Etiket: türkiyehaber

  • Askerlik yerleri belli oldu!

    Askerlik yerleri belli oldu!

    2021 Nisan Mayıs ve Haziran celbinde silah altına alınacak er adayları için askerlik yerlerinin açıklanma duyurusu geldi. Askere gidecek vatandaşlar, yer bilgisi için sorgulama yapabilir. Ancak şu dakikalarda ASAL sisteminde aksaklıklar mevcut.

    Askerlik hizmetini yerine getirmek için gerekli başvuruları tamamlayan çok sayıda genç askerlik yerlerinin ne zaman belli olacağını merak ediyordu. Onları sevindiren haber az önce MSB’den geldi. İşte, 2021 Nisan Mayıs Haziran askerlik yerleri…

    MSB’den yapılan açıklama söyle;”Nisan/Mayıs/Haziran 2021 Döneminde Sevke Tabi Yedek Subay, Yedek Astsubay Adayları ile Erbaş/Erlerin Sınıflandırma Sonuçları e-Devlet ve Askerlik Şubesi Başkanlıklarından açıklanmıştır.”

    ASAL ÇÖKTÜ MÜ?

    Sonuçların açıklanmasının ardından yoğunluk yaşanan ASAL sisteminde problemler yaşanıyor. İlerleyen dakikalarda durumun düzeleceği tahmin ediliyor.

    Sınıflandırılan yükümlüler tekrar sınıflandırma işlemine tabi tutulmayacaktır. Yedek subay/astsubay adaylığına ayrılmış yükümlülerden tabi oldukları celp ve sevk döneminde sınıf okulu ve eğitim merkezindeki eğitimin üçte birine katılmayanlar (daha önceki sınıflandırma dönemlerinde sınıflandırılanlar dahil) er statüsünde askere sevk edileceklerdir. (TSK nın ihtiyaç duyduğu sınıf ve meslekler hariç).

  • 425 bin eğitimciye aşı hakkı

    425 bin eğitimciye aşı hakkı

    Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, ilkokul ve okul öncesi kurumlarda çalışan öğretmenlerin ve okul çalışanlarının aşı randevusu alabileceğini duyurdu. Selçuk, “Şu ana kadar 425 bin 430 çalışma arkadaşımız aşı randevusuna dahil edilmiştir” ifadelerini kullandı.

    Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, öğretmenler ve okul çalışanları için öncelikli aşılamanın devam ettiğini sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı bir açıklamayla duyurdu.

    Bakan Selçuk paylaşımında şu ifadelere yer verdi:

    İlkokul ve okul öncesi kurumlarımızda bulunan öğretmenlerimiz, psikolojik danışmanlarımız, okul yöneticilerimiz ve okul çalışanlarımız sistem tanımlamalarıyla birlikte aşı için randevu alabilirler. Şu ana kadar 425.430 çalışma arkadaşımız aşı randevusuna dahil edilmiştir. Sağlık Bakanlığı, aşı tedarik süreciyle bağlantılı olarak tüm öğretmenlerimiz, psikolojik danışmanlarımız, okul yöneticilerimiz ve okul çalışanlarımız için planlama yapmaktadır.

  • Mutasyona karşı yerli ilaç

    Mutasyona karşı yerli ilaç

    TÜBİTAK desteğiyle Ankara Üniversitesi Kök Hücre Enstitüsü’nde 37 araştırmacı, mutasyonlu koronavirüse karşı yerli ilaç geliştirdi. Klinik çalışmalarının başarılı olması halinde yıl sonuna kadar ilacın kullanıma sunulması bekleniyor.

    Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), yeni tip koronavirüs (Covid-19) Türkiye Platformu çatısı altında yerli aşı ve ilaç üzerine çalışmalar devam ediyor.

    Bu kapsamda TÜBİTAK’ın desteğiyle Ankara Üniversitesi Kök Hücre Enstitüsü’nde çoğu kadınlardan oluşan 37 araştırmacının görev aldığı, Covid-19 hastalarının tedavisinde kullanılacak ilaç projesi yürütüldü.

