Etiket: türkiyehaber

  • Bursa’da müze gibi kahvehane

    Bursa’da müze gibi kahvehane

    Bursa’da bir kahvehane, topladığı antikalarla müzeyi andırıyor. Asırlık antikaların arasında çay içen müşteriler ise, tarihe yolculuk yapmış oluyor.

    Bursa’nın Karacabey ilçesinde 20 yılı aşkındır kahvehane işleten Zeki Ertosun, yaklaşık 17 yıldır antika eşyalar topluyor.

    Topladığı antikaları kahvehanesinde teşhir eden Ertosun, 17 yıl önce bakır sehpa ile başladığı merakını müze haline getirdi.

    Radyodan plakçalara, telefondan minibüs kapısına kadar insanları eskiye götüren antikaları toplamanın büyük bir zevk olduğunu belirten Ertosun, “Atalarımızın kullandığı eşyaları yeni nesillere gösteriyoruz. Yeni nesillerin, eskiden neler kullanıldığını görmelerinde fayda var. Gelen herkesin ilgisini çekiyor. Buraya her gün gelenler alıştı. Ancak ilk defa gelenler çok şaşırıyor. Kimi zaman gelip antika ürününü bana vermek isteyen oluyor. Ya da ben gidip alıyorum. Bu kadar ürünün içerisinde en çok özen gösterdiğim ve gözüm gibi baktığım 1953 model kömürlü çay kazanıdır. Mesleğim gereği en sevdiğim objem budur” dedi.

    Kahvehanede teşhir edilen eşyaların arasında en fazla eski radyo, plak, gramofon yer alsa da, bakır ibrikler, tüfekler, biblolar, sürahiler, süs eşyaları, deniz feneri gibi birçok obje de bulunuyor.

  • Yargıtay’dan kiracıları ilgilendiren emsal karar

    Yargıtay’dan kiracıları ilgilendiren emsal karar

    Apartmanın arkasındaki kaya parçasının zarar verdiği dairede oturan vatandaş, ev sahibiyle anlaşamayınca mahkemenin yolunu tuttu. Yıllar süren davaya son noktayı koyan Yargıtay, kayanın zarar verdiği binadan mülk sahibinin sorumlu olduğuna hükmetti.

    Akıllara durgunluk veren olayda, apartmanın arka bahçesindeki kayalıklardan kopan parça, bir daireye zarar verdi. Oturulamaz hale gelen daireden tahliye olan kiracı, ev sahibinin hakkında başlattığı icra takibiyle sarsıldı. İcra takibine itiraz etti. Bunun üzerine mahkemenin yolunu bu kez ev sahibi tuttu.

    Davacı ev sahibi, mülkiyeti kendisine ait taşınmazını 05/10/2013 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile davalıya kiraya verdiğini, aylık kira bedelinin 1.000 TL olarak kararlaştırıldığını, davalı kiracı tarafından 2014 yılı Eylül, Ekim Kasım, Aralık ayı ile 2015 yılı Ocak ayı kira bedellerinin ödenmediğini öne sürdü. Ödenmeyen toplam 5.000 TL kira alacağının tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı yüzünden takibin durduğunu ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etti

    Davalı kiracı ise kiralanan konutun bulunduğu binanın arka bahçesindeki duvardan büyük bir kaya parçasının yuvarlanarak binaya düştüğünü, bu hususta belediye tarafından tutanak tutulduğunu dile getirdi. Binada can güveliğinin bulunmadığının ve artık oturulamayacağının tespit edildiğini, binanın boşaltılarak mühürlendiğini, akabinde davacı kiraya verenle yapılan görüşmeler neticesinde, artık fiili olarak dairede oturmanın mümkün olmadığından bahisle sözleşmenin karşılıklı olarak feshedildiğini öne sürdü. Davalının, kiralananı sözleşmede amaçlanan kullanıma uygun şekilde bulundurmakla yükümlü olduğunu, 2014 yılı Eylül ayına ilişkin kira borcu dışında davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istedi.

