Etiket: türkiyehaber

  • 6 suç örgütüne operasyon

    6 suç örgütüne operasyon

    İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, İstanbul’da R.B.’nin elebaşılığını yaptığı (Kuyu-47), Samsun’da N.B.’nin elebaşılığını yaptığı (Kuyu-48), Giresun’da R.N.’nin elebaşılığını yaptığı (Kuyu-49), Antalya’da Ü.K., H.B. ve M.H.’nin elebaşılığını yaptığı 3 farklı örgüt (Kuyu-50) olmak üzere; 6 ayrı organize suç örgütüne yönelik kasım ayı içinde Jandarma tarafından düzenlenen “Kuyu” operasyonlarında 46 şüpheli yakalandığını belirterek 29’unun tutuklandığını, 15’i hakkında adli kontrol kararı verildiğini, diğer 2 şüphelinin işlemlerine ise devam edildiğini bildirdi.

    “Organize suç örgütlerinin artık nefesi kesildi. Biz yine de durmadan duraksamadan mücadelemizi azim ve kararlılıkla sürdürmeye devam ediyoruz. Suçta kibirlenen, kendini hukukun üstünde gören hiçbir organize suç örgütüne fırsat vermiyoruz” diyen Bakan Yerlikaya, şu bilgileri verdi:

    “Cumhuriyet Başsavcılıkları ve Jandarma Genel Komutanlığı KOM Daire Başkanlığı koordinesinde; İl Jandarma Komutanlıklarınca yapılan çalışmalar sonucu; İstanbul (Kuyu-47), Samsun (Kuyu-48), Giresun (Kuyu-49), Antalya (Kuyu-50) olmak üzere 4 il merkezli düzenlenen operasyonlarda organize suç örgütü üyesi şüphelilerin; Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurmak, Nitelikli Yağma, Kasten Öldürmeye Teşebbüs, Kasten Yaralama, Tehdit ve Şantaj, Genel Güvenliğin Kasten Tehlikeye Sokulması, Mala Zarar Verme, Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma, Tefecilik, Göçmen Kaçakçılığı ve 6136 Sayılı Kanuna Muhalefet suçlarından Savcılıklarımızca haklarında soruşturma başlatıldı.

    Operasyonlar sonucu; ruhsatsız tabancalar, çok sayıda kesici/delici alet, muhtelif miktarda uyuşturucu madde ile çok miktarda döviz ve Türk Lirası ele geçirildi.
    Huzuru tesis etmek için yer, zaman ve mekân ayırt etmeksizin organize suç yapılanmalarıyla mücadelemizi yılın 365 günü, gece gündüz demeden sürdürüyoruz.”

  • Avrupa’nın en yoğun havalimanı oldu

    Avrupa’nın en yoğun havalimanı oldu

    İstanbul Havalimanı, 18-24 Kasım tarihleri arasında günlük ortalama bin 318 uçuşla Avrupa’nın en yoğun havalimanı olarak kayıtlara geçti.

    Avrupa Hava Seyrüsefer Güvenliği Teşkilatı’nın (EUROCONTROL) 18-24 Kasım’a ilişkin “Avrupa Havacılık Raporu” yayımlandı.

    Söz konusu Rapora göre İstanbul Havalimanı, bu dönemde günlük ortalama bin 318 uçuşla Avrupa’nın en yoğun havalimanları arasında ilk sırada yer aldı.

    İstanbul Havalimanı’nı, günlük bin 243 uçuşla Londra Heathrow, bin 240 uçuşla Amsterdam Schiphol ve bin 151 uçuşla Frankfurt havalimanları takip etti.

    Sabiha Gökçen Havalimanı ise günlük 648 uçuşla 10’uncu sırada yer aldı.

  • Araçlarda hareketlilik yaşanırken, fiyatlar sabit

    Araçlarda hareketlilik yaşanırken, fiyatlar sabit

    Son zamanlarda durgun seyreden ikinci el araç piyasası, yıl sonu yaklaşırken hareketlenmeye başladı, fiyatlar ise sabit kaldı.

    Son zamanlarda yaprak kıpırdamayan ikinci el araç piyasası, yıl sonunun yaklaşmasıyla birlikte yeniden hareketlenmeye başladı.

    Oto galericiler, ikinci el araç pazarında hareketlenmeler yaşandığını belirtirken, fiyatların ise artmadığını söylediler. Oto galericiler, yeni yılın başlamasıyla birlikte ikinci el araç fiyatlarında artış beklediklerini belirterek, araç almak isteyenler için bu dönemin son fırsatlar olabileceğini ifade ettiler.

    “Fiyatlar şu an yüksek değil fakat yılbaşında fiyatların artmasını bekliyoruz”
    İkinci el otomobil piyasasında hareketlilik olduğunu ifade eden oto galerici Gökhan Ardeşen, “İkinci el araçlara büyük bir talep var.

