

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Yüreğir Kültür Merkezi’nde Sivil Toplum Kuruluşları temsilcileri ve kanaat önderleri buluşmasına katıldı.

    “Enflasyonu, fırsatçılığı, dezenformasyonu ve belirsizlikleri azaltmaya devam edeceğiz”

    Burada konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türkiye’nin çok önemli atılımlar gerçekleştirdiğini aktararak, “Türkiye, dünyadaki büyümeden çok daha fazla büyüdü. Çok önemli atılımlar gerçekleştirdi. Cumhuriyetimizin 100 yılı geride kaldı. Yeni bir yüzyıla girdik. Türkiye yüzyılında da gece-gündüz çalışmaya devam ediyoruz ve devam edeceğiz. Yaptığımız yatırımlardan daha fazlasını inşallah gerçekleştireceğiz. Enflasyonu, fırsatçılığı, dezenformasyonu ve belirsizlikleri azaltmaya devam edeceğiz. Bizim siyasetimiz insana hizmet etme siyasetidir. Cumhurbaşkanımız her zaman söylüyor biz bu millete efendilik yapmak için değil, hizmetkar olmak için geldik. İnşallah bu anlayışla devam edeceğiz. Büyük bir ülkemiz, tarihimiz ve mirasımız var. 81 ilimize, her mezhepten insanımıza aynı eşit bir şekilde yaklaşıyoruz. 81 ilimize de eşit bir şekilde hizmet ediyoruz ve etmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

    “Her şeyin temeli siyasi güven ve istikrardır”

    1 Nisan itibariyle Türkiye’nin siyasi istikrarının pekiştirilmiş olacağını kaydeden Yılmaz, “31 Mart’ta yerel seçimlere giriyoruz. Mayıs ayında verdiğiniz destek için yürekten teşekkür ediyorum. Çok tarihi bir seçim yaşadık. İçeriden, dışarıdan bütün çevreler birleştiler. İdeolojik olarak bir araya gelmeyecek pek çok yapı bir araya geldi ancak aziz milletimiz çok saygı değer asil bir tavır ortaya koydu ve cumhurbaşkanımız çok net bir tavırla güven tazeledi. Türkiye’nin siyasi istikrarı pekiştirilmiş oldu. Her şeyin temeli siyasi güven ve istikrardır. Bir ülkede istikrar yoksa diğer konulardan bahsedemezsiniz. Sıkıntılar yok mu, elbette var ama bunların da üstesinde birer birer geliyoruz. Bir taraftan büyümeye devam ederken bir taraftan da enflasyonla mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.
    Enflasyonla mücadelenin Haziran ayından sonra yansıyacağını aktaran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, daha sonra şunları söyledi:
    “Bu yılın ortalarından itibaren politikalarımızın sonuçlarını net bir şekilde göreceksiniz. Ekonomi, sosyal politika ve her boyutuyla güçlü politikalarımızı hayata geçiriyoruz. Merkezi yönetim tabi yetmiyor bir de yerel seçim var. Şimdiden hayırlı olsun. Nasıl ki genel seçimleri demokratik olgunluk içerisinde gerçekleştirdiysek yerel seçimleri de aynı olgunluk ile gerçekleştireceğiz. Adanamız’da da tarihi bir seçim olacak inşallah. Buna yaklaşıyoruz. Adana’ya geldiğim andan itibaren bunu hissediyorum. Adana değişim istiyor. Cumhur ittifakının gerçek belediyecilik anlayışını yansıtan bir başkanımız var. 1 Nisan itibariyle Adana’da yeni bir sayfa açılacak. Adana’nın yıllardır beklemiş sorunlarını birer birer çözme gayreti içerisinde olacağız. Biz eser ve hizmet siyaseti yapan bir partiyiz. Laf üstüne laf değil, taş üstüne taş koyarız. İnşallah Adana öncü bir şehir olacak artık.”
    Öte yandan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Adana’ya son 21 yılda 126 milyar liralık yatırım yapıldığını ve daha birçok projenin yapılacağını anlattı.
    Konuşmanın ardından Dünya Türkmenler Birliği, Cevdet Yılmaz’a hediye takdim etti.

  • “İşçilerimizin yerini tespit ettik”

    “İşçilerimizin yerini tespit ettik”

    Bakan Bayraktar, “Bütün zorluklara, sıkıntılara ve risklere rağmen burada çok geniş kapsamlı bir faaliyet yürütüyoruz. Dün de ifade etmiştim hakikaten çok büyük bir heyelan. Yaklaşık 400 bin kamyonla taşıyabileceğimiz büyüklükteki bir alanda 9 kardeşimizi arıyoruz. Bu arada bu arkadaşlarımız madencilerimizin işçilerimizin üçünün bir lokasyonunda 6’sının diğer lokasyonda olduğunu tespit ettik. Ama dediğim belirlediğimiz noktalara inşallah bugün daha yoğun bir şekilde gireceğiz. Adeta tüm arkadaşlarımızı kahramanca bütün riskleri alarak AFAD’daki kardeşlerimiz bu kurtarma faaliyetine bugün daha yoğunluk verecekler. İnşallah ümit ediyorum bir netice alırız” dedi.