    Çalışma sonucu geliştirilen ‘Ribavirin’ adlı ilacın laboratuvar çalışmaları başarıyla tamamlandı. Covid-19 hastalarının tedavisinde kullanılacak ilacın, mutasyonlu virüse karşı da etkili olduğu görüldü. 1-2 hafta içinde klinik aşamaya geçilecek olan ilacın ilk etapta Ankara Üniversitesi İbn-i Sina Hastanesi ana merkez olmak üzere Koç Üniversitesi, Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ankara Şehir Hastanesi’nde gönüllü 50 hastaya uygulanması planlanıyor.

    ”LABORATUVAR ÇALIŞMALARI BAŞARILI”

    Ankara Üniversitesi Kök Hücre Enstitüsü Öğretim Görevlisi Dr. Mehmet Altay Ünal, yaptığı açıklamada, “Çalışmalarımızda laboratuvar şartlarında 5 tane var olan ilaç etken maddesinin Covid-19’a karşı etkinliğini tespit ettik. Bunlardan birisinin Faz çalışmaları ülkemizde 4 merkezde başlamak üzere. Bu molekül yaklaşık 50 hasta üzerinde başlanacak. Klinik çalışmada işe yaradığı, Covid-19’a karşı etkili olduğu ortaya çıkarsa Sağlık Bakanlığı’mızın ve gerekli mercilerin uygun görmesi halinde Covid-19 hastalarında kullanılmaya başlanacak. ‘Ribavirin’ adlı molekül özellikle ucuz olması, Türkiye’de yerli ve milli olanaklarla sentezlenir olabilmesi ve yine yerli ve milli olanaklarla milli ilaç endüstrimiz tarafından istediğimiz kadar üretilebilmesi açısından ilginç ve bu nedenle de bizim çalışmamızın ana eksenine oturmuş bir molekül. Laboratuvar şartlarında yaptığımız çalışmalarda da Covid-19’a karşı güzel etki gösterdiğini gayet etkin olduğunu gördük. Klinik çalışmaların başlamasını bekliyoruz. Eğer klinik çalışmaları başarılı olursa Sağlık Bakanlığı’nın izin vermesi durumunda yıl sonuna kadar ilaç üretilmiş ve hastaların kullanımına sunulmuş olacak” dedi.

    ”MUTASYONA RAĞMEN ETKİN”

    Projede yer alan Ankara Üniversitesi Kök Hücre Enstitüsü Öğretim Görevlisi Dr. Ceylan Verda Bitirim ise çalışmalara geçen yılın nisan sonunda başladıklarını belirterek, “Öncelikle bilgisayar analizleri sonucunda 200 kadar molekül tarandı. Bunların sonucunda bize umut veren yaklaşık 20-30 adet molekül geldi. Biz de laboratuvar çalışmalarımızda hipotez kurduk algoritma üzerinde ilerledik. Biz hipotezimizi ilaç etken moleküllerinin virüsün hücre içine giriş mekanizmaları üzerine kurduk. Sonuçlarımızı bu açıdan değerlendirdik. Bu da bize çok büyük bir avantaj sağlıyor. Özellikle son zamanlarda ortaya çıkan farklı mutasyonlarda da bizi etkileyen bir durum olmadı. Hipotezimiz bizim virüsün hücre içine giriş mekanizmasıydı ancak farklı laboratuvarlarda yapılan diğer çalışmalar bu mutasyonların bizim birincilikli olarak düşündüğümüz mekanizma üzerinde etkili olmadığını gösterdi. Bu sebeple biz de ilacımızın bu mekanizma üzerinde etkili olduğunu, mutasyona rağmen etkinliğini koruyacağını düşünüyoruz” diye konuştu.

  • Bursa’da mahalleliyi sokağa döken yangın

    Bursa’da mahalleliyi sokağa döken yangın

    Bursa’da madde bağımlılarının yaşadığı iddia edilen binada meydana gelen yangın, mahalleliyi sokağa döktü.

