Etiket: türkiyehaber

  • Kış lastiği uygulaması Aralık’ta başlıyor

    Kış lastiği uygulaması Aralık’ta başlıyor

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, zorunlu kış lastiği uygulamasıyla ilgili açıklamada bulundu. Uraloğlu, kış lastiği zorunluluğunun 1 Aralık 2024 -1 Nisan 2025 tarihlerini kapsayan 4 aylık dönemde geçerli olacağını bildirdi. Bakan Uraloğlu, kış lastiklerinin 7 derecenin altındaki sıcaklıklarda yol tutuşunu artırdığını belirterek, “Kazaları önlemede hayati öneme sahip. Uygulama şehirlerarası yollarda tüm yolcu ve eşya taşıyan araçlar için zorunlu olacak. Hususi araç sahiplerinin de kış lastiği takmasını tavsiye ediyoruz” dedi.

    Uraloğlu, il sınırları içerisinde kış lastiği uygulamasının valiliklerce belirlendiğini kaydederek, “Valilikler il sınırları içerisindeki kış lastiği uygulamasını Bakanlık olarak belirlediğimiz tarih aralığındaki sürenin öncesinde ve sonrasında birer ay artırabilir. Bu nedenle sürücülerimizin duyuruları dikkatle takip etmeleri büyük önem taşıyor” dedi.

    “Kış şartlarına uygun donanım ve ekipmanla seyahatlerimizi gerçekleştirelim”

    Kış lastiği uygulamasının detaylarına ilişkin bilgi veren Bakan Uraloğlu, kamyon, çekici, tanker ve otobüs türü araçların dingilleri üzerindeki tüm lastiklerinin; kamyonet, minibüs ve otomobillerin tüm lastiklerinin; ayrıca seyir esnasında değiştirilmek zorunda kalınan lastiklerin yerine takılacak lastiklerin kış lastiği olmasının zorunlu olduğunu vurguladı. Uraloğlu, sadece buzlu zeminlerde kullanılabilen çivili lastiklerin de kış lastiği yerine geçtiğini hatırlatarak, “Araçta patinaj zinciri bulunması veya kullanılması kış lastiği zorunluluğunu ortadan kaldırmıyor; yine de araçlarımızda zincir, takoz ve çekme halatı gibi gerekli ekipmanların bulunmasını sağlayalım. Kış şartlarına uygun donanım ve ekipmanla seyahatlerimizi gerçekleştirmeyi ihmal etmeyelim” ifadelerini kullandı.

    “Kurallara uymayanlara 4 bin 69 lira ceza uygulanacak”

    Denetimlerin sıkı bir şekilde yapılacağını ifade eden Bakan Uraloğlu, “Kamyon, çekici, tanker ve otobüslerde kış lastiği diş derinliği 4 milimetreden; kamyonet, minibüs ve otomobil türü araçlarda kış lastiği diş derinliği 1,6 milimetreden az olamaz. Diş derinliği lastik sırtının ortasına en yakın dişlerden ölçülür. Kış lastiklerinin yanaklarında (M+S) işareti veya (M+S) işareti ile birlikte kar tanesi işareti veya sadece kar tanesi işareti bulunması gerekiyor. Kurallara uymayanlara 4 bin 69 lira ceza uygulanacak” ifadelerine yer verdi.

    Tüm tedbirler alındı

    Bakan Uraloğlu ayrıca, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı personelinin Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığının sınır kapılarındaki birimleri ile belediyelerin ilgili ekiplerinin denetimler için sahada olacağını vurgulayarak, “Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak kış şartlarına karşı tüm hazırlıkları tamamladık. Karayolları Genel Müdürlüğümüz, 68 bin 549 kilometrelik yol ağında 12 bin 634 makine-ekipman ve 13 bin 283 personelle hizmet verecek. Depolanan 737 bin 801 ton tuz ve kritik kesimler için hazırlanan 11 bin 576 ton kimyasal buz çözücü ve tuz çözeltisiyle kış aylarında yollarımızda kesintisiz trafik akışını sağlayacağız” dedi.

