Etiket: türkiyehaber

  • Irak’ın kuzeyinde 6 terörist öldürüldü

    Irak’ın kuzeyinde 6 terörist öldürüldü

    Milli Savunma Bakanlığı, Irak’ın kuzeyindeki ‘Pençe- Şimşek’ operasyonu bölgesinde tespit edilen 6 PKK’lı teröristin etkisiz hale getirildiğini açıkladı.

    Bakanlığın Twitter’daki hesabından yapılan açıklamada, “Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, Irak’ın kuzeyindeki terör yuvalarını yerle bir etmeye devam ediyor. Pençe Şimşek operasyon bölgesinde tespit edilen 6 PKK’lı terörist daha Mehmetçik tarafından etkisiz hale getirildi” denildi.

    https://twitter.com/tcsavunma/status/1436215552012394498

     

  • Bahçeli’den Ali Erbaş açıklaması

    Bahçeli’den Ali Erbaş açıklaması

    Son dakika haberine göre MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’la ilgili olarak ” Doğru bir iş yapmıştır ve desteğimiz tamdır” açıklamasını yaptı.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı 2021-2022 Adli Yıl açılışında Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın dua yapması tartışmaları da beraberinde başlatmıştı.

    Gelen eleştirilere cevap veren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş doğru bir iş yapmıştır ve desteğimiz tamdır.” açıklamasını yaptı.

  • Almanya yeni aşılama kampanyası başlatılıyor

    Almanya yeni aşılama kampanyası başlatılıyor

    Almanya Robert Koch Enstitüsü Başkanı Lothar Wieler ile ortak basın toplantısı düzenleyen Almanya Sağlık Bakanı Jens Spahn, Almanya’da koronavirüse  karşı aşı olma oranının hala düşük seviyelerde olduğunu belirterek, Covid-19’a karşı yeni bir aşı haftası kampanyası başlatacaklarını duyurdu.

    Koronavirüse karşı aşılama kampanyalarının hız kesmeden devam ettiği Almanya’da, Covid-19’a karşı yeni bir aşılama kampanyası başlatılıyor. Almanya’da salgın hastalıklarla mücadeleden sorumlu Robert Koch Enstitüsü Başkanı Lothar Wieler ile ortak basın toplantısı düzenleyen Almanya Sağlık Bakanı Jens Spahn yaptığı açıklamada, Almanya’da Covid-19’a karşı aşı olma oranının yüzde 60 seviyelerinde olduğunu belirterek, bu oranının halen düşük seviyelerde olduğuna dikkat çekti. Her bir aşı kararının, sonbahar ve kışın ne kadar güvenli bir şekilde geçirileceğini belirleyeceğinin altını çizen Spahn, Almanya’da Covid-19’a karşı yeni bir aşı haftası kampanyası başlatacaklarını kaydetti.

    Sağlık Bakanı Spahn, federal hükümetle eyalet hükümetleri arasındaki son toplantıda 3G tedbirleri ile sonbahar ve kış aylarına girme kararı aldıklarını hatırlatarak “3G, yani aşılı, test olmuş ve hastalığı atlatmış olanlar, kapalı alanlara ve etkinliklere girebilecekler. Yine tıbbi maskeler, toplu taşıma ve mağazalarda kullanılmaya devam edecek. Ama en önemlisi aşı, aşı, aşı. Daha fazla vatandaşımızı aşı olmaya ikna etmeliyiz” ifadelerini kullandı.

    “Aşı olmanın önemini ülkede bilmeyen yok”

    Basın toplantısında yeni Covid-19 aşı kampanyasını da tanıtan Spahn, aşı oranlarını yukarı çekmeyi ortak hedef olarak belirlediklerini belirtti. Şimdiye kadar farklı alanları kullanarak, çeşitli dillerde pek çok aşı kampanyası yürüttüklerinin altını çizen Spahn, “Aşı olmanın önemini ülkede bilmeyen, duymayan yok sanırım. Federal ve eyaletler düzeyinde hep birlikte yeni bir aşı haftası başlatıyoruz. Pek çok kuruluşu ve farklı aktörleri de kampanyaya dahil ettik. Hier wird geimpft (burada aşı olunur) sosyal medya hashtagi ile de duyurumuzu yapacağız” dedi.

