Etiket: türkiyehaber

  • 53 ilde uyuşturucu operasyonları

    53 ilde uyuşturucu operasyonları

    İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın paylaştığı bilgilere göre, Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Başkanlığı koordinesinde; İl Emniyet Müdürlüklerince; 838 ekip, 2 bin 94 personel, 11 hava aracı ve 29 narkotik dedektör köpeğinin katılımıyla 53 ilde “Narkoçelik-43” operasyonları düzenlendi. Ankara, Gaziantep, İstanbul, Adana, Samsun, Diyarbakır, Mersin, Şanlıurfa, İzmir, Bursa, Ordu, Bitlis, Konya, Manisa, Antalya, Balıkesir, Denizli, Malatya, Sakarya, Tekirdağ, Erzurum, Kahramanmaraş, Afyonkarahisar, Batman, Osmaniye, Siirt, Uşak, Zonguldak, Artvin, Giresun, Sinop, Çorum, Hatay, Kayseri, Muğla, Van, Ağrı, Erzincan, Iğdır, Kırşehir, Muş, Yozgat, Kütahya, Kocaeli, Trabzon, Aksaray, Çankırı, Düzce, Edirne, Hakkari, Kırıkkale, Kilis ve Sivas’ta düzenlenen operasyonlar sonucu 1 ton 392 kilogram uyuşturucu madde ile 752 bin 261 uyuşturucu hap ele geçirildi. Ayrıca operasyon sonucu 335 şüpheli yakalandı.

  • MSB’den açıklama

    MSB’den açıklama

    Milli Savunma Bakanlığı (MSB), son bir hafta içinde gerçekleştirilen operasyonlarla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, 42 teröristin etkisiz hale getirildiği bildirildi. Ayrıca, hudutlarımızda 5’i terör örgütü mensubu olmak üzere toplam 340 şahsın yakalandığı ifade edildi.

    MSB, sınır güvenliğinin titizlikle sağlandığını ve güvenlik güçlerinin terörle mücadelede kararlılıkla görevlerine devam ettiğini vurguladı. Halkın huzuru ve güvenliği için operasyonların sürdüğü belirtildi.

  • İşsizlik rakamları açıklandı

    İşsizlik rakamları açıklandı

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Ağustos ayı İşgücü İstatistikleri’ni paylaştı. Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2024 yılı Ağustos ayında bir önceki aya göre 89 bin kişi azalarak 3 milyon 55 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,3 puan azalarak yüzde 8,5 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 7,0 iken kadınlarda yüzde 11,4 olarak tahmin edildi.

    Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam oranı yüzde 49,7 oldu

    İstihdam edilenlerin sayısı 2024 yılı Ağustos ayında bir önceki aya göre 78 bin kişi artarak 32 milyon 776 bin kişi, istihdam oranı ise 0,1 puan artarak yüzde 49,7 oldu. Bu oran erkeklerde yüzde 67,1 iken kadınlarda yüzde 32,6 olarak gerçekleşti.

    Mevsim etkisinden arındırılmış işgücüne katılma oranı yüzde 54,3 olarak gerçekleşti

    İşgücü 2024 yılı Ağustos ayında bir önceki aya göre 10 bin kişi azalarak 35 milyon 831 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0,1 puan azalarak yüzde 54,3 olarak gerçekleşti. İşgücüne katılma oranı erkeklerde yüzde 72,1 iken kadınlarda yüzde 36,8 oldu.

    Genç nüfusta mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı yüzde 16,5 oldu

    15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,1 puan artarak yüzde 16,5 oldu. Bu yaş grubunda işsizlik oranı; erkeklerde yüzde 13,8, kadınlarda ise yüzde 21,4 olarak tahmin edildi.

    Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 42,7 saat oldu

    İstihdam edilenlerden referans döneminde işbaşında olanların, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış haftalık ortalama fiili çalışma süresi 2024 yılı Ağustos ayında bir önceki aya göre 0,1 saat artarak 42,7 saat olarak gerçekleşti.

    Mevsim etkisinden arındırılmış atıl işgücü oranı yüzde 27,2 oldu

    Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı 2024 yılı Ağustos ayında bir önceki aya göre 0,7 puan artarak yüzde 27,2 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 18,2 iken işsiz ve potansiyel işgücünün bütünleşik oranı yüzde 18,7 olarak tahmin edildi.

  • 81 ilde “Çember-23” operasyonları

    81 ilde “Çember-23” operasyonları

    İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın paylaştığı bilgilere göre, 81 ilde mahkemelerce hapis cezasına yönelik yakalama kararı verilen şahıslara yönelik “Çember-23” operasyonları düzenlendi. Düzenlenen operasyonlar sonucu 4 bin 139 şahıs yakalandı. Şahısların 4 bin 60’ının 0-5 yıldır, 51’inin 5-10 yıldır ve 28’inin ise 10 yıl üzeri aranmakta olduğu tespit edildi. Bu şahısların; 700’ü hırsızlıktan, 140’ı dolandırıcılıktan 360’ı yağmadan, 50’si cinayetten 106’sı cinsel suçlardan, 721’i narkotik suçlarından, 49’u terör suçlarından, 448’i KOM (Kaçakçılık, Organize) ve bin 565’i diğer suçlardan arandığı belirtildi.

