Etiket: türkiyehaber

  • “12 mürettebata halen ulaşılamamıştır”

    “12 mürettebata halen ulaşılamamıştır”

    Kdz. Ereğli İlçe Kaymakamlığı binasına gelen İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, kuvvetli yağış ve fırtınayla birlikte yaşanan sürece ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
    Bakan, 16 ildeki bin 611 ihbara ve bu ihbarlar sonucu meydana gelen 65 çatı uçuşu, 270 ağaç devrilmesi, 102 su baskını ve bin 150 diğer olaylara değindi. Ayrıca Diyarbakır ve Batman’da yaşanan iki can kaybını üzüntüyle bildirdi ve yaralanan 50 kişi için acil şifalar diledi.

    “Olumsuz hava şartları normale dönünce arama kurtarma faaliyetlerine başlanacak”

    Özellikle Zonguldak Karadeniz Ereğli’deki deniz kazalarına dikkat çeken Yerlikaya, Kafkametler adlı Türk bayraklı kuru yük gemisinin batması ve mürettebatla irtibatın kesilmesi, Palada ve Sormonsky 45 adlı gemilerde yaşanan olaylar hakkında bilgi verdi. AFAD, Sahil Güvenlik ve diğer kurtarma ekiplerinin hazır beklediğini ve olumsuz hava koşullarının düzelmesiyle arama kurtarma faaliyetlerine başlanacağını bildirdi.
    Bakan, kötü hava şartlarının etkilediği gemilerdeki mürettebat için dua ederken, Cumhurbaşkanı’nın sürekli durumu takip ettiğini ve kamuoyuna sürekli bilgi verildiğini belirtti. Ayrıca, hayatını kaybeden vatandaşlar için başsağlığı dileklerini iletti ve tüm afetlerden korunma temennisinde bulundu.

    İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:
    “19 Kasım Pazar günü gün başlamadan önce Meteoroloji Genel Müdürlüğümüz Türkiye genelinde yirmi dokuz şehrimizle ilgili turuncu alarm verdi. Ama gün içerisinde bu turuncu uyarı kırk bir şehre kadar yükseldi. Sağanak yağış, fırtına uyarısı, bütün medya aracılığıyla hem Meteoroloji Genel Müdürlüğümüz, hem İçişleri Bakanlığı, AFAD başkanlığı tarafından da yapıldı. Büyük hazırlıklar yapıldı, Valiliklerimizin koordinasyonlarında belediyeler, sivil toplum kuruluşları gerçekten önemli hazırlıklar yaptılar. Şu ana kadar AFAD başkanlığımızın verilerini paylaşmak istiyorum. On altı ilimizde bin 611 vatandaşlarımızdan gelen ihbar sayısı var. Bu gelen ihbarlarla ilgili kısa bir açıklama yapacak olursak 65 çatı uçması, 270 ağaç devrilmesi, 102 su basması ve bin 150 diğer olaylar olmak üzere toplam bin 611 ihbar. Maalesef iki can kaybı var. Diyarbakır Han ilçemizde bir kişi, Batman ilinde meydana gelen aşırı yağışlar sebebiyle yine bir vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Biz hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyoruz. Ruhları şad olsun diyoruz. Yakınlarına başsağlığı diliyorum. Yine iki ilimizde 50 yaralı var. Yaralı vatandaşlarımıza da geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Rabbimizden acil şifalar diliyoruz. Zarar gören araç sayılarımız dört ilde 16. Şu ana kadar 16 ilimizde 7 bin 17, başta valilerimizin koordinasyonu olmak üzere yine AFAD’ımızın koordinesiyle 7 bin 17 görevli arkadaşlarımız var. Dört ilde 109 vatandaşımız da yapılan ihbarlar üzerine bu görevli olan arkadaşlarımız tarafındanda kurtarıldı.

    anda Zonguldak Karadeniz Ereğli için değerli arkadaşlar olumsuz hava ve deniz koşulları nedeniyle İzmir’e gitmek üzere limandan ayrılan Türk bayraklı Kafkametler adlı kuru yük gemisi sürüklenerek mendireğe çarpmak suretiyle batmıştır. Gemide bulunan 12 Türk mürettebat ile halen irtibat kurulamamıştır. Sahil Güvenlik Komutanlığı, Deniz Kuvvetleri, AFAD, Kıyı emniyeti, jandarma, emniyet, itfaiye ekipleri hazır beklemektedir. Olumsuz hava koşullarının düzelmesiyle birlikte hemen arama kurtarma faaliyetlerine başlanılacaktır. Yine öğlene doğru AFAD’ın da kamuoyuyla paylaştığı gibi limanda bağlı bulunan Kamerun bayraklı Palada isimli kargo gemisi, halatının kopması nedeniyle sürüklenerek karaya oturmuştur. Gemide bulunan on üç mürettebat itfaiye ekipleri tarafından kurtarılmıştır. Bir başka gemi Kamerun bayraklı Sormonsky 45 adlı kargo gemisinin de yine halatının kopmasıyla sürüklendiği, liman römorkörü tarafından on iki mürettebatıyla yedeğe alınarak kurtarılmıştır.
    AFAD Başkanımız, beraberindeki arkadaşlarımızın meteorolojiden yarın sabahla ilgili almış oldukları tahmin havanın daha iyi olacağı yönünde. Yani yeşil uyarı olacağı noktasında. Ama sabahleyin hep birlikte göreceğiz.

