Etiket: türkiyehaber

  • Hayat Eve Sığar uygulamasına yenilik

    Hayat Eve Sığar uygulamasına yenilik

    T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan Hayat Eve Sığar mobil uygulaması güncellendi.

    Corona virüs (Covid-19) tedbirleri kapsamında Hayat Eve Sığar (HES) uygulamasına yeni bir özellik eklendi

    Hayat Eve Sığar’a yeni eklenen ihbar özelliği ile sayesinde, corona virüs tedbirlerine uymayan işletmeleri uygulama üzerinden şikayet edebiliyoruz.

    İhbar bildirimi için uygulamanın anasayfasındaki “İhbarda Bulun” butonuna basmak gerekiyor. İhbar bildirimine işletme adı, açıklama, adres ve fotoğraf ekleyebiliyoruz. “İhbarlarım” sayfasından ihbarınız hakkında işlem yapılıp yapılmadığını da görebiliyorsunuz.

     

  • TBMM’den HDP’li vekil hakkında karar

    TBMM’den HDP’li vekil hakkında karar

    TBMM hazırlık komisyonu: HDP’li Tuma Çelik’in dokunulmazlığının kaldırılmasına oy birliğiyle karar verildi.

  • Ankara’da FETÖ soruşturması: 42 gözaltı

    Ankara’da FETÖ soruşturması: 42 gözaltı

    ANKARA’da FETÖ/PDY soruşturması kapsamında, kapatılan Kara Harp Okulu’nda eğitim görürken, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen 42 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi.

    Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu’nca yürütülen soruşturma kapsamında, Kara Harp Okulu’nda eğitim görmekte iken KHK ile ihraç edilen, eğitim döneminde örgütle iltisaklı olduğu ve faaliyet yürüttüğü değerlendirilen kişiler hakkında çalışma başlatıldı. Yapılan araştırma sonucu, sabit hatlardan ya da ankesörlü telefonlardan FETÖ kapsamında haberleştikleri değerlendirilen 42 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi. Şüphelilerin yakalanmasına yönelik çalışma başlatıldı.

  • İstanbul barajlarında alarm!

    İstanbul barajlarında alarm!

    BU yıl yeterli miktarda yağış düşmemesi, İstanbul barajlarında düşmeye başlayan dolululuk oranı tedirgin ediyor. İstanbul Barajları’nda 23 Ağustos itibariyle doluluk oranı yüzde 49.99 oldu. Geçen yılın 22 Ağustos’unda doluluk oranı ise yüzde 61.82 idi.

    İstanbul’un önemli su kaynaklarından biri olan Alibeyköy Barajı’nda da azalan su nedeniyle bugünlerde hayvanlar otluyor. Uzmanlar su tasarrufu konusunda vatandaşlara uyarılarda bulunuyor.

    İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Meteoroloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Dr. Deniz Demirhan, “Barajlara gelen yağışların yüzde 65’i buharlaşıyor. 2025 yılına kadar suya ihtiyaç duyan bir ülke haline gelebiliriz” dedi. Dr. Demirhan, Her sene barajlardaki su, yaklaşık 2010 yılından 2020 yılına kadar her sene yüzde 3 oranında azalmış. 2010 yılından beri sürekli bir azalma söz konusu. Fakat İstanbulluların su kullanım ihtiyacı da buna istinaden artmış. Yüzde 3,5 oranında bir artış var.” diye konuştu.

    İstanbul’un önemli su kaynaklarından biri olan Alibeyköy Barajı’ndaki su kemerlerini baraj dolu olduğunu ancak bir kısmı görülüyordu. Bugünlerde, tarihi su kemerinin ise tamamı görünüyor ve her iki yanında çobanlar hayvan otlatıyor. Hayvancılıkla uğraşan Ferhat Karakaş, “Ben geçen sene hayvanları getiriyordum buraya. Su doluydu. Yani ben zorla geçiyordum. Çalıların içinden geliyordum. Hayvanları çalıların içinden geçirip getiriyordum. Ayakkabılar suya batardı. Ama bu yıl su bayağı bir geriledi. Burada çocuklar yüzerdi, tekneler olurdu. Bu yıl görüyorsunuz rahatlıkla hayvanları otlatıyoruz” dedi.

