Etiket: türkiyehaber

  • İŞKUR Sanal İstihdam Fuarı başladı

    İŞKUR Sanal İstihdam Fuarı başladı

    Cumhuriyetin 100’üncü yıl dönümü etkinlikleri çerçevesinde İŞKUR tarafından Türkiye genelinde düzenlenen “Bilişim Temalı Sanal İstihdam Fuarı”, 24 Ekim tarihinde İŞKUR’un resmi internet adresi üzerinden ziyarete açıldı. Savunma sanayii, bilişim ve yazılım firmaları başta olmak üzere 120’den fazla firmanın katılımı ile 3 gün sürecek olan fuar, Türkiye’nin her yerinden çevrimiçi olarak ziyaret edilebilecek. TUSAŞ, ROKETSAN, HAVELSAN gibi savunma sanayiinin öncü markalarının yanı sıra bilişim sektörünün önemli firmalarının katılım sağladığı sanal fuar, açılışının ilk saatlerinden itibaren yoğun ilgi gördü.

    İş arayanların kayıtlarını gerçekleştirip öz geçmişlerini sisteme yükleyebildiği, katılım sağlayan firmaların stantlarını inceleyerek iş görüşmesi gerçekleştirebildiği sanal fuarda ayrıca alanında yetkin isimler tarafından düzenlenen çevrim içi seminerlere de katılım sağlanabiliyor. Katılımcılarına zaman ve mekan tasarrufu sağlayan, ücretsiz olarak pek çok firmaya ulaşma imkanı sunan Bilişim Temalı Sanal İstihdam Fuarı, 25 ve 26 Ekim tarihlerinde de ziyaretçilerini bekliyor.

  • MİT’ten Kuzey Irak’ta nokta operasyon

    MİT’ten Kuzey Irak’ta nokta operasyon

    MİT, terör örgütü PKK/KCK’nın sözde sorumlularından Sariye Atilla’yı, Irak’ın kuzeyindeki Hakurk’ta etkisiz hale getirdi.

    Kod adı “Rozerin Şemzinan” olan terörist Sariye Atilla’nın 2007’de PKK’ya katıldığı, Irak’ın kuzeyindeki Haftanin’de, terör örgütünün sözde eğitim akademilerinde ders verdiği belirlendi.

    Söz konusu teröristin son olarak Hakurk’ta, örgüt adına toplumsal alan çalışmaları içerisinde yer aldığı tespit edildi.

    MİT, takip ettiği Atilla’yı Irak’ın kuzeyindeki Hakurk’ta etkisiz hale getirdi.

  • Teknolojik cihaz ve internet desteği

    Teknolojik cihaz ve internet desteği

    “Yükseköğretim Öğrencilerine Teknolojik Cihaz Ve İnternet Desteği Verilmesine İlişkin Karar” Resmi Gazete’de yayımlandı.

    Buna göre, satın alma tarihi itibarıyla 26 yaşından gün almamış, açık öğretim öğrencileri hariç, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yükseköğretim öğrencilerinin her birine, bir defaya mahsus olmak üzere teknolojik cihaz desteği ve bir yıllık internet desteği sağlanacak.

    Bu destek, nihai satış fiyatı 9 bin 500 Türk lirasını aşmayan mobil telefon cihazlar ile bilgisayar cihazlarının elektronik ortamda düzenlenen faturayla yapılan satın alımlarında kullanılacak.

    İkinci el cihaz satın alımları destek kapsamının dışında tutulacak. Her öğrencinin bir defaya mahsus olmak üzere kullanabileceği teknolojik cihaz destek tutarı toplamı en fazla 5 bin 500 lira olacak. Söz konusu öğrenciler için sağlanacak internet desteği, bir hatla sınırlı olmak üzere 12 ay boyunca ücretsiz aylık en fazla 10, yıllık 120 cigabayt olarak verilecek. İnternet desteği, ilgili öğrenci adına kayıtlı bir hatla kullanılabilecek.

    TELEFONLARI EN AZ 2 YIL, SADECE DESTEKTEN YARARLANAN KULLANACAK

    Edinilen mobil telefon cihazlar, destekten yararlanma tarihinden itibaren en az 2 tam yıl süreyle sadece destekten yararlanan tarafından kullanılacak.

