Etiket: türkiyehaber

  • YÖK’ten Vakıf üniversitelerine ücret uyarısı

    YÖK’ten Vakıf üniversitelerine ücret uyarısı

    Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YSK) sonuçlarının açıklanmasının ardından YÖK, vakıf yükseköğretim kurumlarına yönelik önemli bir uyarıda bulundu. Devlet üniversitelerinde 2011-2012 akademik yılından beri birinci öğretimdeki öğrencilerden katkı payı alınmazken, YÖK vakıf yükseköğretim kurumlarının eğitim-öğretim ücretlerine değindi. Öğrencilerin tercihlerinde ve kayıtlı oldukları kurumlarda devam etme kararlarında belirleyici kriterlerden biri olan öğrenim ücretleri konusunda YÖK, adayların tamamlanma süresi boyunca güncellenen ücretler hakkında bilgi sahibi olmaları gerektiğini vurguladı. Ayrıca öğrencilerin beklenmedik ücret değişiklikleriyle karşılaşmamaları için bu bilgiye önceden erişebilmelerinin önemine dikkat çekildi.

    Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar imzasıyla vakıf yükseköğretim kurumlarına gönderilen yazıda, ücretlerin belirlenmesinde şeffaflığın ve öğrenci haklarının korunması gerektiği vurgulandı. Bu çerçevede YÖK’ün 10 Temmuz 2024 tarihli toplantısında alınan kararlar doğrultusunda ücret belirleme süreçlerinde dikkat edilmesi gereken hususlar şu şekilde sıralandı:

    •  Ücretlerin dönemsel değil, yıllık ve tayin edilmiş bir miktar olarak tespit edilmesi,
    • Ücretlerin tercih ve/veya yatay geçiş dönemlerinden önce net bir miktar olarak ve her bir adayın kolayca ulaşabileceği şekilde ilan edilmesi,
    •  İlk kayıt esnasında öğrenciye taahhüt edilmiş eğitim-öğretim ücreti artış oranlarının aşılmaması ancak her halükarda yapılacak artışlarda en çok Tüketici Fiyat Endeksi’ndeki (TÜFE) 12 aylık ortalama oranın esas alınması ve bu kapsamdaki güncellemelerin resmi internet sitelerinden duyurulması,
    • Kayıt döneminden sonra her ne ad altında olursa olsun açıkça ilan edilmemiş ilave/beklenmedik ücret ve ücret artışı talebinde bulunmamaları,
    • İlan edilen eğitim ve öğretim ücretlerinde TÜFE üzerinden resmi güncelleme oranları dışında herhangi bir ilave değişiklik yapılmamalı ve alınacak bu yöndeki kararlar uygun zamanda ve elverişli araçlarla tüm öğrencilerle paylaşılmalı.”

    Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar imzasıyla gönderilen yazıda vakıf yükseköğretim kurumları mütevelli heyetlerinin eğitim öğretim ücretlerini YÖK’ün bu kararı doğrultusunda belirlemeleri istendi.

  • “Kimse aramıza nifak duvarları öremez”

    “Kimse aramıza nifak duvarları öremez”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen “Mah-ı Muharrem Oruç Açma Lokması” programına katıldı. Konuklarını ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yas-ı Muharrem’in onuncu gününde diğer adıyla aşure gününde siz kardeşlerimle siz sevgili canlarla, bu sofra etrafında beraber olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Soframızı teşrif ettiğiniz için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Öncelikle Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa’ya salat onun Ehlibeyt’ine ve her biri kutup yıldızlarımız olan dostlarına selam olsun diyorum. Hazreti Hüseyin efendimizin ve 72 yoldaşının şehadetlerinin 1385’inci yıl dönümünde Kerbela şehitlerimizi rahmetle yad ediyoruz. Muharrem ayı Müslümanlar için biliyorsunuz rahmet ve bereket ayıdır. Muharrem aynı zamanda yüreklerimizi Kerbela çölüne çeviren büyük bir yangının, acının ve matemin de ayıdır. Hicri 61 yılında yine bir 10 Muharrem gününde Kerbela’da yaşanan o katliamı neredeyse 14 asır sonra bile halen hüzünle hatırlıyoruz. Kardeşlerim Resulü Ekrem Efendimiz torunları İmam Hasan ve İmam Hüseyin’i dünyadaki reyhan çiçeklerim diye severdi. Onları öpüp koklamaya doyamaz adeta gözünden bile esirgerdi” dedi.

    Peygamberimizin torunlarına olan sevgisini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir gün kendisine Ehlibeyt’ten en çok kimi seversiniz diye sorulduğunda Hasan ve Hüseyin diyecek kadar ikisine de düşkündü. Tabii Hazreti Hasan ve Hazreti Hüseyin’le birlikte bizim gönül dünyamızda ehlibeytin de çok müstesna bir konumu vardır. Peygamberimiz, beni Allah’ı sevdiğiniz için Ehlibeytimi de beni sevdiğiniz için sevin buyurmuştur. Ehlibeyt sevgisi bize peygamberimizin bir emridir. Ondan bize kadar çok kıymetli bir hatıradır. Türk milleti olarak yüzyıllardır bu aziz hatıraya layıkıyla sahip çıkmanın gayretindeyiz” ifadelerini kullandı.
    Ehlibeyt muhabbetini millet olarak ezeli ve ebedi kardeşliğin mayası olarak gördüklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi;
    “Allah’ın izniyle bu maya sağlam olduğu müddetçe bizi kimse bölemez. Bizi kimse ayıramaz. Aramıza nifak duvarları öremez. Ama ne zaman bu maya bozulur, zayıflar ve çözülür. Allah korusun işte o zaman millet olma vasfımızı da kaybederiz. Bu masa etrafındaki birlikteliğimizi kalplerimizdeki Ehlibeyt sevdasının bir nişanesi olarak değerlendiriyorum. Muharrem orucunu sizinle birlikte açmaktan duyduğum bahtiyarlığı tekraren ifade etmek istiyorum. Cenab-ı Hak Mah-ı Muharrem oruçlarımızı kabul eylesin. Rabbim Hazreti Hüseyin ve dostlarının matemini paylaşan canların dünya ve ahiretlerini mamur eylesin. Birliğimiz, beraberliğimiz için, kardeşliğimiz daim olsun diyor, hepinizi hürmetle selamlıyorum.”

