Etiket: türkiyehaber

  • Dolar bugün yine rekor kırdı! (23 Eylül 2020 Dolar – Euro fiyatları)

    Dolar bugün yine rekor kırdı! (23 Eylül 2020 Dolar – Euro fiyatları)

    Küresel piyasalar güne karışık bir seyirle başlıyor. ABD borsalarında dün yaşanan yüzde 1’leri aşan yükselişler, Asya borsalarının seyri üzerinde etkili olamadı.

    Yurt içinde ise veri takviminde bugün açıklanacak önemli bir veri bulunmuyor. Gün içerisinde 7,70 ile tarihi zirveyi yenileyen dolar/TL 7,68 civarında hareket ediyor. Euro/TL ise 8,99 seviyesinde seyrini sürdürüyor.

    Dolar endeksi de yükseliş eğilimini sürdürerek yaklaşık 2 ayın ardından ilk kez 94’ün üzerine çıktı.

    Euro/dolar paritesi, üst üste 3 işlem günü süren düşüşünü bugüne taşıyarak 1,1672 ile yaklaşık 2 ayın en düşük seviyesinden işlem görüyor.

    Uzmanlar, ABD ile Çin arasında devam eden gerilim, Doğu Akdeniz’deki jeopolitik gelişmeler ve yeni tip koronavirüs (Covid-19) tedavisine ilişkin haber akışının da gündemin odağındaki yerini koruduğunu söyledi.

  • Kadınların sokaktaki kavgasını erkekler ayırdı

    Kadınların sokaktaki kavgasını erkekler ayırdı

    Antalya’da, 2 kadın ve akrabalarının sokak ortasındaki saç saça baş başa kavgasını, araya giren erkekler güçlükle ayırdı. Birbirlerine terlik de atan kadınların kavgası, cep telefonu kamerasına yansıdı.

    https://youtu.be/FXvDzkf2kP4

    Muratpaşa ilçesine bağlı Muratpaşa Mahallesi’nde 2 kadın, sokak ortasında kavga etmeye başladı. Saç saça baş başa kavgaya, kadınların akrabaları da dahil oldu. Birbirlerine terlik de fırlatan kadınların kavgasına 3 erkek, müdahale etti. 2 kadını ayırmak için yoğun çaba sarf eden erkekler, kavganın sonlanmasını sağladı. 6 kadının karıştığı ve 3 erkeğin güçlükle ayırdığı kavga, çevredeki binalarda oturanlar tarafından cep telefonu kamerasıyla kaydedildi.

  • Erdoğan BM Genel Kurulu’na seslendi

    Erdoğan BM Genel Kurulu’na seslendi

    Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi dışlama amaçlı nafile adımların başarı şansının kesinlikle olmadığını söyledi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’na video mesajla seslendi.

    Erdoğan, bugün dünyada en çok sığınmacıya ev sahipliği yapan Türkiye gibi ülkelerin, yaptıkları fedakarlıkla tüm insanlığın onurunu kurtardığını, buna karşılık aralarında bazı Avrupa ülkelerinin de yer aldığı kimi devletlerin, sığınmacıların ve göçmenlerin haklarını ihlal ettiğini kaydetti.

    “Cenevre Sözleşmesi’ni ve uluslararası insan hakları sistemini aşındıran bu ihlaller karşısında Birleşmiş Milletlerin güçlü bir tavır almasının vakti gelmiştir.” ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle devam etti:

    “Libya’da, darbecilerin geçen yıl meşru Milli Mutabakat Hükümeti’ni devirmek için başlattığı saldırılar, bu ülkeye sadece acı ve yıkım getirmiştir. Uluslararası toplum, yapılan katliamların, insan hakları ihlallerinin ve özellikle Tarhuna şehrinde bulunan toplu mezarların hesabını, ne darbecilerden, ne de destekçilerinden sorabilmiştir. Libya’nın meşru hükümetinin yardım çağrısına somut cevap veren ve destek sağlayan tek ülke Türkiye olmuştur. Libya’da kalıcı siyasi çözümün, Libyalılar tarafından yürütülecek kapsayıcı ve kapsamlı diyalog yoluyla tesis edilebileceğine inanıyoruz.”

    Yemen’de beş yılı aşkın süredir akan kanın durdurulması ve insani krizin önüne geçilmesinin de uluslararası toplumun sorumluluğunda olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Bölgede nüfuz kazanma niyetiyle Yemen’in egemenliğine, siyasi birliğine ve toprak bütünlüğüne göz dikenleri ve Yemenlilerin ızdırabının sürmesine göz yumanları tarih affetmeyecektir.” diye konuştu.