    Dosyaya sunulan fotoğraflar incelendiğinde düşen kaya parçasının kiralananın kullanımına engel olacak mücbir sebep teşkil ettiğine dikkat çeken mahkeme; davacı kiraya verenin, sözleşme süresince kiralananı kullanıma elverişli durumda bulundurmakla yükümlü olduğuna, kiralananın davalı kiracıdan kaynaklanmayan nedenlerle kullanılamaz hale geldiği, davalının borca itirazında haklı olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verildi. Hüküm, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilince devreye Yargıtay 3. Hukuk Dairesi girdi.

    Kararda şöyle denildi: “Kira sözleşmesi, kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini üstlendiği sözleşmedir. Tanımdan da anlaşılacağı üzere, kira sözleşmesi her iki tarafa borç yükleyen sözleşmedir. Somut olayda, dosya arasında bulunan deliller dikkate alındığında, kiracıdan kaynaklanmayan, kiralananın kullanılmasına önemli ölçüde engel teşkil eden, sonradan ortaya çıkan mücbir sebeple, davalı kiracı tarafından, kiralananın 01/10/2014 tarihinden itibaren kullanılmadığı, davalının 2014 Eylül ayına ait kira borcunu kabul ettiği anlaşılmıştır. O halde, mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular, davalının kabul beyanı, davacı kiraya verenin 01/10/2014 tarihinden itibaren kira alacağı talebinde bulunamayacağı dikkate alınarak; davalının kabul beyanı doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Kararın bozulmasına oy birliği ile hükmedilmiştir.”

  • Asılsız ihbar başlarına dert açtı

    Asılsız ihbar başlarına dert açtı

    Sırf heyecan yaşamak için bomba süsü verilmiş bir paket hazırlayan iki kişi 155 Polis İmdat Hattı’nı arayarak bomba ihbarı yaptı. İhbarın asılsız olduğunun anlaşılması üzerine haklarında dava açılan iki kişi hakkında verilen beraat kararı Yargıtay’dan döndü.

    Akıllara durgunluk veren olay, 8 Ağustos 2015 günü muhtarlık önündeki parkta yaşandı. Parkta şüpheli paket olduğu ihbarı alan polis ekipleri hemen olay yerine giderek çevrede güvenlik önlemi aldı. Alınan önlemin ardından bomba imha uzmanı, paketi incelemeye aldı. Yapılan incelemede pakete bomba süsü verildiği, içerisinde patlayıcı bir madde olmadığını anlaşıldı.

    Polis ekiplerinin yaptığı çalışma sonucu bomba süsü verilmiş paketin İ.Ç. ve S.Y. tarafından şaka amaçlı hazırlandığı ortaya çıktı. Polis ekiplerini uzun süre oyalayan iki şüpheli polis ekiplerince gözaltına alındı.

    Cumhuriyet Savcısı, asılsız ihbarda bulunan iki şüpheli hakkında iddianame hazırladı. Asliye Ceza Mahkemesi’nde ‘Halk arasında korku ve panik yaşatmak amacıyla tehdit’ suçundan hakim karşısına çıkan iki sanık, beraat etti. Cumhuriyet Savcısı’nın temyiz müracaatı üzerine devreye giren Yargıtay 8. Ceza Dairesi, geçtiğimiz günlerde olaya dair kararını açıkladı.

    Yargıtay kararında, şaka için bomba süsü verilmiş paket hazırlayan gençlere verilen beraat kararının yasaya aykırı olduğu vurgulandı. Kararda şu ifadelere yer verildi: “Suç tarihinde sanıkların polislere şaka yapmak maksadıyla bomba süsü verilmiş kutu hazırlayıp muhtarlık önünde bulunan ağacın altına koyarak 155 Polis imdat hattına ihbarda bulunma şeklinde gerçekleşen eylemlerinin Türk Ceza Kanunu’nun 271. maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu gözetilmeksizin beraat kararı verilmesi yasaya aykırıdır. Mahkeme kararının bozulmasına oy birliği ile hükmedilmiştir.”