    Dün sabah erken vakitlerde rüzgarın zaman zaman yetmiş dört knota ulaştığını, dalga boyunun dokuz metreye ulaştığını, görüşün maalesef yirmi beş metreye düştüğünü, buradaki toplantıda bulunan tüm arkadaşlarımız paylaştılar, anlattılar.
    Tabii bu kadar olumsuz bir hava koşulu ortamında maalesef Kafkametler adlı gemimiz de bulunan on iki vatandaşımız yani on iki Türk mürettebatın da arama kurtarma faaliyetini yapamadık. Üzülerek bunu belirtmek istiyorum. Duamız sabahleyin gün aydınlanır aydınlanmaz, inşallah olumlu havanın bize arama kurtarma çalışmaları yapmaya fırsat vermesini biz bekliyoruz. Az önce de ifade ettim, sahil güvenlik, Deniz Kuvvetleri, AFAD, kıyı emniyeti, jandarma, emniyet, itfaiye ekipleri hepimiz hazır ve olumsuz hava koşulları olumlu hale gelir gelmez de arama kurtarma çalışmalarımıza başlayacağız ve sizler aracılığıyla da kamuoyuna bunları anbean paylaşacağız. Sayın Cumhurbaşkanımız sürekli takip ediyor, anbean takip ediyor. Bilgileri arz ediyoruz. Duamız, temennimiz, bu kardeşlerimize bir an önce ulaşmak. Allah tekrarından tüm afetlerden, ülkemizi, şehrimizi korusun diyoruz. Hepimize geçmiş olsun diyoruz. Tekrar hayatını kaybeden vatandaşlarımıza başsağlığı, Allah’tan rahmet diliyorum. Yakınlarına hemşehrilerimize de diliyorum. Yaralı olan vatandaşlarımıza da tekrar Rabb’imden acil şifalar diliyorum. Hepimize geçmiş olsun diyorum. Teşekkür ediyorum.”

     

     

  • 12 Türk mürettebatla irtibat kurulamıyor

    12 Türk mürettebatla irtibat kurulamıyor

  • Gastronomi liseleri açılacak

    Gastronomi liseleri açılacak

    Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Ankara Ticaret Odası (ATO) Congresium’da gerçekleştirilen Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı’na katıldı. Fuarda konuşan Bakan Tekin, çocuklara seyahat veya turizm alışkanlığı kazandırmak konusunda yapılması gereken ilk şeyin kendi etrafını, yaşadıkları mahalleyi ve içinde yaşadıkları kültürü tanımaları gerektiğini ifade ederek şunları söyledi:
    “İllerde Kültür ve Turizm İl Müdürlükleriyle ortaklaşa bir biçimde şehrimizi ya da bölgemizi tanıyabileceğimiz kazanımları programların içerisine koymasını talep etmiştik. Müfredatlarımızı revize ederken üstünde duracağımız konulardan birisi bu. Türkiye’nin bu anlamdaki tanıtımına, turizmine katkıda bulunabilecek adımlar nasıl atılabilir? Çocuklarımızı bu anlamda nasıl yetiştirebiliriz? Turizm konusunda da sektör temsilcileri ile bu anlamda ortak çalışmaya açık olduğumuzu burada sizlere beyan etmek istiyorum.”

    Gastronomi liseleri açılacak

    Meslek liselerinin tamamını sektörle iş birliği halinde sektöre katkı verecek şekilde revize etmek zorunda olduklarını belirten Bakan Tekin, “Turizmle ilgili liselerin tamamını tematik hale getirmeye çaba sarf ediyoruz. Bu anlamda önümüzdeki günlerde sizlerle gastronomi lisesi alt başlığıyla bir programı paylaşmış olacağız. Anadolu yemekleri, annelerimizin reçeteleri, Osmanlı mutfağı, Selçuklu mutfağı hepsinin içerisinde yer aldığı aynı zamanda bu mutfağın nasıl servis edilmesi gerektiğine dair uygulamaların, bilgilerin de yer aldığı paylaşmış olacağız” ifadelerini kullandı.
    Bakan Tekin, konuşmaların ardından Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı’nda bulunan stantları ziyaret ederek vatandaşlarla sohbet etti.

  • Ünlü sunucu son yolculuğuna uğurlandı

    Ünlü sunucu son yolculuğuna uğurlandı

    İstanbul’da tedavi gördüğü hastanede 62 yaşında hayatını kaybeden Metin Uca için öğle namazını müteakip Kocatepe Camii’nde cenaze töreni düzenlendi. Cenaze namazı başladığında tabutun musallaya yanlış konulduğu fark edilince imamın uyarısıyla tabutun yönü çevrildi.
    Yeniden namaza durulacağı sırada ise avludaki bir vatandaş, “Hocam, Metin Bey camiye cenazesinin getirilmesini istemedi. Allah ve Resulüne savaş açan bir adamın cenaze namazı kılınmaz. Sizi defalarca kez uyardık” dedi. Bunun üzerine gerginlik yaşandı. Törene katılanlar, şahsa tepki gösterdi. Şahıs bölgeden uzaklaştırıldı.

