Etiket: uluabat gölü

  • Bursa’nın ‘Küçük Venedik’i Gölyazı

    Bursa’nın ‘Küçük Venedik’i Gölyazı

    Bursa’nın Nilüfer ilçesinde, Uluabat Gölü kıyısındaki Gölyazı Mahallesi, hafta sonundan itibaren süren yoğun kar yağışı ile beyaza büründü.

    Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Nilüfer Belediyesi öncülüğünde devam eden kazılarda ortaya çıkarılan buluntulara göre, yaklaşık 2 bin 600 yıl önce yaşamın başladığı Gölyazı, doğal güzellikleriyle ilgi görüyor.

    Japon Seyahat Acentaları Birliği tarafından “Avrupa’nın en güzel 30 kasabası” arasında gösterilen, yağışların fazla olduğu dönemlerde göl suyunun yükselip evlerin önüne kadar gelmesinden dolayı “Küçük Venedik” olarak nitelendirilen yarımada üzerine kurulu mahalle bugünlerde beyaz örtüyle kaplandı.

    Drone ile görüntülenen beyazlar içindeki Gölyazı, çoğunlukla ilkbahar ve yaz aylarında ziyaretçi ağırlıyor. Bölgeye gelenler, gölde kayıklarla gezinti yapabiliyor.

    Mahalle muhtarı İbrahim Şahin, yaptığı açıklamada, bugünlerde yağışlar az olduğu için dere ve göllerde su seviyelerinin azaldığını söyledi.

    Uluabat Gölü’nün kendi su kaynakları olduğu için bu durumdan pek etkilenmediğini belirten Şahin, “Önceki yıllarda bu aylarda köprümüzün altından su akacak şekilde seviye yükseliyordu. Bu sene henüz köprümüzün altından su geçmedi. Muhtemelen 10-15 güne kadar su seviyesi gölde yükselir ve köprünün altından kayıklarımızın geçiş yapabileceği şekilde sular akar.” dedi.

  • Kuraklık Gölyazı’yı da vurdu! Derinlik 1 metreye düştü

    Kuraklık Gölyazı’yı da vurdu! Derinlik 1 metreye düştü

    Milattan Önce 6’ncı yüzyıla kadar uzanan tarihi güzellikleri bünyesinde barından Uluabat Gölü kıyısındaki Gölyazı’yı da kuraklık vurdu. Tatlı su balıkçılığı ile geçinen mahalle sakinleri, bu aylarda 3-4 metre olması gereken suların 1 metrede kaldığını ifade etti.

    Bursa’nın en zengin antik yerlerinden olan ve doğal güzellikleri ile Türkiye’de adından söz ettiren Gölyazı’yı kuraklık vurdu.

    Mahalle sakinlerinin tatlı su balıkçılığı ile geçindiği Gölyazı’da kıyıdan çekilmeler gözle görülür ölçüde olmasa da, suyun derinliği 1 metreden aşağı düştü.

    Her sabah balık mezatlarının yapıldığı ve renkli görüntülerin ortaya çıktığı Gölyazı’da yağışların olmamasından dolayı suların azaldığı, buna bağlı olarak balıkçılığın risk altında olduğu dile getirildi.

    Tek köprü ile karaya bağlı ada şeklindeki mahallede balıkçı tekneleri kıyıya bağlanmış durumda. Bu aylarda iki mahalle arasında bulunan köprünün altı sularla kaplı olması gerekirken, suyun olmaması tedirgin ediyor.

    Uluabat Gölü’nün kıyısındaki sular altındaki sazlıklar ve adacıkların gün yüzüne çıktığı görüldü.

    Mahallede balıkçılık ile geçimini sürdüren İsmail Yılmaz, “Gölyazı’nın geçim kaynağı sadece tatlı su balıkçılığı, yani gölümüzdür. Bu suların çekilmesi ile işlerimiz çok kötü. Balık tutamıyoruz. Şu anda bu aylarda köprünün altından sandalların geçmesi gerekiyordu. Ama yapılacak bir şey yok. Şu an görmüş olduğunuz yerin en derin yeri 1 metre 20 santimetredir. Suyun genişliği sizi aldatmasın. Sular bu sene yağış olmadığı için hiç gelmedi. Şu an bu suyun seviye olarak 3 metrenin altında olmaması gerekiyor” dedi.

