Etiket: uluabat gölü

  • Uluabat Gölü için tehlike çanları çalıyor

    Uluabat Gölü için tehlike çanları çalıyor

    AYŞE NUR BÜYÜKHAN – Bursa’da yer alan Uluabat Gölü küresel iklim değişikliği, küresel ısınma ve çevre kirliliği gibi faktörler yüzünden kurumu tehlikesi ile karşı karşıya kaldı. Gölün çevresinde yer alan fabrikaların gölden su çekmesi ve atıklarını bırakması koruma altında bulunan Uluabat Gölü’nü gün  be gün yok ediyor.

    Küresel iklim değişikliği, küresel ısınma ve çevre kirliliği gibi faktörler Bursa’da bir gölü daha kurutuyor. Doğa harikası olan ve alan çevresi 136 kilometrekare olan Bursa’da bulunan Uluabat Gölü, birçok canlı ev sahipliği yapıyor.

    Dip canlıları, sucul bitkiler, balık ve kuş popülasyonu açısından Türkiye’nin zengin gölleri arasında yer alan Uluabat Gölü yok olma tehlikesi altında. Aslında şehir merkezine uzak olan Uluabat  Gölü’ünün yakın çevresinde yapılan sanayi alanları ve konutların da kirliliğe etkisi yadsınamayacak kadar fazla.

    Uluslararası sözleşmeyle korunması gereken sulak alanlar listesinde olan Uluabat Gölü’ndeki bu görüntünün düzelmesi için denetimler oldukça önemli. Bu değerin devamlılığını sağlayabilmek için insan eliyle kirlenmesinin de durdurulması şart.

  • Fabrikaların su çektiği Uluabat Gölü can çekişiyor

    Fabrikaların su çektiği Uluabat Gölü can çekişiyor

    Küresel iklim değişikliği başta olmak üzere çevredeki fabrikaların su çekmesi ve atıklarını bırakması Uluabat Gölü’nü tehdit ediyor. Kuraklığın yanı sıra sanayi kuruluşlarının gölden su çekmesi ve göle atık bırakan sanayi kuruluşlarının varlığının devam etmesi Uluabat Gölü’nü yok olma tehlikesi ile karşı karşıya bırakıyor. En derin yeri 1-1,5 metreye düşen gölün yakın zamanda kurumasından endişe ediliyor.

    Alan çevresi 136 kilometrekare olan Uluabat Gölü, Bursa’ya bağlı önemli bir tatlı su gölü olarak birçok canlıya ev sahipliği yapıyor. Plankton ve dip canlıları, sucul bitkiler, balık ve kuş popülasyonu açısından Türkiye’nin zengin gölleri arasında gösterilen Uluabat Gölü, her geçen gün yok olma tehlikesi ile karşı karşıya.

    1998 yılında Çevre Bakanlığı tarafından Ramsar alanı ilan edilen göl, son günlerde alg patlamaları ile bir kez daha gündeme geldi. Havaların serinlemesi ile kaybolan su yosunlarının her yıl yaz aylarında artarak görüldüğü bildirildi.

    Havaların serinlemesi ile birlikte kendiliğinden yok olan yosunların çıkış sebebi ağırlıklı olarak küresel iklim değişiklikleri ve çevre faktörlerine bağlanıyor.

    Küresel ısınmanın etkisi büyük

    Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği (DOĞADER) Yönetim Kurulu Üyesi Murat Demir, “Son günlerde Uluabat Gölü’nde alg patlamalarını sık sık duyuyoruz. Bölge halkından bize şikayetler geliyor.

    Küresel ısınma ile birlikte de Uluabat Gölü de bundan ciddi bir şekilde etkileniyor. Uluabat Gölü’nü besleyen su kaynakları azaltmakta. Bu azalma da Uluabat Gölü’nde sığlığa sebebiyet veriyor.

    Gölün en derin yeri 1-1,5 metreye kadar düştü. Bu böyle giderse yakın zamanda Türkiye’de birçok gölde olduğu gibi burası da yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak” dedi.

