Etiket: tzob

  • Üreticide 3, markette 16 Tl

    Üreticide 3, markette 16 Tl

    Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Mart ayı üretici ile market arasındaki fiyat değişimlerini, 5 ürünün market ve pazarlardaki fiyat değişimini, aylık ve yıllık girdi fiyatlarındaki değişimlerini yaptığı görüntülü basın açıklamasıyla değerlendirdi.
    Mart ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkının en fazla yüzde 378 ile limonda görüldüğünü söyleyen Bayraktar, şunları kaydetti:
    “Limondaki fiyat farkını yüzde 255,2 ile kuru incir, yüzde 245,9 ile patlıcan, yüzde 232,4 ile yeşil soğan, yüzde 184,3 ile maydanoz takip etti. Limon 4,8 kat, kuru incir 3,6 kat, patlıcan 3,5 kat, yeşil soğan 3,3 kat, maydanoz 2,8 kat fazlaya satıldı. Üreticide 3 lira 50 kuruş olan limon markette 16 lira 73 kuruşa, 115 lira olan kuru incir 408 lira 48 kuruşa, 15 lira 88 kuruş olan patlıcan 54 lira 93 kuruşa, 10 lira 17 kuruş olan yeşil soğan 33 lira 81 kuruşa, 4 lira 33 kuruş olan maydanoz 12 lira 31 kuruşa satıldı.”
    Bayraktar, mart ayında fiyatı en fazla artan ürünün markette beyaz lahana, üreticide havuç olduğunu sözlerine eklerken, fiyatı en fazla düşen ürünün markette kabak, üreticide ise yeşil soğan olduğunu ifade etti.

    Market fiyatlarına değinin Bayraktar, şu ifadelere yer verdi:
    “Mart ayında markette 39 ürünün 15’inde fiyat artışı, 23’ünde fiyat azalışı görülürken 1 üründe ise fiyat değişimi olmadı. Mart ayında markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 61,2 ile beyaz lahana oldu. Beyaz lahanadaki fiyat artışını yüzde 45,7 ile sivri biber, yüzde 16,2 ile tavuk eti, yüzde 7,9 ile kuzu eti, yüzde 7,8 ile dana eti takip etti. Markette fiyatı en çok azalan ürün ise yüzde 33,5 ile kabak oldu. Kabaktaki fiyat düşüşünü yüzde 22,5 ile domates, yüzde 19,3 ile kuru incir, yüzde 18,2 ile patates izledi.”
    Üreticideki fiyatlara da dikkati çeken Bayraktar, “Mart ayında üreticide 31 ürününün 10’unda fiyat artışı olurken, 12’sinde fiyat düşüşü görüldü. 9 üründe ise fiyat değişimi olmadı. Üreticide en çok fiyat düşüşü yüzde 46,4 ile yeşil soğanda görüldü. Yeşil soğandaki fiyat düşüşünü yüzde 29,4 ile domates, yüzde 26,6 ile salatalık, yüzde 24,9 ile patlıcan, yüzde 23,3 ile marul, yüzde 18,7 ile patates izledi. Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 55,5 ile havuçta görüldü. Havuçtaki fiyat artışını yüzde 40 ile limon, yüzde 17,6 ile kuru soğan, yüzde 17,4 ile sivri biber, yüzde 12,5 ile kabak takip etti” açıklamasında bulundu.
    Üreticideki fiyat değişimin nedenlerini masaya yatıran Bayraktar, şöyle konuştu:
    “Kışlık havuçta hasat Şubat ayı itibarıyla tamamlanmış olup, arz depolardan sağlanıyor. Piyasada ürün miktarındaki azalmanın yanı sıra Ramazan ayında talebin de artmasıyla havuç fiyatlarında artış yaşandı. Sezon boyunca limonda üretici fiyatları düşüktü. Hasadı devam eden dikenli limonda piyasaya sunulan ürün arzındaki azalma, sezon boyunca oldukça düşen limon fiyatının artmasına neden oldu. Kuru soğanda İç Anadolu Bölgesinde hasadın bitmesi, Çukurova Bölgesinde hasadın başlamamış olması nedeniyle arzdaki düşüş fiyatları artırdı. Sivri biber ve kabakta dönemsel arzda yaşanan azalma fiyatların yükselmesine neden oldu. Yeşil soğan, domates, salatalık, patlıcan, marul, maydanoz, ıspanakta havaların sıcak gitmesi nedeniyle arzda yaşanan artış fiyatlarda düşüşe neden oldu.”