    1 dakika sonra yakalandı

    Bakan Yerlikaya yaptığı paylaşımda aranma kaydı oluşturulan bir şahsın bir dakika sonra yakalandığını belirterek, “Sakarya Ağır Ceza İlamat Masasınca kasten yaralama suçundan dolayı 8 Ekim 2024 günü saat 17.42’de 26 yıl 9 ay 21 gün hapis cezası ile aranma kaydı girilen O.H. adlı şahıs, aynı gün 1 dakika sonra saat 17.43’te, Ordu İl Emniyetimize bağlı ekiplerimizce Gülyalı ilçesinde yapılan yol uygulamasında yakalandı ve cezaevine teslim edildi” ifadelerine yer verdi.

  • 2 terörist etkisiz hale getirildi

    2 terörist etkisiz hale getirildi

    – MSB: “Fırat Kalkanı bölgesinde tespit edilen 2 PKK/YPG’li terörist etkisiz hâle getirildi.”

  • “Kadına yönelik şiddet kırmızı çizgimiz”

    “Kadına yönelik şiddet kırmızı çizgimiz”

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, AK Parti Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Grup Toplantısı öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtladı.

    Yargı Reformu Strateji Belgesi’yle ilgili bir soru üzerine Bakan Tunç, bu konudaki hazırlıkların son aşamada olduğunu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile son istişarelerin yapılacağını söyledi.

    Tunç, belgenin bir yıllık bir çalışmanın sonucunda, yargı camiası ve vatandaşlardan gelen görüşler doğrultusunda oluşturulduğunu belirtti.

    Belgede ceza adalet sisteminin etkinliğini tahkim edecek önemli düzenlemelerin olacağını vurgulayan Tunç, “Cezasızlık algısını ortadan kaldırmaya yönelik denetimli serbestlik uygulamaları, iyi halin kaldırılıp kaldırılmayacağı, bazı suçlar bakımından denetimli serbestliğin olup olmayacağı konusu tüm bunlar Yargı Reformu Strateji Belgemizde sonuca bağlanacak. Bu konuda o hedefler doğrultusunda da yasamayı ilgilendiren hususlar Meclis’in gündemine gelecek.” bilgisini verdi.

    Tunç, şu anda Meclis’in gündeminde 9. Yargı Paketi’nin olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

    “10. Yargı Paketi ile ilgili hazırlıklarımız var. Hem 10. Yargı Paketi’nde hem de Yargı Reformu Strateji Belgesi’nde ortaya konulacak özellikle ceza adaletiyle ilgili kısmı Sayın Cumhurbaşkanı’mızın da konuşmalarında ifade ettiği ‘toplumun huzur ve sükununu bozmaya yönelik’ suçlardaki, o suçlarla mücadeleyi daha etkin hale getirebilmek için önemli düzenlemeler olacak. Bunu önümüzdeki süreçte hep beraber göreceğiz.”

    “KADINA YÖNELİK ŞİDDET BİZİM KIRMIZI ÇİZGİMİZ”

    Kadın cinayetlerindeki artış konusunda ise Tunç, şunları söyledi:

    “Kadına yönelik şiddet bizim kırmızı çizgimiz. Kadınlarımızın şiddetten korunmasıyla ilgili, kadına karşı işlenen suçları artırmıştık. Kasten öldürme suçlarında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası getirmiştik. Kasten yaralama ve diğer kadına yönelik işlenen suçlar diğer kişilere işlenenden daha ağır hale getirilmişti önceki yasama döneminde. Bunları daha etkin uygulanma noktasındaki çabalarımızı da sürdürmenin gayreti içinde olacağız.” diye konuştu.

    Tunç, adli kolluk ve idari kolluğun ayrılacağı iddialarına ilişkin soru üzerine şunları söyledi:

    “Tabii yıllardır ülkemizde tartışılan bir konu. Seçim beyannamemizde de buna yönelik bir hüküm var. Yargı reformu belgelerinde de yerini almıştı. Bu konudaki değerlendirmeleri önümüzdeki süreçte Meclis grubumuzla birlikte gerçekleştiririz. Bu noktada hangi karar verilecekse özellikle adli kolluğun daha etkin yürütülebilmesi açısından faydalı olacağına ilişkin seçim beyannamemizde milletimize bir vaadimiz var. Bu konunun değerlendirilmesini hem merkez yönetim kurulumuz hem de meclis grubumuz hep birlikte değerlendirip bir sonuca ulaşırız.”

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Discord isimli sosyal medya platformuna erişim engeli getirilmesine ilişkin soruya da “5651 sayılı yasamız var. ‘İnternette Suç İşlenmesinin Önlenmesine Dair Kanun’. Bu kanun gereğince özellikle internet medyası üzerinde işlenen suçların önlenmesi ile ilgili yaptırımların daha da artırılması ve bu kararlılığı dün de ifade ettik. O konudaki sosyal medya şirketlerinin ülkemizin hukuk sistemine saygı göstermesi lazım. Biz bu konuyu kararlılıkla sürdüreceğiz.” karşılığını verdi.