    Bakan Bayraktar şu ana kadar yapılan tespitlere göre sağlık açısından risk oluşturacak bir durumun olmadığı ifade ederek, “Şu ana kadar yaptığımız tespitler ve tespitlerin neticesinde endişe edecek endişeye mahal edecek bir durum söz konusu değildir. Yani halk sağlığını tehdit edecek bir durum yok. Veya orada çalışan şu anda personelimize, özellikle AFAD personelini tehdit edecek herhangi bir şey söz konusu değildir. Dolayısıyla emniyetli bir şekilde bölgede çalışıyoruz. Muhtemelen bugün öğleden sonra yapacağımız toplantıda bu yol haritasını da çıkarmış olacağız. Dolayısıyla daha uzun vadeli burayla alakalı planlamamızı da rehabilitasyon anlamında gerçekleştirmiş olacağız. Bu konuda ilgili bütün kurumlarımızla yoğun bir şekilde çalışmaya devam ediyoruz. Ama biraz önce ifade ettiğim gibi ve dün de ifade ettiğim gibi temel önceliğimiz şu anda bu kurtarma operasyonuna yoğunlaşmış bir şekilde devam etmektedir. İnşallah bundan bir netice alırız” diye konuştu.
    Bakan Bayraktar olayın meydana geldiği alanın daha önceden tahliye edildiğini belirterek, “Bu bölgedeki işçilerin tahliye edildiği doğru. Ve sonra buradaki bu bölgedeki 9 arkadaşımızın tekrar kontrol amaçlı olay yerine dönülmesi sonrasında yani burada normalde çok daha fazla işçi söz konusu bölgede çalışıyordu. Döndükleri o esnada bu hadiseye yakalandıkları maalesef doğru” dedi.

  • “Türkiye’ye kimse yan bakamayacak”

    “Türkiye’ye kimse yan bakamayacak”

    Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Türk savunma sanayisindeki başarısının uluslararası alanda övgüyle bahsedildiğini belirterek, “Türkiye artık çok önemli bir üçüncü alternatif tedarik ülkesi haline geldi. Güçlü, gelişmiş, savunma sanayisi olan, güçlü ekonomisi ve ihracatı olan Türkiye’ye Allah’ın izniyle kimse yan bakamayacaktır” dedi.Savunma ve Havacılık Sanayiinde Küresel Stratejiler Konferansı Antalya’nın Serik ilçesi Belek Turizm Merkezindeki bir otelde gerçekleştirildi. Konferansa katılan Ticaret Bakanı Ömer Bolat, savunma sanayi ve teknoloji konularına değindi. Bakan Bolat, batı ülkeleri ve Rusya’nın sanayi ile teknolojideki gelişmeyi en hızlı 1 ve 2’nci dünya savaşlarında sağladığına dikkat çekerek, “Çünkü yenilmemek için, savaşı kazanmak için bütün güçleriyle savunma sanayine, teknolojiye önem verdiler. O dönemlerde olumlu yansımalarını savaşlardan sonra kullandılar. Biz savunma sanayimizde başarılı olmak için asla savaş çıkartmak istemiyoruz. Ama ülkemizi de savunmak istiyoruz. Güçlü bir savunması, ekonomisi olmayan bir ülkenin ayakta kalması çok zor. Hele ki bizim coğrafyamızda çok zor. Şöyle etrafımıza bakalım jeopolitik gerilimlere, savaşlara. Çok güçlü bir savunma sanayine sahip olursak bu vize ihracat yeteneği kazandıracak savunma gücü kazandıracak, diplomatik güç kazandıracak, diğer sanayilere olumlu etkilerle üretim ve ihracat kazandıracak. Döviz geliri kazandıracak, halkımızın refahı, ülkemizin gelişimi, zenginliği artacak” dedi.

    “1973’te bir milyar dolar yıllık ihracata çok sevinmiştik”

    “1973’te bir milyar dolar yıllık ihracata çok sevinmiştik, 1987’de aylık bir milyar dolara çok sevinmiştik” diyerek sözlerini sürdüren Bolat, “Bugün günlük bir milyar dolara Allah’a şükür diyoruz. Ama hedefimiz günlük bir buçuk milyar dolara ulaşmak. İnşallah önümüzdeki bu 12’nci kalkınma planı döneminde 2028’de 375 milyar dolar mal ihracatı hedefimiz var” dedi.