    Kararda yer alan şartların ihlalinin veya desteklerden usulsüz yararlanıldığının tespit edilmesi halinde, yararlanılan destek tutarı, ödemenin yapıldığı tarihten itibaren 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı “Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun”un 51’inci maddesinde belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak faiz ile birlikte destekten yararlanandan geri alınacak.

    Karar kapsamında verilen destekler, Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesine bu amaçla tahsis edilen ödenekten karşılanacak.

    Uygulamaya ilişkin usul ve esaslar, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Yükseköğretim Kurulunun görüşü alınarak Gençlik ve Spor Bakanlığınca belirlenecek.

    Karar, 1 Kasım’da yürürlüğe girecek.

  • “Filistin Devleti’nin toprak bütünlüğünü savunuyoruz”

    “Filistin Devleti’nin toprak bütünlüğünü savunuyoruz”

    Çekya parlamentosunun ev sahipliğinde düzenlenen Kırım Platformu 2’nci Parlamenter Zirvesi, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un da katıldığı resmi karşılama töreniyle Prag’da başladı. Çekya Temsilciler Meclisi Başkanı Marketa Pekarova Adamova ve Ukrayna Meclis Başkanı Ruslan Stefançuk, Prag Kongre Merkezi’nde zirveye katılan meclis başkanlarını birlikte karşılayarak fotoğraf çektirdi. Karşılamanın ardından, meclis başkanları zirve oturumlarına katılmak üzere konferans merkezine geçti. Zirve, açılış oturumlarıyla başlarken TBMM Başkanı Kurtulmuş, Kırım Platformu II. Parlamenter Zirvesi Genel Kurulu’na hitap etti.

    Kurtulmuş, Ukrayna ve Orta Doğu’da devam eden krizlerin sadece bölgesel değil, küresel bir çatışmanın da konusu olabileceğini ve bunun için yaşanan insani kayıpların bir an evvel sonlandırılmasını temenni ettiklerini belirterek, “Türkiye olarak hem 1991 sınırlarında uluslararası sistem tarafından kabul edilmiş Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü savunuyor hem de 1967 sınırlarında Filistin Devleti’nin toprak bütünlüğünü savunuyoruz. Her ikisinin de birlikte uluslararası camia tarafından savunulması gerektiğine de inanıyoruz” dedi.

    Kurtulmuş, Türkiye’nin, Ukrayna’nın yaşadığı bütün bu sıkıntılar karşısında başından itibaren Ukrayna’nın yanında olduğunu, Kırım’ın ilhakını da ilk günden itibaren reddederek, Kırım’ın uluslararası alanda Ukrayna’nın bir parçası olduğunu teyit ettiğini belirtti.
    Sadece Kırım’ın değil, Rusya tarafından ilhak edilen diğer toprakların da uluslararası hukuk bakımından Ukrayna’nın bir parçası olduğunu dile getiren Kurtulmuş, “Ukrayna’nın uluslararası toplumca tanınmış sınırları içerisinde bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne olan desteğimiz de tamdır ve bundan sonra da devam edecektir. Ancak bu vesileyle bir kere daha ifade etmek isterim ki, eğer 2014 yılında Kırım’ın ilhakıyla ilgili süreçte uluslararası camia sesini yeterince çıkarabilmiş olsaydı bugün bu toplantı olmayacak, belki Ukrayna böylesine bir savaşın muhatabı olmayacaktı. Bizim için, 1944’ten beri büyük acılar yaşayan dostumuz, kardeşimiz ve soydaşımız olan Kırım Tatarı Türklerin her zaman yanında olduk, her zaman haklı mücadelelerini destekledik. Kırım’ın yerli halkı olan Tatar soydaşlarımızın hak ve menfaatlerinin korunması, kimliklerinin muhafazası ve yarımadadaki statülerinin güçlendirilmesi bizim için de fevkalade önemli bir durumdur. Hepimiz biliyoruz ki Kırımlılar bugüne kadar yaşadıkları bütün zulümlere rağmen haklarını barışçıl ve demokratik yollarla talep etmesini bilen bir halktır” ifadelerini kullandı.