    Asılsız ihbara 3 yıl hapis cezası

    Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) asılsız ihbarı kapsayan 271. Maddesinde şu ifadeler yer alıyor: “İşlenmediğini bildiği bir suçu, yetkili makamlara işlenmiş gibi ihbar eden ya da işlenmeyen bir suçun delil veya emarelerini soruşturma yapılmasını sağlayacak biçimde uyduran kimseye üç yıla kadar hapis cezası verilir.”

  • 1 Aralık’taki müdahalenin miktarı açıklandı

    1 Aralık’taki müdahalenin miktarı açıklandı

    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 1 Aralık tarihli doğrudan müdahalesi ile 844 milyon dolar sattığını açıkladı.

    Merkez Bankası 1 Aralık’ta satım yönünde yapılan ilk döviz müdahalesinin büyüklüğünü 844 milyon dolar olarak açıkladı.

    TCMB, 1 Aralık’ta 7 yıl sonra ilk kez piyasaya doğrudan müdahale etmişti. Müdahalenin döviz kurlarında görülen sağlıksız fiyat oluşumları nedeniyle yapıldığı belirtilmişti.

    1 Aralık tarihinde piyasaya yapılan müdahalede 844 milyon dolar satıldığı açıklandı.

    Banka, yapılan müdahalelerde satış tutarını resmi olarak 15 gün sonra açıklıyor.

    MB, son 1 ay içerisinde piyasalara 5 kez müdahalede bulundu. 1 Aralık’ın ardından 3 Aralık, 10 Aralık, 13 Aralık’ta MB’den müdahale gelmişti.

  • Otomobil fiyatları güncellenmeye başlandı

    Otomobil fiyatları güncellenmeye başlandı

    Dolar ve Euro, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları sonrası sert bir şekilde düşüşe geçti. Döviz kurlarında hareketlilik sonrası otomobil markaları da internet sitelerinde fiyat güncellemelerine başladı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kabine toplantısının ardından yaptığı konuşmada, ekonomiye ilişkin atılan adımları duyurdu. Erdoğan’ın açıklamalarının ardından dolar ve euro’da düşüş yaşandı.Dün 18 liraya yaklaşan dolar bu sabah yüzde 17’in üzerinde değer kaybıyla 11,10 seviyelerini test etti. Euro/TL de 13 seviyesinin altına sarktı.

    OTOMOBİL FİYATLARINDA İLK DÜŞÜŞ BAŞLADI

    Dolardaki yükselişte zam yapan otomobil markaları döviz kurlarındaki hareketlilik sonrası fiyat güncellemelerine başladı.

    Türkiye’de de üretim yapan Renault sitesinden araç fiyatlarını kaldırdı ve fiyatlarda güncellemeye yapmaya başladı.

  • Doğa yürüyüşü ölümle bitti

    Doğa yürüyüşü ölümle bitti

    Bolu’da, Sülüklü Göl Tabiat Parkı’nda yürüyüş yaptıkları sırada kopan ağaç parçasının üzerine düştüğü Hüseyin Fırat (55) hayatını kaybederken, 1 kişi de yaralandı

    Bolu’nun Mudurnu ilçesinde, edinilen bilgiye göre Sülüklü Göl Tabiat Parkı’na hafta sonu tatili için gelen Hüseyin Fırat (55) ve Ferdi Fırat’ın (39), doğa yürüyüşü yaptıkları sırada kopan ağaç parçası üzerlerine düştü.

    İKİ KİŞİ HASTANEYE KALDIRILDI

    İhbar üzerine olay yerine 112 Sağlık ekipleri sevk edildi. Ağaç parçasının altından yaralı olarak çıkarılan 2 kişi ilk müdahalelerinin ardından tedavileri için Mudurnu İlçe Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı.

    BİR KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ

    Olayda ağır yaralanan Hüseyin Fırat yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Ferdi Fırat’ın ise tedavisinin devam ettiği öğrenildi.