  • “Küçük Venedik” Gölyazı’da Covid-19 sessizliği

    “Küçük Venedik” Gölyazı’da Covid-19 sessizliği

    Bursa’nın merkez Nilüfer ilçesinde bulunan ve antik adı “Apollonia ad Rhyndacum” olan ve ”Küçük Venedik” olarak nitelendirilen Bursa’daki Gölyazı Mahallesinde ve Kovid-19 tedbirleri doğrultusunda sessizlik hakim oldu. Uluabat Gölü üzerindeki Gölyazı Mahallesi, gece ve gündüz aynı açılardan drone ile görüntülendi.

     

     

     
     
     
     
     
  • Bursa’da kaçak avlanan 2 kişiye para cezası

    Bursa’da kaçak avlanan 2 kişiye para cezası

    Bursa’da Uluabat Gölü’nde kaçak avcılık yapan 2 kişiye 3 bin 622 lira idari para cezası yazıldı.

    İl Jandarma Komutanlığından yapılan açıklamaya göre, son zamanlarda Uluabat Gölü’nde kaçak avcılık yapıldığına dair gelen ihbarlar üzerine Nilüfer Jandarma Asayiş Bot Komutanlığı ekipleri bölgede çalışma yaptı.

    Eskikaraağaç Mahallesi Çevre Yolu mevkisinde yapılan kontrolde A.C. (26) ve Ü.B’nin (32) ava kapalı alanda tüfeklerinin kılıfının dışında olduğu tespit edildi.

    Ekipler, tüfeklerin ruhsatsız olduğu tespit ederken, ele geçirilen malzemeler Bursa Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü ekiplerince muhafaza altına alındı.

    Haklarında idari işlem başlatılan şahışlara ayrı ayrı 945 lira olmak üzere toplam 1890 lira idari ve tazminat para cezası ile “2521 Sayılı Sayılı Avda Sporda Kullanılan Tüfekler Nişan Tabancaları ve Av Bıçaklarının Yapımı Alımı Satımı ve Bulundurulmasına Dair Kanuna Muhalefet” etmekten ayrı ayrı 866 lira olmak üzere toplamda 1732 lira idari para cezası uygulandı.

  • Kayığını sakladı, kaçtı, cezadan kurtulamadı

    Kayığını sakladı, kaçtı, cezadan kurtulamadı

    Bursa’da kaçak avcılık yapan E.C.’nin Uluabat Gölü kıyısında sakladığı kayığı jandarma ekipleri tarafından bulundu. Ekipler kayıktaki 11 yeşilbaş ördeği Bursa Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü’ne teslim ederken E.C.’ye ise 13 bin 249 lira para cezası kesildi.

    Nilüfer Jandarma Asayiş Bot Komutanlığı ekipleri son zamanlarda Uluabat Gölü’nde kaçak avcılık yapıldığına dair ihbarların artması üzerine harekete geçti. Jandarma ekipleri, Bursa Doğa Koruma ve Milli Parklar Av Koruma ve Kontrol ekipleriyle birlikte Karaoğlan Mahallesi Mustafakemalpaşa Çayı Dereağzı mevkisinde gölde kaçak avcılık yapanlarla ilgili kontrollerini arttırdı.

    Kontrollerde, kıyıdan 20 metre açıkta üzeri saz ve kamışlarla kamufle edilmiş kayık, kayığın önünde tahta ve demirlere ayaklarından iple bağlanmış mühre olarak kullanılan canlı 11 yeşilbaş ördek, 2 av tüfeği, bir ses cihazı ele geçirildi.

    Ekipler tüfeklerden birinin ruhsatının E.C.’nin üzerine belirledi. Jandarma ekipleri, ele geçirilen yeşilbaş ördekleri Bursa Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü’ne teslim ederken yasak olmasına rağmen gölde avlanan E.C.’ye ise 13 bin 249 lira cezai işlem uyguladı.

  • Bursa’da kaçak avcılar gölde mahsur kaldı

    Bursa’da kaçak avcılar gölde mahsur kaldı

    Bursa’da yasak olmasına rağmen avlanmak için Uluabat Gölü’ne açılan amatör avcılar I.Ş. (37) ve K.C. (39) gölde mahsur kaldı. Jandarma ekipleri tarafından kurtarılan kaçak avcılara Bursa Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü tarafından toplam 10 bin TL cezai işlem uygulandı.

