Etiket: türkiyehaber

  • Cesetleri su kuyusunda bulundu

    Cesetleri su kuyusunda bulundu

    Afyonkarahisar’ın Dinar ilçesinde 16 gündür haber alınamayan çiftin cesetleri su kuyusunda bulundu.

    Alınan bilgiye göre, Pınarlı köyünde hayvan otlatan Abdullah Korkmaz, köy girişine 500 metre mesafedeki kullanılmayan su kuyusundan koku gelmesi üzerine durumu muhtara bildirdi.

    Köy muhtarı Kemal Yıldırım’ın haber vermesi üzerine belirtilen kuyuya gelen jandarma ekipleri, kayıp oldukları bildirilen Cevdet Uysal (66) ile Zeliha Uysal (64) çiftinin cesetleriyle karşılaştı.

    Çiftin cesetleri olay yerinde yapılan inceleme sonrası otopsi için Dinar Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı.

    Muhtar Yıldırım, jandarma ekiplerinin üzerleri taşla kapatılan cesetleri kuyudan çıkardığını söyledi. Yıldırım, “Taşlar kaldırıldığında cesetlerin ayaklarını ilk gördüğümde aynı zamanda komşumuz olan Cevdet Uysal’ı pantolonundan teşhis ettim.” diye konuştu.

    NE OLMUŞTU?

    Pınarlı köyünde yaşayan Cevdet Uysal (66) ile eşi Zeliha Uysal’dan (64) haber alamayan yakınları, 26 Ekim’de kayıp müracaatı yapmış, jandarma ile AFAD ekipleri köyde iz takip köpekleriyle arama çalışması başlatmıştı.

  • Türkiye’de hayat 09.05’te durdu

    Türkiye’de hayat 09.05’te durdu

    Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, ebediyete intikalinin 82’nci yılında anıldı. Tüm Türkiye’de saat 09.05’te vatandaşlar saygı duruşunda bulundu.

     

  • Muhittin Böcek, yoğun bakımdan çıktı

    Muhittin Böcek, yoğun bakımdan çıktı

    Koronavirüs tedavisi sonrasında akciğerlerinde oluşan hasar nedeniyle 64 gündür yoğun bakımda tedavi gören Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, bugün normal servise alındı.

    Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, 17 Ağustos’ta Covid-19 testinin pozitif çıkması üzerine özel hastanede tedaviye alındı. Sağlık durumunun kötüye gitmesi üzerine Başkan Böcek, 7 Eylül’de yoğun bakımda uyutuldu. Koronavirüs tedavisinin ardından astım rahatsızlığı ve akciğerlerindeki yırtılma nedeniyle Başkan Böcek’e daha iyi nefes alabilmesi için trakeostomi uygulandı.

    64 GÜN SONRA NORMAL SERVİSTE

    25 Eylül’de Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’ne sevk edilen Başkan Böcek, yoğun bakımdaki 64 günün ardından bugün normal servise alındı.

    Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, bugün saat 11.30’da düzenleyeceği toplantıda, Başkan Böcek’in genel sağlık durumuyla ilgili açıklama yapacak.

  • Papa’dan yapay zekaya karşı dua

    Papa’dan yapay zekaya karşı dua

    Kataliklerin ruhani lideri Papa Francis, Katolikleri, yapay zekanın insanlığa karşı ayaklanmaması için dua etmeye çağırdı.

    Kataliklerin ruhani lideri Papa Francis, Dünya Çapında Dua Ağı tarafından halka duyurulan aylık dua niyetinde, Vatikan’ın şubatta yaptığı makine öğrenimi teknolojilerinin etik kullanımı çağrısının ardından Katolikleri, yapay zekanın insanlığa karşı ayaklanmaması için dua etmeye davet etti.Papa, gelişmiş robot teknolojisinden kaynaklanabilecek eşitsizlik artışına karşı uyararak, ve yapay zekanın bunun yerine herkes için çalışması çağrısında bulundu. “Yaşadığımız çığır açan değişimin merkezinde yapay zeka var” diyen Papa Francis, “Robotik, kamu yararına katılırsa daha iyi bir dünyayı mümkün kılabilir” diye konuştu.