  • “CHP’nin vazgeçilmezi parlamenter sistemdir”

    “CHP’nin vazgeçilmezi parlamenter sistemdir”

    Cumhuriyet Halk Partisi Özgür Özel, partisinin Meclis’teki grup toplantısında gündemdeki konulara ilişkin açıklamalarda bulundu.

    15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminde Türkiye’nin iktidarıyla, muhalefetiyle doğru bir tutum sergilediğini anlatan Özgür Özel, “Biz o gün asla darbelerden medet ummadığımızı, seçilmiş parlamentonun arkasında olduğumuzu net bir şekilde ifade ettik. O gün orada bulunan tüm milletvekillerimiz demokrasiye sahip çıktı, halk iradesine sahip çıktı.” dedi.

    Parlamenter sistemin CHP için vazgeçilmez olduğunu vurgulayan Özel, “Bundan kimsenin şüphesi olmasın.” ifadesini kullandı.

    İZMİR’DE YAŞANAN ELEKTRİK FACİASI

    Özel’in gündeminde İzmir’de yaşanan ve iki kişinin feci şekilde can verdiği elektrik faciası da vardı. Yaşanan olaya ilişkin sorumluluğu olan kim varsa hesabını vereceğini söyleyen Özel, “Adalet arayışının önünde engel olanlardan değil, ailelerin yanında adaleti arayanlardan olacağız. CHP Genel Başkanı olarak hepinizin önünde söz veriyorum.” şeklinde konuştu.

    AYM’YE CAN ATALAY TEPKİSİ

    Özel konuşmasında Anayasa Mahkemesi üyelerine seslenip, milletvekilliği düşürülen Can Atalay’a ilişkin verilen kararların gerekçesinin yazılması çağrısında bulundu. Özgür Özel, “Can Atalay için AYM’ye süresi dahilinde başvuruldu, mahkeme süresi dahilinde karar verdi ve hepimiz biliyoruz ki mahkeme dedi ki; ‘Ben buna nasıl bakayım. Yapılan işlem tümüyle usulsüz…’ O gün bu gün gerekçeli karar bekleniyor. Birileri gerekçeli kararı yazmıyor ya da birileri yazdırtmıyor. AYM’nin üyelerine sesleniyorum sizi kimin atadığından bağımsız vicdanınızla bir karar verin, verdiğiniz kararın gerekçesini de yazın.” ifadelerini kullandı.

    BAŞIBOŞ SOKAK HAYVANLARI DÜZENLEMESİ

    CHP lideri konuşmasında, başıboş sokak hayvanlarına ilişkin yapılmak istenen düzenlemeye tepki gösterdi. Özel, “Bu ölüm ve infaz yasasına bu salonda bulunan grubumuz sonuna kadar tarihi bir direniş gösterecek.” dedi.

    “EN DÜŞÜK EMEKLİ MAAŞI ASGARİ ÜCRET SEVİYESİNDE OLMALI”

    En düşük emekli maaşının asgari ücret seviyesine çıkarılması gerektiğini söyleyen Özgür Özel, maaşlara yapılan 2 bin 500 liralık zammı da eleştirdi. CHP lideri, “En düşük emekli maaşı 6 ay önce 10 bin lira olduğunda 25 kilo dana kıyma alınıyordu. Dün 16 kiloya düşmüştü, bugün yaptıkları sözde zamla 20 kiloya çıktı. Siz bugün emeklinin cebinden 6 ay öncesine göre 5 kilo kıyma parası çalıyorsunuz.” şeklinde konuştu.

    Özel’in konuşmasından satır başları şöyle:

    “O gün iktidarıyla muhalefetiyle doğru bir sınav verildi. Biz o gün asla darbelerden medet ummadığımızı, seçilmiş parlamentonun arkasında olduğumuzu net bir şekilde ifade ettik. O gün orada bulunan tüm milletvekillerimiz demokrasiye sahip çıktı, halk iradesine sahip çıktı.

    Çünkü biliriz ki; bu ülkede biri tek adam olacaksa onu hak edebilecek mazur görülebilecek tek kişi vardı, 7 ülkenin istilasındaki Anadolu’yu kurtuluşa ikna eden, sonra kurtaran, bu ülkeyi yeniden kuran Mustafa Kemal’e sordular; padişahlık mı, Yıldız Sarayı’ndan devam mı, yoksa krallığı mı ilan edeceksiniz, ya da Amerikan tipi başkanlığı mı belirleyeceksiniz? O kurtuluştan önce kurduğu meclise atıfta bulundu; 23 Nisan 1920 ruhuna atıfta bulundu. O bu ülkeye tek adamn rejimini değil; bugün bütün saldırılara rağmen demokrasiyi getirdi.

    “CHP’NİN VAZGEÇİLMEZİ PARLAMENTER SİSTEM”

    Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün tenezzül etmediği hiçbir şeye bu ülkede hiç kimse tenezzül edemezdi… Bunun adı Fethullah Gülen de olsa fark etmez, tek adamlığa heveslenen kim olursa olsun fark etmez. Karşısındayız, demokrasinin arkasındayız.

    Bu ülkenin yönetim sistemi için CHP’nin vazgeçmediği tercihi güçlü bir parlamentodur, parlamenter sistemdir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.