  • Ehliyet almada direksiyon sınavı zorlaşacak

    Ehliyet almada direksiyon sınavı zorlaşacak

    İstanbul Sürücü Kursları ve Eğitimcileri Federasyonu Başkanı Tekin, “Yeni yönetmelikle birlikte direksiyon sınavlarının daha uzun yapılması, farklı trafik koşullarında adayın test edilmesi gibi bazı değişikliklerin getirilmesi planlanıyor.” dedi.

    İstanbul Sürücü Kursları ve Eğitimcileri Federasyonu Başkanı Murat Tekin, günümüzde Trafik Eylem Planı çerçevesinde hem teorik hem de direksiyon sınavlarında standartların biraz daha yükseltileceğini vurgulayarak, Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğünün sınavlarda bazı değişiklikleri öngördüğünü belirtti.

    Yeni yılla gündeme gelmesi planlanan yönetmelikle ilgili hazırlık içinde olunduğunu aktaran Tekin, ilgili kurumların görüşlerinin alınmasının ardından taslağın netleşeceğini ifade etti.

    “FARKLI TRAFİK KOŞULLARINDA ADAYLAR TEST EDİLECEK”

    Murat Tekin, şöyle devam etti:

    “Direksiyon sınavında devrim niteliğinde bazı değişiklikler planlanıyor. Ehliyette yeni yönetmelikle birlikte 35 dakika olan direksiyon sınavlarının daha uzun yapılması, eğitimlerin özellikle gece de verilmesinin sağlanması, farklı trafik koşullarında adayın test edilmesi gibi bazı değişikliklerin getirilmesi planlanıyor. Biz sınav alanlarının belli bir bölgeye hapsedilmesinden vazgeçilmesini arzu ediyoruz. Şu anda yapılan çalışma da bunu gösteriyor. Yani kursiyerin, aslında akan trafikte karşılaşabileceği bütün manevralar ve deneyimleri, sınavda yaşaması öngörülüyor. Şu ankinden çok daha ciddi, daha uzun süreli direksiyon sınavları bizi bekliyor. Yeni yapılacak yönetmelik değişikliğiyle direksiyon sınav süresi biraz daha uzatılacak, sınav yapılan güzergah genişleyecek ve akan trafikte daha fazla eğitim yapılmasının kursiyerlere çok büyük bir katkısı olacak.”

    “UCUZ ALINAN BİR FİYATIN EĞİTİM KALİTESİ HER ZAMAN DÜŞÜKTÜR”

    Sürücü kurslarına başvuran kursiyerlerin en az 34 saat teorik, en az 16 saat pratik direksiyon eğitimi aldığının altını çizen Tekin, yeni yönetmelikle verilecek ders saati sayılarının da muhtemelen artırılmasının hedeflendiğini kaydetti.

    Tekin, kursiyerlerin ders alma haklarını sürücü kurslarından mutlaka talep etmesi gerektiğini anlatarak, “Çünkü girecekleri sınav son derece ciddi bir sınavdır, bu eğitimleri almazlarsa başarılı olmaları çok çok zor. Tabi bunun karşılığında şu da var. Siz bu eğitimi verdiğiniz zaman bunun bir ücret karşılığı var. Kursiyerler kurum kurum dolaşıyor, fiyat almak istiyorlar. Aslında ucuz alınan bir fiyatın eğitim kalitesi her zaman düşüktür. Bu eğitimler daha sonra sınavda kendisinin karşısına çıkacak, aldığı bu eğitimler sayesinde ancak bu sınavdan başarılı olabilir.” ifadelerini kullandı.

    Türkiye’de 30 milyonun üzerinde ehliyetli sürücünün olduğunu ifade eden Tekin, bu sayının, nüfusun yaklaşık yüzde 38’lik bir kısmını oluşturduğunu dile getirdi.

