Etiket: türkiyehaber

  • 6 bankanın çalışma saatleri değişti

    6 bankanın çalışma saatleri değişti

    Covid-19 salgını kapsamında alınan tedbirlerle bazı bankalar İstanbul’da bulunan şubelerinin çalışma saatlerini değiştirdi. Peki, hangi banka saat kaçta açılıyor? İşte Akbank, Garanti BBVA, İş Bankası gibi bazı bankaların yeni çalışma saatleri…

    Koronavirüs salgının sonbahar aylarıyla beraber tekrar artış göstermesiyle salgınla mücadelede yeni önlemler alınıyor.

    Bazı kamu kuruluşlarının mesai saatlerinde değişiklik yapılırken bazı bankalar da İstanbul’da bulunan şubelerinde çalışma saatlerini yeniden düzenledi.

    Bankaların İstanbul ilçelerindeki şubelerinin yeni çalışma saatleri şöyle:

    QNB Finansbank 18.11.2020 tarihi itibariyla 10.00-12.30 ile 13.30-17.00 saatleri arasinda hizmet verecek.

    İş Bankası 9 Kasım 2020 tarihi itibarıyla 10.00 – 12.30 ve 13.30 – 17.00 saatleri arasında hizmet vermeye başladı.

    Akbank 18 Kasım’dan itibaren 10.00-12.30 ile 13.30-17.00 saatleri arasında hizmet vermeye başlayacak.

    Garanti BBVA Bankası , 16 Kasim 2020 itibariyla 10.00 – 12.30 ve 13.30 – 17.00 arasında hizmet vermeye başladı.

    Yapıkredi Bankası ise 17 Kasım 2020 Salı günü itibarıyla 10.00-12.30 ve 13.30-17.00 saatleri arasında hizmet veriyor.

    Denizbank 19 Kasım 2020 Perşembe günü itibarıyla 10.00-12.30 ve 13.30-17.00 saatleri arasında hizmet vermeye başlayacak.

  • Babacan’dan hükümete Kanal İstanbul eleştirisi

    Babacan’dan hükümete Kanal İstanbul eleştirisi

    DEVA Partisi lideri Babacan, İmamoğlu hakkında başlatılan afiş soruşturmasını eleştirdi, “Kanal İstanbul için devlet projesi diye bir kavram uydurdular. Neymiş; ‘devlet projesi’ imiş. Hiç kimse bunu eleştiremezmiş. Devlet tek bir partinin değildir, Kanal İstanbul’u tabii ki eleştireceğiz” dedi.

    Babacan partisinin Ağrı il binasının açılışını yaptı, il kongresinde konuştu. İBB Başkanı İmamoğlu hakkında açılan Kanal İstanbul afişleri soruşturmasını değerlendirdi.

    Projenin herkes tarafından eleştirilebilmesi gerektiğini ifade eden Babacan, AKP’nin iktidardan gidersek Türkiye için büyük bir sorun olacağı algısı yaratmaya çalıştığını savundu. Babacan şöyle konuştu:

    Ülkenin kaderiyle kendi partilerinin kaderinin aynı olduğunu söylüyorlar. Bu ne kadar tehlikeli bir ifade… Bu ifadeyi dikkatle değerlendirmek lazım: ‘Biz batarsak ülke de batar’ diye adeta insanımızı korkutuyorlar.

    Ülke de bizimle beraber batsın diyerek tehdit ediyorlar. Biraz daha analiz ettiğimizde, sadece korkutma değil, altında tehdit de olduğunu görüyoruz.

    Biz batacaksak ülke de batsın’ diye bir tehdit var. Hiç merak etmesinler. Bu milletin çalışkan ve fedakar evlatları, DEVA Partisi’nin genç kadroları, ehliyet ve liyakat sahibi kadrolar bu ülkeyi layık olduğu şekliyle yönetecek.

    “KANAL İSTANBUL İÇİN DEVLET PROJESİ DİYE BİR KAVRAM UYDURDULAR”

    İmamoğlu hakkında açılan soruşturmayı anımsatan Babacan, şunları söyledi;

    Bu devlet tek bir partinin devleti değildir. Devlet ile bir partiyi aynı hamura koyuyorlar. Bu devlet tek bir partinin devleti olamaz, olmayacak. İzin vermeyeceğiz. Bu devlet hepimizin, bu milletin.

    Kimse milyonlarca insanın oyuyla seçilmiş kişilerin eleştirilerine karşı yeni şeyler icat etmesin. Böyle bir şey yok. Eleştireceğiz, sonuna kadar eleştireceğiz. Oturup bunu tartışacaksınız. Tarafsız ve bağımsız kuruluşlarla bu projenin etki analizlerini iyi yapacaksınız.