    “POLİS, ASKER, TÜRKİYE CUMHURİYETİ KİMSENİN TAPULU MALI DEĞİL”

    15 Temmuz’da hiç asılmayan binalara, Atatürk resimlerini asanlar, ‘Hata yaptık’ diyenlerin şimdi aynı hataları tekrar etmeye başladığı bir süreçteyiz. O yüzden iyi yetişmiş kadroların ve kesinlikle sadakatin devlete ve milete olan, bir takım partilere, kişilere değil, devlete olan sadakatin öneminin altını çiziyorum. Dün gördüğüm bir şaşkına da şunu söylüyorum ki; sen devletin polisi olmayı yanlış anlamışsın, yanlış devletin eline sarılmışsın. Bir siyasiye saygı gösterilmesi; eyvallah. O siyasinin buna ne kadar izin verdiği kendi tercihidir. Ama bu devletten maaş alan, bu milletin tamamı için görev yapması gereken birilerinin bu ülkede siyasetin küçük bir kısmının temsiline eğilmesini asla kabul etmiyoruz.

    Ben bir devlet memurunun bir siyasi liderin eline sarılmasında muhattap hangimiz olursa olsun o devlet memuruna üstlendiği vazifenin gereğini hatırlatmayı doğru bulurum. Onun dışındaki her türlü yaklaşım bu devletin dibine dinamit koymaktır. Polis, asker, Türkiye Cumhuriyeti hepimizindir, kimsenin tapulu malı değildir.

    İZMİR’DE YAŞANAN ELEKTRİK FACİASI

    Görüntülere hiçbirimizin kalbinin dayanamadığı akıl almaz bir ihmal sonucunda gencecik iki evladımızı kaybettik. Özge Ceren Deniz’in babası Ahmet ağabey ile uzun konuştum. Gencecik İnanç Öktemay… Ağabeyi Gökhan beyle konuştum.

    İki tarafın da söylediği şu; ‘Yüreğimize su serpen şey, CHP’nin bu işin siyaseti olmaz, ucu nereye giderse gitsin, soruşturulacak demesidir.’

    Biz pozisyonumuzu tekrar söylüyoruz. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’na talimatımız şu oldu; sorumlu kimse, belediye personeliyle belediye, dağıtım şirketiyle dağıtım şirketi, savcılarla iş birliği içinde bu mesele nasıl olmuş, cezaların çekilmesi üstümüze düşen ne varsa yapılmasında kati bir tutum içinde olacağız dedik. Bu özgüvenle meseleyi takip ediyoruz. Bu konuda kusru olan kim varsa cezalandırılacak. Adalet arayışının önünde engel olanlardan değil, ailelerin yanında adaleti arayanlardan olacağız. CHP Genel Başkanı olarak hepinizin önünde söz veriyorum.

    ANAYASA MAHKEMESİ’NE CAN ATALAY TEPKİSİ

    Gezi davasında 5 kardeşimiz içeride… Hepimizin yerine yatıyorlar. Hiç utanmadan sıkılmadan bir kez daha söylüyorum; Gezi biziz kardeşim. Gezi bizim onurumuzdur. Sen Taksim’deki yeşil alandaki ağaçları keseceksin, 31 Mart meselesine kendince atıf yapmak için oraya Topçu Kışlası dikmeye niyetleneceksin, AKM’yi yıkıp AVM yapmaya kalkacaksın, sen bunlara karşı önce duracaksın, ne ülkeye gelme diyen var, ne hükümet istifa etsin diyen var; orada orantısız güç kullanımıyla FETÖ’cülerin tertipleriyle çadırları yakacaksın, işin üstünden yıllar geçince mahkeme kararlarına rağmen içeride tutacaksın…

    Bunlardan biri Can Atalay, 14 Mayıs’ta Hatay milletvekili seçildi. Millet git diyor, salmıyorlar; Meclis komisyona seçiyor, kabul etmiyorlar. Ardından mahkemeye başvuruyor, Yargıtay tahliye başvurusunu reddediyor. AYM ‘hak ihlali’ diyor. Yargıtay 13. Ceza Dairesi bu işlemi yok sayıyor. AYM ikinci kez hak ihlali kararı veriyor. Yargıtay bir daha direniyor. ‘Elimden geleni yapacağım.’ diyen Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un tüm sözlerine rağmen bırakılmıyor. Bunun üzerine 30 Ocak günü böyle söyleyenler hiç sıkılmadan kararı okutup, Can Atalay’ın milletvekilliğini düşüyürlar.

    Can Atalay için AYM’ye süresi dahilinde başvuruldu, mahkeme süresi dahilinde karar verdi ve hepimiz biliyoruz ki mahkeme dedi ki; ‘Ben buna nasıl bakayım. Yapılan işlem tümüyle usulsüz…’ O gün bu gün gerekçeli karar bekleniyor. Birileri gerekçeli kararı yazmıyor ya da birileri yazdırtmıyor. AYM’nin üyelerine sesleniyorum sizi kimin atadığından bağımsız vicdanınızla bir karar verin, verdiğiniz kararın gerekçesini de yazın.

    TUĞRUL TÜRKEŞ’İN OSMAN KAVALA AÇIKLAMASI

    Tayfun Kahraman partimizin de üyesi olan Gezi Parkı sürecinin en barışçıl tutumunu sergileyen kişisidir. Evladı Vera’dan ayrı boşu boşuna içeride yatmaktadır. Mine Özerden, FETÖ’cülerin iddiasıyla Kavala’nın talimatıyla açtığı ve milyon dolarlarla Gezi’ye destek sağladığı hesapların hiçbirisine kimse ulaşamdı. Öyle bir hesap açıldığını kimse ispatlayamadı. Ama içeride yatmakta. Çiğdem Mater, Gezi’nin belgeselini çekmek için Türkiye’ye gelmiştir, çekemeden Gezi bitmiştir. Ortada belgesel yoktur ama YouTube’da 6 tane Gezi belgeseli mevcuttur. Çekebilenler dışarıdadır, çekemeyen Çiğdem Mater içeridedir.

    7 yılı geçen süredir içeride yatan Osman Kavala ile ilgili bugün Tuğrul Türkeş bir açıklama yaptı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uymayı Anayasa’da taahhüt ediyoruz. Tuğrul Bey emek verdi, kanun yararına bozma için gayret etti, olmadı. Diyor ki; ‘Kavala’yı ziyaret edeceğim.’ Hangi Kavala’yı? Bizler söyleyince ‘O ajandır, CHP ajanları savunuyor’ dedikleri Kavala’yı Tuğrul Türkeş ‘Ziyaret edeceğim’ diyor. Tuğrul Türkeş’e bakalım MHP ne diyecek?