    Irak’ın dış güçlerin çatışma sahasına dönüşmemesi, bölge için istikrar ve refah üreten bir konuma gelmesinin samimi arzuları olduğunu dile getiren Erdoğan, “Komşumuz Irak’a her alanda destek olurken, özellikle terörle mücadelede daha yakın işbirliği yapmak istiyoruz. Tıpkı DEAŞ gibi, Irak’ta yuvalanan PKK terör örgütünün kökünü kazıma konusunda, uluslararası toplumdan ve bu ülkeden samimi işbirliği bekliyoruz. Bölgenin terör örgütlerinden temizlenmesi, insanlığın en kadim coğrafyasına ev sahipliği yapan Irak’ın geleceğinin aydınlanmasına katkı sağlayacaktır.” ifadesini kullandı.

    İran’ın nükleer programıyla ilgili hususların uluslararası hukuk dikkate alınarak, diplomasi ve diyalog yoluyla çözülmesinden yana olduklarını belirten Erdoğan, “Tüm tarafların, bölgesel ve küresel güvenliğe ciddi katkılar sağlayan Kapsamlı Ortak Eylem Planındaki yükümlülüklerine riayet etmeleri çağrımızı tekrarlıyorum.” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, insanlığın kanayan yarası olan Filistin’deki işgal ve zülüm düzeninin, vicdanları acıtmaya devam ettiğinin altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Üç büyük dinin kutsallarına ev sahipliği yapan Kudüs’ün mahremiyetine uzanan kirli el, cüretini giderek artırıyor. Filistin halkı, İsrail’in tüm baskı, şiddet ve yıldırma politikalarına yarım asırdan uzun bir süredir göğüs geriyor. ‘Asrın Anlaşması’ adı altında Filistin tarafına dayatılmaya çalışılan teslimiyet belgesi reddedilince, İsrail bu kez işbirlikçilerinin yardımıyla kaleyi içeriden fethetme girişimlerine hız vermiştir. Türkiye olarak Filistin halkının rıza göstermediği hiçbir plana destek vermeyeceğiz. Kimi bölge ülkelerinin bu oyuna ortak olması, İsrail’in temel uluslararası parametreleri aşındırma çabalarına hizmet etmenin ötesinde anlam taşımıyor. Birleşmiş Milletler kararları ve uluslararası hukukun hilafına Kudüs’te Büyükelçilik açma niyetini beyan eden ülkeler, bu tavırlarıyla sadece ihtilafın daha da çetrefil hale gelmesine hizmet ediyor. Filistin meselesi, ancak 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi devamlılık içinde bir Filistin Devleti’nin kurulmasıyla çözülebilir. Bunun dışındaki çözüm arayışları beyhudedir, tek taraflıdır, adaletsizdir.”

     “En büyük engel olduğunu bir kez daha ispatladı”

    Temmuz ayında Azerbaycan topraklarına saldıran Ermenistan’ın, Güney Kafkasya’da kalıcı barış ve istikrarın önündeki en büyük engel olduğunu bir kez daha ispatladığını ifade eden Erdoğan, Yukarı Karabağ sorunu başta olmak üzere bölgedeki ihtilafların, Azerbaycan ve Gürcistan’ın toprak bütünlüğü ve egemenliği ile Birleşmiş Milletler ve AGİT kararları doğrultusunda bir an evvel çözülmesinden yana olduklarını söyledi.

    Güney Asya’nın istikrar ve barışı için de kilit önem taşıyan Keşmir sorununun da halen çözüm beklediğine işaret eden Erdoğan, Cammu-Keşmir’in özel statüsünün ilgasının ardından atılan adımların sorunu daha da karmaşık hale getirdiğini söyledi. Erdoğan, bu meselenin diyalog yoluyla, Birleşmiş Milletler kararları çerçevesinde ve özellikle Keşmir halkının beklentileri doğrultusunda çözülmesinden yana olduklarını kaydetti.

     “Kimsenin hakkında, hukukunda, meşru çıkarlarında gözümüz bulunmuyor”

    Doğu Akdeniz konusuna da değinen Erdoğan, “Doğu Akdeniz’de bir süredir yaşanan gerilimin gerisinde, ‘kazanan hepsini alır’ anlayışıyla hareket eden ülkeler bulunuyor. Ülkemizi dışlama amaçlı nafile adımların başarı şansı kesinlikle yoktur.” dedi.

    Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de de başka bir bölgede de kimsenin hakkında, hukukunda, meşru çıkarlarında gözünün bulunmadığını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

    “Ancak, ülkemizin ve Kıbrıs Türklerinin haklarının çiğnenmesine, çıkarlarının yok sayılmasına da göz yumamayız. Bölgede bugün yaşanan sıkıntıların sebebi, Yunanistan ile Kıbrıs Rum kesiminin 2003’ten beri maksimalist taleplerle attıkları tek yanlı adımlardır. Türkiye, Doğu Akdeniz’deki her türlü olumsuz gelişmenin yükünü tek başına omuzlamak durumunda bırakılan bir ülkedir. Buna karşılık, bölgedeki doğal kaynaklar söz konusu olduğunda ülkemizin yok sayılması, ne akıl ve vicdanla, ne de uluslararası hukukla izah edilebilir. Anlaşmazlıkların samimi bir diyalogla, uluslararası hukuk temelinde, hakkaniyete uygun biçimde çözümü öncelikli tercihimizdir. Ancak aksi yöndeki hiçbir dayatmaya, tacize, saldırıya asla müsamaha göstermeyeceğimizi de açıkça ifade etmek istiyorum. Doğu Akdeniz’deki kıyıdaş ülkeler arasında diyalog ve işbirliğini tesis etmeye yönelik çağrımızı burada tekrarlamak istiyorum. Bu amaçla tüm bölge ülkelerinin hak ve çıkarlarının göz önünde bulundurulduğu, içinde Kıbrıs Türklerinin de yer aldığı bölgesel bir konferans düzenlenmesini teklif ediyoruz.”

    Bölgedeki krizin sebeplerinden birinin de 1968 yılından bu yana aralıklarla devam eden müzakerelerde Kıbrıs meselesine adil, kapsamlı ve kalıcı bir çözüm bulunamaması olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

    “Çözümün önündeki yegane engel, Rum tarafının uzlaşmaz, hak tanımaz, şımarık yaklaşımıdır. Uluslararası anlaşmaları hiçe sayan Rum tarafı, Kıbrıs Türklerini kendi yurtlarında azınlık yapmayı, hatta tümüyle adadan tasfiye etmeyi amaçlıyor. Garantör ülke sıfatıyla, Kıbrıs Türk halkını haklı davasında hiçbir zaman yalnız bırakmadık, bundan sonra da bırakmayacağız. Kıbrıs meselesinde çözüm, ancak Kıbrıs Türk halkının Ada’nın ortak sahibi olduğu gerçeğinin kabul edilmesiyle mümkündür. Kıbrıs Türk halkının güvenliği ile Ada’daki tarihsel ve siyasi haklarını kalıcı biçimde teminat altına alacak her çözümü destekleyeceğiz.”

    “Kitle imha silahlarının tamamı ortadan kaldırılmalı”

    Bu sene Hiroşima ve Nagasaki’ye atom bombası atılmasının 75’inci yılı olduğunu anımsatan Erdoğan, silahsızlanmanın, küresel barış ve güvenliğin sağlanması bakımından hayati önem taşıdığını vurguladı.

    Buna karşılık silahların kontrolü mimarisinin, son yıllarda önemli hasarlar aldığını aktaran Erdoğan, uluslararası toplumun bu konuda eşitlik ve adalet temelinde ilerleyerek kitle imha silahlarının tamamını ortadan kaldırması gerektiğini söyledi.

    Hep birlikte hareket etme mecburiyetinin bulunduğu bir diğer önemli konunun iklim değişikliği olduğunu belirten Erdoğan, insanoğlunun tabiatın dengelerine müdahale etmesinin nasıl ağır bedellere yol açabileceğinin görüldüğünü ifade etti.

    Bu kötü gidişatı durdurmak ve tersine çevirmek mecburiyetinde olduklarını kaydeden Erdoğan, “Türkiye olarak gelinen noktadaki tarihi mesuliyetimiz yok denecek kadar az olmasına rağmen, bu mücadeleye samimiyetle destek veriyor ve yükümlülüklerimizi yerine getiriyoruz. Yakın geçmişte Birleşmiş Milletler Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi Taraflar Konferansı’na ev sahipliği yaptık. Afrika başta olmak üzere pek çok bölge ve ülkeyle verimli bir işbirliği yürüttük. Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’nin 2022’de yapılacak 16’ncı Taraflar Konferansının da ev sahipliğini üstlendik.” dedi.

    “Irkçılık, yabancı karşıtlığı, İslam düşmanlığı vahim boyutlara ulaştı”

    İnsanlığı tehdit eden ancak nedense görünmez sayılan bir soruna dikkati çekmek istediğini belirten Erdoğan, ırkçılık, yabancı karşıtlığı, İslam düşmanlığı ve nefret söyleminin vahim boyutlara ulaştığını ifade etti.