    “2020 EN SICAK SENELERDEN BİRİ OLMA YOLUNDA REKORA GİDİYOR”

    İstanbul’daki yağışları değerlendiren İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Meteoroloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Dr. Deniz Demirhan, İstanbul’da şu an Ekim ayına kadar öngörülen bir su sıkıntısı olmayacağını ancak sıcaklıklar ve yağış azlığı bu şekilde devam ederse tehlikenin çok yakın olduğunu belirterek; şunları söyledi:

    “Önümüzdeki senelerde de tatlı bahar yağmurlarından çok, seller su baskınları olmasını öngörüyoruz ya da uzun süreli kurak dönem bekliyoruz. Sıcaklıklar artacak. Bununla birlikte kar yağışının çok daha az olması, yer sıcaklığının daha da fazla artması bekleniyor. Hatta 2020 yılı, en sıcak senelerden biri olma yolunda rekora gidiyor. Yani sürekli olarak sıcaklıklar artıyor. Artmaya da devam edecek. Yağışlar aslında her zaman işimize yarıyor ancak şöyle bir durum olduğunda bu yağışları kullanamıyor duruma geçiyoruz. Eğer yağışlar şehir merkezine yağarsa, buralar asfalt ve betonun çok yoğun olduğu bölgeler. Dolayısıyla biz bu yağışlardan fayda elde edemiyoruz. Bu yağışlar kanalizasyonlara karışıp denizlere karışıyor ve bunlar yeraltı su kaynaklarımızı desteklemiyor ne yazık ki ya da barajlarımızı da desteklemiyor. Bu nedenle yağışlar öncelikle toprak alanlarda olursa bize faydası var. Ya da barajların olduğu alanlarda yağış alabilirsek eğer bunun da içme suyu kaynaklarımıza çok faydası var.”

    “BARAJLARA GELEN YAĞIŞLARIN YÜZDE 65’İ BUHARLAŞIYOR”

    Sıcaklıkların her yıl arttığını ve buna bağlı olarak su ihtiyacımızın da arttığını belirten Deniz Demirhan, “Bizim barajlarımıza yağış olarak gelen suyun her sene yüzde 65’i buharlaşarak atmosfere geri gider. Ve sıcaklıklar artarsa eğer buharlaşma daha da fazla olacaktır. Sıcaklıklar artıyor. Bunu biliyoruz. Sıcaklıklar her sene belirli miktarlarda artmaya devam ediyor. Ve dolayısıyla buharlaşma da artacaktır” dedi. Bunun bir tehlike olduğunu ifade eden Demirhan, “Sıcaklıkların artması buharlaşmayı da arttırdığı için bu aslında ilerleyen yıllarda bizim suya daha da ihtiyaç duyacağımızı ve su kaynaklarımızı daha dikkatli kullanmamız gerektiğini bize hatırlatmalı” ifadelerini kullandı.

    “2025 YILINA KADAR SUYA İHTİYAÇ DUYAN BİR ÜLKE HALİNE GELEBİLİRİZ”

    Barajlardaki azalmanın önümüzdeki yıllarda tehlikeli sonuçlar doğurabileceğinin altını çizen Dr. Demirhan, şöyle devam etti:

    “Her sene barajlardaki su, yaklaşık 2010 yılından 2020 yılına kadar her sene yüzde 3 oranında azalmış. 2010 yılından beri sürekli bir azalma söz konusu. Fakat İstanbulluların su kullanım ihtiyacı da buna istinaden artmış. Yüzde 3,5 oranında bir artış var. Tabii bu nüfusa bağlı. Pandemi döneminde biraz daha fazla su kullanıldı buna bağlı. Yani barajlardaki su seviyesinin azalmasına karşılık, İstanbullunun su ihtiyacı artmış. Her sene suya biraz daha ihtiyaç duyuyoruz. Yağışların artmasına ihtiyaç duyuyoruz. Nüfusumuz artıyor ama buna karşılık barajlardaki su seviyemiz her sene azalıyor. Önümüzdeki yıllarda 2025 yılına kadar, çok uzak bir zamandan bahsetmiyoruz biz suya ihtiyaç duyan bir ülke haline gelebiliriz. Devlet su işlerinin bu konuyla ilgili bir çalışması var hatta. İlerleyen yıllarda bizim su fakiri olma ihtimalimiz olduğunu gösteren raporları var.”