    “Enflasyonla mücadele devam ederken gıda fiyatları üzerinden fırsatçılık yapılmamalıdır”

    Geçtiğimiz aylarda marketlerde fiyatı düşen ürünlerin sınırlı kaydığını belirten Bayraktar, bu ay ise marketlerde 23 üründe fiyat düşüşü yaşandığını aktardı. Bayraktar, Ramazan ayı başından itibaren artan denetimler ve TZOB’un uyarılarının fiyat düşüşlerinde etkisini gösterdiğini vurguladı.
    Üreticilerin ekim ve dikim döneminin başından itibaren doğal afet riskleri başta olmak üzere girdi fiyatlarının belirsizliği ve işçi bulamama sorunları gibi birçok sorunla mücadele ettiğini dile getiren Bayraktar, şunları kaydetti:
    Ülkemizde hemen hemen her sektörde üretilmesi planlanan ürünün fiyatı en başta belirlenirken bunun tam aksine tarım sektöründe üreten çiftçilerimiz ürünün fiyatını hasada kadar bilmiyor. Bu yıl narenciye ve şekerpancarında yaşandığı gibi çoğu zaman fazla üretim de çiftçiye dert oluyor. Her türlü riske rağmen üretim yapan çiftçilerimizin ürettiği üründen bazı kesimlerin fazla kâr beklentileri artık ortadan kalkmalıdır. Ülke olarak enflasyonla mücadele ederken gıda fiyatları üzerinden fırsatçılık yapılmamalıdır. Enflasyon artışının devam ettiği bu aylarda her kesim üzerine düşeni daha fazla yapmalıdır. Son bir ayda marketlerde gerileyen fiyatlar Ramazan ayıyla sınırlı kalmamalıdır.”

    Hal kanunu işaret eden Bayraktar, şu ifadeleri kullandı:

    “Kanunla perakendecilerin tüketicilere daha uygun fiyatla ürün satabilmelerine imkan tanımak adına doğrudan üreticiden ürün alma hakkı verildi. Diğer taraftan yaş meyve sebze pazarlanmasında halen aracıların varlığı devam ediyor. Pazarcı Ankara halinden aldığı ürünü satarken, çoğu market satacağı ürünü hiçbir aracı olmadan doğrudan üreticiden alarak halka sunuyor. Ancak, halen çoğu üründe market fiyatlarının daha yüksek olduğu görülüyor. Perakendeciler 5957 Sayılı Kanunla verilen ayrıcalığı üreticilerimizden değer fiyatında aldığı ürünü halka ucuza sunmak üzere kullanmalıdır. Birliğimizce Ankara’da, halkımızın temel tüketim ürünlerinde seçilen 5 ürünün, 4 farklı market ve 4 farklı pazardaki fiyatlarına yönelik çalışma yapıldı. Yapılan çalışma sonucunda işlenmeden doğrudan tüketiciye sunulan ürünlerde fiyatların fazlasıyla değişkenlik gösterdiği görüldü.”