  • Arazisini hayvan mezarlığına dönüştürdü

    Arazisini hayvan mezarlığına dönüştürdü

    Kazada ölen kedisini arazisine gömen hayvan sever Ahmet Odabaşı, arazisini hayvan mezarlığına dönüştürdü.

    Ahmet Odabaşı, 2010 yılında araba kazasında ölen kedisini Edirne’deki arazisine defnetti. Ardından İstanbul’a gelen Odabaşı, İstanbul’da kendisiyle aynı durumu yaşayan hayvanseverlerin olduğunu fark edince Edirne’deki arazisini hayvan mezarlığı yapmaya karar verdi. 15 dönüm araziyi hayvan mezarlığı olarak kullanan Odabaşı yaklaşık 10 yıldır hayvanseverlere bu hizmeti veriyor.

    “HAYATINI KAYBETTİĞİNDE HEPİMİZ ÇOK ÜZÜLDÜK”

    Ahmet Odabaşı, “Kızım Nehir o zaman 7 yaşındaydı. Arabanın ezdiği bir kedi yavrusu buldu. Yaralıydı. O kediyi veterinere götürdük. Bütün tedavilerini yaptık. İsmini de ‘Çakır’ koyduk. Çakır’ı köye götürdük. Bir gün Çakır’ı tekrar İstanbul’a getirelim dedik. Çakır İstanbul’a alışık değildi ve evden kaçtı. Evden kaçtığında tekrar bir araba kazası geçirdi. Bu sefer hayatını kaybetti. Hayatını kaybettiğinde hepimiz çok üzüldük. En güvendiğimiz yer kendi toprağımızdı. Edirne’deki alanımızdı. İstanbul’da insanların hayvanları vefat ettiğinde onları gömebilecekleri düzgün bir alanları olmadığını fark ettim. Bazı insanlar şaşkınlıktan ne yapacaklarını bilmiyorlardı. Büyük bir saksı alıp çiçek saksısına hayvan gömen insanlar da var. Toprak yok İstanbul’da” dedi.

    15 DÖNÜM ARAZİDE HAYVAN MEZARLIĞI

    Edirne’deki hayvan mezarlığı için kullanılan araziden bahseden Odabaşı, “Hayvanlardaki defin işlemi aynı insanlardaki gibi yapılıyor. Yaklaşık 1 metre derinliğinde bir mezar yeri hazırlanıyor. Uygun beze sarıldıktan sonra defin işlemi gerçekleşiyor. 15 dönüm arazi var. Şuanda orada bize emanet edilen 250 canımız var. Bende onlara orada sahip çıkıyorum. Telefonla bana ulaştıklarında vefat eden hayvanın nerede olduğunu, cinsinin ne olduğunu öğrenip ona göre malzemelerimi hazırladıktan sonra gerekli kefen bezi, onu taşıyıcı kutu ve buz aküleri ile uygun şekilde taşıyoruz. Edirne’ye gittiğinde de mezar yerleri hazır oluyor. Hazır mezara defin işlemi yapılıyor. Kedi, köpek ağırlıklı papağan, hamster tarzı hayvanların mezarları da var” şeklinde konuştu.

     

  • Bursa’da nefes kesen operasyon!

    Bursa’da nefes kesen operasyon!

    Bursa’nın İznik ilçesinde sürücülerinin dur ihtarına uymayan iki otomobilden biri kovalamacayla durduruldu, diğeri ise terk edilmiş halde bulundu. Araçlarda uyuşturucu ve ruhsatsız tabanca ele geçirilirken, 2 kişi gözaltına alındı.

    İznik Emniyet Müdürlüğü ekipleri, uygulamalar sırasında şüphelendiği 2 aracı takibe aldı. Durumu fark eden araç sürücüleri ‘dur’ ihtarına uymayarak kaçmaya başladı. Kovalamacayla araçlardan biri durduruldu. Araçtaki E.E. ve E.C. isimli şüphelileri yakaladı. Şüphelilerin üzerinde ve araçta yapılan aramalarda bir miktar uyuşturucu, 2 ruhsatsız tabanca ve bunlara ait 13 mermi ele geçirildi.