    Aşı kişisel tercih olarak kalacak

    Covid-19 aşısı olmanın toplumu da etkileyen kişisel bir tercih olduğunu kaydeden Bakan Spahn, “Aşı kişisel bir tercih ve öyle de kalmalı. Ama bu başkalarını da etkileyen bir tercih. Bu tercih ailedeki diğer bireyleri, iş arkadaşını ve toplumu etkiliyor. Her bir aşı tercihi, sonbaharı ve kışı nasıl atlatacağımızı belirleyecek. Aşı olmayanların çoğunlukta olduğu bölgelere bakarsanız, insidans değerlerinin 10, 12, hatta 14 kat daha yüksek olduğunu görürsünüz. Bugün yoğun bakım servislerinde tedavi görenlerin yüzde 90-95’i aşı olmayanlardan oluşuyor. Buna rağmen aşı olmayanların sayısı hala çok yüksek. 18 ay çok zor bir dönem geçirdik. Almanya tarihinin en ağır krizini geçirmemize rağmen diğer ülkelerle kıyasladığımızda iyi bir duruş sergiledik. Mesela İngiltere’de nüfus oranına göre bizden 2 kat fazla Covid-19’a bağlı ölüm vakası oldu. Bu süre zarfında bütün hastalara tedavi hizmeti verebildik”

    Ayrıca Spahn, kendisine yöneltilen yeni bir sokağa çıkma yasağı olup olmayacağı sorusuna, “Tartışma tam tersine gitmeli. Kendimizi yeniden özgürlüğe ve normalliğe aşılamak için araçlara sahibiz. Uzun bir yol kat ettik, ama yine de bazılarını bizimle bu yolu takip etmeye ikna etmemiz gerekiyor” şeklinde cevap verdi.

    Yoğun bakımdaki gençlerin sayısı artıyor

    Robert Koch Enstitüsü Başkanı Lothar Wieler ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, toplumu aşı olmaya çağırarak ve Almanya’daki Covid-19 durumunun kötüleşmesi ihtimali konusunda uyarıda bulundu. Wieler, Almanya’da aşılananların sayısını büyük ölçüde artıramadıkları taktirde, mevcut 4. dalganın büyüyebileceğinin altını çizdi. Yoğun bakım ünitelerinde giderek kötüleşen duruma da değinen Wieler, “Buralarda tedavi gören hasta sayısı son 2 haftada neredeyse 2 katına çıktı. Aynı zamanda giderek daha fazla genç hasta yoğun bakım ünitelerinde tedavi görmekte” ifadelerini kaydetti.

    Covid-19 aşısı olmanın önemine dikkat çekerek, herkesi aşı olmaya çağıran Wieler, “Lütfen aşı olmayanlar aşı olsun. Aşı olanlara Covid-19 yüzde 10 oranında daha az bulaşıyor. Yani aşı yüzde 90 koruma sağlıyor. Kim aşı olmazsa, büyük ihtimalle önümüzdeki dönemde Covid-19’a yakalanacak. Bunlardan bir kısmı yoğun bakım servislerinde tedavi görmek zorunda kalacak. Ne yazık ki aralarından bazıları da hayatını kaybedecek” dedi.

  • Fazla mesai oyununu Yargıtay bozdu

    Fazla mesai oyununu Yargıtay bozdu

    Milyonlarca özel sektör çalışanını yakından ilgilendiren bir karara imza atan Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, tarih bulunmayan iş sözleşmesinin; yıllık 270 saat fazla mesai ücretinin, ücret içinde olduğuna dair hükmü geçerli kabul edilemeyeceğine karar verdi.