    Kanal İstanbul için devlet projesi diye bir kavram uydurdular. Neymiş; ‘devlet projesi’ imiş. Hiç kimse bunu eleştiremezmiş. Ülkenin bu yokluğunda Kanal İstanbul diye bir projeye milyarlarca dolar para harcamaya hazırlanıyorsunuz.

    Tarım alanlarının suya ihtiyaç duyduğu, şehirlerimizin depreme karşı hazırlanması gereken bir dönemde Kanal İstanbul diye bir projeyi kafayı taktınız. Çünkü orada rant var. O projenin yapılacağı ilin belediye başkanı o projeyi eleştiremezmiş! Tabii ki eleştireceğiz.

    “SOSYAL YARDIMLAR KESİLMEYECEK”

    Ali Babacan sosyal yardımlarla ilgili de, “Kendileri giderse, bu sosyal yardımlar ortadan kalkacakmış, artık verilmeyecekmiş gibi hava oluşturmaya çalışıyorlar. Öyle bir şey yok. Kimse bundan korkmasın. Biz DEVA Partisi olarak onların zihniyetinin tam tersine, sosyal yardımları hak temelli bir sisteme oturtacağız. Bu yardımlar iktidar partisinin lütfu değil, vatandaşımızın zaten hakkıdır. Sosyal yardım, sosyal hizmet, sosyal sigorta ve istihdam hizmetlerinde entegrasyonu sağlayacağız” ifadelerini kullandı.

  • Saraçoğlu formül verdi, satışlar patladı

    Saraçoğlu formül verdi, satışlar patladı

    Prof.. Dr. İbrahim Saraçoğlu, koronavirüs salgınına karşı adaçayı ve ebegümeci karışımının kaynatılmasıyla elde edilen gargaranın kullanılmasını önermesinin ardından, aktarlarda bu sabahtan itibaren yoğunluk yaşanmaya başladı. 20 yıldır Mısır Çarşısı’nda aktar dükkanı işleten Serhat Kara, “Profesörün açıklamasından sonra satışlar arttı. Sabah 7.30’da açtık dükkanı. Normalde bu saate kadar ebegümeci ve adaçayını 1 kilogram satıyorsak, öğlene kadar 10’ar kilo satmışızdır” dedi.

    Koronavirüse karşı mücadelede öncelikle maske, mesafe ve temizlik kurallarına kesinlikle uyulmasını isteyen Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu alınabilecek önlemlere de dikkat çekerek, “İşte burada daha burnunuzdayken yapacağınız şey adaçayı ve üçte bir oranında da ebegümeci. Adaçayı ile ebegümecini karıştıracaksınız, toplamı 5-6 gram kadar. Bunun gargarasını yapacaksınız” ifadelerini kullandı. Açıklamanın ardından aktarlarda bu sabah saatlerinden itibaren hareketlilik başladı. Bazıları erkenden gelip ebegümeci ve adaçayı alıp deneyeceğini söylerken, bazı vatandaşlar ise bilmedikleri otları kullanmayacaklarını belirtti. Aktarlarda ebegümecinin kilogramı 150 liradan, adaçayının kilogramı ise 50 liradan satılıyor.

    “NORMALDE ÖĞLENE KADAR 1 KİLOYU ZOR SATARKEN ŞU AN 10’AR KİLO SATTIK”

    Mısır çarşısında aktar dükkanı işleten Serhat Kara, “Ebegümeci yıllardır sattığımız bir şey. Profesörün açıklamasından sonra, satışlar patladı. 7.30’da açtık dükkanı. Bu sabahtan itibaren ebegümeci adaçayını normalde 1 kilogram satarken, şu ana kadar 10’ar kilo sattık. Bu ikisini beraber sıcak suya koyup 5 dakika beklettikten sonra, beraber ağızda gargara yapıp burundan çekildiği zaman koronaya birebir. Zaten ebegümeci akciğerlerdeki balgamı söküyor. Ciğerlere faydalı. Boğazdaki ağrılara birebir. Devamında adaçayı da zaten şekeri, kolesterolü, tansiyonu dengelediği için ikisi de koronaya birebir. Her gün 3 sefer tüketilmeli. Ben de başladım bile. Akşam eşime ve çocuklarıma da götüreceğim” diye konuştu.

    “SARAÇOĞLU’NUN TARİFLERİNİN ÇOK İYİ GELDİĞİNİ BİLİYORUM, FİYATI UYGUNSA DENEYECEĞİM”

    Aktardan alışveriş yapan Serhat Ozan, fiyatları uygunsa tarifi deneyeceğini söyledi. Ozan, “Bence araştırmak lazım. Ama başdanışmanı tanıyorum. Saraçoğlu’nun kitabında görmüştüm. Farklı tariflerinin de çok iyi geldiğini biliyorum. O yüzden uygulanabilir. Zaten şu an korona ile alakalı sürekli yeni bir şey çıkıyor. Hangisini uygulayacağımızı şaşırdık. O yüzden uygulanabilir, zararı olacağını düşünmüyorum. Aktara geldim bir soracağım. Eğer fiyatı da bizim için uygunsa tabi ki alınabilir” ifadelerini kullandı.

