Etiket: üçlü zirve

  • Tahran’daki üçlü zirveden ortak bildiri

    Tahran’daki üçlü zirveden ortak bildiri

    1. Devlet Başkanları Suriye’de sahadaki güncel durumu ele almışlar, 1 Temmuz 2020 tarihinde video konferans yoluyla yapılan son toplantının ardından meydana gelen gelişmeleri değerlendirmişler ve aralarında varılan mutabakatlar ile Dışişleri Bakanlarının ve temsilcilerinin toplantılarındaki mutabakatlar uyarınca üçlü işbirliğini güçlendirme hususundaki kararlılıklarını vurgulamışlardır. Ayrıca, son uluslararası ve bölgesel gelişmeleri ele almışlar ve Astana Sürecinin, Suriye krizinin barışçıl ve sürdürülebilir çözümündeki öncü rolüne vurgu yapmışlardır.

    2. Suriye Arap Cumhuriyeti’nin egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğü ile Birleşmiş Milletler Şartı’nın amaç ve ilkelerine olan kuvvetli bağlılıklarını vurgulamışlardır. Bu ilkelere evrensel olarak saygı gösterilmesi ve kim tarafından yapılırsa yapılsın hiçbir eylemin söz konusu ilkeleri zayıflatmaması gerektiğine işaret etmişlerdir.

    3. Terörün her tür ve biçimiyle mücadele etmek amacıyla birlikte çalışmaya devam etme kararlılıklarını dile getirmişlerdir. Sivil tesisleri hedef alan ve masum can kayıplarına neden olan saldırılar da dahil olmak üzere, Suriye’nin çeşitli bölgelerindeki terör örgütlerinin ve bunlarla iltisaklı farklı isimler altındaki grupların artan varlık ve faaliyetlerini kınamışlardır. Suriye’nin kuzeyi ile ilgili tüm düzenlemelerin eksiksiz bir şekilde uygulanması gerektiğinin altını çizmişlerdir.

    4. Gayrimeşru özyönetim teşebbüsleri dahil olmak üzere, terörle mücadele kisvesi altında sahada yeni gerçeklikler oluşturulmasına dair her türlü girişimi reddetmişler ve Suriye’nin egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün yanısıra komşu ülkelerin milli güvenliğini tehdit eden sınır ötesi saldırılar ve sızmalar dahil olmak üzere ayrılıkçı gündemlere karşı durma kararlılıklarını vurgulamışlardır.

    5. Suriye’nin kuzeyindeki durumu ele almışlar, bu bölgede kalıcı güvenlik ile istikrarın ancak ülkenin egemenliği ve toprak bütünlüğünün muhafazası temelinde sağlanabileceği hususunu vurgulamışlar, bu yöndeki çabalarını koordine etme hususunda mutabık kalmışlardır. Suriye’ye ait olması gereken petrol gelirlerinin yasadışı olarak ele geçirilmesine ve aktarılmasına karşı olduklarını ifade etmişlerdir.

    6. Uluslararası insancıl hukuk uyarınca, sivillerin ve sivil altyapının korunmasını sağlarken, terör örgütleriyle bağlantılı tüm diğer bireyler, gruplar, teşebbüsler ve varlıkların tamamen ortadan kaldırılması amacıyla aralarındaki süregiden işbirliğinin devam ettirilmesi hususundaki kararlılıklarını teyit etmişlerdir.

    7. İdlip Gerginliği Azaltma Bölgesindeki durumu ayrıntılarıyla ele almışlar ve sahada sükunetin sağlanması için İdlip’le ilgili bütün anlaşmaların tam olarak uygulanması gerektiğinin altını çizmişlerdir. İdlip Gerginliği Azaltma bölgesinin içindeki ve dışındaki sivillere tehdit oluşturan terörist grupların varlığı ve terörist faaliyetleri konusunda ciddi endişelerini dile getirmişlerdir. İnsani durum da dahil olmak üzere, İdlip Gerginliği Azaltma bölgesi ve çevresindeki durumdaki normalleşmenin sürdürülebilir olmasını sağlamak için daha fazla çaba göstermek hususunda mutabık kalmışlardır.

