Etiket: türkiyehaber

  • Haftasonu marketler açık olacak mı?

    Haftasonu marketler açık olacak mı?

    İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan son dakika açıklamasına göre, hafta sonu sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Bu gelişmenin ardından bakkal, market, manav, kasap ve kuruyemişçilerin çalışma saatleri de belli oldu. İşte hafta sonu bakkal ve marketlerin çalışma saatleri…

    HAFTA SONU BAKKAL VE MARKETLER AÇIK MI?

    Sokağa çıkma kısıtlaması öncesinde 05.06.2020 Cuma günü market, bakkal, manav, kasap ve kuruyemişçiler saat 23.00’a kadar faaliyetlerine devam edebileceklerdir.

    Kısıtlamanın olduğu 06.06.2020 Cumartesi günü market, bakkal, manav, kasap ve kuruyemişçiler 10.00-17.00 saatleri arasında faaliyet gösterebilecek, vatandaşlarımız (65 yaş ve üzeri ile 18 yaş ve altında bulunanlar hariç olmak üzere) zorunlu ihtiyaçlarının karşılanması ile sınırlı olmak ve araç kullanmamak şartıyla (engelli vatandaşlarımız hariç) ikametlerine en yakın market, bakkal, manav, kasap ve kuruyemişçilere gidip gelebilecektir. Aynı saatler arasında market, bakkal, manav, kasap ve kuruyemişçiler evlere/adrese servis şeklinde de satış yapabileceklerdir.

    06.06.2020 Cumartesi ve 07.06.2020 Pazar günleri ekmek üretiminin yapıldığı fırın ve/veya unlu mamul ruhsatlı iş yerleri ile bu iş yerlerinin sadece ekmek satan bayileri, ayrıca tatlı üretiminin yapıldığı/satıldığı iş yerleri açık olacaktır. (Bu iş yerlerinde sadece ekmek, unlu mamul ve tatlı satışı yapılabilir.)

    06.06.2020 Cumartesi ve 07.06.2020 Pazar günleri vatandaşlarımızın dışarı çıkamadığı saatlerde tatlı satışı yapan iş yerleri sadece eve/adrese servis şeklinde satış yapabileceklerdir.

  • ‘LGS ve YKS ertelensin’ çağrısı

    ‘LGS ve YKS ertelensin’ çağrısı

    Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, Liselere Giriş Sınavı (LGS) ve Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nın (YKS) salgın nedeniyle ertelenmesini istedi. TTB’den yapılan açıklamada, “Kısıtlamaların kaldırılması ile salgında gelişebilecek yeni bir hızlanma olasılığı varken bir sınav tarihi açıklamak uygun değildir” denilerek, sınavların salgının tamamen kontrol altına alındığı döneme ertelenmesi gerektiği bildirildi.

    Açıklamada, “Dünya Sağlık Örgütü, pandemi sürecinde kısıtlamaların azaltılması için, en az 14 gün süre ile yeni olgu sayısının değişmemesi ya da azalması ve ölüm sayısının düzenli şekilde azalmasının dikkate alınması gerektiğini vurgulamaktadır. Ne yazık ki ülkemizde bu kriterler dikkate alınmadan önlemler gevşetilmiş ve LGS ile YKS gibi sınavların Haziran ayı içinde yapılacağı açıklanmıştır. Oysa salgın devam etmektedir” uyarısında bulunuldu.

    ÖĞRENCİLER VE VELİLER ENDİŞE İÇERİSİNDE

    TTB Merkez Konseyi’nden yapılan açıklamada, “Öğrenciler ve velileri sağlık ve sınav performansı bakımından haklı bir endişe içerisindedirler” denilerek şu ifadelere yer verildi:

    “Sınav günlerinde üç aydır sokağa çıkmayan 20 yaş altı genç nüfus, velileri ve sınav görevlileri ile birlikte milyonlarca kişi sokaklara çıkacak ve çoğunlukla da toplu taşıma araçlarını kullanacaktır. Sınava giriş ve sınav süresince önlem alınsa bile temasın ve bulaşın artma riski çok yüksektir. Uzun saatler boyu süren bu sınavlarda sürekli maske kullanımının sınav performansını etkileyeceği ortadadır. Öğrencilerin gelecekleri bakımından çok önemli olan bu sınavlar zaten kaygı kaynağıdır. Pandemi ortamında böyle bir sınava girmek kaygıyı çok daha fazla artırmaktadır. “

  • Sağlık Bakanı: “İkinci dalga beklemiyoruz”

    Sağlık Bakanı: “İkinci dalga beklemiyoruz”

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilkent Yerleşkesi’nde video konferansla gerçekleşen Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı’nın ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

    Geride bırakılan günlere kıyasla endişelerin azaldığını dile getiren Koca, salgının üstesinden gelineceğine duyulan inancın artması nedeniyle gösterilen dayanışma için teşekkür etti.
    Ramazan ayı ve ardından açılışları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapılan bazı büyük sağlık yatırımlarının son hazırlıkları sebebiyle kamuoyunun karşısına daha az çıktığını ifade eden Koca, şöyle konuştu:

    “Bu süre zarfında Bakanlığımızın, Bilim Kurulumuzun, hekimlerimizin salgın konusundaki mesajlarını, uyarılarını size birçok kanaldan ulaştırmaya çalıştım. Geldiğimiz noktada, başarımız konusunda toplum olarak güçlü bir inanca sahibiz. Bu inanç, günbegün, şeffaflık içinde paylaştığımız gelişmelerden, günlük vaka tablomuzdaki istikrarlı iyileşmeden, hayat düzenimizde arzu edilen yöndeki değişmeden kaynaklanıyor.”

    “TEDBİR ŞART, TEHDİT DEVAM ETMEKTEDİR”

    1 Haziran itibarıyla yeni bir sürece girildiğini aktaran Bakan Koca, bu sürece “normalleşme süreci” denildiğini, dünyada devam eden salgın şartlarından en az etkilenecek Türkiye’de nihai sonuca ulaşılacak yeni bir hayat için planlı adımlarla ilerlediklerini söyledi.

    Bakan Koca, 6 Mayıs’ta yaptığı konuşmada salgınla mücadelede birinci dönemin tamamlandığını, ikinci döneme girildiğini ve bu dönemdeki başarının da bazı koşullara bağlı olduğu açıklamalarını hatırlatarak, “Tedbirsiz davranmak, tehdidin ortadan kalktığını varsaymaktır. Tedbir şarttır, çünkü tehdit devam etmektedir.” dedi.