    “ŞU ANDA EBEGÜMECİ VE ADAÇAYI ALMAYA GELDİM”

    Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu’nun tariflerini daha önce de kullandığını söyleyen 62 yaşındaki Mehmet Bulutçu, “Tarifi sayesinde, 10 gün demişti ben 5 gün kullandım basur diye bir şey kalmadı. Bu formüle de inanıyorum çünkü antiseptik şeyler bunlar. Ben inanıyorum halkımız bunu kullanırsa kesinlikle çare olacağına inanıyorum. Şu anda ebegümeci ve adaçayı almaya geldim. Kullanacağım. Birçok rahatsızlığım Saraçoğlu sayesinde geçti. Allah bin kat razı olsun ondan. Bunu da kullanmaya başlayacağım hemen” diye konuştu.

    Bir başka vatandaş ise, ebegümeci otunu daha önce hiç duymadığını belirterek, “Hiç denemedim. Denemek de istemiyorum. Bilmediğim şeyleri hiç denemem. Bitkisel otlar tamam ama onları hiç içmedim. Zencefili limonla kaynatır içerim normalde ama diğer şeyleri hiç içmedim. Bilmediğim şeyi denemem” dedi.

     

  • Mağaza vitrininde sergilenen ısıtıcıyı çaldı

    Mağaza vitrininde sergilenen ısıtıcıyı çaldı

    Bursa’da bisikletli 2 kişi, bir mağazanın vitrininde sergilenen 200 TL değerindeki ısıtıcıyı çaldı. Hırsızlık anı iş yerinin güvenlik kameralarına yansıdı.

    Olay, dün saat 20.00 sıralarında İnegöl ilçesi Cuma Mahallesi’nde meydana geldi.

    Bisikletli 2 kişi, 3 katlı bir mağazanın önüne geldi. Bir süre çevreyi gözetleyen şüphelilerden biri, iş yerinin vitrinindeki 200 TL değerindeki ısıtıcıyı aldı.

    Şüpheliler kaçarken, ısıtıcının yerinde olmadığını fark eden bir çalışan, durumu iş yeri yetkililerine bildirdi.

    Güvenlik kameralarını incelemeye alan çalışanlar, hırsızlık olayını tespit ettikten sonra, polis ekiplerine haber verdi.

    İhbar üzerine bölgeye gelen polis, güvenlik kameralarının görüntülerini izleyip, 2 şüpheliyi yakalamak için çalışma başlattı.

  • 16 yaşında baba katili oldu

    16 yaşında baba katili oldu

    Hatay’ın Samandağ ilçesinde tartıştığı oğlu M.T. (16) tarafından bıçaklanan Rimon T. (46), hayatını kaybetti.

    Olay, Cemal Gürsel Mahallesi’nde meydana geldi. Sürekli alkol alıp, çocuklarına ve eşine şiddet uyguladığı öne sürülen Rimon T. ile oğlu M.T. evde tartışmaya başladı.

    Tartışmanın büyümesi üzerine M.T., mutfaktan aldığı bıçakla babasını ağır yaraladı.

    Çevredekilerin ihbarı üzerine adrese polis ve sağlık ekipleri sevk edildi.

    M.T. gözaltına alınırken, Rimon T., ambulansla götürüldüğü Samandağ Devlet Hastanesi’nde hayatını kaybetti.

    Rimon T.’nin cansız bedeni otopsi için morga götürüldü.

  • Büyükşehir’den can dostlara modern yuva

    Büyükşehir’den can dostlara modern yuva

    Geçtiğimiz yıl hizmete açılan Sokak Hayvanları Tedavi Merkezi’nde bugüne kadar 9 binden fazla hayvanı sağlığına kavuşturan, yaz ve kış beslemeleri ile sokak hayvanlarının sürekli yanında olan Bursa Büyükşehir Belediyesi şimdi de Bursa’ya modern bir Sahipsiz Sokak Hayvanları Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi kazandırıyor.