    22 senedir teknik müdür olarak çalıştığı şirketten ayrılan mühendis, İş Mahkemesi’nin yolunu tuttu. Son net ücretinin 4 bin 950 TL olduğunu, almış oldukları ücretlerin bir kısmının fazla mesai ücret olarak gösterildiğini öne sürdü. Fazla mesai yapmasına rağmen ücretinin ödenmediğini, resmi ve dini bayramlarda çalışmasına karşılık ödemesinin yapılmadığını dile getiren davacı mühendis, fazla mesai ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları olduğunu ileri sürdü.

    Davalı patron ise davacının ibraname ile tüm haklarını aldığını, iş yerinde vardiya usulü çalışıldığını, fazla mesai yapılması halinde ödemesinin yapıldığını , ulusal bayram ve genel tatil çalışması karşılığında izin kullanıldığını savundu. İş Mahkemesi, davanın kabulü ile fazla mesai ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına karar verdi. Karara karşı davalı şirket avukatı istinaf başvurusunda bulundu. Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi; davacının fazla mesai yaptığı ve genel tatillerde çalıştığının tanık beyanları ile ispatlandığına hükmetti. İş sözleşmesinin 8. maddesi uyarınca yıllık 270 saat fazla çalışma süresinin ücret içinde olduğuna, davalının istinaf talebinin bu yönden kabul edilerek, fazla çalışma süresinden aylık 22,5 saatin tenzili ile tekrar hesaplama yapıldığına dikkat çekildi. Fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının kısmen kabulüne karar verildi. Kararı her iki taraf avukatı da temyiz edinç devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi.

    Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçinin bu iddiasını ispatla yükümlü olduğuna dikkat çekilen Yargıtay kararında, “Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Fazla çalışmaların aylık ücret içinde ödeneceğinin öngörülmesi ve buna uygun ödeme yapılması halinde, yıllık 270 saatlik fazla çalışma süresinin ispatlanan fazla çalışmalardan indirilmesi gerekir. Somut uyuşmazlıkta; taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinin 8.maddesinde 270 saatlik fazla çalışma süresinin ücret içinde olduğu belirtilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararına esas alınan bilirkişi raporunda , iş sözleşmesinin tarihsiz olması ve davacıdan her yıl fazla çalışma onayı alınmadığından bu hüküm dikkate alınmamıştır. Bölge Adliye mahkemesi ise yılda 270 saat fazla çalışma süresini, hesaplanan fazla çalışma süresinden tenzil etmiştir. Ancak; dosya içinde bulunan iş sözleşmesinde tarih bulunmamaktadır. Bu sebeple hangi tarihten itibaren sözleşmesinin hüküm ifade edeceği sorunu ortaya çıkmaktadır. Tarih bulunmayan iş sözleşmesinin söz konusu yıllık 270 saat fazla mesai ücretinin, ücret içinde olduğuna dair hükmü geçerli kabul edilemeyeceğinden yıllık 270 saat fazla mesainin, fazla çalışma süresinden tenzili hatalı olup kararın bu yönden bozulması gerekmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına oy birliği ile hükmedilmiştir” denildi.

  • Kadınları falakaya yatırmıştı! İfadesi çıktı

    Kadınları falakaya yatırmıştı! İfadesi çıktı

    Kayseri’de para karşılığı anlaştığı maddi durumu olmayan kadınları, ayaklarını kelepçe ve eşarpla bağlayıp falakaya yatırdığı görüntüler ortaya çıkan kargo çalışanı Erkan T.’nin emniyetteki ifadesi ortaya çıktı. “Bu videoları çekerek internet fenomeni olmak ve para kazanmak istiyordum” diyen Erkan T. serbest bırakıldı.

    Melikgazi ilçesi Mimsin Şirintepe Mahallesi’nde bir kargo şirketinde çalışan evli ve 2 çocuk babası Erkan T., maddi durumu iyi olmayan kadınları evine çağırarak, gözlerini uyku bandı, ayaklarını kelepçe ve eşarpla bağlayıp falakaya yatırdı.