  • Sosyal medyada şantaj operasyonu

    Sosyal medyada şantaj operasyonu

    İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın paylaştığı bilgilere göre Discord sosyal medya platformunda suç unsuru içerikli videoları düzenlediği tespit edilen B.T. adlı çocuk ve Telegram isimli sosyal medya platformunda bulunan “Hz Ebu Cehil” isimli grupta “Çocuk Müstehcenliği, Polise ve Şehitlere Hakaret, Dini Değerleri Aşağılayıcı” paylaşımlar yapan A.D.C. adında çocuk İzmir Siber Suçlarla Mücadele Şube ekiplerince muhafaza altına alındı. B.T. ve A.D.C.’nin ifadeleri psikolog eşliğinde Cumhuriyet Savcısı tarafından alınacak. Bakan Yerlikaya yaptığı paylaşımda siber zorbalığa karşı mücadelenin devam edeceğini belirterek, “Milli ve manevi değerlerimiz aşağılayan, halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, cinsel istismara neden olan siber zorbalıklar yapanlara göz açtırmayacağız. Çocuklarımızı kötülüklerine ve sapkın düşüncelerine alet edenler, hangi deliğe saklanırlarsa saklansınlar, onları bir bir yakalayıp adalete teslim edeceğiz” ifadelerine yer verdi.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan açıklamalar

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan açıklamalar

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen 2024-2025 Yükseköğretim Akademik Yıl Açılış Törenine katıldı.
    Yeni akademik yılın açılışı vesilesiyle katılımcıları Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletin Evine, bu gazi mekâna hepiniz hoş geldiniz. Yükseköğretim Kurulumuzun 2024 Üstün Başarı Ödüllerini tevdi edeceğimiz bilim insanlarımız ve üniversitelerimizi tebrik ediyorum. Akademik yıl dönemi boyunca değerli hocalarımıza ve gençlerimize üstün başarılar diliyorum. Burada öncelikle bir hususa dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Bizler dünyanın ilk eğitim merkezlerinin neşet ettiği, medeniyetler beşiği olan Anadolu coğrafyasının bin yıllık sakinleriyiz. Ecdadımız, kurduğu eğitim müesseseleriyle, yetiştirdiği ilim erbabıyla tarihin her dönemine ışık tutmuş; akla, bilime ve teknolojiye yön vermiştir. Örneğin Nizamülmülk tarafından ilk olarak Bağdat’ta yaptırılan Nizamiye Medresesi, bugünkü manada kurulan ilk resmi eğitim yuvasıdır.” dedi.

    Daha sonra Semerkant, Buhara, Kahire ve Kayrevan başta olmak üzere coğrafyanın her yanında benzer eğitim merkezlerinin inşa edildiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan,” Endülüs’te, İspanya sınırları içerisinde kalan Kurtuba’daki medreselerde Müslüman öğrencilerle birlikte Hristiyan öğrenciler de eğitim almıştır. Evet, Avrupa’yı karanlıktan aydınlığa çıkaran Endülüs’tür. Tarihteki diğer devletlerimiz gibi Osmanlı’ya da altın çağını yaşatan işte bu tasavvurdur. Söğüt’teki beylikten cihan imparatorluğuna giden yolun mihmandarlığını böyle alimler ile alimlere karşı hürmetkar sultanlar yapmıştır. Benzer örnekler tarihteki diğer büyük devletler için de geçerlidir. Şunun bir defa hepimiz farkındayız: İlme, araştırmaya, bilime, düşünceye ve ilim erbabına verilen değer ne kadar büyükse, bir ülkenin istikbali o kadar aydınlıktır. Bir millet insanlığın ortak bilgi birikimine katkıları oranında güçlüdür. Bilgiyi üreten, işleyen, geliştiren, yayılmasını sağlayan merkezler ise hiç şüphesiz üniversitelerdir” diye konuştu.
    Akademinin sadece bilgi aktarım yeri değil, aynı zamanda bir ülkenin ihtiyacı olan tüm fikri temellendirmelerin zemini olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “ Bununla birlikte akademi bir ülkenin ihtiyacı olan pozitif ve sosyal bilimlerin can damarıdır. Bu anlayışla, milletin teveccühüyle ülkeyi yönetme görevini devraldığımız günden beri gündemimizin en başına eğitimi yerleştirdik. Okul öncesinden başlayarak yüksek öğrenime kadar her aşamada Türk eğitim sisteminin iyileştirilmesini temel önceliğimiz olarak belirledik. Çok geniş bir yelpazede, bugün geriye doğru baktığımızda “imkânsız görünen” nice düzenlemeyi kararlılıkla hayata geçirdik. 2002 yılında 76 olan yükseköğretim kurumu sayısı bugün itibarıyla 208’e ulaştı. Yine bu dönemde öğrenci sayısı 2 milyondan 7 milyonun üzerine çıktı. Hem kuruldukları şehrin mirasını evrensel değerlerle buluştursunlar, hem de gençlerimize fırsat eşitliğini sağlasınlar diye her ilimize bir üniversite kurduk” dedi.