    Fabrikalar gölden su çekiyor

    Marmara Denizi’nde yaşanan müsilaj gibi göllerde de alglerin sıkıntı teşkil edeceğine dikkat çeken Murat Demir, “Birçok gölümüzde de bu algleri görüyoruz. Mevsim itibari ile hava sıcaklıkları düştü ve serinleme başlayınca algler durdu. En azından gözle görünür değil. Bu, alglerin yok olduğu anlamına gelmemektedir. Her yıl daha yoğunlaşarak karşımıza çıkmaktadır. Uluabat’ı besleyen su varlıkları da tehdit altındadır. Hemen yukarıda Çınarcık Barajı oluştu ve oraya ciddi su gitmekte. Gerçi Çınarcık Barajı’ndan Uluabat’a su veriliyor, ama yeterli değil. Buraya yakın sanayi kuruluşları bu gölden ciddi ölçüde su çekiyor. Bu yanlıştır. Uluabat Gölü can çekişmektedir. Buradan sanayi kuruluşlarına, organize sanayi bölgelerine su gönderilmemelidir. Bu göldeki her damla suyun önemi vardır. Buranın suyu burada kalmalıdır” şeklinde konuştu.

  • Bursa’da 1 milyon 750 bin balık suya bırakıldı

    Bursa’da 1 milyon 750 bin balık suya bırakıldı

    Bursa İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, Bursa bölgesindeki göl ve göletlere 1 milyon 756 bin adet yavru sazan balığı bırakıldığını açıkladı. 945 bin yavru balığın bırakıldığı İznik Gölü’nde tören düzenlendi.

    Bursa İl Tarım ve Orman Müdürlüğü İznik ve Uluabat Göllerine toplamda 1 milyon 906 bin adet yavru sazan ve yayın balığı bıraktı. Son 5 yılda Bursa bölgesine 2 milyona yakın yavru balık bırakılırken, bu yıl tek partide bu rakama yaklaşıldı.

    Bursa İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından Bursa genelinde İznik gölüne 945 bin adet yavru sazan olmak üzere Uluabat gölü ve toplam 18 göl ve gölete toplamda 1 milyon 906 bin adet yavru sazan ve yayın balığı yavrusu bırakıldı. Balıklar Edirne İl Tarım Orman Müdürlüğü Su Ürünleri Üretim İstasyonunda üretildi. Özel araçlarla Orhangazi’de İznik gölü sahiline getirilen yavru sazan ve yayın balıkları Bursa bölgesinden gelen özel tankerli araçlarla da göl ve göletlere bırakılmak üzere gönderildi.

    Orhangazi’de tören düzenlendi

    İznik Gölü’ne bırakılan 945 bin adet yavru sazan balığı için ise Orhangazi’de İznik Gölü Sahilinde tören düzenlendi. Törene Bursa İl Tarım ve Orman Müdürü Hamit Aygül, İl Müdür yardımcıları ile birlikte Orhangazi Ziraat Odası Başkanı Hasan Cevizlidere, Orhangazi Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Cemal Kızmaz ve balıkçılar katıldı. Törende konuşan İl Tarım ve Orman Müdürü Hamit Aygül, Bursa bölgesinde 2020 yılı sonu itibariyle denizlerde 243 adet, İç Sularda 303 adet olmak üzere toplam 546 adet balıkçı gemisi bulunmakta olup denizden ve iç sulardan avcılık yoluyla elde edilen ürün miktarı 7.805.171 kg olarak gerçekleşmiştir dedi. Hamit Aygül, sulama amaçlı yapılan göletlerin balıkçılığa kazandırılması çalışması ile atıl durumda olan kaynaklar üretime kazandırılarak farklı üretim modellerinin uygulanmasına imkân sağlayarak bu çerçevede ülkemizde eksikliği hissedilen sportif avcılık alanlarının İlimizde oluşturulması yönünde önemli bir adım atıldığını belirterek, bu çalışmalarla sportif avcılığın gelişmesi sağlanırken aynı zamanda rezervuarın popülâsyonunda da olumlu yönde gelişme sağlanmaktadır. Ayrıca yapılan bu çalışmalar ülkemizde yeni gelişmekte olan sportif balıkçılık turizmi için alt yapı oluşturulmasına katkı sağlamaktadır dedi. Vatandaşlarımıza ve köylümüze düşen görev ise doğal göl ve göletlere bırakılan bu yavruların korunmasına yardımcı olunması ve bunların büyüyerek en azından bir kez üremesine fırsat sağlanmasıdır. Böylelikle ortamda doğal üreme döngüsü sağlanacaktır dedi.