    “Rusya-Ukrayna savaşının bir an evvel durdurulması Türkiye’nin en temel önceliklerinden”

    Ukrayna topraklarındaki savaş ve işgalin büyük bir yıkım ve sayısız ölüm getirdiğini ifade eden Kurtulmuş, bu savaşların bir an evvel durdurulmasının Türkiye’nin en temel önceliklerinden olduğunu bildirdi. TBMM Başkanı Kurtulmuş, Türkiye’nin, bu savaşın başlangıcından itibaren hem Rusya’yla hem Ukrayna’yla konuşabilen bölgedeki tek ülke olarak bölgesel barış perspektifiyle hareket ettiğini belirtti.
    Türkiye’nin hem Ukrayna’nın haklı davasını savunduğunu hem de büyük bir yayılma potansiyeli gösteren bu savaşın bir an evvel durdurulması için üzerine düşen sorumlulukları yerine getirdiğini anlatan Kurtulmuş, “Bu çerçevede iki de sonuç aldık. Bunlardan birisi Karadeniz Tahıl Koridorunun açık tutulmasının temin edilmesi, bir diğeri ise esir takaslarının gerçekleştirilebilmesidir” ifadelerini kullandı.

    İsrail-Filistin çatışması

    Ukrayna’daki savaş devam ederken ve bunun acıları üzerinde konuşurken dünyanın 7 Ekim’de Orta Doğu’da yeni bir savaş ve gerilimle uyandığını dile getiren Kurtulmuş, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
    “Öncelikle şunu çok açık bir şekilde ifade etmek isterim. Sivilleri hedef alan saldırı kimden gelirse ve kime yönelirse yönelsin asla kabul edilemez. Ancak burada bir kere daha açık bir şekilde teyit etmek isterim ki, siviller arasında da bir hiyerarşi, siviller arasında da bir ayrımcılık, çifte standart uygulanamaz. Özellikle İsrail’in şu anda da devam eden hastaneleri ve mülteci kamplarını hedef alan son askeri operasyonlarının amacının çok üstüne çıktığı ve bu anlamda da yeni insani kayıpları ortaya koyduğu aşikardır. Yaklaşık 5 bine yakın insanın öldüğü Gazze bölgesinde bir an evvel acil bir ateşkesin sağlanması ve özellikle bu bölgede hastaneler başta olmak üzere insani yardımların ulaştırılması şarttır. Biz Türkiye olarak hem Ukrayna krizinin hem Orta Doğu’da devam etmekte olan bu krizin potansiyeli itibarıyla gelişme istidadına sahip olduğu, sadece bölgesel değil Allah muhafaza küresel bir çatışmanın da konusu olabileceğini düşünüyor ve bunun için yaşanan insani kayıpların bir an evvel sonlandırılmasını temenni ediyoruz. Türkiye olarak hem 1991 sınırlarında uluslararası sistem tarafından kabul edilmiş Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü savunuyor hem de 1967 sınırlarında Filistin Devleti’nin toprak bütünlüğünü savunuyoruz. Her ikisinin de birlikte uluslararası camia tarafından savunulması gerektiğine de inanıyoruz.”

    “Gazze’de yaşanan insani krizin önlenmesi için çok acil uluslararası sistemin hareket etmesi insanlık meselesidir”

    Gazze’deki insani krize de dikkati çeken Kurtulmuş, “Yaşanan insani krizin önlenmesi için çok acil bir şekilde uluslararası sistemin hareket etmesi ve başta hastanelerdeki tıbbi teçhizat, su, ilaç ve gıda almak üzere oradaki masum sivil halka yardım edilmesinin bir insanlık meselesi olduğunu ifade etmek isterim. Son söz olarak şunu söylüyorum, hem Ukrayna krizi hem yaşadığımız diğer bölgesel krizler bize bir şey gösteriyor; uluslararası sistem sorunları çözmekte, çatışmaları önlemekte yetersiz kalmaktadır. Dünyada acilen yeni bir barış mimarisini tesis etmek için, yeni bir küresel siyasal mimariye ihtiyaç olduğunu ifade ediyoruz. Dünya 5 ülkenin insafına bırakılmayacak kadar önemli bir yerdir ve bütün ülkelerin eşit egemenliğini savunan bir dünya sisteminin kurulmasını da zaruri görüyoruz” açıklamasını yaptı.

  • Beştepe’de Erdoğan ve Bahçeli görüşmesi

    Beştepe’de Erdoğan ve Bahçeli görüşmesi

    Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi Beştepe’de kabul etti.