    BAŞIBOŞ HAYVANLARA İLİŞKİN DÜZENLEME

    17 maddelik kanunu getirdiler Meclis’e koydular. Önce şunu söyleyelim; evet Türkiye’de bir başıboş köpek sorunu var. Sabah erken saatlerde okuluna giden çocuklara, servisine giden işçilere karşı önemli bir sorun. Bunun çözümü için insancıl, bilimsel yöntemlerin uygulanması gerekirken verilen kanun teklifi muğlak ifadelerle öldürmeyi meşrulaştıran ve çözümü tamamen belediyelerde uygulayıcıların inisiyatifine bırakan, kaş yapayım derken göz çıkaran, yaşam hakkını tehdit eden bir ölüm yasasını getirdiler. Bu ölüm ve infaz yasasına bu salonda bulunan grubumuz sonuna kadar tarihi bir direniş gösterecek.

    “ASGARİ ÜCRET 4 BİN LİRA ERİDİ”

    Akaryakıta yüzde 30, cep telefonlarına yüzde 65, köprü ve otoyollara yüzde 60, elektriğe yüzde 38… İğneden ipliğe her şeye zam geldi ama 1 Temmuz oldu bir tek asgari ücrete zam gelmedi. 17 binlik asgari ücret ocaktaydı, aralık ayına kadar 17 bin lira diyorlar. Bugünkü 17 bin, ocaktaki 13 bin liranın alım gücünde… Asgari ücret 4 bin lira eridi. Aralık ayına kadar zam yapılmazsa şu ana kadar eridiği kadar erise 9 bin liraya düşecek. ‘Asgari ücrete zam yaptım’ diyenler işçinin elindekini aldılar, bitirdiler.

    22 yıldır bu milletin elinden sokağı aldılar. Bu milletin avcundan alkışı aldılar. Yoksulların sesi olmayı sürdüreceğiz. En düşük emekli maaşı 10 bin lira… AK Parti Grup Başkanı Güler açıkladı; zaten Güler açıklayacak deyince manzara ortaya çıktı. Güler açıkladı; 12 bin 500 lira. En düşük emekli maaşı 6 ay önce 10 bin lira olduğunda 25 kilo dana kıyma alınıyordu. Dün 16 kiloya düşmüştü, bugün yaptıkları sözde zamla 20 kiloya çıktı. Siz bugün emeklinin cebinden 6 ay öncesine göre 5 kilo kıyma parası çalıyorsunuz.”

    KAYNAK: NTV

  • “Milyonlarca yabancı yasal hakka sahip”

    “Milyonlarca yabancı yasal hakka sahip”

    Göç İdaresi Başkanlığı, bazı internet sitelerinde yayımlanan bir röportajda Türkiye’de bulunan yabancı sayısının gerçeğinden çok daha fazla olarak lanse edildiğini, gerçek sayının ise 4 milyon 449 bin 333 olduğunu duyurdu.
    Konuya ilişkin açıklama yapan Göç İdaresi Başkanlığı şu ifadelere yer verdi:
    “Ülkemizde yasal kalış hakkı bulunan yabancıların sayısı, Başkanlığımız internet sitesinden şeffaf bir şekilde paylaşılmakta ve bu sayılar her hafta düzenli olarak güncellenmektedir. Ülkemizde bugün itibarıyla; 3 milyon 109 bin 867’si geçici koruma altında bulunan Suriyeliler, 228 bin 290’ı uluslararası koruma kapsamında bulunan yabancılar, 1 milyon 111 bin 176’sı ikamet izniyle kalan yabancılar olmak üzere toplam 4 milyon 449 bin 333 yasal kalış hakkı bulunan yabancı bulunmaktadır. Diğer taraftan düzensiz göçmenlerin tespiti ve yakalanmasına yönelik operasyon ve denetimler, 7 gün 24 saat esasına göre kesintisiz bir şekilde ve kararlılıkla yürütülmektedir. Tüm büyükşehirlerimiz dahil olmak üzere toplam 63 ilimizde Mobil Göç Noktası araçlarımız aracılığıyla kolluk birimlerimizle koordineli olarak denetim ve uygulamalar yapılmakta, tespit edilen düzensiz göçmenlerin sınır dışı işlemleri hemen başlatılmaktadır. Düzensiz göçmen yakalama ve sınır dışı işlemleri dahil tüm bu işlemlere ilişkin veriler, resmi olarak kayıt altına alınmakta ve kamuoyuna duyurulmaktadır.”

    “Göç İdaresi Başkanlığı’nın vatandaşlık verme yetkisi bulunmuyor”

    Hem yasal kalış hakkı bulunan yabancılar hem de düzensiz göçle mücadeleye ilişkin verilerin sürekli güncellenerek kamuoyu ile paylaşıldığına dair dikkat çekilen açıklamada, “Başkanlığımızın verilerini esas almadan yapılan bu açıklamaların hiçbir dayanağı yoktur. Ayrıca söz konusu haberde, Başkanlığımızın adı kullanılarak Türk vatandaşlığı konusu ile ilgili ileri sürülen iddialar gerçek dışıdır. Hem Göç İdaresi Başkanlığımızın iş ve işlemlerinin yer aldığı mevzuat hem de Türk vatandaşlığı kazanılmasıyla ilgili mevzuat birlikte incelendiğinde bu iddianın tamamen gerçek dışı olduğu ve hukuki açıdan gerçekleşmesinin mümkün olmadığı görülecektir. Başkanlığımız, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu çerçevesinde ‘sadece’ yabancıların ülkeye girişi, kalışı ve çıkışına ilişkin idari iş ve işlemleri yürütmekte olup görev tanımının içinde ‘Türk vatandaşlığı verilmesi’ yer almamaktadır. Bahse konu haberde yer aldığı gibi Başkanlığımızca vatandaşlık verildiği yönündeki iddiaların gerçekle ilgisi yoktur. Türk vatandaşlığı, 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu ve Uygulama Yönetmeliği hükümlerine göre kazanılmaktadır. Aynı haberde, Başkanlığımız personeliyle ilgili de dayanaktan yoksun, gerçek dışı iddialar yer almıştır. Göç İdaresi Başkanlığı, kanunda tanımlanan iş ve işlemleri, devletimize bağlılık içinde ve milli menfaatlerimiz doğrultusunda; kamu düzeni ve güvenliğimizden asla taviz vermeden; insan haklarına, hukuka, medeniyet değerlerimize uygun olarak yürütmektedir” denildi.