    Kadınlarda güzel, çirkin ayrımı yapan Erkan T.’nin, falakaya yatırdığı kadınlardan ”güzel” dediklerine 500 TL, ”çirkin” dediklerine ise 250 TL ödeme yaptığı ortaya çıktı.

    Falaka görüntülerini kayıt altına alan Erkan T., iş teklifinde bulunduğu kadınlara çektiği videoları gönderdi.

    N.K. isimli kadın, Erkan T.’nin aynı teklifi kendisine götürmesi üzerine savcılığa suç duyurusunda bulundu. Bunun üzerine harekete geçen polis ekipleri Erkan T. hakkında ‘’müstehcenlik’’ ve ‘’cinsel taciz’’ suçundan soruşturma başlattı.

    SERBEST BIRAKILDI

    Asayiş Şube Müdürlüğü Ahlak Büro Amirliği ekipleri, soruşturma kapsamında Erkan T.’yi gözaltına aldı. Erkan T., falakaya yatırdığı kadınlar kendisinden şikayetçi olmayınca savcılık talimatı ile ifadesi alınarak, dün akşam serbest bırakıldı. Erkan T’nin cep telefonuna ise el konuldu. Ekiplerin cep telefonu ile çekilen görüntüleri inceleyeceği öğrenildi.

    “SUÇ OLABİLECEĞİNİ DÜŞÜNMEDİM”

    Erkan T. emniyetteki ifadesinde, “Ben 10 yıldır evliyim. Cep telefonu ile kayıt altına alınan görüntüler kadınların rızası ile çekildi. Kadınlarla sosyal medya üzerinden tanışmıştım. Hiç kimseye zorla bir şey yapmadım. Görüntülerdeki kadınlara para verdim. Bu videoları çekerek internet fenomeni olmak ve para kazanmak istiyordum. Ancak çektiğim görüntüler sosyal medyada uygunsuz görüldüğü için yüklenmedi. Videolar telefonumda duruyordu. Bu olayda kadınların rızası olduğu için suç olabileceğini düşünmedim” dediği belirtildi.

  • Tüketicinin favorisi ‘Gemlik zeytini’ oldu

    Tüketicinin favorisi ‘Gemlik zeytini’ oldu

    Araştırma Şirketi Areda Piar, bu ay ki Benim Markam araştırmasında sofraların vazgeçilmezi zeytini masaya yatırdı. ‘Hangi zeytin türünü daha çok tüketiyorsunuz?’ sorusuna katılımcıların cevabı ise yüzde 34.3 ile Gemlik zeytini, yüzde 31.2’ ile ise Sele zeytin oldu.

    Farklı tür ve yapısıyla tüketicilere çeşit imkanı sunan zeytinin, sofralara nasıl ulaştığı araştırıldı. 1-5 Ağustos tarihleri arasında gerçekleştirilen ve bin 100 kişinin katıldığı Benim Markam araştırmasına göre, tüketicilerin yüzde 34.3’ü tercihini Gemlik zeytininden yana kullandı. Tüketici eğilimlerini düzenli olarak ele alan araştırma, kantitatif araştırma yöntemlerinden CAWI (Bilgisayar Destekli Web Anketi) yöntemiyle gerçekleşti.

    KIRMA, DOLGULU VE ÇİZME ZEYTİN….

    ‘Tat değişirse zeytinimi değiştiririm’ diyenlerin oranı yüzde 81.4 olurken, zeytin tüketiminde marka tercihimi ‘kalitenin düşmesi’ belirler diyen vatandaşların oranı ise yüzde 72.3 oldu. Katılımcıların yüzde 81.4’ü tat ve lezzet değişirse satın aldığı markayı değiştireceğini belirtirken, yüzde 72.3’ü ise marka tercihimi ‘kalitenin düşmesi’ etkiler dedi. Araştırmada yer alan, ‘Hangi zeytin türünü daha çok tüketiyorsunuz?’ sorusuna katılımcıların yüzde 34.3’ü Gemlik zeytini, yüzde 31.2’si ise sele zeytin cevabını verdi. İlgili soruya verilen diğer cevaplar şöyle;

    “Kırma zeytin yüzde 11, dolgulu zeytin yüzde 6.6, çizme zeytin yüzde 4.3,ayvalık zeytini yüzde3.6, hurma zeytin yüzde 2.6, eşek zeytini yüzde 2.2, çekişte zeytini yüzde 2.1, domat zeytin yüzde 2.”