    Namazın ardından Uca’nın cenazesi, Cebeci Asri Mezarlığı’na defnedildi.

  • Özgür Özel’den yerel seçim mesajı

    Özgür Özel’den yerel seçim mesajı

    Kurultayın ardından ortaya çıkan sonucun seçmeni umutlandırdığını kaydeden CHP Genel Başkanı Özel’in yerel seçim hazırlıklarına yönelik dikkat çekici açıklamaları oldu.

    BirGün gazetesinin sorularını yanıtlayan CHP’nin yeni genel başkanı, “Seçildiği yerden geride olanları değişmek gerektiğini düşünüyorum.” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:

    ‘‘Partinin kimi gösterirse göstersin kazandığı yerde, aday kazanıyor diye mevcut belediye başkanını devam ettireceğiz diye bir zaruriyet yok. 2019’daki seçimden gerideyse değişecek. Yüzde 70’le seçilmiş, şimdi 65’te. Demek ki bir şeyler kötüye gidiyor. Oysa orada herkesin gönlünü alması lazımdı. Seçildiği yerden geride olanları değişmek gerektiğini düşünüyorum. Geriye gidiyorsa değiştirmek lazım hatta birazcık da aday adaylarına bakıp anketten sonra birbirine yakın ve yüksek adayları da sandığa koyup örgütü ödüllendirmek lazım.’’

    AK Parti seçmeninin bile CHP’deki değişimden etkilendiğini kaydeden Özel, “Dört yıl daha AKP iktidarına katlanmak istemeyen bütün seçmenin sandığa gelip muhalefete destek vermesi gerekiyor. Toparlanan bir muhalefet olacağız. Yerel seçimlerde elde edilecek bir başarı, psikolojik üstünlüğün muhalefete geçmesine neden olacak. 4 yıl seçim yapmadan duramazlar.” dedi.

    “KAYBETMEK ÜZERE ATILACAK ADIMLAR HAKSIZLIK OLUR”

    CHP ile İYİ Parti arasında yerel seçimde bir ittifak kurulup kurulmayacağına ilişkin karşılıklı açıklamalar birbirini izlerken Özgür Özel’den de bir açıklama geldi.

    Özel, “‘İttifak kelimesi biraz yoruldu. O açıdan bundan sonrası için ‘işbirliği’ demek daha doğru olur. Yerel seçimler, işbirliğine uygundur. Adı ittifak konacaksa ona da karşı değilim ama çok sayıda partinin bundan sonra bir ittifak kurmasını doğru, gerekli ve uygun bulmuyorum.

    Partilerin seçim bölgelerine özel iş birlikleri olabilir. Kaybetmek üzere atılacak adımlar, seçmenlerimize haksızlık olur. Adayın doğru belirlenmesi çok önemli. Büyük parti olma kibri göstermeyeceğimizden de herkes emin olsun. Türkiye için biz muhalefete kazandıran bir formüle mecburuz. Yerel gereklilikleri iyi okuyan bir iradeyi göstermek istiyorum. Diğer partilerle henüz bir temas yok ama mutlaka olacaktır. Kibirli olmayacağız.

    Son seçilmiş genel başkan olarak ilk adımı benim atmam gerekiyorsa ilk adımı da atarım. Adım atılırsa da geri çevirmem. Tüm partiler için bunu söylüyorum.’’

    “CHP YÜZDE 35’İN ÜZERİNE ÇIKAR”

    Yerel seçimleri ilişkin hazırlıklar CHP’de de başladı.

    ‘‘Dört yıl daha AKP iktidarına katlanmak istemeyen bütün seçmenin sandığa gelip muhalefet destek vermesi gerekiyor. Toparlanan bir muhalefet olacağız. Yerel seçimlerde elde edilecek bir başarı, psikolojik üstünlüğün muhalefete geçmesine neden olacak. İktidar, dört yıl seçim yapmadan duramaz.

    Ama o 4 yıllık süre seçimsiz de geçse bizim partiyi büyütmemizin önünde bir engel yok. Bence demokrasinin önündeki en büyük engel, sürekli seçim fırtınasına maruz kalmış olmak. O zaman partiler cesurca adımlar atmak yerine, ‘Seçim var şimdilik o da beklesin bu da beklesin’ noktasına geliyor. Ben önümüzdeki 4 yıllık sürecin sonunda CHP’nin oylarını yüzde 35’in üzerine çıkaracağını düşünüyorum.’’ diyerek konuşmasını sürdüren Özgür Özel’in açıklamalarından dikkat çekenler ise şöyle:

    GÖLGE KABİNE SİSTEMİ 

    ‘‘Partimizin bu dönem tek bir sözcüsü yok. Aslında gölge kabinedeki bakanlarımızın tamamı kendi alanlarında birer sözcü. Parti içerisinde yeni bir şey deniyoruz. Ölçme, değerlendirme zamanımız olacak. Yerel seçim ayağını parti yönetimi içinde idari kadrolarla yapacağız. İşin bu tarafı ise siyaseten çok önemli figürler yaratabilir. Mesela kabinede belli isimler öne çıkıyor, onlar ne yapıyorsa onu diğer arkadaşlarının örnek alması lazım.