    8. Suriye’deki insani durumdan duydukları derin endişeyi kaydetmişlerdir. Uluslararası hukuka, uluslararası insancıl hukuka ve BM Şartı’na aykırı tüm tek taraflı yaptırımları, ayrıca, belirli bölgelere yönelik muafiyetler uygulamak suretiyle ayrılıkçı gündemlere yarar sağlayacak ve ülkenin parçalanmasına yol açabilecek ayrımcı önlemleri reddetmişlerdir. Bu bağlamda, başta BM ve insani yardım kuruluşları ile diğer hükümet/hükümet dışı uluslararası kuruluşlar olmak üzere uluslararası topluma, ayrımcılık, siyasileştirme ve önkoşullar olmaksızın ve daha şeffaf bir şekilde tüm Suriyelilere yönelik yardımlarını arttırmaları çağrısında bulunmuşlardır.

    9. Suriye ihtilafına askeri çözüm getirilemeyeceğine ve ihtilafın yalnızca Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararı çerçevesinde, Birleşmiş Milletler’in kolaylaştırıcılığında, Suriyelilerin öncülüğü ve sahipliğinde bir siyasi süreç yoluyla sona erdirilebileceğine dair inançlarını teyit etmişlerdir. Bu bağlamda, Astana garantörlerinin belirleyici katkılarının ve Soçi’deki Suriye Ulusal Diyalog Kongresinin kararlarının uygulanmasının sonucunda ortaya çıkan Anayasa Komitesinin önemli rolünün altını çizmişlerdir. Anayasa Komitesi’nin müteakip oturumlarının sürdürülebilir ve etkili çalışmasını sağlamak için Komite üyeleriyle ve kolaylaştırıcı olarak BM Genel Sekreteri’nin Suriye Özel Temsilcisi Geir O. Pedersen ile sürekli etkileşimi desteklemeye hazır olduklarını yinelemişlerdir. Komite’nin anayasa reformu hazırlama ve halkın onayına sunma görevini yerine getirebilmesi ve çalışmalarında ilerleme kaydedebilmesi için çalışmalarında, Görev Tanımına ve Temel Usul Kurallarına riayet etmesi ve üyeler arasında mutabakat sağlanabilmesi için dış müdahale ve dışarıdan dayatılan zaman çizelgeleri olmaksızın uzlaşı ve yapıcı angajman anlayışıyla yönetilmesi gerektiğini ifade etmişlerdir. Anayasa Komitesinin faaliyetlerini herhangi bürokratik ve lojistik engel olmaksızın sürdürebilmesi gerektiğinin altını çizmişlerdir.

    10. Astana formatının ilgili Çalışma Grubu çerçevesinde tutukluların/kaçırılanların karşılıklı salıverilmesinin sürdürülmesi hususundaki kararlılıklarının altını çizmişlerdir. Çalışma Grubunun, Suriyeli taraflar arasında güven inşa etmekteki etkisini ve gerekliliğini kanıtlayan özgün bir mekanizma olduğunun altını çizerek, tutukluların serbest bırakılması konusundaki çalışmalarını sürdürmeye, cenazelerin teslimi ve kayıp kişilerin kimliklerinin belirlenmesi konusundaki faaliyetlerini görev tanımına uygun olarak genişletme kararlılıklarını açıklamışlardır.

    11. Sığınmacıların ve ülke içinde yerlerinden edilmiş kişilerin, geri dönme ve bu çerçevede desteklenme haklarını teminen, Suriye’deki asıl ikamet yerlerine güvenli ve gönüllü geri dönüşlerinin kolaylaştırılmasının gerekliliğinin altını çizmişlerdir. Bu bağlamda, uluslararası topluma, bu şahısların yeniden yerleşimleri ve günlük normal yaşamlarının tesis edilmesi için uygun katkılar sağlama ve yük paylaşımında daha fazla sorumluluk alma; bu meyanda, temel altyapının restorasyonu da dahil olmak üzere, özellikle su, elektrik, sanitasyon, sağlık, eğitim, tesisleri, okullar, hastaneler ile uluslararası insancıl hukuka uygun insani mayın faaliyetleri dahil erken toparlanma projeleri aracılığıyla Suriye’ye yönelik yardımları artırma çağrısında bulunmuşlardır.