    İki liderin de günlük programında yer almayan ve basına kapalı gerçekleşen görüşme 45 dakika sürdü.

    İki ismin gündeminde İsrail’in Gazze saldırısı ve Mart 2024’teki yerel seçimler olduğu tahmin ediliyor.

    Görüşme sonrası resmi bir açıklama yapılmadı.

    Erdoğan ve Bahçeli en son 27 Eylül’de yine Beştepe’de 45 dakika süren yüz yüze bir görüşme yapmıştı.

  • Konya’da belediye binasında yangın

    Konya’da belediye binasında yangın

  • Cumhurbaşkanı Tatar’dan İsrail’e EOKA benzetmesi

    Cumhurbaşkanı Tatar’dan İsrail’e EOKA benzetmesi

    KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, çeşitli temaslarda bulunmak üzere Afyonkarahisar’a geldi. Programı çerçevesinde Afyonkarahisar Valisi Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı’nı ziyaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, burada gazetecilerin soruları üzerine gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Tatar, sorular üzerine İsrail’in Filistin’de gerçekleştirdiği saldırılara değinerek, “Filistin’de yaşananları Türkiye’de olduğu gibi biz de büyük bir endişe ile izliyoruz. Yapılanlar özellikle bu çağda asla kabul edilecek olaylar değildir. Masum insanlar, sivillerin, çoluk çocuk bu şekilde katledilmesi ve bu kadar acımasız bir hareketin halen daha devam ediyor olması insanlığa ve çağdaş değerler gözetildiğinde asla kabul edilir bir anlayış değildir. Biz de şiddetle kınıyoruz” dedi.

    “Böyle bir anlayış yok ise karşı tarafın neler yapabileceğini görüyoruz”

    Açıklamasında yaşananları geçmişte Kıbrıs Türk halkına EOKA tarafından yapılanlara benzeten Cumhurbaşkanı Tatar şunları söyledi:
    “Biz Kıbrıs Türk halkı olarak buna benzer şiddet olayları ile karşı karşıya kalmış bir halk olarak, o zor yılları Kıbrıslıların Milli Mücadele Örgütü (EOKA) teröristlerince halkımızın katledildiğini bütün dünya biliyor. Dolayısıyla Kıbrıs’ta çözüm olacak ise mutlaka iki devletli bir çözüm olması gerekiyor. Anavatan Türkiye Cumhuriyeti’nin garantör ülke olarak statüsünde ve Türk askeri adadaki barış ve huzurun teminatı olarak varlığından asla vazgeçilmemesi gerekiyor. Kıbrıs Türk halkının bunun kırmızı çizgisi olduğunu görüyoruz. Böyle bir anlayış yok ise (İsrail’in) karşı tarafın neler yapabileceğini görüyoruz. Kıbrıs’ta da bütün bu edişe verici olayları bu anlayış ile izliyoruz. Ben bir kez daha Filistin halkına sabırlar diliyorum. Ölenlere Allah’tan rahmet diliyorum.”

    Adanın güneyine Alman askerlerinin konuşlandırılmasına tepki

    Kıbrıs Rum Kesimi’ne Almanya ordusuna bağlı özel kuvvet askerlerinin de konuşlandığı yönündeki haberlere değinen Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Türkiye Cumhuriyeti meseleyi yakından takip ediyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptığı açıklamalar ile bütün bu olaylara karşı büyük bir dirayetle doğru yolun bulunması için tavsiyelerde bulunuyor. Dünya devletleri ile yapılan istişarelerde bir an önce buna son verilmesi için çalışılıyor. Kıbrıs’ın güneyine başka ülkelerin askerlerinin yerleştiği yönündeki haberleri biz de takip ediyoruz. Çünkü Kıbrıs’ın garantörü Türkiye Cumhuriyeti’dir ve Türkiye Cumhuriyeti’nin de böyle olaylardan mutlaka haberinin olması gerekiyor. Dolayısı ile bütün bunları izlemek ve tedbir almak hepimizin temennisidir” diye konuştu.