    Geneli bir şey yakalıyor, birileri geride kalıyor. Oradaki bakanı da değiştirmek lazım. Altı ay sonra, ‘Gölge kabine sistemi tutmadı. Türk milleti teveccüh göstermedi’ deniyorsa buna ikna olursak biz de bir revizyon yaparız. Denemek ve ısrar etmek gerektiğini düşünüyorum.’’

    YEREL SEÇİMLER VE HEDEP 

    “CHP’nin bugün yakaladığı ivme ile belli ittifak kapıları aralanamasa da başarılı olabileceğini görüyorum. HEDEP Eş Genel Başkanları ile aradıklarında ayrı ayrı görüştük. Onlara da söyledim. ‘Ziyarete gelmek isteriz’ dediler, beklerim dedim. ‘Meclis’e mi’ diye sordular, ‘Hiç fark etmez’ dedim. Genel Merkez’e de gelebileceklerini söyledim. Tercihi onlara bıraktım. Onlarla da bir işbirliği yapacaksak bunu kamuoyunun bilmeye hakkı var. Bir görüşme olacaksa açıktan yapılmasına yönelik isteği son derece haklı bir talep olarak görüyorum. ‘Siz bize destek verin hem de bunu kamuoyunda söylemeyelim’ deme niyetinde değilim. Hatta bunun şu açıdan da sağlıklı olacağını düşünüyorum, bütün seçmen, belli hassasiyetleri olan, belli beklentileri olan seçmenler bilsin bu seçim bölgesinde biz şu siyasi partiyle şöyle bir işbirliği içerisindeyiz.

    Mesela Zafer Partisiyle yapılan gizli protokolün bazı Kürt seçmenleri ciddi şekilde rahatsız ettiğini ve bunun bize bir maliyet yüklediğini de kendi kulaklarımla duydum.  Diyarbakır’da, ‘Değişim olmazsa oy vermeyeceğiz, gizli protokole çok kızıyoruz’ diye bir sürü Kürt seçmen yüzüme söyledi’’

  • Bakan Fidan: “Ateşkes istedik”

    Bakan Fidan: “Ateşkes istedik”

    Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katar merkezli Al Jazeera televizyon kanalına İsrail’in Gazze’deki saldırılarına ve bunun durdurulması için harcanan uluslararası çabalara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

    7 Ekim’den önce bölgede bir normalleşme havası olduğunu ve Türkiye’nin de bölgedeki normalleşme havasına kendi katkısını vermek üzere bir politika benimsediğini anlatan Fidan, “Ama 7 Ekim’den sonra gördük ki, esas itibarıyla Filistin davasında herhangi değişen bir şey yok, özellikle Gazze’de 13 bine yakın şehit edilen Filistinli kardeşimizin kanı ortadayken bizim hiçbir şey yokmuş gibi davranmamız mümkün değildi.” dedi.

    Türkiye’nin, “hiç vakit kaybetmeden ateşkes ilan edilmesi ve insani yardımların Gazze’ye ulaştırılması” şeklinde iki aşamalı bir politika izlediğini kaydeden Fidan, daha önceki Gazze savaşlarında da ateşkese yoğunlaştıklarını ancak bu savaşta eğer ateşkesle beraber iki devletli çözüme de yoğunlaşılmazsa savaşların devam edeceğini gördüklerini söyledi.

    Fidan, bu bağlamda, hem Riyad’da çok ciddi kararlar alındığını hem de alınan kararlarda çok ciddi mesafeler kat edildiğini dile getirdi.

    Gazze Şeridi’ne uygulanan ablukanın kırılmasına ilişkin Fidan, “İslam ülkeleri şu an itibarıyla ellerindeki bütün diplomatik ve insani araçları kullanma yoluyla problemi çözme yolunu tercih etmiş durumda. Burada elimizdeki bütün diplomatik araçları kullanarak, özellikle bölge dışındaki Filistin davasını destekleyen, İsrail zulmüne karşı duran Güney Amerika’dan, Afrika’dan, Avrupa’dan, Asya Pasifik’ten ülkelerle bir araya gelerek Birleşmiş Milletler’de ve diğer platformlarda İsrail’in bu ayrımı gözetmeksizin öldürme faaliyetine bir son vermek gerekiyor. Şu andaki aşama diplomasi yolunu tercih eden bir aşama.” ifadelerini kullandı.