    1 Haziran gününden başlayan normalleşme sürecinde, Türkiye için başta sağlık alanı olmak üzere çok geniş bir alanı içeren ve çok büyük önem arz eden bir süreç olduğunun altını çizen Koca, şu değerlendirmelerde bulundu:

    “Konunun önemini şu şekilde izah etmek mümkündür. Dünya çapındaki bu salgın, ölüm kalım endişesiyle insanların evlerine kapanmasına yol açmakla kalmadı. Üretime, ticarete, ekonomiye, eğitime, turizme, kültür hayatına ağır darbeler vurdu. Bu sebeple, dünyanın şu anki refah düzeyi 6 ay öncesinden çok geriye düşmüştür. Ülkemizse, bu süreci çok az hasarla yaşayan nadir ülkeler arasında olmakla birlikte şartlardan elbette etkilenmiştir.
    Salgınla mücadelede tedbirlere uymanın, normalleşme sürecini muntazam bir şekilde sürdürmenin önemi, sağlığımızın yanı sıra bu bakımdan da büyüktür.”

    “TEDBİRLERE UYMAK ÜLKENİN REFAHINI ARTIRMAKTIR”

    Bakan Koca, tedbirlere uymanın artık sadece sağlığı güvenceye almak, salgının önünü kesmek anlamına gelmekle kalmadığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

    “Tedbirlere uymak, aynı zamanda ülkemizin refahını artırmakla sorumlu kurumların, insanların önünü açmak anlamına geliyor. Tedbirlere uymak, sağlığımızı güvenceye almak yanında, yavaşlayan üretimin hızlanmasına destek anlamına geliyor. Eğitim şartlarının normalleşmesine imkan anlamına geliyor. Yeni takvim başladığında, öğrencilerimiz için tümüyle güvenli şartları hazırlamış olmalıyız.”

    Sınırlı saatlerde sokağa çıkabilen büyüklerin, gençlerin ve çocuklara karşı sorumlulukları olduğunu dile getiren Koca, “Bu grup nüfusumuzun yaklaşık 30 milyonluk kısmını oluşturuyor. Özellikle yaşlılarımızın kısıtsız şekilde sokağa çıkabilecekleri şartları, uyacağımız tedbirlerle bizler sağlayacağız.” ifadelerini kullandı.

    “PLANLI BİR ŞEKİLDE NORMAL ŞARTLARA DÖNMEYE ÇALIŞTIĞIMIZI UNUTMAYALIM”

    Salgınla mücadelede devletin imkanlarını seferber ettiğini vurgulayan Koca, sağlık altyapısı hastaneler, yatak kapasitesi, yetişmiş hekimler ve bilim insanlarıyla, yönetim dirayetiyle dünyada bir örneği görülmemiş bir başarının elde edildiğine değindi.

    “Tedbirlere uyarken, sorumluluk alanımız öncekinden çok daha büyüktür. Tedbirlere uyum, kendimize, devletimize ve milletimize karşı bir ödevdir.” diyen Koca, salgının en çetin günlerinde gösterilen başarının günlük vaka sayısının 1000 civarına düştüğü, hastalığın yayılma hızının kesildiği günlerde göstermenin zor olmadığına işaret etti.

    Bakan Koca, bugünlerin de kendine özgü zorlukları bulunduğuna işaret ederek, konuşmasına şöyle devam etti:

    “Bugünlerin kendine özgü zorlukları şu üç zorluktur. Birinci zorluk, salgının sona erdiği inancıdır. Mücadelemizde karşılaşacağımız ikinci zorluk, tedavide elde ettiğimiz başarıya güvenerek hastalığın ciddiyetinin unutulmasıdır. Bize zorluk çıkaracak üçüncü husus, risk grubunda olanların tedbirleri gevşetmesidir. Bu üç zorluk bugünlerin sınavıdır. Bu sınavda başarılı olmalıyız. Normal şartlara dönmediğimizi ancak planlı bir şekilde normal şartlara dönmeye çalıştığımızı unutmamalıyız.”

    Fahrettin Koca, şu bilgileri verdi:

    “Belli yaş grupları hariç, sokağa çıkma kısıtlamasının artık kaldırıldığı 1 Haziran’dan itibaren tedbirlere uyulmazsa, hastalığın daha fazla yayılma imkanına kavuşacağı açıktır. Salgına karşı koruyucu kalkanımız, bizi neredeyse dokunulmaz kılacak tedbirimiz bellidir. Evden çıktığımızda maskemizi mutlaka takacağız, karşılaştığımız veya bir arada olduğumuz insanlarla aramıza 1,5 metre mesafe koyacağız. Ve el temizliğine normalde olduğundan daha fazla önem vereceğiz. Maske, yüzde 100 olmasa da uyum gösterilen bir tedbirdir. Bu tedbiri ihmal eden veya maskesini kuralına uygun şekilde takmayan vatandaşlarımızdan ricam, konunun ciddiyetini hatırlamalarıdır. “

    Salgın sebebiyle bugüne kadar 4 bin 585 hastanın yaşamını yitirdiğini hatırlatan Koca, “Hiçbirimiz ‘tedbirlerde daha başarılı olunsaydı vefat sayımız yine değişmezdi’ diyemeyiz. Bundan sonrası için şöyle düşünmek zorundayız, tedbirler sadece şahsımızla ilgili değildir. Tedbirler her gün karşınıza çıkan vaka tablosundaki sonuçlarla yakından ilgilidir.” ifadelerini kullandı.

    Maske ve 1,5 metre mesafe kurallarının her ikisine birlikte uyulması gerektiğini, bu tedbirlerden birinin tek başına koruyucu olmayacağına dikkati çeken Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Maske, sosyal mesafenin ihlali için gerekçe olmamalıdır. Maske kullanımı daha yaygınken mesafe kuralına yeterli uyulmadığını, bazı durumlarda ise bu kuralı uygulamanın zor olduğunu biliyoruz. Mesafe kuralına uymanızı kolaylaştıracak düzenlemeler Bilim Kurulumuzun hazırladığı rehberler esas alınarak ilgili bakanlıklarımızca yapılmıştır. 1,5 metre mesafe kuralına uymanızı zorlaştıran sosyal ortamlar için yetkili kurumlara bildirimde bulunmanızı özellikle istirham ediyorum. Normalleşme sürecinin hayat tarzına bildiğiniz gibi ‘kontrollü sosyal hayat’ adı verildi. Kontrollü sosyal hayatın gereği ısrarla vurguladığımız maske, sosyal mesafe ve kişisel açıdan da temizliğe çok daha fazla dikkattir. Süreçte özlediğimiz olağan hayata yaklaşmamız bu tedbirlerin tavizsiz şekilde uygulanmasına bağlıdır.”