  • EGM’den “Taviye Kuvvet” açıklaması

    EGM’den “Taviye Kuvvet” açıklaması

    Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) Ankara’dan sonra İstanbul’da Takviye Hazır Kuvvet Müdürlüğünün kurulmasıyla toplumsal etkinlik ve olaylarda alınacak önlemler kapsamında il emniyet müdürlüklerinin çalışma koşullarının bozulmaması, personelin görevi dışında ek görev yüküyle performansının olumsuz etkilenmemesi ve aldığı çevik kuvvet ile diğer eğitimlerle profesyonelleşen personelin süratle sevk edilmesinin amaçlandığını bildirdi.

    EGM’den yapılan açıklamada, 4 Haziran 2018 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde 500 personelle Ankara Takviye Hazır Kuvvet Müdürlüğünün kurulduğu hatırlatıldı.

    Ülke genelinde gerçekleşen toplumsal etkinlik ve olaylarda, Ankara Takviye Hazır Kuvvet Müdürlüğünün 2 yılda gösterdiği yüksek performans ve verimlilik göz önüne alınarak 20 Ağustos 2020 tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararı ile İstanbul’da da 500 personelle Takviye Hazır Kuvvet Müdürlüğünün kurulduğu belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

    “Her iki ilimizde bulunan Takviye Hazır Kuvvet Müdürlüklerimiz, Türkiye genelinde gerçekleşen toplumsal etkinlik ve olaylarda vatandaşlarımızın anayasamız ile garanti altına alınan haklarının daha etkin kullanılmasının sağlanması amacıyla alınacak önlemler kapsamında valiliklerimizce yapılan takviye kuvvet taleplerinde il emniyet müdürlüklerimizin çalışma koşullarının bozulmaması, personelimizin görevi dışında ek görev yüküyle performansının olumsuz etkilenmemesi, aldığı çevik kuvvet eğitimlerinin yanı sıra diğer eğitimlerle profesyonelleşmiş personelin süratle sevk edilmesi amacıyla kuruldu. Takviye Hazır Kuvvet Müdürlükleri, ülke genelinde toplumsal eylem/etkinliklerde (açık hava toplantısı, basın açıklaması, miting gibi) yüksek riskli spor müsabakalarında, deprem başta olmak üzere doğal afetlerde etkin bir şekilde görevlendirilmektedir.”

    Elazığ ve Malatya’da 24 Ocak 2020’de meydana gelen deprem sonrası Takviye Hazır Kuvvet personelinin 2 ay boyunca deprem bölgesinde aralıksız görev yaparak vatandaşlara en üst düzeyde hizmet ettiği bildirilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

    “Ülkemizde her yıl yaklaşık 30 milyon kişinin katıldığı ortalama 48 bin toplumsal eylem/etkinlik düzenlendiği ve yaklaşık 140 bin personelin değişik illerden takviye olarak görevlendirildiği göz önüne alındığında, Takviye Hazır Kuvvet Müdürlüklerimizin kurulması ile her türlü toplumsal etkinliklerde alınacak önlemlere yardımcı olunması, kentsel arama ve kurtarma konularında profesyonelleşmiş uzman personel ile hizmette etkinlik ve verimliliğin artırılması, personelin sevklerinde ekonomik yönden tasarruf edilmesi sağlanmıştır. Bu şekilde personelin ulaşım esnasında ortaya çıkacak yorgunluğunun ve zaman kaybının ortadan kaldırılmasına katkı sağlayacak Takviye Hazır Kuvvet Müdürlüğü personelinin görevlendirilmesi ile iş veriminin daha da artırılması hedeflenmektedir.”

  • Pamukkale’de balon yolculuğu yeniden başladı

    Pamukkale’de balon yolculuğu yeniden başladı

    Türkiye’nin gözde turizm merkezlerinden Pamukkale’de 162 gün sonra turistler, yeniden beyaz cennetin semalarında sıcak hava balonlarıyla yolculuğa çıkmanın sevincini yaşadı.

    UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan dünyaca ünlü Pamukkale’de balon turları, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün aldığı kararla 15 Mart’ta verilen aranın ardından 22 Ağustos’ta yeniden başladı.

    Güneşin doğuşunu gökyüzünde karşılamak için Pamukkale Mahallesi’ndeki Kocaçukur mevkisine gelen çok sayıda turist, verilen eğitimin ardından maske, hijyen ve sosyal mesafe kurallarına dikkat ederek görevlilerin yardımıyla balona bindi. Turistler, güneşin doğuşu sırasında Pamukkale’nin beyaz travertenlerini ve antik kentleri sıcak hava balonundan izleme fırsatını yakaladı. Misafirler, binlerce metre yükseklikte hem güneşin doğuşunu hem de bölgenin harika güzelliğini izledi. Bol bol fotoğraf çekip bu anlarını ölümsüzleştiren ve yaklaşık yarım saatlik tur sonrasında belirlenen noktalara iniş yapan turistler, burada kendilerine ikram edilen içecekleri içti.