    “Hedefimiz bu yılsonuna kadar ihracatçı sayımızı 150 bine yükseltmek”

    2002’de yılında AK Parti hükümetleri olarak 36,1 milyar dolar olan mal ihracatı, 2023 sonunda 7,5 kat artışla 255,8 milyar dolara ulaştığına işaret eden Bolat, “1980’de Türkiye’de 25 bin tane şirket bin ihracat firması vardı. 2002’de 34 bin ihracatçı vardı. Bugün 140 bin ihracatçıyla bu başarı elde edildi ve hedefimiz bu yılsonuna kadar ihracatçı sayımız 150 bine yükseltmek” ifadelerine yer verdi.

    “Milli gelirin üçte biri sanayiden geliyor”

    “Türkiye’de sanayi yok” sözlerini sert bir dille eleştiren Bolat, şunları söyledi:
    “Sanayisi yok dedikleri ülkenin milli geliri 2023 yılı sonunda 4,5 katı artarak 230 milyar dolardan 1,1 trilyon dolara yükseldi. Bu milli gelirin üçte biri sanayiden geliyor. Bir nokta birin üçte birini hesaplarsak rakamı yaklaşık 350 milyar dolardan bahsediyoruz. Yine sanayi yok dedikleri ülkede 256 milyar dolar mal ihracatının yüzde 94,2’si sanayi ürünlerinden geliyor. Demek ki sanayimiz varmış ve gelişiyor, büyüyor ve ülkemize büyük katma değer getiriyor. Üretimi, milli geliri ihracatı arttırıyor. 12 bin 886 ürün ihraç ediyoruz. 240 ülke ve farklı gümrüklü bölgeye ihracat yapılıyor ve bu anlamda 70 ülkeye yaptığımız ihracatta 2023 yılında o ülkelere yaptığımız ihracatın rekorunu kırdık. 54 fasılda bir milyar doların üzerinde ihracat yaptık. 2023 sonunda 39 fasılda ihracat rekoru kırdık. 30 vilayetimiz yıllık bir milyar dolar ihracat rakamını aştılar. Şimdi faaliyet bazlı ihracat takip sistemini başlattık. Bir Ocak’ta birçok Anadolu vilayetlerimizin artışlar olacak. 2024’de 1 milyar doların üzerinde ihracat yapan vilayetlerin sayısı inşallah 40’ı bulacak diye ümit ediyoruz.”

    “İhracat birim değerimizi 2023’te 1 dolar 57 sente yükselttik”

    Bakan Bolat, “Türkiye’nin teknolojisini küçümseyenlere cevap niteliğinde söylüyorum” diyerek sürdürdüğü konuşmasında, 2002’de ihracatta orta ve yüksek teknolojili ürünlerinin toplam payı yüzde 30, 2022’de bu payın yüzde 36’ya, 2023’te ise yüzde 40,5’e yükseldiğine dikkat çekti, 2028 yılı hedefinin de yüzde 50 olduğunun altını çizdi. Bakan Bolat, “Bunun yanında kilogram ihracat birim değerimiz, 2002’de 55 sent civarındaydı, 2023’te 1 dolar 57 sente yükselttik. Savunma sanayinde bu rakam 65 dolar, kimi ürünlerde belki 10 bin doları geçmekte. Bazı konfeksiyon ürünlerinde, moda, marka ürünlerde de 70-80 doları bulan bir ihracat birim değeri olmaktadır” diye konuştu.

    “Kişi başına milli gelirimizin de 12 bin 500 dolarlar civarında olduğunu hep birlikte göreceğiz”

    Küresel üretimin 2023 yılında patinaj yaptığını belirten Bakan Bolat, “Özellikle Avrupa ve Amerika’da durgunluk hakimdi. Küresel ticarette bir gerileme söz konusu oldu. Küresel fiyatlardaki köpük, balon azaldı ama Türkiye’mizin mal ihracatı arttı, 256 milyar dolar hizmet ihracatı arttı. 89’dan 100 milyar dolara yükseldi. Büyümemiz de ilk 9 ayda 4,7 oldu. Şurada 14 gün kaldı. 1 Mart’ta TÜİK milli gelir rakamlarını açıkladığında inşallah 1 trilyon doların üzerinde olduğunu, kişi başına milli gelirimizin de 12 bin 500 dolarlar civarında olduğunu hep birlikte göreceğiz” dedi.

    “Uluslararası alanda Türk savunma sanayisinden övgüyle bahsediliyor”

    Uluslararası temaslarda her lider ve bakanın Türk savunma sanayinden övgüyle bahsettiğini aktaran Bolat, “Türk savunma sanayi araçlarını nasıl alabiliriz? İş birliği yapmak istiyoruz, birlikte üretim yapabilir miyiz?’ diye soruyorlar. Niçin biliyor musunuz? Tek taraflı olarak 1-2 tane büyük savunma sanayi ihracatçısına bağlı olmak istemiyorlar, onların ambargolarıyla, tehditleriyle, yüksek fiyatlarıyla karşı karşıya oldukları için kendilerine ambargo uygulamayan, dostça davranan, birlikte işbirliğine açık olan ve uygun fiyatlarda satış yapan alternatif bir tedarikçi buldular. Onun için bu ilgiyi ve takdiri gösteriyorlar. O yüzden savunma sanayimizin genel anlamda üretim ve ihracatta önü açık” açıklamasında bulundu.