    Bununla ilgili basına yansıyan veya yansımayan çok farklı çalışmaların devam ettiğini söyleyen Fidan, şunları kaydetti:

    “İslam ülkeleri şu anda bir araya gelmiş durumda, oluşturulan 7 ülkelik bir Eylem Grubu var, bu Eylem Grubu içerisinde Türkiye, Endonezya, Nijerya, Ürdün, Mısır, Katar ve Suudi Arabistan yer almakta. Önümüzdeki hafta itibarıyla bu ülke temsilcilerinin, dışişleri bakanlarının çeşitli ülke başkentlerinde belli temaslarda bulunmaya başlayacağını görüyoruz. Diğer taraftan, biliyorsunuz alınan Riyad’daki zirve kararında kuşatmanın kırılması yönünde bir çağrı var.”

    7 ülkelik Eylem Grubu’nun, Riyad’da Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı üye ülkelerinin aldığı ortak zirve kararının uygulanmasını hayata geçirecek bir grup olduğunu kaydeden Fidan, “Dediğim gibi, bir numaralı görevi, uluslararası çapta bir lobi faaliyeti yapıp özellikle İslam ülkelerinin ve Arap İş Birliği Teşkilatı’nın bu konudaki görüşlerini ilgili ülkeler nezdinde paylaşmak, bir ortak eylem platformu oluşturmak. Bunu yaparken ben inanıyorum çok büyük fikirler ve eylemler ortaya çıkacak.”

    TÜRKİYE’NİN KARARI, DİĞER ÜLKELERLE ORTAK HAREKET ETME YÖNÜNDE

    “Türkiye’nin, İsrail’i boykot etme ve büyükelçisini çekme konusunda neden bazı ülkelerden geç hareket ettiği” şeklindeki soruyu Fidan, şöyle yanıtladı:

    “Biz bu krizi yönetirken şöyle bir prensip kararı aldık: Diğer kardeş ülkelerle beraber eylemlerimizi yapalım. Yani tek başımıza kararlar alıp uygulamaktansa, kararların daha etkili olması için diğer İslam ülkeleriyle, bölge ülkeleriyle, hatta Latin Amerika ülkeleriyle, Afrika ülkeleriyle bir araya gelip mümkünse bazı Avrupa ülkeleriyle bu kararları alalım. Çünkü tek taraflı alacağımız kararlar özellikle kendi halkımız nezdinde siyasi olarak ciddi rahatlama getirse de, esas itibarıyla problemin çözmesine etki etmesi için kolektif olarak hareket etmemiz gerekiyor. Dolayısıyla biz bu konuyu ilk İslam İş Birliği İcra Komitesi Olağanüstü Toplantısı’ndan itibaren gündeme getirdik ve çeşitli ülkelerin teker teker bunu yapmaya başladığını gördük ve biz de bu eylemi gerçekleştirdik, büyükelçimizi geri çağırdık.”

    Türkiye’nin tek taraflı adım atma ve yaptırım uygulama konusunda sıkıntısı olmadığını vurgulayan Fidan, “Odaklandığımız nokta, hangi metodoloji daha etkili olur? Biz bunu geçmişte yaptık biliyorsunuz Mavi Marmara olayından sonra, yani bu konuda Türkiye’nin bir sıkıntısı yok. Özellikle Cumhurbaşkanımızın duruşu, hükümetimizin duruşu, halkımızın duruşu bu konuda çok net, yani bizim bu kararları almada hiçbir sıkıntımız yok.”

    Yaşanan en büyük krizin, Gazze’deki zulüm dışında başta Amerika olmak üzere Batı dünyasının bu zulme sessiz kalması olduğunu dile getiren Fidan, “Bu, İslam dünyasında, bölgede ve dünyanın geri kalanında büyük bir kırılmaya sebep oluyor ve bu kırılmanın ortaya çıkartacağı ciddi fay hatları var.” dedi.

    TÜRKİYE, GAZZE’YLE İLGİLİ ORTAK BİR PLATFORM OLUŞTURMAYA ÇALIŞIYOR

    Fidan, Türkiye’nin, ABD’nin, Ukrayna savaşında Rusya’ya karşı izlenen ekonomik, siyasi ve askeri boykot benzeri bir bloklaşmaya öncülük yapıp yapmayacağı ve buna neyin engel olduğuyla ilgili soruyu ise şöyle yanıtladı:

    “Hiçbir engel yok. Bu bizim gündemimizde olan bir konu. Dediğim gibi ilk önce İslam İşbirliği Teşkilatı’yla biz gündemi başlatmak istedik, daha sonra bunu daha geniş büyük bir halka içerisinde muhakkak ki değerlendirip ortaya koyacağız. Esas itibarıyla bunun bir uygulaması da yapıldı, yani Cumhurbaşkanımızın eşi Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi’nin ev sahipliğinde biliyorsunuz Latin Amerika’dan, Afrika’dan, Ortadoğu’dan ve dünyanın geri kalanından, Uzak Asya’dan çağırılan misafirler oldu, devlet başkanları, hükümet başkanları eşleri İstanbul’da toplandılar, bu ilk denemeydi.

    Ama esas itibarıyla biz birinci aşamada Gazze’ye ve Filistin’e komşu olan İslam dünyası ve Arap dünyası üyelerinin ortak alanı olan İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği’yle ortak platform oluşturmaya başlayıp buradaki konsolidasyonun gerçekleştirilmesinden sonra Latin Amerika, Afrika Birliği, Birleşmiş Milletler’in geri kalan ülkeleriyle de bir geniş dayanışma platformu oluşturma yolunda bütün adımları atacağız.”