  • Bir haftada 34 terörist öldürüldü

    Bir haftada 34 terörist öldürüldü

    Milli Savunma Bakanlığı tarafından haftalık bilgilendirme toplantısı gerçekleştirildi. Bakanlıkta gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan Milli Savunma Bakanlığı Basın Halkla İlişkiler Müşaviri Tuğamiral Zeki Aktürk, gündeme dair son gelişmeleri aktardı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) sahanın gerekliliğine uygun, alışılmadık ve öngörülemez şekilde operasyonlar gerçekleştirdiğini belirten Tuğamiral Aktürk, “Operasyonlarla Irak ve Suriye’nin kuzeyi dâhil 34’ü son bir haftada olmak üzere 1 Ocak’tan bugüne kadar 2 bin 539 (Irak bin 326 / Suriye bin 213) terörist etkisiz hâle getirilmiştir. Terör yuvalarına kilit vurmaya devam eden Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, Irak’ın kuzeyindeki Pençe-Kilit operasyon bölgesinde tespit ettiği teröristlere ait mağarada çok sayıda silah ve mühimmat ele geçirmiştir” ifadelerini kullandı.

    Tuğamiral Aktürk, ayrıca geçen hafta Irak’ın kuzeyindeki barınma alanlarından kaçan 2 PKK’lı teröristin daha Habur’daki hudut karakoluna teslim olduğunu açıkladı. Hudut hattının Cumhuriyet tarihinin en yoğun ve etkin tedbirleri ile korunduğuna dikkati çeken Tuğamiral Aktürk, “Son bir hafta içerisinde 3’ü terör örgütü mensubu olmak üzere 331 şahıs yakalanmış, 1 Ocak’tan bugüne kadar hudutlarımızı yasa dışı yollarla geçmeye çalışırken yakalananların sayısı 12 bin 941 olmuştur. Son bir haftada engellenen bin 934 şahıs ile birlikte bu yıl içerisinde engellenen kişi sayısı da 89 bin 689’a ulaşmıştır” şeklinde konuştu.

    İsrail’in saldırılarına da değinen Tuğamiral Aktürk, şunları söyledi:

    “İsrail, Filistin topraklarına yönelik işgallerine ve katliamlarına devam ederek uluslararası hukuku hiçe saymaktadır. Masum insanları katlederek ateşkesi ve iki devletli çözümü hiçe sayan İsrail, Filistin halkını hayati ihtiyaçlarından da mahrum bırakarak insani değerleri de ayaklar altına almaktadır. İsrail’in Gazze, Batı Şeria ve Lübnan’a yönelik saldırılarının ve toplu katliamlarının cezasız kalmaması için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin ve uluslararası toplumun güçlü bir duruş sergilemesi gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz.”

    Yerli ve milli savunma sanayi ürünleriyle TSK’nın caydırıcılığının arttığına vurgu yapan Tuğamiral Aktürk, “Kara Kuvvetleri Komutanlığımızca muhtelif miktarda T-70 genel maksat helikopteri, BAZNA mühimmatlı mini dron, 35 mm modernize çekili top ve ateş idare cihazının muayene ve kabul faaliyetleri tamamlanmıştır” açıklamasında bulundu.

  • Güney Marmara’ya 10 yeni alan

    Güney Marmara’ya 10 yeni alan

    Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, Güney Marmara bölgesinde eş zamanlı olarak 10 yeni alan inşasına başladı. Çocuk oyun alanlarından fitness sahalarına kadar birçok sosyal alanı kapsayan projelerle, Balıkesir genelinde yeşil alanlar artırılıyor. Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın’ın “daha yeşil ve yaşanabilir Balıkesir” hedefi doğrultusunda, yeşil alanların artırılmasına yönelik projeler hızla hayata geçiriliyor.

    Bu kapsamda, Balıkesir’in dört bir yanındaki ilçelerde olduğu gibi Güney Marmara’daki ilçelerde de yeşil alan seferberliği başlatıldı. Balıkesir’in Bandırma, Manyas ve Gönen ilçelerinde toplam 10 alanı inşa ediliyor. Bu alanlar, çocuk oyun grupları, açık hava fitness sahaları, semt sahaları ve kent mobilyaları ile donatılacak. Toplamda 25 bin metrekarelik bir alanı kapsayan projelerin kısa sürede tamamlanması planlanıyor.

    Gönen’e 3 yeni alan
    Balıkesir’in Bandırma ilçesinde Bereketli, Kirazlı, Külefli, Eskiziraatli ve Yeniziraatli kırsal mahalleleri ile Manyas ilçesindeki Süleymanlı ve Akçaova kırsal mahallelerinde yeni alanlar inşa ediliyor. Kısa sürede tamamlanması beklenen projeler ile kırsal mahallelerde yaşayan vatandaşların sosyal yaşamının canlanması ve yaşam kalitesinin artırılması amaçlanıyor.

