Etiket: türkiyehaber

  • Nadır Deresi’nde ıslah çalışmaları tamamlandı

    Nadır Deresi’nde ıslah çalışmaları tamamlandı

    Tarım ve Orman Bakanlığı Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü tarafından yapılan Bursa Orhangazi Nadır Deresi’nde ıslah çalışmaları tamamlandı.

    Tarım ve Orman Bakanlığı Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü Bursa’ya yaptığı yatırımlarla Bursa’nın mümbit topraklarını su ile buluşturmaya, vatandaşları içme ve kullanma suyu temin etmeye ve derelerdeki taşkın riskini azaltmaya devam ediyor. Bursa’da son dönemde yapılan su yapılarının artması bölgedeki tarımsal faaliyetlerin gelişmesinde de önemli rol oynuyor.

    Bursa’da yapımında sona gelinen Orhangazi Nadır Deresi ıslahı işi hakkında yazılı açıklamada bulunan DSİ Genel Müdürü Kaya Yıldız, “Orhangazi Nadır Deresi ıslahı kapsamında yürütülen çalışmaları tamamladık. Çalışmaların tamamlanmasıyla Bursa Orhangazi ilçemizin taşkın riski azaltılmış oldu. İş kapsamında çift taraflı bin 200 metre beton duvar ve 4 adet köprü imalatları bitirilerek fiziki olarak yüzde 100 gerçekleşme sağlanmış olup, çalışmalar tamamlanmıştır. Orhangazi ilçemize hayırlı olsun” dedi.

  • Yılbaşı eğlenceleri vakaları artırdı

    Yılbaşı eğlenceleri vakaları artırdı

    İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, “4 günlük sokağa çıkma kısıtlamasının olduğu, yılbaşının da içinde bulunduğu döneme baktığımız zaman, hemen akabindeki 3 günde sayılarda artış oldu. Pazartesi günü önce 14 binli rakamlar, arkasından 13 ve 12 binli rakamları gördük. Kendi açımızdan da, hastanemiz açısından da baktığımız zaman Türkiye’deki sayılara paralel olarak, Pazartesi ve Salı günleri vaka sayımızda yüzde 50 bir artış oldu” dedi.

    Geçtiğimiz hafta yılbaşı nedeniyle uygulanan 4 günlük sokağa çıkma kısıtlamasının ardından, Pazartesi ve Salı günleri vaka sayılarında artış gözlendi. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, bu artışın kendi hastanelerinde de yüzde 50 oranında olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Tükek, vaka sayılarının kısıtlamanın ardından yükselmesini, yılbaşında vatandaşların kalabalık ortamlarda bulunması ve sosyal mesafeye uymamasına bağlıyor. Tükek vatandaşlara, özel günlerde aile ya da yakın çevre ile bir araya gelmenin ve sosyal mesafe kuralını unutmanın büyük bir tehlike olduğunu hatırlattı. Bu durum, ev içi bulaş riskinin ne kadar ciddi olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

    “YILBAŞININ ARDINDAN VAKA SAYILARI ARTTI”

    Yılbaşının da içinde bulunduğu yaklaşık 4 günlük kısıtlamanın ardından, vaka sayılarında artış olduğunu ifade eden Tükek, bunu vatandaşların yılbaşı için evlerde toplanmalarına bağlıyor. Tufan Tükek, “Hepimizin izlediği gibi, zaten akşam açıklanan rakamlara da baktığımız zaman, vaka sayılarının 9 binlere kadar düştüğünü gördük. Aynı şekilde buna bağlı olarak, biraz daha geriden gelmek ile birlikte ağır hasta sayısında, ölümlerde düşüş olduğunu gözlemledik. Demek ki bu sokağa çıkma kısıtlamaları işe yarıyor. Hakikaten de tam da zamanında alınmış bir karar gibi gözüküyor. Ancak son günlerde, özellikle bu 4 günlük sokağa çıkma kısıtlamasının olduğu, yılbaşının da içinde bulunduğu döneme baktığımız zaman, hemen akabindeki 3 günde sayılarda artış oldu. Zaten belki de bu beklenen bir artıştı. Çünkü en çok kaygı duyduğumuz neydi? “Yılbaşı gecesi insanlar sosyal mesafeye uymayabilir mi?” Tabii her ne kadar kısıtlılık sokakta olsa da, bu gecelerde ev içlerinde buna dikkat edilmeyebilir diye bir endişemiz vardı” diye konuştu.