    Markette fiyatı değişen ürünlere de örnek veren Bayraktar, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “1 adet kıvırcık marulun fiyatı, A markette 39,90 lira, B markette 24,95 lira, C markette 44,95 lira, D markette 19,9 liradır. 1 adet kıvırcık marulun fiyatı, A pazarda 30 lira, B,C ve D pazarlarında 25 liradır. 5 üründe market ve pazar fiyatlarına bakıldığında; Kıvırcık marulda marketler arası fiyat farkı yüzde 125,8 iken, pazarlar arası fiyat farkı yüzde 20’dir. Salkım domateste marketler arası fiyat farkı yüzde 40,6 iken, pazarlar arası fiyat farkı yüzde 25’dir. Sivri biberde marketler arası fiyat farkı yüzde 22,9 iken, pazarlar arası fiyat farkı yüzde 25’dir. Kemer patlıcanda marketler arası fiyat farkı yüzde 50,2 iken, pazarlar arası fiyat farkı yüzde 25’dir. Starking elmada marketler arası fiyat farkı yüzde 54,2 iken, pazarlar arası fiyat farkı yüzde 20’dir. Araştırmadan elde edilen veriler aynı ürünün marketler arasındaki fiyat farkının yüzde 125,8’i bulduğu, pazarlarda ise fiyat farkının bu 5 üründe en fazla yüzde 25’de kaldığı görülüyor. Tüketicilerin market ve pazarlar arasındaki değişen fiyatları göz önünde bulundurmaları ve alışverişlerde fiyat araştırması yapmaları önemlidir. Yaşanan yüksek fiyat farklarının önüne geçmek amacıyla 5957 sayılı kısaca Hal Kanunu dediğimiz kanunda değişiklik yapılarak üreticiden doğrudan alınan ürünlerde kar marjı sınırlandırılmalıdır. Yüksek fiyat konusunda yapılan denetimlerin sayısı arttırılmalı, vatandaşlarımızda karşılaştıkları yüksek fiyatları gerekli mercilere şikayet etmelidir.”

    Mart ayı ve yıllık girdi fiyatlarına dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti:

    “Mart ayında, Şubat ayına göre fiyatlar, amonyum sülfat gübresi yüzde 3,9, amonyum nitrat gübresi yüzde 1 oranında arttı. Üre gübresi yüzde 3,4, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 2,5, DAP gübresi yüzde 0,1 oranında düştü. Geçen yılın Mart ayına göre son bir yılda amonyum sülfat gübresi yüzde 35,9, üre gübresi yüzde 32, DAP gübresi yüzde 28, amonyum nitrat gübresi yüzde 24,8, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 20,3 oranında arttı. Mart ayında şubat ayına göre süt yemi yüzde 1,6, besi yemi yüzde 1,2, son bir yılda süt yemi yüzde 44,8, besi yemi ise yüzde 43,7 oranında arttı. Elektrik fiyatları son bir yılda yüzde 2,11 oranında arttı. İlaç fiyatları aylık yüzde 16, yıllık yüzde 56,6 oranında arttı. Mart ayında girdilerde yıllık değişimde en fazla fiyat artışı mazotta görüldü. Mazot fiyatı aylık olarak yüzde 0,1 artarken, son bir yılda yüzde 105,2 oranında arttı.”

  • TZOB Genel Başkanı’ndan açıklamalar

    TZOB Genel Başkanı’ndan açıklamalar

    TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, birçok meyvenin üretiminde önemli bir tehdit haline gelen kahverengi kokarca hakkında basın açıklamasında bulundu. Kahverengi kokarcanın başta fındık olmak üzere elma, armut, turunçgiller, şeftali, ceviz, domates, biber gibi birçok bitkiye zarar verdiğini dile getiren Bayraktar, zararın boyutlarının üreticileri mağdur ettiğini belirterek, önlem alınması gerektiğini ifade etti.