    TÜRKİYE İLE ABD’NİN ATEŞKES KONUSUNDAKİ TUTUMU FARKLI

    ABD’li mevkidaşı Antony Blinken ile Türkiye’yi ziyareti sırasında gerçekleştirdikleri görüşmeye ilişkin de bilgi veren Fidan, “Bizim durduğumuz yer esas itibarıyla şöyle: Biz bu zulmün durması için bir an önce bir ateşkesin hayata geçmesini ve yardımların kesintisiz olarak içeriye sokulmasını istiyoruz. Özellikle Gazze’deki nüfusun tehcir edilerek başka yerlere gönderilmesi konusunun bir politika olmasını kesinlikle kabul etmediğimizi söyledik. Bizim Amerikalılarla anlaşamadığımız konu şu; onlar ateşkes konusunda kesinlikle İsrail’i destekler pozisyondalar, ateşkesi istemiyorlar. Ama insani ateşkes konusunda bir noktaya gidebildiğimizi düşünüyorum.” ifadesini kullandı.

    “İSRAİL’İN NÜKLEER SİLAH TEHDİDİ, NÜKLEER SİLAHLANMA YARIŞINI ARTIRIR”

    İsrail’in Gazze’de nükleer silah kullanma tehdidiyle ilgili de konuşan ve bunun “herkesin bildiği bir sır” olduğuna işaret eden Fidan, “İsrail’in nükleer silahların yayılma anlaşmasına taraf olmamasını kullanarak kendi nükleer kabiliyetini geliştirdiğini görüyoruz ve bu konuda da Amerika’dan, Avrupa’dan büyük destek aldığını da biliyoruz, yani bu bir sır değil.” dedi.

    “Bazı çılgın İsrailli politikacıların nükleer silah kullanma yolundaki dillendirmeleri dikkate alındığında, büyük bir problem” olduğunun görüldüğünü kaydeden Fidan, “İsrail’in nükleer silah sahibi olmaya devam etmesi, nükleer silahla ilgili yarışı artıracak. Bu, bölgenin ve dünyanın lehine olan bir durum değil.” diye konuştu.

    Bakan Fidan, şöyle devam etti:

    “Bölge ya tamamıyla nükleer silahlardan arındırılmalı ya da başka ülkeler bu konuda kendilerini daha güvende hissetmek için adım atmak zorunda kalacaklar, yani buna bir çözüm bulmamız gerekiyor. Bu da, bizim önümüzde duran ve muhakkak çözmemiz gereken önemli stratejik konulardan biri ve bu konuda çalışmaya devam edeceğiz.”

    “TÜRKİYE, HAMAS’I TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK GÖRMÜYOR”

    Gazze’de savaş sonrası durumla ilgili Türkiye’nin tek bir perspektifi olduğunu kaydeden Fidan, şunları söyledi:

    “İki devletli çözüm olmadan Gazze’yi kim yönetecek sorusunun doğru bir soru olduğunu açıkçası kabul etmiyoruz. Gazze zaten savaştan önce yönetiliyordu, şimdi de yönetilmeye devam edebilir, kendi kendini yönetmede Gazze’nin bir problemi yok. Gazze’nin problemi, işgal altında tutulması ve ateş altında tutulması, altyapısının yok edilmesi, üstyapısının yok edilmesi. Biz şu anda Gazze’nin yönetimiyle ilgili değil, korunmasıyla ilgili bir sorun olduğunu düşünüyoruz.”

    Türkiye’nin Hamas’ı terör örgütü olarak kabul etmediğini yineleyen Fidan, “Cumhurbaşkanımız da deklare etti, ben de deklare ediyorum, daha önceki basın toplantılarında da söyledim, biz Hamas’ı terör örgütü olarak tanımıyoruz. Hamas, Filistin devlet sistemi içerisinde faaliyet gösteren bir parti. Biz Filistin Devleti’ni tanıyan bir ülkeyiz, bizimle beraber 140’a yakın ülke de tanıyor. Dolayısıyla biz herhangi bir devletin içerisinde faaliyet gösteren partileri ‘bir terör örgütüdür-değildir’ diye bir sınıflandırmaya tabi tutmuyoruz. Hamas Filistin’in bir gerçeğidir, işgal şartlarında ortaya çıkan bir harekettir, işgal ortadan kalktığı zaman Filistin normalleştiği zaman Hamas gibi organizasyonların da normal hayata geri döneceğini düşünüyoruz.” dedi.

    Esir takası konusuna da değinen Fidan, Katar’ın bu konuda krizin başından bu yana muazzam bir çaba gösterdiğini ve Türkiye’nin de bu konuda elinden geleni yaptığını dile getirdi.

    Fidan, Refah Sınır Kapısı’ndan yardım girişleri konusunda da Mısır yönetiminin elinden geleni yaptığını ancak bazı hassasiyetleri olduğunu söyledi. Mısır nezdinde Türkiye, Suudi Arabistan, Katar ve başka ülkelerin ciddi girişimlerde bulunduğunu aktaran Fidan, Mısır’ın özellikle El-Ariş Limanı’na insani yardımların getirilmesi ve içeriye sokulması yönünde ciddi bir gayret içerisinde olduğunu sözlerine ekledi.