    “TAT DEĞİŞİRSE TERCİH DEĞİŞİR”

    Zeytin tercihinde marka tercihini etkileyen faktörlerin de masaya yatırıldığı araştırmaya göre, vatandaşların yüzde 81.4’ü tat ve lezzet söz konusuysa tercihini değiştireceğini söylüyor. Araştırmaya göre katılımcıların yüzde 46.1’i fiyat kalite istikrarına önem verdiğini belirtirken, tercihleri etkileyen diğer faktörler şöyle sıralandı:

    “Gıda güvenliği yüzde 35.7, tavsiye yüzde 23.6, ürünün fiyatı yüzde 23, erişim kolaylığı/ kolay bulunabilirliği yüzde 14.6, besin içeriği yüzde 14.5, üretim tarihi yüzde 8.8, ürün çeşitliliği yüzde 6.5, ürün ambalajı türü, rengi yüzde 5.1, reklam, tanıtım, promosyon yüzde 4.1, raf konumu yüzde 3.1”

    TÜKETİCİNİN ÖNCELİĞİ KALİTE

    Zeytin tercihinde üretici firmalar da büyük önem taşıyor. Araştırmada katılımcılara ayrıca, “Zeytin tüketiminde marka tercihinizi hangileri etkiler-etkileyebilir” şeklinde yöneltilen soruya, yüzde 72.3 oranında kalitenin düşmesi cevabı verildi. Aynı soruya vatandaşların yüzde 71.5’i hileli-ayıplı ürün üretmesi derken, yüzde 51.3 ile fiyat yükselmesi de seçenekler arasında yerini aldı. İlgili soruya, yüzde 16 ile ürüne erişimde zorluk, yüzde 6.9 başka markaların yeni ürünler çıkarması, yüzde 5.7 ile yeni ürün çıkaramamak cevapları verildi.

    “BEKLENTİMİZ KARŞILANIYOR”

    Katılımcılara yöneltilen, “Zeytin tercihinde bulunduğunuz marka beklentilerinizi karşılamakta yeterli midir?” sorusuna yüzde 49.5 ile yeterli cevabı verildi. Aynı soruya çok yeterli diyenlerin oranı yüzde 22.7 olurken yetersiz diyenler yüzde 8.5’te kaldı. Katılımcıların yüzde 19.3’ü ise az yeterli cevabı verdi. Araştırmada, ‘Zeytin tercihinizde hangisi sizin için en önemlidir?’ şeklinde yer alan soruya vatandaşların yüzde 55.3’ü güven yanıtı verdi. İlgili soruya beğeni diyenler yüzde 38.6 olurken, sadakat diyenler ise yüzde 8.1 oldu.

  • Estetik yaptırmak boşanma sebebi sayıldı

    Estetik yaptırmak boşanma sebebi sayıldı

    Emsal nitelikte bir karara imza atan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, erkeğin ekonomik yönden zor bir dönem geçirirken kadının, yüz gerdirme ve burun estetiği ameliyatı olmasını boşanma sebebi saydı.

    Bir süredir geçimsizlik yaşayan çift boşanmak için mahkemeye başvurdu. 3. Aile Mahkemesi’nde ifade veren davacı – karşı davalı kadın, kocası tarafından ölümle tehdit edildiğini ve evden kovulduğunu öne sürdü.