    Diğer araç ise İstanbul Kapı mevkiinde kapıları açık terk edilmiş halde bulundu. Araçta yapılan aramalarda 80 gram uyuşturucu madde ile uyuşturucu ticaretinden elde edildiği değerlendirilen 16 bin 500 lira ele geçirildi. Aracın sürücüsünün yakalanması için polis ekipleri, geniş çaplı çalışma başlattı.

  • Virüsün öldürücü etkisi azaldı mı?

    Virüsün öldürücü etkisi azaldı mı?

    Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, koronavirüsün hastalık yapıcı etkisinde ve öldürücü etkisinde herhangi bir azalma görmediklerini söyledi.

    Ankara Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniği Eğitim Görevlisi olan Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, koronavirüsün ölümcül etkisinin azaldığına ilişkin açıklama ve araştırmaları değerlendirdi. Doç. Dr. Kayıpmaz, acil serviste çalıştığına dikkat çekerek, “Biz klinikte virüsün hastalık yapıcı etkisinin veya öldürücülüğünün azaldığına dair herhangi bir belirti görmüyoruz. Hastalar; bizlere klinikleri daha çok sıkıntılı bir vaziyette geliyorlar. Biz mart ayında hastaların kliniğini ne kadar ağır görüyorsak şu anda da aynı ağırlıkta hastalık seyrediyor. Yani virüs elbette ki çeşitli mutasyonlara uğruyor; canlılığını devam ettirmek adına, daha çok insana bulaşmak adına çeşitli mutasyonlar yapıyor. Bunlarla ilgili akademik çalışmalar da var. Bununla birlikte klinikte biz hastalık yapıcı etkisinde ve öldürücü etkisinde herhangi bir azalma görmüyoruz” dedi.

    ‘ELİMİZDE ŞU ANDA ÇOK KUVVETLİ TANI ARAÇLARI VAR’

    Doç. Dr. Kayıpmaz, dolaylı olarak ölüm oranlarında bir azalmanın dünya genelinde var olduğunu ifade ederek, “Burada yapılan test sayılarının artmasıyla birlikte semptom göstermeyen pozitif kişilerin saptanması önemli. Erken tanının olması önemli. Elimizde şu anda kan tetkiki anlamında, PCR testi anlamında ve radyolojik görüntülemeler anlamında çok kuvvetli tanı araçları var. Biz tanı araçlarını ne kadar yaygın kullanırsak o kadar fazla hastayı erken dönemde tanıyabiliyoruz. Asemtomatik kişilerin PCR pozitifliği olsa bile evde izole olmalarını sağlıyoruz. Böylece bu kişiler toplum hayatına karışmıyor. Ve mümkün olduğunca hastalığın yayılması o yerde sınırlandırılıyor. Ayrıca semptom veren kişilerde de hastalığın erken dönemde de tanısını koyduğumuzda erken tedaviye başlama şansımız da oluyor. Laboratuvar yöntemleri, PCR testleri ayrıca radyolojik görüntülemeler, tomografiler gibi imkanlarla erken dönemde hastalığın tanısını koyabiliyoruz. Erken tanı erken tedaviyi de beraberinde getiriyor” diye konuştu.

  • Bursa’da depremzedelere yardım konseri

    Bursa’da depremzedelere yardım konseri

    Bursa Büyükşehir Belediyesi Orkestra Şube Müdürlüğü Türk Halk Müziği Bölümü, tüm geliri İzmir’deki depremzedelere ulaştırılmak üzere bir yardım konseri düzenledi.

    Deprem felaketinin ardından depremzedelerin yaralarının sarılmasına destek olmak amacı ile sanatçı Emel Taşcıoğlu konuk olarak sahne aldı.

    Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen konseri şef Nilüfer Göl yönetti.

    Solist Emel Taşcıoğlu birçok yörenin türkülerinden oluşan eserleri seslendirdi.