    “PAZARTESİ VE SALI GÜNLERİ VAKA SAYIMIZDA YÜZDE 50 ARTIŞ GÖRDÜK”

    Tükek, şöyle devam etti:

    “Hakikaten de Pazartesi günü önce 14 binli rakamlar, arkasından 13 ve 12 binli rakamları gördük. Kendi açımızdan da, hastanemiz açısından da baktığımız zaman Türkiye’deki sayılara paralel olarak, Pazartesi ve Salı günleri vaka sayımızda yüzde 50 bir artış gördük gerçekten. Yatan hastalarımız ve ağır hasta anlamında şu an herhangi bir sıkıntı yok. Şu anki vaka sayısının da giderek azalması, geçtiğimiz günlerdeki artışın yılbaşı gecesinin getirmiş olduğu bir artış olduğunu ortaya koyuyor. Nitekim 12 bine kadar geriledi. Belki daha da gerileyecek”

    “BU BİZE KISITLAMA İHTİYACIMIZIN ÇOK YÜKSEK OLDUĞUNU GÖSTERİYOR”

    Bu durumun toplumun kısıtlama ihtiyacının çok yüksek olduğu anlamına geldiğinin altını çizen Tükek, “Bu bize şunu gösteriyor, gerçekten kısıtlama ihtiyacımız çok yüksek. Kısıtlama ile vaka sayısındaki azalma çok önemli. Vaka sayısında azalma, bize ağır hasta ve ölüm sayısındaki azalmaları da birlikte getirecek. Çünkü vaka sayısında ne kadar çok artış olursa, toplumda bu hastalığı ağır geçirecek ve ölecek kişilerin yakalanma riski artıyor. Bizim yapmamız gereken en önemli şeylerden biri, vaka sayısındaki azalmayı sağlamak. Aşılar oluşana kadar, toplumsal bağışıklığı elde edene kadar, bu şekilde kısıtlama ve kurallara uyarak elde etmemiz gerektiği artık çok aşikar. Bunu bir yıl içinde iyi öğrendik. Bizim yapmamız gereken de aşıların yayın olarak uygulanacak Mart ayının sonuna kadar bu kurallara uymak ve mümkün mertebe uygulamak” dedi.

    EV İÇİ BULAŞ RİSKİ

    Yılbaşı gecesi örneğinden hareketle aile içi bulaşa dikkat çeken Tükek, şunları söyledi:

    “Tabii yılbaşı gibi, bayramlar gibi aile yemeklerinin yenmek istendiği ve bir araya gelmelerin fazla olduğu dönemlerde, bulaş riski yüksek. Bir kişi bu virüsü taşıyorsa, aile içerisindeki herkese bulaştırma ihtimali çok yüksek. Çünkü aile içine girdiğiniz zaman maske takmıyorsunuz ve yemek yediğiniz zaman maskeyi çıkartıp aynı masaya oturuyorsunuz. O insanlarla çok yakın temasta ve sohbet ortamında oluyorsunuz. Bu ortamlarda zaten, bir kişide bile virüs olsa, diğerlerinin de enfekte olması demek. Dolayısıyla bu artışların da nedeni çok net bir şekilde bu.”

    “MUTANT VİRÜS DAHA HIZLI BULAŞIYOR, TOPLUMUN DAHA FAZLA KORUNMASI LAZIM”

    Hızlı bulaşan mutan virüs nedeniyle tedbirlere çok daha fazla dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Tufan Tükek, “Mutant virüsün bizim için en önemli özelliği hızlı bulaşabilmesi. Dolayısıyla toplumda, bu hastalığı ağır geçirecek kişilerin bu hastalığa yakalanmaması için bizim toplumu korumamız lazım. Hastalık çok hızlı bulaşıyorsa, vatandaşlarımızı bir kat daha fazla korumamız lazım. Çünkü dediğim gibi aile içinde bir ailede bir kişi olduğunda o ortamdaki bütün kişileri enfekte edebiliyor. Özellikle bu yeni mutant virüslerin enfeksiyon yapma kapasitesinin yüksek olduğu söyleniyor. Dolayısıyla vaka sayısı artarsa, bu hastalığı ağır geçirecek ve ölecek kişileri hastalık yakalıyor. Bunun önüne geçebilmek açısından bu kişileri korumamız lazım. Yapmamız gereken, toplumun tamamını korumak için ne gerekiyorsa, bilimsel önerilere uyalım, dişimizi sıkalım, insanlarla aramıza mesafeye koyalım. Sonra güzel günler bizi bekliyorö diye konuştu.

    “4 GÜNLÜK TATİLDE İNSANLAR BİR ARAYA GELME DÜŞÜNCESİNE YÖNELDİ”

    Kadir Berkay Güleç, “Açıkçası bireysel olarak iki kişi vakit geçirdik. Çevremdekileri düşünürsem, arkadaşlarımın arkadaşlarıyla bir araya geldiği doğru. 4 günlük tatilde şehir dışına gidenler de oldu. Bir araya gelme düşüncesine yöneldi insanlar zatenö dedi.