    12. İsrail’in, sivil altyapı dahil Suriye’deki askeri saldırılarını kınamışlardır. Bu saldırıların, uluslararası hukuku, uluslararası insancıl hukuku ve Suriye’nin egemenliğini ihlal ettiğini değerlendirmişler; bölgeyi istikrarsızlaştırdığını ve gerginliği tırmandırdığını teslim etmişlerdir. İsrail’in bu bağlamda aldığı tüm karar ve önlemleri de geçersiz sayan ve bunların hiçbir hukuki etkisi olmadığını değerlendiren Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 242 ve 497 sayılı kararları başta gelmek üzere, Suriye Golanı’nın işgalini reddeden ilgili Birleşmiş Milletler kararlarının hükümleri dahil, evrensel olarak tanınan uluslararası hukuk kararlarına uyulması gerekliliğini teyid etmişlerdir.

    13. Suriye meselesine ek olarak, ortak siyasi ve ekonomik işbirliğini artırmak için farklı alanlardaki üçlü koordinasyonu güçlendirmeye yönelik isteklerini teyit etmişlerdir;

    14. Astana Formatında düzenlenen Suriye konulu Uluslararası Toplantının 19.sunun 2022 yılının sonuna kadar düzenlenmesini teminen temsilcilerini görevlendirmekte mutabık kalmışlardır;

    15. Bir sonraki Üçlü Zirveyi Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Sayın Vladimir Putin’in daveti üzerine Rusya Federasyonu’nda gerçekleştirmekte mutabık kalmışlardır.

    16. Rusya Federasyonu Devlet Başkanı ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Tahran’da gerçekleştirilen Astana Formatında Üçlü Zirveye ev sahipliği yapmasından ötürü İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın İbrahim Reisi’ye samimi teşekkürlerini ifade etmişlerdir.

  • Türkiye-Yunanistan görüşmeye hazır

    Türkiye-Yunanistan görüşmeye hazır

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya Başbakanı Merkel ve Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Michel ile video ferans görüşmesi yaptı. Görüşme sonrası sonrası yapılan açıklamada, Türkiye ve Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’deki gelişmelerle ilgili görüşmeye hazır olduğu ifade edildi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel ve Almanya Başbakanı Angela Merkel ile üçlü formatta bir video konferans görüşmesi gerçekleştirdi.

    İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, üçlü zirvede, Türkiye-AB ilişkileri kapsamlı bir şekilde ele alındı. Doğu Akdeniz’deki gelişmelerin de değerlendirildiği zirvede, Türkiye ve Yunanistan’ın istikşafi görüşmelere başlamaya hazır olduğu ifade edildi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmede, Doğu Akdeniz’de gerginliğin azaltılması ve diyalog kanallarının işletilmesi için yakalanan nispi ivmenin karşılıklı adımlarla korunması gerektiğini belirterek, Türkiye’nin daima diyaloğa ve müzakereye vurgu yaptığını, onca tahrike rağmen sağduyulu ve soğukkanlı tavrından taviz vermediğini ifade etti.

    ALMANYA’YA TAKDİR

    Almanya’nın arabuluculuk çabalarını takdirle karşıladıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, istikşafi görüşmelerin ve diğer diyalog kanallarının canlandırılması noktasında sağlanan mutabakatın nasıl ilerleyeceği hususunda Yunanistan’ın atacağı adımların önemli olacağını belirtti.

    BÖLGESEL KONFERANS ÇAĞRISI

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu Akdeniz‘de Kıbrıs Türkleri dahil, tüm tarafların katılımıyla düzenecek bölgesel bir konferanstan herkesin yararına olacak olumlu ve yapıcı kararlar çıkacağına inandığını söyledi.

    Perşembe günü başlayacak AB Liderler Zirvesinin Türkiye-AB ilişkilerine yeni bir soluk getirmesini umduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, iyi niyetle Gümrük Birliği anlaşması, vize serbestisi ve göç mutabakatı konularında somut adımlar atılması halinde Türkiye-AB ilişkilerinin yeniden olumlu bir mecraya taşınabileceğinden şüphe duymadığını ifade etti.

    AB’nin Türkiye ile sağlıklı bir iş birliği geliştirilmesinin bölgesel sorunların çözümüne katkı sağlayacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Merkel ve Michel’in Türkiye-AB ilişkilerine pozitif gündem kazandırma gayretlerinden memnuniyet duyduğunu dile getirdi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Michel ve Merkel ile gerçekleştirdiği üçlü zirvede, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı Hakan Fidan, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı Metin Kıratlı, İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan da hazır bulundu.