    “Türkiye’ye Allah’ın izniyle kimse yan bakamayacaktır”

    Bolat, Türkiye’nin havacılık ve savunma sanayinde 80 bin kişi istihdam ettiğine işaret ederek, “12 milyar dolarlık üretimimiz var. 180 ülke ve bölgeye ihracat yapıyoruz. 2022’te 4,4 2023’te yüzde 27’lik artışla 5,5 milyar dolarlık ihracatlar gerçekleştirdik. Savunma sanayinde ihracatı, Türkiye’nin toplam mal ihracatından aldığı payı yüzde 2,2’ye yükselti. Bu rakamlar çok daha yükseklere sizlerin başarısıyla, bizlerin de sizlere destek olmasıyla ulaşacaktır. Türkiye savunma sanayinde ilerledikçe Türkiye’ye ambargo uygulayanlar sıra sıra bu ambargoları kaldırdılar. Son 1 ay içinde 3-4 önemli ülke bu ambargoları kaldırdı. Türkiye’nin savunma sanayisindeki başarısı tek bir alana da hapsolmuyor. Kara, hava, deniz, her unsur bu alanlarda yer alıyor. Bütüncül bir politika izleniyor. Hepsinin gereği olan alanlar var. Güçlü, gelişmiş, savunma sanayisi olan, güçlü ekonomisi ve ihracatı olan Türkiye’ye Allah’ın izniyle kimse yan bakamayacaktır” şeklinde konuştu.

    “Türkiye artık çok önemli bir üçüncü alternatif tedarik ülkesi haline geldi”

    NATO üyesi ülkelerin savunma sanayi harcamalarının milli gelire oranla yüzde 2 olması gerektiği yönünde kriterini de hatırlatan Bolat, “ABD ve Türkiye dışında bunu ciddi olarak uygulayan hemen hemen hiçbir ülke yoktu. Görüyoruz ki, biraz da Rusya-Ukrayna savaşının getirdiği mecburiyet karşısında NATO ülkelerinin hepsi savunma sanayi harcamalarını hızla arttırdılar ve devam ediyorlar. Japonya bile aynısını yapıyor. Avrupa coğrafyası için Afrika’sı, orta doğusu, Asya’sı, ön Asya’sı, uzak doğu açısından Türkiye artık çok önemli bir üçüncü alternatif tedarik ülkesi haline geldi. Bu açıdan da sektörümüz inşallah daha da büyüyecek” dedi.

  • “Türkiye ve Arabistan doğal ortaktır”

    “Türkiye ve Arabistan doğal ortaktır”

    Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu’nun (DEİK) düzenlediği Türkiye Suudi Arabistan Yatırım ve İş Forumu’nda konuştu.

    “Serbest ticaret anlaşmaları ise daha yararlı fırsatlar sunuyor” diyen Mehmet Şimşek, ”Eğer serbest ticaret anlaşması olursa ticaret ve yatırım da artacaktır. Türkiye ekonomisi sofistike bir ekonomide değil henüz. Serbest ticaret anlaşmaları ise daha yararlı fırsatlar sunuyor. Petrol dışı gayrisafi milli hasılanızı artırmak istiyorsunuz. Bunun içinde çeşitlendirme yapmanız gerekiyor. Çeşitlendirme her iki ülkenin de yapması gereken bir eylem çünkü sınırlı bir doğal kaynağımız var’’ ifadelerini kullandı.

    Türkiye’nin turizmde bir başarı hikayesi elde ettiğini belirten Şimşek, “Turizminin çok büyük bir başarı hikayesi. Türkiye’de turizm verileri 54 milyar doların biraz üzerine çıktı. Önümüzdeki hedefte 100 milyar dolara ulaşmak. Çok büyük kaynaklarımız var, Suudi Arabistan’a yardımcı olabiliriz. Çünkü bizim ortak yanlarımız var ve mevsimlerimiz çakışmıyor” dedi.