    Yıldırım ilçesi Yunus Emre Mahallesi’nde kısıtlama saatinde iddiaya göre  madde bağımlılarının mesken tuttuğu binadan dumanların ve alevlerin yükseldiğini gören mahalle sakinleri, durumu itfaiye ve polis ekiplerine bildirdi.

    Kısa sürede olay yerine gelen itfaiye ekipleri, yangına müdahale etmeye başladı. Yangın sebebiyle mahalle sakinleri sokağa döküldü. Sosyal mesafe ve maske kuralları hiçe sayılırken, polis ekipleri vatandaşlara ikazda bulundu. Yangın 4 itfaiye aracının yaklaşık 1 saat süren müdahalesinin ardından kontrol altına alındı.

  • Huber Köşkü’nde kritik görüşme

    Huber Köşkü’nde kritik görüşme

    Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, 9’uncusu gerçekleştirilecek Ukrayna-Türkiye Yüksek Düzeyli Stratejik Konseyi Toplantısı için Huber Köşkü’ne geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’nin Huber Köşkü’nde baş başa görüşmesi başladı.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy Huber Köşkü’nde baş başa görüşmesi başladı.

    Görüşmenin ardından iki lider heyetleriyle Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Oturumunu gerçekleştirecek.

    Erdoğan ve Zelenskiy’nin daha sonra ortak basın toplantısı yapması bekleniyor.

  • Büyükşehir Belediyesi yasakları değerlendiriyor

    Büyükşehir Belediyesi yasakları değerlendiriyor

    Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin raylı sistemi kentin kuzeyi ile buluşturacak projesi olan T2 tramvay hattında çalışmalar gece gündüz demeden devam ediyor. Hat üzerinde yer alan 9 üst geçitten sonuncusu olan Gençosman üstgeçidinin çelik montajı da sokağa çıkma yasağı ile başlayıp, sabaha kadar süren çalışmalarla tamamlandı.

    Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin kenti demir ağlarla örme hedefleri doğrultusunda projelendirdiği Kent Meydanı Terminal tramvay hattında eksik imalatların tamamlanması için yapılan ihale kapsamındaki çalışmalar hızla devam ediyor. Toplam 9 bin 445 metre uzunluğunda 11 istasyonlu T2 hattının, T1 hattına entegrasyonu çalışmaları bir taraftan devam ederken, diğer taraftan hat üzerindeki eksik imalatlar da bir bir tamamlanıyor.

    İhale kapsamında hat üstyapısındaki eksik ray kaynakları, raylarının gerdirilmesi, ayarlamaların yapılması, makas montajları, makas kaynakları, eksik imalatların tamamlanması, hat üzerindeki 9 adet üstgeçit istasyonun dış cephe kaplamaları, cam ve prefabrik kaplama işleri gibi tüm eksiklikler gideriliyor. Trafiğin olumsuz etkilenmemesi için çalışmalar ağırlıklı olarak sokağa çıkma yasağı olan saatler arasında gerçekleştiriliyor. Hat üzerindeki 9 üst geçitten biri olan Gençosman üstgeçidinin çelik montajı da sabaha kadar süren çalışmalarla tamamlandı. Sokağa çıkma yasağının başladığı saat 21.00’da çalışmaların startını veren ekipler, günün ilk ışıklarına kadar süren hummalı çalışma ile üstgeçidin çelik montaj imalatını tamamladı.

    “Yasakları değerlendiriyoruz”

    Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, nüfusu 3 milyonu aşan, merkezde yoğun araç trafiğinin olduğu bir kentte özellikle ulaşım yatırımlarının trafiği aksatmadan yapılmasının mümkün olmadığını belirterek, bu nedenle pandemi yasaklarını en iyi şekilde değerlendirmeye çalıştıklarını söyledi. Geçtiğimiz yıl sadece hafta sonu yasaklarında yaklaşık 80 bin ton asfalt dökerek, ana arterleri daha sağlıklı hale getirdiklerini hatırlatan Başkan Aktaş, “Kent Meydanı – Terminal tramvay hattımızın çalışmalarında da mümkün olduğunca trafiği aksatmamaya gayret ediyoruz. Çalışmaların büyük bir bölümünü gece tamamlıyoruz. Amacımız zamanı en iyi şekilde değerlerdirerek, çalışmaları bir an önce tamamlamak” dedi.