  • Cevdet Yılmaz’dan enflasyon açıklaması

    Cevdet Yılmaz’dan enflasyon açıklaması

    Yılmaz, Bingöl’deki temasları kapsamında Ticaret ve Sanayi Odası’nda düzenlenen “Bingöl Turizm Çalıştayı”nda iş insanlarıyla bir araya geldi. Ardından AK Parti İl Başkanlığı’nı ziyaret eden Yılmaz, partililere hitap etti.

    “2025’ten itibaren daha rahat bir döneme girmiş olacağız”

    Ülkede yaşanan zorluklara değinen Yılmaz, büyük bir deprem yaşandığını, büyük bir yıkım olduğunu, 11 ilin, 14 milyon civarında vatandaşın bundan etkilendiğini belirtti.

    Bütün illeri ayağa kaldırmak için uğraştıklarını dile getiren Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti:

    “Bu yıl sadece bütçemizden 762 milyar lira deprem bölgesi için kaynak ayrılmış durumda. Gelecek sene 1 trilyon 28 milyar lira bütçemize para koyduk deprem bölgesi için. Bu yıl ve gelecek yıl bunun sıkıntılarını yaşayacağız. 2025’ten itibaren daha rahat bir döneme girmiş, depremin yaralarını sarmış olacağız. Türkiye bu anlamda gelecek depremlere de daha güçlü bir bünyeyle hazırlanmış olacak. Bu sonuçta bir yatırım. Oradaki konutları yeniden yapıyor, altyapıyı tamir ediyor, sosyoekonomik hayatı yeniden canlandırmaya gayret ediyoruz. Bütün bunlar Türkiye’yi ve deprem bölgelerimizi geleceğe çok daha güçlü bir şekilde hazırlayacak. 3-4 yıl içinde 3 trilyondan fazla kaynağı deprem bölgemiz için harcamış olacağız.”

    Enflasyonun vatandaşın temel bir sıkıntısı olduğunu belirten Yılmaz, Türkiye’nin son 3 yılda büyüme açısından çok başarılı olduğunu söyledi.

    Yılmaz, “Dünyada 3 yılda dünyadaki toplam büyüme yüzde 7 olurken, bileşik olarak söylüyorum, Türkiye’de yüzde 20 oldu. 3 yılda yüzde 20 reel olarak ekonomimiz büyüdü. 6 milyondan fazla istihdam oluşturduk. İhracatımız 170 milyarlardan 255 milyar dolarlara geldi. Reel olarak başarılı olduk ama finansal tarafta enflasyon meselesiyle karşı karşıyayız ve bunu da bir sorun olarak görüyoruz elbette. Çünkü vatandaşımızın yaşadığı bir sorun. Bir taraftan enflasyonu düşürmeye diğer taraftan belli bir büyüme ivmesini sürdürmeye çalışıyoruz. Diğer yandan da enflasyondan etkilenen geniş kitlelerin satın alma gücünü korumak için birtakım tedbirler hayata geçiriyoruz.” dedi.

    Böyle bir kapsamlı yaklaşımla yola devam edeceklerini ifade eden Yılmaz, bu konuda da plan ve programlarını yaptıklarını belirtti. Yılmaz, çok detaylı çalışmalar yaptıklarını kaydederek, şöyle dedi:

    “2026 yılında tek haneli rakamlara ulaşacağız”

    “Gelecek yılın ortalarından itibaren yıllık bazda enflasyon düşüşlerini görmeye başlayacağız. Aylık bazda düşüşleri görmeye başladık. Geçen yazdaki aylık artışlar artık kalmadı. Daha düşük rakamlara doğru gidiyoruz ama yıllık etkiyi gelecek yılın ortalarından itibaren göreceğiz. Tek haneli rakamlara da 2026’da inşallah ulaşacağız. Her şeyi kırar döker, enflasyonu çok hızlı bir şekilde düşürebilirsiniz. Ama bu takdir edersiniz ki doğru bir yaklaşım olmaz. Hem enflasyonu düşüreceğiz hem belli bir sosyal dengeyi koruyacağız hem de ekonomimizi belli bir düzeyde büyütmeye devam edeceğiz. Bunun politikalarını hayata geçiriyoruz.”

    Yılmaz, bunu yaparken sosyal kesimleri, çalışan kesimleri gözeten bir anlayış içinde mücadeleyi sürdürdüklerini belirterek, genel makro ekonomik durumda bir iyileşme olduğunu vurguladı.

    Depremle ilgili bütçe açıklarını belli bir seviyede tutmayı başardıklarını, buna dönük tedbirler aldıklarını anlatan Yılmaz, bu konuda da riskleri azalttıklarını aktardı.