    “Üniversitelerimizin yaygınlaşmasıyla birlikte okullaşma oranı da arttı”

    Şu anda, 81 vilayetin hepsinde üniversite olduğunu, İstanbul, Ankara, İzmir dışındaki illerinde de üniversite sayılarının ihtiyaca göre 2’ye, 3’e, 4’e yükseldiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan,” Yükseköğretim bütçesini 2002 yılında 2,4 milyar liradan, 2024 yılında 341 milyar liraya getirdik. Üniversitelerimizin yaygınlaşmasıyla birlikte okullaşma oranı da arttı.2003 yılında yüzde 15 olan yükseköğretimde net okullaşma oranı, yüzde 50’ye ulaştı. Kadınlarda yükseköğretimdeki net okullaşma oranının yüzde 14 iken, bugün bu oran yüzde 51’i buldu. Göreve geldiğimizde 64 bin civarında olan öğretim elemanı sayısı bugün 185 bine çıktı” ifadelerini kullandı.

    Türkiye’nin öğretim elemanı sayısı bakımından OECD ülkeleri içinde 8’inci sıraya yükseldiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Üniversitelerimizdeki kadın öğretim elemanı oranı ise yüzde 46,5’la OECD ortalamasının 1 puan üzerindedir. Burada şunu da memnuniyetle vurgulamak durumundayım: Sayısal artış, bilimsel araştırmalara da olumlu yansımıştır” diye konuştu.

    Türkiye’nin, bilimsel yayın bakımından 29’uncu sıradayken, bugün 17’nci sıraya yükseldiği bilgisini paylaşan Erdoğan, “Bu artış oranı elbette önemlidir, ama her zaman söylediğimiz gibi, yeterli değildir. Türk üniversitelerine yakışan, kısa vadede bilimsel yayınlarda ülkemizin ilk 10 arasına girmesini sağlamaktır. İnşallah sizlerin de gayretleriyle bu hedefe ulaşacağımıza inanıyorum. Cuma günü TEKNOFEST Adana’da gördüğümüz manzara, bu noktada bizlerin umutlarını daha da artırdı. 50 farklı kategoride 790 binden fazla takımın ve 1 milyon 650 binden fazla yarışmacının başvurduğu etkinlikte gençlerimizin ufkuna, heyecanına, azmine ve vizyonuna bir kez daha yakından şahitlik ettik” dedi.

    Üniversitelerden teknoloji, fikir ve teori üretmede, kavram üretmede, insanlığın ortak mirasını geliştiren bilimsel tezler üretmede kalitelerini göstermelerini beklediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu süreçte, hükümet olarak her daim sizlerin yanında olacağımızı burada tekraren ifade etmek istiyorum. Üniversitelerde yaşanan değişimin bir diğer boyutu yabancı öğrencilerdir. 2002 yılında yaklaşık 16 bin olan uluslararası öğrenci sayımız, bu yıl 340 bini geçti. Bugün 198 farklı ülkeden gelen misafir öğrenciler, Türk üniversitelerinde eğitim görüyor” diye konuştu.

    – “Türkiye ekonomisine yıllık katkısı 3 milyar doları buldu”

    Faşist çevrelerin propagandalarının tam aksine bu öğrencilerin neredeyse tamamının Türkiye’de kendi imkanlarıyla okumakta, ücretlerini kendilerinin ödemekte olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Misafir öğrencilerin Türkiye ekonomisine yıllık katkısı 3 milyar doları buldu. 2010’ların başında bu rakam sadece 200 milyon dolardı. Yani 15 kat civarında bir gelir artışı söz konusu. Ama buna rağmen; Amerika, Avrupa, Avusturalya gibi ülkelerle karşılaştırıldığında önümüzde kat etmemiz gereken ciddi mesafe var. Sistemin istismarına asla mahal vermeden, üniversitelerimizin uluslararası öğrenci hareketliğinden aldığı payı daha da artırmalıyız. Yükseköğretimin altyapısında bunları yaparken, öğrencilerimize yönelik destekleri de göz ardı etmedik. Yıllarca, her akademik yıl başlayınca ülkenin en önemli gündemi üniversite harçlarıydı. Üniversitelerin içinde ya da dışında, gösterilerle, basın açıklamalarıyla, kimi zaman şiddet içeren eylemlerle üniversite harçları protesto edilir, bilhassa marjinal gruplar bu meseleyi sürekli istismar ederdi” ifadelerini kullandı.

    -” İkna odalarından geçilerek girilen üniversite utancına son verdik”

    “Bizden önceki bütün hükümetlerin kulak tıkadığı bu soruna, 2012 yılında üniversite harçlarını kaldırmak suretiyle çözüm üreten biz olduk“ ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28 Şubat zihniyetinin üniversitelere vurduğu en büyük darbelerden olan katsayı adaletsizliğini ve kılık-kıyafet yasaklarını ortadan kaldırdıklarını söyledi. Erdoğan,” İkna odalarından geçilerek girilen üniversite utancına son verdik. Devrim yaptığımız alanlardan bir diğeri de yüksek öğrenim yurtlarıdır. Yurtlar konusunda dünyada eşi benzeri olmayan bir sistemi ülkemize kazandırmış olmanın gururunu yaşıyoruz.182 bin olan yurt yatak kapasitesi, 22 yılda 810 bin ilaveyle 993 bine ulaştı. Yurtlarımızı; içerisinde banyosu, tuvaleti, buzdolabı, interneti bulunan otel konforunda odalara dönüştürdük” şeklinde konuştu.