    Balon turizminde faaliyet gösteren Pamukkale şirketinin genel müdürü Muhammet Kaplan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, pandemi nedeniyle zor bir dönem geçirdiklerini ve 5 ay sonra uçuş gerçekleştirdikleri için sevinçli olduklarını söyledi. Son yıllarda Pamukkale’yi görmeye gelen turistlerin balon turlarına da ilgi gösterdiğini anlatan Kaplan, şöyle konuştu:

    “Pamukkale’de balon turları her geçen gün büyük ivme yakalamıştı. Ancak pandemi nedeniyle ara vermek zorunda kaldık. Bugün yeniden güneşin doğuşunu semalardan izlemeye başladık. Tüm tedbirleri aldık. Yolcularımızı maskesiz balona bindirmedik. Misafirlerin ateşleri ölçüldü, dezenfektan kullandırıldı ve balonda sosyal mesafeye dikkat edecek şekilde yer gösterildi.” dedi.

    Amerikalı Maya Simone Acosta ise Türkiye’ye ilk kez geldiğini anlatarak “Burası çok güzel. Türkiye’ye korkmadan gelebilirsiniz. Balonla uçmak rüya gibiydi. Kendimi bulutların üstünde harika hissettim.” diye konuştu.
    Romanya’dan gelen Joyce Artega da balona binmenin oldukça keyifli olduğunu dile getirdi.

  • Öğrencilere müjde! Artık e-devletten alınacak

    Öğrencilere müjde! Artık e-devletten alınacak

    Yükseköğretim Kurulu’nca (YÖK), üniversiteler tarafından verilen öğrenci transkript belgelerinin (not dökümü belgesi) standart bir formda, Türkçe ve İngilizce olarak e-Devlet üzerinden dijital ortamda verilebilmesi için çalışma başlatıldığı açıklandı.

    YÖK’ten yapılan yazılı açıklamada, çalışma kapsamında bazı üniversitelerin transkript örnekleri incelenip üniversiteler ile istişareler yapılarak taslak bir transkript belgesinin oluşturulduğu belirtildi. Söz konusu taslak belgenin bütün üniversitelere gönderilerek, yetkililerinin görüş ve önerilerinin alındığı kaydedilerek, “YÖK’e iletilen bu öneriler doğrultusunda taslakta güncellemeler yapılarak belgeye son şekli verilerek bütün üniversitelere gönderildi. Bu çalışmaların ardından YÖK, kendi bilgi işlem sistemi ile üniversite bilgi sisteminin uyumunun sağlanarak YÖK’ün e-devlet sistemi üzerindeki alanından ‘e-transkript belgesi’nin verilebilmesi için gerekli bütün veri girişlerinin bir ay içerisinde tamamlanması hususunda üniversitelere yazı yolladı” denildi.

    ‘DİJİTAL ORTAMDA ÜCRETSİZ ALINABİLECEK’

    E-transkript belgesi çalışmalarının, ekim ayının sonuna doğru tamamlanarak kasım ayı içerisinde öğrencilerin hizmetine sunulmasının planlandığı belirtilerek, “Çalışma bittiğinde ülkemizdeki devlet ve vakıf, bütün üniversitelerde hali hazırda öğrenci olan ve mezun olacak öğrenciler, yurt içinde ve yurt dışında istedikleri her yerden dijital ortamda çok kolay ve hızlı erişim sağlayarak, e-devlet kapısı üzerinden e-transkript belgesini ücretsiz olarak alabilecekler. Önceki yıllarda mezun olan öğrencilerin transkript belgeleri ise üniversitelerin imkânları doğrultusunda yapılacak ek çalışmalar neticesinde bir müddet sonra e-devlet sistemine yüklenecek. Yabancı dilde transkripte ihtiyaç duyulması halinde çok sayıda üniversite bu hizmeti sunamadığı için öğrenci ve mezunlar, transkriptlerini tercüme bürolarında para karşılığı tercüme ettirmektelerdi. Bu durum özellikle il dışından veya ülke dışından başvuru yapan öğrenci ve mezunlar için zaman ve maddi kayba yol açmakta idi. YÖK tarafından sağlanacak bu hizmet sayesinde öğrenciler tercüme masraflarından kurtulacağı gibi yatay geçiş yapması halinde e-transkript belgesine çok kolay erişim sağlayabilecek. Üniversiteler de bu çalışma sayesinde kırtasiye giderlerinden tasarruf ederek, personel ve iş yükü masrafını azaltacak” ifadesine yer verildi.