    Gönen ilçesinde ise Reşadiye Mahallesi ve Kurtuluş Mahallesi’nde eş zamanlı olarak 3 yeni alanı kazandırılacak. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, kent merkezlerinden kırsal mahallelere kadar uzanan bu projelere hız kesmeden devam edeceğini duyurdu.

     

  • ”İkaza rağmen planlı disiplinsizlik yapıldı”

    ”İkaza rağmen planlı disiplinsizlik yapıldı”

    MSB kaynakları: “(Kılıçlı yemin eden teğmenler) Bu disiplinsizlik ile TSK kamuoyunda yıpratılmaya çalışılmaktadır.”

  • Yerli ve milli üretime katkı

    Yerli ve milli üretime katkı

    Karabük Üniversitesi’nde görevli akademisyenin “Alüminyum Matrisli Nano Kompozitlerin Üretilmesi ve Alaşımın Yüksek Sıcaklık Performanslarının Geliştirilmesi” başlıklı projesi TÜBİTAK 1002 Hızlı Destek Modülü bünyesinde destek almaya hak kazandı.
    Eskipazar Meslek Yüksekokulu Motorlu Araçlar ve Ulaştırma Teknolojileri Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muhammet Emre Turan, “Alüminyum Matrisli Nano Kompozitlerin Üretilmesi ve Alaşımın Yüksek Sıcaklık Performanslarının Geliştirilmesi” projesini hazırladı.

    Proje çerçevesinde, alüminyum matrisli nano kompozitlerin ileri üretim teknikleriyle geliştirilmesi ve bu kompozitlerin yüksek sıcaklık şartlarında gösterdiği performansların artırılmasına yönelik yenilikçi yaklaşımlar ele alınacak. Çalışma, özellikle otomotiv, havacılık ve savunma sanayi gibi yüksek sıcaklık dayanımı gerektiren sektörlerde kullanılan malzemelerin geliştirilmesine önemli katkılar sağlayacak.

    TÜBİTAK 1002 Hızlı Destek Programı bünyesinde kabul edilen bu proje, malzeme bilimi ve mühendisliği alanında yenilikçi yaklaşımlar sunarak yerli ve milli üretim süreçlerine destek olmayı amaçlıyor. Projenin başarıyla tamamlanması halinde, ilgili sektörlerde rekabet avantajı sağlayacak ileri teknoloji malzemelerin geliştirilmesi mümkün olacak.

    Projenin iki temel hedefi olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Muhammet Emre Turan, “Bunlardan birincisi, homojen iç yapıya sahip, kusursuz, nano takviyelerin dahil edilerek alüminyum matrisli kompozitlerin üretilmesi. Bir diğer hedefimiz ise mevcut ticari alüminyum alaşımlarının yüksek sıcaklık dayanımlarının kompozit haline getirilerek geliştirilmesiydi.

    Birinci hedefimiz çerçevesinde inovatif bir yaklaşımla kendi üretim yöntemimizi geliştirdik. Literatürde ilk kez denenecek olan bu üretim yöntemiyle hem düşük oranlarda hem yüksek oranlarda nano takviyeli kompozit malzemelerin üretimi mümkün olacaktır. Aslında bu yöntem hem toz metalürjisi hem de infiltrasyon döküm sisteminin kombinasyonundan oluşmaktadır” dedi.

    Projenin ikinci hedefinin ise ticari alüminyum alaşımlarının yüksek sıcaklık dayanımının artırılması olduğunu belirten Turan, bu gelişmenin otomotiv ve havacılık gibi sektörlerde büyük bir potansiyele sahip olduğunu vurgulayarak, “Hafif malzemelerin kullanımı, düşük yoğunluklu malzemelerin tercih edilmesi hem düşük yakıt tüketimi hem düşük enerji tüketimi ve düşük karbon emisyonu anlamını taşımaktadır.