    Salgın sürecinde yabancı düşmanlığı ve ırkçılık iyice artarken göçmenler ve sığınmacılar başta olmak üzere savunmasız kişilere yönelik şiddet eylemlerinin hız kazandığını aktaran Erdoğan, şunları söyledi:

    “Önyargılardan ve cehaletten beslenen bu tehlikeli eğilimlere en çok da Müslümanlar maruz kalıyor. Bu tehlikeli gidişin en önemli sorumluları, oy uğruna popülist söylemlere yönelen siyasetçiler ile ifade özgürlüğünü suistimal ederek nefret söylemini meşrulaştıran marjinal kesimlerdir. Tüm uluslararası kuruluşları acilen bu zihniyete karşı mücadelede daha somut adımlar atmaya davet ediyorum. Yeni Zelanda’da Müslümanlara yönelik terör saldırısının yıl dönümü olan 15 Mart tarihinin, Birleşmiş Milletler tarafından ‘İslam Düşmanlığına Karşı Uluslararası Dayanışma Günü’ olarak ilan edilmesi çağrımı tekrarlıyorum. Birleşmiş Milletlerden sonra en büyük ikinci uluslararası kuruluş olan İslam İşbirliği Teşkilatı, bu günü resmen kabul etmiştir.”

    Salgın ve onunla bağlantılı olarak tırmanan ekonomik krizin, sürdürülebilir kalkınma ve 2030 hedefleri bakımından da olumsuz etkilere yol açtığına işaret eden Erdoğan, gelişmekte olan ülkeler ile düşük gelir düzeyine sahip ülkelerin bu krizden daha fazla etkilendiklerini belirtti.

    “Esasen, salgın döneminde yaşananlar bize sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin her türlü küresel krizle mücadelede önemli bir yol gösterici olabileceğini gösterdi.” diyen Erdoğan, krizden çıkışın ekonomik reçetelerini tasarlarken dijitalleşmenin dönüştürücü gücünden de yararlanılması gerektiğini bildirdi.

    Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Dijital İşbirliği Haritasını desteklediklerini belirten Erdoğan, “Küresel ve bölgesel meseleleri ele almak üzere tasarladığımız ilk ‘Antalya Diplomasi Forumu’nun temasını da dijital çağda diplomasi olarak belirledik. Ayrıca, En Az Gelişmiş Ülkeler için Birleşmiş Milletler Teknoloji Bankası’na da ev sahipliği yapıyoruz. En doğudaki Avrupalı ve en batıdaki Asyalı olmak üzere, her alanda Türkiye’nin özgül ağırlığını artırdığımızı bilmeniz lazım. Tarihin sarkacının yeniden Asya’ya doğru kaydığı bu dönemde, ‘Yeniden Asya’ girişimimizle, ilişkilerimize yeni bir dinamizm kazandıracağız.” diye konuştu.

    Türkiye’nin, coğrafi yakınlığı perçinleyen beşeri ve tarihi bağlara sahip olduğu Afrika ile ilişkilerinde de ciddi bir ivme yakaladığını aktaran Erdoğan, gelecek yıl Türkiye’de düzenlemek istedikleri Türkiye-Afrika Birliği Ortaklık Zirvesi’nin üçüncüsünde, Afrika’nın kapasitesini güçlendirmeyi amaçlayan projeleri hayata geçirmeyi planladıklarını söyledi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

    “Sözlerime son verirken, içinden geçtiğimiz bu hassas dönemde çok taraflılığa verdiğimiz güçlü desteğin süreceğini belirtmek istiyorum. Salgına karşı elbette mesafeyi korumalıyız. Ancak uluslararası toplumu tehdit eden tüm imtihanlara karşı ortaklaşa mücadele ve işbirliğinde safları sıklaştırmak mecburiyetindeyiz. Tarih boyunca dünyanın en gözde şehirlerinden olan İstanbul’un Birleşmiş Milletler merkezi haline gelmesi yönündeki gayretlerimizi sürdüreceğiz. 75’inci Genel Kurul çalışmalarının başarılı geçmesini diliyorum.”

  • Osmangazi’den öğrencilere özel maske

    Osmangazi’den öğrencilere özel maske

    Osmangazi Belediyesi Meslek Edindirme Kursları (OSMEK), korona virüs ile mücadele kapsamında yıkanıp tekrar kullanılabilen maske üretiyor. Yüz yüze eğitime başlayan öğrencileri de unutmayan Osmangazi Belediyesi, öğrenciler için özel olarak üretilen maskeleri okullara gönderiyor.

    Korona virüse karşı korunmada en çok ihtiyaç duyulan ürünlerden birisi olan maske ihtiyacının karşılanması için çalışan Osmangazi Belediyesi, OSMEK vasıtasıyla maske üretiyor. Halk Eğitim Merkezi işbirliğiyle faaliyet gösteren OSMEK’te eğitim gören kursiyerler ve eğitmenler tarafından üretilen maskeler özel kumaştan dikiliyor. Antibakteriyel özelliğe sahip yüzde yüz pamuk kumaştan iki kat olarak dikilen maskeler, 15 defa yıkanabilme özelliğine sahip. Sağlık ve hijyen açısından son derece güvenilir ortamda üretilen maskeler, el değmeden paketlenerek vatandaşa, belediye personeline ve kamu çalışanlarına ücretsiz olarak dağıtılıyor.