    “CDS diye bir oran var. CDS, bir ülkenin risk primi. Bu 700’ler civarına çıkmıştı geçtiğimiz mayıs ayında, bugün geldiğimiz noktada 360 küsurlara kadar düşmüş durumda. Yani Türkiye artık finansal açıdan da çok daha istikrarlı bir noktaya doğru gidiyor ama bu bir süreç. Bu süreçte sabırla doğru politikaları uygulayarak sonuçlar almaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullanan Yılmaz, koordineli bir şekilde hükümet, bakanlıklar, Merkez Bankası, para politikaları, maliye politikaları, reformlar, bütün bunları bir bütünlük içinde yöneterek sonuç alacaklarına inandığını söyledi.

  • Arkadaşlarından etkilendi, müslüman oldu

    Arkadaşlarından etkilendi, müslüman oldu

    Isparta’ya akrabalarını ziyaret için gelen Hollandalı Neeltie Weststiate (25) müslüman olmak için İl müftülüğüne başvuruda bulundu. “Sevda” ismini alan Weststiate Kelime-i Şehadet getirerek müslüman oldu. Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan merasimde, İl Müftüsü Bayram Şahin, Neeltie Weststiate’te İslam dini hakkında açıklamalar yaptıktan sonra ihtida merasimine geçildi. Müftülükte düzenlenen törende iki senedir müslümanlığı araştırmaya başladığını söyleyen Weststiate, Türk kız arkadaşlarının ona İslam’ı anlattığını ve arkadaşlarından etkilendiğini belirterek, “Türkiye’ye dedemin yanına geldikten sonra müslüman olmaya karar verdim. İçimden geldi o yüzden müslüman olmak istedim” dedi. Konuşmalarında İsrail’in Filistin’de katliam yaptığını vurgulayan Weststiate, “Filistin’de çocuklar öldürülüyor, o insanlara üzülüyorum. Gördükçe içim gidiyor. Savaş olmasını istemiyorum. İslamiyet’e geçtiğim için kendimi iyi hissediyorum” şeklinde konuştu.

    “Müftülük hayatımda en etkilendiğim hadiselerden birisi oldu”

    İl Müftüsü Bayram Şahin ise 25 yaşındaki genç bir kızın Hollanda’dan Isparta’ya gelerek müslüman olmasından etkilendiğini ve çok mutlu olduğunu belirterek, “Hollanda’da doğan ve büyüyen bir kızımız müftülüğümüze başvurarak müslüman olmayı kabul ettiğini söyledi. Kızımız Hollanda’da doğup büyüdü, Türkiye’ye gelince burada arkadaşlarıyla olan sohbetleri ve müslümanlardan gördüğü davranışlardan dolayı ‘müslüman olmaya karar veriyorum’ dedi. Hakikaten bugüne kadar ki müftülük görevimde etkilendiğim en önemli hadislerden birini bugün yaşamış olduk. Bu yönüyle kızımıza bundan sonraki hayatında İslam ile yeni başladığı hayatında mutluluklar ve başarılar diliyorum. Daha nice böyle arkadaşlarıyla birlikte güzel arkadaşlık kurup müslüman olan insanların çokluğunu Mevladan niyaz ediyorum” dedi.

    Neeltie Weststiate’ye, İl Müftüsü Bayram Şahin tarafından ihtida belgesinin yanı sıra, Diyanet İşleri Başkanlığının yayınlarından Kur’an-ı Kerim, ilmihal ve İslamiyet’i anlatan çeşitli kitaplar hediye edildi.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan Almanya’da

    Cumhurbaşkanı Erdoğan Almanya’da

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmi temaslarda bulunmak üzere Almanya’nın başkenti Berlin’e geldi. Berlin Brandenburg Havalimanı’nda Alman yetkililer ve Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Ahmet Başar Şen tarafından karşılanan Erdoğan, Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ile görüşmek üzere Bellevue Sarayı’na geçti.

    Ziyareti kapsamında Steinmeier ile baş başa ve heyetler arası görüşme gerçekleştirecek olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra Şansölyelik Binası’nda Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile baş başa görüşecek. İki lider görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenleyecek.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ziyaretinde Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim Kalın ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Büyükelçi Akif Çağatay Kılıç eşlik ediyor.

  • İsrail askerleri TRT ekibine saldırdı

    İsrail askerleri TRT ekibine saldırdı

    İsrail polisi, işgal altındaki Doğu Kudüs’ün Eski Şehir bölgesinde yer alan Mescid-i Aksa’da kılınacak cuma namazı öncesi Müslümanlara yönelik müdahaleyi takip eden Türk gazetecilere fiziki saldırıda bulundu. TRT Haber muhabiri Murat Can Öztürk, kameraman Ahmet Bağış ile birlikte canlı yayında gelişmeleri aktardığı sırada İsrail polisinin saldırısına uğradı. İsrail polisi, silahının dipçiği ile vurup ekibe ait kamerayı kırdı.

    Kamera kırık olmasına rağmen yayına devam eden Öztürk, polisin tüm uyarılarını dikkate alarak hareket ettiklerini ancak sert müdahaleye maruz kaldıklarını ifade etti. Olay anında orada bulunan yerli ve yabancı basın ekipleri de saldırıyı canlı yayında aktardı.