    “Türkiye şirketleri Suudi Arabistan’da yarım milyar dolardan daha fazla değerde proje gerçekleştiriyor”

    Türkiye’nin inşaat alanında küresel oyunculardan birisi olarak görüldüğünü belirten Şimşek, ”Suudi Arabistan’da inşaat alanında lider şirketler var. Türkiye büyük küresel oyunculardan birisi olarak görülüyor. Türkiye şirketleri Suudi Arabistan’da yarım milyar dolardan daha fazla değerde proje gerçekleştiriyor. Suudi Arabistan’ın hedefleri ile bizim müteahhitlik deneyimlerini bir araya getirdiğimizde büyük bir katkıda bulunabileceğimiz açıkçası yüksek ölçüde faydalı olacaktır. Suudi Arabistan’da büyük projelerden bazıları var ve bizler de bunun bir parçası olmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

    Savunma ve havacılıkta Türkiye’nin dev ilerlemeler kaydettiğini söyleyen Bakan Şimşek, “Suudi Arabistan ile birlikte tasarlamak, üretmek ve ihracat yapma projelerine açığız. Bölgemizde Birlikte barış ve güvenliği tesis edebiliriz. Birlikte Afrika’da, Orta Asya’da iş yapabiliriz” şeklinde konuştu.

    Bakan Şimşek, Türkiye ekonomisindeki son durumu ve gelecek hedefleriyle ilgili bilgi verdi. Şimşek, Türkiye’de uygulanan ekonomi programıyla fiyat istikrarının sağlanacağına dikkat çekerek, “2028 itibariyle fiyat istikrarı sağlamış olacağız. Depremden kaynaklanan hasarı onarıyoruz ve eksikleri azaltıyoruz. Yapısal reformlar yapacağız. Konvansiyonel para politikaları uygulanacak, yılın ikinci yarısında enflasyon kayda değer oranda düşmüş olacak. 2026 da tek haneli enflasyon hedefliyoruz” diye konuştu.

    “Net portföy girişleri seçimlerden sonra ivme kazanacak”

    Öte yandan Şimşek, rezerv yeterliliğinde iyileşme kaydedildiğini söyleyerek, “Türkiye büyüme bağlamında dünyanın önde gelen pazarlarından biri. Piyasanın enflasyon beklentileri bizim hedeflerimize yaklaşıyor. Net portföy girişleri seçimlerden sonra ivme kazanacak. Türkiye’nin risk primi geriledi, kur oynaklığı azaldı. Enflasyonu indirmek için sıra dışı bir şey yapmayacağız, geleneksel yöntemlerle enflasyon düşürülecek” dedi.

    “Türkiye’nin kredi puanları artıyor”

    Türkiye’nin risk priminin 300 baz puanın altına düştüğünü hatırlatan Şimşek, “Türkiye yükselmekte olan pazarların ortalamasından daha iyi performans gösteriyor. Piyasa hedeflediğimiz rakamlara çok yakın ve bu bize cesaret veriyor. Bütün bu başarılar bu ilerleme, kredi derecelendirme kurumları Türkiye notlarını artırdılar, mevcut puanları önümüzdeki dönemde artıracaklar gibi görünüyor” şeklinde konuştu.

    “12 yılda 100 milyar dolar yenilebilir enerji yatırımı yapacağız”

    Türkiye’nin son 20 yıldaki altyapı yatırımlarına dikkat çeken Şimşek, “Türkiye’de iş yaparsanız bundan fayda görürsünüz. Altyapıya çok ciddi yatırım yaptık, gelecek 20 yılda 200 milyar dolar daha yatırım yapacağız. Önceliğimiz yüksek hızlı demir yolları. Türkiye’nin şu anda yüksek hızlı demir yolu ağı olan ülkelerden biri. Yüksek hızlı demir yolu ağını genişleteceğiz. Neredeyse bütün illerimizde havaalanı var, çok yatırım yaptık. Aynı zamanda dijital altyapıyı da geliştiriyoruz. 12 yılda 100 milyar dolar yenilebilir enerji yatırımı yapacağız. Net sıfıra ulaşmak istiyoruz fosil yakıtlarına ihtiyacımızı azaltacaktır. Net sıfır bizim için çok önemlidir” ifadelerini kullandı.

  • MİT’ten Suriye’de nokta operasyon

    MİT’ten Suriye’de nokta operasyon

    Terör örgütünün tüm sorumlularını hedef listesine koyan MİT, güvenlik güçlerine yönelik eylem gerçekleştiren teröristleri ilk sıraya yerleştirdi. MİT’in saha ajanlarının istihbaratı ile terör örgütü PKK/PAJK’nın sözde koordinasyon üyesi “Sorhin Rojhilat” kod adlı Fatma Sakana’nın 2 Eylül 2012’de Şırnak Beytüşşebap’ta 10 askerin şehit olduğu, çok sayıda askeri personelin de yaralandığı eylemde yer aldığı belirlendi. Bunun üzerine Sakana, MİT’in öncelikli hedef listesine alındı.

    Terörist, Suriye’nin Kamışlı kentinde düzenlenen nokta operasyonla etkisiz hale getirildi.