    1 milyon 750 bin balık bırakıldı

    İl Müdürü Hamit Aygül, son beş yılda İlimizde bulanan göl ve göletlere toplamda 1 milyon 906 bin adet yayın ve sazan yavrusu bırakıldığını hatırlatarak, bu yıl ise İznik ve Uluabat Gölleriyle beraber toplam 18 göl ve gölete toplam 1 milyon 756 bin sazan yavrusu bırakılacaktır. Müdürlüğümüzce yapılan bu çalışma ile ülkemizde oldukça geri durumda olan ve aslında turizm yönünden dünyada oldukça önem arz eden sportif balıkçılık turizmi yapılabilmesi yönünden bölgenin alt yapısına katkı sağlaması amaçlanmıştır dedi. Konuşmaların ardından İl Müdürü Hamit Aygül, görevlilerle birlikte İznik Gölüne yavru sazanları bıraktı.

  • Uluabat Gölü kirlilik ve kötü koku nedeniyle alarm veriyor

    Uluabat Gölü kirlilik ve kötü koku nedeniyle alarm veriyor

    Bursa’nın Nilüfer ilçesindeki Uluabat Gölü çevresindeki sanayi kuruluşları ve evsel atıklar nedeniyle kirlendi. Sudaki siyahlık, dronla havadan görüntülendi. Bölgeye yapılan arıtma tesisinin ardından göle yakın mahallelerdeki kıyıların kirlendiğini belirten Fadıllı Mahalle Muhtarı Cemal Kargılı, “Buradan çıkıp pişen balığı, kedi köpek bile yemiyor. Kötü kokudan kaçacak yer arıyorsunuz” dedi.

    Nilüfer ilçesindeki Ramsar Sözleşmesi ile koruma altında olan Uluabat Gölü’nde, sanayi kuruluşları ve evsel atıklar nedeniyle kirlilik oluştu. Fadıllı Mahalle Muhtarı Cemal Kargılı, 3 yıl önce göl kenarına kurulan ve çevredeki 4 kırsal mahallenin evsel atıklarının toplandığı özel bir arıtma tesisinin açılışından sonra mahallenin kıyılarının kirlendiğini söyledi. Kirlilik nedeniyle yaşanan alg patlamasıyla da gündeme gelen Uluabat Gölü’nün çevresindeki mahallelerde yaşayanlar ise kötü koku nedeniyle şikayetçi. Atıkların göle bırakıldığı yerdeki gölün siyaha bürünen suyu, dronla havadan görüntülendi.

    ‘KOKUDAN KAÇACAK YER ARIYORSUNUZ’

    Muhtar Cemal Kargılı, “Doğma büyüme buralıyız. Burası midye cennetiydi. Gölün en çok midyesi, en büyük balığı burada bulunurdu. Göçmen kuşların sürekli uğrak yeriydi. Ancak şimdi hiçbir şey kalmadı. Buradan çıkıp pişen balığı kedi köpek bile yemiyor. O kadar kötü bir durumda. Buraya bir tesis yapıldı, güzel bir şey ama bu tesisin işletmeciliğinin de güzel olması lazım. Bölgedeki tüm sanayi tesislerinin arıtması buraya geldi. Amaç gölü kirlilikten kurtarmaktı. Ama göl kurtulmadı daha beter oldu. Her geçen gün daha kötüye gidiyor. Bazen göl boyunda 15 dakika duramıyorsunuz. Kokudan kaçacak yer arıyorsunuz. Dünyadaki ender göllerden birisi. Kendi kendini besleyen, Ramsar alanlarından biri. Bu bölgeye böyle bir tesis nasıl yapıldı hala inanamıyoruz. Ne midye kaldı ne balık ne de kuş. Sıkıntı burada” diye konuştu.