    Oluşan talep ile normalde araç fiyatlarının yükseltmesi gerekirdi, şu anda böyle bir fiyat artışı söz konusu değil. Araç alacaklar için bu son fırsat diyebiliriz. Bu dönemi biz fırsat dönemi olarak değerlendiriyoruz.

    İnsanlar bunu bildikleri için bu dönemleri genelde değerlendirirler. Kasım ayının başından beri yoğun bir talep var. Fiyatlar şu an yüksek değil fakat yılbaşında fiyatların artmasını bekliyoruz.

    Yılbaşından sonra araç fiyatlarındaki fiyat artışı oran olarak bilmek çok zor fakat bana göre yüzde 10-15 civarında bir artış bekliyoruz. Yılbaşına kadar olan bu süreç sabit geçecektir. İkinci el otomobil piyasası için oldukça hareketli geçecektir.

    Bayilerde de çok güzel kampanyalar var. İkinci ellerde çok iyi fırsatlar bulunuyor. Piyasaya bakınca yüzde 20–25 gibi söylentiler var ama bizim beklediğimiz 10–15 civarında. Geçtiğimiz yıllarda aslında bu yıla benzer şekilde ilerliyordu. Fakat bu yıl daha hareketli.

    Genelde her yılsonu 1–2 ay hareketli geçer. Yılbaşından sonraki zamları insanlar da biliyor bu yüzden planlarını bu aylara göre yaparlar.

    Bu aylarda araç alanlar bir sonraki yıla göre hep karda olmuşlardır. Bir ailenin ortalama alabileceği araçlar 500 bin TL’den başlıyor 1 milyon liralara kadar çıkıyor” şeklinde konuştu.

  • CHP lideri Özgür Özel’e soruşturma

    CHP lideri Özgür Özel’e soruşturma

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 28. Dönem Manisa Milletvekili ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel hakkında 26 Kasım’da partisinin TBMM’deki grup toplantısında ve bugün Marmara Ceza İnfaz Kurumları önünde yaptığı basın açıklamasında İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’e yönelik sözleri gerekçesiyle re’sen soruşturma başlatıldı.

    Dosya Ankara’ya gönderilecek

    Özel hakkında ‘kamu görevlisine görevinden dolayı alenen hakaret’ ve ‘terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek’ suçundan başlatılan soruşturma çerçevesinde dosyanın gerekli tespitlerin yapılması sonrası Özel hakkında fezleke hazırlanabilmesi için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderileceği öğrenildi.

  • İşçilerden asgari ücret çıkışı

    İşçilerden asgari ücret çıkışı

    Yeni yılda geçerli olacak asgari ücret rakamını belirleyecek 15 kişilik Asgari Ücret Tespit Komisyonuna TÜRK-İŞ bu yıl da 4 işçiyle katılacak. Komisyona katılacak aşçı, kuaför, taşeron işçi ve basın mensubu, pazarlık masasında asgari ücretlilerin sesi olacak.

    Doğrudan 7 milyon çalışanı, dolaylı olarak ise toplumun tamamını ilgilendiren yeni asgari ücret rakamının belirlenmesi çalışmaları aralık ayı itibarıyla başlayacak.

    İşçi, işveren ve hükümetten beşer temsilci olmak üzere 15 kişiden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonunda, işçileri TÜRK-İŞ, işverenleri ise Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) temsil edecek.

    Komisyonda işçi kesimini temsil eden 5 kişilik TÜRK-İŞ heyetine, Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar başkanlık edecek. TÜRK-İŞ heyetinde geçen yıl olduğu gibi bu yıl da 4 işçi yer alacak.

    Aşçı Selma Sayın, kuaför Nihan Koçak, Karayollarında taşeron işçi Durmuş Öztürk ve basın mensubu Sezer Özseven bu yıl Komisyonda asgari ücretlilerin sorun ve taleplerini dile getirecek.

    “20’DEN FAZLA KALEMİ İLGİLENDİRİYOR”

    TÜRK-İŞ Genel Başkan Ergün Atalay, yeni asgari ücret rakamının 1 Ocak 2025 itibarıyla yürürlüğe gireceğini belirterek, asgari ücretli çalışanların zamlı ilk maaşlarını ise şubat ayında alacağına dikkati çekti.

    IMF yetkililerinden kredi derecelendirme kuruluşlarına, ekonomistlerden siyasi partilere kadar farklı kesimlerin, aylar öncesinden asgari ücret rakamını konuşmaya başladığına dikkati çeken Atalay, asgari ücretin konuşulmasıyla ürün ve hizmet fiyatlarına zam yapılmaya başlandığını söyledi.

    Taban ücret olan asgari ücretin, süreç içerisinde yaygın ücret ve çalışanların büyük bölümünün geçim ücretine dönüştüğünü ifade eden Atalay, asgari ücret rakamının kıdem tazminatı, işsizlik ödeneği, Genel Sağlık Sigortası primi de dahil 20’den fazla kalemi ilgilendirdiğini dile getirdi.