    Biz de projemiz kapsamında, çeliğin üçte bir yoğunluğa sahip olan alüminyum alaşımlarını normal şartlarda çeliğe göre bazı noktalarda avantajlı olsa da özellikle yüksek sıcaklıklardaki kararsız yapıları ve performanslarının yetersiz oluşu birtakım sınırlamalar ortaya koyuyordu. Biz de bu sınırlamaları ortadan kaldırarak farklı türden nano takviyeler ve farklı oranlarda nano takviyelerin eklenmesiyle kompozit malzeme geliştireceğiz” diye konuştu

    Doç. Dr. Turan, projeyle sanayi odaklı ticari üretime yönelik önemli adımlar atılacağını belirterek, şunları kaydetti: “Bu projenin kısa vadede hayata geçmesi, ilk kez deneyeceğimiz bu üretim sisteminin başarılı olunması durumunda, bizim orta vadedeki hedeflerimize bir ışık tutacaktır. Proje bitimini takiben, direkt sanayiye odaklı ticari kompozit üretimi gerçekleştireceğiz.

    Bununla ilgili de ön çalışmalarımızı ve ön tasarımlarımızı gerçekleştirdik. Elektronik sektöründe ısı soğutucuları gibi malzemeleri direkt kompozit olarak üretebilir hale geleceğiz. Uzun vadede baktığımızda ise sistem üzerinde yapacağımız küçük dokunuşlar ve birtakım modifikasyonlarla otomotiv sektöründe örneğin fren diskleri, havacılık sektöründe uçak iniş takımları ve motor parçaları gibi birçok spesifik ürünü Karabük Üniversitesi olarak üretebilir hale geleceğiz.”

    Proje, hafif ve dayanıklı kompozit malzemelerin geliştirilmesi yoluyla enerji verimliliğini artırmayı ve sanayiye katma değer sağlamayı hedefliyor.

  • İran ile akademik ve ekonomik iş birliği alanları görüşüldü

    İran ile akademik ve ekonomik iş birliği alanları görüşüldü

    İran İslam Cumhuriyeti Maku Serbest Bölgesi Başkanı Hossein Garousi ve beraberindeki heyet, akademik ve ticari iş birliği imkanlarını görüşmek üzere Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu’nun misafiri oldu. Rektörlük makamında gerçekleşen ziyarete, İran İslam Cumhuriyeti Erzurum Başkonsolosu Mohammad Ebrahimi de eşlik etti.

    Görüşmede, iki ülke arasındaki ticaretin kolaylaştırılması ve çeşitlendirilmesi konuları ele alınırken, Maku Serbest Bölgesi Başkanı Hossein Garousi, bölgenin potansiyelini ve iş birliği fırsatlarını aktardı. Başkan Garousi; Maku’nun İran’ın en büyük endüstriyel ve ticari serbest bölgesi olduğunu belirterek şunları söyledi: “Lojistik, transit, gıda güvenliği, turizm, tekstil ve madencilik gibi alanlarda yoğun çalışmalar yürütüyoruz. 1820 hektarlık araziyi üretim ve ticaret yapan iş insanlarına tahsis etmeyi planlıyoruz.

    Demiryolu bağlantımızın inşası sürüyor, uluslararası havalimanımız aktif olarak kullanılıyor. Ayrıca, Batı Asya’nın en büyük ceviz ve fıstık serasını kuruyoruz. Türkiye ile ticari bağlarımızı güçlendirmek ve iki ülke arasındaki 30 milyar dolarlık ticaret hedefini desteklemek istiyoruz.”

    Başkan Garousi, Erzurum’un tarihsel bağları ve coğrafi konumu nedeniyle stratejik bir öneme sahip olduğunu vurgulayarak: “Erzurum ile Tahran veya Tebriz arasında direkt uçuşların başlaması ticaret ve turizmi daha da canlandıracaktır. Ayrıca, önümüzdeki ay Tahran’da düzenlenecek ticaret zirvesine sizleri de davet etmekten mutluluk duyarız” ifadelerini kullandı.

    Rektör Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu ise ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek İran ile kurulacak akademik ve ekonomik iş birliklerinin her iki ülkenin kalkınmasına katkı sağlayacağını belirtti. Rektör Hacımüftüoğlu, “İran ile tarihsel bağlarımız ve ticari ilişkilerimiz oldukça eskiye dayanıyor.

    Bu bağların akademik iş birlikleriyle desteklenmesi, bölgemiz için önemli avantajlar sunacaktır. Erzurum, geçmişte İpek Yolu üzerinde yer almasıyla ticaretin merkezi olmuştu. Bugün de bu potansiyelin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi.
    Ziyaret, iki ülke arasındaki ticari ve akademik ilişkilerin güçlendirilmesi için atılabilecek adımların görüşülmesiyle sona erdi.