    Bayraktar, kahverengi kokarcanın fındığa Karadeniz Bölgesi illerinde bu yıl yüzde 25’lere varan oranlarda zarar verdiğini tahmin ettiğini söyleyerek, “Zararın boyutları üreticilerimizi mağdur ediyor. Bu hastalık nedeniyle randımanın 30-35’e kadar düşmesiyle bazı üreticilerimiz fındığını satamadı. Karadeniz Bölgemizin ekonomisinin büyük bölümü fındığa dayalıdır. 500 bin aile doğrudan üretici olarak, on binlerce aile ise fındık nakliyesi, işlenmesi ve ticareti ve işçiliğinden geçimini sağlıyor. Yıllara göre değişmekle birlikte dünya üretiminin yaklaşık yüzde 62’sini, ihracatının ise yüzde 61’ini ülkemiz karşılıyor. Tedbir alınmadığında bu zararlının vereceği zararın yüzde 50 ila 75 arasında olduğu göz önüne alındığında, fındıkta 12,8 milyar lira olan üretim değerinin 6,4 ila 9,6 milyar lirasının ve 2,1 milyar dolara varan ihracat değerinin 1,1 ila 1,6 milyar dolarının tehdit altında olacağı bilinmelidir. Acilen tedbir alınmazsa bu zarar daha da yüksek oranlara erişecek. Çok önemli bir ihraç ürünümüz fındıkta gelecek yıllarda kötü sonuçlara yol açabilecek bu zararlıya gereken hassasiyet gösterilmelidir” ifadelerini kullandı.

    “Ziraat odalarımız bu konuda gerekli faaliyette bulunmaya hazırdır”

    Fındığa taraf olan her kesimin zarara karşı mücadeleye katılması gerektiğini de sözlerine ekleyen Bayraktar, “Zararlının daha fazla yayılmaması için gereken çalışmalar artırılmalıdır. Yoğunluğun olduğu yerlerde Tarım ve Orman Bakanlığı il ve ilçe müdürlükleri, ziraat odalarımız ve üreticilerimiz bu yoğunluğu ortadan kaldırmak için gerekli çalışmaları ivedilikle başlatmalıdır. Ziraat odalarımız bu konuda gerekli faaliyette bulunmaya hazırdır. Ülkemizde Doğu Karadeniz Bölgesi’nin dışında Batı Karadeniz ve Marmara bölgelerinde de kahverengi kokarcanın varlığı tespit edildi. Bu yıl zararlının görüldüğü fındık üretim bölgelerinde yoğunluk kazanırken, çiftçilerimiz bu konuda gerekli tedbirlerin bir an önce alınmasını istiyor. Ülkemizin en önemli ihraç ürünlerinden olan ve 2,1 milyar dolar döviz kazandıran fındığın geleceği için acilen tedbirler alınmalıdır” diye konuştu.

    “Popülasyonun yoğun olduğu bölgelerde, gerek kışlaklarda ve gerekse kokarcanın ürünlere zarar vermeye başladığı aylarda gerekli tedbirler alınmalıdır”

    Bayraktar, kahverengi kokarca için Zirai Mücadele Teknik Talimatı hazırlandığının altını çizerek, “İlaçlı mücadele için bitki koruma ürünleri ruhsatlandırıldı. Ayrıca doğal düşman olarak zararlının mücadelesinde kullanılacak olan yumurta parazitoidi salımı için kitlesel üretim çalışmaları tamamlanarak, 2023 yılı haziran ayından itibaren bölgeye kitlesel salıma başlandı. Toplum bilincinin artırılması amacıyla zararlının tanınması, zarar şekli ve mücadele yöntemleri hakkında afiş ve broşür hazırlandı. Karadeniz Bölgesi’nin coğrafi olarak engebeli olması ve fındık bahçelerinin dik alanlarda bulunması sebebiyle çiftçilerimiz zararlının görüldüğü alanlara teknik talimatlara uygun bir şekilde müdahale edemiyor. Ayrıca çiftçilerimizin mücadele dönemlerinde orada bulunması güç olduğundan, zirai mücadelenin yeterli ve zamanında yapılmaması sorun oluşturuyor. Ülkemizde de diğer ülkelerdeki gibi kayıplara ulaşmadan, başta Tarım ve Orman Bakanlığı olmak üzere popülasyonun yoğun olduğu bölgelerde gerek kışlaklarda ve gerekse kokarcanın ürünlere zarar vermeye başladığı aylarda gerekli tedbirler alınmalıdır” açıklamasında bulundu.