    “ASGARİ ÜCRET EN BÜYÜK TİS NİTELİĞİNDE”

    Asgari ücretin Türkiye’deki en büyük Toplu İş Sözleşmesi (TİS) niteliğinde olduğuna dikkati çeken Atalay, şöyle konuştu:

    “Bundan dolayı asgari ücrete sadece ücret olarak bakmamak gerekiyor. 2025’teki asgari ücretin işçinin ve ailesinin günün ekonomik ve sosyal şartlarına göre insanca yaşamasını mümkün kılacak, insanlık onuruyla bağdaşacak bir düzeyde olması gerekiyor. Bu rakamı arkadaşlarımız ilerleyen günlerde tespit edecek. Bu rakam TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulunun önüne gelecek ve ardından kamuoyuyla paylaşılacak.”

    Atalay, “Bazı çevrelerin dile getirdiği, ortadaki dolaşan rakamları kabul etmek mümkün değil. O rakamlar toplumu mutlu edecek rakamlar değil.” ifadesini kullandı.

    “RAKAM YAŞAM KOŞULLARIMIZI İYİLEŞTİRSİN”

    Komisyon üyesi Durmuş Öztürk, Asgari Ücret Tespit Komisyonunda geçen yıl da işçileri temsil ettiğini belirterek, 11 yıldır taşeron işçi olarak çalıştığını ve asgari ücret aldığını söyledi.

    Komisyonda hem taşeron işçilerin hem de asgari ücretlilerin sesi olacağını ifade eden Öztürk, çalışanların yaşam şartlarını iyileştirecek bir rakam istediklerini dile getirdi.

    Kuaför Nihan Koçak da evinin kira olduğunu belirterek, “Eşimden 5 yıl önce ayrıldım. Çocuklarımla birlikte yaşam mücadelesi veriyorum, çok zorlanıyorum. Komisyonda asgari ücretlilerin diliyle çalışacağız.” diye konuştu.

    Basın mensubu Sezer Özseven ise üç yıldır gazetecilik yaptığını, asgari ücret düzeyinde bir gelire sahip olduğunu söyledi.

    Mevcut asgari ücretle günün koşullarında geçinmenin mümkün olmadığını dile getiren Özseven, “Asgari ücretin beklenen enflasyon kadar artması, çalışanların kira ve gıda giderlerinin karşılanmasını mümkün kılmıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

    Aşçı Selma Sayın da “Geçim koşullarının iyileşmesi için iyi bir asgari ücret rakamı istiyoruz.” ifadesini kullandı.

  • Yargıda 369 ismin görevi değişti

    Yargıda 369 ismin görevi değişti

    Resmi Gazete’de yayımlanan karar ile birlikte hakim, savcı, başsavcı, başsavcı vekili, mahkeme üyesi ve başkanı atamaları gerçekleştirildi. Yayımlanan 9 ayrı karar ile toplam 369 ismin görev değişikliği yapıldı.

  • Sahte dolar krizi!

    Sahte dolar krizi!

    Piyasaya ilk sahte paraların Güneydoğu sınırından geldiği iddialar arasında yer aldı. Toplam meblağın ise 600 milyon dolar olabileceği konuşuluyor. Öte yandan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, sahte para basımı ve dağıtımı konularının araştırılması amacıyla soruşturma başlattı. Merkez Bankası, sahteciliğe karşı adli mercilerle çalışma yürüttüğünü ve gerekli yönlendirmeleri yaptığını açıkladı. Bankalar Birliği, ATM ve para sayma makinelerinde güncellemelerin yapıldığını duyurdu. Döviz Büroları Derneği ise iddialara sert tepki gösterdi. Bir haftada iki adet sahte paraya rastladıklarını belirten TÜYEMDER Başkanı Şeren, piyasada sahte bin dolar dahi olmadığını söyledi

    Piyasalarda sahte dolar hareketliliği sürüyor.

    Sahte döviz krizinin ardından ülke genelinde 50 ve 100 dolarlık banknotların alımı durduruldu.

    Kapalıçarşı’da döviz büroları banknotlarla ilgili iş yerlerine uyarı broşürleri astı.

    İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul merkezli sahte para basımı ve dağıtımı konularının araştırılması amacıyla re’sen soruşturma başlattı.

    600 milyon dolar olduğu düşünülen sahte paraları ATM’ler ve para sayma makineleri ayırt edemiyor.

    Esnaf elle kontrol yaparak sahte dolarları tespit etmeye çalışıyor.

    Sektör yetkilileri, para sayma makineleri ve bankamatiklerin acilen güncellenmesi için çağrı yaptı.

    Türkiye Bankalar Birliği de kullanımdaki para sayma, sahte döviz kontrol ve ATM makinelerinin kontrolleri ve güncellenmelerinin yapıldığını açıkladı.