    Ehliyet sınavı öncesi verilen eğitimlerin önemine dikkati çeken Tekin, “Geçmişte Birleşmiş Milletlere yaptığımız taahhütte 2020 yılına kadar ölümle sonuçlanan kazalarda ölüm oranlarının yüzde 50 azaltılması hedeflenmişti. Araç sayısı, sürücü sayısı artmasına rağmen ölümle sonuçlanan kazalarda 2020 yılına kadar ölüm oranında yüzde 50 kadar bir düşüş sağlandı.” diye konuştu.

    DİREKSİYON SINAV SÜRESİ 2013’TEKİ YÖNETMELİKLE ARTIRILMIŞTI

    Sınavlardaki başarı oranının 2013 yılında yapılan değişiklikle yüzde 99’dan yüzde 40 ila 50 bandına düştüğünü ifade eden Tekin “Çünkü o yönetmelikle direksiyon sınav süreleri uzatıldı. Geçmişte 15 dakika olan direksiyon sınavları 2013 yönetmeliğinden sonra ilk başta 30, ardından 35 dakikaya çıkarıldı.” diye konuştu.

    Tekin, söz konusu yönetmeliğin sınavlara ciddiyet getirdiğini anlatarak, şöyle devam etti:

    “Bu sınavları yaptığımız güzergahlarda park yapma, geri geri gelme, aracı yokuştan kaldırma gibi kriterler aramaya başladık. Geçmişte direksiyon sınavları 100 puan üzerinden hesaplanırken günümüzde bu başarılı ya da başarısız diye adlandırılıyor. Yani bir kursiyer, direksiyon sınavına geldiği zaman önce iki araç arasına park etmeyi, aracı yokuştan kaldırmayı, 25 metre geri geri gelmeyi, bu manevraların hepsini gösterdikten sonra başarılıysa diğer kalan alanlarda 35 dakikalık sınava devam etmesi gerekiyor. Eğer başarısızsa kursiyer tekrar sürücü kursundan 2 saat ders alıyor, bir sonraki sınavına tekrar gelip girmesi gerekiyor. Bu, Avrupa’da birçok ülkeyi de incelediğimizde, aslında onların da standartlarını yakalayan hatta bazı yerlerde de geçen kriterler.”

    Teorik sınavlarla ilgili de bazı değişiklikler yapıldığını aktaran Tekin, “Örneğin ehliyet sınavlarına görsel sorular, videolu sorular geldi. Geçmişte kağıt kalemle yazılı olarak yapılan sınavlar şu anda elektronik ortamda yapılıyor. Kursiyerler sınav sonucunu aynı gün öğreniyor. Yani günümüz normlarına uygun, trafikte karşılaşabileceği senaryolara uygun sorular soruluyor.” diyerek sözlerini tamamladı.

  • TOBB’dan acil önlem çağrısı

    TOBB’dan acil önlem çağrısı

    Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, piyasalardaki son duruma ilişkin açıklama yaptı. Hisarcıklıoğlu, “Piyasaların ivedilikle istikrara kavuşmasını sağlayacak acil önlemler alınmasını ve öngörülebilirliğin temin edilmesini bekliyoruz” dedi.

    Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu sosyal medyadan yaptığı açıklamada şunları söyledi;

    “Piyasalarda yaşanan çalkantı ve döviz kurlarının geldiği seviye bir çok firmamızı endişelendiriyor ve olumsuz etkiliyor.

    Piyasaların ivedilikle istikrara kavuşmasını sağlayacak acil önlemler alınmasını ve öngörülebilirliğin temin edilmesini bekliyoruz.”

  • Yargıtay o sözleri hakaret saydı

    Yargıtay o sözleri hakaret saydı

    Tartıştığı kişiye, ‘eşek, sıpa’ dediğini mahkeme huzurunda itiraf eden kişi hakkında verilen beraat kararı Yargıtay’dan döndü.

    Tartıştığı kişiye hakaret ettiği öne sürülen genç hakkında Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Mahkemede ifade veren sanık, ‘ben ona eşek sıpası değil, eşek, sıpa dedim’ diyerek suçunu itiraf etti.

