Edinilen bilgiye göre, Ankara-Diyarbakır seferini yapan Anadolujet uçağı, hava şartlarından dolayı Elazığ Havalimanı’na zorunlu iniş gerçekleştirdi. Yolcuların Elazığ’dan karayolu ile Diyarbakır’a gönderildiği olayda yaşanan panik dolu anlar, bir yolcunun cep telefonu kamerasına saniye saniye yansıdı. Görüntülerde yolcuların ’Bismillahirrahmanirrahim’ dedikleri, salavat getirdikleri ve “Uçak iniyor” diye bağırdıkları görüldü.
Etiket: uçak
-
Akdeniz’de düşen askeri uçakta 5 ABD askeri öldü
ABD Avrupa Komutanlığı, 10 Kasım’da Akdeniz’de düşen askeri uçak hakkında açıklama yaptı. EUCOM tarafından yapılan açıklamada, kazanın “askeri eğitimin bir parçası olarak rutin bir havada yakıt ikmali görevi sırasında” meydana geldiği ve uçaktaki 5 personelin hayatını kaybettiği ifade edildi. EUCOM, kazaya karışan uçağın tipi, hangi askeri birliğe ait olduğu ya da kazanın tam yeri ve zamanı hakkında ise ayrıntı vermedi.
Kazayla ilgili soruşturmanın devam ettiğini bildiren EUCOM dün yaptığı açıklamada, uçak kazasının “tamamen eğitimle ilgili olduğunu ve düşmanca bir faaliyete dair herhangi bir belirti bulunmadığını” belirtmişti. -
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Çözüm için kilit ülke Türkiye”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ‘İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi’ne katılmak üzere gittiği Suudi Arabistan dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını cevapladı. Toplantıdan çıkan sonuç bildirisi ile ilgili soru üzerine Erdoğan, “Evet, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın geleneğinde genelde kınamak vardır. Devletler, çeşitli nedenlerle çok fazla aksiyona girmezler. Ama geçen Olağanüstü İcra Komitesi Toplantısı’ndan itibaren bizim kafamız ne yapılması gerektiği konusunda netti ve son gelişmelerin detaylı bir biçimde sonuç bildirgesine eklenmesini talep ettik ve kabul ettirdik. Ülkelerin sonuç bildirgesi için hazırlıkları vardı. Yaptığımız toplantılarda herkes bu metinlerini tekrar gözden geçirdi. Hemen hemen icra ile ilgili bütün teklifler bizden geldi. Böylelikle zirveye gitmeden önce planladığımız konuların hepsinin nihai metne konulması sağlandı. Gerçekten çok fazla eylem noktası içeren, bugüne kadar hiç söylenmemiş, yerleşimcileri terörist olarak tanımlayan, hatta jeostrateji üreten bir metin var burada. İlk defa İsrail’in nükleer silahlarından hareketle bölgede ‘Nükleer Silahlardan Arındırılma Konferansı’nı teklif ediyoruz. Yani olayın hem taktik kısmı var hem stratejik kısmı var. İkisi iyi bağlandı birbirine. Özellikle yardım nasıl götürülecek konusunda daha da ileriye gidildi, ‘ablukayı kırma’ diye bir ifade konuldu mesela. Diplomatik tanımlamanın önüne çok giderek eyleme yönelik bir tanımlanma getirildi. Üye ülkeler ilk önce bize, ‘Bunların bir kısmı yapılmazsa niye yazıyoruz biz’ dediler. Biz de hep şunu söyledik, ‘Ortaya söylemin çıkması lazım ki arkasından eylem gelsin. Bir şey yapmak isteyen bir ülke olursa, bu metnin referans noktası olması lazım. Daha da önemlisi, Batı şunu görsün, Filistin’den dolayı onlarla bizim aramızdaki mesafe giderek açılıyor ve bu da onun göstergesi.’ Bu argümanlar üzerine bu ağır maddeleri kabul ettiler. Hep söylerim, İranlıların bir atasözü vardır ‘Oturdular, konuştular, dağıldılar’ diye. Şimdi bu bildiri, yani oturulup, konuşulup, dağılınan bir zeminde oluşan bir bildiri olmadı. Tam aksine, eyleme geçirilmesi gereken başlıklar var. Hele hele o işgalci yerleşimcilerle ilgili, onları terörist olarak ilan etmek ki o çok çok önemli. Bir de tabii o ablukayı kırma, yarma hareketi burada büyük bir önem arz ediyor. Nükleer silahlardan arındırma meselesi de çok çok önemli ve bu orada gerek İsrail gerekse İsrail’in arkasında olanları da bir yerde deşifre ediyor” dedi.