    MERKEZ BANKASI’NDAN AÇIKLAMA

    Merkez Bankası, banknot sahteciliği ile etkin mücadele kapsamında ilgili adli mercilerle koordinasyon içinde gerekli çalışmaları yürüttüğünü açıkladı.

    Açıklamada, sahte banknotların adli merciler tarafından bilirkişi raporu düzenlenmesi amacıyla TCMB’ye gönderildiği belirtildi.

    Banka, sahte efektiflere dair hazırlanan bilirkişi raporlarının adli mercilerin yanı sıra bankacılık sektörünün uyarılmasını teminen Türkiye Bankalar Birliği ve Türkiye Katılım Bankaları Birliği ile paylaştı.

    TCMB, teknolojik altyapıda sahteciliğe karşı tedbir alınmasına yönelik gerekli yönlendirmelerin yapıldığını duyurdu.

    PARA SAYMA MAKİNELERİ VE ATM’LER GÜNCELLENİYOR

    Türkiye Bankalar Birliği, kullanımdaki para sayma, sahte döviz kontrol ve ATM makinelerinin kontrolleri ve güncellenmelerinin yapıldığını açıkladı.

    Açıklamada, “Bankacılık sektörü, ilgili kamu kurumlarıyla yakın iş birliğinde, ekonomik faaliyetin sağlıklı ve kesintisiz bir şekilde devam etmesi, müşterilerin hak ve menfaatlerinin korunması ve sahte dövizle etkin mücadele için gerekli çalışmaların kısa sürede tamamlanması amacıyla hassasiyetle çalışmaktadır.” ifadeleri kullanıldı.

    “SAHTE BİN DOLAR DAHİ YOK”

    Tüm Yetkili Müesseseler ve Döviz Büroları Derneği (TÜYEMDER) piyasadaki sahte dövizl iddialarına dair açıklama yaptı.

    TÜYEMDER Başkanı Methi Şeren, sahte dolar iddialarının abartılı olduğunu ve panik havası yaratıldığını söyledi.

    Bir hafta sonucunda tüm Türkiye’de sadece 2 sahte banknot ellerine geçtiğini söyleyen Şeren, “Türkiye’deki tüm döviz bürolarına mesaj attım. Bürolardan bize gönderilen yalnızca bu iki banknottur, bunlar da makinelerimizden geçmemektedir. Basında ve sosyal medyadaki 600 milyon dolar sahte para olduğu şeklindeki haberler tamamen asılsızdır.” dedi.

    Şeren, piyasada bin dolar dahi sahte dolar olmadığını belirterek, bu tür paraların döviz bürosu makinelerinden geçmesinin mümkün olmadığını söyledi.

    SAHTE DOLARLAR NEREDEN GELİYOR?

    Sahte dolar banknotların ilk olarak Güneydoğu sınırından kaçak yollarla Türkiye’ye sokulduğu iddia edildi.

    İlk işlemler Antalya, İzmir, Gaziantep ve İstanbul gibi turistik bölgelerde yapıldı.

    Antalya’da bir kişinin yüklü miktarda sahte dolar ile kripto para alımı yapmaya çalıştığı öğrenildi. Bu olay, sahte dolarlara dair ilk büyük vakalardan biri olarak kaydedildi.

    Piyasaya sokulan sahte dolarların 600 milyon doları bulabileceği tahmin ediliyor. Bazı kaynaklar ise meblağın 1 milyar doları aşabileceğini iddia ediyor.

    DÖVİZ BÜROLARI ALMIYOR, ESNAF AÇIKLAMA BEKLİYOR

    Kapalıçarşı’da bazı döviz büroları para sayma makinelerinin gerçeklerinden ayırt edemediği banknotlarla ilgili iş yerlerine uyarı broşürleri astı. 100 ve 50 dolar görsellerinin kullanıldığı afişte “Piyasadaki sahtelerden dolayı görseldeki paralar alınmayacaktır.” ifadesi yazıldı.

    Döviz bürosuna 50 dolarını bozdurmak için geldiğini ifade eden İbrahim Halil Hüseyin, gazetecilere, “Bürodan olumsuz yanıt aldım, 50 doları bozmadılar. Eski olduğu için galiba. Dolarım sahte değil, 7 ay önce buradan almıştım, yan tarafa geldim yine almadılar. Bekleyeceğiz yapacak bir şey yok.” dedi.

    “TOPLANMASI 2 HAFTAYI BULUR”

    Esnaf Reşat Yılmaz da yetkililerden açıklama beklediklerini belirterek, “Dolarla ilgili sıkıntılı bir dönem yaşanıyor. Daha çok beyaz dediğimiz dolarda sıkıntı var. Başını da 50 dolar çekiyor. Böyle bir durum çıkınca gerçek 50 doların da alım satımında sıkıntı yaratıyor. Çünkü sahte dolarların miktarı henüz belli değil.” diye konuştu.