    Gecenin sonunda Emel Taşcıoğlu ve şef, sanatseverler tarafından uzun süre alkışlandı.

  • MHP’nin gündemi İzmir depremi oldu

    MHP’nin gündemi İzmir depremi oldu

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Kılıçdaroğlu ve yakın çevresi istismarın dibini boylamış, siyasetlerini maskaraya çevirmiştir. Deprem enkazı üzerinde siyaset yapayım derken hamaset ve hamakat çukuruna yuvarlanmışlardır.” dedi.

    Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, İzmir’e “gavur” benzetmesi yapanların, depremle ilgili şerefsiz yorum getirenlerin vatana, millete, ülkeye kast etmiş hainler olduğunu ifade etti.

    Yakalanan Türkiye düşmanları hakkında gerekli her türlü cezai işlemin yapılmasını isteyen Bahçeli, “Bunun yanında, CHP Genel Sekreteri’nin çadırlar üzerinden İzmir Belediyesini övüp AFAD’ı kötülemesi, bir başka CHP’linin ‘Kendi binalarının güvenliğini sağlayamayan devlet kendi vatandaşlarının canını nasıl koruyacak’ sorusunu sorması hakikaten utanç vesikasıdır.” diye konuştu.

    İzmir’de 4 ayrı merkezde bin 40 çadır kurulmuşken, bin 430’nun kurulum çalışması devam ederken, üstelik hiç kimseye evinin hasarlı olup olmadığı sorulmazken, CHP’lilerin asılsız ve temelsiz sözlerinin maksadının ne olduğunu öğrenmek isteyen Devlet Bahçeli, “CHP yönetimine soruyorum, sizde hiç mi izan, hiç mi insaf, hiç mi vicdan kalmadı? Bu kadar mı küçüldünüz? Bu kadar mı düştünüz?” ifadelerini kullandı.

    “Bir diğer asıl ve ana sorunun ise Kemal Kılıçdaroğlu’nun tutumu” olduğunu belirten Bahçeli, “CHP Genel Başkanı’nın depremden bir gün sonra afet alanına gidip siyasi propagandaya heves etmesi, mücadelenin merkezine İzmir Büyükşehir Belediyesini yerleştirmesi bir defa gafillik, ahlaki çarpıklık ve siyaset ayıbıdır.” değerlendirmesini yaptı.

    İzmir feryat ederken partizanlık yapmanın Kılıçdaroğlu’na ne kazandırdığını soran Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Başı göğe mi ermiş, ayağı göle mi dönmüştür? Bu nasıl bir sorumsuz üslup, nasıl çiğ ve ucube savrulma halidir? Kahramanca mücadele eden AFAD, JAK, UMKE, AKUT, İnsani Yardım Vakfı ekiplerine, Soma’dan kalkıp gelen madencilere ne diyeceğiz? Bakanlıklarımızın fedakarca çalışmalarını nereye koyacağız? Görevlerini cansiperane yapan askerlerimizi, göz pınarlarından akan yaşlarla taş yığınlarını, moloz kalıntılarını bir umutla kaldıran kurtarma ekiplerimizi, hatta enkazı koklaya koklaya hayat kurtaran köpeklerimizi ne yapacağız? Sorarım sizlere haklarını nasıl ödeyeceğiz?

    İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığının yerine getirmesi gereken görevlerini yapması lütuf mudur, bağış mıdır, ödül müdür? CHP Genel Başkanı neyi ima ve ihsas etmenin arayışındadır? Merkezi yönetim ile yerel yönetimler arasına fitne sokmakla, ayrım varmış gibi sunmakla neyi amaçlamaktadır? Çorba dağıtmak tamam da ya arama kurtarma ekiplerinin çabalarını ne yapacağız, nasıl yorumlayacağız? Kılıçdaroğlu ve yakın çevresi istismarın dibini boylamış, siyasetlerini maskaraya çevirmiştir. Deprem enkazı üzerinde siyaset yapayım derken hamaset ve hamakat çukuruna yuvarlanmışlardır.