“Hayır arkadaş, terör örgütü değildir”
Hamas’la ilgili Avrupa Birliği’nin İsrail’le aynı düşündüğünü anlatan Erdoğan, “Ama biz onlar gibi düşünmedik, düşünmüyoruz, düşünemeyiz. Çünkü ben Hamas’a Filistin’deki seçimlerin galibi bir siyasi parti olarak bakıyorum. Şimdi oradaki seçimi kazanan bir Hamas var, o zaman bir siyasi parti, öyle bakılıyor. Şimdi ise bizi öyle bir yere getirmek istiyorlar ki ‘Hamas bir terör örgütüdür’ diyelim istiyorlar. Hayır arkadaş, terör örgütü değildir. Tam aksine topraklarını koruma mücadelesi veren, müdafaa eden, vatanları için savaşan insanlardır” ifadelerini kullandı.“Bunlar sizin vicdanınızı sızlatmıyor mu?”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Dün de söyledim, malum Charlie Hebdo olayı. Orada ne oldu? Bütün dünya liderleri, cumhurbaşkanları, başbakanları Paris’te yürüdüler. İçinde Müslüman ülkelerin liderleri de vardı. Bugün Gazze’de çocuk, kadın, yaşlı hepsini bir araya getirdiğinizde 13 bine ulaştı şu anda ölenlerin sayısı. Böyle bir tablo ortada. Ama şu anda dünya liderleri özellikle Filistin’deki bu olaylarda hiç sesini çıkarıyor mu? Kalkıp da İsrail’e yükleniyorlar mı? Hayır. Niye? Arkadaşlar şunu artık tespit etmemiz lazım. Burada akan kan, ölenler, şehitler, bunlar Müslüman. Ama orada ölenler Fransızdı veya başkalarıydı ama her şeyden önce orada da ölenler insandı. Yani onu da biz değerlendirirken, insan olması açısından bakarak değerlendirdik. Fakat burada dünya liderleri niye olaya ‘bu kadar insan öldü’ diye bakmıyorlar? Bunların içerisinde yavrucuklar, çocuklar var ya! Çocuklar var, bakıyorsun, beyaz kefene sarmış baba, anne almış kucağına bir taraftan öpüyor, bir taraftan çocuğunu mezara götürüyor. Sıra sıra dizmişler. Bunları gördük. Anneleri gördük, çocuğunun cesedini koklayarak, öperek onu mezara götürmeye gayret edenleri gördük. Ya bunlar sizin vicdanınızı sızlatmıyor mu? Bunlardan size bir nasip yok mu? Yok. Çünkü bunlar nasipsiz. Onun için de burada büyük bir trajediyi, büyük bir dramı yaşıyoruz. Bu dram, bu trajedi karşısında sessiz kalmak, eli kolu bağlı kalmak mümkün değil. Çok çalışacağız, gayret edeceğiz ve belki bu olay daha başka gelişmelere vesile olabilir. Bu akşam arkadaşlara, Sisi ile yaptığım görüşmeden sonra dedim, şimdi herhalde bir başka kapı açılacak bize. Mısır ziyareti ve bu adımla beraber bölgede neler yapabiliriz? Bunları inşallah yerinde konuşmak, görüşmek noktasında bu adımı da inşallah atarız.”“Savaşan tarafları aynı masada toplayabilen tek ülke Türkiye”
ABD basınında yer alan “Gazze krizini çözmenin anahtarı Türkiye’de. Biden, bu krizin çözümü için Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı aramalıydı, bunu yapmamış olması diplomatik bir hataydı” haberleriyle ilgili ise Erdoğan, “ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken daha yeni buradaydı. Herhalde bizi bundan sonra Biden ağırlar. Benim Biden’ı aramam şık olmaz. Orta Doğu’da, Doğu Akdeniz’de, bölgemizde kilit ülke konumunda olduğumuzu sadece biz söylemiyoruz. Bu coğrafyada Türkiye’ye rağmen bir girişimde bulunmak, plan yapmak mümkün değil. Bizim durduğumuz