    “NORMALLEŞME SÜRECİ ESKİ ALIŞKANLIKLARA DÖNÜŞ DEĞİL”

    Pek çok iş yerinin faaliyetlerine yeniden başladığını vurgulayan Koca, iş yerlerinde gerekli tedbirlere uyulmasını istedi.

    Fahrettin Koca, restoranlarda 2-3 kişinin bir arada oturmamasını, dolmuş ve otobüslerde boş koltuk kuralına riayet edilmesini, toplu taşıma araçlarına maskesiz binilmemesini ve pazar yerlerinde kurallara uyulmasını talep etti.

    “Hatırdan çıkarmamalıyız normalleşme süreci eski alışkanlıklarımıza dönüş değildir. Tedbirlere uymazsak başa dönebiliriz.” uyarısını yineleyen Koca, “Şurası açıktır, tedbirleri tek başınıza uygulamanız yeterli olmayacaktır. Maske ve mesafe kuralını ihlal edenlere, sosyal mesafenin ötesinde mesafeli davranın. Bu hakkınızı kullanın. Toplum sağlığına saygı gösteren iş yerlerini, toplum sağlığına saygı göstermeyenlerden ayırın. Tepkinizi verin, takdirinizi gösterin.” diye konuştu.

    Bugüne kadar toplum olarak büyük bir feraset gösterildiğini aktaran Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Mevcut şartlarda sizlerin salgın ve tedbirler konusundaki ferasetinizi de dayanak göstererek diyebiliriz ki ikinci dalga beklemiyoruz. Bunda kontrollü sosyal hayatı uygulamaya geçirmenizin rolü büyüktür. Bakanlığımız, sağlık ordumuz adına yürekten teşekkür ediyorum. Şimdi tedbirlere daha ısrarla uymalıyız. Tedbirlere uymadığımız takdirde hayatın normalleşmeye başlayan her alanı risk alanı haline gelecektir. Bu dönemde salgının seyri daha çok hastalığı belirsiz şekilde taşıyanlar üzerinden gerçekleşecektir. Demek ki hastalık yayılım açısından daha gizli bir imkana sahiptir. Belirti göstermeyen birinden, bir başkasına geçen hastalık bulaştığı kişide ciddi sonuçlara yol açabilecektir.”

    “AVM’LERDE 3 SAATTEN FAZLA KALMAYIN”

    Kontrollü sosyal hayat dönemi için Bilim Kurulu ve Sağlık Bakanlığınca hazırlanan rehberlerden bahseden Koca, bu rehberlerin ana başlığının salgın yönetimi ve çalışma rehberi olduğunu, söz konusu rehberde farklı sektörlerdeki iş yerlerinden spor ve aktivite alanlarına ve AVM’lere kadar tüm mekanlarda çalışan ve müşterilerin salgına karşı uyması gereken düzenin ortaya konulduğunu bildirdi.

    Gündeme sık gelmesi sebebiyle AVM örneğini veren Koca, şöyle devam etti:

    “Rehberimiz şu uygulamayı talep ediyor, AVM girişlerinde kalabalık oluşması önlenmeli, mesafe kuralının ihlaline yol açmayacak bir düzenleme yapılmalıdır. Bilim Kurulumuz AVM girişlerinde ateş ölçümü yapılmasını, ateşi yüksek veya hasta görünümlü kişilerin içeri alınmamasını tavsiye etmektedir. Tüm iş yerleri ve kapalı ortamlara girişte bu tedbirin uygulanması gerekli bulunmaktadır. AVM ve diğer alışveriş yerlerinin aynı anda bulundurabileceği çalışan ve müşteri sayısı belirlenmiştir. İşverenlerin ve yönetimlerin bu sayının aşılmaması amacıyla tedbir alması gereklidir. AVM ve benzeri kapalı alanlarda maske ile birlikte mesafe kuralına uyulmalıdır. Asansörlerin ancak üçte bir kapasite ile kullanımına izin verilmelidir. AVM gibi kalabalık ortamlara gittiğinizde lütfen 3 saatten fazla kalmayın.”

    Sağlık Bakanı Koca, “Başka birkaç konudan da örnek vermek istiyorum, giyim mağazalarında ürünler sık temasa maruz kalır. Böyle bir alışveriş sonrasında ellerinizi yıkamalı, her nerede olursa olsun başkalarının da temas etme ihtimali olan ürünlere veya yüzeylere dokunmuşsanız elinizi yüzünüze değdirmemelisiniz.” uyarısında bulundu.

    Pazar yerlerinin de hastalık bulaşma ihtimali açısından riskli alanlar olduğuna değinen Koca, hastalığın ilk günlerinden itibaren pazar yerlerinde uyulması zorunlu kurallar getirildiğini hatırlattı.

    Normalleşme sürecinin sağlık hizmetleri açısından önemli sonuçlar doğurduğunu aktaran Bakan Koca, “Hastanelerimiz artık olağan hizmetlerine geçmeye başlıyor. Polikliniklerimiz her zamanki hastalıklar ve hastalarla daha çok ilgilenecek, ertelenmiş tedaviler için randevu verecekler. Hastanelerimiz ve sağlık çalışanlarımız için de gerekli rehberi yayınladır. Kurallara muntazam şekilde uyulacaktır.” şeklinde konuştu.