  • Bir geri dönüşüm yangını daha

    Bir geri dönüşüm yangını daha

    Kısa sürede büyüyen yangına itfaiye ve iş makineleri ile müdahale eden Aydın Büyükşehir Belediyesi tesisteki yanıcı malzemeleri dumanı üstünde halde kamyonlarla güvenli bölgeye tahliye ederek yangını kontrol altına aldı. Söndürme ve soğutma çalışmalarının devam ettiği yangında, alevlerin çevredeki diğer geri dönüşüm tesislerine sıçraması önlendi. Yangın nedeniyle Efeler ilçe merkezi duman altında kalırken tüm şehre yanık kokusu sardı.

    Aydın Astim Organize Sanayi Bölgesinde bulunan bir geri dönüşüm tesisinde henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Alevler, rüzgarın etkisi ile kısa sürede tüm tesisi sardı. İhbar üzerine bölgeye çok sayıda itfaiye, sağlık ve polis ekibi sevk edildi. İçerisinde plastik, ahşap ve kağıt malzemelerin bulunduğu tesisteki alevlere itfaiye ekipleri iş makineleri yardımı ile müdahale etti. Geri dönüşüm tesisi içerisinde bulunan malzemeler, iş makinesi ile kamyonlara yüklenip dışarı taşındı. Oldukça başarılı bir müdahalede bulunan Aydın Büyükşehir İtfaiyesi’nin uyguladığı bu sistem takdir topladı. Yangın itfaiyenin bu taktiği sayesinde kısa sürede kontrol altına alındı.

  • 2024 YKS sonuçları açıklandı

    2024 YKS sonuçları açıklandı

  • Çanakkale Bayramiç’te orman yangını

    Çanakkale Bayramiç’te orman yangını

    Bayramiç ilçesinde, Bayramiç Barajı yakınlarındaki Saraycık köyü yakınlarında orman yangını başladı.

    İhbar üzerine bölgeye Çanakkale Orman Bölge Müdürlüğü ekipleri sevk edildi. Yangını kontrol altına almak için ekipler havadan ve karadan müdahaleye başladı.

     

  • Bahçeli’den 15 Temmuz mesajı

    Bahçeli’den 15 Temmuz mesajı

    MHP Lideri Devlet Bahçeli, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü nedeniyle bir mesaj yayınladı. Bahçeli’nin mesajında şu ifadeler yer aldı:

    “Küresel ve bölgesel merkezli, aynı zamanda kaotik mahiyetli sorun başlıkları gittikçe dallanıp budaklanmakta, özellikle milli huzur ve güvenliğimize çoklu tehditler saçmaktadır. Türkiye’nin ilerleyiş ve yükseliş azminden ürken, bu suretle ürpertici korku nöbetleri geçiren odaklar yeni arayışlar, farklı oyunlar peşindedir. Bu kapsamda terör örgütleri kanlı tetikçi, kiralık katil ve kirli taşeron olarak kullanılıp alenen belirlenmiş siyasi ve stratejik hedeflere karşı vahşice kışkırtılmaktadır. Bilinmelidir ki, emperyalizmin hain ve haşhaşi maşaları kurulan şiddet ve dehşet sahnesinde ederi bir dolarlık rolleriyle zehir, zelil ve zilletin fail ve figüranları olarak ilelebet anılacaklardır. 15 Temmuz 2016’da Türkiye teslim alınmak istenmiştir. O tarihte Türk milleti, son iki asrın en vahim, işbirliği ve irtibat ağı en geniş saldırı ve suikast dalgasına maruz kalmıştır. Yıkım senaryosu, ‘hizmet ve himmet’ kisvesi altında saklanan vatan, millet ve din düşmanlarının refakatiyle devreye alınmıştır. 15 Temmuz Türk tarihinde bir milat olmakla birlikte devlet ve millet dayanışmasının gıpta edilecek zirve günü olarak da maşeri hafızaya kazınmıştır. On yıllardır kuluçkaya yatan, sistemli biçimde her alana sızan, aşama aşama her yere sirayet eden; siyasi, sosyal, ekonomik, diplomatik, akademik, askeri, emniyet, bürokratik, medya alanlarında paralel bir örgütlenme çarkı kurmasıyla devlete adeta rakip bir yapı inşa eden FETÖ haçlı emellerinin ne ilk operasyon aracı, ne de sonuncusu olacaktır. Türk milleti var olduğu müddetçe, muhasım çevrelerle ve müstevli çemberdeki zalimlerle kaçınılmaz hesaplaşma, görüş açısının sıfıra indiği mukadder karşılaşma elbette devam edecektir. Sekiz yıl önce Türkiye’nin son anda kurtulduğu, bundan mülhem kapatılan dipsiz uçurumun tekrar açılmaya ve kazılmaya çalışıldığı gözlemlenmektedir. Güney sınırlarımız boyunca terör devleti, bir başka ifadeyle sözde garnizon devleti veya ikinci İsrail kurma çabalarıyla eşzamanlı olarak FETÖ’nün belini doğrultmaya, nefes borusunu açmak için ilk yardım almaya, enerji ve motivasyon kaynaklarını çeşitlendirmeye başladığı da gayet berrak bir gerçektir. FETÖ’nün yabancı ülkelere sığınan elebaşlarının sosyal medya anarşisinin ateşiyle fitne kazanını kaynatmalarının yanı sıra, Pensilvanyalı caninin iç işgal cephesinde konuşlanan gizil ve gizemli uzantılarının, hatta bu terör örgütünün şeref muhalifi telkin ve vaatlerine aldanarak kafese alınan bazı siyasi partilerin eşgüdüm ve elbirliği halinde Türkiye’nin tekrar 15 Temmuz öncesine taşınmasına hizmet ettikleri inkar edilemeyecek netliktedir. Dünün altılı masa partileri; bugünün uzaktan kumanda edilen, iradeleri rehin alınan partilerine tam manasıyla dümen kırmışlardır. Bu kimliksiz siyasi zihniyetlerin ziyan ve zillet içinde olmaları şöyle dursun, kademe kademe gerçekleşen rota değişiklikleri esasen Türkiye’nin 15 Temmuz sonrası elde ettiği demokratik kazanımların rafa kaldırılmasına yönelik olup çok ciddi tehlikeler içermektedir. 15 Temmuz’un sekizinci yıldönümünde, FETÖ’nün devlet ve toplum hayatına son bir hamleyle nüfuz ederek, bununla birlikte uyuyan hücrelerini günbegün harekete geçirerek bir kumpas döngüsü yaratmak, iç barış ve huzur ortamını bozmak, güvensizlik aşılamak ve milli güvenliğimizde hasar oluşturmak amacıyla fırsat kolladığı, buna çanak tutanların daha görünür hale geldikleri anlaşılmaktadır. Türk Silahlı Kuvvetleri, ‘Mürekkep Damlası Stratejisi’yle PKK/YPG’ye karşı sürekli operasyon evresine nasıl geçmişse, FETÖ’yü, FETÖ’nün iç ve dış uzantılarını yıldırıcı ve yok edici, bununla mündemiç proaktif nitelikli seri operasyonların bir an evvel icra ve ifa edilmesi beka düzeyinde mecburiyettir. Çünkü PKK neyse FETÖ aynısıdır. Türkiye Cumhuriyeti hem PKK’yla hem de FETÖ’yle kıran kırana mücadele edip silindir gibi ezip geçmeye muktedirdir. Yeni yüzyılda ne PKK’nın ne de FETÖ’nün ayakta kalma şansı yoktur. Türk tarihinde çok nadir görülen dehşet vakalarından birisi olan mahut kanlı ve meşum gecede FETÖ’nün hain saldırısı nasıl boşa çıkarıldıysa, Türkiye’yi bölme ve ele geçirme arzuları da aynı şekilde berhava edilecektir. Bugünlerde 15 Temmuz’un intikamını almak amacıyla faaliyete geçen örgütlü ve organize casus şebekesine, kripto damarına, gizli saklı hesap yapan iş birlikçilerine cesaretle ve dirayetle karşı koyulacak, ezcümle nihai hesaplaşma kaçınılmaz olacaktır. Etrafımızı saran, sinir uçlarımıza basan, tahrik ve karalama kampanyalarına hız katan, yalan ve iftiralarını seriye bağlayan alçaklar koalisyonuna en küçük merhamet ve müsamahamız olmayacaktır. Terör örgütlerine acımak mazlum ve masumlara en büyük haksızlıktır. Türk ve Türkiye Yüzyılı vizyonunu gölgelemek, Cumhuriyet’in yeni yüzyılını sekteye uğratmak beyhude bir heves olduğu gibi, böylesi bir hataya tevessül edenler kuşkusuz pişman edilecektir. Cumhur İttifakı FETÖ ve PKK başta olmak üzere her türlü terör örgütüyle amansız mücadelesini sürdürecektir. Bilhassa FETÖ’nün iç ve dış uzantılarının son günlerde biteviye yaydıkları fitne ve dedikodu salgının kökü Türk yargısının huzurunda ve şaşmaz adalet teraziyle kazınıp atılacaktır. Hak, haysiyet ve hukuk inkârcısı devşirilmiş istismarcıların esasen insan içine çıkacak yüzleri kalmayacaktır. 15 Temmuz’da yarım kalan hayallerini yeniden uygulamaya niyetlenenleri Türk milleti çok daha güçlü şekilde tepeleyecek, ülkemize ve milletimize yapılan çok boyutlu ve hain saldırılar Allah’ın izni ve inayetiyle ademe mahkum edilecektir. 15 Temmuz şehitlerimize ve bilcümle aziz şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmetler niyaz ediyor, gazilerimize uzun ve sağlıklı ömürler diliyorum. 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü münasebetiyle Türkiye aleyhine karanlık senaryo hazırlığı içinde olanlara sadece felaket günlerinde Türk milletinin hangi fedakârlıkları göze alacağını titizlikle idrak etmelerini ikazen tavsiye ediyorum. Rüzgâr eken mihrakların fırtına biçmek durumunda kalacağını yalnızca Türk tarihine bakarak görmek, bundan ders ve ibret almak menfur ve melun emel sahiplerinin hayrına olacağını muhataplarına ilanen duyuruyorum.”

  • 15 Temmuz Şehitliği’nde anma töreni

    15 Temmuz Şehitliği’nde anma töreni

  • Siyasilerden ’15 Temmuz’ mesajları

    Siyasilerden ’15 Temmuz’ mesajları

    Devlet Bahçeli:

    Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “15 Temmuz, milli kahramanlığın dış bağlantılı ihanet ve işgal girişimine iman ve iradeyle direniş ve dik duruş mefkuresidir” dedi.

    Bahçeli, partisinin sosyal medya hesabından yayımladığı 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü mesajında, şunları kaydetti:
    “15 Temmuz, millî kahramanlığın dış bağlantılı ihanet ve işgal girişimine iman ve iradeyle direniş ve dik duruş mefkuresidir. 15 Temmuz şehitlerimize ve bilcümle bütün şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmetler niyaz ediyor, gazilerimize uzun ve sağlıklı ömürler diliyorum. 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü münasebetiyle Türkiye aleyhine karanlık senaryo hazırlığı içinde olanlara sadece felaket günlerinde Türk milletinin hangi fedakârlıkları göze alacağını idrak etmelerini ikazen tavsiye ediyorum.”