    Olay, dün öğle saatlerinde Nilüfer ilçesinde Uluabat Gölü’nün Arıburnu mevkiinde meydana geldi. Nilüfer Jandarma Asayiş Bot Komutanlığı’na bağlı ekipler, gölde kıyı seyir ve kontrol görevi yaptığı sırada sazlık alan içerisinde iki adet kayık ve kamışlarla gizlenmiş güme (avcı kulubesi) tespit etti. Bunun üzerine kayıkların içerisinde inceleme yapan ekipler, 4 adet tüfek, 116 adet av fişeği, mühre olarak kullanılması yasak olan 6 adet yeşilbaş canlı ördek buldu. Ekipler, olay yerinde incelemesini sürdürdüğü sırada gölde iki kişinin mahsur kaldığı ihbarını aldı. İhbar üzerine göl içerisinde arama yapan ekipler, K.C. ve I.Ş. isimli kaçak avcılara sağ olarak ulaştı.

    ‘AKINTININ ETKİSİYLE YÖNÜMÜZÜ KAYBETTİK’

    Nilüfer Jandarma Asayiş Bot Komutanlığı’na bağlı ekipler, sağ olarak kurtardıkları K.C. ve I.Ş.’yi ifadelerini almak üzere karakola getirdi. K.C. isimli kaçak avcı burada verdiği ifadesinde, “Av malzemelerimizi kayıklarımızın oraya sakladık. Başka bir kayıkla göle açıldık. Akıntının etkisiyle yönümüzü kaybettik ve mahsur kaldık. Jandarma ekipleri bizi kurtardı. Sazlıklar içerisinde bulunan kayık, ördek ve diğer av malzemeleri bize aittir” dedi. İfadeleri alınan iki kaçak avcı serbest bırakıldı.

    İKİ KAÇAK AVCIYA 10 BİN TL CEZA

    Jandarma ekiplerinin ele geçirdiği malzemeler Bursa Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü ekiplerine teslim edildi. Milli Parklar Şube Müdürlüğü’nce K.C. ve I.Ş.’ye kaçak avlanma yaptıkları gerekçesiyle ayrı ayrı 5’er bin TL, toplamda 10 bin TL para cezası uygulandı.

  • Uluabat Gölü’nde alg patlaması

    Uluabat Gölü’nde alg patlaması

    Bursa’da Uluabat Gölü, yeşil renge boyandı. Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nurhayat Dalkıran gölde alg patlaması yaşandığını belirterek, “Suya karışan atıklar, göldeki azot ve fosfor oranını artırdığı için algler çoğalıyor. Alglerin çoğalması suda yaşayan ve gölden balık yiyen canlılara zarar veriyor” dedi.

    Nilüfer ilçesindeki Uluabat Gölü, yeşil rengi boyandı. Belediye ekiplerince yapılan incelemelerde, suda alg patlaması meydana geldiği ve herhangi bir kimyasal atığa rastlanılmadığı belirlendi. Bursa Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nurhayat Dalkıran yeşil alg patlamasının yılın bu dönemlerinde meydana geldiğini belirtti. Alglerin sudaki oksijen oranını düşürdüğünü vurgulayan Doç. Dr. Dalkıran, “Bu durum göldeki canlıların hayatını tehdit ediyor. Suda karışan atıklar, sudaki azot ve fosfor miktarını artırdığı için zamanla alglerin çoğalmasına neden oluyor” dedi.

    ‘AZOT VE FOSFOR ALGLERİN ARTMASINA NEDEN OLUYOR’

    Doç. Dr. Nurhayat Dalkıran, “Uluabat Gölü’ndeki bu aşırı alg çoğalmaları yılın bu dönemlerinde doğal hale geldi. Bunun çeşitli faktörleri var. Göl, sığ ve verimli bir göl. Besin tuzu açısından beslenmiş bir göl. Bu da azot ve fosfor anlamından zenginleşmiş anlamına geliyor. Bu azot ve fosforun girdisinin sebepleri de var. Gölün sığ ve eski bir göl olmasına bağlı olarak doğal bir azot ve fosfor birikimi var. Bir de tarım ve insan faaliyetlerinden dolayı suya giren bir azot fosfor var. Özellikle son 40-50 yıldır aşırı şekilde azot ve fosforun girmesi özellikle bu dönemlerde alglerin aşırı çoğalmasına sebep oluyor. Her canlının besine ihtiyacı var. Ortamda ne kadar besin olursa buna bağlı olarak da canlılar ona göre artış gösteriyor” dedi.