    “BU SAVAŞI KAZANACAĞIMIZA İNANCIMIZ TAMDIR”

    “Evimizin dışındaki hayatımızın adı kontrollü sosyal hayattır.” diyen Koca, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Uyulması gereken tedbirler zor değil, özünde çok kolaydır. Her zamanki el temizliğine daha fazla önem, maske ve 1,5 metre mesafe. Tedbirlerin kolaylığını riske ve hastalığın meşakkatine bakarak söylüyoruz. Normalleşme sürecinde bize kılavuzluk edecek gerçek şudur, son vakanın tespit ve tedavisine kadar risk devam edecektir. Son vakayı en kısa zamanda görmek, tedbirlere uymakla mümkündür. Bu savaşı kazanacağımıza inancımız tamdır. Zaferimizin büyüklüğü ne kadar erken olacağına bağlıdır. Kara görülmüştür ama deniz durulmuş değildir. Yakalanmaktan kaçınacağımız olası dalgalar var.”

    “BUGÜN 52 BİN 305 TEST YAPILDI”

    “Türkiye Günlük Koronavirüs Tablosu”nda yer alan verilere dikkati çeken Koca, bugün 52 bin 305 test sayısıyla son 3 haftada en yüksek orana ulaştıklarını bildirdi.

    Yoğun bakım ve entübe hasta sayılarının son 3 haftadan bu yana her gün giderek düştüğüne işaret eden Koca, “Test sayısının bugün artışına bağlı olarak özellikle biz sadece semptomu olan hastalara değil, OSB ve benzeri birçok bölgede, filyasyon taramalarını giderek artırdığımız için vaka sayısı da test sayısı ile doğru orantılı olarak düne göre artmış görünüyor.” değerlendirmesinde bulundu.

    Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Koca, dün Rus mevkidaşı ile yaptığı görüşmenin detaylarına ilişkin bir soru üzerine Koca, “Aşı konusunda bir çağrıya biz TUSEB olarak da çıkmıştık. Bu anlamda Türkiye’de, ülkemizde şu an toplam ilaç ve aşı anlamında 22 üniversite ve merkezin çalışması var. Hayvan deneyi aşamasına gelen şu an 4 merkezimiz ve üniversitemiz var.” ifadesini kullandı.

    Rusya Sağlık Bakanı ile görüşmelerinde aşı konusunda özellikle hayvan çalışmalarının sonlarına doğru gelindiğini belirttiğini aktaran Koca, klinik çalışmaların bir başka ülkede daha yapılması gerektiğini anlattı.

    Bu nedenle Rusya ile hem onların hem de Türkiye’nin geliştirdiği aşılarla ilgili karşılıklı klinik çalışmaların yapılabileceğini karara bağladıklarını anlatan Koca, bilim insanlarının, Rusya’daki bilim insanları ile geçen hafta bir araya gelip, telekonferans yöntemiyle görüştükleri bilgisini verdi.

    Yarın bu görüşmenin ikincisinin yapılacağını vurgulayan Koca, şöyle devam etti:

    “Bundan sonra bu görüşmeler daha yoğun bir şekilde yapılmış olacak. İlaç konusundaki çalışmaları da Favipiravir ile ilgili kendilerinin Rusya’da sentez safhasına geldiklerini ifade ettiler, üretim safhasına gelinliğini ama hastalarda kullanımının daha bir hafta önce başlandığı ifade edildi. Bildiğiniz gibi biz Favipiraviri daha hastalarımızı gördüğümüz ilk günlerde başlamıştık. Bundan fayda gördüğümüzü, hangi dozda ve hangi hasta grubuna kullandığımızı özellikle paylaştık. Çünkü Çin’de ve Avrupa’da birçok ülkede daha çok entübe olan yoğun bakım hastaları, ciddi vakalara kullanıldığını biliyoruz ve halen öyle olduğunu ama biz o dönemde çok fayda görmediğimizi, pnömoninin geliştiği yoğun bakım öncesi safhada faydasını daha çok gördüğümüzü özellikle ifade ettik.

    Bundan sonraki iş birliğimiz de devam etmiş olacak. Bugün bilim kurulunda Favipiravir daha erken dönemde başlamak üzere de rehberde bir değişiklik yapılmış oldu. Yani erken dönemde sonuçlarını iyi gördüğümüz için daha erken dönemde de başlanabilirliğini bugün rehbere işlenmek üzere karara bağlamış olduk.”

    SOKAĞA ÇIKMA KISITLAMASI

    Bakan Koca, 65 yaş üstü ve 18 yaş altı için sokağa çıkma kısıtlamasının devam edip etmeyeceği ve bu hafta sonu sokağa çıkma kısıtlaması olup olmayacağına ilişkin Bilim Kurulu’nun görüşünün sorulması üzerine sokağa çıkma kısıtlamasının en son 15 ilde gerçekleştiğini hatırlattı.

    Fahrettin Koca, “Önümüzdeki dönemde sokağa çıkma ile ilgili hafta sonu ile ilgili şu an genel bir düşünce yok ama illerde vakaların dağılımında bir değişiklik olursa o durumda gerektiğinde illerde bu anlamda her zaman karar almak mümkün olabilir. Bilim Kurulu’nun genelde böyle bir önerisi oldu. Şu an bütün Türkiye’de veya en son uygulandığı şekli ile ‘illerde uygulanmaz’ şeklinde bir önerisi olmadı, gerektiğinde iller bazında vaka durumuna göre gündeme her zaman gelebilir.” değerlendirmesinde bulundu.

    65 YAŞ ÜZERİ KISITLAMASI

    Bu süreçte en çok fedakarlık gösterenlerin 65 yaş üstü büyükler ile gençler olduğunu dile getiren Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Sokağa çıkma noktasında kısıtlı olan en son Sayın Cumhurbaşkanımızın da açıkladığı şekliyle büyüklerimizin haftada bir gün, gençlerimizin de haftada iki gün sokağa çıkma saatleri de belirtildiği şekilde uygulanıyor. Bilim Kurulu’nda bu gündeme geldi. Özellikle daha çok büyüklerimizin hareket kısıtlılığı ve benzeri sorunlar nedeniyle bunun artırılmasının doğru olacağı şeklinde bir yaklaşım var. Düzenleme önümüzdeki hafta muhtemelen gündeme gelmiş olur, daha net bir karar. Bilim Kurulu’nun önerisi Bakanlar Kurulu’nda gündeme gelmiş olur. O durumda zaten açıklanmış olur. Yani bir düzenleme yapılması gündeme gelmiş oldu, gelecek hafta bu netleşmiş olur.”

    Koca, büyüklerin ve gençlerin bu kısıtlılığına, bu fedakarlığına son vermenin tedbirlere uyulmasıyla doğru orantılı olduğunu yineledi.