  • Yapı izinleri azaldı: Metrekareler küçüldü

    Yapı izinleri azaldı: Metrekareler küçüldü

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2024 yılı 3’üncü çeyrek (Temmuz-Eylül) Yapı İzin İstatistikleri’ni açıkladı. Bir önceki yılın aynı çeyreğine göre, 2024 yılı 3’üncü çeyreğinde belediyeler tarafından yapı ruhsatı verilen bina sayısı yüzde 18,8, daire sayısı yüzde 17,0 ve yüzölçüm yüzde 18,9 azaldı.

    Toplam yüzölçümün yüzde 53,1’i konut alanı olarak gerçekleşti

    Belediyeler tarafından 2024 yılı 3’üncü çeyreğinde yapı ruhsatı verilen binaların toplam yüzölçümü 32 milyon metrekare iken; bunun 17 milyon metrekaresi konut, 8,2 milyon metrekaresi konut dışı ve 6,8 milyon metrekaresi ise ortak kullanım alanı olarak gerçekleşti.

    En yüksek yüzölçüm payı yüzde 66,3 ile iki ve daha fazla daireli binaların oldu

    Belediyeler tarafından 2024 yılı 3’üncü çeyreğinde yapı ruhsatı verilen binaların kullanma amacına göre en yüksek yüzölçüm payına 21,2 milyon metrekare ile iki ve daha fazla daireli ikamet amaçlı binalar sahip oldu. Bunu 2,5 milyon metrekare ile sanayi binaları ve depolar izledi.

    Yapı kullanma izin belgesi verilen binaların yüzölçümü yüzde 5,3 azaldı

    Bir önceki yılın aynı çeyreğine göre, 2024 yılı 3’üncü çeyreğinde belediyeler tarafından yapı kullanma izin belgesi verilen bina sayısı yüzde 2,9 artarken, daire sayısı yüzde 3,1 ve yüzölçüm yüzde 5,3 azaldı.

    Toplam yüzölçümün yüzde 55,1’i konut alanı olarak gerçekleşti

    Belediyeler tarafından 2024 yılı 3’üncü çeyreğinde yapı kullanma izin belgesi verilen binaların toplam yüzölçümü 22,5 milyon m iken; bunun 12,4 milyon metrekaresi konut, 5,6 milyon metrekaresi konut dışı ve 4,5 milyon metrekaresi ise ortak kullanım alanı olarak gerçekleşti.

    En yüksek yüzölçüm payı yüzde 68,2 ile iki ve daha fazla daireli binaların oldu

    Belediyeler tarafından 2024 yılı 3’üncü çeyreğinde yapı kullanma izin belgesi verilen binaların kullanma amacına göre en yüksek yüzölçüm payına 15,3 milyon metrekare ile iki ve daha fazla daireli ikamet amaçlı binalar sahip oldu. Bunu 1,8 milyon metrekare ile sanayi binaları ve depolar izledi.

  • SGK’dan kayıt dışı çalışma ve çalıştırma uyarısı

    SGK’dan kayıt dışı çalışma ve çalıştırma uyarısı

    SGK Gaziantep İl Müdürü Mehmet Uzun, sivil toplum kuruluşları ve işverenleri ziyaret ederek kayıtlı istihdamın faydaları ile kayıt dışı istihdamın zararları hakkında bilgilendirmede bulundu.

    SGK Gaziantep İl Müdürü Mehmet Uzun, sivil toplum kuruluşları ve işverenleri ziyaret ederek kayıt dışı istihdamın zararları hakkında bilgilendirmede bulundu. SGK Gaziantep İl Müdürü Uzun, yaptığı ziyaretlerde kişilerin sigortalı olarak çalıştırılmaları anayasal bir hak olmakla birlikte aynı zamanda hem çalışanlar hem de işverenler açısından bir zorunluluk olduğunu yani işverenlerin çalışanlarını sigortasız olarak çalıştırma hakları olmadığı gibi çalışan kişilerin de sigortasız çalışmak veya sigortasız çalışmayı istemek gibi bir hakları söz konusu olmadığını belirtti.

    Kayıt dışı çalıştırmanın işverenler açısından zararlarına değinen İl Müdürü Uzun, “İşverenlerin ciddi anlamda idari ve adli yaptırımlarla karşılaşılmasına. Haksız rekabete ve piyasa dengesinin bozulmasına zemin hazırlanmasına. Devlet tarafından sağlanan asgari ücret desteği, teşvikler ile hibe ve kredi avantajlarından faydalanılamamasına, iş yerinde tüm çalışanların sigortalılığı sağlanmadığı için verimliliğin ve motivasyonun azalmasına, ticari hayatta diğer işverenlere karşı güven problemi olacağından, marka oluşturma, kurumsallaşma ve pazarda yer edinme şanslarının ortadan kalkmasına yol açar.