    “Kahverengi kokarca nisan ayına kadar evimizde, depomuzda, samanlığımızda kışlayarak sonra tarımsal alanlara yayılıyor”

    Üreticilerin kahverengi kokarcaların verdiği zararın önüne geçmeleri için yüz yüze, afişler ve broşürlerle eğitim almaları gerektiğini vurgulayan Bayraktar, “Evimizde, depomuzda, samanlığımızda ve benzeri yerlerde kahverengi kokarcaları gördüğümüzde onları imha etmeliyiz. Kahverengi kokarca nisan ayına kadar evimizde, depomuzda, samanlığımızda kışlayarak, sonra tarımsal alanlara yayılıyor. Bu sebeple kışlamış erginlerin kışlaklardan dağılmadan kitle halinde imhası için bulunduğunuz yerin Tarım ve Orman İl ve İlçe Müdürlüğü ve belediye ile irtibata geçerek, halk sağlığı açısından zararlı olmayan ilaçlar ile ilaçlanması sağlanmalıdır. Mayıs ayından sonra kokarcanın hareketli olduğu dönemlerde Tarım ve Orman Bakanlığının ruhsatlandırdığı ruhsatlı bitki koruma ürünleri ile tarımsal alanlarda ilaçlı mücadele yapılması gerekiyor. Kimyasal mücadelenin yanında çevreye zarar vermemek adına biyolojik mücadele daha bir önem kazanıyor. Bu nedenle biyolojik ve biyoteknik mücadelede Bakanlık daha fazla inisiyatif almalıdır” şeklinde konuştu.

  • Yılda 300 kat çoğalabiliyor

    Yılda 300 kat çoğalabiliyor

    Fındık başta olmak üzere tarım ürünlerine ciddi zarar veren, insan sağlığı açısından bir tehlike oluşturmayan kahverengi kokarca, yaz mevsimi sonunda kışlamak için özellikle ev, depo gibi korunaklı alanları tercih ediyor. Ordu’da son günlerde özellikle Fatsa ve Perşembe ilçelerinin yanı sıra Altınordu, Ünye ve Gülyalı ilçesinde görülen kokarcalar, fındık hasat sezonunun ardından üreticiler tarafından sık karşılaşılıyor. Bir yıl ömrü olan, zirai, tuzak ve mekanik mücadele edilen kahverengi kokarca, bıraktığı yumurtalar ile 300 kata kadar çoğalabiliyor.

    “Kışı geçirmek için evlere ve kuru yerlere giriyorlar”

    Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Arslan Soydan, 2017 yılından bu yana Karadeniz Bölgesi’nde görülen kahverengi kokarcaya, özellikle fındık hasat sezonu sonrasında çok sık rastlandığını söyledi. Soydan, “2023 yılının bahar aylarındaki fındıkta ilaçlama dönemi, yağmurların çok yağmasından dolayı iyi geçmedi. İlimizin özellikle Fatsa ve Perşembe bölgesinde yoğunluk olmakla beraber Ünye, Altınordu ve Gülyalı ilçelerinde de görülüyor. Son günlerde özellikle evlerde görülmeye başladı çünkü kışı geçirecekler. Kalmak için evlerin çatılarında, samanlık ve balkonlarda yani her boşluğa girmeye çalışıyorlar” diye konuştu.