    “ZORUNLU OLMADIKÇA HASTANELERE MÜRACAAT EDİLMEMELİ”

    Bakan Koca, bir gazetecinin “Türkiye’de yeni normal hayata geçişle birlikte hastanelerde yoğunluk yaşanması bekleniyor mu, nasıl önlemler alınacak?” şeklindeki sorusu üzerine özellikle bu dönemde acil olmayan vakaların ertelendiğini anımsattı.

    Acil olan vakaların tedavilerinin hiçbir zaman bırakılmadığına işaret eden Koca, şunları kaydetti:

    “Bu süreçte yine benzer şekilde zorunlu olmadıkça hastanelere, sağlık kuruluşlarımıza müracaat edilmemesini özellikle ifade etmek istiyorum. Çünkü hastane ortamlarının bu anlamda riskli olduğunu hepimiz biliyoruz. Burada özellikle randevu sistemi ile polikliniklerin devreye girmesini esas kıldık. Yani öncelikle MHRS üzerinden randevu alarak gidilmesini ve orada bir kalabalık oluşturmadan, poliklinik düzeninin sağlanmasını esas aldık. Ben özellikle daha önce bildiğiniz gibi acil oranımız yüzde 30’lardaydı, bu oran bu süreçte bu kadar olmadığını bize gösterdi. Yani gerekli olduğu zaman mutlaka sağlık kuruluşlarına müracaat edelim ama bu müracaatı randevu yani MHRS üzerinden yapalım, gerekli olmayan müracaatları veya gerekli olamayan bir durum söz konusu ise de zorunlu olmadıkça sağlık kuruluşlarına gitmeyelim. Çünkü ihtiyacı olan, müdahale yapılması gereken hastamıza daha iyi zaman ayırıp, bu anlamda kurallara da tedbirlere de uyarak bulaşmayı en aza indirgeyen bir sistemle bu dönemi götürelim istiyoruz.”

    Bu konuda hangi kurallara uyulması gerektiğinin de yayımlandığını aktaran Fahrettin Koca, hastaneleri yakından takip edeceklerini vurgulayarak, “Vatandaşımız da bu anlamda tedbirlere uyum konusunda kararlı davranırsa son derece memnun oluruz ve başarılı bir sonuç alırız.” ifadelerini kullandı.

    TOPLU TAŞIMA

    Normalleşmeyle birlikte toplu taşıma araçlarında yoğunluk meydana geldiği belirtilerek değerlendirmesinin sorulması üzerine Koca, Bilim Kurulu’nun konuyla ilgili bir rehber yayımladığını ve hangi kurallara uyulması gerektiğinin net şekilde ifade edildiğini söyledi.

    Koca, şehirlerarası otobüslerdeki yüzde 50 doluluk oranının kalkmadığını vurgulayarak şöyle konuştu:

    “İki koltuk yan yana ise bir koltuk yine boş kalacak, tekli koltuğa ise oturulabilecek. Dolayısıyla yine şehirler arası ulaşımda iki koltuk yan yana dolu olmayacak ama şehir içinde koltuk sayısından fazla kişi alınmayacak. Bu kuralın uygulanamadığı zorunlu olan durumlarda, valiliklere, İl Hıfzıssıhha Kurullarına yetkiler verildi. O da zorunlu olmadıkça işaretlemek kaydıyla izin verilmiş oldu. Dolayısıyla bu anlamda duraklar, otobüs, minibüsler veya şehirlerarası ulaşım da dahil olmak üzere vatandaşımızın, var olan kurallar, sayılar dışında zorlamaması gerekiyor, mesafe kuralını ihlal etmememiz, birbirimizi uyarmamız gerekiyor.”

    “VAKA SAYIMIZIN AZALMASI TEDAVİ YAKLAŞIMLARINDAN OLAN BU İLACA BAĞLIYDI”

    Bir basın mensubunun, birçok ülkenin kalp krizi riski yüzünden Kovid-19 tedavisinde kullanılan sıtma ilacını kullanmaktan vazgeçtiğini aktararak Türkiye’de bu ilacın kullanılmaya devam edilip edilmeyeceğini sorması üzerine Koca, dünyada bu ilacın 20 yıla yakın bir süredir tanındığını, daha önce sıtmada, 10-15 yıldan beri de romatizmal hastalık grubunda kullanılan bu ilacın yan etkilerinin bilindiğini anlattı. Söz konusu yayınla ilgili çeşitli değerlendirmelerde bulunan Koca, şunları söyledi:

    “Bu yayın bazı ülkelerden bilim insanlarının bir araya gelerek oluşturduğu bir yayın değildir. Bu yayın, Amerika’da bir şirket tarafından veriler toplanarak yapıldı. Yani bu verileri bir şirket topladı, bilim insanları değil ve bu verileri yayın haline getiren de meşhur, bildiğimiz üniversitenin kalp nakli yapan hekimleri tarafından yayın haline getirildi yani enfeksiyonla ilişkisi olmayan. Hangi ülkeden, hangi hastaneden verilerin alındığı bilinmeyen bir yayından bahsediyoruz. Biz ise Türkiye olarak dünyadan farklı olarak bu ilacı farklı ve erken kullandık. Birçok ülke Çin, Amerika, Avrupa dahil olmak üzere, daha çok bu ilacı ciddi vakalarında yani geç vakalarında, yoğun bakım döneminde olan hastalarında kullandılar İngiltere dahil olmak üzere. Biz ise o dönemde bu ilacın faydasının olmadığını, bu ilacın çok erken dönemde başlanmasının gerekliliğini ve erken dönemde özellikle faydasının olacağını düşünerek başladık ve Bilim Kurulu böyle karar verdi. Bunun da faydasını gördük. Her geçen gün vakan sayımızın azalması, pnömoni oranının düşmesi, ağırlıklı burada uyguladığımız tedavi yaklaşımlarından bir tanesi olan bu ilaca bağlıydı. Sadece bu ilaç değil, bu ilaç da bunlardan bir tanesiydi.”