    “Bu karanlık günler artık geride kalmıştır”

    Bu sene yurtlara başvuran her 100 öğrenciden 96’sına yurtlarda barınma imkanı sağladıklarını söyleyen Erdoğan, “Başvuran her öğrencimize burs veya kredi imkanı sağlayarak, ekonomik açıdan kendilerini destekliyoruz. Burada şunu da ifade etmekte fayda görüyorum: Türkiye’nin yüksek öğrenimde yakaladığı bu ivmede; terörün, şiddetin, kavganın, çatışmanın ve uzun yıllar üniversitelerimizi esir alan ideolojik baskı ortamının ortadan kaldırılmasının çok önemli payı bulunuyor. Zira huzurun olmadığı bir üniversitede ne akademik eğitim olur; ne bilimsel çalışma, araştırma için mümbit ortam olur. Türkiye, bunun acısını özellikle 70’li yıllarda yaşamış ve bedelini çok ağır ödemiş bir ülkedir. Sizlerin de vakıf olduğu üzere geçmişte üniversitelerimiz vesayet odakları tarafından demokrasi ve hukuk dışı arayışlara alet edilmiştir. Gerek 27 Mayıs’a, gerek 12 Eylül’e, gerekse 28 Şubat dönemine giden yolun taşları, üzülerek söylüyorum, üniversiteler üzerinden döşenmiştir. Bu karanlık günler artık geride kalmıştır. Ülkemizin genelinde huzur atmosferi kökleştikçe, üniversitelerimiz de asli vazifelerini daha iyi yerine getirmeye başladı. Bunun korunmasına ve geliştirilmesine büyük önem atfediyoruz. Bu tarihi kazanımın kıymetini çok iyi bilmeli, üzerine hep birlikte titremeli ve kaybedilmesine kesinlikle müsaade etmemeliyiz” dedi.
    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kaybedilen zamanı telafi etmek ve gençliğimizin hayalleri ile Türkiye’nin hedeflerini buluşturmak adına bu süreci layıkıyla değerlendirmeliyiz. Siz hocalarımızın çabaları, öğrencilerimizin de uyanık hareket etmeleriyle üniversitelerimizi bir daha eski kötü günlerine asla döndürmeyeceğiz. Üniversite olmanın gereği olan özgürlük ortamını geliştirirken; terör örgütlerinin, marjinal yapıların, gençlerimizi ideolojik kavgalarına meze yapmak isteyenlerin bu ortamı istismar etmelerine göz yummayacağız. Bu vesileyle şu çelişkiyi de ifade etmeden geçemeyeceğim: Sizlerin çok iyi bildiği gibi Türkiye, fikir ve düşünce hürriyeti başta olmak üzere batılı ülkelerin çok sık eleştirilerine muhatap oldu, halen de oluyor. Yıllarca bize demokrasi dersi verdiler; rektör seçimlerinden diğer konulara kadar pek çok başlıkta üniversitelerle ilgili ülkemize özgürlük dersi verdiler. Ama bize en üst perdeden ahkam kesenlerin, Gazze soykırımında nasıl tavır takındıklarını hepimiz gördük” açıklamasını yaptı.

    “Gazze soykırımında batılı yönetimler, İsrail’i korumak uğruna, itibarlarını kaybettikleri çok kötü bir sınav vermiştir”

    Gazze soykırımının, siyonist lobinin dünyanın en prestijli üniversitelerini de tahakkümü altına aldığının bir kez daha gösterdiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “ Öyle utanç verici olaylara şahitlik ettik ki; “Gazze’de soykırım var” diyen öğrenciler polis şiddetine maruz bırakıldı, yerlerde sürüklendi. Filistin için gösterilere izin veren rektörler istifa ettirildi, linç edildi, Amerikan Kongresi’nde sorguya çekildi. Barışçıl eylemlere katılan üniversite öğrencileri, “hayatınız boyunca iş bulamayacaksınız” diyerek alenen tehdit edildi. En ufak bir eleştiriye, Filistin’le ilgili destek beyanına müsaade edilmedi. Siyonist sermayenin bağış-fon adı altında dünyanın en iyi üniversitelerine hükmettiği, inkârı mümkün olmayacak bir şekilde ortaya çıkmıştır. Gazze soykırımında batılı yönetimler, İsrail’i korumak uğruna, itibarlarını kaybettikleri çok kötü bir sınav vermiştir” ifadelerini kullandı.

    Hocalara hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan,” Burada çok önem atfettiğim bir hususu dikkatinize getirmek istiyorum. Üniversitelerimizin kanunda yer alan görevlerini yaparken, gençlerimizin fikri tekamülleri ve karakter gelişimlerini de ihmal etmemesi mühimdir. Eğitim, ancak milli şuurla desteklendiği oranda başarılı olacaktır. Tarihini bilen, kendini bilen, özgüvenli nesiller yetiştirdiğimiz ölçüde, yarınlarımıza güvenle bakabiliriz.