    Mahinur Özdemir Göktaş:

    Bakan Göktaş, “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” dolayısıyla yayımladığı mesajında, “Bir hilal uğruna canlarını feda etmekten çekinmeden hain FETÖ’nün darbe teşebbüsünü göğsünde durduran kahramanlarımızı da o karanlık gecenin nasıl aydınlığa döndüğünü de unutmadık, unutmayacağız. 15 Temmuz’un ruhunu bu topraklarda her daim diri tutacak, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın tarihi liderliğindeki ‘Milletin Zaferi’ni nesilden nesile aktaracağız. Demokrasimize ve milli birliğimize kasteden hain darbe girişiminin yıl dönümünde aziz şehitlerimizi rahmetle yâd ediyor, gazilerimize şükranlarımı sunuyorum” ifadelerini kullandı.

    Bakan Bolat: “15 Temmuz ruhunu yaşatmaya devam edeceğiz”

    “15 Temmuz gecesi devletimizi, kurumlarımızı, Gazi Meclisimizi, şehirlerimizi ve milletimizin iradesini hedef alan saldırılara karşı devlet-millet el ele vererek Türkiye’mizin geleceğini karanlığa sokmaya çalışan hain saldırıyı püskürttük. Bu düşüncelerle, ülkemizin bağımsızlığını ve birliğini hedef alan hain darbe girişiminin yıl dönümünde 15 Temmuz gecesi şehit olan tüm vatan evlatlarımıza Allah’tan rahmet, gazilerimize şükranlarımı sunuyorum. Ayrıca bu aziz vatan için canını feda eden tüm kahraman asker, polis ve sivil şehitlerimize şükranlarımızı sunuyor, Yüce Allah’tan gani rahmet diliyoruz. Tarih boyunca birçok zorluğun üstesinden gelen milletimiz ile el ele vererek ecdadımızın bize miras bıraktığı ülkemizi daha güçlü yarınlara hazırlamaya ve 15 Temmuz ruhunu yaşatmaya devam edeceğiz.”

    Mehmet Fatih Kacır:

    Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, 15 Temmuz’un, Türk milletinin istiklaline ve istikbaline sahip çıkarak, kadınıyla erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla birlikte verdiği kahramanca mücadelenin ve yazdığı destanın adı olduğunu bildirdi.
    Kacır, sosyal medya hesabından paylaştığı 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü mesajında, “15 Temmuz, Türk milletinin istiklaline ve istikbaline sahip çıkarak, kadınıyla erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla birlikte verdiği kahramanca mücadelenin ve yazdığı destanın adıdır. Cumhurbaşkanımız ve Başkomutanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde kazanılmış milletin zaferidir. Şairin ‘Asım’ın nesli diyordum ya; nesilmiş gerçek’ diye bahsettiği o nesilden, namusunu çiğnetmemek adına şehadete koşan kahramanlarımızı rahmetle, şanlı gazilerimizi minnetle anıyorum” ifadelerini kullandı.

    Yılmaz Tunç:

     “Vatanımız, bağımsızlığımız ve demokrasimiz uğruna can veren aziz şehitlerimizi rahmetle anıyor, gazilerimize şükranlarımı sunuyorum. 15 Temmuz 2016’da gerçekleştirilen hain darbe girişimi, aziz milletimiz için bir dönüm noktasıdır” ifadelerini kullandı.
    Tunç, darbelerle, muhtıralarla, kumpaslarla, sokak olaylarıyla amacına ulaşamayan vesayetçi zihniyetin FETÖ eliyle anayasal düzeni ve milli iradeyi yok etmek istediğini ifade eden Tunç, şunları kaydetti:
    “Sayın Cumhurbaşkanımızı ve halkın oylarıyla seçilmiş hükümeti devirmeye kalkışmıştır. Aziz milletimiz, tıpkı Milli Mücadele’de olduğu gibi 15 Temmuz’da da hainlere geçit vermemiş, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla meydanlara akın ederek vatan ve bayrak aşkıyla yeni bir kahramanlık destanı yazmıştır. Hainlerin karşısında dimdik duran milletimiz, onurlu mücadelesiyle tüm dünyaya bir kez daha demokrasi dersi vermiştir.”
    “Darbe girişiminin önlenmesinde en önemli unsurlardan bağımsız yargıdır”
    Darbe girişiminin önlenmesindeki en önemli unsurlardan birinin tarafsız ve bağımsız yargı olduğunu kaydeden Tunç, “Darbe girişiminin ilk anından itibaren Cumhuriyet başsavcılıkları soruşturmalarını başlatmış, darbeciler hakkında gözaltı ve tutuklama kararları vermiştir. Yargı mensuplarının gösterdiği kahramanlık, geçmişteki darbelerde cuntacıları ‘hazır ol’da bekleyen vesayetçi yargı anlayışının tarihe karıştığının en önemli göstergesi olmuştur” ifadelerini kullandı.
    Tunç, 15 Temmuz’la birlikte Türkiye’de darbeler döneminin bir daha açılmamak üzere kapandığını belirten Tunç, şöyle devam etti:
    “Geçmişten geleceğe kurduğumuz köprünün harcını birliğimizle, kardeşliğimizle, istiklal aşkıyla, vatan ve millet sevgisiyle karmaya devam edeceğiz. Vesayetçi zihniyete, ülkemiz üzerinde oyun kurmak isteyen şer odaklarına asla müsaade etmeyeceğiz. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde büyük ve güçlü Türkiye’yi inşa etmeyi sürdüreceğiz. Başta FETÖ ve PKK olmak üzere ülkemizin huzurunu hedef alan hiçbir terör örgütüne göz açtırmayacağız.”
    “İkinci bir Kurtuluş Savaşı ortaya koyduk”
    Hem hüznün hem de coşkunun bir arada olduğunu söyleyen İstanbul Valisi Davut Gül, “15 Temmuz’un arefesindeyiz. Hem coşku hem de hüzün yönü var. Hüzünlüyüz çünkü içimizden olan ve tanklarımızı topumuzu kaynaklarımızı ele geçiren hainler maalesef bir ihtilal girişiminde bulundu. Bunun neticesinde 252 vatan evladımız şehit düştü ve binlerce gazimiz oldu. Coşkuluyuz Kurtuluş Savaşı gibi tıpkı ikinci bir Kurtuluş Savaşı ortaya koyduk. Milli, demokratik bir halk hareketiyle bunu bastırdık. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği ile milletimizin ferasetiyle herkesin katkı koyarak sağladığı bu kazanımı, 15 Temmuz’un birlik ruhunu muhafaza etmemiz gerekiyor. İşte bugün bu konserle tıpkı 15 Temmuz’daki gibi herkesin bir arada olduğu, bu coşkuyu bir adım ile götürmeyle ilgili etkinliği düzenleyen Sayın Fahrettin Altun başkanımız başta olmak üzere Sayın Atakum’a ve bugün uzaktan yakından gelen herkese teşekkür ediyor şehitlerimizi bir kez daha Allah’tan rahmet, gazilerimize sağlık, sıhhat afiyetler diliyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi.
    Fahrettin Altun
    “15 Temmuz aynı zamanda bu Milletin Zaferi’nin adı”