    ‘BU SUYU TARIMSAL SULAMADA KULLANIYORUZ’

    Göle yakın bir mahallede oturan Rıdvan Sevinç ise, “Sağlık açısından bakarsak, bölgede hayvancılık yapan insanlar var. Ayrıca biz bu suyu tarımsal sulamada kullanıyoruz. Burada kirlenen suyun belki içine girmiyoruz ama bir şekilde tarlalarımızda tarımsal amaçlı kullanıyor ve bu şekilde temas ediyoruz. Gölün renginin yeşile bürünmesi bizleri yeterince tedirgin ediyor. Sağlığımıza ne kadar zarar verdiğini de bilemiyoruz. Yeterince kirliyse gölün suyunun da kullanılmaması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

    ‘ARITMA TESİSİNDEN SONRA DAHA ÇOK KİRLENDİ’

    Göl kenarında işletmesi bulunan Metin Çakır, “Yaklaşık 5 senedir bu bölgedeyim. Geldiğimde arıtma tesisinin inşaatı yeni başlamıştı. Henüz çalışır durumda değildi. Burası özellikle göçmen kuşların uğrak yeri. Buraya onlarca çeşit kuş geliyordu. Özellikle bu havzada dinlenip, yazın bir kısmını burada geçirdikten sonra gidiyorlardı. Ama arıtma açıldıktan sonra bölge ciddi şekilde kirlenmeye başladı. Şimdi bütün canlılar belirgin şekilde buradan uzaklaşmaya başladı. Bölgenin çehresi tamamen değişti. Öte yandan gölün kenarı bataklık bir yapıya dönüşmeye başladı” dedi.

  • Uluabat Gölü’nde alg patlaması! Yeşile büründü

    Uluabat Gölü’nde alg patlaması! Yeşile büründü

    Bursa’nın Nilüfer ilçesindeki, Ramsar Sözleşmesi ile koruma altında olan Uluabat Gölü, alg patlaması nedeniyle yeşile büründü. Sudaki kirliliğin ve sıcaklığın artması nedeniyle alglerin çoğaldığını belirten Bursa Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nurhayat Dalkıran, kirliliğin artmaması için önlem alınması gerektiğini söyledi.

    Bursa Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nurhayat Dalkıran, Uluabat Gölü’nde azot ve fosfor girdisinin fazla olduğunu bunun de alglerin çoğalmasına neden olduğunu söyledi.

    Doç. Dr. Dalkıran, “Uluabat Gölü sığ ve ötrofik bir göl. Yani gölün çok beslendiği anlamına geliyor. Azot ve fosforla fazla beslenmiş. Tarlaya gübre attığınızda nasıl verim artıyorsa, suyun içerisine de azot ve fosfor girdiğinde gübre etkisi yaratıyor. Bunu besin olarak alan fotosentetik mikroskobik alglerin aşırı çoğalmasına sebep oluyor. Aslında bu bir süreç. Özellikle sığ ötrofik göllerde biz bunu her yıl yaşıyoruz. Uluabat Gölü’nde her yıl temmuz, ağustos, eylül aylarında bu görüntüyle karşılaşıyoruz. Ama sıkıntı şuradan kaynaklanıyor. Azot ve fosfor girdisi insan kaynaklı. Doğal bir süreç değil. Göller kendisi de doğal süreçte ötrofik hale gelebiliyor ama çok uzun süreler geçmesi gerekiyor. İnsan faaliyetleri, atıklar, gübre atıkları, sanayi ve kanalizasyon atıkları sebebiyle göl eski yıllardan kaynaklı azot ve fosfor girdisine sahip. Gölün etrafındaki yerleşim yerlerinden, sanayiden kaynaklı azot ve fosfor girdisi de var. Arıtma tesisi gölün etrafına yapıldı ama uzun yıllardır azot ve fosfor girdisi olduğu için gölün bu şekilde temizlenmesi çok daha uzun sürecek” dedi.