    Ulaşımdan altyapıya, çevreden tarihi ve kültürel mirasa kadar her alanda yaptığı yatırımlarla Bursa’yı geleceğe taşıyan Bursa Büyükşehir Belediyesi, sosyal belediyecilik faaliyetleri kapsamında sahipsiz sokak hayvanlarını da ihmal etmiyor. Bugüne kadar özellikle kış aylarında doğal ortama yem bırakarak, sahipsiz hayvanların beslenmesine yardımcı olan Büyükşehir Belediyesi, geçtiğimiz yıl hizmete açtığı Sokak Hayvanları Tedavi Merkezi’nde 6398 tedavi, 2900 parazit uygulaması, 1836 kısırlaştırma, 1576 aşılama, 500 acil müdahale ve 115 farklı operasyon gerçekleştirerek, sokak hayvanlarını sağlığına kavuşturdu. Son olarak İzmir depreminin ardından bölgede yiyecek bulmakta zorluk çeken sokak hayvanları için 7 ton mama göndererek, bu konudaki hassasiyetini gösteren Büyükşehir Belediyesi, Nilüfer İlçesi sınırlarındaki orman arazisine kurulacak Sahipsiz Sokak Hayvanları Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi ile ilgili proje çalışmalarını tamamladı.

    Bakanlıktan hibe desteği

    Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne tahsis edilen yaklaşık 31 bin metrekare alan üzerinde hayata geçirilecek projede, aynı zamanda proje maliyetinin yüzde 40’ı oranında Bakanlıktan hibe desteği de alınacak. Bünyesinde ameliyathane binası, kuduz müşahade binası, bahçeli yaşam ünitesi, tedavi ünitesi, yavrulu anne tedavi ünitesi, personel binası, su deposu ve LNG tesisi bulunacak projenin ikinci etabında ise hayvan çeşitliliği ve büyüklüğüne göre merkez alanı 60 bin metrekareye kadar yayılabilecek. Orman arazisindeki tek bir ağaca bile zarar vermeyecek şekilde tasarlanan projede yeşil varlığı öne çıkarılacak ve can dostları için doğal bir yaşam alanı oluşturulacak. Projeleri tamamlanan ve ihale hazırlarına başlanan Sahipsiz Sokak Hayvanları Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi’nde inşaata 2021 yılının ilk aylarında başlanması planlanıyor.

    Gençal’ın çağrısına yanıt

    Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, hayvan severlerin merakla beklediği projeyi Kasım ayı meclis toplantısında duyurdu. Meclis toplantısında, bir dönem CHP İl Başkanlığı da yapan hayvan dostu Şahin Gençal’ın belediye başkanlarına yazdığı ve ‘belediye başkanlarına çağrı’ başlığıyla gazetelerde yayımlanan sokak hayvanlarının sorunlarıyla ilgili yazıyı okuyan Başkan Aktaş, bu çağrıya yanıtsız kalmanın mümkün olmadığını söyledi. Bursa’da sokak hayvanları ile ilgili olarak başta Osmangazi Belediyesi olmak üzere önemli çalışmalar yapıldığını hatırlatan Başkan Aktaş, “Maalesef kalıcı, şehrin bütününe yönelik çalışmalar yapmak bir plan dahilinde olmadı. Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak bizim gerçekten çok modern ve çok büyük bir hayvan barınağı projemiz var. Artık son aşamadayız, çok yakında start alacak. Bizim ekip arkadaşlarımız Şahin Bey’le de görüştü. Bu çağrıya yanıt olarak her belediyemizden başkan yardımcısı veya şube müdürü veya ilgili veteriner arkadaşlarımızın katılımıyla Sağlık İşleri Başkanımızın başkanlığında toplanalım. Hem Şahin Bey’i hem de bu konudaki sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya gelip, Bursa’ya yönelik bir çalışma yapalım. İmkanları kısıtlı olan belediyelerimiz vardır, imkanları nispeten daha yüksek olan belediyemiz vardır. Ama hiçbir ilçenin diğerinden ayrısı gayrısı yok. Herkes birbirinin komşusu nihayetinde. Konunun bir plan dahilinde halledilmesi daha sağlıklı olacaktır” diye konuştu.

  • Osmangazi’de ‘Macera’ya Az Kaldı

    Osmangazi’de ‘Macera’ya Az Kaldı

    Bursa’ya birçok spor ve eğlence merkezi kazandıran Osmangazi Belediyesi, heyecan dolu bir tesisi daha Bursalılar ile buluşturmaya hazırlanıyor.
    Hamitler Mahallesi’nde 50 bin metrekare alan üzerine inşa edilen Macera Parkı’ndaki çalışmalar tüm hızıyla sürüyor.

    Pandemi Stresi Burada Atılacak

    Osmangazi Belediyesi’nin spor ve eğlenceyi bir arada buluşturacağı Macera Park, ‘Ziplin, Kızak Sistemi ve Macera Parkı’ olmak üzere 3 bölümden oluşacak. Macera ve adrenalin arayanların oyunları olan, ‘merkez kule, zip coaster, zipline, serbest düşüş, tırmanma duvarı, macera ip parkuru, oryantiring, 19 etaplı ip parkuru, fitness alanı, kır kahvesi’ gibi ekstrem dolu aktiviteler bu bölümlerde yer alacak. Ayrıca parkta bisiklet yolları, piknik alanı, çocuk oyun ve egzersiz alanları, evcil hayvan parkı ile doğal dokuya uyumlu kent mobilyaları da bulunacak. Pandemi nedeniyle aylardır evlerinde kalan vatandaşlar, salgın nedeniyle yaşanan tüm zor günleri Macera Park’ta eğlenerek unutacak.