    Yılmaz, 40 yıldır esnaf olmasına rağmen kendisinin de sahte doları ayırt etmekte zorlandığını dile getirerek, “Bu sahte dolarların toplanması lazım. Bu da 2 haftayı bulur. Vatandaş da panik yapmasın. Taşlar yerine oturacaktır. Makinelerden de geçiyor. Makineler güncellenince sıkıntı çözülür.” ifadesini kullandı.

  • 7 ilde yasadışı bahis operasyonları

    7 ilde yasadışı bahis operasyonları

    İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın paylaştığı bilgilere göre; Antalya, Giresun, Manisa, Konya, Sakarya, Mersin ve Van olmak üzere 7 ilde jandarma tarafından nitelikli dolandırıcılık ve yasa dışı bahis suçlarına yönelik “Siberağ-10” operasyon düzenlendi. Düzenlenen operasyon sonucu hesaplarında 225 milyon Türk lirası işlem hacmi bulunan 48 şüpheli yakalandı. Yakalanan şüphelilerin 23’ü tutuklanırken 17’si hakkında ise adli kontrol kararı verildi. Şüphelilerin; sosyal medya platformları üzerinden yatırım vaadi ile dolandırıcılık yapmak, internet ortamında ikinci el eşya ilanı, tatil paketi, uçak bileti ve konaklama hizmetleri adı altında reklam oluşturarak vatandaşlarımızı dolandırmak, sosyal medya platformları üzerinden yasa dışı bahis teşviki ve oynanması yönünde reklam paylaşımı yapmak suçlarından savcılıklar tarafından haklarında soruşturma başlatıldı. Operasyonlar sonucu, ruhsatsız tabanca ve av tüfeği, çok sayıda bilgisayar, telefon, taşınabilir bellek ve banka/kredi kartı ele geçirildi.

  • Türkiye’nin kültür hayatındaki yaralar kapanmadı”

    Türkiye’nin kültür hayatındaki yaralar kapanmadı”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülleri ve Yaşayan İnsan Hazineleri Ödül Töreni”ne katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkemizin ve gönül coğrafyamızın dört bir yanında kültür ve sanatlarını icra eden tüm sanatçılara ve ustalara teşekkür etti. Ayrıca, kültür mirasının korunması ve yaşatılmasının önemine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülleriyle Yaşayan İnsan Hazineleri Ödüllerinin Takdim Törenleri münasebetiyle bugün bir aradayız. Sizlerin şahsında ülkemizin ve gönül coğrafyamızın farklı köşelerinde sanatlarını icra eden, kültür ve medeniyet mirasımızı yarınlara taşıyan tüm sanatçılarımıza, tüm ustalarımıza teşekkürlerimi iletiyorum. Modern kültür endüstrisinin tüm araçlarıyla milletimizin ve farklı toplumların kültürel birikimine saldırdığı bir dönemi yaşıyoruz. Bugünlerde sanatçılarımızın kültür mirasımızı ve medeniyet değerlerimizi yaşatmak adına verdiği bu mücadeleyi son derece kıymetli buluyorum” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin her vilayetinde, her ilçesinde “yaşayan insan hazineleri” olarak tanımlanabilecek çok sayıda değerli insanın bulunduğunu ve bu kişilerin ortaya koydukları eserlerle hem ülkemize hem de dünyaya katkı sağladığını belirterek, “Türkiye’nin her vilayetinde, her ilçesinde yaşayan insan hazinesi vasfına haiz nice insanımız, değerimiz mevcut. Bu insanlarımız becerileriyle ortaya koydukları ürünlerle ülkemize ve dünyaya eşsiz eserler kazandırıyorlar. Her fırsatta hatırlatıyorum. Aslında gönülle yapılan, alın teriyle üretilen, emekle, sabırla ve göz nuruyla işlenen her şey sanattır, sanat eseridir. Asli değerlerimize, mirasımıza sahip çıkan, onu yaşatmak, yeni kuşaklara aktarmak için ömür harcayan insanlarımızın her biri de esasen yaşayan birer hazinedir” dedi.

    Başlattıkları çalışma neticesinde 2008-2022 yılları arasında toplam 67 miras taşıyıcısını, yaşayan insan hazinesi ilan ettiklerini, bu kıymetli isimlerin 15’nin şaheser niteliğindeki eserlerini miras bırakarak ebediyete irtihal ettiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kültürümüzü yaşatan, yeniden yorumlayan ve geniş kitlelere ulaştıran bu ustalarımızı bugün bir kez daha rahmetle yad ediyorum. 2024 yılında da çeşitli alanlarda başarılı eserler vücuda getiren 25 yeni usta ve sanatçımızı yaşayan insan hazinelerimize dahil ettik” dedi.