  • Türkiye-İran-Rusya Zirvesi başladı

    Türkiye-İran-Rusya Zirvesi başladı

    Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Suriye’nin siyasi birliğinin ve toprak bütünlüğünün muhafazası, sahada sükunetin tesis edilmesi ve ihtilafa kalıcı çözüm önceliğimizdir.” dedi.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin videokonferans yöntemiyle katıldığı Astana Formatında Türkiye-Rusya Federasyonu-İran Üçlü Zirvesi başladı.

    Zirvenin basına açık bölümünde konuşan Erdoğan, “Suriye” temalı altıncısı düzenlenen zirveye video konferansla katılarak liderlerle bir araya gelmekten memnuniyet duyduğunu belirtti ve zirvenin ülkeler ve bölge için hayırlara vesile olmasını diledi.

    Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle herkesin zorlu bir mücadelenin içerisinde olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran’da ve Rusya’da salgından dolayı yaşanan can kayıplarından duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

    Putin ve Ruhani’nin şahsında Rusya ve İran halklarına, kendi ve Türk halkı adına başsağlığı dileyen Erdoğan, İran’ın başkenti Tahran’daki bir klinikte gaz sızıntısı nedeniyle meydana gelen patlamada hayatını kaybeden İran vatandaşları için de başsağlığı diledi.

    Türkiye olarak salgınla mücadele sürecinde vatandaşlara en iyi sağlık hizmeti vermenin yanında dost ve kardeş ülkelere de yardım ettiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

    “Dünyanın 137 ülkesine tıbbi yardım ve malzeme desteğinde bulunduk. Günlük vefat sayılarını 16’lara kadar indirmeyi başardık. Yarım milyonu aşkın insanın hayatına mal olan bu musibetten dünyamızın en kısa zamanda kurtulmasını temenni ediyoruz. 2017’nin Kasım ayında başlattığımız Astana formatındaki üçlü zirve süreci, Suriye’de barış, güvenlik ve istikrarın tesisine önemli katkılar sağladı. Suriye’nin siyasi birliğinin ve toprak bütünlüğünün muhafazası, sahada sükunetin tesis edilmesi ve ihtilafa kalıcı bir siyasi çözüm bulunması temel önceliklerimizdir.”

    “İş birliğimiz hiç şüphesiz Suriye’nin geleceğini de belirleyici olacaktır”

    Bugünkü toplantıda da bu ivmenin devam ettirileceğine inandığını vurgulayan Erdoğan, “Türkiye olarak ihtilafın başından itibaren Suriyeli kardeşlerimizin yanında olduk. Etnik kimliğine, kökenine, inancına bakmadan milyonlarca Suriyeli sığınmacıya kucak açtık.” dedi.

    Suriye’nin terör örgütleri eli ile parçalanmaması için büyük hassasiyet gösterdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

    “Gerektiğinde fiili müdahalede bulunarak insani dramın ve bölücü emellerin önüne geçtik. Komşumuz Suriye’nin bir an önce huzur, güvenlik ve istikrara kavuşması için elimizden geleni yapmayı sürdüreceğiz. Astana garantörleri olarak sergileyeceğimiz iş birliği, hiç şüphesiz bu ülkenin geleceğini de belirleyici olacaktır. Bugünkü toplantımızı bu ideal yolunda atılmış bir adım olarak görüyor, şimdiden katkılarınız için teşekkür ediyorum. Yapacağımız istişarelerin Suriyeli kardeşlerimiz ve tüm bölgemiz için hayırlara vesile olmasını Rabb’imden niyaz ediyorum.”

    Zirvede, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da eşlik etti.

  • Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi video konferans yöntemiyle yapılacak

    Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi video konferans yöntemiyle yapılacak

    Astana formatında 6’ncısı düzenlenecek “Suriye” konulu Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirve Toplantısı, video konferans yöntemiyle yapılacak.

    İletişim başkanlığından yapılan açıklamaya göre, Zirveye, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani video konferansla katılacak.

    Zirve Toplantısı’nda, Suriye’deki güncel gelişmelerin değerlendirilmesi, sahada ateşkesin sürdürülmesi, mültecilerin gönüllü geri dönüşleri için gereken şartların temini ve siyasi sürecin ilerletilmesi amacıyla önümüzdeki dönemde atılacak müşterek adımların istişare edilmesi bekleniyor.