    ÖĞRENCİLER İÇİN FARKLI BOYUTLARDA MASKE ÜRETİLİYOR

    Osmangazi Belediyesi, 21 Eylül Pazartesi günü itibariyle yüzde yüz eğitime başlayan ana sınıfı, 1., 8. ve 12’nci sınıf öğrencilerini de unutmadı. Öğrencileri salgına karşı koruyabilmek adına özel olarak üretilen maskeler, öğrencilerin yaşları dikkate alınarak farklı ebatlarda dikiliyor. Ana sınıfından, 12’inci sınıfta okuyan öğrencilere kadar birçok boyutta dikilen maskeler, okullara gönderilerek idarecilere teslim ediliyor.

    “VATANDAŞLARIMIZIN VİRÜSTEN KORUNMASINA DESTEK OLUYORUZ”

    Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, OSMEK bünyesinde faaliyet gösteren maske üretim atölyesini ziyaret etti. Üretilen maskeler ile vatandaşların ve öğrencilerin korona virüse karşı kendisini muhafaza etmelerine destek olduklarını ifade eden Başkan Dündar, “Pandemi sürecinde vatandaşlarımızın virüsten korunması için en çok dikkat etmeleri gereken hususların başında maske takmaları, temizliğe dikkat etmeleri ve sosyal mesafe kuralına uymaları geliyor. Osmangazi Belediyesi olarak OSMEK eğitmenlerimiz ve kursiyerlerimiz ile birlikte vatandaşlarımızın virüsten korunmasına destek olmak adına özel kumaştan maske üretiyoruz. Bu maskeler en az 15 kez yıkanabiliyor. Kurs merkezindeki kıymetli eğitmenlerimizin tecrübe ve bilgisinden faydalanarak üretilen maskeleri ücretsiz olarak vatandaşımıza dağıtıyoruz. Ayrıca yüz yüze eğitimin başlamasıyla birlikte, öğrencilerimiz için de maske üretmeye başladık. Salgın devam ediyor ve bu süreçte çocuklarımızı virüsten korumak adına yaşları dikkate alınarak farklı boyutlarda üretilen maskeleri okullara gönderiyoruz” diye konuştu.

  • Dolar kurunda yeni zirve

    Dolar kurunda yeni zirve

    Küresel piyasalar, artan corona virüs vakaları ve kısıtlamaların geri dönme ihtimalinin gündeme gelmesiyle haftanın ikinci gününe de kayıpla başladı.

    Yurt içi piyasalarda ise döviz kurlarındaki hareketlilik devam ediyor. Perşembe günü açıklanacak olan Merkez Bankası’nın faiz kararı öncesinde tarihi zirvesini bu sabah 7,6690’a taşıyan dolar/TL, bugün 7,65’ten işlem görüyor.

    Euro/TL de, 8,97-8,98 bandında değerleniyor.

    Avrupa borsalarındaki satıcılı seyir ABD pay piyasalarında da risk algısını artırdı. Dün, ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell’ın Finansal Hizmetler Komitesi’nde, Corona virüs Yardım, Destek ve Ekonomik Güvenlik Yasası’na (CARES) ilişkin bugün yapacağı sunumun metni yayımlandı.

    Powell, ekonomik toparlanmanın olabildiğince güçlü olmasını sağlamak ve ekonominin gördüğü kalıcı zararı sınırlamak için ne kadar sürerse sürsün bankanın tüm araçlarını kullanmaya kararlı olduğunu belirterek, hem istihdam hem de genel ekonomik faaliyetin salgın öncesindeki seviyelerinin oldukça altında kaldığını ve ekonominin önündeki yolun belirsiz olmaya devam ettiğini kaydetti.

    Uzmanlar, bugün Euro Bölgesi’nde tüketici güveni ve ABD’de 2. el konut satışı verilerinin yanı sıra Fed Başkanı Powell’ın Senato’da gerçekleştireceği sunumun da takip edileceğini bildirdi.

  • Bursa’da eğitim tatlı başladı

    Bursa’da eğitim tatlı başladı

    Koronavirüs salgını sürecinde ertelenen yüz yüze eğitim, ilkokul 1. Sınıflar ve okul öncesi öğrencileri için ilk ders zilinin çalmasıyla kademeli olarak başladı. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un sosyal medyada ‘ilk teneffüs 40 dakika’ sözüyle başlayan akıma ‘öğrencilere kestane şekeri’ sözüyle katılan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, okul heyecanına ortak olduğu öğrencilere kestane şekeri dağıtıp, başarılı bir eğitim dönemi diledi.