    Dündar: “Heyecan Dolu Bir Tesis Kazandırıyoruz”

    Hamitler Mahallesi’nde toplam 50 bin metrekare alan üzerine inşa edilen Macera Park’ın şantiyesini ziyaret eden Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, heyecan dolu bir tesisi şehre kazandırdıklarını belirtti. Başkan Dündar, “Bizler, bir yandan koronavirüs salgını ile başarılı bir şekilde mücadele ederken, diğer yandan şehrimize değer katacak yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Hamitler bölgemiz, Macera Park ile ciddi anlamda nefes alacak. Mescid, kafeterya, sosyal alan ve yürüyüş parkurlarının yer aldığı parkımızda vatandaşlarımız hoşça vakit geçirecek. Burası adeta şehrin eğlence merkezi olacak. Yapılan rötuşlar ve çevre düzenlemesiyle en kısa zamanda açılışı gerçekleşecek tesisimiz şimdiden Bursa’mıza hayırlı olsun” dedi.

  • Oğlunu hırsız zannedip öldürdü

    Oğlunu hırsız zannedip öldürdü

    Konya’nın Seydişehir ilçesinde Mehmet A. (50), birlikte çobanlık yaptığı kendisiyle aynı adı taşıyan tek oğlu Mehmet A.’yı (17) hırsız zannedip tüfekle ateş ederek, öldürdü.

    Olay, dün saat 23.00 sıralarında, Yaylacık Mahallesi Beşoluk Yaylası’nda meydana geldi. Bir çocuk babası Mehmet A., kendisiyle aynı adı taşıyan ve birlikte çobanlık yaptığı oğlu Mehmer A. ile hayvanları beslemek için kaldığı yayla evinin bahçesinden gelen sesi, hırsız zannetti.

    Tüfeğini alıp, karanlıkta sesin geldiği yöne doğru ateşledi.

    Vurduğu kişinin bahçedeki tuvaletten dönen oğlu Mehmet A. olduğunu fark eden baba, hemen jandarma ve sağlık ekiplerini arayıp, yardım istedi. Göğsünden vurulan Mehmet A., gelen sağlık görevlilerinin müdahalesine rağmen hayatını kaybetti. Baba Mehmet A., jandarma tarafından gözaltına alındı.

    ADLİ KONTROLLE SERBEST BIRAKILDI

    Konya’nın Seydişehir ilçesinde birlikte çobanlık yaptığı kendisiyle aynı adı taşıyan oğlu Mehmet A.’yı hırsız zannedip tüfekle ateş ederek ölümüne neden olan Mehmet A. çıkarıldığı mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

  • “Bir Türk Almanya’da aşıyı buluyor”

    “Bir Türk Almanya’da aşıyı buluyor”

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Hiç kimsenin endişesi olmasın Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni bizden daha iyi yönetecek ikinci bir kadro yoktur. Bunu da gayet açık, gayet de net söylüyorum.” dedi.

    Kılıçdaroğlu, CHP Ekonomi Masasının gerçekleştirilen değerlendirme toplantısına katıldı.

    Toplumun her kesiminin ister esnaf, ister sanayici, ister çiftçi, ister turizmci olsun her kesiminin büyük bir endişe içinde olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, bu kesimlerin bir çıkış aradığını söyledi. Hiç kimsenin umutsuzluğa kapılma hakkı olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, Türkiye’de çözülemeyecek hiçbir sorun bulunmadığını vurguladı. Her sorunu akıl, uygulama, bilgi ile birikim ve deneyimle çözmenin mümkün olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

    “Ön yargılarımızdan arınarak, var olan sorunların üzerine eğilerek, sorunların kaynağına inerek sorunları çözebiliriz. Sorunlar sadece içeriden kaynaklanan sorunlar değil. Türkiye’nin dışa açık ekonomisi ile sorunlar bir anlamda geniş boyutuyla önümüzde duruyor. Sorunun çözümünde önce bir stratejinizin olması lazım. Çok boyutlu olduğunu söyledim. Turizminden sanayine kadar, tarımından tutun esnafına kadar çok boyutlu olduğunu söyledim. O zaman biz öyle bir strateji belirleyelim ki sorunu çözme açısından alacağımız her kararı bu stratejinin içine yerleştirebilirim. Dört aşamalı bir strateji oluşturmak zorundayız. Bunun birinci aşaması şu, bu ülkede yaşayan herkes ister doğu, ister batı, güney, kuzey, Orta Anadolu ne olursa olsun hangi kimlikten hangi siyasi görüşten, hangi inançtan olursa olsun her vatandaşın önce ihtiyaç duyduğu bir şey var can ve mal güvenliği. Bunun altını özenle çiziyorum can ve mal güvenliği ne demektir, ‘Ben rahatlıkta yatırım yapabilirim, rahatlıkta hükümete eleştirebilirim, rahatlıkta düşüncelerimi söyleyebilirim…’ Bu ne demektir ‘Ben bunu söylediğim zaman asla zarar görmeyeceksin’ demektir. Böylece yatırımcı önünü görecek ve yatırım yapacak.”