    “Toplu ilaçlamayı hedefliyoruz”

    Kahverengi kokarca ile ilgili vatandaşların sürekli olarak bilgilendirildiğini ve toplu bir şekilde ilaçlama yapılması gerektiğini aktaran Soydan, “Şu anda samanlık, ev ve balkonların ilaçlanması gerekiyor. Şu anda her noktada kokarca olduğu için bütün kurumlarımızın mücadele içerisinde olması gerekiyor. En kısa zamanda toplu ilaçlamayı hayata geçirmeyi hedefliyoruz” ifadelerine yer verdi.

    “Fındık ve diğer tarım ürünlerine ciddi zarar veriyor”

    Kahverengi kokarcaların fındık başta olmak üzere tüm tarım ürünlerine ciddi zarar verdiğine dikkat çeken Soydan, “İnşallah ne kadar aza indirirsek o kadar iyi olacak. Kokarca şu anda konuşlandıktan sonra ve kışı geçirdikten sonra özellikle bahar döneminde fındık bahçelerine inecek. Sadece fındığa zarar vermiyor, kivi ve diğer tarım ürünlerine de ciddi zararlar oluşturuyor. Üreticilerimiz burada panik yapmasınlar, en iyi mücadeleyi yapmak zorundayız” şeklinde konuştu.

    “Bir yıl ömrü var, 300 kat çoğalabiliyorlar”

    Bir yıllık ömrü olan kahverengi kokarcaların çok hızlı bir şekilde çoğaldıklarını ifade eden Soydan, şunları söyledi:
    “Hızlı bir çoğalma şekli var, 25-30 civarında yumurtlayarak, bunlardan 300’lere yakın bir böcek oluşuyor. Yaşama süresi uzun ve bir yıl kadar ömrü var. Oksijen ve beslenme ile çok problemi olmayan uzun süre dayanıklı olan, kıştan bahara kadar bir şey yemeden durabilen bir şekli var. Hem pis kokulu, diğer canlılar da bunlara yaklaşmıyor. Burada vatandaşlarımızın imha etmeleri lazım. ne kadar imha edersek bahar dönemine o kadar az görülür.”

  • “KDV indirimleri fiyatlara yansımadı”

    “KDV indirimleri fiyatlara yansımadı”

    Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Ramazanın başından ortasına kadar olan süreçte üretici ile market arasındaki fiyat farklarını ve geçen yıl ile bu yıl Ramazan ortası fiyatlarındaki değişimlerle yıllık fiyat artışların değerlendirdi.

    Bayraktar, sabit fiyat uygulamasının çok dikkat edilmesi gereken, pratikte kolay olmayan bir uygulama olduğuna dikkat çekti ve “KDV indirimlerinin fiyatlara yansımadığını gördük” dedi.

    “Yapılan zamlarla indirimler tüketiciye yansıtılmadı” diyen Bayraktar, “20 temel gıdaya sabit fiyat uygulaması iyi denetlenmezse KDV indiriminin sonuçlarına benzer şekilde fiyat artışlarıyla karşılaşabiliriz. Stokçuluk artabilir. Tüketiciye bir faydası olmayacağı gibi zarar eden devlet hazinesi olacaktır” diye konuştu.

    ‘FİYATLARI DOLAYI YOLDAN BASKILAYABİLİR’

    “Ayrıca dikkat edilmesi gereken diğer bir konu ise, tüketici fiyatlarının sabitlenmesi, ilgili ürünlerin üretici fiyatlarını da dolaylı bir yoldan baskılayabilir” diyen Bayraktar, “Üretici sürekli artan gübre mazot yem, elektrik gibi maliyetleri satış fiyatına yansıtamazsa zarar eder, üretimi bırakabilir. Bu durumu gözden kaçırmamalıdır” diye konuştu.

    RAMAZANDA TARLADAN MARKETE 5,9 KAT PAHALILIK

    Öte yandan TZOB, Ramazan ayı ortasında üretici ile market arasındaki fiyat farkını da açıkladı.