yer, takındığımız tavır, değerlerimiz ve ilkelerimiz bellidir. Bizim çabamız insan hayatını korumak, barışı sağlamak, savaşları sonlandırmak ve masumların gözyaşlarını silmek içindir. Tüm kriz bölgelerine yönelik bir çözümümüz, hamasi söylemlerden tamamen arındırılmış, derde derman reçetelerimiz mevcuttur. Dinlemek isteyenlere anlatıyor, bizi anlayabileceklere ulaşıyoruz. Bizim durduğumuz yerin kıymetini anlayabilecek herkese kapımız açıktır. Samimi çözüm için bizimle irtibat kurmak isteyen herkesle bugüne kadar olduğu gibi konuşmaya ve insanlığın itibarını kurtarmak için çabalamaya devam edeceğiz. Sorunun çözümü için en uygulanabilir önerileri sunan ülke Türkiye. Bölgedeki krizlerin, sorunların çözümü için kilit ülke Türkiye. Coğrafyamızdaki tüm ülkelerle görüşebilen, çatışan, savaşan tarafları aynı masada toplayabilen tek ülke Türkiye” dedi.“Nihayetinde Filistinliler ve tüm mazlumlar kazanacaktır”
Gazze konusunda İran’la ortak adım atılıp atılmayacağı konusunda ise Cumhurbaşkanı, atılmaması için hiçbir sebep olmadığını belirterek, “Netice alıcı adımlar atalım ve bu adımları atarken duygusallıktan uzak, uluslararası diplomasiyi harekete geçirecek ve bütün bunları yaparken de gerek İran halkına gerek Türkiye halkına burada mesajlar verebilelim. Eğer bunu başarabilirsek bu tabii çok çok isabetli olur” dedi. Bir taraftan Mısır’la bir taraftan Körfez ülkeleriyle görüşmeler yapıp ABD’yi baskı altına almak gerektiğini anlatan Erdoğan, “Amerika’yı baskı altına alarak Amerika’nın İsrail’e baskısını artırması lazım. Batı’nın İsrail’e baskısını artırması lazım. Hangi Batı ülkesiyle Körfez ülkeleri eğer ilişki halindeyse oraya yapacakları baskıyla İsrail üzerindeki etkilerini arttırmak lazım. Ateşkesin sağlanması bizim için hayati derecede önemlidir. İşimiz ateşkesi sağlamakla da bitmeyecek, aksine daha da yoğunlaşacak. Gazze’deki kardeşlerimize ulaşıp yaralarını sarmak için bölge ülkelerinin dayanışması çok önemli olacak. Gazze’nin altyapısının ayağa kaldırılmasından tutun, enkaza dönen yerleşim yerlerinde yeniden yaşamın başlaması için yapılacaklar bulunuyor. Akan kanın durması, sivil ölümlerinin son bulması için İran ya da başka devletlerle atılacak her adımı görüşmeye, harekete geçmeye hazırız. Diğer yandan bu savaş, hilal-haçlı savaşına dönmeyecek. Çünkü bu savaş iyi ile kötünün, yalan ile hakikatin, mazlum ile zalimin, hak ile batılın savaşı haline gelmiştir. Nihayetinde inanıyorum ki iyiler, hakikatin yanında saf tutanlar, mazlumlar ve hakkın savunucuları yani Filistinliler ve tüm mazlumlar kazanacaktır” diye konuştu.“Bu fitne tohumlarını temizlememiz lazım”
İsrail’in son Gazze saldırılarıyla uluslararası kamuoyunun desteğini yitirdiğini anlatan Erdoğan, “Ülke yönetimleri emperyalist çıkarları doğrultusunda İsrail yönetimiyle kucaklaşma yarışına girse de toplumların nezdinde İsrail artık bebek katili bir ülkedir. Bundan sonraki süreç içerisinde de attığımız adımlarda dikkat etmemiz gereken hususlar var. Kesinlikle yani tükürdüğümüzü yalamamak gerekir. Çünkü burada da nasıl bir vicdan çağrısını o zaman yaptıysak bugün yine aynı