    Duran Kalkan’a yakınlığı ile biliniyordu

    Fatma Sakana, 2006 yılında İran’dan örgüte katıldı. 2010-2012 yıllarında Şırnak kırsalında faaliyet yürüttü. Bu dönemde güvenlik güçlerine karşı eylemlerde yer aldı. 2014’te Suriye’ye geçen Sakana, uzun süre PKK/YPG’nin sözde Ayn El Arab sorumlusu olarak faaliyet yürüttü. Akabinde Irak’a geçti. Süleymaniye ve Hakurk alanlarında aktif olarak yer aldı. 2018’de Irak’taki Mahmur Rüstem Cudi Kampı’nda sözde sorumlu oldu. 2021’de tekrar Suriye’ye geçti. PKK/YPG-YPJ bünyesinde sözde sorumlu olarak faaliyet yürütmeye başladı. PAJK koordinasyonu üyesi de olan terörist Sakana, Irak’ta bulunduğu dönemde kadın örgüt mensuplarına ilgisiyle bilinen PKK’nın sözde sekretarya sorumlusu “Abbas” kod adlı Duran Kalkan ile birlikte faaliyet yürüttü. Sakana’nın örgüt içerisindeki yükselişi Duran Kalkan ile yakınlığı sayesinde oldu.

  • Batan gemiye dalış yapılacak

    Batan gemiye dalış yapılacak

    Bakanlık tarafından yapılan yazılı açıklamada, gemiye yapılan telsiz çağrılarına cevap alınamaması üzerine, Liman Yönetim Bilgi Sitemi üzerinden, geminin acentesinin yapmış olduğu personel listesi beyanındaki tüm denizcilerle, Gemi İnsanları Bilgi Sitemindeki mobil cep telefonları ile temas kurulmaya çalışıldığını ancak herhangi bir yanıt alınamadığını belirtildi.

    Açıklamada, geminin EPİRB cihazından alınan COSPAT-SARSAT acil durum sinyalinin, geminin batmış olması nedeniyle otomatik olarak uydu sinyali göndermiş olabileceğinin kuvvetle muhtemel olduğu bilgisinin verildiği belirtilirken, uydudan alınan gemi pozisyonuna ilaveten Ulusal Otomatik Tanımlama Sisteminden alınan son pozisyonunun da paylaşıldığı ifade edildi.

    Yapılan çalışmalar neticesinde, sonar görüntüsü ile deniz yüzeyinin elli bir metre altında tespit edilen geminin gece Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğünce ROV cihazı ile yapılan sörveyinde Batuhan A gemisi olduğu vurgulanan açıklamada, sabah saatlerinden itibaren anılan batığa dalış faaliyeti gerçekleştirileceğinin yanı sıra denizde ve sahilde arama kurtarma faaliyetlerinin aralıksız devam edeceği kaydedildi.

  • 9 ilde ‘KAFES-41’ operasyonu

    9 ilde ‘KAFES-41’ operasyonu

    İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, X sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, İzmir’de elebaşılığını kırmızı bülten ile aranan Beratcan Gökdemir’in, İstanbul’da elebaşılığını ulusal aranma kaydı bulunan Ferhat Delen’in yaptığı organize suç örgütüne yönelik İstanbul ve İzmir merkezli 9 ilde düzenlenen “Kafes-41” Operasyonu’nda 61 şüphelinin yakalandığını açıkladı.

    Yerlikaya paylaşımında “Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Başkanlığı koordinesinde; İstanbul ve İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüklerince yapılan çalışmalar sonucu; suç işlemek amacıyla örgüt kurmak suretiyle ve suç örgütlerine silah temin eden şüphelilerin; 2 ayrı cinayet olayını gerçekleştirdikleri, 2 adet kasten öldürmeye teşebbüs olayını gerçekleştirdikleri, 11 adet kasten yaralama olayını gerçekleştirdikleri, diğer suç örgütleri ile çok sayıda silahlı çatışmaya girdikleri, anlaşmazlık yaşadığı şahıslara yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, tehdit ve silahlı saldırı eylemi gerçekleştirdikleri, çok sayıda ruhsatsız silah yakalattıkları, korkutma ve haraç alma amaçlı çok sayıda iş yerinin kurşunlanması olayını gerçekleştirdikleri ve yağma suçlarını işledikleri tespit edildi” ifadelerine yer verdi.

    Yerlikaya paylaşımında operasyonlarda 37 ruhsatsız tabanca, 5 adet av tüfeği, çok sayıda mermi ve 3 adet çelik yelek ele geçirildiğini belirtti.