    Kılıçdaroğlu’na ve icazetli kurmaylarına büyük halk ozanımız Yunus Emre’nin şu dizeleriyle sesleniyorum; ‘Bir bahçeye giremezsen durup seyran eyleme, bir gönül yapamazsan yıkıp viran eyleme.’ Bir şey biliyorsanız konuşun ibret alalım, bilmiyorsanız susun da adam sanalım. İnsan vardır, heybesinden zarafet ve lezzet akar, insan vardır, testisinden yalnızca çamur ve cehalet sızar. Kılıçdaroğlu çok dinleyenim var diyorsa, hemen sevinmesin, hemen havaya girmesin, ucuz malın alıcısı olmaz, ucuz etin yahnisi yenmez. Ne güzel söylemiş Hz. Mevlana: ‘Kargalar ötmeye başlayınca bülbüller susar.’ ‘Karga çöplüğe, bülbül de güle götürür.’ Aynı Kılıçdaroğlu’nun, felaketin harabesi maşeri vicdanda kor gibi dururken, toplanan deprem vergileriyle ilgili yeni bir tartışma başlatması, bunun peşine tekraren düşmesi hiç kimse açısından sürpriz olmamalıdır.

    CHP demek karanlık demektir, CHP demek uçurum demektir, CHP demek millete tepeden bakan kibir saltanatı, kifayetsiz muhterislik, aldatma ve yalan makinesi demektir. Bu kireçlenmiş zihniyetin yaptığı tek şey milletin sırtına hançer sallamaktır.”

    “Önümüzde meşakkat dolu bir süreç vardır”

    Felaketlerle mücadele eden Türkiye’nin bir yandan da vahim bir salgına karşı direniş gösterdiğini ifade eden Devlet Bahçeli, Kovid-19 salgınının dünya genelinde tekrar tırmanışa geçtiğini söyledi.

    “Anlaşılan önümüzde meşakkat dolu bir süreç vardır.” diyen Bahçeli, ülkelerin yeniden kısıtlama tedbirlerini devreye aldıklarını hatırlattı.

    Nefretin veba gibi yayıldığı bir ortamda Çin’in Vuhan kentinde nasıl çıktığı, nasıl ürediği hala muammalı olan bir virüsün kısa süre içinde insanlığı kuşattığını dile getiren Bahçeli, “Onlar ne yapar bilemem ama biz bu virüsü inşallah yeneceğiz. Bu virüse boyun eğmeyeceğiz. Ancak bizim de düşünmemiz, sorgulamamız, gerekirse özeleştiri yapmamız gereken pek çok şey olduğu açıktır. Sahte içkiden ölümlere bakınız, ihtilafların derinleşmesine, terör saldırılarına, cinayet, tecavüz ve taciz haberlerinin sıradanlaşmasına lütfen dikkat ediniz. Bunları normal karşılamak hiç mümkün mü?” diye sordu. Bahçeli, şunları kaydetti:

    “Bugünler geçer, döviz iner çıkar, enflasyon düşer kalkar, faiz derseniz onun da beli bükülür, ama birbirimizi kaybedersek, birbirimize çatık kaşlarla bakarsak, sıkılı yumruklarla mukabele edersek, coğrafyayı vatan yapan ruhumuzu emin olunuz kaybederiz.

    Devlet kurmakla övünelim, ama geride yıkılan 16 Türk devletinden de ders alalım, sonuç çıkartalım. Misafiri olduğumuz bu dünyada birbirimizin külüne bile muhtacız. Mutabakat varken münakaşa ayrık otudur. İttifak varken ihtilafa düşmek akıl noksanlığıdır. Toplumsal güveni ayakta tutmak varken kuşku ve kuruntuya yaslanmak ahmaklık işaretidir. Siyaset demokratik bir rekabettir. Nezaket ister, samimiyet ister, mertlik ister, adamlık ister, hadim ve halim bir şahsiyet ister, hepsinden önemlisi de vatan ve millet sevgisini vazgeçilmez değer addeder. Bunlardan mahrum olanların siyasetleri ise çürük tahtaya çivi çakmaktan farksızdır.