    Şeyh Sadi Şirazi’nin, Bostan ve Gülistan isimli eserinde hikmet ehli bir zatın çocuklarına olan nasihatini paylaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Canım yavrularım. Hüner öğrenin. Dünya malına, altına, gümüşe, makam ve mansıba itimat etmeyin. Zira hüner suyu kesilmez bir çeşmedir. Ebedi bir devlettir. Hünerli kimse nereye gitse şerefiyle izzetiyle gider ve meclisin baş köşesine oturur.Evet, dilimizde ustalık, maharet, marifet, beceriklilik anlamında kullandığımız hüner kelimesinin bir anlamı da sanattır. Milletimiz manevi ihtiyaçları karşılayan eserlerin ustalarına sanatkar, maddi ihtiyaçları karşılayan eserlerin ustalarına ise zanaatkar demeyi tercih etmiştir” diye konuştu.

    Sanatın da zanaat gibi insanlık tarihi kadar derin bir maziye sahip olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Millet olarak biz de sanatın birçok dalında tarihin en iddialı eserlerini vücuda getirmek suretiyle asırlar içinde Türk sanatını inşa ettik. Bizim sanat tarzımız tıpkı hayat tarzımız gibi inanç ve düşünce tarzımız gibi millet olmamızı sağlayan temel unsurlardan biridir. Büyük bir gururla ifade etmek isterim ki hattatların kalemleriyle, nakkaşların fırçalarıyla, ustaların çekiçleriyle, ozanların mızraplarıyla yaptıkları dokunuşlar tam bin yıldır bu topraklara milletimizin mührünü, ruhunu, değerlerini nakşediyor. Bir sanat hakkında fikir sahibi olmak için o sanatı var eden ve maharetle işleyen milleti tanımanız icap eder derler” değerlendirmesinde bulundu.

    Hat, tezhip, ebru, talika, minyatür sedefkarlık, çömlekçilik, çinicilik, dokumacılık, kispet, kaval, tulum, bağlama ustalığı gibi onlarca sanatın iletişim teknolojilerinin yön verdiği bir çağda hala yaşadığına, hala nesilden nesile aktarılmaya devam edildiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi:

    “Bundan ne kadar memnuniyet duysak azdır. Bunun sırrının da şu olduğuna inanıyorum. Allah vergisi maharetlere sahip nice sanatçı üstadımız görüyor ki unutulmaya yüz tutmuş olan değerlerimizi aşk ile ayakta tutuyor. Aşk, kişinin sevdiğinde yok olmasıdır. Öyle bugünkü gibi aşk değil. Kişinin sevdiğinde yok olması. Gerçek aşk bu. Yüreklerindeki aşkı ellerindeki maharetle birleştiren bu sanatkarlarımızın Rabb’im sayılarını arttırsın. Bize yokluklarını göstermesin diyorum. Bakınız burada şu noktaya özellikle dikkatlerinizi çekmek isterim. Sizin de bildiğiniz gibi her şeyin çok hızlı tüketildiği bir çağda yaşıyoruz. Teknoloji devrimiyle birlikte insanın hayata Çevreye, dünyaya ve sanata yönelik yaklaşımlarında da köklü değişimler gerçekleşiyor. Dijitalleşme, ekonomiden finansa, kültürden haberleşmeye, her alanı adeta kuşatmış durumda yapay zekanın hangi işleri yapabildiğini, neleri başarabildiğini, kimi zaman heyecanla, kimi zaman da endişeyle takip ediyoruz. İletişim ve ulaşım imkanlarının ilerlemesinin sonuçlarından biri dijital tekno kültürdür. Bu yaygınlaşıyor. Bu kültürün ayırıcı özelliği ise trend denilen tek tipleşmedir. Tüketime dayalı neoliberal sistem yerel zenginliği bu çeşit müktesebatı ya yok saymakta ya da ticari meta haline getirerek içini boşaltmaktadır.”

    Küreselleşmeyle birlikte kültürel bir yozlaşmanın da tüm dünyayı etkisi altına almakta olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kuşaktan kuşağa aktararak bugünlere getirdiğimiz nice geleneksel kültür unsurunun ziyan edildiğini tarihin tozlu raflarına kaldırıldığını görmek bizleri ziyadesiyle yaralıyor. Zenginliğe, çok sesliliğe sahip çıkmak Farklı geleneklere sahip çıkmak, aynı zamanda maziden atiye köprü kurmak demektir. İster para, ister çıkar, ister ideoloji adına yapılsın. Tek tipleşmenin varacağı yer Kültürel çoraklaşmadır, çölleşmedir. Biz bir dönem bunun acısını çekmiş, faturasını ödemiş bir ülkeyiz. Milletine tepeden bakan, kendi değerlerinden, kültüründen adeta tiksinen, batıdan çok Batıcı zihniyetin Türkiye’nin kültür hayatında açtığı yaralar halen kapanmadı” açıklamasını yaptı.