    Türkiye’de hastanelerden toplanan 1811 veride bu ilaçla ilgili kalıcı bir sorunun olmadığının görüldüğünü anlatan Koca, “Diğer hastanelerimizdeki vakaları da analiz ediyoruz. Önümüzdeki günler daha net söylemiş oluruz. Bu anlamda ölüm vakalarının bahsedildiği oranda aslı olmadığını ve daha emniyetli ve güvenilir olduğunu, erken dönemde farklı olarak uyguladığımızı ve sonuç aldığımızı söylemek istiyorum. Şu anda da kullanmaya devam ediyoruz. Bilim Kurulu da bu anlamda bir değişiklik yapmadı.” diye konuştu.

    “MART AYINDA VAKALARIN YÜZDE 23’E YAKINI YATIRDIĞIMIZ HASTALARDI”

    Koca, şu anda da vaka sayısının mart ayının sonundaki gibi 1000’li rakamlarda olduğu, o dönemle bu dönem arasındaki ne gibi farklar bulunduğuna ilişkin soruyu şöyle yanıtladı:

    “Şu açıdan ciddi bir fark var, mart ayında vakaların yüzde 23’e yakını yatırdığımız hastalardı. Şimdi ise vaka başına yatırdığımız hasta oranı yüzde 2,31. Yani o dönem olan vaka sayısında hastane yükü daha yoğundu ve daha çok servise, yoğun bakıma ve entübasyona giden bir hasta yoğunluğumuz vardı. Neredeyse dörtte 1’i bu şekildeydi ama şimdi yüzde 2’lere kadar düşmüş oldu.”

    Koca, erken teşhis ve tedavinin kendilerini başarılı kıldığını vurgulayarak son dönemde vefat sayısı, entübe ve yoğun bakımlardaki hasta sayısının düşmeye devam ettiğine dikkati çekti.

    Son dönemde tedbirlere uyulmasının son derece önemli olduğuna işaret eden Koca, şunları kaydetti:

    “Biz hastaneler, sağlık kuruluşları olarak ne yapmamız gerektiğini çok iyi biliyoruz. Doluluk oranlarımız son derece aşağı düştü ve giderek yoğun bakımdaki hasta sayımız azalmış oluyor. Bundan sonraki süreçte, bu ikinci dönemde yani kontrollü sosyal hayat dediğimiz bu dönemde maske, 1,5 metre mesafe ve el hijyenine önem vererek bu dönemi başarıyla tamamlamak zorundayız. Değilse başa dönme durumu söz konusu olabilir. Bunun için bu kadar emek verip, bu kadar başarı elde ettiğimiz bir noktada bu yeni dönemi, kontrollü sosyal hayat dönemini belli bir dönem için bir yaşam şekli haline getirmemiz gerekiyor. Bunu da başaracağımıza inanıyorum.”

  • Önemli uyarı: Başa dönebiliriz!

    Önemli uyarı: Başa dönebiliriz!

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın, Twitter hesabından paylaştığı tabloya göre; dün 32 bin 325 test yapıldı, 786 yeni koronavirüs vakası tespit edildi. Virüs nedeniyle 22 kişi yaşamını yitirirken, 974 kişi de iyileşti. Bugünkü verilerle, toplam test sayısı 2 milyon 103 bin 44, toplam vaka sayısı 165 bin 555, toplam vefat sayısı 4 bin 585, toplam yoğun bakım hasta sayısı 633, solunum cihazına bağlı toplam hasta sayısı 271, toplam iyileşen hasta sayısı 129 bin 921 oldu.

    ‘DAHA İYİ TEDBİR, DAHA İYİ SONUÇTUR’

    Bakan Koca, bugünkü verilere ilişkin, “Toplam test sayımız 2,1 milyonu geçti. İyileşen hasta sayımız 130 bin. Yoğun bakıma ihtiyaç duyan hasta sayımız azalıyor. Gelecek günler, el hijyenine özene; maske + sosyal mesafe kuralının her ikisine uymamıza bağlı. Daha iyi tedbir, daha iyi sonuçtur” değerlendirmesinde bulundu.

    ‘BAŞA DÖNEBİLİRİZ’

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, koronavirüs ile mücadelede sıkı tedbirlerle en zor günleri aştıklarını belirterek, “Riskin devam ettiğini unutmayalım. Günlük yeni vaka sayımız 1000 civarında. Salgın sona ermedi. Türkçesi: Tedbirlere uymazsak BAŞA DÖNEBİLİRİZ.” dedi.

    Bakan Koca, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Çin’de ortaya çıkan COVID-19’a karşı küresel gidişin aksine, sıkı tedbirlerle en zor günleri aştık. Bundan sonrası da bu kadar önemli. Riskin devam ettiğini unutmayalım. Günlük yeni vaka sayımız 1000 civarında. Salgın sona ermedi. Türkçesi: Tedbirlere uymazsak başa dönebiliriz” ifadelerini kullandı.

    Koca, paylaşımında Çince yazıların olduğu görsele de yer verdi.

    BAKAN KOCA SON DURUMU AÇIKLADI

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın, Twitter hesabından paylaştığı tabloya göre; dün 31 bin 525 test yapıldı, 827 yeni koronavirüs vakası tespit edildi. Virüs nedeniyle 23 kişi yaşamını yitirirken, 974 kişi de iyileşti. Bugünkü verilerle, toplam test sayısı 2 milyon 70 bin 719, toplam vaka sayısı 164 bin 769, toplam vefat sayısı 4 bin 563, toplam yoğun bakım hasta sayısı 651, solunum cihazına bağlı toplam hasta sayısı 283, toplam iyileşen hasta sayısı 128 bin 947 oldu.

    ‘DAHA SIKI TEDBİR, DAHA İYİ SONUÇTUR’

    Bakan Koca, bugünkü verilere ilişkin, “İyileşen toplam hasta sayımız 130 bine yaklaştı. Yeni vaka sayımız öngörülen seviyede. Solunum desteğine ihtiyaç azalıyor. Gelecek günler, el hijyenine özene; maske + sosyal mesafe kuralının her ikisine uymamıza bağlı. Daha sıkı tedbir, daha iyi sonuçtur.” değerlendirmesinde bulundu.

  • İsmail Küçükkaya: Milletvekilliği teklifi aldım

    İsmail Küçükkaya: Milletvekilliği teklifi aldım

    FOX TV’de yayınlanan Çalar Saat programının sunucusu İsmail Küçükkaya, iki siyasi partinin genel başkanından milletvekilliği teklifi aldığını açıkladı.

    Fox TV’de yayınlanan Çalar Saat programının sunucusu İsmail Küçükkaya, Medyaradar’dan Figen Balcı’ya konuştu.