  • Prof.Dr. İlhan ramazanı işaret etti

    Prof.Dr. İlhan ramazanı işaret etti

    Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, “Ramazan ayında toplu olarak bir araya gelinmezse toplu olarak iftar yapılmazsa o zaman vaka sayısında azalma beklemek mümkün. Aşıda da hızlı ilerlersek yaz döneminde daha iyi sürece doğru yol alırız” dedi.

    Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı, Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, virüsün kalabalık yerlerde bulaştığının bilindiğine dikkat çekti. Ramazan ayında toplu iftarların yapılmaması gerektiğini belirten Prof. Dr. İlhan, “Nitekim rengi kırmızı olan illerimizde de hafta sonu kısıtlamaları başladı, akşam kısıtlamaları da halen devam ediyor. Virüsün yayılmasını istemiyorsak yapmamız gereken tek şey kalabalıkta bir araya gelmemek. Bu, hafta sonu için de ramazan ayı için de geçerli. Ramazan ayında, Cumhurbaşkanı’mız da söyledi, toplu iftarlardan, kalabalık olarak bir araya gelmekten kaçınmak gerekiyor. Toplu olarak bir araya gelmekten kaçındığımız takdirde virüs bulaşının da azalacağını söylemek mümkün” diye konuştu.

    Prof. Dr. İlhan, vaka sayılarındaki artış nedeniyle ülkenin birçok ilinde hafta sonu kısıtlamalarının uygulandığını da anımsatarak, “Ülkenin büyük çoğunluğunda hafta sonları kapandı. Ramazan ayında da restoran ve kafeler paket servise geçecek. Toplu olarak bir araya gelinmezse toplu olarak iftar yapılmazsa o zaman vaka sayısında azalma beklemek mümkün. Aşıda da hızlı bir şekilde ilerlersek yaz döneminde daha iyi bir sürece doğru yol alacağımızı hep beraber görmemiz mümkün” dedi.b

  • Ayasofya imamı görevinden ayrıldı

    Ayasofya imamı görevinden ayrıldı

    Ayasofya Camii İmamı Prof. Dr. Mehmet Boynukalın, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ndeki görevine geri döndü.

    Edinilen bilgiye göre geçici görevlendirme ile Ayasofya Camii’nde imamlık yapan Prof. Dr. Mehmet Boynukalın, salı günü İstanbul Müftülüğü ‘ne görevden affını isteyen bir dilekçe sundu.

    ,Boynukalın’ın görevinden ayrılma talebi İstanbul İl Müftülüğü ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nca kabul edildi. Prof. Dr. Mehmet Boynukalın’ın, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde akademik kariyerine devam edeceği öğrenildi.

    MEHMET BOYNUKALIN’DAN AÇIKLAMA

    Boynukalın, görevden ayrılmasıyla ilgili sosyal medya hesabından bir açıklama yaptı.

    Mehmet Boynukalın açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

    “Asıl mesleğim üniversite öğretim üyeliği olmasına rağmen, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın talebi ve Marmara Üniversitesi’nin uygun görmesiyle Ayasofya-i Kebir’deki şerefli makama görevlendirme ile geldim. İki gün önce, akademik/ilmi çalışmalarıma daha fazla vakit ayırabilmek için Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi’ndeki baş imam hatiplik görevimden affımı ve görevlendirmemin sona ermesini istedim. Aldığım kararın bir diğer sebebi ise, milli iradeye karşı pervasızca yayınlanan malum bildiriyle ilgili yorumlarda yalan yanlış kıyaslamalara gidilerek, ‘Ayasofya İmamı konuşuyor da biz niye konuşmayalım’ gibi hezeyanlara meydan vermemektir.