    Kültürel inkar politikalarının en büyük zararının maalesef zihinlerde olduğunu belirten Erdoğan, “Bugün Avrupa’nın Amerika’nın uzak Doğu ülkelerinin müzik listelerini ezbere bilen, sanatçılarını tanıyan ama kendi tarihinden birkaç bestekarın, aşığın söz ve saz üstadının ismini bilmeyen insanlarımızı gördükçe belli bir döneme damgasını vuran inkar politikalarının yol açtığı tahribatı evet çok daha net görebiliyoruz. K-Pop’u çok iyi bilen ama Cem Karaca’ya, Barış Manço’ya, Neşet Ertaş’a, Kayahan’a ve daha nice Bu toprakların sesi soluğu olan sanat yıldızımıza aşina olmayan gençlerimizi gördükçe elbette endişeleniyoruz, üzülüyoruz. Kendimizi sorguluyoruz. Çünkü bizler hemen her alanda insanlık tarihiyle mührünü vurmuş, zengin kültür varlığına sahip bir milletiz. Vatanımızın her köşesinde çeşitli medeniyetlerin izlerini taşıyan eserler şaheserler, sanat ürünleri bugün de görenleri kendine hayran bırakıyor. Mimari eserlerimizle musiki geleneğimizle, el işi sanatlarımızla sanatlarımızla edebi ve kültürel ürünlerimizle yalnızca mücavir coğrafyamızda değil dünyada da parmakla gösterilen bir konumdayız. Haklı bir şöhrete sahibiz. Son 100-150 yılda maruz kaldıkları talana, yıkıma ve kültürel soykırıma rağmen ecdat yadigarı eserler Balkanlar’dan Afrika’ya Kafkaslar’dan Orta Doğu’ya kadar gönül coğrafyamızın dört bir köşesini aydınlatıyor. Daha burada saymaya kalksak saatler alacak nice özgün değerle kültür varlığı ve eserle mücehhez bir ülkeyiz. Tek eksimiz, uzun yıllar boyunca elimizin altındaki bu Siz hazinenin kadr-ı kıymetini yeterince bilemedik” dedi.

    Hükümetleri döneminde attıkları adımlarla bu ihmalkarlığa son verdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eserlerimizin korunmasını, muhafaza altına alın restore edilerek tüm insanlığın istifadesine sunulmasını kültür ve medeniyetimizin omuzlarımıza yüklediği sorumluluklardan biri olarak gördük. Ecdadın mamur ettiği şehirlerdeki mimari eserlerimizi ve kültür mirasımızı yaşatmak adına önemli faaliyetler gerçekleştiriyoruz. Vakıflar Genel Müdürlüğü TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, Yurt Dışı Türkler Başkanlığı gibi kurumlarımızın çalışmalarıyla kültür mirasımızı koruyoruz Sadece yurt dışında değil, Anadolu’da da saklı bulunan bu kültürel mirasın gün yüzüne çıkarılması için canla, başla çalışıyoruz” açıklamasını yaptı.
    Bilhassa arkeoloji alanında tarihin en yoğun çalışmalarına imza atıldığını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kazı faaliyetlerimizle 60 yılda tamamlanabilecek arkeoloji çalışmalarını sadece dört yıla sığdırdık. Yurt dışına kaçırılan binlerce tarihi eserin yerlerini tespit edip bu eserleri tekrar ülkemize getirmek için Gerekli çalışmaları hızla başlattık. Böylece toplam 12 bin tarihi eserimizi ait olduğu bu topraklarla milletimizle buluşturduk. Bundan sonra da bize ait olanı korumaya, çalınanı bulup getirmeye, yurt dışındaki kültür varlığımızı ihya etmeye devam edeceğiz. Nasıl bir ağaç kökleriyle yaşarsa işte biz de millet olarak köklerimize sıkı sıkıya tutunmaya çalışıyor değerlerimizle bağımızı sağlam tutuyoruz” dedi.
    Sanata ve zanaata emek verenlere hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sizler kültürel bakımdan geçmişin hatalarıyla birlikte küresel olarak da çok yönlü bir kuşatma altında olduğumuz bu günlerde kültür mirasımızın devam etmesi, yaşatılması noktasında çok hayati roller üstlenmektesiniz. Aşkla, tutkuyla, yüksek bir sorumluluk bilinciyle icra ettiğinize inandığım sanat faaliyetlerinizle sizler tüm kalbimle ifade etmek isterim ki bizim milli kültürümüzü yeşerten hayat pınarlarımızsınız, Rabbim ortaya koyduğunuz tüm eserleri kalıcı, müessir ve bereketli kılsın. Gelecek nesillere daha güçlü ve daha zengin bir kültür hazinesi bırakmayı bizlere nasip eylesin diyorum Bu düşüncelerle sözlerime son verirken ödüllerini tevdi edeceğimiz kurumlarımızı ustalarımızı, icracılarımızı hattat, nakkaş ve sanatkarlarımızı bir kez daha canı gönülden tebrik ediyorum” diye konuştu.