    “Farklı baskılara rağmen direndik”

    KKTC’nin egemen bir devlet olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Tatar, Güney Kıbrıs’ın kendisini bütün Kıbrıs’ın hükümetiymiş gibi bütün dünyaya lanse etmeyi başarabildiğini vurgulayarak, buna tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı Tatar, “Biz egemen bir devletiz. Bu devlet hep Türkiye Cumhuriyeti ile her türlü iş birliği ve uyum içerisinde çalışma anlayışı içerisinde oradaki varlığımızı sürdürmekteyiz. Güney Kıbrıs kendisini bütün Kıbrıs’ın hükümetiymiş gibi bütün dünyaya lanse etmeyi başarabiliyor. Çünkü 1964 yılında Birleşmiş Milletler’in aldığı kararla Türk devleti dışına ittikten sonra Türkiye Cumhuriyeti tek tanımış devlet ve söz vermiş devlet muamelesi görüyor. Hâlbuki ki esasında Kıbrıs Cumhuriyeti’nin iki kurucu ortağı vardır. Bir tanesi Kıbrıs Türk halkı, diğeri Rum halkı. Bizlerin geçmişine baktığınızda biz 1571’den Lozan Anlaşması 1923’e kadar Kıbrıs, Osmanlı Devleti’nin bir parçasıydı. Dolayısıyla bizlerin ataları 352 yıl kesintisiz Kıbrıs’ı yönetmiş, idare etmiş. Ondan sonraki süreçte İngiliz sömürge yönetiminde bizler de orada çeşitli farklı baskılara rağmen direndik ve 1960’da o zamanın başbakanı merhum Adnan Menderes ve Dışişleri Bakanı Fatih Zorlu’nun da çok büyük gayretleri ile Türkiye Cumhuriyeti Kıbrıs Cumhuriyeti’nin garantör ülkesi olmuş. Kıbrıs Türkleri kurucu ortağı olmuş. Dolayısıyla tüm bunlara baktığımızda Kıbrıs’ta ne olursa olsun Türkiye’nin de bilgisi olması lazım” dedi.

    “Kıbrıs’ı tek başına Avrupa Birliğine almaları büyük bir gafletti”

    Kıbrıs Rum Kesimi’nin Avrupa Birliği’ne (AB) alınmasına da tepki gösteren Cumhurbaşkanı Tatar, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
    “Kıbrıs’ı tek başına Avrupa Birliği’ne almaları büyük bir gafletti. Çünkü 1960 Kıbrıs Kuruluş Antlaşmaları diyor ki mutlak suretle böyle bir konuda Türkiye Cumhuriyeti’ne danışılması lazım. Türkiye Cumhuriyeti adanın garantörüdür ve dolayısıyla tek taraflı kimseye danışmadan ne Kıbrıs Türkü’ne ne de Türkiye’ye tek taraflı olarak Kıbrıs’ı tam bir bütün Avrupa Birliği’ne almalarının ne kadar gayri hukuki olduğu da hepimizin malumudur. Dolayısıyla Kıbrıs’ta herhangi bir askeri anlamda gelişme olacaksa mutlak suretle Türkiye Cumhuriyeti’nen bundan bilgisi olması gerekmektedir. Esas anayasa bunu gerektirmektedir. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti adanın garantörüdür. Bizzat Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti’nde bütün bu gelişmeleri bu hassasiyetle izliyoruz ve Türkiye’de elbette her konuda istişare içerisindeyiz.”
    Program açıklamanın ardından basına kapalı olarak devam etti.

  • Gazze’ye yardım uçağı Mısır’da

    Gazze’ye yardım uçağı Mısır’da

    Bakanlıktan yapılan açıklamada, Ankara Etimesgut’taki 11’inci Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığı’ndan bölgeye yardım ulaştırmak için 4 sorti planlandığı, hazırlanan ilk uçağın Mısır’a ulaştığı belirtildi.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da yaptığı açıklamada, bu sabah Gazze’ye yardım amacıyla planlanan 4 uçak dolusu malzemenin Mısır’a gönderilmeye başlandığını kaydetti. Uçaklarda tıbbi cihaz, tıbbi malzeme, ilaç ve jeneratörler bulunduğunu bildiren Koca, şu bilgileri verdi:

    “Tıbbi cihazlar arasında acil müdahale ekipmanları, ameliyat masası, ameliyat lambası, anestezi cihazı gibi ameliyathane donanımları, yoğun bakım yatağı, monitör, ventilatör gibi yoğun bakım cihazları, ultrason, ekokardiyografi, röntgen gibi görüntüleme cihazları yer alıyor. Uçaklarda bunlarla beraber Gazze’li bebekler için kuvöz ve fototerapi cihazları ile bebeklerin bakım ve tedavisi için mama, yüksek sayıda bebek bezi, yine yüksek sayıda hasta bezi gibi malzemeler de bulunuyor. Hasta ve yaralıların tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek ilaç, tıbbi sarf malzemeleri, destek ve bakım malzemeleri ile savaştan zarar gören travmalı hastalar için ortopedi malzemeleri de gönderilen yardımlar arasında. Jeneratör, Gazze’nin en önemli ihtiyaçları arasında. Bunun için bir kısmı mobil, bir kısmı da büyük olmak üzere yardımlarımıza jeneratörleri de dahil ettik.”

    Bakan Koca, Gazze’ye yardım amacıyla planlanan 4 uçak dolusu sağlık desteğinin kara yolu ile Mısır’dan Gazze’ye gönderileceğini belirterek, “Milletimiz adına bu sorumluluğu yerine getirmekten mutluyuz. İnsani sorumluluğumuz burada bitmiyor, devamı var.” ifadesini kullandı.

     

  • “Atılacak adımlar önemli fırsatlar oluşturacaktır”

    “Atılacak adımlar önemli fırsatlar oluşturacaktır”

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ankara’da bir otelde düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı Başsavcıları 2. Şurası’nın açılış programına katıldı. Bakan Tunç, 7 Ekim’den bu yana devam eden İsrail saldırılarında hayatını kaybeden Filistinlilere rahmet dileyerek başladığı konuşmasında, İsrail’i kınadı. Bakan Tunç, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Filistin’deki olayların son bulması için büyük çaba sarf ettiğini belirterek, “Cumhurbaşkanımız saldırıların başlangıcından bu yana yoğun bir diplomasi çabası göstererek, 20’den fazla devlet ve hükümet başkanıyla görüşerek Filistin’de yanan ateşi söndürmek için büyük çaba sarf etmeye devam ediyor. Dışişleri Bakanımız bölgede gerçekleştirdiği temaslarla mazlum Filistinli kardeşlerimizin daha fazla mağdur olmaması için yoğun bir diplomasi faaliyeti gösteriyor” dedi.
    Bakan Tunç, Türkiye’nin Gazze’de bir an önce kalıcı istikrar ve barış ortamının sağlanması için bütün adımları atmaya devam ettiğini belirtti.

    “Atılacak adımlar dünyamız için önemli fırsatlar oluşturacaktır”

    Türk devletleri arasındaki işbirliğinin artmasının sorunların aşılmasında büyük bir adım olacağını belirten Tunç, “Atılacak ortak adımlar sadece Türk dünyası için değil, bütün bir bölgemiz, hatta dünyamız için de önemli fırsatlar oluşturacaktır. Türk devletleri arasındaki bu birlik ve beraberliğin dünya barışı için de önemli bir imkan oluşturacağına inanıyorum” diye konuştu.
    Bakan Tunç, ticaret, sanayi, turizm, ulaşım ve savunma gibi alanlar dışında devletlerin yoğun etkileşim ve diyalog içerisinde bulunduğu alanlardan birisinin de hukuk ve yargı olduğunu belirtti. Bu etkileşimin hukuk ve yargı boyutuyla uluslararası zemindeki yansımasının da adli iş birliği olduğunu vurgulayan Bakan Tunç, konuşmasına şöyle devam etti:
    “21’inci yüzyılda işlenen suçlar, örgütlü olarak sınır aşan bir niteliğe bürünmüş ve daha kolay işlenebilir hale gelmiştir. Suçtan elde edilen varlıklar elektronik ortamda rahatlıkla taşınabilmekte ve bir ülkeden başka bir ülkeye rahatlıkla aktarılabilmektedir. Özellikle sınır aşan suçların ve terörist eylemlerin hızlı artışı ile bu suçlarla mücadelede karşılaşılan zorluklar sadece ülkemiz için değil, tüm dünya için önemli bir sorun teşkil etmektedir. İşte bu noktada uluslararası adli işbirliğinin önemi gün geçtikçe daha da artmaktadır. Bakanlık olarak terörle ve sınır aşan suçlarla mücadele ve adli iş birliği konularında diğer ülkelerle ilişkilerimizi arttırmak için çalışmalarımız hızla devam ediyor.”