    ‘OLASI SAHTE BELGELERİN ÖNÜNE GEÇİLEBİLECEK’

    E-Devlet üzerinden verilecek belgenin kişi ve kurumlar açısından daha güvenli olacağı belirtilerek, şöyle denildi:

    “Bu sayede sahte transkript belgelerinin çıkarılması neredeyse imkânsız hale gelecek. Çalışmanın tamamlanmasıyla öğrenciler internete erişim sağlayabildikleri her yerden e-devlet aralığıyla barkotlu ve kare kodlu transkript belgesi alabilecek. Belgenin ibraz edildiği kurumlar ve kişiler söz konusu transkripti e-devlet üzerinden barkod numarası ile veya YÖK Mobil uygulaması ile kare kod aracılığıyla doğrulayabilecek.”

  • Diyanet’in harcaması 28 kurumu geçti

    Diyanet’in harcaması 28 kurumu geçti

    Diyanet’in yılın ilk altı ayındaki harcamaları aralarında bakanlıkların da bulunduğu 28 kamu kurumunu geride bıraktı. 6 aylık gideri 5,6 milyar TL’ye ulaşan Diyanet, Turizm Bakanlığı’ndan 3,7 milyar, Sanayi Bakanlığı’ndan 2,2 milyar TL fazla harcadı.

    Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) 2020 yılının ilk yarısında en fazla harcama yapan 12’nci kamu kurumu oldu. Diyanet Ocak-Haziran dönemini kapsayan yılın ilk altı ayında yaptığı 5,6 milyar TL’lik harcamayla Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’nın da aralarında olduğu 28 kamu kurumundan fazla para harcadı.

    Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca hazırlanan Merkezi Yönetim Mali İstatistikleri tablosuna göre Diyanet’in yılın ilk altı aylık diliminde yaptığı harcamalar toplamı 5 milyar 658 milyon TL’ye ulaştı. Yılın ilk yarısında en yüksek harcamayı 1,2 milyar TL ile ocak ayında yapan Diyanet’in Şubat, Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran aylarındaki harcamalarının ortalaması ise 850 milyon TL olarak gerçekleşti.

    Hazine Bakanlığı’na bağlı Muhasebat Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre Diyanet, kamu kurumlarının bütçe harcamalarına göre sıralandığı listede 12’nciliğe yerleşti. Yüksek harcamaları ile öne çıkan Diyanet, yılın ilk altı ayında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan 2,2 milyar TL fazla para harcadı. Kurumun temmuz ayı harcamasının ise 937 milyon TL olduğu açıklandı.

    KÜLTÜR VE SANAYİ HARCAMASINDAN FAZLA

    Diyanet İşleri’nin harcamalarıyla geride bıraktığı genel bütçeli idarelerin arasında Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı da yer aldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı yılın ilk yarısı için ayrılan 5,7 milyar TL’lik ödeneğin, 1,9 milyar TL’sini tüketirken Dışişleri Bakanlığı, 4,7 milyar TL’lik ödeneğinin 2,1 milyar TL’sini kullandı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı 7,9 milyar TL’lik ödeneğin 3.4 milyar TL’sini harcadı.

    Buna göre Diyanet, bu yılın ilk yarısında Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan 3,7 milyar TL, Dışişleri Bakanlığı’ndan ise 3,5 milyar TL fazla para harcadı. Diyanet harcamalarıyla Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nı da 2,2 milyar TL geride bıraktı.

    PERSONEL GİDERİ 4,6 MİLYAR TL

    Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yılın ilk yarısında yaptığı 5,6 milyar TL’lik harcamanın 4,6 milyar TL’sini personel giderleri oluşturdu. SGK’ye 838 milyon TL prim ödeyen idare, 116 milyon TL’lik de mal ve hizmet alım gideri yaptı.

    6 AYLIK HARCAMA TABLOSU

    • Diyanet İşleri Başkanlığı: 5,6 milyar TL
    • Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı: 3.4 milyar TL
    • Kültür ve Turizm Bakanlığı: 1,9 milyar TL
    • Dışişleri Bakanlığı: 2,1 milyar TL

     

    Haber: (BirGün)

  • Türk futbolunda neler oluyor?