    86 yıl sonra yeniden cami olarak fethedilen bu mübarek mekanda ilk baş imam hatip olarak görev yapmamı takdir eden Yüce Mevla’ya sonsuz hamdü senalarımı arzediyor, bu göreve beni layık bulan idarecilerimize ve hassaten Kıymetli Cumhurbaşkanımıza çok teşekkür ediyorum. Bendeniz bu görevdeyken bildiğim kadarıyla, dilim döndüğünde İslam’ı anlatmaya çalıştım. Bunu yapmazsam Allah katında mesul olurum düşüncesiyle hareket ettim.

    Bu niyetin yarın Allah katında bana şahitlik edeceğini umuyorum. İslam’a ve Kur’an’a bir bütün olarak inanıp yaşamayı Rabbim hepimize nasip etsin. Bugüne kadar bana desteğini bildiren yahut düşüncelerime katılmayan bütün kardeşlerimden Allah binlerce kez razı olsun. Allah yar ve yardımcımız olsun.”

  • Sarıklı amirale ihraç yolu

    Sarıklı amirale ihraç yolu

    Kamuoyunda tartışma yaratan ‘sarıklı amiral’ konusunda önemli bir gelişme yaşandı. Son olarak tepki çeken 104 amiral bildirisinde de konu edilen amiralin TSK’dan ilişiğinin kesilmesi gündemde. Hürriyet gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın gazetecilerin katıldığı bir basın turunda bu konunun gündeme geldiğini belirtirken, “Sarıklı amiral TSK’yı rahatsız etmiş. TSK’dan ihraç edileceğini intibaı edindim. İş sadece hukuki prosedürün tamamlanmasına kalmış” dedi.

    Abdulkadir Selvi bugünkü yazısında Milli Savunma Bakanı Akar’ın Kara Havacılık Komutanlığı’nda kurulan bir üs bölgesine düzenlediği geziyi yazdı.

    Bu etkinlik sırasında Akar’a çeşitli sorular yöneltildiğini belirten Selvi, sarıklı amiral konusunun da gündeme geldiğini söyledi.

    Selvi yazısının bu bölümünde şu ifadelere yer verdi:

    “Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a sarıklı amiral hakkındaki soruşturmayı sorduk. Sözleşmeli statüsünde olduğunu ifade etti. İdari soruşturmanın sürdüğünün altını çizdi. Savunması istenmiş. Bu savunma general ve amirallerle ilgili soruşturmayı yürüten birim tarafından değerlendirilecek. Yani hukuki prosedür sürüyor. Ama benim edindiğim izlenim, sarıklı amiral TSK’yı rahatsız etmiş. TSK’dan ihraç edileceği intibaı edindim. İş sadece hukuki prosedürün tamamlanmasına kalmış”

  • Türkiye’nin ilk antikorlu bebeği doğdu

    Türkiye’nin ilk antikorlu bebeği doğdu

    Hamileliğinin 29 ve 33’üncü haftalarında Covid-19 aşısını olan Op. Dr. Zeynep Aslı Kaplan’ın bebeği de antikorlu olarak dünyaya geldi. Henüz 20 günlük olan Uras bebek, Türkiye’nin antikorlu doğan ilk bebeği oldu.

    Bebeğinin doğuştan antikorlu bir şekilde dünyaya geldiği için çok mutlu olduğunu belirten Ankara Şehir Hastanesi Kadın Doğum Hastanesi’nde görevini sürdüren Op. Dr. Zeynep Aslı Kaplan, şunları söyledi:

    “Ben 29 ve 33 haftalık hamile iken Sinovac aşısını olmuştum. Hamileliğimin 38’inci haftasında iken bebeğimiz sağlıklı bir şekilde dünyaya geldi.