    Gençlerimizin iyi eğitim almaları kadar; vicdanlı, bilinçli, sorumluluk duygusuyla donatılmış olmalarını da aynı derecede önemsemeliyiz. Bakınız son günlerde milletçe yüreğimizi yakan olaylara şahit oluyoruz. Önceki ay Eskişehir’de camii avlusundaki insanlarımıza yönelik menfur bir saldırı oldu. Ardından İstanbul’da gencecik bir polis memuruz alçakça şehit edildi” dedi.
    “Gençlerimizi modern popüler kültürün insafına terk edemeyiz”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’da İkbal Uzuner ile Ayşenur Halil’in vahşice öldürülmesiyle ilgili,” Geçtiğimiz cuma günü ise hayatlarının baharındaki iki genç kızımız, vahşi bir cinayete kurban gitti. Katledilen her iki evladımıza da Allah’tan rahmet, acılı ailelerine buradan başsağlığı diliyorum. Kimi zaman dijital platformlardan yayılan cerahatin, kimi zaman sapkın akımların, kimi zaman uyuşturucu illetinin, kimi zaman alkol belasının, kimi zaman televizyon dizilerinin özendirdiği mafya kültürünün, kimi zaman da infaz ve ıslah sistemimizdeki boşlukların bu acıların yaşanmasında rol oynadığını görüyoruz. Üzülerek ifade ediyorum ki; bu vakaların ekseriyetinde fail de, mağdur da gençlerimizden oluşuyor. Millet ve devlet olarak bu hadiselerin önüne geçecek adımları atmazsak, batılı ülkelerin karşılaştığı sıkıntılarla bizim de yüzleşmemiz kaçınılmazdır. Gençlerimizi modern popüler kültürün insafına terk edemeyiz. Gençlerimizin sosyal medyanın ve dijital mecraların, her türlü melanetin bulunduğu karanlık dehlizlerinde yitip gitmelerine seyirci kalamayız” açıklamasını yaptı.

    “Milletimizi asırlardır sarsılmadan ayakta tutan milli ve manevi değerlerimiz, bu mücadelede en büyük destekçimiz olacaktır.” diyen Erdoğan şunları kaydetti;
    “Üniversitelerimizin daha fazla sorumluluk alması, kendilerine emanet edilen gençlerimize daha fazla sahip çıkması gerektiğine inanıyorum. Sosyal, sportif ve kültürel faaliyetlerle gençlerimizin milli kimlik inşasına üniversitelerimizin katkı vermesi gerekiyor. Her zaman söylüyorum: Mazi ile ati arasında kuracağımız köprünün en önemli ayaklarından biri üniversitelerimizdir. Teröre, uyuşturucuya, alkol bağımlığına, sapkın akımlara, suç çetelerine kaybettiğimiz her gencin vebali hepimizin üzerindedir. Önümüzdeki dönemi, tüm bu sorunların üzerine daha kararlı gittiğimiz, gereken adımları atıp netice aldığımız bir döneme tahvil etmek istiyoruz. Bu süreçte üniversitelerimizden, siz hocalarımızdan destek bekliyoruz.”

    Erdoğan, 2024-2025 akademik yılının hayırlı olmasını, hocalara ve öğrencilere başarılar temenni ettiğini ifade etti.
    Programa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ve çok sayıda davetli katıldı.
    YÖK Başkanı Erol Özvar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, 1960’lı yıllarda ODTÜ’de Türkiye’nin ilk hava savunma sistemini geliştirmek üzere bir araya gelen ekibin, 31 Mayıs 1969’da fırlattığı Ordot isimli roketin 80 santimetre ölçekli modelini takdim etti.

    Engelli öğrenci Mertcan Altun da Erdoğan’a yapay zekayla oluşturduğu bir eserini sunarak, “Bu hediyeyi bütün engelliler adına Cumhurbaşkanımıza hediye ettim. Umarım beğenir.” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra bireysel, kurumsal, özel alan ve özel ödül olmak üzere 4 ayrı kategoride düzenlenen YÖK Üstün Başarı Ödüllerini sahiplerine takdim etti.

  • Bahçeli’den DEM Parti açıklaması

    Bahçeli’den DEM Parti açıklaması

    MHP Lideri Devlet Bahçeli, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Sınıflı bir toplum yapısını tamamıyla reddettiklerini belirten Bahçeli, “Siyasette hiç kimseyle, hiçbir partiyle kategorik olarak alıp veremeyeceğimiz, konuşup çözemeyeceğimiz bir şey yoktur. Siyasi alakamız, sert veya yumuşak tarzımız tek tek fertlerin şahsiyet kalibreleri değil fikir ve düşünce kapasiteleriyle sınırlıdır. Muhataplarımızın kim olduğundan, özel hayatlarının nasıl oluştuğundan ziyade, ne söylediklerine, neyi hedeflediklerine bakıyor, siyasi bağlantı hatlarımızı buna muvafık kuruyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Uzattığım el, milli birlik ve kardeşliğimizin mesajıdır”

    TBMM’de DEM sıralarına giderek elini uzatmasına ilişkin Bahçeli, “Doğaçlama olmayan bu iyi niyetli tutumumu siyasi nezaketten öte önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı çarpışması ve yeni anayasa için cephe genişletme çabası olarak görenler mayın tarlasında söğüt gölgesi arayan zavallı biçarelerdir. Uzattığım el, milli birlik ve kardeşliğimizin mesajıdır. Uzattığım el, İlk Meclis’in ve Sayın Cumhurbaşkanımızın isabetli sözlerinin meşale gibi yanan aydınlığıdır. Uzattığım el; gelin Türkiye partisi olun, gelin teröre cephe alın, gelin bin yıllık kardeşliğimizde kenetlenenin temenni ve teklifidir. DEM’e evvela düşen sorumluluk, uzanan bu samimi elin kıymet hükmünü anlaması, dahası Türkiye partisi olması yönünde bir eşik olarak algılayıp değerlendirmesidir” dedi.