şekilde bir vicdan çağrısı yapıyoruz. Vicdanlara sesleniyoruz. Herhalde bu insanların tamamı vicdansız değil. Tamamı vicdansız olsa 121 ülke burada Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda bizim gibi düşünmezdi. Hatta ben çekimserleri dahi adeta yanımızda hissettim. Onun için ne yapacağız? Markajımızı devam ettireceğiz. Adam adama markaj, alan markajı yapacağız. Çünkü bu topraklarda özellikle yıllar önce atılmış fitne tohumları var. Bu fitne tohumlarını temizlememiz lazım. Bunu da yapar mıyız? Ben yapacağımıza inanıyorum ve bu güç, bu kalite, bu kapasite, bölgede diğer ülkelerde de var. Fakat hepsinde endişe var ve bu endişe ortadan kalkmalı. ‘Türkiye böyle düşünüyorsa biz de aynı şekilde bu adımı atabiliriz’ dedirtmemiz lazım. Bölgemizdeki çatışmaların, savaşların, ihtilafların ve gerilimlerin tek bir panzehiri vardır, birlik. Bir olur, iri olur ve diri olursak bölgemizdeki ateşler bir bir söner. Yangın yerine dönen bu coğrafya geçmişte olduğu gibi gül bahçesi, medeniyet güneşi haline gelir. Bütün farklılıklarımızı zenginlik kabul ederek bir kenarda tutup ortak müştereklerimizi ön plana çıkartırsak emin olun bütün sorunlarımızın çözüm yoluna girmeye başladığını görürüz. Bölgemiz, on binlerce kilometre öteden gelerek burada güç devşirmek isteyen ülkelerden bir an önce kurtulmalı” dedi.“Gerekirse her ikisiyle de görüşürüm”
Türkiye’de son birkaç gündür devam eden yargı tartışmaları hatırlatılan ve “Acaba yetki çatışmalarının önüne geçmek adına bireysel başvuru konusunda bir yasal düzenlemeye gidilebilir mi” sorusu yöneltilen Erdoğan, “Yani bireysel başvuruyla ilgili yasal düzenlemeye gitmek zor bir olay değil. Bütün iş Cumhur İttifakı’nın alacağı karara bağlı, atacağı adıma bağlı. Fakat bireysel başvuruyu hallettikten sonra iş bitmez. Bundan sonra bu bireysel başvurunun dayandığı kapı neresi olacak? Yine Anayasa Mahkemesi olacak. Önce Anayasa Mahkemesi’nin buna hazır hale gelmesi lazım. Zira birçok yasal düzenlemeler Anayasa Mahkemesi’ne gidiyor. Anayasa Mahkemesi’nde ters yüz ediliyor. Burada da parlamento böyle bir kararı alır ama bu karar Anayasa Mahkemesi tarafından ters yüz edilirse, bu zaman kaybından başka bir şeye yaramaz. Onun için parlamento şu anda malum plan bütçe çalışmalarına devam ediyor. Ama bireysel başvuruyla ilgili olarak, bunu zamanında Anayasa Mahkemesinin çalışmalarına hız kazandırır diyerek çıkarttılar. Şu anda bir öğrendim. Dedim ne kadar bireysel başvuru var? Yanıt 130 bin. Demek ki Anayasa Mahkemesi’nin çalışmalarını hızlandırma hedefini sağlamamış maalesef. Bunların üzerinde durmak, hayali davranmamak lazım ve benim tabii en son Yargıtay Başkanı’nın yaptığı açıklama, bu da tabii manidar. Bir önceki seyahatimizde ben bir ifade kullanmıştım. Demiştim ki Yargıtay üyeleri sadece hukukçulardan oluşuyor. Ama Anayasa Mahkemesi üyelerinin içinde hukukçular olduğu gibi bunların yanında valiler vardır, bunların yanında iktisatçılar vardır, sosyologlar vardır vesaire böyle de olması zaten gerekir. Ama misyonu noktasında ağırlık nerededir? Yargıtay’dadır. Orada anayasadan tutun, ticaret hukukuna, iş