    ‘GÖLDE MÜSİLAJ OLUŞMAZ’

    Sıcaklığın da alglerin çoğalmasına neden olduğunu belirten Doç. Dr. Dalkıran, “Su seviyesi düştükçe, durgunluk arttıkça ve buharlaşma arttıkça, sulama amacıyla su çekildikçe aşırı alg çoğalmaları daha fazla olmaya başlıyor. Müsilajı oluşturan mikroskobik algler o birliğe giren algler var ama Uluabat Gölü’nde bakteri dediğimiz mavi-yeşil algler var. Bunlar, bakteri karakterinde olan canlılar ama mavi-yeşil alg diye adlandırdığımız fotosentetik canlı grubu gerçekleştiriyor. Ama Marmara Denizi’nde çok farklı türler var. Farklı bir mekanizma söz konusu. İki sistemi birbiriyle karşılaştırmak çok doğru değil ama temelde oluşmalarının sebebi besin tuzu fazlalığı. Yani azot ve fosfor fazlalığı. Bu nedenle gölde müsilaj oluşmaz” diye konuştu.

    ‘SİYATOKSİN CANLI SAĞLIĞI İÇİN TEHLİKELİ’

    Çevre kirliliğine karşı önlem alınması gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Dalkıran, “İster Marmara Denizi olsun, ister Uluabat gibi göller olsun, su kaynaklarımızı korumamız gerekiyor. Eğer suda siyanatoksin varsa, bu canlılar için zararlı. Alg toksini olup olmadığı konusunda da araştırma yapmak gerekiyor. Sürekli izlenmesi gerekir. Alg toksinleri, siyanatoksinler zararlı. Siyanatoksin üretme potansiyeline sahip olan algler de Uluabat Gölü’nde var. Varsa eğer insan ve hayvan sağlığı için ciddi sıkıntı olur. Ama bu sadece Uluabat Gölü için geçerli değil” şeklinde konuştu.

    ULUABAT GÖLÜNÜN ÖZELLİKLERİ

    Marmara Denizi’nin güneyinde, Bursa il sınırları içinde yer alan Uluabat Gölü, Türkiye’nin en geniş nilüfer yataklarına sahip göldür. 1998 yılında Ramsar alanı ilan edilen Göl, 2001 yılında da ‘Yaşayan Göller’ (Living Lakes) ağına dahil edildi. Balıkesir’deki kuş cennetine yakınlığı ve barındırdığı kuş zenginliği ile sadece Türkiye’de değil, Avrupa ve Orta Doğu’nun en önemli sulak alanlarından biridir. En derin yeri 6 metre olan Uluabat, bulanık, ötrofik bir tatlı su gölüdür. Yüzeyinde, rastgele yayılan ve fırtınalı havada dalgakıran görevi gören birçok ada bulunan Uluabat Gölü’nü besleyen başlıca su kaynağı Mustafakemalpaşa (Kirmastı) Çayı’dır. Gölün tek gideğeni ise kuzeybatıda olup Kocaçay’a (Susurluk ya da Simav Çayı) karışır.

    Doğu- batı doğrultusunda uzanan tektonik kökenli Yenişehir- Bursa- Gönen çöküntü alanında oluşmuş üçgen biçimli bir sulak alan olan Uluabat Gölü’nün ortalama derinliği 3 metredir. Ancak yaz aylarında buharlaşma ve su kullanımının etkisi ile derinlik bir metreye kadar iner. Uluabat Gölü bir dere ile Marmara Denizi’ne bağlanır. Kocadere isimli bu bağlantı, geçmişte teknelerin yük taşıdığı geniş bir kanal iken şimdi mille dolarak küçülmüştür. Normalde Uluabat Gölü’nün suyunu Marmara Denizi’ne akıtan Kocadere, ilkbahar ve sonbaharda tersine akabiliyor. Bunun sebebi de Kocadere’ye katılan Simav Çayı ile Nilüfer Çayı’ndaki su seviyesinin artması. Bu iki çayın suyu yükselince Kocadere, Uluabat’a doğru akmaya başlıyor. Göl dibindeki ve çevresindeki su (karst) kaynakları ile yağışlı dönemlerde göle ulaşan küçük dereler su seviyesini dengede tutar.