    CHP Lideri Özgür Özel’in özel hayatıyla ilgili servis edilen iddia ve iftiraların hiçbirisinin siyasetlerinin konusunun olamayacağını söyleyen Bahçeli, özel hayatları ihlal ve istila eden FETÖ taktiklerinin, bundan mülhem şerefsiz hamlelerin, provokatif sosyal medya ifşalarının tamamıyla karşısında olduklarını belirtti.

    Parti olarak siyaseti centilmence, mertçe, adam gibi yapmanın tarafında olduklarını ifade eden Bahçeli, “CHP Lideri Özgür Bey’in düne kadar, aslı astarı olmayan, ipe sapa gelmeyen, eften püften konularla ilgili Milliyetçi Hareket Partisi’ne saldırması, siyasetin dışına savrulması, şuur kaybına uğrayıp bizimle ilgili atıp tutması hakkaniyet ve haysiyet ölçüleriyle bağdaşmayan seviyesizlikti. Biz siyaseti, yalan ipinde cambazlık olarak değil, hakikat ve haysiyet ikliminde millete hasredilmiş hadim bir yüreğin mücadele kulvarı olarak tanımlarız. İşin doğrusunu isterseniz, bizim el sıkışmamızı normalleşmeye bağlayan Özgür Bey’in gene yanıldığı ve yanlışa kapıldığı ortadadır. Bu kadar kaotik, kırılgan ve kritik bir dönemde, iç siyasetin polemik dehlizinde boşuna çırpınacak, göz göre göre enerji ve zaman israfına katlanacak halimiz, hasenatımız ve hevesimiz yoktur” şeklinde konuştu.

    “Türk’süz Anadolu, Türk’süz millet, Türk’süz devlet cehennemin diğer adıdır”

    Türkleri Anadolu’dan atmak hayalinin yüzyılları aşarak bugüne kadar ulaşan vazgeçilmez bir emel olduğunu vurgulayan Bahçeli, “Türk’süz Anadolu, Türk’süz millet, Türk’süz devlet cehennemin diğer adıdır. Üç kıtadaki varlığımızı hazmedemeyen Haçlı zihniyetinin Türk-İslam cihan devleti için ne düşündüğünü milli tarih okuyan herkes açıklıkla bilecektir. Güçlü olduğumuzda boyun eğenler, gücümüz zafiyete uğradığında hemen sindikleri yerden doğrulmuşlardır. Ve bir sır gibi taşıdıkları düşman amaçları bir bir gerçekleştirmenin çarelerini aramaya başlamışlardır” dedi.

    İsrail terörünün, emperyalist alçaklığın, küresel barbarlığın saklı ajandasında Türkiye’nin olduğunu vurgulayan Bahçeli, “Tam bir yıldır Gazze’de taş üstünde taş bırakmadılar. Tam bir yıldır bebek, çocuk, kadın ve sivil halk demeden katlettiler. 42 bine yakın masum Filistinli soykırım kurbanı oldu. Onyedi bin bin çocuk kefene sarıldı, mezara koyuldu. Gazze’ye 85 bin ton bomba atıldı. Yüz bine yakın Filistinli yaralandı. Bir milyon Filistinli yerinden yurdundan edildi. Büyük İsrail hedefiyle Ortadoğu dilim dilim doğrandı. Dörtyüz yıl boyunca hâkimiyetimiz altında tek top mermisinin patlamadığı Filistin ve Kudüs bugün kanlı heyelanın altında kaldı” diye konuştu.

    “İsrail’i durdurmak için acilen kuvvet kullanmak gerekmektedir”

    İsrail’in dünyaya meydan okuduğunun artık netleştiğini aktaran Bahçeli, “Uluslararası hukuk çiğnenmiş, insani miras ve değerler mahvın sınırına gelip dayanmıştır.Bu terör devletine karşı silah ambargosu uygulamak yetersizdir. Kınama mesajlarının ise hiçbir manası ve bağlayıcılığı yoktur. Cinayet makinesi ve soykırım suçlusu İsrail’i durdurmak için acilen kuvvet kullanmak gerekmektedir. Birleşmiş Milletler bu tarihi ve ertelenemez görevi derhal üstlenmek ve katiller sürüsünü cezalandırmak zorundadır. 2 Ekim’de İran’ın fırlattığı 120 adet füzeden sonra süreç iyice kızışacak, muhtemel misillemelerle yangın Ortadoğu’nun bacasını hepten saracaktır. Beşeriyet din ve medeniyet temalı bir küresel savaşa doğru hızla kayış halindedir. Şu anda İslamiyet’e, İslam coğrafyasına ve hatta insanlığa savaş açmıştır” dedi.