    Buna göre, ramazan ayı ortasında üretici ve market arasındaki fiyat farkı en fazla yüzde 494 buçuk ile elmada görüldü. Elma 5,9 kat, kabak 4,6 kat, limon 4,5 kat, maydanoz 4,3 kat pahalıya tüketiciye satıldı.

    TZOB Başkanı Bayraktar, “Ramazanın başından bugüne kadar olan süreçte markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 40 ile beyaz lahana oldu. Bu ürünü yüzde 31 ile pırasa, yüzde 30 ile maydanoz takip etti” dedi.

    GEÇEN YILA GÖRE YÜZDE 450’Yİ AŞAN ZAM

    Bayraktar, bu yıl ve geçen yıl Ramazan ortası fiyatlar karşılaştırıldığında markette 40 ürünün 40’ında da fiyat artışı olduğuna dikkat çekti.

    “Marketlerdeki fiyat artışları yüzde 15 ile yüzde 454 arasında değişen oranlarda gerçekleşti” diyen Bayraktar, “Geçen yıl ile bu yılın Ramazan ortası fiyatlarına bakıldığında en fazla fiyat artışı markette yüzde 454 ile patlıcanda görüldü. Patlıcandaki fiyat artışını yüzde 297 ile beyaz lahana, yüzde 253 ile patates takip etti” diye konuştu.

    ‘ÜRETİM MALİYETLERİ DÜŞMEDEN FİYATLAR DÜŞMEZ’

    Bayraktar, genel olarak üretici fiyatlarındaki artışların nedeninin gübre, mazot, yem, elektrik, ilaç ve tohum fiyatlarındaki aşırı yükselme olduğunu aktardı.

    “Girdi fiyat endeksi ile tüketici fiyat endeksleri arasında üretici aleyhine ciddi bir açıklık bulunmaktadır” diyen Bayraktar, “Üretici maliyetlerini düşürmeden, fiyatlarda ucuzluk olması mümkün değildir. Üreticiye verilecek destek, tüketiciye verilecek destek olur” diye konuştu.

    Tüketici fiyatlarındaki artışı durdurmak ve fiyatları indirmek için sürekli artan mazot gübre yem elektrik zirai ilaç fiyatları mutlaka düşürülmesi gerektiğinin altını çizen Bayraktar, fiyatlarda ucuzluk için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:

    UCUZLUK İÇİN YAPILMASI GEREKENLERİ SIRALADI

    • Üretim ve dış ticaret planlaması ciddiyetle ele alınmalı ve uygulanmalı.

    • Hal yasası ile zincir marketlere tanınan üreticiden doğrudan ürün alma yetkisi daha sıkı denetlenmeli.

    • Denetimler yasak savma kabilinden olmamalı, sonuç alınacak şekilde düzenlenmeli. Çünkü zincir marketler mevcut uygulamada üreticiden doğrudan aldıkları ürünleri kendi içlerinde kurdukları aracı firmalar vasıtasıyla el değiştirme yapmakta her el değiştirmede kar eklemektedirler.

    • Gündemde olan hal kanunu ve perakendeci kanunu gibi konuyla doğrudan ilgili yasalarda hem üretici hem de tüketici lehine olacak gerekli değişiklikler konuyla ilgili tüm paydaşlar tarafından tartışılarak şeffaf ve objektif bir şekilde yapılmalı.

    • Kooperatif ve üretici birlikleri işlevsel hale getirilmeli.

    • Tüketici örgütleri güçlendirilmeli, piyasayı kontrol edebilecek duruma getirilebilmeli.

    • Tarım ürünlerinin nakliyesinde daha az maliyetli olan deniz ve tren taşımacılığı etkin hale getirilmeli ve sübvansiyon uygulanmalı.

    • Gelişmiş ülkelerdeki tarım ürünleri nakliyesi buna en iyi örnektir. Hasatta, yükleme ve nakliye esnasında oluşan ürün kayıplarını azaltacak tedbirler alınmalıdır.