    “KALABALIKTIK AMA EV BÜYÜK”

    Aile bireyleri ile evlerinde toplandıklarını ve kalabalık olduklarını ifade eden Mert Türkcan, “Ailemle birlikteydim. Dışarıda arkadaşlarımız ile parti yapacağımız gibi, aynı şekilde ailemiz ile parti yaptık. Kısıtlama kötüydü ama hiç yapmadığımız şeyleri bu sene yapmış olduk ailemizle. Evet biz kalabalıktık ama ev büyük. Kalabalık bir aileyiz, 8-9 kişi falandık ama bizim ev 3 katlı. Metrekare başına sosyal mesafeyi koruduk sıkıntı yok. 1 metre arayla dans ettik”

    “BEN EVDEYDİM AMA ARKADAŞLARIMIN ÇOĞU TOPLANDI”

    Her yılbaşı olduğu gibi evde olduğunu dile getiren bir başka vatandaş ise, “Üniversiteden arkadaşlarım var, onlar her zaman toplanıyorlar. Ben evdeydim ama arkadaşlarımın çoğu toplandı. Ona bir kısıtlama gelemiyor. Toplandılar bayağı, bence bundan olmuştur diye düşünüyorum” diye konuştu.

  • İnegöl Kent Müzesi 12 yaşında

    İnegöl Kent Müzesi 12 yaşında

    Türkiye’nin ilk ilçe Kent Müzesi olarak 10 Ocak 2009 yılında açılan İnegöl Kent Müzesi, 12’nci yaşını kutluyor. 12 yılda yerli ve yabancı toplam 850 bin ziyaretçi ağırlayan müze, bu süre zarfında Türkiye’deki farklı şehirlerde hayat bulan pek çok müze için de esin kaynağı oldu.

    İnegöl Kent Müzesi, kuruluşunun 12’nci yılını kutluyor. Kurulum çalışmaları 2005 yılında başlayan ve 10 Ocak 2009 tarihinde resmi açılışı gerçekleştirilen Türkiye’nin ilk ilçe kent müzesi unvanına sahip İnegöl Kent Müzesi, 12 yılda yerli ve yabancı 850 bin misafir ağırladı. Sadece bir müze olmakla kalmayıp salon etkinlikleri ve sergilere de ev sahipliği yapan, aynı zamanda ülkemizin pek çok şehrinde hayat bulan benzeri müzelere ilham kaynağı olarak katkı sunan İnegöl Kent Müzesi, şehrin tüm değerlerini içerisinde barındırıyor.

    İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban, Kent Müzesi’nin 12’nci kuruluş yılına özel bir açıklama yaptı. İnegöl Kent Müzesi’nin Türkiye’nin ilk ilçe kent müzesi olduğuna vurgu yapan Başkan Taban, “2005 yılında başlayan kurulum çalışmaları tam 4 sene sürdü. O dönem müze oluşumu için kurulan komisyon; bu 4 senede çok büyük fedakarlıklar yaparak köy köy, belde belde dolaştı. Cami imamlarından muhtarlara, oda ve derneklere kadar herkesi bu işe dahil etti. Bu titiz çalışmalar sonucunda; halkımız tarafından müzemize yüzlerce materyal, onlarca eşya bağışı sağlandı. Araştırmalar yapıldı. Akademisyenlerle çalışıldı. Konunun uzmanlarına danışıldı. Böylelikle bu büyük hizmet; halkımız tarafından sahiplenildi. Bu yönüyle Kent Müzemiz; bir şahsın veya bir kurumun değil, ilçe halkımızın ortak eseri olarak oluştu” dedi.

    İnegöl halkının bağışlarıyla hiçbir ücret ödenmeden müze içerisinde yerini alan eserlerin dünyadaki nadir müze koleksiyonlarından biri olarak karşımıza çıktığını ifade eden Başkan Alper Taban, “Birçok kente örnek olan ve müzecilik anlayışı çerçevesinde Mobilya Ağaç Sanayi Müzesi ile taçlandırdığımız bu özel ve anlamlı oluşuma katkıda bulunan başta İnegöl halkımız olmak üzere, kamu kurum ve kuruluşlarına, muhtarlarımıza, sivil toplum örgütlerine, projemizin başından itibaren özverili katkılarını esirgemeyen koordinasyon kurulu üyelerimiz; Nedim Bayram, Serdar Rubacı, Bayram İnaltekin, İsmail Hakkı Özak ile Ali Osman Olgun’a ve akademik danışma kurulu üyelerimize teşekkürlerimizi sunuyoruz. Bu değerli büyüklerimiz arasında rahmetli olanlara Allah’tan rahmet, hayatta olanlara da sağlıklı ömürler diliyoruz” diye konuştu.

    Kent Müzesi’nin 12 yıllık ziyaretçi verilerinden de söz eden Başkan Taban, şöyle devam etti:

    “10 Ocak 2009 tarihinde açılan Türkiye’nin İlk ilçe Kent Müzesi olma özelliğine sahip müzemiz, o tarihten bu yana yerli ve yabancı ziyaretçilerin uğrak yeri olmuştur. Müzemiz,12 yılda toplam 850 bin ziyaretçiyi ağırlamıştır. 12. yılına büyük onurla giren İnegöl Kent Müzemiz yurt içi ve yurt dışından gelen ziyaretçilere ev sahipliği yaparken, İnegöl’ün turizm değerlerinin de öne çıkmasına olanak sağlamaktadır. İnegöl Kent Müzemiz; saydığım tüm bu özelliklerin yanında farklı özellikleri de bünyesinde barındıran bir mekan. Müzemiz birçok kültür etkinliğinin merkezi haline gelerek, İnegöl’de açılan sergilerin merkezi konumuna gelmiştir. Müzemizde bugüne kadar birbirinden kıymetli 131 sergimizi ziyaretçilerimizle buluşturmanın gururunu yaşadık. Kent Müzesini ziyaret gelen misafirler, müzenin karşısındaki İshakpaşa Külliyesi ve Cuma Camii ile Tarihi Kapalı Çarşı’yı gezdikten sonra Ortaköy Kervansarayı, Oylat Mağarası gibi önemli tarihi ve turistik mekanları da gezme fırsatına ulaşmaktadır. Bu manada Kent Müzemiz destinasyon alanlarının merkezi konumuna ulaşmış ve ilçemizin turizm alanındaki değerlerinin tanıtılması noktasında önemli bir işlevi de yerine getirmektedir. Hem kültürel etkinlikleri hem de İnegöl’ün değerlerini aynı anda yeni nesle sunması yönünden İnegöl Kent Müzesi aynı zamanda bir okuldur.”

    Türkiye’nin ilk İlçe Kent Müzesi unvanına sahip müzemiz, bu anlamda farklı şehirlere öncülük de ettiğini belirten Taban, “Kent Müzemizi diğer şehirlerdeki benzerlerinden ayıran en önemli özelliği; Şehrin hikayesinin bu kadar güzel bir şekilde anlatıldığı, geçmişin bugüne ve geleceğe yansıtılmasına olanak sağlayan böylesi önemli mekanların birçok şehire örnek olmasıdır. Şimdiye kadar birçok il ve ilçe; Kent Müzesi kurmak için İnegöl Kent Müzesini model almıştır. Geçmişin bizlere daha anlatacağı çok şey var düsturuyla hareket eden Yaşayan Müze İnegöl Kent Müzesi’nin 12’nci yaşını kutladığımız günlerde, bu vesileyle tüm ilçe halkımızı yeniden müzemizi ziyaret etmeye davet ediyorum” dedi.

  • “Acil Kullanım Onayı sürecini başlattık”

    “Acil Kullanım Onayı sürecini başlattık”

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 2021 yılının ilk Bilim Kurulu Toplantısı sonrası açıklama yaptı. Bakan Koca, yaptığı yazılı açıklamada “Gelen ara sonuçlara göre aşının yeterince güvenli ve etkili olduğunu anlamış olduk ve Acil Kullanım Onayı için süreci başlattık” dedi.

    2021 yılının ilk Bilim Kurulu Toplantısı, bugün saat 17.00’de yapıldı. Toplantı sonrası Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yazılı açıklamada bulunarak aşılarla ilgili gelinen son süreci açıkladı. Bakan Koca, yaptığı açıklamada “Bugün itibariyle 50 milyon doz inaktif aşı için kesin anlaşma yapmış ve 3 milyon dozluk ilk bölümünü depolarımıza teslim almış durumdayız. Ayrıca mRNA temelli aşı için de bugün yine bir görüşme yaparak yeni tedarik planını gözden geçirdik. 4,5 milyon doz garanti ve 30 milyon doza kadar anlaşmamız imzalandı. Ayrıca adenövirüs temelli Rusya ve İngiltere’de geliştirilen aşılar için de görüşmelerimiz devam etmektedir” ifadelerini kullandı.

    ‘AŞININ GÜVENLİ VE ETKİLİ OLDUĞU TEST EDİLDİ’

    Sağlık Bakanı Koca, yaptığı açıklamada testlerden gelen ara sonuçulara göre aşının güvenli ve etkili olduğunu belirtti. Bakan Koca, aşılar için ‘Acil Kullanım Onayı’ sürecini başlattıklarını belirterek, “Aşılama programına ilk olarak başlayacağımız inaktif aşı için bazı bilgileri açıklamak isterim. Bildiğiniz üzere bu aşının klinik çalışması ülkemizde yürümektedir. Aşılama programına başlayabilmek için aşı ile ilgili çalışmayı yürüten bilim insanlarımızdan ara sonuçları talep etmiştik. Gelen ara sonuçlara göre aşının yeterince güvenli ve etkili olduğunu anlamış olduk ve Acil Kullanım Onayı için süreci başlattık. Şu anda teslim edilen aşılar için güvenlik testleri devam etmektedir. Testler tamamlanır tamamlanmaz sonuçların uygun olması halinde Acil Kullanım Onayı verilecektir. Klinik araştırma safhasında ara sonuçları talep edip aşının güvenli olduğunu gördükten sonra araştırmayı yürüten bilim insanlarımıza artık yeni gönüllü kabul etmemeleri bildirildi. Aşının güvenli olduğu anlaşıldıktan sonra yeni gönüllü almaya devam etmemek gerekmektedir. Şu ana kadar 10 binin üzerinde gönüllüye 17 bin 700 doz aşı uygulanmış ve sonuçları takip edilmeye devam edilmektedir. İnaktif aşının menşei ülkede uzun zamandır Acil Kullanım Onayı bulunmaktadır. Acil Kullanım Onayı verilirken çalışma ile ilgili en güncel veriler incelenecektir” dedi.