    İkinci aşama olarak “Ürüten Türkiye” maddesini dile getiren Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin her alanda üretmesi gerektiğini söyledi. Burada üniversitelerin önemine değinen Kılıçdaroğlu, “Üretmek her alanda, kültür alanında, sanat alanında, sanayide, tarımda… Türkiye’nin her alanda üretmesi lazım. Demokrasi ile bir üretimi seferberliği başlatmamız gerekiyor.” ifade etti.

    Tüm sanayici, esnaf, çiftçi, turizmcilere seslenen ve kendilerine oy vermelerini isteyen Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Bize oy verin, altını çiziyorum bizi sevdiğimiz için değil. İktidara geldiğimizde bizi en rahat eleştirebilmeniz için bize oy verin. Derdinizi rahatlıkla ifade edebileceğiniz için bize oy verin. Kimsenin ağzına bant çekmeyeceğiz, herkes çıkacak düşüncesini söyleyecek. Biz de yararlanacağız ondan. Buhrandan çıkmak istiyorsak bunun yolu dediğim dört ayaklı stratejiye hepinizin uyuması gerekiyor. Bunu birlikte yapacağız. Türkiye üretecek ama neyi üreteceğimiz konusunda da önemli bir konu var, neyi üreteceğiz? Devlette liyakatin çökmesi ile beraber devletin temel kurumları da çöktü. Devlet planlama dediğiniz bir kurum kalmadı. Kendi geleceğini planlanmayan bir ülke olamaz. Özel sektörün dinamizmini esas alarak ülkede sağlıklı, tutarlı yeni bir planlama hamlesi başlatmak zorundayız.”

    “Bir Türk Almanya’da aşıyı buluyor”

    Sağlıklı ve tutarlı bir planlama olması gerektiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, bununla beraber Türkiye’nin katma değeri yüksek ürün üretme sürecini büyütmesi gerektiğini vurguladı. Kılıçdaroğlu, “Üniversitede hoca bilgiyi üretecek sanayici de o bilgiyi esas alarak katma değeri yüksek ürün üretecek. Türkiye dünyada söz sahibi olacak. Düşünün Türkiye kökenli bir kişi gidiyor Almanya’da aşı buluyor ama o kişi Türkiye’de çalışabilirdi, Türkiye’de üretebilirdi. Eğer bu ülkede üniversiteyi bitirenlerin büyük bir kısmı üniversiteyi bitirenlerin büyük bir kısmı geleceğini yurt dışında arıyorsa bunun tek sorumlusu var o da siyaset kurumudur. Siyaset kurumu topluma gerekli güveni vermek zorunda.” şeklinde konuştu.

    Türkiye’nin kendi bölgesinde de kendi coğrafyasında da dünyanın en güçlü ülkelerinden biri olmak zorunda olduğuna işaret eden Kemal Kılıçdaroğlu, stratejilerinin üçüncü ayağını ise “güçlü bir sosyal devletin kesinlikle inşa edilmesi” olarak tanımladı. Buna herkesin katkı sağlaması gerektiğini bildiren Kılıçdaroğlu, “Bu ne demektir? Türkiye’nin kendi içinde barışını sağlaması demektir.” ifadesini kullandı.

    Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Güçlü bir sosyal devlet inşa etmek zorundayız. Aile Destekleri Sigortası bu bağlamda, bizim yani CHP’nin önerdiği, Uluslararası Çalışma Örgütünün de kendi raporlarında yer alan ve Türkiye’de uygulanması halinde hiç kimsenin aç ve açıkta kalamayacağı bir düzendir. Bunu oluşturacağız, oluşturmak zorundayız. Can ve mal güvenliğini sağladık, demokrasiyi getirdik. Türkiye’de bir üretim hamlesi başlattık. Güçlü bir sosyal devlet inşa edeceğiz, gelir hakça paylaşılacak kişi başına gelir yükselecek, kimse gidip bir başkasına el avuç açmayacak. Sosyal devlet kendi vatandaşına sahip çıkacak, bunun sürdürülebilirliği ise dördüncü unsurdur. Demokrasi süratle gelişen bir kavram Demokrasiyi de büyüteceğiz. ‘Kanun devleti’ idi değil mi bir ara? Şimdi kanun devleti demiyoruz ne diyoruz? ‘Hukuk devleti’ diyoruz. Kanunun üstünde, vicdanı kanaati üstüne koyuyoruz bunu, kimsenin haksızlığa uğramamasını istiyoruz. Demek ki bunun sürdürülebilirliği önemli. Ekonomi süratle değişiyor, gelişiyor. Demek ki ne yapacağız? 5 yıllık planlar, 8 yıllık planlar, bunların hiçbir önemi yok. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin en az 25 yıllık, 30 yıllık, 40 yıllık, 50 yıllık planlar yapması gerekiyor. Eğer insanoğlu tekerleği 1 milyon yılda bulmuşsa ve bugün her saniyede birden fazla buluş varsa Türkiye Cumhuriyeti bürokrasinin ve ona yön verecek olan siyaset kurumunun 50 yıllık 100 yıllık planları belirlemesi lazım.”