hukukuna varıncaya hepsi Yargıtay’da. Buradaki kavganın tarafı olacak halim yok, o ayrı bir şey. Ama işin hakemliğine gelince bu hakemliği yapma da tabii bize görev düşebilir. O da bize yine Anayasa’nın yüklediği bir görevdir Cumhurbaşkanı olarak. Temennimiz odur ki tabii böyle bir gerilim olmasaydı. İki yargı kurumunun başkanlarıyla görüşme konusuna gelirsek. Gerekirse her ikisiyle de görüşürüm. Yargıtay Başkanı’yla zaten görüştük. Anayasa Mahkemesi Başkanı’yla da gerekmesi halinde görüşürüz” diye konuştu. -
Lübnan 5 uçağını Türkiye’ye gönderdi
İsrail ordusu 7 Ekim’de Gazze şeridine başladığı saldırılar devam ederken, sınır ülkeleri olan Mısır, Lübnan ve Ürdün güvenlik önlemlerini artırdı. İsrail ile olası savaş durumu nedeniyle Middle East Airlines bazı uçaklarını Türkiye’ye gönderme kararı aldı. Bu karar doğrultusunda havayolu şirketi filosunda bulunan 4 adet Airbus A321neo ve 1 adet Airbus A330 tipi uçağını güvenlik dün İstanbul Havalimanı’na gönderdi. Uçaklar İstanbul Havalimanı’nda açık park pozisyonunda bekletiliyor.
-
Model uçaklar Fadıllı semalarında yarıştı
Türkiye Hava Sporları Federasyonu’nun Uzaktan Kontrollü (Rc) Model Hava Araçları Yarışması, Nilüfer Belediyesi Fadıllı Havacılık ve Doğa Sporları Merkezi’nde yapıldı. Yarışmaya, biri ABD’den, biri de KKTC’den olmak üzere toplam 21 yarışmacı katıldı.
İki gün süren yarışmanın ilk günkü etabını Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem de izledi. Model uçaklarla ilgili bilgi alan Erdem, yarışmacılara başarılar diledi.Elektrik motorlu uçakların yer aldığı F5L, motorsuz planörlerin yarıştığı F3L olmak üzere iki kategoride yarışan sporcular, kıyasıya rekabet yaşadı. İki günde elektrik motorlu planörler 7 raund, normal planörler ise 8 raund uçtu. Pilotlar, model uçakların kalkışı, uçuşu ve inişine büyük hassasiyet gösteriler.
Pazar günü yarışmanın final uçuşları gerçekleşti. Model uçakların 6 dakika havada kalması ve uygun şekilde iniş yapması değerlendirildi. Uçuşların ardından hakemler, dereceye girenleri belirledi.
Daha sonra düzenlenen kupa törenine katılan Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Dr. Sibel Özer, dereceye giren sporcuları tebrik ederek, kupa ve madalyalarını verdi.Yapılan değerlendirme sonucu F3L Takımlar Kategorisi’nde Atlas Magic birinci olurken, onu sırasıyla Team Anatolia, Atakent Model Planör Kulübü takip etti. F3L Ferdi Kategorisinde ise birinci Salahi Tezel, ikinci Ömer Bekdüz, üçüncü Tolga Yıldıran oldu. F5L Ferdi Kategorisinde ise birinci Murat Bozdemir, ikinci Salahi Tezel, üçüncü ise Yavuz Dal oldu.
-
ABD’de evin üzerine uçak düştü
ABD’nin Oregon eyaletine bağlı Newberg kentinde küçük uçak bir evin üzerine düştü. Polis tarafından yapılan açıklamada, uçaktaki 22 yaşındaki uçuş eğitmeni ile 20 yaşındaki öğrencisinin hayatını kaybettiği, diğer yolcunun ise ağır yaralandığı ve hastaneye kaldırıldığı belirtildi.
İtfaiye ve kurtarma ekibi, evde yaşayanların güvenli bir şekilde tahliye edildiğini ve yaralanan olmadığını açıkladı. Evleri kullanılamaz hale gelen aileye Kızıl Haç tarafından yardım sağlandığı ifade edildi.