    Aşı çalışması yapılan Endonezya ve Brezilya ile de sürekli iletişim halinde olduklarını ifade eden Bakan Koca, “Endonezya’da aşılama takviminin 13 Ocak’ta başlayacağı öğrenilmiştir. Çalışmanın devam ettiği Brezilya’da ise bugün sonuçlar açıklanmış ve aşının hafif vakalarda yüzde 78, orta ve ağır vakalarda yüzde 100 etkili olduğu açıklanmıştır. Brezilya’da yürütülen çalışma sadece virüse en çok maruz kalan grup olan sağlık çalışanlarında yapılmıştır. Karşılıklı bilgi paylaşımımız devam edecektir” ifadelerini kullandı.

    AŞILARIN 60 YAŞ ÜSTÜ KİŞİLERDE KULLANILMASINDA ENGEL YOK

    Bilim Kurulu Toplantısı’nda aşıların kimlere uygulanacağı konusunda değerlendirmenin yapıldığını aktaran Bakan Koca, “Bilim Kurulumuzda gündemdeki bir diğer konu olan 60 yaş üzeri kişilerin inaktif aşı ile aşılanması durumu da değerlendirilmiştir. Faz III deneylerinin 60 yaş üzeri kişilerde yürütülmediği için aşılamanın uygun olup olmayacağı ile ilgili yapılan değerlendirmede Faz I ve Faz II’de 60 yaş üstü kişilerde güvenlik çalışması yapıldığı ve yeni gelen verilerin değerlendirmesi ile bu grupta da kullanılmasının önünde bir engel olmadığı anlaşılmıştır. Bu kapsamda Acil Kullanım Onayı’nı takiben yaşlılarımız ve kritik görevdeki kişilerden başlayarak 18 yaş üzerindeki uygun tüm vatandaşlarımızın aşılanması hedeflenmektedir. Bu süreçte aşıların tedarik planına uygun şekilde peyderpey ülkemize ulaşmasını bekliyoruz. Program dahilinde aşı teslim alındıkça Bilim Kurulumuzun belirlediği risk sıralamasına göre vatandaşlarımızı aşılayacağız” ifadelerini kaydetti.

    Bakan Koca, açıklamasının devamında şunları kaydetti:

    “Aşı lojistik planlaması, başta Aile Sağlığı Merkezleri olmak üzere bütün hastanelerimizi de kapsayan yaygın aşı merkezlerinin organizasyonu yapılmıştır. Tüm sürecin dijital olarak takip edilmesini sağlayacak uygulamalar ve risk öncelikli kurumlara ait veri tabanlarının oluşturulması çalışmaları tamamlanmak üzeredir. Vatandaşlarımızın randevu alma süreçleri ve aşıya erişim yollarını öğrenebilecekleri, aşıya ilişkin detaylı bilgilere ulaşabilecekleri web sayfamız önümüzdeki günlerde devreye girecektir. Vatandaşlarımız ait oldukları sosyal ve demografik grupların sırasını web sayfasından takip edebilecektir. Kendilerine aşı tahsisi bilgisine e-Nabız, MHRS gibi mecralar üzerinden haberdar olabilecekler ve MHRS üzerinden randevu alarak hiçbir ücret ödemeksizin aşı yaptıracaklardır. Aşı iki doz olarak uygulanacaktır. İlk aşı uygulamasından 28 gün sonra ikinci doz aşılama için benzer şekilde randevu alabileceklerdir. Sağlık Bakanlığımız ve ilgili tüm paydaşlarımız gece gündüz demeden en hızlı şekilde aşılama takvimini başlatmak ve güvenli şekilde vatandaşlarımızı aşılamaya başlayabilmek için çalışmaktadır. Küresel salgının yıkıcı etkisine son vermesini ümit ettiğimiz aşılama için var gücümüzü kullanacağımızdan emin olunuz.”

  • Hrant Dink cinayetinde flaş gelişme

    Hrant Dink cinayetinde flaş gelişme

    6 sanıklı davada ‘cinayeti daha önceden bildiklerine dair dosyada delillerin olması gerekçesiyle’ hakkında tutuklama kararı çıkartılan o dönem Trabzon Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü görevli iki sanıktan Veysal Şahin, Adana’da yakalandı.

    Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, gazeteciler, jandarma ve eski emniyet görevlilerinin de aralarında bulunduğu 4’ü tutuklu, 76 sanığın yargılandığı davanın 117’nci duruşması, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada mahkeme heyeti, o dönem Trabzon Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde görevli olan sanıklar Veysal Şahin ve Volkan Şahin’in, ‘dosya kapsamında cinayetin daha önceden bilgisi olan ve kendisine Coşkun İğci vasıtasıyla haberdar edilen kişilerden olması, sanıkların cinayeti daha önceden bildiklerine dair dosya kapsamında delillerin olması, mütalaada istenen ceza durumu, kuvvetli suç şüphesinin olduğu, sanıkların tutuklulukta geçen sürelerin azlığını’ dikkate alarak tutuklanmalarına, tutuklanmalarına yönelik yakalama emirleri çıkarılmasına karar verdi.