    Kendisine baskı uygulayan kocasından bin TL nafaka ile 300 bin TL maddi manevi tazminat talep etti. Davalı- karşı davacı erkek ise eşinin evi terk ettiğini, kendisinin ekonomik sıkıntı yaşadığı bir dönemde eşinin estetik ameliyatı ve yüz gerdirme operasyonu yaptırdığına dikkat çekti

    3. Aile Mahkemesi, kadının, davalı-birleşen davacı erkekten rahatsız olması ve ailenin yaşadığı ekonomik sıkıntıya rağmen tatil beldesinde yaşamak istediğine vurgu yaptı.

    Tarafları dinleyen Mahkeme; davacı erkeğin eşine tehdit içeren sözler sarf ettiği, tarafların boşanmaya sebep olan olaylarda ortak kusurlu olmaları nedeniyle her iki davanın kabulü ile boşanmalarına, tarafların tazminat taleplerinin ve davacı-birleşen davalı kadının nafaka taleplerinin reddine, erkek lehine nafaka ödenmesine hükmetti.

    Kararı kadın temyiz edince devreye giren Yargıtay 2. Hukuk Dairesi kararı bozdu. Aile Mahkemesi ilk kararında direnince bu kez devreye Yargıtay Hukuk Genel Kurulu girdi.

    Emsal nitelikteki bir karara imza atan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, kocasının ekonomik sıkıntı yaşadığı bir süreçte estetik ameliyatı olan kadını kusurlu buldu. Kararda;

    “Direnme olarak adlandırılan kararda önceki gerekçeden farklı olarak davacı-birleşen davalı kadına aile ekonomik yönden zor bir dönem geçirirken lüks sayılabilecek harcamalar yapma ve davalı-birleşen davacı erkeğe ise eşine hakaret etme vakıaları kusur olarak yüklenmiştir. Bu açıklamalar karşısında mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı ve önceki kararın gerekçesi kusur yönünden değiştirildiğinden yeni hüküm niteliğinde olduğu kabul edilmiştir. O hâlde, yeni gerekçeye dayalı bu kararı temyizen inceleme görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir” ifadeleri yer aldı.

  • Golbolde altın madalya Türkiye’nin

    Golbolde altın madalya Türkiye’nin

    2020 Tokyo Paralimpik Oyunları’nda kadınlar golbolde Türkiye, finalde ABD’yi 9-2 yenerek altın madalyanın sahibi oldu.

    2020 Tokyo Paralimpik Oyunları’nda kadınlar golbolde Türkiye, altın madalya kazandı.

    Final karşılaşmasında ABD’yi 9-2 mağlup ederek yeni bir zafere imza attı.

    Karşılaşmada Türkiye’nin gollerini Sevda Altunoluk (9) kaydetti. Milli sporcu, 46 golle tamamladığı oyunların en skorer ismi oldu. ABD’nin tek sayısı ise Eliana Mason ve Asya Miller’dan geldi.

    Kader Çelik, Şeydanur Kaplan, Sevda Altunoluk, Sevtap Altunoluk, Reyhan Yılmaz ve Fatma Gül Güler’den oluşan kadrosuyla milli takım, Rio 2016’nın ardından Türkiye’ye üst üste ikinci paralimpik şampiyonluğunu kazandırdı.

    2016 Rio’da şampiyon olan Türkiye, finalde karşılaştığı ABD’ye grup maçında 4-3 mağlup olmuş ve oyunlardaki tek yenilgisi almıştı.

  • Son 17 yılın turizm karnesi

    Son 17 yılın turizm karnesi

    Yıllara göre turizm gelirleri belli olurken, veriler yabancı ziyaretçi ve yurt dışında ikamet eden vatandaş ziyaretçilerden elde edildi. Böylelikle 2021 yılının hesaplanan geliri 5 milyon 455 bin 841 dolar olarak kayıtlara geçti. Kişi başına düşen ortama turizm harcaması ise 818 dolar oldu. Son 17 yılda Türkiye’ye gelen toplam ziyaretçi sayısı 580 milyon 209 bin 299 olduğu görüldü.