    Resmi ve özel olmak üzere ilkokul 1. sınıf öğrencileri, okul öncesi öğrencileri, özel eğitim okulları ana sınıfı ve 1. sınıfları için tüm Türkiye’de olduğu gibi Bursa’da da ders zili çaldı. Aileleriyle birlikte okullara gelen öğrenciler, sosyal mesafe ve hijyen kurallarına dikkat edilerek sınıflara alındı. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş da miniklerin yaşadığı heyecana Yunuseli Şehit Gürcan Ulucan İlkokulu’nu ve Büyükşehir Belediyesi Hamitler Ana Kucağı Çocuk Eğitim Merkezi’ni ziyaret ederek ortak oldu.

    Geçtiğimiz aylarda Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un sosyal medyadan verdiği ’40 dakikalık teneffüs’ vaadine, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın da kestane şekeri sözüyle katılmasının ardından Bursa’daki 17 ilçede birinci sınıfa yeni başlayan 37 bin 658 öğrenciye kestane şekeri ile içinde kolonya, yıkanabilir maske, hijyen ve kalem seti bulunan hediyeler dağıtıldı.

    “Amaç iyi bir nesil yetiştirmek”

    Bursa Milletvekilleri Emine Yavuz Gözgeç ve Ahmet Kılıç ile birlikte Hamitler Ana Kucağı Eğitim Merkezi’nde sınıfları ziyaret eden Başkan Alinur Aktaş, öğrenciler ve eğitmenlerle sohbet etti. Öğrencilerin heyecanına ortak olan Başkan Aktaş, içerisinde çeşitli hediyeler bulunan çantaları ve kestane şekerlerini miniklerine ikram etti. Daha sonra bina dışında bekleyen velilerle de sohbet eden Başkan Aktaş, sosyal mesafeye riayet ederek, haftada 3 gün olmak kaydıyla Ana Kucağı uygulamasını başlattıklarını dile getirdi. Bursa genelinde toplam 7 tane Ana Kucağı’nın bulunduğunu belirten Başkan Aktaş, “Bu sayıyı sene sonuna kadar 15’e çıkarmayı hedefliyoruz. Uygulamayı bütün ilçelere yayarak sayıyı arttırmak istiyoruz. Sabah kahvaltıları ve ikindi öğünlerinin verildiği merkezler, tam gün hizmet verecek. Daha sonra öğleden önce ve öğleden sonra olarak devam edecek. Kırtasiye setinden çantalarına kadar hediye edildi. Eğitmenlerimiz, çocuklarımıza anne ve babaları gibi yakın durarak sevecekler. Velilerimizin bu konuda şüphesi olmasın. Bu projeden amacımız, sadece iyi mesleklere sahip olsunlar değil, ahlaklı, devletini, milletini seven iyi bir nesil yetiştirmektir” dedi.

    “Bütün okullarda dağıtıldı”

    Yunuseli Şehit Gürcan Ulucan İlkokulu’nu da ziyaret ederek yüz yüze eğitime katılan 1. sınıf öğrencileriyle buluşan Başkan Aktaş, miniklerle sohbet ederek heyecanlarını yenmelerine yardımcı oldu. Ziyarete, Milletvekilleri Emine Yavuz Gözgeç ve Ahmet Kılıç ile İl Milli Eğitim Müdürü Sabahattin Dülger de katıldı. Öğrencilerin heyecanına ortak olduklarını söyleyen Başkan Aktaş, zor bir süreçten geçildiğini ve en azından sürecin başlamasının önemli olduğunu belirtti. Her sınıfta 10 öğrencinin bulunduğunu hatırlatan Başkan Aktaş, “Temennimiz ve duamız İnşallah sıkıntılar bir an önce aşılır. Çocuklarımız dolu dolu sınıflarına tekrar döner. Okul müdürlerimizi ve öğretmenlerimizi kutluyorum. Maske, hijyen ve mesafe bütün kurallara riayet edilerek sınıflarımız çiçek gibi hazırlanmış. Öğrenciler ve velilerimiz gerçekten müsterih olsunlar. Bizler de Büyükşehir Belediyesi olarak bu sürece destek vermek için elimizden gelen katkıyı gösteriyoruz. Çocuklarımıza daha önce söz verdiğimiz gibi kestane şekerleri bütün okullarda dağıtıldı. Bu ülkenin gelişmişliğinin ana göstergelerinden bir tanesi eğitimdir. Son yıllarda eğitimin kalitesinin yükselmesi için ciddi adımlar atıldı. Eğitim öğretim süreci tüm anne babalara, öğrencilerimize ve eğitimcilerimize hayırlı uğurlu olsun. Velilerin gönülleri müsterih olsun” diye konuştu.