  • Gölyazı’da sular yükseldi tarihi köy yine ada oldu

    Gölyazı’da sular yükseldi tarihi köy yine ada oldu

    Bu yıl kuraklıktan dolayı suların çekilmesiyle karayla birleşen Gölyazı, suların tekrar yükselmesiyle birlikte yine eski görünümüne kavuştu. İki ay öncesine kadar Uluabat Gölü ve Gölyazı’daki kuraklık hayatı neredeyse sıkıntılı hale getirmişti.

    Her yıl çok sayıda turistin ziyaret ettiği ve derin bir yarımadanın üzerinde kurulan Gölyazı’nın geçmişi M.Ö. 6. yüzyıla uzanıyor. Uluabat gölü üzerinde bir köy olan Gölyazı, tarihi dokusu sebebiyle her yıl yerli ve yabancı çok sayıda turist tarafından ziyaret ediliyor. Kışın sular yükselince ada olan köye ulaşım köprüyle sağlanıyor. Yazın sular çekilince karayla birleşen Gölyazı ada olmaktan çıkıyor.

    Bu yıl kışın kurak gitmesiyle birlikte sular yükselmeyince ada görünümüne kavuşmayan şköy, geçtiğimiz günlerde yağan karların erimesiyle birlikte sular yükselince tekrar ada oldu. Ziyaretçiler ve köylüler Gölyazı’ya gitmek için köprüyü kullanmak mecburiyetinde kalıyor. Suların yükselmesiyle birlikte köy ayrı bir güzelliğe kavuştu.

    Her yıl suların sonbahar yağmurlarıyla birlikte yükseldiğini ifade eden Gölyazı sakinleri, “Kışın yağmur ve karlar yağınca gölde su seviyesi artar. Köyümüzün etrafı suyla çevrilir, ada olurdu. Yazın da sular çekilince karayla birleşirdi. Bu yıl kuraklıktan dolayı sular yükselmedi. Biz geçtiğimiz günkü karlar yağıncaya kadar yürüyerek köyümüze ulaşabiliyorduk. Kar suları eridi, sular yükseldi, ada oluştu. Artık köprüyü kullanarak köyümüze gidebiliyoruz” dedi.

  • Bursa’da kullanılması yasak av malzemeleri ele geçirildi

    Bursa’da kullanılması yasak av malzemeleri ele geçirildi

    Bursa Uluabat Gölü’nde bulundurulması ve kullanılması yasak bin 500 metre turna sakası (pinter) ile 2 ayrı filede 250 kilogram turna balığı ele geçirildi. Balıklar suya geri bırakılırken, kafeslerin sahibine 5 bin 454 TL ceza kesildi.

    Bursa’da Jandarma Asayiş Bot Tim Komutanlığı su üzerinde ve kıyı seyir kontrollerinde gölün içinde sazlık alanda yapılan denetimler kapsamında Uluabat Gölü’nde avlaklarda bulundurulması yasak bin 500 metre pinter (turna sakası) ve aynı yerde hapis diye tabir edilen 2 ayrı filede 250 kilogram canlı turna balığı ele geçirildi.

    Yapılan araştırmalarda yasak av malzemelerinin A.T (57) olduğu tespit edilerek, 5 bin 545 TL idari para cezası uygulandı.

    Ele geçirilen bin 500 metre pinter de muhafaza altına alınarak Karacabey İlçe Tarım Müdürlüğü’ne teslim edildi.