    Ne gebelikte ne de sonrasında herhangi bir sıkıntı yaşamadık. Merak ettiğimiz için biz de kort kanına baktık. Çünkü Amerika’daki çalışmalarda anne ve kort kanında antikor çıktığı gösterilmişti. Biz de aynı şekilde baktık ve Sinovac’ta hem benim antikorum oluşmuştu hem de bebeğin kort kanında antikora rastladık. Şimdi antikor varlığı bildiğimiz gibi bizi yüzde 100 korumuyor ama bebeğimin aşılanma şansı yok.

    Henüz bebekler ve çocuklar aşılanmadığı için bebekte antikor pozitifliğinin olması en azından bu dönemde benim içimi rahatlatan bir şey. Aynı şekilde anne sütünde de antikorlar gösterilmiş, biz buna kendimiz de bakacağız aynı şekilde bebeğe de geçiyor mu diye. En azından bu dönemde, bebeğin hem doğumda hem de erken dönemde ilk 6 ay gibi bir süre anne sütünden geçen antikorlarla da korunma ihtimalinin olduğunu bilmek, bir anne için iç rahatlatıcı bir durum.”

    “HALSİZLİK VE KOLDA AĞRI GİBİ ŞİKAYETLER DUYDUM”

    Aşının iki dozundan da sonra herhangi bir yan etki ile karşılaşmadığını, bebeğin de ne hamilelik ne de doğum sonrası dönemde sağlık konusunda bir sıkıntı yaşamadığını belirten Op. Dr. Kaplan, “Çevremde yine doktor arkadaşlarımdan bu dönemde aşı olanlar var. Onlar henüz doğumunu yapmadı ama onlarda da aşı sonrası herhangi bir yan etki olmadığını biliyorum. En fazla halsizlik, aşı yapılan kolda ağrı gibi bir şeyler duydum çevremde de. Gebelerde acilen güvenli olduğuna dair, insanların da içinin rahatlaması için çalışmalara ihtiyaç var. Ama özellikle bizim gibi risk grubunda sağlık personellerinin ya da diğer risk grubunda yer alan annelerin aşılanması hem gebelikte hem doğumda hem de erken dönemde, yeni doğanların korunması için faydalı olacaktır diye düşünüyorum. Bebekleri korumak için tek şansımız gebelikte aşıların güvenli olduğuna dair kanıtların ortaya çıkması ve sonrasında hamile annelerin de aşılanması olacaktır. Tıpkı grip aşılarında olduğu gibi” şeklinde konuştu.

    “DAHA FAZLA VERİYE İHTİYAÇ VAR”

    Ankara Şehir Hastanesi Kadın Doğum Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Özlem Moraloğlu Tekin ise, “Ankara Şehir Hastanesi pandeminin başından beri pandeminin merkez hastanelerinden birisi. Dolayısıyla burada çalışan sağlıkçıların çoğunluğu bu aşılama gruplarına katıldılar. Aslında bu iyi bir şey elimizde bir veri oluşabilecek. Biz de Ankara Şehir Hastanesi Kadın Doğum Hastanesi olarak özellikle doktor Aslı hanım gibi gebeyken aşı olan veya emzirme döneminde aşı olan doktor ve hemşirelerimizin, sağlık çalışanlarımızın verilerini toplamaya başladık.

    Biliyorsunuz dünyada da Moderna ya da Pfizer/Biontech aşısının Faz-3 çalışmalarında aslında gebelerle ilgili bir veri yayınlanmadı ama bu çalışmalara tesadüfen alınan gebe ya da emziren anneler var. Onların da doğum sonrası sonuçları ile ilgili; negatif bir etkinin olmadığı ve bebeklerinde bir yan etki olmadığını gösterdiler. Tabi ki daha fazla veriye ihtiyaç var.

    Biz bu anlamda biz Sağlık Bakanlığı’na da başvurduk. Amacımız bundan sonraki Faz-3 çalışmalarına, bu şekilde daha fazla gebe ve emziren anne verisini de koyabilmek. Elimizde daha fazla veri birikmesini sağlayabilmek” şeklinde konuştu.