    CHP Ekonomi Masası’nda alanında uzman kişiler olduğunu da vurgulayan Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, “Türkiye’yi en temel ve en büyük ekonomik krizden çıkaran kadrolar bizde. Bizim sorunumuz ne? Onu da açık yüreklilikle ifade edeyim, CHP’nin sorunu yaratılmış olan bir algı ‘Efendim CHP gelirse memleketi yönetir mi?’ Hiç kimsenin endişesi olmasın Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni bizden daha iyi yönetecek ikinci bir kadro yoktur. Bunu da gayet açık, gayet de net söylüyorum. İğneden ipliğe bu ülkede ne oluyorsa biliyoruz.” açıklamasında bulundu.

    “Özel sektörün önündeki bütün engelleri kaldırın Türkiye’yi uçururlar” diyen Kılıçdaroğlu, kendisine Türkiye’de alan bulamayan yatırımcının yurt dışına gittiğine değindi.

    Ekonomi Masası’nın pandemi nedeniyle yurt gezileri yapamadığını ancak sürecin uzaması nedeniyle gidip halkın sorunlarını dinlemesine karar verdiklerini aktaran Kılıçdaroğlu, Ekonomi Masası üyelerinin önümüzdeki günlerde Türkiye’yi dolaşacağını anlattı.

    Açıklamalarının ardından soruları yanıtlayan Kılıçdaroğlu, CHP’nin kamu-özel işbirliği projelerine ve elektrik dağıtım şirketlerine nasıl baktığının sorulması üzerine, şunları kaydetti:

    “Kamu özel iş birliği projeleri devleti soyan projelerdir. Özel sektörün yatırım yapmasından yana hiçbir endişemiz yok. Özel sektörün dinamizminden hiçbir endişemiz yok ama maliyetini bilmediğimiz, kendilerine dolar endeksi garantilerin verildiği ve bütçe açısından bugün olmasa bile önümüzdeki en azından 2-3 yıl sonra büyük bir kara delik oluşturacağı bir yapıyı doğru kabul etmeyiz. Buna karşıya çıkan özel sektör var mıdır? Ülkesini düşünen, yatırım yapan, gelir elde eden, istihdam yaratan hiçbir özel sektör mensubunun buna karşı çıkacağına inanmıyorum. Çünkü ondan alacağım vergiyi 5 kişiye vereceğim. Yani yüz binlerce kişiden alacağım vergi 5 kişiye vereceğim. Bu adalet midir? Hayır. Kamulaştıracağız derken de şunu yapıyoruz, yani gidip de malına el koymayacağız. Bakacağız kaça mal ettiniz kardeşim sen bunu, yüze mal ettin. Makul bir kar koyacağız ne kadar kar, yüzde yirmi beş. Yüzde yirmi beşinde karını vereceğiz, diyeceğiz ki ‘Al kardeşim maliyetini, karını da al ben bunu kamulaştırıyorum.’ Yoldan geçerken eğer devlet bir para alacaksa o para doğrudan doğruya devletin geliri olacak, bir kişinin geliri olmayacak. Yaygın bir kamulaştırma öyle bir düşüncemiz yok tam tersine, özel sektörün yatırım yapması için planlı, planlı, programlı, öngörülebilir, sağlıklı tutarlı ihracata dönük yatırım yapması için elimizden gelen her türlü çabayı göstereceğiz. Elektrik altyapısı projeleri ile ilgili olarak şu anda herhangi bir özelleştirme düşüncemiz yok ama dediğim gibi ekonomiye zarar veren, kaynakların haksız yere belli bir kişiye, çok sınırlı bir kişi aktarılmasını öngören düzenlemeleri kabul etmiyoruz.”