  • Pinaları öldüren virüs Türk kıyılarında

    Pinaları öldüren virüs Türk kıyılarında

    Akdeniz’in en büyük kabuklu canlılarından olan midye türü pinalar, sindirim sistemlerine saldıran bir virüs nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, denizlerin doğal temizleme mekanizması pinaların, bir parazitle başının belada olduğunu, virüsün hızla pinaları yok ettiğini söyledi.

    Akdeniz’in en büyük kabuklu canlılarından biri olan pinalar, büyük bir virüs tehlikesi yaşıyor. Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, Türkiye’nin birçok deniz ve gölünde yaptığı çekimlerle tanınan Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu Çevre Kurulu Başkanı Tahsin Ceylan tarafından çekilen video ve görüntüleri paylaşarak, pinaların yaşadığı virüs tehdidine dikkati çekti.

    PARAZİTLE BAŞI BELADA

    Prof. Dr. Birpınar, pinanın Akdeniz’in en büyük kabuklu canlılarından biri olduğunu belirterek, “Kumluk zeminlerde saatte ortalama 6 litre su süzerek fitoplanktonlarla beslenirler. Denizlerimizin doğal temizleme mekanizmalarıdır. Sesil (bir gövde, sap vb. yapılar olmaksızın doğrudan bir yere oturma, aktif olarak yer değiştirememe) bir canlı olduğundan, kirliliğe karşı korumasız. Şimdi de bir parazitle başı belada, hızla yok oluyor” diye uyardı.

    2016’DA ORTAYA ÇIKTI

    İçinde yaşayan küçük kabuklularla simbiyotik (tamamlayıcı) ilişki içerisinde olan pinaların insanoğlunun hediyelik eşya merakı yüzünden neslinin tehlike altında olduğuna işaret eden Tahsin Ceylan ise, “Uluslararası Doğa Koruma Birliği (IUCN), pinaları öldüren virüsün, 2016 yılında ortaya çıktığını, Fransa, Malta, Tunus, Yunanistan, Türkiye ve İtalya kıyılarında çok etkin olduğunu açıkladı. Avrupa kıyılarında gelişmeye başlayan parazit, maalesef ülkemiz kıyılarında da etkisini gösterdi” dedi.

    VİRÜS SİNDİRİM SİSTEMİNE SALDIRIYOR

    Virüsün 2016’daki ilk salgının ardından İspanya’daki nüfusunun yaklaşık yüzde 99’unun ölümüne neden olduğunu ve hızla yayıldığını belirten Ceylan, “Bir haplosporidian parazit ve belki de diğer mikobakteriler, Akdeniz’in en büyük çift çenetli yumuşakçalarının hayatta kalmasını ciddi şekilde tehdit ediyor. Bazı Avrupa ülkeleri koruma amaçlı türü akvaryumlara taşıyor. Canlının sindirim sistemine saldıran virüs, türün kapanamamasına ve dış tehditlere açık hale gelmesine neden oluyor” dedi.

    YASAL KORUMA ALTINDA

    Popülasyona bulaşan parazitin canlıların hayatta kalma şansını da ortadan kaldırdığını anlatan Ceylan, “İnsanoğlunun hediyelik eşya merakı yüzünden nesilleri yıllardır tehlike altında olan pinalar, Akdeniz ve Ege Denizi’nin kumlu bölgelerinde yaşar. 60 metre derinliğe kadar sığ ve derin sularda bulunurlar. Genellikle Posidonia türü, deniz çayırlarının arasında görmek mümkün. Her türlü avcılığı 1992 yılından bu yana yasaklanmıştır” diye konuştu.

    ‘VİRÜS SU ALTINDA DA ÖLDÜRÜYOR’

    Plankton, mikroskobik canlılar ve organik besin maddelerle beslenen pinaların beslenme ve solunum amaçlı kabuklarını açtıklarını söyleyen Ceylan, “Denizlerimizin doğal temizleme mekanizmaları, çok acı bir şekilde hızla yok oluyor. Karasal alanda nasıl Covid-19 virüsüne karşı çaresiz durumdaysak, su altında da pinalar maalesef başlarına musallat olan virüs nedeniyle yaşamlarını hızla kaybediyor. Bu konuda bir çözüm üretebilme şansımız ne yazık ki yok. Virüs su altında da öldürüyor” dedi.

  • Adana’da suç örgütüne şafak operasyonu

    Adana’da suç örgütüne şafak operasyonu

    Adana’da kasten adam öldürme, yaralama, tehdit ve baskı ile cebir kullanarak haksız kazanç elde etme gibi suçlara işlediği belirlenen silahlı suç örgütüne yönelik şafak vakti düzenlenen operasyonda 23 şüpheli gözaltına alındı.

    İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şube Müdürlüğü, kent merkezinde kasten adam öldürme, kasten yaralama, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma, silah ticareti yapma, yalan beyan, suç üstlendirme, tehdit, baskı, cebir kullanarak haksız kazanç temin etme, uyuşturucu madde ticareti yapma, korku, panik ve sindirme yöntemleri ile vatandaşlar üzerinde hakimiyet kurmak gibi suçları işlediği öne sürülen silahlı suç örgütünü deşifre etti. Örgüte üye 25 kişinin adresini belirleyen ekipler, Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yakalama emri çıkarmasının ardından operasyon için düğmeye bastı. 35 adrese eş zamanlı yapılan şafak operasyonunda Özel Harekat Şube Müdürlüğü’ne bağlı timler de destek verdi. Özel Harekat timlerin demir kapılarını koçbaşlarıyla kırarak girdiği evlerde ekipler, haklarında yakalama kararı bulunan 23 kişiyi gözaltına aldı.

    CEPHANELİK ELE GEÇİRİLDİ

    Evlerde arama yapan ekipler, 4 adet AK-47 Kalaşnikof otomatik piyade tüfeği, 17 ruhsatsız tabanca, 22 şarjör, 363 çeşitli çapta ve markada tabanca mermisi, 8 adet AK-47 şarjörü, 171 adet 7.62 mm çapında fişek, 1 el bombası, 7 balistik yelek, 1 av tüfeği, 20 av tüfeği fişeği, 3 sahte kimlik, 79.71 gram eroin, 0.4 gram kokain, 720.5 gram metamfetamin, 58 uyuşturucu hap, 5.46 gram esrar, 51.2 gram skunk maddeleri ele geçirildi.

    Sağlık kontrolünden geçirilen 23 şüpheli, sorgulanmak üzere Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Soruşturma kapsamında 2 kişinin yakalanması için çalışmaların sürdüğü bildirildi.

  • Adana’da otogarda bomba paniği

    Adana’da otogarda bomba paniği

    Adana’da Merkez Otogarı’nda otobüs giriş-çıkış kapısına bırakılan valiz, bomba paniğine neden oldu. Fünye ile kontrollü olarak patlatılan valizden erkek kıyafetleri çıktı.

    Olay, saat 00.30 sıralarında merkez Seyhan ilçesindeki Merkez Otogar’da meydana geldi. Otogarın otobüs giriş-çıkış kapısının önünde büyük boy valizin olduğunu ve kimsenin de almadığını gören görevliler, durumu polise bildirdi. İhbar üzerine otogara Terörle Mücadele (TEM) Şube Müdürlüğü ekipleri ile özel harekat timi sevk edildi. Ekiplerin çevrede güvenlik önlemi alması ve otogar giriş-çıkışının kapatılmasının ardından bölgeye gelen bomba imha uzmanı, özel kıyafet ile valizi inceledi. İçi dolu olduğu belirlenen valiz, çevrenin tamamen boşaltılmasının ardından fünye ile kontrollü olarak patlatıldı. Patlamanın ardından parçalanan valizde erkek kıyafetlerinin olduğu tespit edildi. Ekipler, valizi bırakıp, giden kişi belirlemek için çalışmalara devam ediyor.

  • İsrail, Gazze’de 10 noktayı vurdu

    İsrail, Gazze’de 10 noktayı vurdu

    İsrail ordusu, Gazze’de Hamas’a ait 10 noktanın vurulduğunu duyurdu.

    Ordunun Twitter hesabından yapılan açıklamada, aralarında patlayıcı ve savaş malzemeleri üretilen bir imalathane ve füze denemelerinin yapıldığı bir karargahın da bulunduğu Hamas’a ait 10 noktanın savaş uçaklarıyla vurulduğu belirtildi.

    Saldırının, dün Gazze’den İsrail’e atılan roket nedeniyle gerçekleştirildiği kaydedildi.

    İsrail ordusu, sabaha karşı Hamas’a ait noktaların vurulduğu sırada Gazze’den İsrail’e 13 roket atıldığını, bunlardan 8’inin etkisiz hale getirildiğini aktardı.

    Görgü tanıkları ise İsrail savaş uçaklarının, Gazze’nin kuzey ve güneyinde Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’na ait noktaları vurduğunu ifade etti.

    Saldırılarda can kaybı yaşanmadı.

    Öte yandan, İslami Cihad’ın askeri kanadı Kudüs Seriyyeleri, İsrail’e atılan roketlerin sorumluluğunu üstlendi.

    İsrail ordusundan dün yapılan yazılı açıklamada, Beyaz Saray’da İsrail ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn arasında ilişkileri normalleştirme anlaşmalarının imzalandığı dakikalarda abluka altındaki Gazze Şeridi’den İsrail tarafına roket atılması sonucu 2 kişinin yaralandığı duyurulmuştu.

    İsrail ile BAE ve Bahreyn arasında varılan “ilişkilerin normalleştirilmesine” yönelik söz konusu anlaşmalar dün Beyaz Saray’da imzalanmıştı.