    ‘ALGLER SUDAKİ OKSİJEN MİKTARINI DÜŞÜRÜYOR’

    Alglerin çoğalmasının ekolojik zararları olduğunu belirten Doç. Dr. Dalkıran, “En önemli sorunlardan biri yüzeyde bir tabaka oluşturması. Bu da ışığın dibe girişini engelliyor. Işık dibe girmediği zaman da fotosentez yapan organizmaların fotosentez yapamaması anlamına geliyor. Bunun sonucunda da genellikle oksijen üretimi azalıyor. Dolayısıyla oksijen azalması olduğu gibi alglerin çoğalmasına bağlı olarak aşırı oksijenlenme de görülebiliyor. Bu da zararlı” diye konuştu.

    ‘GÖLDEKİ TOKSİN BALIKLARI TÜKETEN İNSANLARA GEÇEBİLİR’

    Uluabat Gölü’nde daha önce karaciğer üzerinde etkili olan bir toksin tespit edildiğini söyleyen Doç. Dr. Dalkıran, “Bu toksin karaciğere etki ediyor. Balıklara besin zinciri yoluyla geçebiliyor. Balıkları tüketen insana, kuşlara geçebilir. Sulama suyuyla toprağa geçebilir ve insanlarda karaciğer zararına sebep olabilir. Bu Türkiye’deki birçok gölde tespit edilen bir durumdur. Su seviyesinin düşmesinin de etkisi var. İklim değişimiyle de alakalı bir durum var. Küresel iklim değişiminin en önemli etkisinden birinin yağışların şeklinin değişmesidir. İklim değişimine bağlı olarak atmosferik havanın ısınması, buharlaşmanın artması, bu tip göllerde su seviyesinin daha çok düşmesine sebep oluyor. Küresel iklim değişmeleriyle alg çoğalmaları arasında yapılan çalışmalar çok ciddi bir ilişkinin olduğunu gösteriyor” şeklinde konuştu.

    ‘ATIKLARIN SUYA KARIŞMASININ ÖNÜNE GEÇMELİYİZ’

    Alg patlamalarının düzelmesi için gerekenlerin azot ve fosfor girdisinin azalması olduğunu belirten Doç. Dr. Dalkıran, “Temizlik olayı farklı bir şey. Algler bu dönemde aşırı çoğalıyor, daha sonra ölüyorlar. Öldükleri zaman dibe organik materyal çöküyor. Bu da bakteri faaliyetini artırıp, sudaki oksijeni de tüketebiliyor. Temizlenmesi mümkün değil. Doğal dengeye çok dikkat etmek gerekiyor. Yapılması gereken en önemli şey atıkların doğal sulara karışmasının önüne geçebilmek” diye konuştu.

    ‘ALGLER DURGUN SULARDA DAHA FAZLA ÇOĞALIYOR’

    Atıklarla ilgili arıtma tesislerinin kurulduğunu vurgulayan Doç. Dr. Dalkıran, “En büyük sorunlardan bir tanesi Kütahya’dan gelen atıklar. Tarımdan gelen sulama suyu dönüşü var. Bundan da azot fosfor girdisi olabilir. Bu da alglerin çoğalmasını tetikliyor. Yapılması gereken en önemli şey çevreyi kirletmemek. Doğal dengeyi bozmamak. Doğal dengeyi bozduğumuz zaman istenmeyen durumlarla karşılaşıyoruz. Bunun sucul ekosistemde daha ağır etkileri oluyor. Tür çeşitliliğinde azalma oluyor. Biyolojik çeşitlilik düşebiliyor. Uluabat Gölü önemli bir gölümüz. Türkiye’nin 14 Ramsar alanından biri. Biyolojik çeşitliliği çok yüksek. Canlılar açısından çok önemli bir yer. Balık çeşitliliği çok fazla. Önemli bir sulak alanımız ve dönemsel olarak bu tip çoğalmalar olabiliyor. Şu an yağışlarda da azalma var. Su seviyesi de düşmüştür diye tahmin ediyorum. Su seviyesinin düşmesi de suyun durgunlaşmasını ve suyun kendisini yenilemesini azalttığı için bu algler durgun suları seviyor ve çoğalmalar meydana geliyor” dedi.