    “Terör örgütlerinin kökünü kurutma konusunda kararlıyız”

    FETÖ gibi diğer terör örgütlerinin kökünü kurutma konusunda kararlı olduklarını söyleyen Tunç, “Bildiğiniz üzere ülkemizde 15 Temmuz 2016 tarihinde eli kanlı hain terör örgütü FETÖ tarafından bir darbe girişimi yaşandı. Bu alçak girişim Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde milletimizin onurlu büyük direnişi ile başarısızlığa uğratıldı. Biz kararlı bir şekilde FETÖ, DEAŞ, PKK gibi pek çok terör örgütüyle mücadele ediyoruz. Terör insanlık suçudur. Yaşam hakkının, demokrasinin, özgürlüğün düşmanıdır. Türkiye olarak tüm terör örgütlerinin kökünü kurutma konusunda kararlıyız. Çünkü biz terörle mücadeleyi tüm boyutlarıyla, hak ve özgürlük mücadelesi olarak görüyoruz” ifadelerini kullandı.
    Bakan Tunç, terörle mücadelenin hukuk zeminindeki önemli bir boyutunu da ülkeler arasındaki iade talepleri ve adli yardımlaşmanın oluşturduğunu söyledi. Türkiye olarak adli iş birliği konusunda uluslararası hukuktan doğan yükümlülüklere şimdiye kadar samimiyetle uyduklarını belirten Tunç, aynı ciddiyet ve kararlılıkla bu yükümlülüklere uyacaklarını aktardı. Terör örgütleri ile hukuki mücadelenin en etkili ve önemli ayağının adli yardımlaşma olduğunu söyleyen Bakan Tunç, şu ifadelere yer verdi:
    “Suçluların iadesine ilişkin taleplerimiz konusunda Türk Dünyası ülkeleri başta olmak üzere dünyadan hassasiyet ve samimiyetle davranılmasını bekliyoruz. Bu çağrımıza olumlu cevap veren ülkelerin dostane ve yapıcı yaklaşımlarını memnuniyetle karşılıyoruz. Fakat söz konusu istisnalar dışında genel olarak tüm dünya, iade taleplerimiz konusunda üzülerek söylüyorum başarılı bir sınav vermemiştir. Tüm dünyayı bu çifte standardı sonlandırmaya davet ediyorum.”

    Programda açılış konuşmasını gerçekleştiren Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin ise, toplantıların herkes için yararlı olacağına değindi. Şahin, bu toplantıların suçlarla mücadele kapsamında yeni ve etkin mekanizmaların geliştirilmesine vesile olacağını da belirtti.
    Program fotoğraf çekimi ile sona erdi. Programa Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Aksakallar Heyeti Başkanı Binali Yıldırım, Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Ahmet Yener, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Akça, TDT Genel Sekreteri Kubanychbek Omuraliev ile birçok başsavcı katıldı.

  • Bayğaralar organize suç örgütüne operasyon

    Bayğaralar organize suç örgütüne operasyon

    Emniyet Genel Müdürlüğü, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Başkanlığı koordinesinde, Adana İl Emniyet Müdürlüğü KOM Şube Müdürlüğü tarafından Bayğaralar suç örgütüne yönelik 6 ilde eş zamanlı operasyon düzenlendi.

    İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Adana ili genelinde 7 ayrı cinayet olayını gerçekleştirdiği,
    anlaşmazlık yaşadığı 13 şahsı silahla yaraladığı, alacak verecek konularında sözde mahkeme kurduğu ve maddi menfaat sağladığı, korkutma ve haraç alma amaçlı çok sayıda işyerini kurşunladığı, iş insanlarına ve bunlara ait iş yerlerine zorla el koyduğu, uyuşturucu madde ticareti yaptığı, dolandırıcılık yaptığı tespit edilen ve liderliğini Ramazan Bayğara isimli şahsın yaptığı Bayğaralar organize suç örgütüne yönelik, Adana, Mersin, Bursa, Antalya, Osmaniye ve Mardin’de eş zamanlı operasyon düzenlendi. Operasyonlar kapsamında 55 şüpheli şahıs yakalandı.” ifadelerini kullandı.