    Türk futbolunda neler oluyor?

    Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Kulüp Lisans Kurulu’nun, 3 Ağustos 2020 tarihli toplantısında 2020-2021 Sezonu Süper Lig Takım Harcama Limitlerini belirlemesinin ardından Fenerbahçe ve Kasımpaşa Spor Kulübü harcama limitlerine itirazda bulunmuştu.

    TFF’nin yapılan bu itirazı gündemine alıp ufak çaplı olsa da değişikliğe gitmesi kulüpleri memnun etmedi. Galatasaray ve Trabzonspor’un sapma payının yukarıya çekilmesine onay vermemesinin ardından kılıçlar çekildi.

    Özellikle Fenerbahçe yaptığı transferlerle harcama limitlerini umursamadığını net bir şekilde ortaya koydu. Kulüp Başkanı Ali Koç TFF’ye karşı çok sert açıklamalarda bulundu.

    ADALET NEREDE?

    Harcama limitlerindeki sapmanın fazla olması halinde puan silme cezalarının alt liglerde uygulanıp, süper ligde uygulanmaması ise ülke futbolu adına adeta kara bir leke… Farklı renklere gönül vermiş milyonlarca taraftar, TFF’nin hakkaniyetini sorguluyor.

    Öte yandan özellikle Süper Lig’in 2. yarısında göstermiş olduğu çıkışla tüm dikkatleri üzerine çeken Kasımpaşa Spor Kulübü’nün harcama limitleri yüzünden kasasında olan fazla parayı harcayamaması, güçlü bir kadro kurmasının önüne geçilmesi bir başka tartışma konusu oldu. Trezeguet’i Aston Villa’ya ve Mbaye Diagne’yi Galatasaray’a satarak kasasına 23 milyon Euro koyan Kasımpaşa Spor Kulübü, harcama limitlerine en fazla tepki veren ikinci kulüp oldu.

    Yaşanan bu gelişmelerin ardından Türk Futbolunda futbolcu transferleri sembolik paralara imza atmalar ve bonservis ödenmeden yapılan transferlerle adeta TFF’ye bu presedür için başkaldırı olarak ortaya çıkıyor.

    Son olarak Kasımpaşa Spor Kulübü 1. kalecisi Fatih’i bonservis ücreti almadan Galatasaray’a verirken geçtiğimiz sezon attığı gollerle birçok yerli ve yabancı kulübün dikkatini çeken Mame Thiam’ı Fenerbahçe Spor Kulübüne yine bonservis ücreti almadan transferine izin vermesi ülke gündemine oturdu.

    Yapılan bu hamlelerle Harcama limitleri konusunda bu iki kulüp TFF’ye pimi çekilmiş el bombasını verdi. Bakalım TFF bu el bombasının pimini tekrar yerine koymayı başarabilecek mi yoksa kaostan beslenen Türk Futbolu bu süreçle nereye gidecek bunu hep birlikte liglerin başlamasıyla göreceğiz.

    VOLKAN TEZCAN

  • Koronavirüs mutasyona uğruyor

    Koronavirüs mutasyona uğruyor

    Yeni tip corona virüsün D614G mutasyonunun olumlu sonuçlanmış olabileceği belirtildi. Salgının yayılma hızının artarken, öldürücülük etkisinin azaldığına dikkat çekildi.

    Singapur’un Uluslararası Salgın Hastalıklar biriminin başkanından corona virüse dair önemli bir açıklama geldi.

    Singapur Üniversitesi’nde danışmanlık da yapan Paul Tambyah, Çin’de görülen SARS benzeri yeni tip corona virüsün geçirdiği mutasyon hakkında konuştu.

    D614G adı verilen mutasyon başta Avrupa ve Amerika kıtaları olmak üzere dünya genelinde en yaygın görülen Covid-19 türü.

    Araştırmacılar erken dönemde gerçekleşen bu mutasyon nedeniyle Covid-19’un yayılma hızının yaklaşık dört kat arttığını duyurmuştu.

    Paul Tambyah’a göre ise bu mutasyonun olumlu bir sonucu oldu. Tambyah verilerin bazı bölgelerde D614G mutasyonunun daha az insan öldürdüğünü gösterdiğini aktardı.

    Tambyah, “Daha bulaşıcı ancak daha az ölümcül bir virüse sahip olmak iyi bir şey olabilir” dedi.