  • “Demiryolu hatlarının tamamını yeniledik”

    “Demiryolu hatlarının tamamını yeniledik”

    31 Mart yerel seçim çalışmaları kapsamında Samsun’a gelen Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Zonguldak ve Tekirdağ’ın ardından 3. mitingini Samsun Cumhuriyet Meydanı’ndan yaptı. Samsunlular Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı meydanda asılı bulunan “Türkiye Yüzyılı’nın gerçek lideri”, “Sen düşünme bizi Samsunlu bilir işini”, “Vatan, millet, mazlumlar sana, Senin emeklerin sandıkta bize emanet Reis”, “Türkiye Yüzyılı şehirleri için gerçek belediyecilik”, “Hazırız, kararlıyız” yazılı pankartlarla karşıladı. Buradan vatandaşlara seslenen Erdoğan, müjdeler verirken, 21 yılda Samsun’da yapılan yatırımları ve devam eden yatırımları hatırlattı.

    “Samsun’a son 21 yılda 181 milyar TL kamu yatırımı yaptık”

    Son 21 yılda yapılan yatırımlardan bahseden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Samsun’a son 21 yılda 181 milyar TL tutarında kamu yatırımı yaptık. Eğimde 5 bin 164 yeni derslik inşa ettik. İkinci üniversite olarak Samsun Üniversitesini kazandırdık. Sağlıkta toplamda 2 bin 943 yataklı 24 hastanenin de aralarında olduğu 25 sağlık tesis yaptık. İlave olarak 900 yataklı Samsun Şehir Hastanemizle birlikte 5 sağlık tesisimizin inşaatı sürüyor. Şehir Hastanemizi bu yaz tamamlayıp hizmete sunacağız” diye konuştu.

    Samsun-Ankara hızlı tren projesi

    Hızlı tren projesindeki aşama hakkında bilgi veren Recep Tayyip Erdoğan, “Samsun’da demiryolu hatlarının tamamını yeniledik. Samsun-Sivas arasında 431 km’lik demiryolu hattını tüm altyapı ve üstyapısıyla birlikte yeniledik. Samsun, Amasya, Çorum, Kırıkkale hızlı tren hattının ilk etabını oluşturan Kırıkkale-Çorum projesini hazırladık, ihale çalışmaları devam ediyor. Toplamda 19 bin dekar araziyi sulayacak barajların yapımına devam ediyoruz. Samsunlu çiftçilerimize yaklaşık 4 milyar TL tutarında destek verdik. Enerjide 306 bin abonesi olan Samsun ve 16 ilçesini doğalgaza kavuşturduk. Ayvacık ilçemizi de en kısa sürede doğalgazla buluşturacağız” şeklinde konuştu.

    “Proje bedeli 8,5 milyar TL olan Samsun Batı Çevre Yolu’nu 2024 yılı yatırım programına aldık”

    Devam eden ve yatırım programına alınan diğer yatırımları da aktaran Erdoğan, “Samsun’da toplam 102 adet spor tesisi inşa ettik. Sosyal yardımlarda, Samsunlu ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza yaklaşık 9 milyar TL kaynakla destek olduk. Çevre ve şehircilikte TOKİ eliyle Samsun’da 11 bin 265 konutu tamamlayıp, hak sahiplerine teslim ettik. Kentsel dönüşümde şehrimizde riskli yapı olarak belirlediğimiz 5 bin 308 bağımsız bölümün dönüşümünü gerçekleştirdik. İktidara geldiğimizde şehrimizde 3 adet atık su arıtma tesisi varken, bugün 26 adet atık su tesisi ile belediye nüfusunu tamamına hizmet veriyoruz. Samsun’daki 6 millet bahçesi projesinden 3’ünü hizmete aldık. Diğerleri ile ilgili çalışmalar devam ediyor. Ulaştırmada 120 km’den devraldığımız bölünmüş yok uzunluğunu 313 km’ye çıkarttık. Proje bedeli 8,5 milyar TL olan Samsun Batı Çevre Yolu’nu 2024 yılı yatırım programına aldık. Gelemen Lojistik Merkezi’ni tamamlayıp işletmeye başladık” ifadelerini kullandı.

    Programda Erdoğan’ın konuşmasının ardından Cumhur İttifakı’nın Samsun Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Halit Doğan’ın yanı sıra 19 Mayıs Belediye Başkan Adayı Osman Topaloğlu, Alaçam Belediye Başkan Adayı Ramazan Özdemir (MHP), Asarcık Belediye Başkan Adayı Şerif Kılağuz (MHP), Atakum Belediye Başkan Adayı Özlem Maraş, Ayvacık Belediye Başkan Adayı Hüseyin Keskin, Bafra Belediye Başkan Adayı Hamit Kılıç, Canik Belediye Başkan Adayı İbrahim Sandıkçı, Çarşamba Belediye Başkan Adayı Ender Gür, Havza Belediye Başkan Adayı Murat İkiz, İlkadım Belediye Başkan Adayı İhsan Kurnaz, Kavak Belediye Başkan Adayı İbrahim Sarıcaoğlu, Ladik Belediye Başkan Adayı Gürkan Özel, Salıpazarı Belediye Başkan Adayı Osman Yüksel (MHP), Tekkeköy Belediye Başkan Adayı Mustafa Candal, Terme Belediye Başkan Adayı Şenol Kul, Vezirköprü Belediye Başkan Adayı Murat Gül ve Yakakent Belediye Başkan Adayı Hüseyin Kıyma sahneye çağrılarak tanıtıldı.
    Mitinge, ayrıca Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, AK Parti Samsun Milletvekilleri Mehmet Muş, Çiğdem Karaaslan, Yusuf Ziya Yılmaz, Orhan Kırcalı, Ersan Aksu, MHP Samsun Milletvekili İlyas Topsakal, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir de katılarak destek verdi.
    Recep Tayyip Erdoğan, Samsun’daki mitingin ardından İstanbul’a gitmek üzere alandan ayrıldı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Büyükşehir Belediyesi’ni ziyaret etti