    ADANA’DA YAKALANDI

    Kararın ardından Adana Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şube Müdürlüğü ekipleri, Veysal Şahin’i kentte, saklandığı adreste yakaladı. Gözaltına alınan Veysal Şahin, Adana Adli Tıp Birimi’nde sağlık kontrolünden geçirildikten sonra İl Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü.

  • Bakan Koca’dan SMA açıklaması

    Bakan Koca’dan SMA açıklaması

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “SMA kampanyasının ‘kirli’ yönü bazı küresel şirketlerin insanımızın iyi niyetini suistimal etmesidir” dedi.

    Bakan Koca, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “SMA kampanyasının ‘kirli’ yönü bazı küresel şirketlerin insanımızın iyi niyetini suistimal etmesidir. Samimi duygularla hareket edenlerin tüm çabaları masumdur. SMA Bilim Kurulumuzun uygun gördüğü her tedavi, uygun görülen her hastaya uygulanmaktadır. Konu mali değil, insanidir” dedi.

  • Türkiye’de mutasyonlu virüs vakaları artabilir

    Türkiye’de mutasyonlu virüs vakaları artabilir

    Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, Türkiye’de de görülen mutasyona uğramış Covid-19 virüsü hakkında, “Sayı tabii ki 15’in üzerine çıkabilir. Ama alınan önlemlerin burada ne denli etkili olup olmadığı esas konuşulması gereken konu” dedi.

    Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu Üyesi ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, alınan tedbirlerin vaka sayılarının düşüşüne olumlu yansıdığını söyledi. Prof. Dr. İlhan, İngiltere kaynaklı mutant virüs yükü taşıyan 15 kişinin tespit edildiğini ancak taramaların hala devam ettiğini ifade etti. 15 kişinin ve temaslılarının karantina altına alındığını ama taramalar sonrasında bu sayının artabileceğini belirten İlhan, önemli olanın alınacak önlemler olduğunu kaydetti.

    İngiltere hükümetinin Covid-19 hastalarına uygulanan aşıların aynı dozu stokta kalmadığı veya ilk aşının bilinmediği durumlarda farklı Covid-19 aşılarının karıştırılarak kullanılabilmesinin yolunu açmasıyla ilgili de Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, “Biliyorsunuz korona virüs ile ilgili aşı vurulduğu zaman birinci dozdan sonra antikor oluşmaya başlıyor, ikinci dozdan sonra antikor oluşturması perçinleniyor ve daha uzun süre bağışıklık ortaya çıkıyor. Ülkemizde de birinci dozdan 28 gün sonra ikinci dozu yaparak ilerleme yönünde Bilim Kurulumuzun bir kararı mevcut. Tabii genel olarak baktığımızda klinik pratikte daha önceki aşı hangi markadan yapıldıysa, ikinci aşının aynı markadan yapılması doğru bir yaklaşım olacaktır. Zaten biz Türkiye’de de buna göre hesap yaparak her iki dozu da vatandaşlarımıza uygulayacak bir yaklaşım içindeyiz. Süreç içerisinde eğer bir aksilik olursa böyle bir yaklaşımı tekrar tartışıp karar vermek gerekiyor. Şuan ülkemizde böyle bir uygulama söz konusu değil. Vatandaşlarımız birinci dozu hangi markadan olduysa ikinci dozu da aynı markadan olmaları doğru bir yaklaşım olacak” ifadelerini kullandı.

    “Her vatandaşımıza bir önceki olduğu aşı neyse o aşının uygulamasıyla devam edilecektir”

    İngiltere’de alınan karar sonrasında ilk doz ile ikinci dozun farklı markalardan kullanılabilmesinin yolunun açılmasının aşının etkinliğini ne derece etkileyeceği hakkında bir bilginin şu an belli olmadığını belirten Prof. Dr. İlhan, “Şu an bununla ilgili bir yorum yapmak çok doğru olmaz. Çünkü bizim hem hazırlığımız bu şekilde hem de bununla ilgili çalışmalar çok sınırlı olduğu için bir detay vermek doğru bir yaklaşım olmaz. Vatandaşlarımızın bence aklı karışmamalı birinci dozu hangi aşıdan olduysa ikinci dozu da aynı aşıdan olmalı. Biliyorsunuz yerli aşılarda da hem inaktif aşı, hem mRNA aşısı hem de viral vektör aşısıyla ilgili çalışmalar söz konusu. Bunlarla beraber ben aşıda bir eksiklik olabileceğini düşünmüyorum açıkçası, Türkiye’de aşı tedarikinde. O yüzden ülkemizde inşallah bir aksilik olmadan her vatandaşımıza bir önceki olduğu aşı neyse o aşının uygulamasıyla devam edilecektir düşüncesindeyim” diye konuştu.