  • Gölde mahsur kalan kaçak avcılar kendilerini ihbar etti

    Gölde mahsur kalan kaçak avcılar kendilerini ihbar etti

    Bursa’daki Uluabat Gölü’ne izinsiz olarak avlanmaya çıktıkları teknenin yakıtı bitince mahsur kalan 3 genç, kendilerini jandarmaya ihbar edip, yardım istedi. 3 gence, kurtarıldıktan sonra ‘belgesiz ve kotasız avcılık yaptıkları’ için ceza uygulandı.

    Olay, Mustafakemalpaşa ilçesi Uluabat Gölü’nde meydana geldi. 3 genç gece yarısı avlanmak için Uluabat Gölü’nde tekneyle göle açıldı. Ancak kısa süre sonra teknenin yakıtı bitti.

    Geri dönemeyen 3 genç, kendilerini jandarma ekiplerine ihbar ederek, yardım istedi. İhbar üzerine Nilüfer İlçe Jandarma Bot Tim Komutanlığı ekipleri, harekete geçti. Uluabat Gölü’nün içerisinde arama-kurtarma çalışması başlatan ekipler, 1 saat sonra mahsur kalan gençlere ulaştı.

    Eskikaraağaç Mahallesi’nde karaya çıkarılan gençler, olay yerine çağırılan sağlık ekiplerinin yaptığı ilk müdahalenin ardından aileleriyle evlerine gitti.

    2 av tüfeği ele geçirilen teknede vurulmuş halde bulunan 3 ördek ise, Bursa Doğa Koruma ve Milli Parklar ekiplerine teslim edildi. Doğa Koruma ekipleri, K.Y., E.I. ve M.I.’ya ‘belgesiz ve kotasız avcılık yaptıkları’ gerekçesiyle toplam 6 bin TL ceza uyguladı.

  • Uluabat Gölü’nde jandarmaya yakalandılar

    Uluabat Gölü’nde jandarmaya yakalandılar

    Bursa’da, Uluabat Gölü’nde yasak olmasına rağmen canlı mühreyle avlanan 2 kişiye idari para cezası uygulandı.

    Göl çevresinde kontrollerini sürdüren İl Jandarma Komutanlığına bağlı Nilüfer Jandarma Asayiş Bot Komutanlığı ekipleri, kendilerini görünce araçla kaçan kişileri takibe aldı.

    Araçtan 2 ayrı yerde sazlık alanlara bazı malzemelerin atıldığını tespit eden ekipler, Uluabat Mahallesi’nde inip kaçmaya çalışan O.T. (34) ve R.T’yi (65) yakaladı.

    Kaçak avlanan bu kişilerin malzemeleri attığı sazlıklarda arama yapan ekipler, 2 çuvalın içinde mühre olarak kullanılan 11 ördek ve 2 av tüfeği ele geçirdi.

    Ava kapalı günde belgesiz ve kotasız, canlı mühre kullanarak ruhsatsız ve takozsuz tüfeklerle avlandıkları anlaşılan O.T. ve R.T’ye 15 bin lira ceza verildi.

    Ele geçirilen ördekler ve tüfekler ise Bursa Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü ekiplerine teslim edildi.

  • Bursa’da kaçak avcılar görevliyi darp etti

    Bursa’da kaçak avcılar görevliyi darp etti

    Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesinde, Uluabat Gölü kıyısında av koruma ve kontrol faaliyeti sırasında bir görevlinin, kaçak avlanan 3 kişi tarafından darbedildiği öne sürüldü.

    Doğa Koruma ve Milli Parklar 2. Bölge Müdürlüğü ekipleri, bölgede kaçak avlanan kişilerin bulunduğunu belirledi.

    Bölgeye giden iki görevli, 3 avcı hakkında işlem yapmak istedi. Ekibe direnen şüphelilerin, görevlilerden birini darbederek cep telefonlarındaki görüntüleri zorla silip kaçtığı iddia edildi.

    Şikayetin ardından İlçe Jandarma Komutanlığı ekiplerince gözaltına alınan 3 şüpheli, ifadelerinin alınmasının ardından salıverildi.

    Olayda yaralanan ve vücudunda kırıklar meydana geldiği öğrenilen görevli ise Mustafakemalpaşa Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alındı.