    Çalışanlar açısından kayıt dışı çalışan işçinin emekli hakkı elde edememesine, çalışamaz yaşa geldiğinde başkalarının yardımına muhtaç olmasına, herhangi bir nedenle sakatlanıp çalışamaz duruma gelindiğinde malullük aylığından yararlanamamasına, hayatlarını kaybetmeleri durumunda geride kalan eş ve çocukların(hak sahiplerinin) ölüm aylığı alamamasına, işsiz kalması durumunda işsizlik sigortasından faydalanılamamasına ve ihbar ve kıdem tazminatından yoksun kalmalarına neden olur.

    Devlet açısından ise vergi ve prim kaybına ve sosyal güvenlik sisteminde aktüeryal dengenin yani çalışan/emekli dengesinin bozulmasına, primsiz ödemelerin (sosyal yardımların) artmasına, gelir dağılımının bozulmasına ve kaynak dağılımında etkinliğin bozulmasına sebep olacaktır” dedi.
    Uzun, kayıt dışılıkla mücadelenin sadece SGK’nın görevi olmaması gerektiğini, başta işverenler olmak üzere sivil toplum kuruluşları, diğer kamu kurum ve kuruluşlarının da SGK’ya yardımcı olması gerektiğini vurguladı.

  • AB’ye ihracat onaylı çiftliklerde inceleme

    AB’ye ihracat onaylı çiftliklerde inceleme

     Büyükbaş hayvanlarda saf kültür ırklarının oranı yaklaşık yüzde 75 olan Aydın’da bulunan AB’ye ihracat onaylı 3 çiftlik, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekiplerince ziyaret edilerek, işletmede incelemelerde bulunuldu.

    Aydın’da açılan kurslarla beraber her geçen gün artan hayvan yetiştiricilerinin sayısı artarken, Aydın 2023 TÜİK verilerine göre 490 bin 556 baş sığır, 286 bin 520 baş koyun, 76 bin 844 baş keçi, 531 baş manda ve 432 baş deve varlığına sahip. Sığır sayısı ile Türkiye’de 8. sırada yer alan Aydın, deve sayısıyla da 2. sırada, çiğ süt üretiminde ise 4. sırada yer alıyor. Hastalıktan ari işletme sayısı 122, çiğ sütün piyasaya arzına onaylı çiftlik sayısı 6, AB’ye ihracat onaylı çiftlik sayısı ise 3 olan Aydın’da, sahaya inen İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri de çiftlikleri tek tek ziyaret ederek incelemelerde bulunuyor.

    Büyükbaş hayvanların saf kültür ırklarının oranı yüzde 74,6 olan il genelinde, inceleme ziyaretlerine devam eden ekipler, son olarak Kocagür Mahallesi’nde bulunan 668 büyükbaş hayvanın olduğu AB’ye ihracat onaylı çiftliği ziyaret etti. Bin baş hayvan kapasiteli tesiste incelemelerde bulunan ekipler, çiftlik sahiplerinden de çalışmalar hakkında bilgi aldı, karşılıklı fikir alışverişinde bulundu. Aydın’da hayvancılık sektörünün daha da gelişmesi adına çalışmaların devam edeceği öğrenildi.
  • Hemşirenin ölümüne ilişkin fezleke hazır

    Hemşirenin ölümüne ilişkin fezleke hazır

    Beylikdüzü’nde 13 Mayıs 2024 tarihinde Yenidoğan Çetesi’ne yönelik açılan dava kapsamında kapatılan Özel Birinci Hastanesi’nde hayatını kaybeden hemşire Selen Bilgin’in ölümüne ilişkin yürütülen soruşturma tamamlanarak fezleke hazırlandı.