    “Sayı 15’in üzerine çıkabilir”

    İngiltere kaynaklı mutant virüsün Türkiye’de 15 kişide görüldüğünü ama bu sayının artabileceğini belirten Prof. Dr. İlhan, “Sayı tabii ki 15’in üzerine çıkabilir. Çünkü şöyle yapılıyor biliyorsunuz; önce PCR taraması yapılıyor. PCR taramalarından geçmişe yönelik mutasyon var mı, yok mu diye taramalar yapılıyor. Sayı elbet yukarı doğru çıkabilir. Ama alınan önlemlerin burada ne denli etkili olup olmadığı esas konuşulması gereken konu. Biliyorsunuz biz ilk İngiltere’de mutasyon çıkar çıkmaz, İngiltere ve oralardan çok fazla uçuş yapılan, Danimarka, Hollanda, Güney Afrika ki Japonya’da da Güney Afrika’dan gidenlerden kaynaklı mutant virüs ortaya çıktı. Bu önlemleri aldığımız için Türkiye’de o kadar yayılmamış olabilir. Ancak yayılmış olsa da değişen bir şey söz konusu olmayacak. Çünkü biz şuan da bunun ne kadar yayıldığı ile ilgili Türkiye ve dünya bilgi sahibi değil. Çok yeni bir olay, 15 günlük bir olay. Bizim aldığımız önlemler, fiziksel mesafe, maske, temizlik, ortama temiz havanın girmesi konusunda bir değişim söz konusu olmayacak açıkçası. Hatta daha da tedbirli olmamız gerekecek” şeklinde konuştu.

    “Madem yüzde 70 daha fazla bulaşıyorsa bizim iki kat daha fazla dikkat etmemiz gerekecek”

    Şu an mutasyonun hastalık yapıcı etkisinde ne gibi bir değişiklik olduğunun bilinmediğini, ancak daha kolay bulaştığının tespit edildiğini hatırlatan Prof. Dr. İlhan, “Madem yüzde 70 daha fazla bulaşıyorsa bizim iki kat daha fazla dikkat etmemiz gerekecek diye düşünülüyor. Ama şunu da bilmemiz gerekiyor; şuan bu virüsün bulaşıcılığıyla ilgili bir bilgi söz konusu. Hastalık yapma gücünün değiştiği ile ilgili elimizde bir bilgi söz konusu değil. O yüzden bilinmeyen bir durumla ilgili konuştuğumuz için; şuan ülkemizde sadece 15 kişide görüldüğünü, bu kişilerin kendilerinin izolasyonda, yakın çevrelerinin de karantinada olduğunu biliyoruz. Bu nedenle daha fazla kişide görülüp görülmediği konusunda net bir bilgi de elimizde olmadığı için daha çok dikkat ederek gitmesi kuşkusuz mutasyonlu virüsün de ülkemizde daha az görülmesine ve daha az hastalık yapmasına sebep olacaktır” dedi.

    “Kısıtlamaların en az 1 ay daha devam etmesinin doğru olacağını düşünüyorum”

    Alınan tedbirlerin de sonuçlarını gösterdiğini belirten Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan şunları kaydetti:

    “Bu aldığımız önlemler ile beraber, önce hasta sayısının, sonra vaka sayısının, sonra onu takiben 15-20 gün içerisinde ağır hasta sayısının, onu takiben 15-20 gün içerisinde de vefat sayısının azalacağını söylemiştik.

    Çok şükür daha aşağı doğru gidiyor vefat sayımız. Tabii ağır hasta sayımızın azalmasından kaynaklanıyor. Hatta en başta aslında hasta sayımızın azalmasından kaynaklanıyor, bin 500 civarındayız biliyorsunuz.

    Bu gösteriyor ki alınan önlemler gerçekten etkili oluyor. Bazen istenmeyen görüntüler yaşıyoruz, hafta sonu da belki gözlemledik. Ama vatandaşlarımızın büyük çoğunluğu artık bu kısıtlamaları benimsemiş durumda.

    Herkes bu korona virüsten biran önce kurtulmak istiyor. Çözümün de fiziksel mesafe, maske ve hijyen olduğu düşünüldüğünde kurallara uyan vatandaşlarla beraber vakaların, hastaların akabinde de ağır hasta ve vefatların azaldığını gözlemliyoruz.

    Tabii iki haneli rakamlara, tek haneli rakamlara, sıfıra düşse. En büyük arzumuz bu hekim olarak. Ama bunun için biraz daha zamana ihtiyacımız var. Ağır hastalarımız ne zaman ki iyice azaldı, o zaman vefatların da yine onu takip eden 15-20 gün içerisinde daha aşağı doğru gideceğini söylemek mümkün olacaktır.

    Tabii bu vesileyle baktığımızda bu kısıtlamaların aşıya da başlayacağımızı düşünerek, daha nerden baksak 1 ay daha en az devam etmesinin doğru olacağını düşünüyorum.”