    EN YÜKSEK TURİZM GELİRİ 2014’TE

    Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerinden elde edilen bilgilere göre, yıllara göre turizm gelirleri belli oldu. Böylelikle 2021 yılının hesaplanan turizm gelirinin 5 milyon 455 bin 841 dolar olduğu gözlendi. 2004 yılı verileri incelendiğinde bu rakamın 17 milyon 76 bin 607 dolar olduğu gözlenirken, 2010 yılında 24 milyon 930 bin 997 dolar, 2015 yılında ise 31 milyon 464 bin 777 dolar olduğu kaydedildi. 2004 yılı ile 2021 yılı arasında en yüksek turizm gelirinin görüldüğü yıl da 34 milyon 305 bin 903 dolar ile 2014 yılı olduğu kaydedildi. Yine aynı zaman dilimi içerisinde en düşük turizm geliri geçen yıl olurken, 12 milyon 59 bin 320 dolar olduğu saptandı. Son 17 yılın geneli incelendiğinde, 580 milyon 209 bin 299 ziyaretçinin ülkemize giriş yaptığı görüldü. Pandemi sürecinde en çok etkilenen sektörlerin başında gelen turizmin gelirlerinde de büyük düşüş yaşandığı gözlerden kaçmadı.

    Medya takip kurumu Ajans Press, turizm ile alakalı basına yansıyan haber adetlerini inceledi. Ajans Press’in dijital basın arşivinden derlediği bilgilere göre bu yıl turizm ile alakalı basına 114 bin 235 haber yansıdığı tespit edildi. Yabancı ziyaretçilerle alakalı bu yıl çıkan haber adedi ise 10 binin üzerinde olurken, geçmiş yıllardaki turizmin konuşulma oranları şu şekilde oldu; 2020 yılında 165 bin 341, 2018 yılında 249 in 444, 2014 yılında ise 193 bin 635.

  • Yargıtay’dan emsal trafik kazası kararı

    Yargıtay’dan emsal trafik kazası kararı

    Trafik kazalarıyla alakalı Yargıtay’dan emsal nitelikte bir karar çıktı. Yüksek Mahkeme; buzlu yolda kış lastiği veya zincir takmadan yola çıkan ve teker kayması sonucu kaza yaparak ölüme neden olan şoförün, ‘bilinçli taksirle’ öldürmeden sorumlu olduğuna hükmetti.

    Buzlu yolda zincir ve kış lastiği takmadan seyreden kamyonet kayarak cadde üzerinde yürüyen yayaya çarptı. Ağır yaralanan genç kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Araç sürücüsü hakkında ‘taksirle ölüme sebebiyet vermek’ suçundan Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davada mahkum oldu. Kararı ölen yayanın ailesi temyiz edince devreye giren Yargıtay 12. Ceza Dairesi, emsal nitelikte bir karara imza attı. Kararda; zincirsiz buzlu yolda giden sürücünün olabilecek kazalardan sorumlu olduğu hatırlatıldı.

    Yargıtay 12. Ceza Dariesi’nin kararında; sanığın kamyonetle, gündüz vakti, meskun mahalde, iki yönlü, gidiş yönüne göre iniş eğimli, virajlı, yüzeyi buzlu olan asfalt kaplama caddede, sınıfına göre zorunlu olmasına karşın aracında kış lastiği bulunmadığı ve lastiklerine zincir takılı olmadığı halde seyrettiği vurgulandı. Kararda, “Kamyonetin 4,9 metre kayması sonucu direksiyon hakimiyetini kaybettiği esnada, seyir istikametine göre soldan yoldan çıkarak, aynı istikamette bankette yürümekte olan yayaya çarpmıştır. Mevcut hızını yol şartlarına göre ayarlamayarak, tam kusuruyla bir kişinin ölümüne sebebiyet verdiği olayda; sanığın eylemini bilinçli taksir ile gerçekleştirdiği ve cezasında 5237 sayılı TCK’nın 22/3. maddesi uyarınca artırım yapılması gerektiği gözetilmemesi yasaya aykırıdır. Mahkeme kararının oy birliği ile bozulmasına karar verilmiştir” ifadeleri yer aldı.