    Hemşire, Yenidoğan Çetesi’ne yönelik açılan dava kapsamında kapatılan hastanede hayatını kaybetti
    Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan fezlekede, Selen Bilgin’in babası Serkan ve annesi Nergül Bilgin müşteki olarak yer alırken, Fatih Akın ise şüpheli olarak yer buldu. Fezlekede 13 Mayıs 2024 tarihinde Selen Bilgin’in kapatılan Özel Birinci Hastanesi’nde dedesinin yanında refakatçi olarak kaldığı ifade edildi. Bilgin’in olay günü aynı hastanede anestezi uzmanı olarak çalışan daha önceden tanıştığı doktor Fatih Akın’ın odasına gittiği fezlekede kaydedildi. Yapılan kamera görüntüsü incelemelerinde Fatih Akın’ın Selen Bilgin’in odaya girmesinden 1 saat sonra heyecanlı bir şekilde telefonla konuşarak odadan çıktığı da fezlekede belirtildi.

    “Çoklu ilaç intoksikasyonu sonucu hayatını kaybetti”
    Bilgin’in sabah 07.00 sıralarında hastane çalışanları tarafından odadan tekerlekli hasta yatağı ile çıkarıldığı fezlekede aktarıldı. Doktor Tevfik K. tarafından Bilgin’e kalp masajı, şüpheli doktor Fatih Akın tarafından ise suni teneffüs yapıldığı da güvenlik kamerası görüntülerine yansıdı. Bilgin’in ölümü Adli Tıp Kurumu raporunda “çoklu ilaç intoksikasyonu” olarak belirtildi. Şüpheli doktor Fatih Akın alınan beyanında “Ben maktüleye ilaç vermedim. Selen Bilgin kendisi bu ilacı kullandı” dedi.

    “Selen’i kaybettiğimi anladım. Hayata döndürmeye çalıştım”
    Öte yandan olaya ilişkin tanık olarak dinlenen Muzaffer U. ise, “Fatih Akın’ı telefon ile aradım. ‘Selen’i kaybettik’ demesi üzerine ‘Nasıl yani?’ diye sordum. Bana, ‘Selen’in baş ağrısı vardı, ona ağrı kesici serum taktım’ dedi. ‘Bu nasıl olur?’ diye sorunca, ‘Selen’e düşük dozda propofol yaptım’ dedi. Propofol benim bildiğim kadarıyla uykusuzluk çekenler için çok kullanılan bir ilaç değil. Doktor Fatih bana, ‘Önce ağrı kesici uyguladım ama Selen beni arayıp tekrar uyuyamıyorum diyerek bu ilaçtan istediğini söyledi. Uyguladıktan sonra 2-3 saat başında bekledim. Bu sırada uyudu uyandı. Sonra ben odadan çıktım. Tekrar geldiğimde Selen’i kaybettiğimi anladım. Hayata döndürmeye çalıştım’ dedi bana” şeklinde beyanda bulundu.

    Müebbet hapsi istendi
    Fezlekede Fatih Akın’ın her ne kadar doktor olarak görev yapıyor ise de olayın meydana gelişi ve Selen Bilgin’in ölümüne sebebiyet veren ilaç verilmesi olayında tedavi amacı ile hareket etmediği aktarıldı. Akın’ın “olası kastla öldürme” suçundan müebbet hapisle cezalandırılması talep edildi. Hazırlanan fezleke iddianame düzenlenmesi için Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi.
    Yenidoğan Çetesi üyesi ile konuşması tape kayıtlarında ortaya çıktı

    Öte yandan Fatih Akın’ın Yenidoğan Çetesi’ne yönelik düzenlenen iddianamede örgüt üyesi ile yaptığı telefon görüşmeleri de ortaya çıktı.
    Örgüt üyelerinden Hakan Doğukan Taşçı’nın Fatih Akın’ı aradığı konuşmada Taşçı’nın, “Hocam bir şey soracağım, şimdi bir bebek var bizde, yattı taburcu oldu sonradan bir gün kaybı olduğu için hasta tekrar yoğun bakıma yatırmaya çalışıyoruz da, bir gün kaybı olduğu için yoğun bakıma yatıramıyoruz, ben medikal muhasebe müdürüyle konuştum, Nehir ile de konuştum, Fatih hoca onay verirse sıkıntı yok bizlik, dediler. Sadece erişkin üzerinden takibini açtırabilir miyim?” diye konuştuğu, Akın’ın, “Erişkin üzerinden takip açtırırız değil mi?” diye sorduğu Taşçı’nın ise, “Takibini açtırıp sildireceğim hocam” şeklinde cevap verdiği konuşmalara yansıdı. Taşçı’nın, “Çocuk böyle dışarıda heba olmuş çocuk remotolojisine” dediği konuşmada Akın’ın “Anladım” şeklinde cevap verdiği de tape kayıtlarına yansıdı. Taşçı’nın, “Medikal muhasebe müdürüyle konuştum, dedi ki erişkin üzerinden kayıt açtırıp takibini sildireceğiz, sonra yeni doğana çevireceğiz” dediği konuşmada Akın’ın ise “He olur olur” şeklinde cevap verdiği kaydedildi. Fatih Akın’ın “Yoğun bakıma alalım, sorarlarsa bize acil olarak almak zorunda kaldık deriz yani anladın mı? Sıkıntı olmaz yani tamam mı?” dediği konuşmada Taşçı’nın “Tamam tamam hocam” şeklinde cevap verdiği de tape kayıtlarına yansıdı.