  • Türbanlı hakim tartışmasına soruşturma

    Türbanlı hakim tartışmasına soruşturma

    Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, “Türbanlı hakim karşısına gittiğimde adaleti savunacağı konusunda kuşkum var” sözleri nedeniyle CHP eski milletvekili Fikri Sağlar hakkında, ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama’ suçundan soruşturma başlattı.

    Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan konuya ilişkin yapılan yazılı açıklamada, “Katıldığı bir televizyon programında, ‘Türbanlı hâkim karşısına gittiğimde adaleti savunacağı konusunda kuşkum var. Bazıları militanca ve ideolojik takılıyor, bununla mücadele edilmeli’ şeklindeki sözleri nedeniyle Durmuş Fikri Sağlar hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 216’ıncı maddesi kapsamında ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama’ suçundan, re’sen soruşturma başlatılmıştır” denildi.

  • Kısıtlamayla nüfusu 10 kat arttı

    Kısıtlamayla nüfusu 10 kat arttı

    Bursa’nın İnegöl ilçesi Boğazova Yaylası’nın nüfusu, sokak kısıtlamasının uygulandığı hafta sonlarını yazlıklarında geçiren vatandaşlarla birlikte 10 kat artıyor. Bölgedeki kırsal Çayyaka Mahallesi’nin muhtarı Sami Çakmak, 200 kişinin yaşadığı bölgenin nüfusunun hafta sonları 2 binlere kadar çıktığını söyledi.

    İnegöl ilçesinde doğayla iç içe olan 200 kişinin yaşadığı Boğazova Yaylası, sokak kısıtlamasının uygulandığı hafta sonları, yoğun ilgi görüyor. Bursa merkez ile başta İstanbul ve Yalova olmak üzere çevre illerden gelen vatandaşlarla birlikte hafta sonu bölgenin nüfusu 2 bine çıkıyor. 1200 rakımlı ormanlık alanda bağ evlerinde kalan vatandaşlar, doğa ile iç içe bir hafta sonu geçiriyor.

    Hafta sonunu ailesiyle birlikte bölgede geçiren Yalçın Ulama, “Pandemi kapsamında uygulanan sokağa çıkma yasağı nedeniyle ormandaki evimize gelip konaklıyoruz. Diğer zamanlarda işimizden dolayı buraya gelemiyorduk. Ama son dönemlerde yasaklarla birlikte bu bölge, bizim için bir fırsat oldu. Hafta sonlarını burada geçiriyoruz. Havası güzel. Yaylada dere de var. Doğayı çok seviyoruz. Birçok vatandaş da buradaki evlerine geliyor” dedi.

    Bölgede bulunan kırsal Çayyaka Mahallesi’nin muhtarı Sami Çakmak ise, “Pandemiden bu yana salgının şehirlerdeki yayılma oranını dikkate alan vatandaşlar, bölgemizi cazibe merkezi haline getirdi. İstanbul, Bursa ve İnegöl’de ikamet edip yazlığı olanlar buraya geliyor. Hafta sonu sokağa çıkma kısıtlamasını fırsat biliyorlar. Açık alanda ve temiz havada koronavirüs bulaşmıyor. Ailece gelenlerin büyük çoğunluğu, kendi evlerinde hafta sonunu geçiriyor” diye konuştu.

    Yaylada yaklaşık 500 evin olduğunu ifade eden Çakmak, “Hafta sonları 2 bine yakın kişi konaklıyor. Hafta içine nazaran hafta sonları burada nüfus 10 kat artıyor” dedi.

    Bölgede balıkçılık yapan Ömer Ağdık ise, “Hafta sonu gelenlere ve burada kalanlara diğer günlere göre çok daha fazla paket servis yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Eren Bülbül doğum gününde unutulmadı

    Eren Bülbül doğum gününde unutulmadı

    Trabzon’un Maçka ilçesinde 11 Ağustos 2017 tarihinde PKK’lı teröristler tarafından şehit edilen Eren Bülbül, 19. yaş gününde unutulmadı.

    Trabzon’un Maçka İlçesi Köprüyanı Mahallesi’nde 11 Ağustos 2017 tarihinde terör örgütü mensuplarının hırsızlık için girdiği evlerini güvenlik güçlerine göstermek için giderken açılan ateş sonucu Astsubay Başçavuş Ferhat Gedik ile birlikte şehit olan Eren Bülbül, doğum gününde unutulmadı.

    1 Ocak 2002 yılında dünyaya gelen ve PKK’lı teröristler tarafından 15 yaşında şehit edilen Eren Bülbül’ün 19. yaş günü sevenleri tarafından ‘İyiki varsın Eren’ etiketiyle sosyal medyada paylaşıldı.

    “Yiğit, yiğitliğiyle anılır”, “Eren Bülbül yaşasaydı 19 olacaktı”, İyiki doğdun, iyiki varsın Eren” yorumlarıyla binlerce kişi Eren Bülbül’ün fotoğrafını paylaşarak doğum gününü kutladı.