    Balcı’nın “Toplumda bir karşılığın var, teveccüh görüyorsun bunu siyasete taşımayı düşündün mü, siyasete girmeyi düşünür müsün?” sorusuna yanıt veren Küçükkaya, “İki kere iki genel başkandan teklifler geldi bana ama ben siyaseti düşünmedim, düşünmüyorum hiçbir zaman da düşünmeyeceğim” ifadelerini kullandı.

  • Kanal İstanbul’da ihale hazırlıkları başladı

    Kanal İstanbul’da ihale hazırlıkları başladı

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Kanal İstanbul’da ihale sürecini hızlandırmak için düğmeye basarken, kanalın iki yakasında kurulacak şehirler için de Arnavutköy ve Başakşehir belediyeleriyle yapılan görüşmelerde son aşamaya gelindi.

    Hürriyet gazetesinin haberine göre, temmuz ayı içerisinde de imar planlarının askıya çıkması bekleniyor.

    Eski bakan Cahit Turhan’dan görevi devraldığı andan itibaren Kanal İstanbul’la ilgili yoğun bir mesai içerisine girdiği öğrenilen Bakan Adil Karaismailoğlu’nun, ihalenin bu yılın ikinci yarısında yapılmak üzere, ilgili birimlerle hazırlık içinde olduğu ifade edildi.

    PLANLAR TAMAMLANIYOR

    Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü’nün, 45 kilometre uzunluğunda 275 metre genişliğindeki kanalın yapım işlerine ait ihale dökümanlarını hazırladığı da öğrenilirken, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da 1/100 bin ölçekli imar planını tamamladığı projede bin ve 5 binlik uygulama imar planlarında son aşamaya geldi.

    Öte yandan kanalın her iki yakasında kurulacak akıllı şehirler için de Arnavutköy ve Başakşehir belediyeleri ile bazı alanlarda başlayan yer tahsisine ilişkin görüşmelerde son detaylara gelindi. Yapılacak bu görüşmelerin ardından temmuz ayı içerisinde imar planlarının askıya çıkması beklenirken, itirazların sonuçlanmasıyla kanal inşaatındaki tüm süreç ve yetki Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına geçecek. Kanal inşaatı öncesi çevre yollarla ilgili süreç başlayacak ve bu hazırlık yaklaşık 1.5 yıl sürecek. Toplam kanal inşaatının süresinin 5 yılı aşması öngörülürken, projenin tamamlanma süresi 7 yıl olarak planlandı.

  • Bahçeli’den erken seçim açıklaması

    Bahçeli’den erken seçim açıklaması

    MHP Lider Devlet Bahçeli gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bahçeli, “Türkiye’yi erken seçime sürükleme kara propagandasına kulak asılmayacak, milletvekili seçimleri 2023 Haziran’da yapılacaktır” ifadelerini kullandı.

    MHP Lideri açıklamasının devamında; “25 Mayıs 2020 tarihinde, ABD’li bir polis memurunun sırf derisinin renginden dolayı bir insanı boğarak öldürmesi bu ülkede dehşet ve şiddet olaylarının perdesini kaldırmıştır.

    ABD ilk kez kendi coğrafyasında, kendi insanları eliyle zor duruma düşmüştür. Biz hiçbir ülkenin güdümlü ve kontrollü kaos çemberine alınmasını hoş görmeyiz, bunu da arzulamayız.

    Ancak ABD’nin samimi ve dürüst bir muhasebeye, karanlık sicilini aklayacak, temize çıkaracak, hatta insanlığa bir özrü çok görmeyecek dirayete fazlasıyla ihtiyacı olduğu da inkar ve ihmal edilemez bir gerçektir.

    28.Dönem Milletvekili Genel Seçimleri 2023 yılının Haziran ayında yapılacaktır.”

  • Koca duyurdu… Dilek hemşireyi kaybettik!

    Koca duyurdu… Dilek hemşireyi kaybettik!

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, koronavirüse yakalanan hemşire Dilek Akçabelen’in hayatını kaybettiğini duyurdu.

    Bakan Koca, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Dilek hemşire aramızdan ayrıldı. Hastalığa izinli olduğu günlerde yakalanmış, 11 Nisan’da hastaneye kaldırılmıştı. Uzun bir mücadele verdi. Maalesef Covid-19’a yenildi” ifadelerini kullandı.

    Hemşire Dilek Akçabelen’in fotoğrafını da paylaşan Koca, şunları kaydetti:

    “Keşke yeni doğan oğlunu daha çok zamanlar görebilseydi. Allah rahmet etsin. Sevenlerine başsağlığı diliyorum.”

    10 YILLIK HEMŞİRE

    30 yaşındaki Dilek Akçabelen İstanbul’da Mehmet Akif Ersoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yoğun bakım hemşiresi olarak görev yapıyordu, 10 yıllık hemşireydi, mart ayında corona virüs salgını başladığında heyet raporuyla erken doğum iznine ayrıldı.

  • Konyaaltı Sahili, tatilcileri bekliyor

    Konyaaltı Sahili, tatilcileri bekliyor

    Antalya’nın dünyaca ünlü Konyaaltı Sahili’nde 1 Haziran itibarıyla gelecek tatilciler için tüm hazırlıklar tamamlandı. Sahil 09.00-17.00 saatleri arasında hizmet verebilecek.

    Turizm kenti Antalya’nın dünyaca ünlü Konyaaltı Sahili başta olmak üzere tüm kıyılarında koronavirüs (Covid-19) tedbirleri kapsamında uygulanan kıstlamalar 1 Haziran’da geçilecek normalleşme süreciyle kaldırılıyor. Antalya Büyükşehir Belediyesi de Konyaaltı Sahili’nde bir süre önce başlatılan çalışma ile fiziki mesafe kurallarını belirledi.

    Plaja rasgele havluyu serip güneşlenme ya da denize girme dönemini tamamen sona erdiren çalışmayla sahile sabitlenen ahşapların etrafı halatlarla sarılarak 9 metrekarelik özel alanlar oluşturuldu. 200 kişinin aynı anda hizmet alması beklenen bu alanda tatilcileri iki farklı seçenek bekliyor. Denize girmek ve güneşlenmek isteyenler şezlongları tercih ederse bu belli bir ücretle tatilciye kiralanacak. İkinci seçenek ise şezlongun bulunmadığı 9 metrekarelik özel alanlardan oluşan ücretsiz halk plajı. 09.00-17.00 saatleri arasında verilecek bu hizmetin şezlong ücreti ise henüz belirlenmedi. Sabah erken saatlerde belediyeye ait temizlik ve dezenfeksiyon ekibi alanda son dokunuşları yaptı.