    25 yaşayan insan hazinesi ve 3 sanat kurumu ödül aldı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından “Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülleri ile Yaşayan İnsan Hazineleri Ödüllerini” sahiplerine takdim etti.

    Hadim bezi dokuma ustası Müjgan Akdemir, ödülünü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elinden alırken, “Ey Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz darbesinde ben çok ağladım vatan gidiyor diye. O anda seni verdi, Allah bize hediye” ifadelerini kullanarak, şiir okudu.

    Tulum icracısı Remzi Bekar da Cumhurbaşkanı Erdoğan’a tulum hediye etti. Bekar daha sonra tulum dinletisi sundu.

    Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülleri de Anadolu El Sanatlarını Yaşatma ve Geliştirme Derneği (ANELSANDER) adına Uğur Türker, Sadberk Hanım Müzesi adına Hülya Bilgi ve İbrahim Alimoğlu Müzik Müzesi adına müzenin kurucusu İbrahim Alimoğlu’na takdim edildi. Törene, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve davetliler katıldı.

    Törende, hat sanatçısı Mehmet Özçay, minyatür, tezhip ve kat’ı sanatçısı Dürdane Ünver, nakkaş Nilgün Gencer, sedefkar, altın-gümüş kakma sanatçısı Mehmet Zeki Kuşoğlu, tulum icracısı Remzi Bekar, ipek hereke halı dokuma ustası Nuray Kıvanç, çömlek ustası Ahmet Taşhomcu, metal işçiliği ile geleneksel kapı süsleme ustası Hüseyin Şahin Özdemir, baston ustası Cumali Birol, talika ustası Özcan Abacı, buldan bezi dokuma ustası Selahattin Kaçanoğlu, geleneksel tığ ve şiş örme ustası Asime Koşal, sim sırma işleme ustası Nur Dikilitaş, kutnu dokuma ustası Abdülkadir Mekki, tespih yapım ustası Bünyamin Korucu, hadim bezi dokuma ustası Müjgan Akdemir, ahşap oyma ustası Osman Nergiz, geleneksel kapı ve kapı süsleme ustası Şerif Mehmet Akgün, geleneksel taş işlemeciliği ve taş model eşya yapım ustası Dursun Köroğlu, Karagöz sanatçısı Recep Şinasi Çelikkol, keçe sanatçısı Celalettin Berberoğlu, çini ve seramik sanatçısı Adil Can Güven, geleneksel müzik ve delbek icracısı Gülay Diri, mahya ustası Kahraman Yıldız, sıcak demir ustası Yusuf Bayyiğit Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden “Yaşayan İnsan Hazineleri Ödülleri”ni aldı.

  • Belediyelerin borçları bütçelerinden kesilecek

    Belediyelerin borçları bütçelerinden kesilecek

    Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile büyükşehir belediyeleri, il özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı kuruluşların borçlarına karşılık genel bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamı üzerinden ayrılacak paylardan yapılacak kesintilere ilişkin esaslarda değişiklik yapıldı. Karara göre ilgili düzenlemenin başlığına “Bunlara Ait Tüzel Kişilerin” ifadesi eklendi. Böylece büyükşehir belediyeleri, il özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı kuruluşların yanı sıra, bunlara ait tüzel kişiliklerin de bu kapsamda değerlendirileceği belirtildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzası ile yayınlanan karada, “Büyükşehir Belediyeleri, İl Özel İdareleri, Belediyeler ve Bunların Bağlı Kuruluşlarının Borçlarına Karşılık Genel Bütçe Vergi Gelirleri Tahsilat Toplamı Üzerinden Ayrılacak Paylardan Yapılacak Kesintilere İlişkin Esaslarda Değişiklik Yapılmasına Dair Esaslar’ın yürürlüğe konulmasına 5779 sayılı Kanunun 7’nci maddesi gereğince karar verilmiştir’’ denildi.

    Bakanlık kaynaklarından edinilen bilgilere göre, belediyelerin Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) toplam prim borcu 150 milyar lirayı buluyor. Bu borcun yüzde 67,7’sinin CHP’li belediyelere ait olduğu belirtilirken, İzmir Büyükşehir Belediyesi 9,6 milyar lirayla SGK’ya en çok prim borcu olan belediye oldu. Listenin ikinci sırasında yer alan Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin 8,4 milyar liralık borcu bilinirken, Ankara’yı sırasıyla 5,9 milyar lirayla İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 4,2 milyar lirayla Adana Büyükşehir Belediyesi ve 2,5 milyar lirayla Şişli Belediyesi takip ediyor. Öte yandan, SGK’ya en çok prim borcu olan 5 belediyeden ilki olan İzmir Büyükşehir Belediyesi iki şirketinin borçlarını 36 aya kadar taksitlendirmek için başvuruda bulunmuştu.