  • 280 firmaya fahiş fiyat cezası

    280 firmaya fahiş fiyat cezası

    Ticaret Bakanlığı, Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulunca resen yapılan incelemeler kapsamında bugüne kadar 1861 dosyanın karara bağlandığını, fahiş fiyat artışı yaptığı tespit edilen 208 firmaya, toplam 6 milyon 870 bin lira idari para cezası uygulandığını bildirdi.

    Ticaret Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Bakanlık son dönemde fahiş fiyat artışlarına yönelik vatandaşlardan gelen şikayet başvuruları üzerine Türkiye genelinde, başta gıda ve temel tüketim ürünlerinde olmak üzere saha denetimlerini artırdı.

    Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi, İç Ticaret genel müdürlükleri ile ticaret il müdürlükleri koordinasyonunda marketler, pazar yerleri ve toptancılarda arz-talep dengesiyle uyuşmayan fiyat artışlarının tespiti amacıyla 81 ilde denetimler yapıldı.

    Denetimler sonucu normalin üzerinde fiyat artışı gözlemlenen ürünler tespit edilerek, Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu tarafından incelemeye alınan firmalardan savunmaları talep edilirken, haksız fiyat artışı yaptığı belirlenenlere 10 bin liradan 100 bin liraya, stokçuluk faaliyetinde bulunanlara ise 50 bin liradan 500 bin liraya varan idari para cezaları uygulandı.

    Öte yandan, Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda Adalet, Hazine ve Maliye, Sanayi ve Teknoloji ile Tarım ve Orman bakanlıkları, TOBB ile TESK temsilcileriyle üretici ve tüketici örgütleri ve perakende sektörü temsilcilerinden oluşan Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu, sonuncusu 15 Ekim 2020’de olmak üzere bugüne kadar 8 toplantı gerçekleştirdi.

    SEBZE VE MEYVEDEN TEMİZLİK ÜRÜNLERİNE KADAR DENETİM

    Haksız fiyat artışlarına yönelik ticaret il müdürlükleri ve Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından 33 ilde toplamda yaklaşık 1500 firma denetlendi ve söz konusu denetimlere ilişkin raporlar da Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu sekretaryasını yürüten İç Ticaret Genel Müdürlüğüne iletildi.

    Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulunun oluşturulduğu 17 Nisan tarihinden itibaren ticaret il müdürlükleri, Reklam Kurulu, CİMER, e-Devlet ve Ticaret Bakanlığının internet sitesi üzerinden toplam 1625 başvuru kurula intikal etti.

    Fahiş fiyat artışına ilişkin şikayet listesinin başında, sebze ve meyveler ile temel gıda ürünleri, cerrahi maske, el dezenfektanı gibi koruyucu sağlık ürünleri, çeşitli temizlik ve hijyen ürünlerine yönelik başvurular yer aldı.

    Diğer taraftan, sebze ve meyvelerde yaşanan fiyat artışlarının tespiti amacıyla Ticaret Bakanlığınca toptancı hallerinde resen başlatılan denetimler kapsamında Hal Kayıt Sistemi’ne (HKS) bildirimlerinde alış ve satış fiyatları arasında fahiş farklar bulunduğu tespit edilen firmalardan da savunmaları istendi.

    208 FİRMAYA 6,9 MİLYON LİRA CEZA

    Gerek gelen şikayetler gerekse Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulunca resen yapılan incelemeler kapsamında bugüne kadar 1861 dosya karara bağlandı.

    Bu kapsamda kurul tarafından fahiş fiyat artışı yaptığı tespit edilen 208 firmaya, toplam 6 milyon 870 bin lira idari para cezası uygulanması kararlaştırıldı.

    İdari yaptırıma konu uygulamalardan 166’sının toptan sebze ve meyve, 20’sinin temel gıda ürünü ve diğer ürünlerle ilgili olduğu görüldü.

    Öte yandan, 788 başvurunun incelemesi ve savunma süreci devam ediyor.

    REKLAM KURULU’NUN DENETİMLERİ DE HIZ KESMEDİ

    Ürünlerin fiyatlarındaki haksız artışlar ve Kovid-19 salgını kapsamında Reklam Kurulunca yürütülen denetimler neticesinde de 303 firma ve kişi hakkında toplam 13,3 milyon lira idari para cezası uygulandı.

    Bakanlığın ticaret il müdürlükleri tarafından bu yılın 8 aylık döneminde fiyat etiketi düzenlemeleri kapsamında 16 bin 936 firma denetlendi, aykırılığı tespit edilen 2 bin 997 ürün etiketi için 1,2 milyon lira para cezası verildi.

    Açıklamada, Ticaret Bakanlığının, gerek resen gerekse vatandaşların şikayetleri üzerine fahiş fiyat artışları ve stokçuluk eylemlerinin yakından takibi amacıyla denetimleri tüm Türkiye genelinde hız kesmeden sürdüreceği, bu tür uygulamalara geçit verilmeyeceği kaydedildi.