    TATİLCİLERİ NELER BEKLİYOR?

    Sahile gelen her tatilci, soyunma kabinlerinin olduğu noktada kontrolden geçecek. Burada her tatilcinin ellerine dezenfektan sıkılıp, maske verilecek. Ayrıca plaja giden yolun üzerinde 10 maddelik yeni hayat kurallarının anlatıldığı uyarı levhaları bulunacak. Engelli vatandaşlar için hazırlanan özel araçlar ise plaj girişinde engelli vatandaşı alıp denizle buluşturduktan sonra yeniden dezenfekte edilecek. Plaja giriş ve çıkışlar farklı yollardan yapılacak. Böylece fiziki mesafe kuralı en iyi şekilde uygulanacak. Önceden yasak olmayan sigara da artık bu plajda yasak. Sigara içmek isteyenler için yeni bir alan oluşturuldu.

    Ortak kullanım alanları içinde bulunan duş alanları, soyunma kabinleri ve tuvaletler de elden geçirildi. Önceden 4 kişi aynı anda duş alabilirken bu uygulama da ikiye düşürüldü. İki kişi yan yana gelmeyecek şekilde duş alanları düzenlendi. Tuvaletlerde tamamen otomatik armatür ve sabun sistemleri kullanılacak. Alandaki marketin kullanımı için de yine maske ve eldivene ihtiyaç duyulacak. Soyunma kabinlerinin ve duş alanlarının olduğu yerlere de sosyal mesafe şeritleri yerleştirildi.

  • Araştırma: Uzaktan eğitim ‘iletişim’i kesti

    Araştırma: Uzaktan eğitim ‘iletişim’i kesti

    TEGV’in yaptığı araştırmaya göre, uzaktan eğitim alan öğrencilerin yüzde 51’i öğretmenleriyle nadiren iletişim kuruyor. Yüzde 39’u arkadaşlarıyla hiç görüşmüyor. Çocukların yüzde 20’sinde davranış değişimi oluştu.

    Milliyet’ten Ozan Ömer Kadüker’in haberine göre, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) koronavirüs döneminde başlayan uzaktan eğitim sürecinde çocukların ve velilerin tecrübelerini değerlendirmek amacıyla bir araştırma gerçekleştirdi.

    Araştırma, Türkiye’nin 7 coğrafi bölgesinde, 31 şehirden 368 TEGV velisiyle yapıldı. Araştırmaya katılan velilerin yüzde 54’ünün 1-2 çocuğu, yüzde 34’ünün 3’ten fazla çocuğu, yüzde 12’sinin ise 5’ten fazla çocuğu var. Dün TEGV Genel Müdür Sait Tosyalı ve Eğitim Programları Müdürü Devrim Uygan Deniz katılımıyla yapılan online basın toplantısında rapordan ilginç veriler paylaşıldı. Onlardan öne çıkanlar şöyle:

    • EBA’yı her gün düzenli olarak takip eden çocukların oranı yüzde 69. Bu takibin yüzde 83’ü televizyon kanalları üzerinden yapılıyor. EBA çevrimiçi portal üzerinden asenkron eğitim takibi oranı 47, canlı ders katılım oranı ise yüzde 11.
    • Velilerin yüzde 47’si EBA’yı düzenli, yüzde 36’sı belirli aralıklarla takip ediyor.
    • Çocukların yüzde 37’si velisinden destek istiyor. Destek yoğunlukla Matematik ve problem/test çözme, araştırma ödevleri ve İngilizce alanlarında yoğunlaşıyor.
    • Çocukların yüzde 50’si uzaktan eğitimde, bilgisayar, yüzde 59’u cep telefonu, yüzde 28’i tablet kullanırken yüzde 4 ise hiçbir araç kullanmıyor.
    • Çocukların hafta içi öğretmenleriyle düzenli olarak görüşme oranı yüzde 48, haftada 1-2 gün görüşme oranı yüzde 31, geçen 1,5 ayda yalnızca 1 ya da 2 kez görüşme oranı ise yüzde 21. Düzensiz ve nadiren iletişim kuranların toplam oranı yüzde 51. Çocukların yalnızca yüzde 3’ü öğretmenleriyle ile sohbet ediyor. Geçen 1,5 aylık süre içerisinde çocukların yüzde 7’si öğretmenleriyle; yüzde 39’u ise arkadaşlarıyla iletişim kurmadı.
    • Çocukların yüzde 20’sinde davranış değişimi oluştuğu bildirildi. Çocukların yüzde 11’inde sıkılma, yüzde 9’unda ani duygu durum değişiklikleri, yüzde 9’unda yerinde duramama, yüzde 7’sinde ise sürekli telefon kullanma gibi duygusal ve psikolojik etkiler görüldü.

    ‘Ücretisiz tablet dağıtılmalı’

    TEGV araştırma sonucuna göre, iletişim sorunlarını ortadan kaldırmak ve uzaktan eğitimi toplumun her kesiminde normalleştirmek için birtakım çözüm önerileri de sundu. Bu öneriler ise şöyle:

    Korona döneminde tecrübe edilen ve başarılı sonuçlar alınan yüz yüze eğitimde, canlı sınıf modeline ihtiyaç duyuluyor. Bu model için toplumun her kesiminin alım gücüne uygun olarak fiyatlandırılmış basit tabletlerin piyasaya sürülmesine ve internet erişiminin kamu ve özel sektör iş birliğiyle düşük gelirli bölgelerde ücretsiz olarak sağlanmasına ihtiyaç var.

    Eğitim sisteminde kitap, defter gibi geleneksel araçların yerini, tabletlerin alması konuşulmaya başlanmalı. Normal zamanda ve bu gibi kriz anlarında eğitsel araçların devamlılığı sağlanmalı.
    Çocukların İngilizce ve matematik alanında yalnız çalışmaları daha zor. Bir yetişkin desteğine daha fazla ihtiyaç duyulan bu alanlarda verimli etüt modelleri çalışılmalı.