    ‘İNSAN KAYNAKLI FAKTÖRLER BU SÜRECİ HIZLANDIRIYOR’

    Havaların soğuduğu, su seviyesinin yükseldiği zaman gölün renginin normal hale geleceğini belirten Doç. Dr. Dalkıran, şöyle devam etti:

    “Su seviyesinin çok fazla düşmesi ciddi zararlara sebep olabilir. Eski yıllarla karşılaştırdığımızda gölün alanında küçülme var. 20 yıl önceki verilerle karşılaştırdığımızda ciddi anlamda küçülmeler ve sığlaşma söz konusu. Bu aşırı alg çoğalması da sığlaşmayı tetikliyor. Verimli bir gölde ölen canlıların hepsi dibe çöküyor ve dolmaya sebep oluyor. Aynı havzadan gelen suyun taşıdığı katı maddeler de var. Onlar da gölün dolmasına sebep oluyor. Bu doğal bir süreç ama en önemli faktör insan etkisinden kaynaklı müdahalelerin artması. Bu da gölün doğal hayatını daha hızlı bir olayın gerçekleşmesine sebep oluyor. 100-150 yılda gerçekleşecek olan doğal bir olayın 10-20 yıl gibi bir sürede gerçekleştiğinin etkisini görüyoruz.”

    ‘GÖLÜN YÜZEYİNDE DEĞİŞİK BİR RENK VARDI’

    Doğa yürüyüşü yapmak için gölün kıyısına geldiğini söyleyen dron operatörü İsmail Onur Kurnaz, “Normalde her zaman geldiğimiz bir yer burası. Doğa yürüyüşü yapmak için geliyoruz. Gayet berrak suyu var. Bugün de geldik. Gölün yüzeyinde değişik bir renk vardı. Merak ettim. Yerli halkıyla muhabbet ettik. Alg patlaması olduğunu söylediler. Prodüksiyon işleri yaptığım için yanımda dron vardı. Hemen görüntülemek istedim” dedi.

  • Uluabat Gölü’nün ortasında saklı güzelli̇k…Cezası 73 bi̇n li̇ra

    Uluabat Gölü’nün ortasında saklı güzelli̇k…Cezası 73 bi̇n li̇ra

    Bursa’da bir ilçeye adını veren Nilüfer çiçekleri, yaz mevsimi ile birlikte açtı. Uluabat Gölü’nde açan Nilüfer çiçekleri her yıl binlerce turisti çekiyor. Pandemi sonrası turizm sezonunu açan Gölyazı sakinleri, tekne ile misafirlerini Nilüfer çiçeklerini izlemeye götürüyor. Sesten bile ürperen nadide çiçekleri görmek için zorlu ve uzun yolculuktan sonra adaya ulaşılırken, koruma altındaki çiçekleri koparmanın cezasının 73 bin lira olduğu açıklandı.

    Roma Bizans ve Osmanlı’ya ev sahipliği yapan 2700 yıllık Gölyazı Köyü’nün civarındaki Uluabat Gölü’nde saklı bir güzellik yaşanıyor. Yaz mevsiminde açan Nilüfer çiçekleri tekneciler için gelir kapısı oldu. Her yıl binlerce turisti ağırlayan Gölyazı’na gelenler tekne ile Kız adası civarındaki Nilüfer çiçeklerini görmek için yarım saatlik yolculuk yapıyor. Sazlıkların arasından geçilerek ulaşılan Nilüfer çiçeklerini ürkütmemek için köylüler teknelerini stop ettiriyor.

    Gölün ortasında açan nilüfer çiçekleri drone ile görüntülenirken, misafirlerin el sürmesine bile izin verilmiyor. Sadece uzaktan fotoğrafı çekilirken, koruma altında olduğu için Nilüfer çiçeğini koparmanın 73 bin lira cezası bulunuyor.

    Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, Nilüfer çiçeklerinin endemik bir yapısı olduğunu belirterek, “Gölyazı ve Uluabat Gölü binlerce yıllık tarihiyle misafirlerini bekliyor. Pandemi süreci sonrası turizm sezonu açıldı. Hazırlıklarımız da büyük oranda bitti. Nilüfer çiçeklerini izlemeye misafirleri bekliyoruz. Koruma altında olduğu için koparmanın 73 bin lira cezası var. Biz bu çiçekleri kendi belediye binamızın önünde de doğal olarak sergiliyoruz” diye konuştu.

    Gölyazı Turizm Geliştirme Kooperatifi Başkanı Atilla Yılmaz, çiçeklere el sürdürmediklerini belirterek, “Biz de çiçeklere sahip çıkıyoruz. Misafirler sadece uzaktan fotoğrafını çekiyor. Koruma altında olduğu için cezası bulunuyor” dedi.

    Tekne ile misafirleri Kız adası civarındaki Nilüfer çiçeklerine taşıyan İsmail Kutlu ise, Nilüfer çiçeklerinin sabah açtığını akşam kendisini kapattığını belirterek, “Çiçekler sese hiç gelmez. Biz de rahatsız etmemek için motoru stop ettirip kürekleri çekiyoruz. Dünyanın heryerinden turist geliyor” dedi.

    Nilüfer çiçeklerinin Ulubat Gölü’nün endemik bitkilerinden bir tanesi olduğunu ifade eden Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem ise, “Bu mevsimde açılmasıyla özeldir. Bizim belediyemizde nilüfer çiçeğinden gelmektedir. Dolayısıyla koruma altında olması bizler içinde çok önemli. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından koruma altında olan bir bitkidir. Mutlak suretle bu çiçeğin korunması gerekiyor. Tüm vatandaşlarımızdan isteğim bu çiçeği kopartmasınlar. Hatta onların fotoğraflarını çekerek dikkatli olunmasını sağlasınlar. Koparıldığı takdirde 73 bin liraya kadar da cezası var. bu güzelliklere hersek sahip çıksın” diye konuştu.

  • Bursa’da çevre katliamı!

    Bursa’da çevre katliamı!

    Bursa’da kısa süre önce balık tutulan bir dere kirli atıklar yüzünden yaşanmaz hale geldi. Geçtiğimiz haftaya kadar billur gibi akan sudan içtiklerini belirten köylüler kirlilik sebebiyle simsiyah akan derenin tarıma ve doğal yaşama zarar verdiğini söyledi.

    İddiaya göre, Karaağaç Mahallesinde kurulu süt ve süt ürünleri işi yapan bir çiftlik kirli atıklarını Sürgün dere mevkinde dereye atmaya başladı. Bir kaç hafta öncesine kadar balıkların yaşadığı dereden su bile içtiklerini belirten köylüler simsiyah akan dere yüzünden tarlalarını sulayamadıklarını söyledi.

    “Milyar verseler su içmem”

    Kirli akan dereyi cep telefonu ile görüntüleyen Enver Koç isimli vatandaş ise tepkisini şu sözlerle gösterdi, “Geçtiğimiz günlerde bu dereye geldim billur gibi su akıyordu. Balıklar yüzüyordu. Şuanda balıkların halinin nasıl olduğunu düşünemiyorum bile. Yukarıdaki çiftlik her türlü pisliğini buraya salıyor. Geçen hafta bu dereden su içtim şimdi milyar verseler su içemem” dedi.

    “Pislik Uluabat Gölü’ne akıyor”

    50 yıldır derede balık tutulduğunu belirten bir köylü ise derenin hemen üst tarafındaki bir çiftliğin şikayet etmelerine karşın dereyi kirletmeye devam ettiğini belirterek, “Bu pislik olduğu gibi Uluabat Gölü’ne akıyor. Derede bir tane canlı kalmadı. Biz bu bölgede balık tutuyorduk. Şuan bırak balığı kaplumbağa bile bu suda yaşamıyor. Hem bayram hemde sokağa çıkma yasağı var çiftlik bunu fırsat bilip tüm pisliklerini dereye salıyor. Tarım alanları da bu dereden sulanıyor. Bu kirlilik sebebiyle yiyeceğimiz tarım mahsulleri de kirleniyor” diye konuştu