    Programda konuşan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “15 Temmuz, Türkiye hatta dünya tarihinin gördüğü en hain kalkışmalardan birinin adı. Demokrasi tarihinde eşi benzeri görülmeyen bir ihanet. Küresel sömürü düzeninin maşası bir terör örgütü eliyle gerçekleştirilmeye çalışılan bir işgal girişimi. Darbe görünümü altında vatanın işgalini, bu ülkeyi sömürgeci devletlerin emrine amade kılmayı hedefleyen bir kumpas. Bundan tam 8 yıl önce FETÖ mensupları eliyle girişilen büyük kötülük. Fakat 15 Temmuz aynı zamanda bu Milletin Zaferi’nin adı. Bu Milletin şanlı direnişini tüm dünyaya gösteren günün adı. Kahraman milletimizin, istiklaline bağlılığını en güçlü şekilde teyit ettiği gün. Sözüm ona her şey planlanmıştı. Fakat hesap etmedikleri bir şey oldu. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, çıktı ve milletimizi meydanlara, direnişe davet etti. ‘Ben milletin gücünün üstünde bir güç tanımadım bugüne kadar’ diyerek, milleti tek ses, tek yürek olmaya, darbe görünümlü işgal girişimini bertaraf etmeye çağırdı. Kahraman milletimiz, o gece bu çağrıya kulak verdi. Gösterdiği teveccühle hangi hâl ve şartta olursa olsun vatanına göz dikenlere sonuna kadar karşı mücadele vereceğini tüm dünyaya gösterdi. O gün şu hakikat tescil edilmiş oldu. Türkiye’nin tam bağımsızlık yolundaki mücadelesini sekteye uğratmak isteyen bütün girişimler, milletimizin feraseti ve kahramanlığı karşısında aciz kalmaya mahkumdur. Milletçe tüm dünyaya ilan ettiğimiz bu gerçeği, bu hakikati her yıl 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nde, bugün vesilesiyle bir hafta boyunca çeşitli etkinliklerle öne çıkarıyoruz. Biz, Sayın Cumhurbaşkanımızın bize verdiği vazife çerçevesinde Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı olarak 15 Temmuz hakikatinin milletin hafızasında olması gerektiği gibi yer etmesini, yeni nesillerin o günü en doğru şekliyle öğrenmesini ve hakikati çarpıtma girişimlerine karşı uluslararası alanda Milletimizin Zaferinin en iyi şekilde bilinmesini temin etmeye çalışıyoruz” diye konuştu.

    “Bu yıl 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü vesilesiyle 11 bin 456 proje kaydı oluşturuldu”

    Altun, “Bu yıl “Milletin Zaferi” temasıyla yurt içinde ve yurt dışında birçok etkinliği hayata geçiriyoruz. Dünyanın birçok şehrinde paneller, sempozyumlar, akademik toplantılar, dijital gösterimler düzenliyoruz. Yine dijital platformlarda, Televizyon kanallarında, ulusal ve uluslararası yayın yapan çeşitli haber sitelerinde, cadde ve meydanlarımızda 15 Temmuz’u farklı boyutlarıyla anlatan içerikler üretiyoruz. Tüm bunların yanı sıra, 15 Temmuz Proje Takip Sistemimiz aracılığıyla birçok farklı kamu, sivil toplum, medya ve eğitim kurumlarımızca düzenlenecek etkinliklerin koordinasyonunu gerçekleştiriyor, hazırladığımız kurumsal kimlik çalışmalarını tüm paydaşlarımızla paylaşıyoruz. Memnuniyetle ifade etmek isterim ki bu yıl 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü vesilesiyle proje takip sistemimize 11 bin 456 proje kaydı oluşturuldu. Bugün de bu etkinliklerden birinde sizlerle birlikteyiz.
    Dünyaca ünlü sanatçımız Sayın Fahir Atakoğlu’nun 15 Temmuz’a özel olarak hazırladığı “15 Temmuz Destanı” albümünün konserinde siz değerli katılımcılarla bir aradayız. Fahir Bey, esas itibariyle bu albümü 2021 yılında hazırladı. Kendisiyle yakın bir koordinasyon halinde çalıştık ve ortaya muhteşem bir sanat eseri çıktı. Albümde 9 senfonik eser yer alıyor. Her bir eser, Milletçe 15 Temmuz gecesinde an be an yaşadıklarımıza müziğin diliyle adeta ölümsüzleştiriyor. Albümde ilk önce “İhanet” adlı eserle, FETÖ’cü hainlerin kirli emellerini tekrar hatırlıyoruz” diye konuştu.