Yetkililer kazayla ilgili soruşturma başlattı. -
Havada olan uçağa yıldırım isabet etti
Ankara Esenboğa Havalimanı’ndan kalkan Anadolu Jet’e ait Rize-Artvin Havalimanı uçağı, Rize’nin Pazar ilçesine geldiği sırada şimşek çarpması sonucu kuyruğundan hasar aldı. Havada 3 kez manevra yaptığı öğrenilen uçağın pilotu şimşeklerin aralıksız olmasından ötürü yolcuları riske atmayarak yönünü Trabzon Havanlına çevirdi. Trabzon’a sağlıklı bir şekilde iniş yağan uçağın yolcuları Rize’ye karayolu vasıtası ile gönderildi.
Öte yandan, 18.45 Sabiha Gökçen havalimanından kalkarak Rize’ye gelen Türk Hava Yolları’na ait uçak ise inişe geçtiği esnada 40 civarında martıya çarptı. Uçağın ön kısmındaki ışıklandırmaların hasar görmesinden ötürü 23.00’da Rize’den İstanbul’a gidecek olan uçağın seferi ise sabah saatlerine ertelendi. -
Wagner askerlerini taşıyan uçak düştü
Mali’de, Rus özel askeri şirketi Wagner’e bağlı Ilyushin IL-76 askeri nakliye uçağı 23 Eylül Cumartesi sabahı inişi sırasında önce pistten çıktı ardından alev aldı. Mali ve Wagner askerlerini taşıyan uçakta 140 kişi hayatını kaybetti. Olay anına ilişkin görüntüler ise dün yayınlandı. Görüntülerde, inişi sonrası pistte ilerlemeye devam eden uçak, kalan pist uzunluğunda durmayı başaramadı ve çevre yolunu geçerek setten düştü. Düştükten sonra alev alan uçakta ölenler arasında bir Rus pilotun da olduğu belirtildi. Kazanın uçağın yakıt deposundaki bir arızadan kaynaklanmış olabileceği belirtilirken, olaya ilişkin soruşturma başlatıldı.
Mali’de bulunan Gao havaalanı Malili askerler, Wagner paralı askerleri ve BM istikrar misyonu askeri personeli tarafından kullanılıyor. Uçağın daha önce Wagner Grubuna ait olduğu ve kazadan yaklaşık bir hafta önce Hava Kuvvetlerine teslim edildiği biliniyor.
-
F-4 uçağının parçası otoparka düştü
Milli Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, “Hava Kuvvetleri Komutanlığımıza ait F-4 savaş uçağının bir parçası, Ankara semalarında uçuşu esnasında bilinmeyen bir sebeple TPAO’ya ait açık bir otoparka düşmüştür. Uçak emniyetli bir şekilde Eskişehir meydana iniş yapmıştır. Olayda can kaybı ve yaralı bulunmamaktadır” ifadelerine yer verildi.
-
Wagner’in lideri Prigojin’in ölümü doğrulandı
Rusya Soruşturma Komitesi, Tver bölgesinde özel jetin düşmesi sonucu ölenler arasında Wagner’in kurucusu Yevgeniy Prigojin’in bulunduğunu teyit etti.
Rusya Soruşturma Komitesinden yapılan açıklamada, Tver bölgesinde düşen özel jette ölenlerin kimlik tespiti için yapılan moleküler genetik testlerin tamamlandığı kaydedildi.
Ölen 10 kişinin kimliklerinin tespit edildiğine işaret edilen açıklamada, sonuçların, uçakta hayatını kaybedenlerin yer aldığı 23 Ağustos’ta yayınlanan listeyle aynı olduğu belirtildi.
Açıklamaya göre, uçakta yer alan yolcu listesinde Prigojin’in yanı sıra yardımcısı ve Wagner’in kurucularından Dmitriy Utkin ile Sergey Propustin, Yevgeniy Makaryan, Aleksandr Totmin, Valeriy Çekalov, Nikolay Matuseyev’in isimleri yer almıştı.
Aleksey Levşin, Rustam Karimov ve Kristina Raspopova’dan oluşan 3 kişilik mürettebatın da kazada öldüğü ifade edilmişti.