    Mahkeme, ‘Eşek, sıpa’ kelimelerinin hakaret olmadığı gerekçesiyle sanığın beraatine hükmetti. Davacı kararı temyiz edince devreye Yargıtay 4. Ceza Dairesi girdi

    Emsal nitelikteki kararda şöyle denildi:

    “Sanığın duruşmadaki beyanlarında ‘Ben ona eşek sıpası değil, eşek, sıpa dedim’ şeklinde katılana hakaret ettiğine yönelik ikrarı karşısında, yerinde olmayan gerekçeyle sanık hakkında yüklenen suçtan beraat kararı verilmesi yasaya aykırıdır. Mahkeme hükmünün bozulmasına oy birliği ile karar verildi.”

    Yargıtay’ın suç saydığı o kelimeler

    Türk Ceza Kanunu’nun 125.maddesine göre, ‘bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır” hükmü yer alıyor. Yargıtay kararlarında hakaret sayılan bazı kelimeler şöyle: “Köpek, lanet karı, şartalan, pis gavur, eşek, ayyaş, hırsız, yobaz, yavşak, üçkağıtçı.”

  • Yargıtay’dan emeklileri için tazminat kararı

    Yargıtay’dan emeklileri için tazminat kararı

    Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, milyonlarca özel sektör çalışanıyla alakalı önemli bir karara imza attı. Yüksek Mahkeme; iş sözleşmesinin işçinin iradesi ile gerçekleşen emeklilik sureti ile sona erdiği hallerde, işçinin ihbar tazminatı talep hakkının olmadığına hükmetti.

    18 sene boyunca çalıştığı işyerinde emekliliği hak etmesine rağmen çalışmayı sürdüren işçi, işten atılınca soluğu mahkemede aldı. İş Mahkemesi’ndeki davada ifade veren davacı, kıdem ve ihbar tazminatları ile diğer bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etti. Davalı şirket sahibi ise davacının emekli olacağı gerekçesi ile işten ayrıldığını, bu sebeple tüm haklarının ödendiğini öne sürdü. Mahkeme; davacının Sosyal Güvenlik Kurumu’na emeklilik sebebiyle bildirimde bulunulmuş ve çıkış yapılmış ise de, çalışmanın kesintisiz olarak devam ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verdi. Davalı patron kararı temyiz edince devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi.

    Emsal nitelikte bir karara imza atan Yüksek Mahkeme, işçinin kendi isteğiyle emekli olmasına durumunda ihbar tazminatı alamayacağına hükmetti. Kararda şöyle denildi: “Taraflar arasında davacının ihbar tazminatı hesabında dikkate alınacak çalışma süresi konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. İhbar tazminatı, belirsiz süreli iş sözleşmesini haklı bir sebep olmaksızın ve usulüne uygun bildirim öneli tanımadan fesheden tarafın, karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminattır. Mahkemece, davacının tüm çalışma süresine göre hesaplanan kıdem ve ihbar tazminatı alacakları hüküm altına alınmıştır. Emeklilik sebebi ile kısmi olarak ödenen kıdem tazminatının mahsubu isabetli ise de; ihbar tazminatına ilişkin hesaplamada; emeklilik öncesi dönemin dikkate alınması yerinde değildir. İş sözleşmesinin işçinin iradesi ile gerçekleşen emeklilik sureti ile sona erdiği hallerde, işçinin ihbar tazminatı talep hakkı olmadığından; bu tazminatın, 07/12/2013-03/02/2015 tarihleri arasındaki emeklilik sonrası çalışılan süre dikkate alınarak 4857 sayılı İş Kanunu ‘nun 17. maddesi uyarınca 4 haftalık bildirim süresi karşılığı hesaplanması gerekmektedir. Belirtilen husus gözetilmeden emeklilik öncesi çalışma süresi de eklenerek 8 haftalık bildirim süresi karşılığı hesaplanan miktarın hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Mahkeme hükmünün bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir.”