    Kovid-19’la mücadeleye hep birlikte katılırsak, kurallara aynen uyarsak, tedbirlere azami ölçüde riayet edersek cephemiz yıkılmayacak, varlığımız zarar görmeyecektir. Maske-mesafe-temizlik şartlarına bağlılık devamlı vurgulanırken, boğaza nazır mekanlarda cadılar bayramı düzenleyip vur patlasın çal oynasın demek en hafif tabirle pespayeliktir. Cadı olmak için bayrama falan ihtiyaç yoktur. İnsan ve toplum sağlığını riske atmak en vahim cadılık ve canilik değil midir? Bir insanının vebaline ortak olmanın izahı nasıl yapılacaktır? Şımarık bir şekilde davranarak hastalığı bulaştırmak cinayet olmayacak mıdır? Maskeyi vicdana değil yüze takmak, mesafeyi ahlaki duyarlılıklara değil karşımızdaki insanlara geçici olarak koymak hepimizin görevidir. İnancımıza göre, temizlik imandandır, insan yaratılmışların en şereflisidir. O halde, biz bu Kovid-19’u alt ederiz, bu virüsü kesinlikle ezer geçeriz. Aşıysa inşallah buluruz, olmuyorsa bulanlardan alırız, gene de Kovid’e ‘tamam’ demeyiz. Hükümetimize, Sağlık Bakanımıza ve Bakanlık personelimize sonuna kadar güveniyor, hepsine teşekkür ediyoruz.”

    “Karabağ, pazarlık konusu yapılmamalı”

    Azerbaycan’ın haklı ve inanmış mücadelesinin günbegün sonuç aldığını belirten Bahçeli, Dağlık Karabağ’ın işgalin zincirlerinden hızla azat edildiğini söyledi.

    Bahçeli, terör devleti Ermenistan’ın yine sivillere misket bombalarıyla, füzelerle saldırarak kansızlığının ve katilliğinin gereğini yaptığını ifade ederek, “Ne yapsalar boşunadır, Dağlık Karabağ Türk’tür, Türk kalacaktır.” dedi.

    “Çözüm olur mu olmaz mı bilemeyiz ama bize göre kesin çözüm askeri başarıdan sonra siyasi ve diplomatik müzakerelerle sağlanacaktır.” ifadelerini kullanan Bahçeli, “Geçtiğimiz Nevruz Günü’nde PKK’lılarla halay çeken Paşinyan’ın sonu yaklaşmaktadır ve akıbeti terörist yoldaşlarıyla birlikte aynı karanlık dehlizdir. Karabağ Türk’tür, Azerbaycan’dır, emanettir, ecdadın yadigarıdır. Pazarlık konusu yapılmamalı, Türk milletinin fedakarlıklarıyla hak sahibine geçmelidir.” diye konuştu.

  • Bursa’da merkezli FETÖ operasyonu!

    Bursa’da merkezli FETÖ operasyonu!

    Bursa merkezli 4 ilde FETÖ/PDY’nin emniyet ve TSK’daki mahrem yapılanmasına yönelik gerçekleştirilen operasyonda aralarında mahrem imamların da bulunduğu 13 şüpheli gözaltına alındı.

    Bursa İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, FETÖ/PDY’nin TSK ve emniyet teşkilatındaki mahrem yapılanmasına yönelik yürüttüğü çalışmayla ankesörlü telefonlarla ardışık olarak arandıkları saptanan 14 şüpheliye yönelik operasyon yaptı.

    Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı koordinasyonunda Bursa ile Ankara, İstanbul ve Osmaniye’de eş zamanlı yapılan operasyonda 13 şüpheli yakalandı.

    Gözaltına alınan şüphelilerden 2’sinin mahrem imam olduğu bildirildi. 1 ‘i açığa alınan astsubay, 1’i emekli astsubay, 8 ‘i eski askeri okul öğrenci, 1’i özel sektör çalışanı olan şüpheliler, emniyette sorguya alındı.

    Polis ekipleri, firari bir kişiyi yakalamak için çalışmalarını sürdürüyor.