    “Çocuğumun ölüsünü verdiler elime, anestezi uygulanmış kızıma”
    Olaya ilişkin konuşan Selen Bilgin’in acılı annesi Nergül Bilgin “Dedesinin yanında akşam refakatçi kalacaktı. ‘Ben yoğun bakım hemşiresiyim daha iyi bakarım dedeme’ dedi. Sabahında benim çocuğumun ölüsünü verdiler elime. Anestezi uygulanmış kızıma. Bize ilk önce anestezi uyguladığını söylemedi. Sonradan söyledi. Şüpheli doktorla kızımın tanışıklığı vardı. Aynı bölümde de çalışmışlardı. Odasında kızıma anestezi uygulamış. Bebek çetesi ile ilgili olan Fatih Akın benim evladımı iğneyle, narkozla, öldürdü” dedi.

    “Bu adam müebbet hapis ile yargılanıyor, ama hala dışarda elini kolunu sallaya sallaya gezebiliyor”
    Ailenin avukatı Bahaeddin Özdemir ise, “Selen Bilgin’in cinayetiyle alakalı en sonunda Adli Tıp Kurumu raporu geldi. Adli Tıp Kurumu raporuna göre Selen‘in ölüm sebebi çoklu ilaç zehirlenmesi olarak geçiyor. En son Selen’in kanına giren ilaç propofol ve bunun Fatih Akın tarafından yapıldığı ortaya çıktı. Fatih Akın ilk vermiş olduğu ifadelerde propofolü kendisinin yapmadığını, vurmadığını, temin etmediğini söylemişti. Daha sonra savcılık tarafından yapılan titiz inceleme sonucunda bir takım delillere ulaşıldı. Bunlardan birincisi Selen‘in vefatının gerçekleştiği oda içerisinde yapılan aramaydı. O aramada Selin’in damar yolu açılarak kendisinde kullanılan serumun oda içerisinde komodinin üzerinde bulunduğu ortaya çıktı. Yani Selen’in kolunda takılı vaziyette değildi, çıkarılmıştı. Kapıyı gören görüntü kayıtlarında da Fatih Akın’ın dışarıya bir şey götürmeye çalıştığı tespit edildi. Muhtemelen serumu çıkaramadı. Yapılan ilacın ampulü Fatih Akın’ın cebinden çıktı. Savcılık yaptığımız itirazlar üzerine ilk etapta hemen tutukluluk talep etti ama tutukluluğu sağlayamadık. Mahkeme ölümün şüpheli ölüm olarak geçmesi nedeniyle Fatih Akın’ın o an tutuklanmasının uygun olmadığına karar verdi. Ama artık ölüm şüpheli ölüm olmaktan çıktı. Fatih Akın hakkında olası kasta Selen’in ölümüne sebebiyet vermek suçundan fezleke düzenlendi ve Bakırköy’e iddianame düzenlenmesi için gönderildi. Bu adam müebbet hapis ile yargılanıyor, ama hâlâ dışarıda elini kolunu sallaya sallaya gezebiliyor. İnanılır gibi değil. Basit yaralamalarda dahi mahkemeler gözünü kırpmadan tutuklamaya karar veriyorlar. Bu adam aynı zamanda çok ilginç bir şekilde, Birinci Hastanesi’nde görev alırken o hastanede gerçekleşen bebek ölümleri ile alakalı yürütülen Yenidoğan soruşturmasında da ismi geçiyor. Fatih Akın orada başka simsarlarla bebeklerin ölümüne sebep olan sanıklarla sıkı bir ilişki içerisine. Bir takım faturalandırma işlemlerinde usulsüzlüğe karıştığı açık bir şekilde görülebiliyor” dedi.