    Samsun Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen miting programına katılmak üzere kente gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Büyükşehir Belediyesi’ni ziyaret etti. Samsunlularla selamlaşmasının ardından makama geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir karşıladı. Samsun Valisi Orhan Tavlı, AK Parti ve MHP Samsun milletvekillerinin yanı sıra protokol üyelerinin de hazır bulunduğu belediye ziyaretinde Başkan Demir, kentte yapılan çalışmalar ile ilgili bilgi verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, başarılı çalışmalarından dolayı Başkan Demir’i tebrik etti. Ardından burada şeref defterine ziyaret anısına duygu ve düşüncelerini yazdı.

  • Bütçe 150,7milyar lira açık verdi

    Bütçe 150,7milyar lira açık verdi

    Hazine ve Maliye Bakanlığı 2024 yılı Ocak ayı merkezi yönetim bütçe gerçekleşmeleri raporuna göre, Ocak ayında merkezi yönetim bütçe giderleri 768 milyar TL, bütçe gelirleri 617,2 milyar TL ve bütçe açığı 150,7 milyar TL olarak gerçekleşti. Ayrıca, faiz dışı bütçe giderleri 646,9 milyar TL ve faiz dışı açık ise 29,6 milyar TL olarak gerçekleşti.
    Merkezi yönetim bütçesi 2023 yılı Ocak ayında 32 milyar 243 milyon TL açık vermiş iken 2024 yılı Ocak ayında 150 milyar 719 milyon TL açık verdi. 2023 yılı Ocak ayında 10 milyar 883 milyon TL faiz dışı açık verilmiş iken 2024 yılı Ocak ayında 29 milyar 626 milyon TL faiz dışı açık verildi.

    Bütçe giderleri

    Merkezi yönetim bütçe giderleri Ocak ayı itibarıyla 767 milyar 968 milyon TL olarak gerçekleşti. Faiz harcamaları 121 milyar 93 milyon TL, faiz hariç harcamalar ise 646 milyar 875 milyon TL olarak gerçekleşti.
    2024 yılında merkezi yönetim bütçe giderleri için öngörülen 11 trilyon 89 milyar 37 milyon TL ödenekten Ocak ayında 767 milyar 968 milyon TL gider gerçekleştirildi. Geçen yılın aynı ayında ise 321 milyar 320 milyon TL harcama yapıldı. Ocak ayı bütçe giderleri geçen yılın aynı ayına göre yüzde 139 oranında arttı. Giderlerin bütçe ödeneklerine göre gerçekleşme oranı ise 2023 yılında yüzde 5,7 iken 2024 yılında yüzde 6,9 oldu. Faiz hariç bütçe giderleri geçen yılın aynı ayına göre yüzde 115,7 oranında artarak 646 milyar 875 milyon TL olarak gerçekleşti. Faiz hariç giderlerin bütçe ödeneklerine göre gerçekleşme oranı ise 2023 yılında yüzde 6,1 iken 2024 yılında yüzde 6,6 oldu.

    Bütçe giderleri

    Merkezi yönetim bütçe gelirleri Ocak ayı itibarıyla 617 milyar 249 milyon TL olarak gerçekleşti. Vergi gelirleri 517 milyar 201 milyon TL, genel bütçe vergi dışı gelirleri ise 88 milyar 57 milyon TL oldu.
    2023 yılı Ocak ayında bütçe gelirleri 289 milyar 78 milyon TL iken 2024 yılının aynı ayında yüzde 113,5 oranında artarak 617 milyar 249 milyon TL olarak gerçekleşti. Bütçe tahminine göre bütçe gelirlerinin Ocak ayı gerçekleşme oranı 2023 yılında yüzde 5,9 iken 2024 yılında yüzde 7,3 oldu. 2024 yılı Ocak ayı vergi gelirleri tahsilatı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 104,6 oranında artarak 517 milyar 201 milyon TL oldu. Vergi gelirlerinin bütçe tahminine göre gerçekleşme oranı ise 2023 yılında yüzde 5,9 iken 2024 yılında yüzde 7 oldu.