    “İsrail üzerimize gelirse bu hain ve hayasız cüretinden dolayı bin pişman edileceğini yedi düvel hatırında tutmalı”

    TBMM Genel Kurulu’nda, İsrail’in saldırılarının Türkiye’ye karşı tehdit oluşturması nedeniyle kapalı oturum gerçekleştirilecek olmasıyla ilgili de konuşan Bahçeli, “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, İsrail saldırıları ve bölgesel gelişmeler kapsamında bugün öğleden sonra yapılacak kapalı oturum yerinde ve isabetli bir karardır. İsrail üzerimize gelirse, istihbarat oyunlarıyla ülke içinde örtülü veya açık operasyonlara heves ederse, bu hain ve hayasız cüretinden dolayı bin pişman edileceğini yedi düvel hatırında tutmalı ve asla unutmamalıdır. Türkiye Cumhuriyeti bunu yapacak güç ve kudrete sonuna kadar sahiptir. Coğrafyaları üzerimize silkelemek, terör örgütünü dürte dürte saldırıya geçirmek için kabus senaryolarını devreye alan, mazlum toplumlara karadan ve havadan ölüm tuzağı kuran tek dişi kalmış İsrail canavarının tam karşı cephesinde etten duvar öreriz, şehadetten anıt dikeriz, Ya Allah Bismillah diyerek gövdemizi vatanımızın her karışına germekten kaçmayız, korkmayız, tereddüt göstermeyiz. Mesele milli onur ve güvenlik meselesidir” ifadelerini kullandı.

    “Şiddete karşı sıfır toleransla muamele etmekten başka seçeneğimiz kalmamıştır”

    Ülkede artan şiddet vakalarına ilişkin Bahçeli, “Küresel ve bölgesel vahşetin yükselen çıtası yaygınlaşırken, ülkemizde her gün bir yenisine şahit olduğumuz cinayet, taciz ve şiddet vakalarının gittikçe yaygınlaşması toplumsal endişe ve infiali tırmandırmaktadır. Şiddete karşı sıfır toleransla muamele etmekten başka seçeneğimiz kalmamıştır. Bugünün insanı, bugünün şiddet sahnesinde görülen ızdırap verici vakalar karşısında bezgin ve bitkindir. Milliyetçi Hareket Partisi ARGE çatısı altında, “Bireysel ve Toplumsal Şiddetle Mücadele” etmek maksadıyla saygın ve alanlarında parmakla gösterilen uzman ve akademisyenlerimizden teşekkül eden bir komisyon kurmuş bulunuyoruz. Bu komisyonumuz inanıyorum ki, kısa zamanda çalışmalarını ikmal edecektir. Şiddet karşısında sessiz kalamayız. Geleceğimizi şiddete rehin bırakamayız. Derlenmeliyiz, toparlanmalıyız, kendimize gelmeliyiz, cezaları artırmakla beraber; şiddetin ürediği ana yatağı kurutmak zorundayız. Temellerimizi kazıp, kaynağımıza inip saçılan hastalık tohumlarını bulup çıkarmalıyız. Bu durum aynı zamanda ülkemiz ve milletimiz için bir diğer beka konusudur” dedi.

    Hayatı yapanlarla hukuku yapanların aynı kişiler olduğunu dile getiren Bahçeli, cezasızlık şikâyetlerinin genişlemesinin, suçluların tahliyesi sıradanlaşmasının, yapanın yanına yaptıklarının kar kalmasının, herkesin kendi ölçüsüne göre adaleti sağlama peşine takılmasına ve devletin temellerinin sarsılmasına yol açacağını söyledi.

  • İstanbul’da PKK Operasyonu: 5 Gözaltı

    İstanbul’da PKK Operasyonu: 5 Gözaltı

    İstanbul’da bölücü terör örgütü PKK’nın siyasal alan yapılanması KCK/TDÖ ve gençlik yapılanması DGH’ya yönelik 4 ilçede düzenlenen operasyonda 5 şüphelinin yakalandığı bildirildi.

    Edinilen bilgiye göre, İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü’ne bağlı birimle ile TEM Şube ekipleri, bölücü terör örgütü ve onun çeşitli uzantılarına yönelik yeni bir çalışma gerçekleştirdi. Örgütün faaliyetlerinin deşifre edilmesi ve engellenmesine yönelik yapılan çalışmalarda, PKK/KCK terör örgütünün siyasal alan yapılanması KCK/TDÖ (Kürdistan Demokratik Toplum Konfederalizmi/Türkiye Demokratik Örgütlenmesi) içerisinde İstanbul Tuzla’da faaliyet yürüten, geçmiş dönemlerde PKK/KCK-PYD/YPG silahlı terör örgütünde faaliyet gösteren ve örgütün gençlik yapılanması DGH saflarında faaliyet gösteren bazı şüpheliler tespit edildi. Belirlenen kişilere yönelik dün İstanbul’un 4 ilçesinde eş zamanlı operasyon düzenlendi. Özel harekat timlerinin de katıldığı baskınlarda, haklarında yakalama kararı bulunan 5 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı. Şüphelilerin kaldıkları adreslerde yapılan aramalarda zanlılara ait dijital materyallere el konuldu. Yakalanan şüpheliler sorgulanmak üzere TEM Şubeye getirildi. Şüphelilerin emniyetteki işlemleri devam ediyor.